Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, New York’taki temasları kapsamında ABD Başkanı’nın Küresel Altyapı ve Enerji Güvenliği Özel Koordinatörü Amos J. Hochstein ile Türkevi’nde bir araya geldi.
Etiket: dışişleri bakanı
-
Hakan Fidan Rusya’ya gidecek
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 31 Ağustos-1 Eylül tarihleri arasında Rusya’yı ziyaret edecek. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklama şöyle:
“Sayın Bakanımız, 31 Ağustos-1 Eylül 2023 tarihlerinde Rusya Federasyonu’na bir çalışma ziyareti gerçekleştirecektir. Ziyaret kapsamında ikili ilişkilerimizin gündemindeki konular başta olmak üzere bölgesel ve küresel gelişmelere dair istişarelerde bulunulması öngörülmektedir.” -
“Küresel sorunları aktif olarak çözmeye çalışacağız”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov’un daveti üzerine resmi temaslarda bulunmak için Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye geldi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan başkent Bakü’de düzenlenen Bağlantısızlar Hareketi (NAM) Koordinasyon Bürosu Bakanlar Toplantısı’na katıldı.
“Azerbaycan Bağlantısızlar Hareketi Başkanı görevini başarıyla yaptı”
Toplantıdaki konuşmasında, Azerbaycan’ın Bağlantısızlar Hareketi’nin başkanlığını çok zor bir dönemde üstlendiğini ifade eden Fidan, “Azerbaycan, savaşlar ve çatışmalar sırasında kabul etti. Bu çok zor bir görevdi. Bağlantısızlar Hareketi’nin faaliyetleri ırkçılık, yeni sömürgecilik ve daha birçok sorunla mücadeleye katkı sağladı. Azerbaycan Bağlantısızlar Hareketi Başkanı görevini başarıyla yaptı” dedi.
“Türkiye barışın savunucusudur”
Bağlantısızlar Hareketi’nin üyelerinin, daha iyi bir küresel düzene nasıl ulaşılacağı konusundaki tartışmalara önemli katkılarda bulunduğunu belirten Fidan, “Buna Birleşmiş Milletler reformu, küresel sağlık mimarisinin iyileştirilmesi, terörle mücadele ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması da dahildir. Tıpkı Bağlantısız Hareket (NAM) gibi Türkiye de yorulmadan barışın savunucusudur, Ukrayna savaşı da bunun çok çarpıcı bir örneğidir. Savaşın başından beri diplomatik müzakerelerle adil bir şekilde yapılması için çalışıyoruz. En önemlisi Karadeniz Tahıl Girişimi ile Ukrayna, Rusya ve BM’yi bir araya getirdik ve küresel bir gıda krizi önlendi. Türkiye bu inisiyatifi yaşatmaya kararlıdır ve desteğinize güveniyoruz. Barış için arabuluculuk gibi inisiyatiflere öncülük ederek bu ihalelerin barışçıl çözümünü gündemimizin üst sıralarında tutuyoruz. Etkili çok taraflılığın küresel adaletsizlikleri ele almanın anahtarı olduğuna inanıyoruz. Dağılımın merkezinde, BM Güvenlik Konseyi reformunda yatıyor. Güvenlik Konseyi daha adil bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır” diye konuştu.
“İsrail’in Harem-i Şerif’in kutsallığına karşı aşırılık yanlısı provokasyonları kabul edilemez”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘dünya beşten büyüktür’ mottosunun tüm dünyada yankılandığını ifade eden Fidan, “Küresel adaletsizliklerden bahsetmişken, Filistin’de yaşananlardan bahsetmeden geçilemez. İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki eylemlerini biliyorsunuz. İşgali sürdürmek ve Doğu Kudüs eyaletlerinin statüsünü değiştirmek gibi. İsrail’in Harem-i Şerif’in kutsallığına karşı hız kesmeden devam eden aşırılık yanlısı provokasyonları kabul edilemez düzeydedir. Bağlantısızlar Hareketi’nin de bu konuda çok hassas olduğunu biliyorum. Hepimiz, başkenti Doğu Kudüs olan ve İsrail’le yan yana bulunan, 1967’nin çizgilerine dayanan, egemen, bağımsız bir Filistin devletini desteklemeliyiz. Ortadoğu’da barışın tek geçerli formülü budur. Bununla Filistin, egemen ve eşit bir üye olarak uluslararası toplumda onurlu bir yer edinir ve dünya daha güvenli ve adil bir yer olur” dedi.
