Etiket: dil

  • “Emojiler dilimizi kirletiyor”

    “Emojiler dilimizi kirletiyor”

    Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Toparlı, günlük konuşmada sıklıkla kullanılan kısaltma ve emojilerle ilgili konuştu. Prof. Dr. Toparlı, “Bunlar özentilerdir. Bunlar kalıcı olmazlar. Yani gençlerin sevgilerini, duygularını, öfkelerini belli etmek için Türkçede onlarca anlatım vardır. Bunlardan uzaklaşıp sadece bir hareketle ki bu hareketler sözlükte yer almaz. Türk Dil Kurumunun sözlüğünde hiçbir zaman yer almaz. Bunları ben gençlere mümkün olduğu kadar kullanmamalarını söylüyorum. Hatta ‘bık gelmek’ gibi kısaltıp kullanımların da zarar vereceğini, birbirleriyle mesajlaşırken ‘teşekkür’ yerine ‘tşkr’ yazmalarını. Selam yerine ‘slm’ yazmalarını yadırgıyorum. Çünkü bugün ‘slm’ yazdığınızı yarın okumaya kalkarsanız ‘Salim’ diye de okunabilir. Türkçenin en önemli özelliği sesli harflerin çokluğudur. Sesli harfleri yazmazsanız ileride yazdığınız şeyleri okuyamama tehlikesiyle karşı karşıya kalırsınız. Onun için Asım’ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek. İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. Mehmet Akif’in dizelerinde böyle diyor. Asım’ın nesli yani gençlik namusunu, buradaki namus sadece soyut anlamıyla değil ülkesi, vatanı, bayrağı ve dili olarak kabul ediniz. Ezanı olarak kabul ediniz. Bu gençlik bunlara hiçbir zaman laf söyletmemiştir, söyletmeyecektir” dedi.

    “Dil, bir milletin en önemli unsurudur”

    Emojilerle dilin kirletilmemesini söyleyen Toparlı, “Dil, bir milletin en önemli unsurudur. İnsanların birbirleriyle anlaşma vasıtasıdır. Öyle emojilerle kısa kısa konuşmalarla kendi konuştuğunuz dili kirletmeyiniz. Kendinizce konuşun. Bu heves geçicidir. Geçip gider. Ertesi gün tahmin ediyorum gençler ileriki yaşlarında, olgunlaştıklarında yaptıklarının yanlış olduğunu anlayacaklar ve güzel Türkçemizin güzellikleriyle konuşmaya ve yazmaya devam edeceklerdir” ifadelerine yer verdi.

  • “Türk Kültürü ve Dili” dersleri

    “Türk Kültürü ve Dili” dersleri

    İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde görevli Doç. Dr. Mehmet İlgürel tarafından Havana Üniversitesi Sanat ve Edebiyat Fakültesi Türkiye Tarihi ve Kültürü Kürsüsünde verilen Türk Kültürü ve Dili derslerine 40 öğrenci üniversite dışından katılan Kübalılar katıldı.

    Bunun yanı sıra, Havana Üniversitesinde ilk defa “Türk Tarihi ve Kültürü” hakkında bir lisansüstü ders düzenlendi. “Eski Kökenlerinden Çağdaş Döneme Kadar Türkiye ile İlgili İncelemeler” adlı yüksek lisans dersinin yanı ısıra, “Mistik-Felsefi Düşüncenin Başlıca Temsilcileri Mevlâna ve Yunus Emre ve Kültürel ve Sosyal Bir Mirasın Varisi Türkiye” ana başlığı altında dersler sunuldu.

    Söz konusu programdaki geri kalan dersler Türkiye ile ilgili çalışmalar yapmış olan Kübalı öğretim elemanları tarafından verildi.

    Türk Dili Yarışmaları

    Program kapsamında, Türk Kültürü ve Dili sınıfı öğrencileri arasında Türk Dili Yarışmaları düzenlendi. Dereceye giren öğrencilere T.C. Havana Büyükelçiliği tarafından hediye verildi. 18 Mart Çanakkale Zaferi vesilesiyle Kübalı öğrenci ve öğretim üyelerine, Çanakkale Zaferini çeşitli yönleriyle anlatan bir konuşma verildi.

    19 Mayıs’ta “Türk Kültürü Günü”

    19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda ise öğretim üyeleri ve öğrencilerin de katılımıyla Türk Kültürü Günü düzenlendi. Bu etkinlikte Kübalı araştırmacılar, Türk Kültürü ile ilgili bildirilerini sundukları bir oturum gerçekleştirdi. Kübalı öğrenciler tarafından Türkçe şiir okundu. Ayrıca sözü geçen yarışmada başarılı olan öğrenciler ödüllendirilmiş ve 19 Mayıs kutlaması gerçekleştirildi.

