Etiket: dış

  • Dişi için verilen iğne yüzünden 7 aydır topallıyor

    Dişi için verilen iğne yüzünden 7 aydır topallıyor

    Eskişehir’de 7 ay önce dişindeki çürüğü tedavi ettirmek için gittiği hastanede kendine verilen antibiyotik iğnelerini Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde vurulduktan sonra sol bacağında sızı hissetten ve topallamaya başlayan 3 çocuk annesi Yazgül İkiz, 7 farklı hastane dolaşsa da derdine bir deva bulamadı. Yazgül İkiz, sakat kalmaktan korkarken suç duyurusunda bulundu.
    Eskişehir’de yaşayan 3 çocuk annesi 45 yaşındaki Yazgül İkiz, geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda dişindeki rahatsızlık için Eskişehir Ağız Ve Diş Sağlığı Hastanesi’ne gitti. Burada kendine verilen antibiyotik iğnelerini alan İkiz, Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne gitti. Burada iddiasına göre iğneleri bir hemşire tarafından yapılan Yazgül İkiz, sol bacağında çok şiddetli bir sızı hissetti. Sızısı hiç dinmeyen talihsiz kadın tekrar Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne gitti. Burada Hasta Hakları Birimi’nden destek ve ilgi görmediğini belirten İkiz, duyduğu sızı eşliğinde topallayarak ile evine döndü. Yürümesi de gün geçtikçe güçleşen İkiz Eskişehir Şehir Hastanesi’ne giderek muayene oldu. Burada da kendine ilaç yazılan kadın bir fayda göremedi.

    7 aydır 7 hastane dolaştı
    Yapılan muayene ve ilaçlardan fayda göremeyen Yazgül İkiz, Eskişehir Anadolu Hastanesi’ne gitti. Burada da 400 TL karşılığında ilaç yazdıran İkiz yine umduğu faydayı bulamadı. 7 ayda, 7 hastane dolaşan 45 yaşındaki talihsiz kadın bir kutu ilaç biriktirirken sakat kalmaktan korkuyor. Sadece dişindeki çürüğü tedavi ettirmek isteyen kadın şimdi sol bacağının üzerine basamıyor. Son olarak savcılığa giden kadın suç duyurusunda bulunduğunu belirtti.

    “Girmediğim doktor kalmadı ve ben bu ağrıma bir çare bulamadım”
    Başından geçenleri anlatan 3 çocuk annesi 45 yaşındaki Yazgül İkiz, “Ben bayramın 2’nci gününde dişim şiştiği için diş hastanesine gittim. Doktor bey bana ilaç ve iğne verdi. İğneyi aldım ve bayramın 2’nci gününde vurulmaya başladım. Antibiyotik ve ağrı kesici kullandım. Yüzüm şiştiği için hemen hastaneye gittim. Yunusemre Devlet Hastanesi’nin acilinde iğne ilk vurulduğunda bana çok ağır geldi. Baktılar, ‘Günde 4 iğne yiyorsun, olabilir’ dediler. Ertesi gün bir daha gittim, ‘Ayağım uyuştu, ben bu gece uyuyamadım’ dedim. Sonrasında bana, ‘Ya bacım çok biliyorsun, biz biliyoruz iğneyi’ dedi.

    Ben 3 kere iğneyi vurulduktan sonra bir daha vurulmadım. Elimde 15 iğne vardı. Sabah 2, akşam 2 iğne vuruluyordu. Ağrıda duramadığım için tekrar hastaneye gittim. Yunusemre Devlet Hastanesi’ndeki hemşire hanım benimle ilgilenmedi. Ardından başhekime çıkmak istedim. Yardımcısı gelip bana, ‘Önce hasta haklarına gitmen lazım’ dedi. Ben hasta haklarına gittim, durumu anlattım. Hasta hakları önüme kâğıt verip şikâyetçi olmamı söyledi. Ben de, ‘Şikâyet etmek istemiyorum. Bu bölüme kim bakıyorsa bana yardımcı olun’ dedim. Oradaki kadın müdürünü çağırdı. O da bana, ‘Gidin, 182’ye başvurun dedi. Ben 182’de kime başvuracağım ki? Bu bölüme kim bakıyor? Ben bilemediğimi söyledim. İlgilenmedi, beni gönderdi. Orada zaten mağdur oldum.

