Etiket: diploma

  • 69 yaşında lise diploması almıştı hayatını kaybetti

    69 yaşında lise diploması almıştı hayatını kaybetti

    Ekinözü İlçesi Yeniköy Mahallesi’nde yaşayan Koyun, 2008 yılında açık öğretim lisesine başladı. 4 yıl boyunca açık öğretim lisesine devam eden Abdurrahman Koyun, 69 yaşında liseyi tamamlayarak, diplomaya almaya hak kazandı.
    10 yıl önce İhlas Haber Ajansı’na açıklamada bulunan Koyun, “Ömrüm olduğu müddetçe üniversiteye de gitmek için çaba harcayacağım ve başarılı olacağıma da inanıyorum. Bizim çocukluk dönemimizde bulunduğumuz yerde okul yoktu. Benim yaşımdaki köylülerim ve arkadaşlarımın tamamı okuma yazma bilmiyor. Ben ise okuma yazma öğrenmek ve diploma alabilmek için açık ilköğretim okuluna kaydımı yaptırdım. 64 yaşımda ilköğretim okulu mezunu oldum. Daha sonra ise açık liseye kaydoldum. Açık liseyi teşekkür belgesi ile tamamladım ve diplomamı aldım. Bundan sonra benim amir-memur olacak ve kariyer yapacak halim yok. Ancak, okumanın yaşı olmadığını göstererek, okuma yazma bilmeyenlere örnek teşkil edeceğimden dolayı çok mutluyum. İnşallah hedeflerime bir bir ulaşacağım. İnsan azmederse her şeyi başarır derler. Demek ki azim ile hareket ettikten sonra 69 yaşından sonra da insan diploma alabiliyormuş. Şimdi ise 1 yıl dinlendikten sonra üniversite kayıt yaptıracağım ve inşallah üniversiteyi de bitireceğim” şeklinde konuşmuştu.

    Hayatının son dönemlerinde okumayı ve okutmayı önemseyen Koyun, 6 Şubat depremlerini karısı ile köyündeki evinde yakalanıştı.
    Depremde yaşadığı ev hasar alan Koyun, son yıllarda mücadele ettiği koah hastalığına yenik düştü.
    Çeşitli hastanelerde tedavi altına alınan ve son günlerini evinde geçiren Abdurrahman Koyun, aldığı lise diplomasından 10 yıl sonra 79 yaşında hayatını kaybetti.
    Ekinözü Kırcauşağı camiinde kılınan namazın ardından mahalle mezarlığına defnedildi.
    Koyun’un cenaze törenine yüzlerce vatandaş katıldı.

  • Onun hobisi üniversite bitirmek

    Onun hobisi üniversite bitirmek

    İzmir’de 68 yaşındaki Ferda Sarıyer, çevresinde okuma aşkıyla tanınıyor. Fransızca öğretmenliğinin yanı sıra okul idareciliği ve Milli Eğitim şube müdürlükleri görevlerinde bulunan Sarıyer, öğretmenlik yaparken bir yandan da hukuk fakültesini bitirdi. Emekli olduktan sonra ise avukatlık mesleğine adım atan Sarıyer, hayatı boyunca; ön lisans, lisans ve yüksek lisans olmak üzere 14 bölümü bitirdi. Okumaya devam etmezse rahatsız olacağını ve okumanın kendisini zinde tuttuğunu ifade eden Sarıyer, bir sonraki eğitim hedefinin tarım üzerine bir bölüm okumak olduğunu, ömrü yetene kadar okumaya devam edeceğini söyledi.

    “Okuduğum bölümleri sıralarken karıştırıyorum”

    Eğitim hayatının nasıl başladığını anlatan Sarıyer, “İlk olarak Fransızca öğretmenliği yaparak göreve başladım. Öğretmenliğe başladıktan sonra 12 yıl müdürlük yaptım. Ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesine başladım. Mezun olduğum dönemlerde ise İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevine atandım. Kamu Yönetimi, Halkla ilişkiler, Yerel Yönetimler, Medya ve İletişim, Turizm, Emlak Yönetimi, Sosyal Hizmetler bölümleri olmak üzere toplamda 14 bölüm bitirdim. Şu anda üç ayrı üniversitede öğrenciliğim devam ediyor. Bazen okuduğum bölümleri sıralarken karıştırıyorum. 72 yaşında İtalyan bir kişi 15 üniversite mezunu olarak dünya rekorunu elinde tutuyor. Haziran ayında okuduğum bölümden mezun olup rekoru kıracağım. Dünya rekoruyla kafa kafaya geleceğim” dedi.