“Küresel sorunları aktif olarak çözmeye çalışacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin ikinci yüzyılına girdiğini belirten Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Bu yeni dönemde aktif olarak terörizm, ırkçılık ve iklim değişikliği gibi küresel sorunlarla ilgili konuları çözmeye çalışacağız. Büyük ölçekli sorunlarla karşılaşıldığında herkes aynı şekilde tepki vermiyor. Bazıları kayıplardan kaçınmak için mücadeleden kaçınırken, diğerleri başkalarını suçlamayı tercih ediyor” şeklinde konuştu.
“İslam’a yönelik saldırılar Avrupa’da adeta salgın hale gelmiştir”
Günümüz dünyasında Müslümanlara, Afrika ve Asya kökenlilere, Romanlara, Yahudilere ve göçmenlere yönelik kin ve nefretin görülmemiş boyutlara ulaştığına dikkat çeken Fidan, “Özellikle İslam’a yönelik saldırılar Avrupa’da adeta salgın hale gelmiştir. Milyarlarca insanın kutsal kitabı Kur’an’ı yakmak ve ifade özgürlüğü kisvesi altında bu eyleme izin vermek, milyarlarca insana açık bir hakarettir. Ancak bu tablo bizi yıldırmamalı” ifadelerini kullandı.
-
Dışişleri Bakanlığı’nda devir teslim töreni
Dışişleri Bakanlığı’nda devir teslim töreni yapıldı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Bugün Cumhuriyetimizin 100., Hariciye teşkilatımızın temellerinin atılmasının 500.yıl dönümünde aranıza katılmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum. Bu görevim esnasında, milletimizin büyük bir takdirini kazanarak yeniden seçilen Cumhurbaşkanımızın vizyonuna ve temsil ettiği değerlere uygun şekilde devletimizin ve milletimizin bütünlüğü, güvenliği ve refahı için elimden gelen her türlü gayreti göstereceğim. Devletimizin her türlü etki alanından bağımsızlığı ve milletimizin iradesinin egemenliği esasına dayanan milli dış politika vizyonunu ilerletmeye devam edeceğim” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni kabinesinin üyelerini açıkladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve 17 bakandan 15’i değişti. Yeni kabine üyeleri için devir teslim törenleri düzenleniyor. Dışişleri Bakanlığı’na atanan eski MİT Başkanı Hakan Fidan, görevi Mevlüt Çavuşoğlu’ndan törenle devraldı. Devir tesliminden sonra Fidan ve Çavuşoğlu Bakanlık önünde açıklama yaptı. Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“Devir teslim törenleri, devletimizin çok kıymetli bir geleneğidir. Hem bir vedadır hem de makam kim olursa olsun devlette devamlılığı gösterir, devletin bayrak yarışıdır. Uluslararası İlişkiler okumaya memleketim Alanya’da bir lise öğrencisiyken karar vermiştim. O günlerde, hain terör örgütleri diplomatlarımızı şehit ediyor, her gün acı bir habere uyanıyorduk. Ancak şunu da görüyorduk. Türk Hariciyesi; bir an bile tereddüt, korku, tedirginlik göstermiyordu. Bayrak; bir büyükelçiden, bir başkonsolostan, bir memurdan diğerine geçiyordu. Ben de bu bayrak yarışına katılmak; şanlı devletimizi ve milletimizi temsil şerefine nail olmak istedim. Önce Yüce Allah’ın takdiri, sonra milletimizin verdiği yetki ve sayın Cumhurbaşkanımızın taltifleri ile o bayrağı devralmak bize, Dışişleri Bakanı olarak nasip oldu.
“GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN ‘YURTTA SULH, CİHANDA SULH’ İLKESİ ÇERÇEVESİNDE, BARIŞIN VE HUZURUN ARAYIŞINDA OLDUK”
29 Ağustos 2014 tarihinde başladığım görevim boyunca büyük bir şerefle çalıştım. Göreve başlarken şunu çok iyi biliyordum. Diplomasi, kimliğimizin ayrılmaz bir parçası. Köklü Hariciyemizin temellerinin atılmasının bu yıl 500. yıl dönümünü kutluyoruz. Ancak şu da bir gerçek ki, Türk’ün olduğu her yerde devlet, devletin olduğu yerde diplomasi vardır. Ben de görevi ilk devraldığım konuşmamda söylediğim gibi bu köklü geleneğe sırt dayamanın ve dünyanın gıpta ile baktığı Türk diplomatıyla çalışmanın güvenini yaşadım. Bu aynı zamanda büyük bir sorumluluktu. Zira, çok hızlı değişen dünyada geleneklere sadakat kadar, zamanın ruhuna göre hareket etmek gerekiyordu. Biz de sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve rehberliğinde öyle yaptık. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesi çerçevesinde, barışın ve huzurun arayışında olduk. Girişimci ve insani dış politika anlayışı ile dünyanın her yerinde menfaatlerimizi en iyi şekilde savunan, çıkarlarını koruyan; konsolosluk hizmetlerinde en iyisini, en kalitelisini, en hızlı şekilde yapmak için çaba sarf eden; salgın, savaş, kriz ve doğal afetlerde hiçbir vatandaşımızı yalnız bırakmayan ve 6 Şubat depreminden sonra tüm dünyadan gelen yardımları koordine etmek için çaba sarf eden, ilk defa da Türkiye’de sahaya inen tüm mesai arkadaşlarıma bir kez daha minnettarlığımı ifade etmek isterim. Bu vesile ile depremde kaybettiğimiz Hatay Temsilcimiz Devrim Öztürk ve merhum memurumuz Gökhan Aytaç’ı rahmetle anıyor ve tüm şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.
“HAKAN KARDEŞİM; ULUSLARARASI İLİŞKİLERİN TEORİSİ KADAR, PRATİĞİNE DE HÂKİM BİR DAVA ARKADAŞIMDIR”
Yurt dışındaki vatandaşlarımızın demokratik haklarını kullanması için sandığı milletimizin ayağına hep birlikte götürdük. Her başarıyı, her kazanımı, her atılımı birlikte yaptık; milletimiz için yaptık. İşte şimdi bayrağı devretme sırası bize geldi. Sekiz yıl, altı ay, 13 gün taşıdığım Dışişleri Bakanlığı bayrağını değerli kardeşim Hakan Fidan’a devrediyorum. Hakan kardeşim; uluslararası ilişkilerin teorisi kadar, pratiğine de hâkim bir dava arkadaşımdır. Esasen Hariciyemiz ve Milli İstihbarat Teşkilatımız; çalışma ilkeleri ve kurum kültürü itibarıyla, birbirine benzeyen; büyük Türk milletinin hizmetkârı iki güzide kurumumuzdur. En zor coğrafyalarda, en hassas konularda; devletimizin ve milletimizin bekasını birlikte koruduk. Başta FETÖ ve PKK olmak üzere, yurt dışındaki terör şebekelerine karşı birlikte mücadele ettik. Kendisinin idaresinde Türk Hariciyesi; Türkiye’nin küresel aktör konumunu pekiştirme yönündeki yürüyüşüne kararlılıkla devam edecektir. Ben de her zaman bakanlığımızın ve bakanımızın emrinde olacağım ve desteğe hazır olacağım.