    Birebir hasta haklarından şikayetçiyim. Doktorların hepsi beni biliyor şu an. Girmediğim doktor kalmadı ve ben bu ağrıma bir çare bulamadım. O kadar ağrım var ki şu an ayağım çekiyor. Topuğuma basamıyorum, çökmeler oluşuyor ve geceleri yatamıyorum. Yeşil reçete antidepresan hapları veriyorlar. Eskişehir’de gitmediğim hastane kalmadı. Eskişehir Şehir Hastanesi’ne de gittim. İlker bey, ‘Sinir damarına denk gelmiş’ diyerek bana ilaç verdi. İlaçları içtim, geçmediği için tekrar gittim. O da, ‘Belinde fıtık olabilir, acilen beyin cerrahına git’ dedi. Beyin cerrahına gittim, o ise durumun kendisiyle ilgili olmadığını söyledi. Yani doktor doktor gezdim” dedi.

    “Sağlık Bakanlığından yardım istiyorum”
    Özel hastanelerden de derdine çare bulamayan Yazgül İkiz, suç duyurusunda bulunduğu konusunda şöyle konuştu:
    “Eskişehir Anadolu Hastanesi’ne de gittim, orada bana sinir ve damar doktoru Zühtü bey baktı. Hoca bana, ‘Evet, sinir damarına denk gelmiş olabilir ama ben bu şişiği anlamadım. Ağrı doktoruna gidin’ dedi. Ben de oraya gittiğimi belirttiğimde doktor bunun kendi bölümü olmadığını söyledi. Özel Anadolu Hastanesi’nde hocaya ilaç yazdıracaktım, hoca önce giriş yaptırmamı istedi ve 400 TL para verdim. Ben hem maddi hem de manevi çok kötü durumdayım. Yunusemre Devlet Hastanesi’nde fizik doktoruna gittim.

    O da bana, ‘Şu an sinire denk gelmiş ama ben buna fiziği uygun görmüyorum. Durmadan ilaç içeceksin’ dedi. Ayağıma basamadığımı söyledim, ‘Olabilir, bunun tedavi süreci çok sıkıntılı’ dedi. Yani kimse elini taşın altına koymadı. Şu ağrıyı alan yok. Çok kötüyüm ve psikolojim bozuldu. 7 aydır gezmediğim hastane kalmadı, 7 hastane gezdim ve bana bir sürü ilaç verdiler. Ben adliyeye gittim, savcılığa suç duyurusunda bulundum. Geçen ay savcı beyin kendisiyle görüştüm, adli tıp istedim. O da bana, ‘1 sene de olabilir, 1 buçuk sene de. Sen başının çaresine bak, beni bekleme ve doktor doktor gez’ dedi ama doktorlar bakmıyor. Dişim için gittim, bacağımdan oldum. Ben Sağlık Bakanlığından yardım istiyorum.”

  • Bursa Cumhuriyet Başsavcılığından ‘diş’ açıklaması

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığından ‘diş’ açıklaması

    Bursa’nın Osmangazi ilçesi Soğanlı Mahallesi Mete Sokak üzerinde oturan kardeşinin evinde kalmak için İstanbul’dan kısa bir süre önce Bursa’ya gelen Enda Balta (46) dişinde oluşan apse sebebiyle fenalaştı.

    Görümcesiyle sabah saatlerinde rahatsızlığı için Nilüfer ilçesindeki özel bir diş kliniğine giden Balta, kendisine verilen ilaçlar sonrası eve döndü. Akşam saatlerinde fenalaşan 46 yaşındaki kadının yakınları kendisine ulaşmak için seslendiklerinde cevap alamadı. Odaya girdiklerinde Balta’nın hareketsiz yattığını gördü. Haber verilmesi üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, Balta’nın olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi.

