Etiket: dışişleri bakanlığı

  • Dışişleri’nden Netanyahu’ya tepki

    Dışişleri’nden Netanyahu’ya tepki

    Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli İsrail hükümetinin bazı üyelerinin açıklamaları sonrası açıklamalarda bulundu.

    Sözcü Keçeli, Gazze’de Filistin halkına karşı işlenen suçların sorumlusunun İsrail hükümeti olduğunu vurguladığı açıklamasında, “İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde soykırım suçlamasıyla yargılanan bir devlettir ve Gazze’deki Filistin halkına karşı işlenen tüm suçların sorumlusu İsrail hükümetidir. İsrail hükümeti üyelerinin, gündemi değiştirme amaçlı çabaları bu gerçeklerin üstünü örtemez. İnsanlık vicdanı ve uluslararası hukuk, İsrailli yetkililerin hesap vermesini mutlaka sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.

  • Dışişleri’nden Gazze için ateşkes çağrısı

    Dışişleri’nden Gazze için ateşkes çağrısı

    Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “İsrail, Nabulsi meydanındaki Filistinlileri öldürerek, işlemekte olduğu insanlığa karşı suçlara bir yenisini eklemiştir. Gazzelileri açlığa mahkum eden İsrail’in, bu defa yardım kuyruğundaki masum sivilleri hedef alması, Filistin halkını bilinçli biçimde ve toplu olarak yok etmeyi hedeflediğinin delilidir. İsrail, Gazze’deki askeri operasyona derhal son vermek zorundadır, ancak İsrail Hükümeti bu kararı alabilecek sağduyu ve vicdana sahip değildir. Tüm dünya, Gazze’de yaşanan zulmün bölgenin de ötesinde küresel yansımaları olacak bir felakete dönüşmek üzere olduğunu görmelidir. Bu çerçevede, İsrail Hükümeti üzerinde etkisi olan tüm kesimleri, Gazze’de yaşanan vahşeti durdurmaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verdi.

  • Dışişleri’nden Hocalı Katliamı’nı anma mesajı

    Dışişleri’nden Hocalı Katliamı’nı anma mesajı

    Dışişleri Bakanlığı tarafından Hocalı Katliamı’nın 32’nci yılı nedeniyle yayımlanan taziye mesajında, “26 Şubat 1992 tarihinde, Ermenistan silahlı birlikleri tarafından Azerbaycan’ın Hocalı şehrinde masum sivillere yönelik gerçekleştirilen katliamı lanetliyoruz. O gün yaşanan vahşet, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Hocalı’da öldürülen 613 kardeşimizin ve o gün yaralanan, esir alınan veya kaybolan tüm Azerbaycanlıların acısı hala yüreğimizdedir. Hocalı Katliamı’nda hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyor, Azerbaycan halkına taziyelerimizi yineliyoruz” ifadelerine yer verildi.

  • Bakanlıktan Sudan’a seyahat uyarısı

    Bakanlıktan Sudan’a seyahat uyarısı

    Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “

    Sudan’da güvenlik durumunun kötüye gittiği üzüntüyle görülmektedir. Mevcut şartlar altında ve doğabilecek ihtimaller karşısında vatandaşlarımızın çok zorunlu haller dışında Sudan’a seyahat etmekten kaçınmaları tavsiye edilmektedir” ifadelerine yer verildi.

    Sudan’da bulunan Türk vatandaşlarının ek uyarı ve duyuruları takip etmeyi sürdürmesi istenen açıklamada, “Halen Sudan’da bulunan vatandaşlarımızın Bakanlığımız ve Hartum Büyükelçiliğimizce yapılabilecek ek uyarı ve duyuruları takip etmeyi sürdürmeleri ve şahsi güvenlikleri bakımından gerekli tedbirleri almaları önem taşımaktadır. Halihazırda Port Sudan’da faaliyet gösteren Hartum Büyükelçiliğimiz ile +249 90 094 2738 no’lu acil durum hattından ve [email protected] e-posta adresinden iletişim kurmak, yahut Bakanlığımız Konsolosluk Çağrı Merkezi’yle +90 312 292 29 29 no’lu telefon üzerinden temasa geçmek mümkündür” ifadeleri kullanıldı.