Dışişleri Bakanlığı görevim boyunca bir kez daha bana omuz veren bütün mesai arkadaşlarıma, Türk Hariciyesinin her bir neferine sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Bu süreçte elbette eksiğimiz, hatamız olmuştur; üzdüğümüz, kırdığımız arkadaşlarımız varsa kusurumuza bakmasınlar. Topyekûn diplomasi icra ettiğimiz tüm kurumlarımıza, iş dünyamıza, özellikle de öğrencilerimize ve tüm vatandaşlarımıza içtenlikle teşekkür etmek istiyorum. Özel bir teşekkürümü de eşim Hülya Hanım ve kızım Eylül İrem’e ayırmak istiyorum. Onlara, her siyasetçinin olduğu gibi istediğimiz kadar zaman ayıramadık. Ama onların desteği olmasaydı da bu görevi asla yürütemezdik. Beraber yürümekten şeref duyduğum sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde şimdi görevimiz Türkiye Yüzyıl’ını inşa etmektir. Yolunuz, yolumuz açık olsun. Hoşça kalın, Allah’a emanet olun.”
FİDAN: DEVLETİMİZİN HER TÜRLÜ ETKİ ALANINDAN BAĞIMSIZLIĞI VE MİLLETİMİZİN İRADESİNİN EGEMENLİĞİ ESASINA DAYANAN MİLLİ DIŞ POLİTİKA VİZYONUNU İLERLETMEYE DEVAM EDECEĞİM
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise şunları kaydetti:
“Milli İstihbarat Teşkilatı’nda 13 yıl süren ve ağır sorumluluk gerektiren görevimin ardından, aynı derecede mesuliyet gerektiren Dışişleri Bakanlığı’na atanmış olmam nedeniyle; şahsıma gösterdikleri güven ve takdirler için sayın Cumhurbaşkanıma şükranlarımı arz ediyorum. Bugünü benim için anlamlı kılan diğer bir husus ise değerli Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’ndan bu görevi devralmaktır. Kendisi ile arkadaşlığımız Bilkent Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora yaptığım yıllarda aynı sıralarda başladı. Yıllar sonra kendisi Dışişleri Bakanlığı’na, ben MİT Başkanlığı görevlerine getirildik. Bu süreçte çok büyük bir uyum ve güven içinde kritik ve zorlu görevleri birlikte ifa ettik. Kendisi devlet adamı, siyasetçi ve en önemlisi insan ve dost olarak her zaman üstün meziyetler ortaya koymuştur. Yine benim için bugün önemli bir husus; 2003 yılında TİKA Başkanlığı’na atanmam ile başlayan son 20 yıllık süreçte çok yakın çalıştığım ve bütün mensuplarının, dünyanın her tarafında fedakarlıklarına bizzat şahit olduğum, pek çok mensubunu ismen tanıdığım Hariciyemizin sorumluluğunu almaktır.
Bugün Cumhuriyetimizin 100., Hariciye teşkilatımızın temellerinin atılmasının 500.yıl dönümünde aranıza katılmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum. Bu görevim esnasında, milletimizin büyük bir takdirini kazanarak yeniden seçilen Cumhurbaşkanımızın vizyonuna ve temsil ettiği değerlere uygun şekilde devletimizin ve milletimizin bütünlüğü, güvenliği ve refahı için elimden gelen her türlü gayreti göstereceğim. Devletimizin her türlü etki alanından bağımsızlığı ve milletimizin iradesinin egemenliği esasına dayanan milli dış politika vizyonunu ilerletmeye devam edeceğim. Devletimize, milletimize, vatanımıza hayırlı uğurlu olsun. Allah mahcup etmesin.”
-
Mevlüt Çavuşoğlu Çek gazetesine yazdı
Çekya’nın ünlü gazetesi Lidove Noviny, resmi ziyaret için ülkede bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Türkiye’nin Çekya’yı tanımasının 30. yıldönümünde Türk-Çek ilişkilerine genel bakış” başlıklı makalesini yayınladı.