    “Hobi olarak görüyorum”

    Çevresindekilerin kendisine verdiği tepkiden de bahseden Ferda Sarıyer, “‘Hiç işin yok mu? Zaten belli bir yaşa gelmişsin, üniversite okumak isteyen öğrencilerin önüne geçiyorsun’ gibi tepkiler alıyorum. Kimileri de bunu bir hastalık olarak görüyor. ‘Ferda hocanın bir hastalığı var, o da üniversite bitirmek’ diyorlar. Ben bunu bir hobi olarak görüyorum. İş hayatım sürerken okumaya vakit buluyorum. Okumak benim için yemek yemek, su içmek gibi. Hedefe ulaşıncaya kadar mücadeleye devam edeceğim” ifadelerine yer verdi.

    “Sınavlarda öğretmen sanıyorlar”

    İki kızının da üniversite okuduğunu; fakat kendisi gibi çok sayıda diplomalarının olmadığını aktaran Sarıyer, “Çevre mühendisi olan büyük kızım benim isteğimi kırmadı ve ikinci üniversiteyi tamamladı. Küçük kızım da bir üniversitede dekan yardımcısı oldu. Daha sonra profesör olacak ve ben de ardından doktoraya başlayacağım. Kızlarımın benim gibi çok sayıda üniversite bitirmesi çok zor. Öğrencilerle fakültede sınava gireceğim zaman beni gözetmen öğretmen sanıyorlardı” diye konuştu.

    Sıradaki hedefi belediye başkanlığı

    Hedeflerinin arasında belediye başkanlığının da olduğunu söyleyen Sarıyer sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Şimdi aday adaylığı süreci içerisindeyim. Başvurumu yaptım. İnşallah sıradaki hedefim olan belediye başkanlığına da ulaşacağım. 14 diplomalı başkan olarak göreve başlayacağım.”

  • Uludağ Üniversitesi’nden adalet sistemine yeni hukukçular

    Uludağ Üniversitesi’nden adalet sistemine yeni hukukçular

    Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 2022-2023 Eğitim-Öğretim Yılı 12. Dönem Mezuniyet Töreni’ne BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Arif Bayrak, Hukuk Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zekeriyya Arı, Bursa Barosu Genel Sekreteri Avukat Yener Poroy, akademisyenler, mezun olmaya hak kazanan öğrenciler ve aileleri katıldı.


    Genç ama seçkin bir fakülte

    Törende konuşan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; Bursa Uludağ Üniversitesi yarım asra yaklaşan deneyimi ile Türkiye’deki üniversiteler arasında mümtaz bir yere sahiptir. Bu deneyim Bursa Uludağ Üniversitesi’ni Türkiye’nin 206 üniversitesi içerisinden “Araştırma Üniversitesi” unvanına sahip 23 üniversitenin olduğu seçkin bir lige dahil olmasını sağladı. Araştırma Üniversitesi ligi içerisinde olmak üniversitemizin diğer üniversitelerden pozitif yönde ayrışmasını sağlayan bir çok imkan sunuyor. Bu imkanlardan üniversitemiz için layıkıyla yararlanmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hukuk Fakültemiz genç yaşına rağmen son derece hızlı yol aldı ve ülkemizdeki Hukuk Fakülteleri arasında seçkin bir yerde konumlamayı başardı. Hukuk’un önemi malum. Bu anlamda güçlü bir akademisyen kadrosuna sahip Hukuk Fakültemizi desteklemeyi her zaman olduğu gibi sürdüreceğiz. Hayatları boyunca çocuklarına desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen kıymetli aileler başta olmak üzere “adalet” kavramını öğrencilerimize ilmek ilmek işleyen değerli hocalarımızı ve mezunlarımızı gönülden tebrik ediyorum” dedi.