    Olayla ilgili olarak, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı yazılı açıklamada şu cümlelere yer verdi;
    “Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından soruşturmanın titizlikle yürütüldüğü, soruşturmanın safahatı ve sonucu hakkında bilgi verileceği hususu, kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

  • Bursa’da doktora gittikten sonra evinde ölü bulundu

    Bursa’da doktora gittikten sonra evinde ölü bulundu

    Olay, dün gece saatlerinde merkez Osmangazi ilçesi Soğanlı Mahallesi Mete Sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, kardeşinin evinde kalmak için kısa bir süre önce İstanbul’dan Bursa’ya gelen Enda Sezer Balta (46), dişindeki apse ağrısı sebebiyle fenalaştı. Görümcesi ile sabah saatlerinde Nilüfer ilçesindeki özel bir diş kliniğine giden Balta, kendisine verilen ilaçları alarak tekrar eve döndü. Akşam saatlerinde tekrar fenalaşan Balta’nın yakınları, kendisine ulaşmak için seslendiklerinde cevap alamadı. Odaya gittiklerinde Balta’nın hareketsiz yattığını gören yakınları, durumu 112 Acil Servis Merkezi’ne bildirdi.

    İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, yaptıkları kontrolde Balta’nın hayatını kaybettiğini belirledi. Balta’nın cansız bedeni, kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Bursa Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.

    Otopsisi tamamlanan Balta’nın cansız bedeni ailesine teslim edildi. Balta’nın cenazesi, merkez Osmangazi ilçesi Soğanlı Mahallesi’nde Bulunan Yavuz Sultan Selim Camii’de ikindi namazını müteakip kılınan cenaze naması sonrası Soğanlı Mezarlığı’na defnedildi.

  • Bursa’da dişi için doktora gitti, akşam hayatını kaybetti

    Bursa’da dişi için doktora gitti, akşam hayatını kaybetti

    Bursa’nın Osmangazi ilçesi Soğanlı Mahallesi Mete Sokak üzerinde oturan kardeşinin evinde kalmak için İstanbul’dan kısa bir süre önce Bursa’ya gelen Enda Balta (46) dişinde oluşan apse nedeniyle fenalaştı. Sabah saatlerinde rahatsızlığı için Nilüfer ilçesindeki özel bir diş kliniğine giden Balta, kendisine verilen ilaçlar sonrası eve tekrar döndü.

    Akşam saatlerinde fenalaşan 46 yaşındaki adamın yakınları kendisine ulaşmak için seslendiklerinde cevap alamadı. Odaya gittiklerinde Baltan’ın hareketsiz yattığını gördüler. Haber verilmesi üzerine ola yerine gelen sağlık ekipleri, Balta’nın olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi.

    Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Enfeksiyonlu diş hakkında önemli uyarı

    Enfeksiyonlu diş hakkında önemli uyarı

    Her yaş grubundan çok sayıda insanın yaşadığı diş problemleri, vatandaşlar arasında da büyük fikir ayrılıklarının oluşmasına ve bilgi kirliliğine neden olabiliyor. Özellikle apseli dişlere yapılacak operasyonlar halkta büyük fikir ayrılıkları ile savunulurken, uzmanlar çok net cevaplar veriyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ömür Dereci, yapılacak muayenenin ardından diş hekiminin tespitleri doğrultusunda apseli dişlere de işlem yapılabileceğini belirterek, “Enfeksiyonların çoğunda dişi ortadan kaldırmak hemen çekmek, o hasta için çok daha faydalı olabiliyor” dedi.

    “Antibiyotiklerin en az oranda ve en düşük dozda kullanılması gerekiyor”

    Son yılların en önemli konularından birisi olan antibiyotik direncinin oluşmaması için diş enfeksiyonlarında antibiyotik kullanımının kontrollü olması gerektiğini belirten Dekan Yardımcısı Ömür Dereci, “Antibiyotiği diş hekimliğinde özellikle diş apselerinde, diş enfeksiyonlarında çok dikkatli kullanırız. Çünkü antibiyotiklerin bildiğimiz gibi çok kullanıldığı zaman bir takım problemleri var. Mesela direnç oluşturabiliyorlar. Antibiyotik direnci son yıllarda oldukça önemli bir konu. Aynı zamanda da yan etki oluşturabiliyorlar. Yapılan bütün çalışmalarda antibiyotiğin kullanılabilecek en az oranda ve en az dozda kullanılması ve en etkin şekilde kullanılması öneriliyor. Biz dental enfeksiyonlarda antibiyotiğin ancak çok gerekli olduğu zaman kullanıyoruz. Enfeksiyon çok vücuda yayılmadan vücuda ilerlemeden de lokal olarak, yani bölgesel olarak dişin etrafında bazen kalabiliyor. Bu durumlarda antibiyotik kullanımına çok da gerek duyulmaması gerekiyor. Hekimin hemen hızlı bir şekilde “Sende dental enfeksiyon var” diyerek antibiyotik yazmasını çok da uygun bulmuyoruz” dedi.