Makalesinde zengin tarihi ve kültürü ile Çekya’nın, Türkiye’nin Orta Avrupa ile bağlarında özel bir yere sahip olduğunu belirten Çavuşoğlu, iki vizyoner devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk ve Tomas Garrigue Masaryk önderliğinde 1924’de kurulan diplomatik ilişkilerin yüzüncü yılına yaklaştığı dönemde gerçekleştirdiği ziyaretin önemine dikkat çekti.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin 2023’te Çek Cumhuriyeti’ni tanımasının 30. yıl dönümü olacağını hatırlattı. Covid-19 salgını gibi küresel ölçekteki sorunların, Suriye’deki kriz ve Ukrayna’daki savaş gibi bölgesel gelişmelerin, ortak çıkarları ve değerleri olan iki NATO müttefikinin daha fazla işbirliğine ihtiyaç duyduğunu ortaya koyan son gelişmeler olduğunu yazdı.
“Adil ve kalıcı bir barış için diplomatik çabalar devam etmeli”
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’nin savaşın başından bu yana Ukrayna’ya önemli miktarda siyasi ve insani yardım sağladığını, aynı zamanda her iki tarafı da uygulanabilir bir siyasi çözüm için çalışmaya teşvik ederek diplomasi için bir alan açmaya çalıştığını ifade etti. Uzun vadeli savaş riskinin Avrupa’da ve küresel güvenlik üzerinde zararlı etkilerinin olacağını kaydeden Çavuşoğlu, bu nedenle adil ve kalıcı bir barışa ulaşmak için diplomatik çabaların devam etmesi gerektiğini vurguladı. Uygulanacak herhangi bir çözümün, Ukrayna’nın egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü koruması gerektiğini belirten Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ve Çekya’nın uluslararası ve bölgesel zorluklar karşısında işbirliği ve karşılıklı saygı temelinde dostane ilişkilerini geliştirmek için ortak bir siyasi iradeye sahip olduğunu söyledi.
“Ticaret hacmi 2021 yılında 4,4 milyar dolara ulaştı”
Bakan Çavuşoğlu, 2021 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacminin 4,4 milyar dolara ulaşılarak 5 milyar dolarlık ortak hedefe daha da yaklaşıldığını belirtti. Savunma sanayiinin iki ülke arasındaki işbirliği için gelecek vadeden bir alan olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Türk inşaat sektörünün de konut ve altyapı ihtiyaçlarını karşılamak için Çekya ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin geçen yaz Çek turistlerin en çok tercih ettiği dördüncü ülke olmasından memnuniyet duyduğunun altını çizen Çavuşoğlu, bu yıl Türkiye’nin Çek turistler için bir numaralı destinasyon olmasını beklediğini söyledi.
Çekya’nın yaklaşmakta olan AB Dönem Başkanlığı’nın Türkiye’nin AB üyelik sürecini ilerletmesine yardımcı olacağından emin olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’nin, güvenlik ve savunma, dış politika, enerji güvenliği, ekonomi ve göç yönetimi açısından AB’ye katkıda bulunmak için iyi bir konumda olduğunu kaydetti.Çavuşoğlu, son 8 yıldır en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapan Türkiye’nin Ukrayna’ya komşu ülkelerdeki durumu en iyi anlayan ülke olduğunu ve göç konusunda Türkiye’nin işbirliğine hazır olduğunu söyledi.
-
Afganistan’dan kaç kişi tahliye edildi
Afganistan’daki Türklerin tahliyesine ilişkin açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Bugüne kadar Afganistan’dan 1404 kişiyi tahliye ettik. Bunlardan 1061’i bizim vatandaşımız” dedi. Bakan Çavuşoğlu 200 civarında dönmek isteyen Türk vatandaşı olduğunu da sözlerine ekledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Bugüne kadar Afganistan’dan bin 404 kişiyi tahliye ettik” ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Uruguay Dışişleri Bakanı Francisco Bustillo ile ortak basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Afganistan’ın başkenti Kabil’in Taliban kontrolüne geçmesiyle bölgedeki duruma değinen Bakan Çavuşoğlu,” Temennimizin barışın demokrasi içinde tesis edilmesidir” dedi.