    Temel kriterimiz adalettir

    Hukuk Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Zekeriyya Arı ise, “Aynı yollardan geçmiş birisi olarak her mezuniyet töreninin mutlulukla hüznün, buruklukla geleceğe olan umudun yan yana olduğu bir dönem olduğunu söyleyebilirim. Tarihte pandemi ve depremin getirdiği bu kadar zor badirelerin olduğu bir dönemde öğrencilik yaşayan pek az öğrenci vardır. Temel kriterimiz Adalettir. Adalet mülkün temeli olduğu gibi varlığın da temelidir. Sağlığın da, eğitimin de, ekonominin de temeli adalettir. Dolayısıyla adalet hayatımızın her alanındadır. Öğrencilik hayatları boyunca öğrencilerimize de bu kavramı aşılamaya gayret gösterdik. Sevgili mezunlarımıza öğrencilik hayatlarında başarılar diliyor, fakültemizin kuruluşundan bu yana emekleri büyük olan Prof.Dr. Doğan Şenyüz hocamız başta olmak üzere, akademik ve idari personelimize teşekkür ediyorum. Bursa Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin kurulduğu günden bugüne kadar pek çok yatırımla desteklerini gördüğümüz Gemlik Belediyesi’ne şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.

    Açılış konuşmalarının ardından dereceye giren öğrencilere hediyeleri takdim edildi. Yaş kütüğüne plaket çakılması ve anı belgelerinin dağıtılmasının ardından öğrencilerin hep birlikte kep fırlatmasıyla birlikte tören sona erdi.

  • Bursa Teknik Üniversitesi, 2023 mezunları

    Bursa Teknik Üniversitesi, 2023 mezunları

    BTÜ’nün yeni mezun öğrencilerini uğurladığı mezuniyet töreni Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Yıldırım İlçe Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, öğrenciler, aileleri, akademik ve idari personelin katılımlarıyla BTÜ Mimar Sinan Yerleşkesinde gerçekleşti. BTÜ’nün 8’inci mezunlarını verdiklerini ifade eden BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, bu yıl mezun sayısının ise bin 200 olduğunu sözlerine ekledi. Her bir mezunu ile ayrı ayrı kıvanç duyduklarını dile getiren BTÜ Rektörü Çağlar, “Bir üniversitenin sunduğu eğitim kalitesinin niteliğini ne kadar eski olduğu değil, oluşturduğu eğitim modelinin güncel ve sahip olduğu eğitim öğretim materyallerinin kalitesine, uyguladığı sistemin niteliğine ve öğrenci akademisyen ilişkisinin oluşturduğu sinerjiye bağlıdır. BTÜ, kuruluşundan bu yana gerçekleştirdiği çalışmalarla iyi bir üniversitenin sahibi olduğu bu özellikleri edinmiştir. BTÜ’nün bilgiyi en doğru şekilde öğrenciye aktarması ve bir bilgi ekosistemini oluşturmuş olması diğer üniversitelerden farklı kılan tarafımız” şeklinde konuştu.


    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaşise konuşmasında şu ifadelere yer verdi;

    “Üniversite mezunu olunmasının şart olduğunu düşünenlerden biriyim. Bir kere artık hayata özgüvenle bakacaksınız.Zor, sıkıntılı ama gerçekten gelişime çok açık bir ülkede yaşıyoruz ve sizler Bursa gibi bir şehirde Türkiye’nin 4 büyük ili, bir sanayi şehrinden ve böyle genç, yenilikçi bir üniversitede okuduğunuz ve mezun oldunuz. Bu sıkıntıların aşılabilmesi adına da lütfen büyük bir gayreti ortaya koymanız gerektiğini unutmayın.”
    Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz da, “Eğitim görenler ve mezun olanlar bölgemizin, ülkemizin ve dünyanın gelişimine inşallah önemli katkılar sunacaktır. Allah yolunuzu bahtınızı açık eylesin” dedi.

    Dereceye giren öğrencilere plaket takdimi ve kütük çakma ile devam eden tören, kep atma ile sona erdi.

  • Uludağ üniversitesinde mezuniyet heyecanı

    Uludağ üniversitesinde mezuniyet heyecanı

    BUÜ Görükle Kampüsü Atletizm Pisti’nde gerçekleştirilen törene Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zekeriyya Arı, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, akademisyenler, idari personel, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, mezun öğrenciler ve aileleri katıldı.


