Etiket: diyanet işleri başkanı

  • Diyanet İşleri Başkanı: Salgın sürecinde ehil olmayanlar Kur’an dersi yapıyor

    Diyanet İşleri Başkanı: Salgın sürecinde ehil olmayanlar Kur’an dersi yapıyor

    Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Erbaş, “Yaşadığımız koronavirüs salgını sürecinde daha da önem kazanan sosyal paylaşım mecralarında, dijital ortamlarda artan bir şekilde ehil olmayanların Kur’an ve kıraat dersleri yaptıklarına şahit oluyoruz” dedi.

    Ali Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) ile İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi’nin birlikte düzenlediği, 6’ncı Uluslararası Öğrenci Sempozyumu’nun açılış oturumuna katıldı. ‘İslam Dünyasında Kur’an-ı Kerim ve Kıraat Kültürü’ temasıyla online olarak düzenlenen sempozyumun açış konuşmasını yapan Erbaş, 2 gün sürecek sempozyumda, Kur’an-ı Kerim’in dili, tedrisatı, eşsiz belagatı, kazandırdığı anlam zenginlikleri, insanlığa hayat ve inşirah veren sedasının bütün dünyayı kuşatan etkileri gibi konuların müzakere edileceğini söyledi.

    ‘İSLAMOFOBİ ENDÜSTRİSİ İLE KUR’AN’A İLGİ TAHRİP EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR’

    Ali Erbaş, Kur’an’ın doğru anlaşılmasının önemine de dikkat çekerek, “Bugün şiddet ve terör faaliyetleriyle huzur ve güveni tehdit eden, DEAŞ, PKK, Boko Haram, FETÖ gibi unsurlar yanlış ve sapkın bir anlayışın sonucudur. Diğer taraftan, insanlığın değerlerini tahrif edenler, yeryüzünü tahrip edenler, hukuku, adaleti, merhameti ihlal edenler, küresel ölçekte İslamofobi endüstrisi kurarak Kur’an’la alakalı ilgi ve algıyı tahrip etmeye çalışmaktadır. İslam’ın mukaddes değerlerini istismar ederek hayat yüklü mesajlarını tahrif eden gruplar da bu mecradan beslenmektedir. Küresel düzeyde oluşturulmaya çalışılan bir algı operasyonu ile merhametten uzak, şiddete dayalı bir din algısı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Dolayısıyla İslam ve Kur’an tasavvuru konusunda, başta bizler olmak üzere herkes bu durumun farkında olarak hassas bir duyarlılık ve feraset sahibi olmalıdır” mesajını verdi.

    ‘HEDEFİMİZ KUR’AN’I OKUYUP ANLAMALARINA REHBERLİK ETMEK’

    Başkanlık olarak Kur’an merkezli eğitim-öğretim faaliyetlerini, 4-6 yaş Kur’an kurslarından, hafızlık eğitimine kadar en doğru metodolojiyle ve alanında yetkin insan kaynaklarıyla en ideal boyutta icra etmeye çalıştıklarını aktaran Erbaş, “Tüm bu çabalar, geçmişe vefanın bir gereği olduğu gibi, geleceğe karşı sorumluluğumuzun da ifası olacaktır. Hedefimiz, ülkemizdeki her yaştan bütün kardeşlerimizin Kur’an-ı Kerim’i okuyup anlamalarına rehberlik etmektir. Dünyanın bütün dillerinde İslam’ın hakikatlerini yeryüzünün her köşesine ulaştırmaktır” dedi.

    ‘EHİL OLMAYANLAR KURAN DERSİ YAPIYOR’

    Kur’an ile ilgili eğitim-öğretim faaliyetlerinin içeriğinin ve mezunların yeterliliğinin önemine de değinen Erbaş, “Yaşadığımız koronavirüs salgını sürecinde daha da önem kazanan sosyal paylaşım mecralarında, dijital ortamlarda artan bir şekilde ehil olmayanların Kur’an ve kıraat dersleri yaptıklarına şahit oluyoruz. Hepimizce müsellemdir ki, bu kadim geleneğin belirli bir ilmi silsile dairesinde, yetkin kimseler eliyle deruhte edilmesi önemli bir lüzum şartı ve sorumluluktur. Bu sebeple, sözünü ettiğim olumsuz tablonun giderilmesi adına hepimizin gereken özveri ve çabayı göstermesi gerekmektedir” diye konuştu. Erbaş, kıraat araştırma merkezlerinin hayata geçirilmesinin elzem olduğunu da sözlerine ekledi.