    “Apseli diş çekilmemeli gibi çok da doğru olmayan bir algı var”

    Muayene ile enfeksiyonun vücuda ulaşmadığı tespit edildiğinde apseli dişlere işlem yapılabileceğini belirten Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ömür Dereci, şu ifadeleri kullandı:
    “Enfeksiyonlu dişlerde antibiyotik kullanılsın veya kullanılmasın toplumda da apseli diş çekilmez diye yanlış bir algı var. Enfeksiyonların da apsenin de çeşitleri var. Biz enfeksiyonun tedavisini etkeni ortadan kaldırmakla başarırız. Etken de dişin kendisidir. Bir mikroorganizma olması lazım. Mikroorganizmanın dişin kökünden oradaki dokulara geçmesi lazım ve orada bir enfeksiyon süreci başlatması gerekiyor ve diş burada bir kaynak görevi görüyor. Biz dişi ne kadar çabuk tedavi edersek, ne kadar çabuk ortadan kaldırırsak, bunu başarabilirsek enfeksiyonu da antibiyotik tedavisi olsun olmasın o kadar çabuk yenebiliriz. O yüzden apseli diş çekilmemeli gibi çok da doğru olmayan bir algı var. Tabii ki insan vücuduna sirayet eden enfeksiyonlarda ilerlemiş enfeksiyonlarda dişin hemen çekilmemesi lazım. Bazı durumlarda antibiyotiklerle baskıya gerek duyuyoruz ancak enfeksiyonların çoğunda da hemen dişi ortadan kaldırmak hemen çekmek, o hasta için çok daha faydalı olabiliyor.”

  • Diş hekimi başından silahla vurulmuş halde bulundu

    Diş hekimi başından silahla vurulmuş halde bulundu

    Olay, İstiklal Mahallesi Rasih Kaplan Caddesi üzerinde bulunan 4 katlı binanın 4’üncü katında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, diş hekimi Mustafa K.’ye ulaşamayan yakınları polis ekiplerine haber verdi. Mustafa K.’nin yaşadığı binaya gelen polis ekipleri, kapıyı açan olmayınca çilingirden yardım istedi. Çilingir yardımıyla içeri giren polis ekipleri, diş hekimini başından silahla vurulmuş halde buldu. Olay yerine sevk edilen sağlık ekipleri, Mustafa K.’nin hayatını kaybettiğini belirledi. Nöbetçi cumhuriyet savcısının yaptığı incelemenin ardından cenaze aracına alınan Mustafa K.’nin cansız bedeni, Gazipaşa Devlet Hastanesi Morguna kaldırıldı. Polis ekipleri tarafından yapılan ilk incelemede, Mustafa K.’nin intihar ettiği üzerinde duruluyor.

    Olayla ilgili inceleme başlatıldı.

  • Ağız ve diş sağlığına dikkat

    Ağız ve diş sağlığına dikkat

    Ağız ve diş sağlığının önemine dikkat çeken Dr. Zeynep Bulut, “Kesinlikle diş etlerimiz kanamamalı, kanıyorsa sebebini araştırmalıyız. Ağız hijyenimize dikkat edelim, bazen hasta bize başvurduğu zaman ciddi bir kemik kaybı söz konusu oluyor. Vatandaşlarımızdan çok değişik şeyler duyuyoruz, protezlerini temizlerken abartıya kaçıp çamaşır suyunda bekletenler ya da dişlerini sürekli karbonatla fırçalayanlar bunlar faydadan çok zarar getirebilecek uygulamalar, özellikle yaşlı vatandaşlarımıza hatırlatayım, yapmamaları gerekiyor” dedi.
    Ağız ve diş sağlığının önemine her fırsatta dikkat çeken uzmanlar, diş fırçalamada sürekliliğin sağlanması gerektiğini belirtiyor. Başhekim olarak görev yapan Diş Hekimi Zeynep Bulut, ağız hijyenin sağlanmasının gerekliliği ve sağlanmaması durumunda oluşabilecek problemlere dikkat çekti. Bulut, kimi zaman da vatandaşların hijyen oluşturmak için yanlış yöntemler tercih ettiğini anlatarak önemli uyarılarda bulundu.