Afganistan’daki Türklerin tahliyesine ilişkin açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, bugün kadar Afganistan’dan bin 404 kişinin tahliye edildiğini söyledi.
“200 CİVARINDA DÖNMEK İSTEYEN VATANDAŞIMIZ VAR”
Bakan Çavuşoğlu, “Bugüne kadar Afganistan’dan bin 404 kişiyi tahliye ettik. Bunlardan 1061’i bizim vatandaşımız, diğerleri farklı ülkelerin vatandaşları.” ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, “Şu anda Afganistan’dan 200 civarında dönmek isteyen vatandaşımız var.” dedi.
-
Bakan Çavuşoğlu: AB sözünü tutmalı
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Brüksel’de AB ve NATO ile temasları sonrasında değerlendirmelerde bulundu. Çavuşoğlu, “Diyaloğu devam ettirme konusunda AB ile hemfikiriz” derken “Vize serbestisi konusunda adım bekliyoruz” dedi.
Mevlüt Çavuşoğlu, Brüksel’de AB ve NATO ile temasları sonrasında değerlendirmelerde bulundu.
‘VİZE SERBESTİSİ ADIMI BEKLİYORUZ’
AB ile ilişkiler hakkında konuşan Çavuşoğlu, Çavuşoğlu, “Diyaloğu devam ettirme konusunda AB ile hemfikiriz. Somut atılabilecek adımları gözden geçirdik. Biz vize serbestisi konusunda bir adım bekliyoruz” dedi.
Çavuşoğlu, “Türkiye sözünü yerine getirir, Avrupa Birliği de verdiği sözleri tutmalı. Muhataplarımızda da aynı kararlılığı gördük, uygulamada da görmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, “(Türkiye-AB ilişkileri) Atılabilecek somut adımlar için bir yol haritası üzerinde çalışma konusunda mutabık kaldık” ifadelerini kullandı.
Yunanistan ile başlayacak istikşafi görüşmeler ile ilgili açıklamada bulunan Çavuşoğlu, “Yunanistan başlayacak istikşafi görüşmeler öncesinde gerilimi arttıracak adımlar atmamalı” dedi.
AB KONSEYİ BAŞKANI TÜRKİYE’YE GELECEK
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanımız, AB Konseyi ve Komisyonu Başkanı’nı Türkiye’ye davet etti. Onlar daveti kabul etti. Tarihi belirliyoruz” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bugün NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile ayrı ayrı görüşmek için Brüksel’de bulunuyor.
-
Esad’ın en güvendiği isim öldü
Suriye’nin Dışişleri Bakanı Valid al-Muallim’in yaşamını yitirdiği açıklandı.
Suriye’nin üst düzey diplomatı ve uzun zamandır dışişleri bakanlığı görevini yürütmekte olan Valid el-Muallim’in bugün hayatını kaybettiği duyuruldu.
Hükümetin yaptığı açıklamada ölüm nedenine dair detay verilmezken, 79 yaşındaki Muallim’in uzun bir süredir kalp sağlığı sorunu yaşadığı biliniyordu.
Muallim, 10 yıllık çatışmaları başlatan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın barışçıl protestolara sert müdahalesinin en büyük destekçilerinden biriydi.
2006 yılında Dışişleri Bakanı olarak atanan Muallim, aynı zamanda başbakan yardımcısı olarak da görev yapıyordu. Bir dönem ABD büyükelçisi olan Muallim’in yerine geçecek isim ise resmen açıklanmadı. Reuters haber ajansına konuşan Şam yönetiminden kaynaklar, Muallim’in yardımcısı Faysal Mektat’ın dışişleri bakanlığı pozisyonuna oturacağını öne sürdü.