    Teorik ve pratik “bilim” öğretildi

    Törendeki konuşmasına bir Araştırma Üniversitesi olduklarını hatırlatarak başlayan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Türkiye’nin en nitelikli üniversiteler arasında yer aldıklarını vurguladı. Kuruluş gayeleri olan eğitim-öğretim faaliyetlerinin düzenli olarak yürütülmesinin yanı sıra bilimsel ve akademik gelişime de büyük bir önem verdiklerini söyleyen Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Orta ve uzun vadede, zaten yarım asra ulaşmış bir geleneği olan Bursa Uludağ Üniversitesi, Araştırma Üniversitesi vizyonu ile gelişimine devam etmektedir. Buradan alınan diplomalar Türkiye’nin her yerinde mezunlarımıza en iyi şekilde referans olacaktır. Fen-Edebiyat Fakültemiz özelinde ise velilerimizin gönlünün daha da rahat olmalarını rica ediyorum. Burada öğrencilerimize gerçek anlamda teorik ve pratik bilim öğretilmektedir. Öğrencilerimiz yapacakları meslekleri mezuniyet öncesi benimsemiş olur ve hayata atıldıklarında vazifelerini en iyi şekilde yerine getirebilir. Tüm bu süreçte emeği geçen akademisyenlerimize ve fedakârca çocuklarının eğitimine destek veren ailelere teşekkür ediyorum. Mezun olan öğrencilerimizi tebrik ediyor, bahtlarının açık olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.


    “Mesleğinizi yaparken adaletten ayrılmayın”

    Programda konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zekeriyya Arı, mezuniyete hak kazanan tüm öğrencileri ve onlara her anlamda destek veren ailelerini tebrik etti. Pandemi ve deprem gibi üzücü durumlara rağmen en iyi şekilde görevlerini yapmaya devam eden tüm akademisyenlere de şükranlarını ileten Prof. Dr. Zekeriyya Arı, öğretmenlik mesleğine adım atan mezunlara ise adaletten uzaklaşmamaları tavsiyesinde bulundu.

    Arı; “Öğrencilerimizin aldıkları eğitim, göreve başladıklarında onlara büyük kolaylıklar sağlayacak. Mesleğini en iyi şekilde yapacaklarına inandığım öğrencilerimizin, bu esnada adil olacaklarına ve görevlerinin bilinci ile hareket edeceklerine gönülden inanıyorum. Mezuniyet, hayatlarınızın en önemli dönüm noktasıdır. Daha çok çalışmak ve kendimizi geliştirmeye devam etmeliyiz. Hazıra konmadan, işimizi en iyi şekilde yapmaya odaklanmak temel hedefimiz olmalıdır. Mesleğimize tutku ile bağlı kalmalı, toplumdan kazandıklarınızı yine toplumun yararına kullanmaya devam etmenizi rica ediyorum. Mezun olmaya hak kazanan tüm öğrencilerimi tebrik ediyor, yeni hayatlarında da başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.

    Derece yapan öğrencilere hediyelerinin takdim edildiği program, anı belgelerinin dağıtılması ve hep birlikte kep fırlatılmasının ardından sona erdi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite diploması

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite diploması

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite diplomasıyla ilgili iddialarla ilgili dün Marmara Üniversitesi bir açıklama yayımlayarak Erdoğan’ın 1974’te Üniversitelerarası Seçme Sınavı sonucuyla okula resmen kayıt yaptığını ve 1981’de mezun olduğunu duyurmuştu.

    Bugün de İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasıyla ilgili iddialara belgelerle yanıt verdi.

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin 23-24 Mart Dezenformasyon Bülteni’nde yayımlanan belgede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 8345 diploma numarasıyla Marmara Üniversitesi’nden mezun olduğu görülüyor.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ismi, 1980-81 dönemi mezunlarının olduğu listede de yer alıyor. Belgeler arasında Erdoğan’ın 1974 yılında ‘Üniversitelerarası Seçme Sınavı Sonuç Belgesi’ de yer alıyor.

    1981 yılında Askerlik Şube Başkanlığına gönderilen Erdoğan’ın geçici mezuniyet belgesine ilişkin yazışma. Erdoğan’ın el yazısıyla Dekanlığa yazdığı dilekçe.

  • Metin Hara’nın ‘diplomasız hasta bakma’ davasında yeni gelişme!

    Metin Hara’nın ‘diplomasız hasta bakma’ davasında yeni gelişme!

    “Diploması olmadığı halde hasta tedavi etmek veya tabip unvanını takınmak” suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davada ilk kez savunma yapan Metin Hara, “Yaptığım şey teknik olarak ‘sufi nefesi’ dediğimiz aparatsız, yan etkileri olmayan, bilimsel olarak kanıtlanmış bir tekniktir. Öğrettiğim tekniğin amacı hasta tedavi etmek değil, iyilik halini artırmaktır.” dedi.