    “Sinsi ilerler, ciddi bir kemik kaybı söz konusudur”

    Ağız kokusunun hastalıklara yönelik bir haberci olabileceğini ve toplumda ağız ve diş sağlığına karşı bilinç oluşturulmasının önemli olduğunu aktaran  Diş Hekimi Zeynep Bulut, “Ağız kokusu bazı hastalıkların da habercisi olur o yüzden dikkat etmemiz lazım, ağız kokusu şikayetiyle başvuran kişilerin de aslında yüzde 25’inde bu sorun tespit edilmiş. Ağız kokusu ağız florasının bozulmasından kaynaklıdır, ilk önce buna bakmalıyız. En büyük sebebi; kötü ağız bakımı, yanlış alışkanlıklar, çürük, enfekte diş, kanamalı diş eti, ağız içindeki her türlü ülseratif, ödemli dokular, kötü yapılmış tedaviler ya da bozulmuş, miadını doldurmuş yapılar, tedaviler, sabit protezler, hareketli protezlerin iyi temizlenmemesi, bunların hepsi ağız içerisindeki sebeplerimizden. Ağız içerisine bağlı olan bütün organlarımız zaten ağız kokusu açısından bir alt yapı oluşturur. Geniz eti, bademciklerin iltihaplanması, daha girintili bademcik yapısına sahip olan kişiler bunlar da yine ağız kokusu açısından tehdit altındaki kişilerdir. Kesinlikle diş etlerimiz kanamamalı, diş fırçalarken dahi kanamamalı. Kanıyorsa eğer bunun sebebini araştırmalıyız. Öncelikle ağız hijyenimize dikkat edelim. Bakteri plağı, tartar, diş etine baskı yapan tedaviler, bunun dışında bozulmuş dolgular, çürük bunlar varsa diş etlerimizle ilgili ayrıca kontrolümüzü yaptırmalıyız. Diş etimizi kontrol edelim, kanama olmayacak gül kurusu renginde, stabil, dişe yapışık olacak. Hareketli, ödemli, kanamalı diş etlerinden mutlaka şüphelenmeliyiz. Herhangi bir lezyon, apse tedavi edilmediği zaman çene kemiği içerisinde kiste de sebep olabilir ve bazen bunlar o kadar sinsi ilerler ki hasta bize başvurduğu zaman ciddi bir kemik kaybı söz konusudur. Ağız kokusu hem ağız içerisindeki diş ve çene kemiği, diş eti hastalıklarımızın öncüsüdür hem de sistemik birtakım rahatsızlıklarımızın habercisidir” dedi.

    “Protezini çamaşır suyunda bekletenler, dişlerini sürekli karbonatla fırçalayanlar”

    Her yaş grubunda ağız ve diş temizliğinin çok önemli olduğunu bazen temizlik sağlamak isterken daha büyük zararlar verildiğini söyleyen Diş Hekimi Bulut, sözlerine şöyle devam etti:
    “Bebeklerde de bazen ağız kokusunu hissederiz annelere sıklıkla tavsiye ediyorum; bebektir bir şey olmaz diye geçmeyin, nasıl olsa dişi yoktur diye düşünmeyin lütfen. Arada bir gözle ilk muayenesini kendiniz yapın. Özellikle hareketli protez kullanan yaşlılarımız mutlaka çıkartıp ayrıca içini dışını, sonra dişini fırçalayıp takmalılar. Vatandaşlarımızdan çok değişik şeyler duyuyoruz, ağzımızı fiziksel olarak iyice temizledikten sonra nane esanslı temizleyicileri tercih edebiliriz. Halk arasında çok bilinen ve doğru bilinen bir bitki karanfil; çiğnenebilir. Vatandaşlarımız şunu çok yapıyor; özellikle protezlerini temizlerken abartıya kaçıp çamaşır suyunda bekletenler ya da dişlerini sürekli karbonatla fırçalayanlar bunlar da aynı şekilde faydadan çok zarar getirebilecek uygulamalar. Bu proteze de zarar veren bir uygulama hiçbir şekilde yapmamaları gerekiyor, özellikle buradan yaşlı vatandaşlarımıza hatırlatayım. Bir de ara yüz fırçalarını hatırlatmak isterim. Ara yüz fırçaları özellikle sabit protez kullananlar için çok faydalı. Hareketli protez kullananlardan bahsediyorum; protez ağızdan çıkartıldıktan sonra protezin diş fırçasıyla her tarafını tüm yüzeyini güzelce fırçalayıp sonra ağzımızda kendimize ait dişimiz varsa onlar fırçalanıp yoksa çok iyi bir gargara yapılıp ondan sonra tekrar protezi yapmaktır”