  • 3 bin dil yok olabilir

    3 bin dil yok olabilir

    “Uluslararası Anadil Günü”, Bangladeş’in girişimiyle 1999’da UNESCO Genel Konferansı’nda onaylandı ve 2000 yılından bu yana her yıl 21 Şubat günü kutlanıyor. UNESCO verilerine göre, şu anda dünya üzerinde 7 binin üzerinde dil konuşulurken, bunların 6 bin 700’ünü yerel halkların dilleri oluşturuyor ve bunlar “dünya üzerinde en çok tehdit altında olan” dilleri oluşturuyor.

    2019’da kutlanan BM Uluslararası Yerli Diller Yılı kapsamında kabul edilen karar tasarısı uyarınca UNESCO, devletlere yerli dillerin korunması için fon ve mekanizmalar kurma çağırısında bulunuyor.

    DİLLER NEDEN YOK OLUYOR?

    UNESCO’ya göre, yerli popülasyon, ülkenin nüfusunun küçük bir kısmını oluştursa bile bu toplumlar, kültürel ve dilsel çeşitliliğin en büyük bölümü. Dillerin yok olması ise geri dönülemez bir şekilde kozmopolitliğin ve insanlığın ortak mirasının yok olması anlamına gelebilir.

    BM’ye göre, dil çeşitliliğinin yok olması, biyolojik hayattan kültürel hayata kadar birçok şeyi etkiliyor.

    DÜNYA TEHLİKE ALTINDAKİ DİLLER ATLASI

    UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası’na göre, 1950’den bu yana hiç kimse tarafından konuşulmayan diller, “yok olmuş” diller olarak kabul ediliyor.

    En geç konuşanların dede/nene olmuş kişiler ya da daha yaşlı kişiler olan ve çok da sık konuşulmayan diller, “kritik derecede tehlike” altında olarak nitelendiriliyor. Yine bu yaş gruplarınca konuşulan ancak gelecek nesillere aktarılmayan diller, “şiddetli derecede tehdit altında” şeklinde nitelendiriliyor.

    Çocuklar tarafından artık ana dil olarak konuşulmayan diller, “kesinlikle tehdit altında” olarak nitelendirilirken, çocuklarca konuşulan ama her yerde konuşulmayan diller de “savunmasız” kategorisine alınıyor.

    Bir dilin “güvenli” olarak nitelendirilmesi için tüm nesillerce ve dil üzerinde herhangi bir kısıtlama olmadan konuşulması gerekiyor. Bu sınıflandırmaya göre, bugüne kadar konuşulan dillerin yüzde 4’ü “yok olmuş” olarak atfediliyor.

    Bugün konuşulan dillerin yüzde 10’u “kritik derecede tehlike altında”, yüzde 9’u “şiddetli derecede tehlike altında”, yüzde 11’i “kesinlikle tehdit altında”, yüzde 10’u “savunmasız” olarak sınıflandırılıyor. UNESCO, bu dillerin bu yüzyılın sonuna kadar yok olabileceği endişesi taşıyor.

  • Google Çeviri’ye 24 yeni dil

    Google Çeviri’ye 24 yeni dil

    Google’dan yapılan açıklamada, uygulamanın çeviri yaptığı dillere 10’u Afrika’dan olmak üzere 24 yeni dil eklendiği belirtildi.

    Çeviri uygulamasına yeni eklenen Afrika dilleri şöyle sıralandı:

    • “Gana’da 11 milyon kişinin konuştuğu “Ashante”,
    • Mali’de 14 milyon kişinin konuştuğu “Bambara”,
    • Gana ve Togo’da 7 milyon kişinin konuştuğu “Jeje”,
    • Sierra Leone’de 4 milyon kişinin konuştuğu “Krio”,
    • Uganda ve Ruanda’da 20 milyon kişinin konuştuğu “Luganda”,
    • Etiyopya ve Kenya’da 37 milyon kişinin konuştuğu “Oromo”,
    • Kongo Cumhuriyeti, Angola, Güney Sudan ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde 45 milyon kişinin konuştuğu “Lingala”,
    • Güney Afrika’da 14 milyon kişinin konuştuğu “Sepedi”,
    • Eritre ve Etiyopya’da 8 milyon kişinin konuştuğu “Tigrinya” ve Esvatini,
    • Mozambik, Güney Afrika ve Zimbabve’de 7 milyon kişinin konuştuğu “Tsongo”

    Eklenen diğer 14 dil arasında Kürtçenin Sorani lehçesinin yanı sıra Hindistan, Latin Amerika ve Filipinler’den diller bulunuyor.

    Buna göre, Google Translate’in hizmet verdiği dil sayısı 133’e çıkmış oldu.