  • Dışişleri’nden Netanyahu’ya sert tepki

    Dışişleri’nden Netanyahu’ya sert tepki

    Dışişleri Bakanlığı “İsrail Başbakanı Netanyahu ve İsrail Dışişleri Bakanı Cohen’in Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki asılsız iftiralarına” ilişkin yazılı açıklama yaptı.

    Açıklamada, Filistin halkına karşı uyguladıkları “zulüm ve katliamlarla tarihin kara sayfalarına girmiş” İsrailli yetkililerin hukuktan söz etmeye haklarının olmadığı vurgulandı.

    “Gerçeklerin dile getirilmesinden rahatsız olan Binyamin Netanyahu’nun ve Eli Cohen’in, Sayın Cumhurbaşkanımız hakkındaki asılsız iftiraları, kendi suçlarını örtemeyecektir.” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, “Meşruiyetlerini insanlık vicdanında çoktan yitirmiş olan İsrailli yetkililerin, tüm dünyanın gözü önünde hastaneleri bombalayarak, kadınları ve çocukları öldürerek işledikleri suçları örtbas edemeyecekleri ve dikkatleri başka yöne çekemeyecekleri” belirtildi.

    Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi:

    “Dünya kamuoyunda derin infial uyandıran bu insanlık suçlarının azmettiricileri ve failleri er ya da geç yargılanacaklardır. Türkiye, Gazze’deki katliama karşı çıkmayı ve Filistin halkının haklı davasını desteklemeyi sürdürecektir.”
  • Dışişleri Bakanlığı’ndan açıklamalar

    Dışişleri Bakanlığı’ndan açıklamalar

    Dışişleri Bakanlığı, Irak ve Suriye’ye asker gönderme tezkeresinin süresinin 2 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresinde yer alan ‘yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması’ ifadesine ilişkin açıklamada bulundu.

    Yapılan açıklamada, “Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Irak ve Suriye’deki görev süresinin 2 yıl daha uzatılmasına ilişkin 17 Ekim 2023 tarihli TBMM kararının bazı yanlış yorumlara konu edildiği gözlemlenmiştir. Tezkerede yer alan ‘yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması’ ifadesi, 2014 yılında kurulan DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu kapsamındaki ortak faaliyetlerle ilgilidir. Yeni olmayan bu ifade, 2014 yılından bu yana kabul edilen Irak ve Suriye tezkerelerinin metinlerinde de aynen yer almaktadır” denildi.