  • Dişlerde renklenmeye sebep olan hastalık

    Dişlerde renklenmeye sebep olan hastalık

    Sağlık Bakanlığı’na göre Türkiye’de tanı konan çölyak hastası sayısı 2022 yılı sonu itibari ile 154 bin 27 olarak belirtiliyor. Restoratif Diş Tedavisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Handan Yıldırım Işık, çölyak hastalığının ağız içinde aftlara, dilde yarıklara ve dudak kenarlarında çatlamalara sebep olabileceğini ifade ederek, hastalıkla diş minesinde sarı kahverengi renklenmenin, yatay olukların ve çukurların oluşabileceğini belirtti.

    “Diş çürüğü görülmesinde artışlar olabilir”

    Işık konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Hastalarda diş sürmesinde gecikme, tükürüğün tamponlama kapasitesinde azalma, akışkanlık hızında azalma, IgA ve IgM seviyesi ve kalsiyum/fosfat oranında azalma ve buna bağlı diş çürüğü görülmesinde artışlar olabilir.”

    “Xylitollü sakızlar çiğneyebilirler”

    Hastaların diş hekimlerine gitmeyi ertelememesi gerektiği bilgisini veren Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Handan Yıldırım Işık, “6 ayda bir rutin diş hekimine muayenelerini aksatmamalılar. Her gün en az 2 defa 2 dakika boyunca dişlerini fırçalamalı ve tükürük akışının arttırılması için xylitollü sakızlar çiğneyebilirler” dedi.

  • Diş beyazlatmada yapılan yanlışlar

    Diş beyazlatmada yapılan yanlışlar

    Çoğu insan, diş sağlığını önemsemeden, dişlerin daha temiz ve beyaz görünmesi için özellikle internet vasıtasıyla paylaşılan ve uzmanların tavsiye etmediği uygulamalar yapmaya devam ediyor.

    Oksijenli su, sirke, karbonat ve limon tuzuyla birlikte yapılan diş fırçalamasına dair tavsiyelerin zamanla diş aşımına sebep olduğunu söyleyen ve önemli uyarılarda bulunan Diş Tedavisi Ana Bilim Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Sevda Öztürk Yeşilırmak, “Uzun vadede bu uygulamalar diş kaybına bile neden olabilir” dedi.

    “Diş taşı yılda en az 1 defa temizlendi”

    Diş temizliği ve beyazlatma işleminin sadece doktor kontrolünde ve kliniklerde yapılması gerektiğini aktaran Dr. Öğretim Üyesi Sevda Öztürk Yeşilırmak diş sağlığı için de gerekli olan işlemler hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