-
Dışişleri Bakanı’ndan Dağlık Karabağ açıklaması
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, işgalden kurtarılan Azerbaycan topraklarında ateşkesin kontrolü ve denetimi için oluşturulacak denetim ve gözetleme merkezinde Türkiye ve Rusya’nın aynı rolü üstleneceğini söyledi.
Çavuşoğlu, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’deki temaslarının ardından basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.
Azerbaycan’ı zafer dolayısıyla kutlayan Çavuşoğlu, Azerbaycan’ın kendi topraklarını kurtarmak için uzun yıllar sabır gösterdiğini ve diplomasiye olan inancını yitirmek istemediğini aktardı.
Çavuşoğlu, sahadaki zaferden sonra Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan arasında ateşkes anlaşması imzalandığını belirterek daha önce de 3 ateşkes girişimi olduğunu fakat bunların Ermenistan tarafından ihlal edildiğini anımsattı. Son anlaşmaya göre bugüne kadar geri kazandığı topraklara ilaveten 5+2 tüm illerin de Azerbaycan’a verilmesinin takvime bağlandığını bildiren Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Azerbaycan işgal edilmiş topraklar ve Karabağ konusunda hangi çözümü tercih ediyorsa biz Azerbaycan’ın yanında olacağız. Bu süreçte de sürekli ‘ateşkes, ateşkes’ diyenlere de şu cevabı veriyorduk. Evet, ateşkes olsun ama ateşkesi bozanın kim olduğunu görüyorsunuz. Bir de ateşkes olduktan sonra ne olacak. Bu sorun çözülmediği sürece Azerbaycan’ın işgal edilmiş toprakları geri verilmediği sürece kalıcı ateş olmaz. Sorun çözülmediği sürece de gerginlik ve çatışmalar devam eder.”
“Rusya’nın oynadığı rolü önemsiyoruz”
Çavuşoğlu, son anlaşmayla işgal altındaki toprakların geri verilmesinin somut takvime bağlandığını belirterek “Burada Rusya’nın oynadığı rolü önemsiyoruz. Her iki taraf arasında girişimlerde bulundular. Diyalog devam etti ve her iki tarafında da rızası olduğu için bu anlaşma imzalandı. Önemli olan bundan sonra atılacak adımlar. Bu anlaşmanın 5. maddesi gereği biz de Rusya ile ortak gözlem ve denetim merkezi ile şubelerinin açılması konusunda mutabakata vardık.” dedi.
Yarın Rusya’dan gelecek heyetle bu konunun detaylarını konuşacaklarını aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“(Denetim ve gözetleme merkezi) Azerbaycan topraklarında, Azerbaycan’ın uygun gördüğü yerlerde olacaktır. Bu merkez önemli işlevler görecek. Mutabakatı ihlal eden eylemlerini tespit edecek. Tespit, gözlem, İHA ve diğer unsurlarla bölgeyi denetleyecek. Şikayet ve ihlaller olduğu zaman inceler. Ateşkes ihlalini engellemeye yönelik tedbirler alır. Bunun oluşum ve çalışma esaslarını ortak çalışma grubu belirleyecek. Ama burada en önemlisi ev sahibi ülkenin verdiği yetkiler ve gösterdiği yerler, diğer detaylar kardeş Azerbaycan’la belirlenecek.”
Çavuşoğlu, ateşkes ve sonrasında kurulacak mekanizmanın kalıcı barış ve istikrara vesile olmasını dilediklerini dile getirerek şöyle devam etti:
“Umarız Ermenistan geçmişteki hatalarından ders almıştır. Bir başka ülkenin toprakları üzerinde saltanat ilelebet sürmez. Bu süreçten Ermenistan halkı da faydalanacaktır. Kalıcı çözüm, kardeş Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü, bugüne kadar kabul edilmiş kararlar ve uluslararası hukuk çerçevesinde neticelenmelidir. Bundan sonraki süreçte atılacak adımlar konusunda da Azerbaycan nasıl isterse Azerbaycan’ın yanında olacağız. Atılacak adımları birlikte koordine edeceğiz.”