  • Fidan, terör örgütleri hakkında konuştu

    Fidan, terör örgütleri hakkında konuştu

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’yla görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Fidan, verimli bir görüşme yaptıklarını belirterek, “Türk dış politikası Kıbrıs Adası’na yönelik iki önemli alanda faaliyetlerini yürütmekte. İkisi de adadaki Kıbrıs Türkleri’nin refahı ve güvenliği odaklı politikalardır. Birincisi Kıbrıs Türkleri’nin uluslararası toplumdaki statüsü ne olacak? İkincisi Türkiye olarak Kıbrıs Türkleri’nin refahını, huzurunu, güvenliğini sağlamak için daha ileri hangi adımları atabiliriz, o açıdan bakıyoruz. Temel amaç Rum kesiminin hak ve menfaatlerini öne çıkartırken Kıbrıs Türkleri’nin hak ve menfaatlerini oldukça geride bırakan, mümkünse yok sayan bir yaklaşım olmuştur. Bununla birlikte Türkiye’nin desteğiyle Kıbrıs Türkleri her zaman için uluslararası topluma yapıcı bir politika ile yaklaşmıştır. Kıbrıs Türk Devleti, Ada’da Kıbrıs Türkleri’nin haklarını savunan, müdafaa eden bir yapıdır. Bizim tanıdığımız meşru bir yapıdır. Kıbrıs Türk Devleti’nin uluslararası toplumda da tanınması için Türkiye Cumhuriyeti olarak elimizden gelen çabayı göstermeye devam edeceğiz. Ada’daki siyasal çözümsüzlükten bağımsız olarak biz üzerimize düşen vazifeyi yapmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    KKTC Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu ise, Ankara’da bulunmaktan mutluluk duyduğunu kaydederek, “Kıbrıs sorununun tarifi, Rum tarafının ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ diye muamele görmesidir. Bu sorunu oluşturan yapı da BMGK’nın 5 daimi üyesi. ‘Yeni bir sayfa açılmadan müzakerelere devam edelim’. Bu politika Kıbrıs Türklerine bir 60 yıl daha kaybettirir. Ada’nın Türk kimliğinin sonlanmasına kadar bir süreç meydana gelir. Buna sonuna kadar karşıyız. Yeni sayfa açtıysak, yeni sayfanın gereğini yerine getirmek gerekiyor” diye konuştu.

    Bakan Fidan, ortak açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının kullanılması konusundaki soruya Fidan, “Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarından istifade etmek için Ada’daki nihai çözümü beklemek açıkçası bence hem bölge için hem de dünya için iyi bir durum değil. Esas itibarıyla KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar geçen temmuz ayında bu konuyla ilgili oldukça yapıcı bir yaklaşımda bulundu. Çözümden bağımsız daha yapıcı yaklaşımlar getirme metoduyla, ‘Tamam bizim aramızdaki çözümsüzlük burada duruyor. Ama belli konular var ki iki toplum da bundan istifade edebilir’ dedi. Bunların başında hidrokarbon kaynakları geliyor. Daha sonra elektrik entegrasyonu, yenilenebilir enerji, su, düzensiz göç, mayınların temizlenmesi gibi konular var. Aslında bunlar hayatın gündelik akışında halkın büyük şekilde istifade edeceği, çözüm bekleyen konular. Fakat Rum tarafı bir türlü bu konuda iş birliğine yanaşmadı. Bizim görüşümüz de Türkiye olarak KKTC ile aynı paralellikte. Siyasal çözümün beklenmesine gerek kalmaksızın her iki tarafın da eşit şekilde istifade edeceği enerji potansiyelinin kullanımı mümkündür” yanıtını verdi.

    Ankara’daki terör saldırısı girişimine ilişkin soru üzerine Fidan, “Terörle mücadelede Türkiye’nin tavrının ne kadar net olduğu bilinen bir husustur. Bu son olaydan sonra da istihbarat ve güvenlik güçlerimizin yaptığı çalışmalar neticesinde 2 teröristin Suriye’den geldikleri, burada eğitim gördükleri açıklığa kavuşmuştur. Bu vesileyle Irak ve Suriye’de PKK/YPG’ye ait olan bütün altyapı, üstyapı tesisleri, enerji tesisleri bundan sonra güvenlik güçlerimizin, silahlı kuvvetlerimizin, istihbarat unsurlarımızın topyekün meşru hedefidir. Üçüncü tarafların PKK/YPG’li tesislerden ve şahıslardan uzak durmasını tavsiye ediyorum. Silahlı kuvvetlerimizin bu terör saldırısına cevabı son derece net olacak. Böyle bir eylemi gerçekleştirdiklerine bir kez daha pişman olacaklar” diye konuştu.