    Özellikle diş taşı olarak bilinen tartarların en kötü senede 1 defa temizlenmesini hatırlatan Sevda Öztürk Yeşilırmak, “Diş temizliği genellikle 6 ayda 1 ya da en kötü ihtimalle yılda 1 önerdiğimiz bir işlem. Dişlerimizi biz efektif fırçalayamazsak ya da efektif fırçalasak bile diş-diş eti birleşiminde oluşan dental plağın daha fazla birikimi neticesinde kalınlaşarak ve kireçleşerek tartar dediğimiz diş taşı oluşumu gerçekleşir. Diş taşı temizliğinde öncelikli olarak bu diş tartarını kaldırarak temiz bir ağız sağlıyoruz. Çünkü diş taşını kaldırmazsak uzun vadede çene kemiğindeki diş kökünü saran kemik erimeye başlıyor ve bu kemikle beraber diş eti de çekilmeye başlıyor. Diş eti çekildikten sonra diş tartarlarını kaldırırsak hastada yine hassasiyet oluyor ve bu halk arasında yanlış bilinen ‘diş taşı temizliğini çok sık yaptırmak dişe zararlıymış’ kanısına sebep oluyor. O yüzden düzenli olarak 6 ayda 1 ya da en kötü senede 1 diş taşı temizliğini yaptırılmasını öneriyorum. Diş taşı temizliğini yaptırdıktan sonra polisaj adını verdiğimiz bir cila işlemi var. Burada da boyar gıdaların yani sigara, çay, kahve gibi ürünlerin lekelerini çıkarıyoruz. Bu, diş taşı temizliğinde hastaların beyazlatma olarak adlandırdığı ama tam manasıyla beyazlatma olmayan sadece dişin etrafındaki renklenmiş alanın çıkarılması anlamına gelen temizlik işlemidir” dedi.

    Diş temizliği başka diş beyazlatma başka

    Diş beyazlatmanın diş temizliği uygulamasından farklı olduğunu ve beyazlatma için dentin dokusuna özel işlemler yapıldığını söyleyen Öztürk Yeşilırmak, “Diş minesi zaten şeffaf renklidir, asıl renkli alan dentin dediğimiz dokudur. Bu renk kişiden kişiye değişir tıpkı sarışın ya da esmer olmamız gibi. Dentin rengimiz de beyaz ya da sarımtırak olabilir. Fakat herkes beyaz ister. Bu yüzden de mevcut dentin rengimizin tonlarını açmaya çalışırız. Bunu da diş beyazlatma dediğimiz işlemlerle yapabiliyoruz. Bunun bir yolu ev tipi beyazlatma olabiliyor. Bir diğer yol da hele ki daha kısa zamanda sonuç alınması isteniyorsa ofis tipi dediğimiz beyazlatmayı yapıyoruz. Ofis tipi beyazlatmada dişlerin üzerine oksijenli su, hidrojen peroksidin sürüyoruz ama bu jel formatında olan bir madde. Jel formatında olduğu için diş dentininin içine nüfus ederek oksijen ve suya ayrışıyor. Oksijen de dentin tonlarını beyazlatmaya başlıyor. Ama biz bunu evde tezgah altı ürünler kullanarak ya da bildiğiniz normal oksijenli su ile dişi fırçalarsak diş sağlığı için sıkıntılı oluyor. Çünkü bizim klinikte kullandığımız jel formatı değil sıvı su formatı olduğu için arzu edilen beyazlatma düzeyini zaten hastaya veremez. En fazla diş taşı temizliğinde yaptığımız yüzeysel lekelenmeleri alabilir. Aynı zamanda fırça ile de aşındırıcı bir etki de yaptığı için diş minesini ortadan kaldırma tehlikesi olabilir” şeklinde konuştu.

    “Dışsal renklendirmeyi giderdiği için hastada optik bir yanılma oluşuyor”

    Evde doktor tavsiyesi dışı kullanılan ürünlerin dişte aşınmaya ve belli bir süre sonra ise dişin gri renge dönmesine sebep olabileceğini aktaran Yeşilırmak sözlerini şöyle sonlandırdı:

    “Uzun dönemde diş tozları, limon tuzu, sirke, karbonat ve oksijenli su ile yapılan uygulamalar aşındırıcı olacaktır ve kesinlikle önermiyoruz. Zaten dişin yüzeyindeki dışsal renklenmeleri giderecektir, fakat dentin dokusunun içine nüfus edemiyorlar. Fakat dışsal renklendirmeyi giderdiği için hastada optik bir yanılma oluşuyor ve sanki beyazlatmış gibi düşünüyor. Aşınma sonucu diş minesi ortadan kalkar ve dentin dokusu açığa çıkar. Hastalarımız da dentin hassasiyeti dediğimiz sevimsiz tablo ile yüzleşirler. Sıcakta-soğukta özellikle tatlı-ekşide ciddi bir ağrı duyabilirler. En sonunda aşındırıcı etki mineyi ortadan kaldırdığı için o bölgelere dolgu yapmak zorunda kalırız. Dolgusunu yaptırmaz ve aşındırıcı bir şekilde oksijenli su ya da diğer beyazlattığını düşündüğünüz ürünlerle fırçalamaya devam ederseniz lekeler de bir süre sonra çıkmamaya başlıyor ve diş minesinin camsı görüntüsü de grimtırak bir tona geçiyor. En sonunda da aşındırıcı etki diş pulposuna kadar gidebiliyor. Bu durumda da kök kanal tedavisi ya da diş çekimi yaptırmak durumunda kalınıyor.”