“Bu süreçten Minsk üçlüsünün ders çıkarması gerekiyor”
Dağlık Karabağ sorununun çözümü sürecini yürüten AGİT Minsk Grubu’nu da eleştiren Çavuşoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu süreçten Minsk üçlüsünün ders çıkarması gerekiyor, özellikle eş başkanların. Biraz önce Rusya’nın ateşkesteki rolüne vurgu yaptım. ABD’de de seçimler var. Fransa’nın bu süreçte eş başkan olarak son derece yanlı ve olumsuz bir tavır sergilediğini görüyoruz. Hatta ateşkesten sonra bile taraflı, olumsuz açıklamalar yapıyorlar. İşte bu eş başkanların 30 yıldır sorunu neden çözemediğini gösteriyor. Tarafsız olmalılar. Fransa objektif ve dengeli tavır sergilemedi. Azerbaycan’ın olumlu tutumuna rağmen Fransa hep Ermenistan’ı desteklemeye devam etti. Hatta Türkiye’yi suçlamaya kalkıyorlar. Bu tavır devam ederse bu tür ülkeler bu süreçten dışlanmak durumundadır. Barış çabalarını baltalamaya çalışıyor. Bundan sonra hiçbir ülke haksız Ermenistan’ı destekleyerek bu süreci baltalamasın.”
“Ateşkesi yine bozarlarsa bedelini öderler”
Çavuşoğlu, Ermenistan’ın anlaşmaya uymaması durumunda atılacak adımların sorulması üzerine, “Ateşkeste Ermenistan Başbakanı’nın imzası var mı? Var. En üst düzeyde yöneticinin imzası olduğu zaman o ülkeyi de bağlar. Ateşkesi yine bozarlarsa bedelini öderler.” dedi.
Anlaşmada Nahçıvan’a kara yolu açılmasına ilişkin maddenin de bulunduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, bu koridordan Ermenistan dahil tüm bölge ülkelerinin faydalanacağını, Ermenistan’ın kavga yerine bölgenin refah ve istikrarını düşünmesinin önemine vurgu yaptı.
Çavuşoğlu, Türkiye ve Rusya’nın ortak Denetim ve Gözetleme Merkeziyle ilgili, “Burada Rusya’nın rolü neyse Türkiye’nin de rolü o olacak.” ifadesini kullandı.
Azerbaycan’a Türk askeri gönderilemesi yönündeki soruları da yanıtlayan Çavuşoğlu, “İhtiyaç duyulursa tezkere meclisten geçer. Söz konusu Azerbaycan olduktan sonra Gazi Meclisimizin de böyle bir talebi şevkle destekleyeceğini düşünüyorum.” dedi.
Çavuşoğlu, bölgesel sorunlarla ilgili de şunları kaydetti:
“Karabağ bunlardan biri. İnşallah o çözülecek. Diğer taraftan Gürcistan, Ukrayna, Kırım, Moldova, Transdinyester. Yanı başımızda Suriye var. Daha güneye gidersek Libya var. Yemen var daha aşağıda. Irak’ta geçen sene ciddi gerginlikle oldu. Biz Türkiye olarak bu sorunların siyasi yolla çözülmesi için gayret ediyoruz. Tek çözümün siyasi çözüm olduğunu söylüyoruz. Bu söylediğimiz maalesef her zaman sahada karşılık bulmuyor. Hafter’in Trablus’a saldırısı, İdlib’de rejimin saldırıları veya teröristlerin saldırıları. Böyle durumda da sahada gerekli adımları atıyoruz. Orta Doğu, Filistin, Kudüs, İsrail meselesi. Tüm bu sorunların çözümleri konusunda sadece eleştiri yapmıyor, adım atıyoruz, inisiyatif alıyoruz, öncülük yapıyoruz. Önümüzdeki süreçte de bu tutumuzun devam edecek.”