  • Dışişleri Bakanlığından İsrail’e kınama

    Dışişleri Bakanlığından İsrail’e kınama

    Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı’nın radikal yerleşimcilerle ve İsrail güvenlik güçlerinin koruması altında Mescid-i Aksa’ya gerçekleştirdiği provokatif baskını şiddetle kınıyoruz. Mescid-i Aksa’nın kudsiyetini ve uluslararası hukuka dayanan tarihi statüsünü ihlal eden bu provokasyonlara izin verilmemesi ve gerginliğin tırmanmaması için İsrail makamlarını gerekli önlemleri ciddiyetle almaya davet ediyoruz” ifadelerine yer verildi.

  • Türkiye, Süleymaniye’ye hava sahasını kapattı

    Türkiye, Süleymaniye’ye hava sahasını kapattı

    Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, Türk hava sahasının Irak Süleymaniye uçuşları için kapatılması hakkındaki soruya yazılı yanıt verdi.

    Bilgiç, “Türk hava sahası, Irak Süleymaniye Uluslararası Havalimanı’nı iniş/kalkış için kullanacak hava araçlarının kullanımına 3 Nisan itibarıyla kapatılmıştır.” ifadesini kullandı.

    Söz konusu kararın Süleymaniye’de “PKK terör örgütünün faaliyetlerinin yoğunlaşması, terör örgütünün havalimanına nüfuz etmesi ve böylece uçuş güvenliğinin tehdit edilmesi çerçevesinde” alındığını vurgulayan Bilgiç, kararın ilk aşamada 3 Temmuz’a kadar geçerli olmasının öngörüldüğünü, bu tarihe kadar yakından izlenecek gelişmeler ışığında kararın tekrar gözden geçirileceğini kaydetti.

  • Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin İnsan Hakları Raporunu kınadı

    Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin İnsan Hakları Raporunu kınadı

    Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2022 İnsan Hakları Raporunda, geçmiş yıllarda olduğu gibi, ülkemiz hakkında kaynağı belirsiz, gerçek dışı bilgiler, asılsız iddialar ve önyargılı yorumlar yer almaktadır. Bunları kınıyor ve külliyen reddediyoruz. Ülkemizin ve bölgemizin güvenliği için, PKK/PYD/YPG, FETÖ, DEAŞ ve DHKP-C başta olmak üzere terör örgütlerine karşı mücadelemiz uluslararası hukuk ve insan haklarına saygı çerçevesinde kararlılıkla devam etmektedir. Hal böyleyken, bu haklı mücadelemizin çarpıtılarak rapora yansıtılmasını kabul etmiyoruz” denildi. Açıklamada, raporda PKK’nın 2022 yılında Türkiye’de gerçekleştirdiği terör saldırılarının ve örgütün işlediği gizlenemez boyutlardaki insan hakları ihlallerinin sadece bir bölümüne yer verilmesinin esefle karşılandığı belirtildi.

    Açıklama şöyle devam etti:

    “Sözde “Suriye Demokratik Güçleri”nin Suriye’de işlediği insan hakları ihlallerine raporun Suriye bölümünde yer verilirken, bu yapının PKK/PYD/YPG terör örgütünün kontrolünde olduğundan bahsedilmemesi bir garabettir. Bu raporun PKK/PYD/YPG ve FETÖ terör örgütlerinin faaliyetlerine göz yuman ve hatta ‘ortaklık’ kuran bir ülke tarafından hazırlanmış olduğunu kamuoyunun dikkatine getiriyor, raporun meşruluğu ile inandırıcılığını sorguluyoruz. Siyasi saiklerle şekillendirildiği açık olan ve objektiflikten tamamen uzak bu raporun ciddiye alınacak bir yanı bulunmadığını bir kez daha vurguluyor, ABD’yi insan hakları konusunda kendi siciline odaklanmaya davet ediyoruz”

    Açıklamanın sonunda Türkiye’nin bu asılsız ve yanlı ithamlara itibar etmeden, kendi vatandaşları ile ev sahipliği yaptığı milyonlarca kişinin haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalarını kararlılıkla sürdüreceği vurgulandı.