    İstanbul 16. Asliye ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanık Metin Hara katıldı. Müdahil Beşiktaş Kaymakamlığını ise bir avukat temsil etti.

    Duruşmada kimlik tespiti yapılan sanık Hara, mesleğinin ne olduğu sorusunu “yazar, konuşmacı ve fizyoterapist” diye yanıtlarken, iaylık gelirinin 15-20 bin lira arasında olduğunu söyledi.

    Kendisine isnat edilen suçu kabul etmediğini belirten Hara, “lisanslı fizyoterapistlik” unvanına sahip olduğunu kaydetti.

    Fizyoterapistlerin yapabileceklerinin, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 13. maddesinde düzenlendiğini aktaran Hara, “Yaptığım şey teknik olarak ‘sufi nefesi’ dediğimiz aparatsız, yan etkileri olmayan, bilimsel olarak kanıtlanmış bir tekniktir. Öğrettiğim tekniğin amacı hasta tedavi etmek değil, iyilik halini artırmaktır.” diye konuştu.

    “Magazinsel haberler çıktığında kendimi burada buldum”

    Yaklaşık 14-15 yıldır süren etkinliklerinde her katılımcıdan tıbbi tedavi yerine geçmediğine dair ıslak imzalı onay belgesi alındığını ve bu etkinliklerin devlet kurumları dahil birçok üniversitede, firmada, eğitim kurumunda, tıbbi sempozyumlarda gerçekleştiğini anlatan Hara, şu savunmayı yaptı:

    “Tek bir meslek ihlali şikayeti olmamıştır. Yıllardır mesleğimi etik olarak yaptım. Hiçbir tıbbi malzeme, besin takviyesi satılmamış, pazarlanmamıştır. Böyle bir durumda nasıl tedavi, teşhis uygulayabileceğimi yıllarca Çapa’da çalışmış biri olarak bilmiyorum. Benzer konularda etkinlik yapan birçok insanın, birçok kanun ihlalini gözümle görürken bir fizyoterapist olarak bu tarz bir şeyin içinde olmam mesleki anlamda beni yaralamıştır. ‘Diploması yok’ diye yansıtılmak mesleki kariyerimi ciddi anlamda zedelemiştir. Kendimi yazar ve konuşmacı olarak tanıtırım, fizyoterapist olarak bile çoğu zaman tanıtmam. İyilik halini artırabilirim. Düşünce gücü bir şeyleri iyileştirmek değildir. Kişinin performansını ve motivasyonunu artırmaktır. Verdiğim seminerlerle tedavi yapabilmem mümkün değildir. Sadece magazinsel haberler çıktığında ilginç şekilde kendimi burada buldum. Benim için cezai kısmından çok etik kısmı önemli. Takdir sizindir.”

    Dava konusu olan, “İnsanagüven Eğitim ve Dayanışma” adlı iş yerinin kapandığını aktaran Hara, şu an başka bir iş yerinin olduğunu kaydetti.

    Hara, müdahil Beşiktaş Kaymakamlığı avukatının bir sorusu üzerine de herhangi bir alanda doktora yapmadığını, fizyoterapist olarak lisansını tamamladığını söyledi.

    Söz alan Metin Hara’nın avukatı Serdar Öktem ise müvekkilinin iş yerinin mühürlenmediğini ifade etti.

    Mahkeme, tanıkların dinlenilmesi için duruşmayı erteledi.

    Olayın geçmişi

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 13 Temmuz 2017’de Hara hakkında BİMER’e şikayette bulunularak, tıp eğitimi almamasına rağmen kurduğu sistemle danışmanlık adı altında yüksek paralar karşılığı umut tacirliği yaptığının bildirildiği anlatılıyor.

    İddianamede, ihbar üzerine Hara’nın sahibi olduğu “İnsanagüven” isimli danışmanlık şirketini inceleyen Beşiktaş Kaymakamlığının, şirketin faaliyet izninin bulunmadığını, Hara’nın hekim diploması olmadığını, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği kapsamında bulunan uygulamaları yapabileceğine dair herhangi bir sertifikası olmadığı halde “Tamamlayıcı Tıp Uzmanı” unvanını kullandığını tespit ettiği aktarılıyor.

    İş yerini mühürleyen kaymakamlığın Metin Hara hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğu ifade edilen iddianamede, İstanbul Üniversitesi Fizik Tedavi Rehabilitasyon Yüksekokulu mezunu olan Hara’nın, “Tamamlayıcı Tıp Uzmanı” unvanını kullanabileceği bir belgesi ve diplomasının bulunmadığı kaydediliyor.