  • Deniz’in ölümüne neden olduğu öne sürülen klinik kapatıldı

    Deniz’in ölümüne neden olduğu öne sürülen klinik kapatıldı

    Diş ağrısı şikayetiyle ailesi tarafından özel bir kliniğe götürülerek genel anestezi ile 1 dişi çekilip 4 dolgu işlemi uygulanan 5 yaşındaki Deniz, eve geldikten sonra fenalaştı. Hastaneye kaldırılan Deniz, 3 gün sonra oksijen yetmezliğine bağlı çoklu organ yetmezliğinden hayatını kaybetti. Deniz Sönmez’in ölümüyle ilgili soruşturma devam ederken, Bursa İl Sağlık Müdürlüğü diş kliniğini 1 ay süreyle kapattı.

    Bursa’da yaşayan Elena-Aydın Sönmez çiftinin tek çocukları olan Deniz Sönmez, diş ağrısı şikayetiyle 10 Kasım’da, bir diş kliniği zincirinin Hürriyet Mahallesi’ndeki şubesine götürdü. Muayene sonrası iddiaya göre çürük tespit edilen Deniz’e genel anestezi ile operasyon yapıldı. 1 dişi çekilip 4 dişine dolgu yapılan çocuk, narkozun etkisiyle yitirmesiyle fenalaştı.

    Ağzında yoğun kanama olduğu iddia edilen çocuğun, ateşi yükseldi ve titremeye başladı. Deniz, şikayetlerinin anesteziye bağlı olduğu söylenerek, kanaması olduğu halde ilaç yazılıp eve gönderildi. Eve geldikten yaklaşık 20 dakika sonra fenalaşınca ailesinin götürdüğü çocuk hastanesinde tedaviye alınan 5 yaşındaki Deniz, 13 Kasım sabahı, oksijen azlığına bağlı çoklu organ yetmezliği sebebiyle hayatını kaybetti.

    Deniz Sönmez’in cenazesi, Bursa Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsinin ardından Keles ilçesi Denizler/Sarıyar Mahallesi’nde toprağa verildi. Sönmez’in ölümüyle ilgili olarak, Bursa Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma, Bursa İl Sağlık Müdürlüğü tarafından da inceleme başlatıldı. Soruşturma sürerken, İl Sağlık Müdürlüğü’nden edinilen bilgiye göre, Deniz Sönmez’e operasyon öncesi sedasyon uygulanarak uyutuldu.

    İhmaller zinciri

    Aile ise çocuklarına genel anestezi yapıldığını ancak bunun öncesinde bir test yapılmadığını iddia edip, operasyon sırasında çocuğun boğazına takılan hortumun geniz etini deldiği ve buna bağlı olarak gelişen kanamanın, Deniz Sönmez’in ciğerlerine dolduğu öne sürüldü. Aile, anestezi uzmanı ve hemşiresinin de narkozdan ayılma sürecini beklemeden klinikten ayrıldığını iddia etti. Soruşturma çerçevesinde Deniz’in annesi Elena ile babası Aydın Sönmez, polis merkezine gidip ifade verdi. İfadelerinde, diş kliniğindeki ihmaller zinciri sebebiyle çocuklarının öldüğünü iddia eden çift, klinik çalışanlarından şikayetçi oldu.

    Diş kliniği mühürlendi

    Diş kliniği, Bursa İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 1 ay süreyle mühürlendi. Kliniğin kapısına, “16.11.2023 tarih ve 229439732 Sayılı Sağlık Bakanlığı oluruna istinaden 1 ay süreyle mühürlenmiştir” yazısı asıldı. Bursa İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, bu kararın Sağlık Bakanlığı’nın bilgisi doğrultusunda, soruşturma ve incelemenin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi için alındığı belirtildi. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturması devam ediyor.