    İddianamede, Hara’nın, Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 25. maddesindeki “diploması olmadığı halde hasta tedavi etmek” suçundan 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

  • 6 diplomalı doktor 7’ncisini almaya hazırlanıyor

    6 diplomalı doktor 7’ncisini almaya hazırlanıyor

    Bursa’da, 6 üniversite diploması bulunan aile hekimi Taner Ödemiş (53), Dikey Geçiş Sınavı’na (DGS) hazırlanarak 7’nci diplomasını hukuk fakültesinden almayı hedefliyor. Okumanın en güzel şey olduğunu belirten Ödemiş, “53 yaşındayım, 33 yıldır öğrenciyim. Bununla gurur duyuyorum” dedi.

    ​Osmangazi ilçesi Atıcılar Aile Sağlığı Merkezi’nde aile hekimliği yapan 31 yıllık doktor Taner Ödemiş’in okuma azmi görenleri kendine hayran bırakıyor. Anadolu Üniversitesi Adalet Bölümü’nden mezun olan Ödemiş, 7’nci diplomasını almak için DGS’ye hazırlanıyor.

    Sınavdan iyi bir sonuç alması durumunda hukuk okumak istediğini belirten Ödemiş, okumak kadar güzel bir şeyin olmadığını, insanların bilmedikleri bir şeyi öğrenmelerinin de okulda mümkün olduğunu söylüyor.

    1989 yılında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra birçok yerde doktor olarak çalışan Ödemiş, “Çalıştığım hastanelerde idareci kadrosunda da bulunduğum için işletme bilgilerine ihtiyaç duydum ve Açık Öğretim Fakültesi İşletme Bölümü’nü okudum, işletme diplomasının yetersiz kaldığı yerde de Sakarya Üniversitesi İşletme Bölümü’nde yüksek lisans yaptım. Daha sonra görev yaptığım bir hastanede satın alma komisyonunda çalıştım. Bilgisayar programlarında yaşadığım sıkıntılar üzerine Sakarya Üniversitesi’nde Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama Bölümü’nü bitirdim. Ardından sağlık hukuku alanında bilgi sahibi olmak için adalet bölümünü bitirdim. Sonunda da mimar olan 2 oğlum için emlak ve emlak yönetimi bölümünü okudum. Önümüzdeki haftalarda DGS’ye giriyorum. Adalet bölümünden hukuk fakültesine geçiş yapmak istiyorum. Sağlık hukuku konusunda eksiklikler hissediyorum. Hukuk fakültesini bitirdikten sonra bu konuya yönelmeyi düşünüyorum” dedi.

    ‘BİLMİYORSAN ÖĞRENECEKSİN’

    Eğitim hayatına devam edeceğini belirten Ödemiş, “Türkiye’de insanlar bir konuda bilgi sahibi olsa da olmasa da o konu hakkında çok konuşuyor. Bu nedenle ben de Açık Öğretim Fakültesi’nde İlahiyat Bölümü’nü okumayı düşünüyorum. Çünkü Türkiye’de bazı konularda bilen de konuşuyor, bilmeyen de. Biz bilmeyenler olarak, bilmeyenlerden bilgi aldığımız zaman bizi yanlış yönlendirmiş olabiliyorlar. Bunu önlemek için kendi eğitimimizi tamamlayabilirsek bilmeyen hocaların yanlışlarını görme şansımız oluyor” diye konuştu.

    ’53 YAŞINDAYIM, 33 YILINI ÖĞRENCİ OLARAK GEÇİRDİM’

    Eğitim anlamında gençlere örnek olmayı isteyen Ödemiş, “Anneme komşuları ‘oğlunuz ne iş yapıyor?’ diye soruyorlar. Annem ‘öğrenci’ diye cevaplıyor. Uzun zamandır öğrenciyim. Bence insanlar da hayatta hep öğrenci olmalı. Hep bir şeyler öğrenmeli. Gençlere de örnek olmak istiyorum. Hep öğrensinler. Ben 53 yaşındayım. 33 yıl öğrencilik yaptım. Hayatımdan 20 yıl boş geçmiş. Geri kalan 33 yıl hep eğitimle geçti. Ben bundan gurur duyuyorum. Utanmıyorum ve bu şekilde gençlere örnek olmaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.