  • Diyanet İşleri Başkanı: Vatandaşlarımız camilerde kalabilir

    Diyanet İşleri Başkanı: Vatandaşlarımız camilerde kalabilir

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İzmir’deki depremin ardından, “Evlerine giremeyen vatandaşlarımız, din görevlilerimizin rehberliğinde uygun olan camilerimizde diledikleri kadar kalabilirler” dedi.

    Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İzmir’deki 6.6 büyüklüğündeki depreme ilişkin Twitter hesabından açıklamada bulunarak, “İzmir’de yaşanan deprem nedeniyle evlerine giremeyen vatandaşlarımız, arzu etmeleri halinde din görevlilerimizin rehberliğinde uygun olan camilerimizde diledikleri kadar kalabilirler” ifadelerini kullandı.

  • Ali Erbaş: İnsanlık sınavını kaybetmiştir

    Ali Erbaş: İnsanlık sınavını kaybetmiştir

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Çocukların ötelendiği, istismara maruz kaldığı, hatta sadece kız evlat olduğundan dolayı ayrıma tabi tutulan bir çağ, merhamet ile insanlık sınavını kaybetmiştir. Biz o çağa ‘cahiliye çağı’ diyoruz da bugün aynı anlayışı taşıyan insanları nasıl affedebiliriz? O özelliği, o duyguyu demek ki 15 asır sonraya taşıyabilen insanlar halen daha var” dedi.

    Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, ana teması ‘Peygamberimiz ve Çocuk’ olan ‘2020 Yılı Mevlid-i Nebi Haftası’ etkinlikleri tanıtım toplantısına katıldı.

    Toplantıda konuşan Erbaş, çocukların kıymetini idrak etmeye, onlara karşı sorumlulukların hatırlanmasına ihtiyacın olduğu bir dönemde yaşandığını belirterek, “Peygamber efendimiz dünya hayatının süsü ve nimeti olan çocuğa yaklaşımda bizlere yol gösterici rehberdir. Bugün maalesef yeryüzünde milyonlarca çocuk, şefkatten, adaletten yoksun bir hayata mahkum edilmiştir. Oysa Allah Resulü, çocuklara yönelik şiddet, istismarın sıradanlaştığı dönemde, çocukların haklarını savunmuş, gayret ve mücadele ortaya koymuştur. Çocuklarını öpmekten çekinen bir sahabeye, ‘Allah senin kalbinden merhameti çıkarıp almışsa ben ne yapabilirim ki’ demiştir. Peygamber efendimizin bir baba, bir eğitimci olarak çocuklara yaklaşımını doğru bir şekilde tespit etmek ve çocukları bu doğrultuda yetiştirmek hepimizin en önemli görevlerinden birisidir. Çocukların fiziksel ve duygusal gelişiminde aile bireyinin etkisi önemlidir” dedi.

    Erbaş, iletişim vasıtalarının yaygın olmadığı zamanlarda çocukların gözünde en iyi insanın anne ve babaları olduğuna vurgu yaparak, “Şimdi çocuklar daha akılları ermeye başladığı andan itibaren, kendisine kimler daha çok iyi, örnek kişi olarak lanse ediliyorsa, tüm algıları o tarafa doğru dönmüş oluyor. İslam ahlak ilkelerine göre çok değerli olmayan kişiler, onun gözünde çok değerli, örnek alınması gereken kişiler olarak algı oluşturulabiliyor” ifadesini kullandı.

    ‘O DUYGUYU 15 ASIR SONRAYA TAŞIYABİLEN İNSANLAR VAR’

    Erbaş, çocukların huzurlu bir geleceğe hazırlanması husunda, toplumun bütün fertleri ve kurumlarına büyük görevler düştüğünü belirterek, “Bilhassa siber suçlar, terör örgütleri, bağımlılık tacirleri gibi, çağın tehdit ve tehlikelerinden çocukların korunması, istismarların önüne geçilmesi, eğitimden emniyete, sivil toplumdan medyaya kol kola çalışmayı zorunlu tutmaktadır. Özellikle medya kuruluşlarımızdan daha büyük bir hassasiyet beklediğimi ifade ediyorum. Yayınlarımızda çocuklarımızı ve aile değerlerimizi özenle korumamız gerektiğini asla aklımızdan çıkarmayalım. Geleceğin umutları olan çocuklarımız öz değerlerimizle beslemeliyiz. Çocukların ötelendiği, istismara maruz kaldığı, hatta sadece kız evlat olduğundan dolayı ayrıma tabi tutulan bir çağ, merhamet ile insanlık sınavını kaybetmiştir. Biz o çağa ‘cahiliye çağı’ diyoruz da bugün aynı anlayışı taşıyan insanları nasıl affedebiliriz? Ayni cahiliyeyi o da taşıyor. O özelliği, o duyguyu demek ki 15 asır sonraya taşıyabilen insanlar halen daha var. Bu çağa nasıl merhamet çağı diyebiliriz?” diye konuştu.

    Erbaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleri ile 26 Ekim Pazartesi günü saat 14.00’da Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde ‘Mevlid-i Nebi Haftası’ açılış programını gerçekleştireceklerini sözlerini ekledi.

  • Diyanet İşleri Başkanı, ‘Atatürk’e lanet etti’ iddiasını yanıtladı

    Diyanet İşleri Başkanı, ‘Atatürk’e lanet etti’ iddiasını yanıtladı

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş, Ayasofya hutbesinde kullanmış olduğu ifadelerin “Atatürk’e lanet” olarak eleştirilmesiyle ilgili açıklama geldi.

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş. Ahmet Hakan’ın “Atatürk’e lanet ettiğiniz şeklinde bir eleştiriyle karşı karşıyasınız. Bu konuda ne söylemek istersiniz?” sorusuna cevap verdi.

    İşte Hakan’ın yazısının ilgili kısmı:

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş’ın Ayasofya hutbesinde şöyle bir cümle geçti:

    “Fatih Sultan Mehmet Han, gözbebeği olan bu muhteşem mabedi kıyamete kadar cami olmak kaydıyla vakfedip müminlere emanet bırakmıştır. Bizim inancımızda vakıf malı, dokunulmazdır. Dokunanı yakar. Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar”.*

    İşte hutbede geçen bu bölüm nedeniyle özellikle CHP ve İYİ Parti’den isimler, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş’a büyük tepki gösterdiler.

    Mesela CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Ali Erbaş ant olsun ki, o koltukta oturup Atatürk’e lanet okumanın bedelini ödeyeceksin” dedi. Mesela CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, “Türkiye’nin hiçbir memuru Atatürk’e hakaret edemez. Hele Atatürk sayesinde işgalden kurtarılan Ayasofya’da bunu yapmak sadece ahlak değil akıl bozukluğudur” dedi. Mesela CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, “Atatürk’e lanet, vatana ihanettir” dedi. Mesela İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bugün Atatürk’e lanet okuyarak, birilerine selam çakmış olabilir. Ama unutulmamalı ki gün gelir bunun siyasi ve hukuki sonuçları olur” dedi. Mesela İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, “Atatürk’e dil uzatan Ali Erbaş Fatih’in vakfiyesinde ne yazdığını bile bilmiyor. İstifa istifa!” dedi.

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş, yaptığı yazılı açıklama ile eleştirilere yanıt verdi:

    Merhaba Ahmet Bey.

    Ayasofya hutbemde temas ettiğim “Vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar; vâkıfın şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” ifadesiyle ilgili şu açıklamayı yapabilirim:

    Genel olarak vakfiyelerin sonu, vâkıfın bedduasıyla biter.

    “Bu vakfımı kimler amacı dışında kullanırsa Allah’ın, meleklerin, peygamberlerin, tüm Müslümanların laneti onların üzerine olsun” şeklinde.

    Ben de hutbede buna atıfta bulundum.

    Sadece Ayasofya’yı değil tüm vakıf mallarını kastettim.

    Geçmişi değil, bundan sonrasını kastettim. “Uğramıştır” demedim, “Çiğnerse lanete uğrar” dedim.

    Atatürk 82 sene önce vefat etti. Vefat eden insanlara dua edilir, beddua değil. Geçen geçmiştir, Allah Teala da “tilke ümmetün kad halet, lehâ mâ kesebet ve leküm mâ kesebtüm” (Onlar gelip geçen bir ümmettiler. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız sizedir. Siz onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz) (Bakara 141) ayetiyle bizi uyarmaktadır.

    Biz geçmişe takılmadan geleceğe bakmalıyız.

    Kaldı ki Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesi hususunda Atatürk’ün dahlinin olup olmadığı da tarihçiler arasında tartışmalı bir konudur.

    Velhasıl bizim millet olarak vakıf mallarını koruma konusunda çok titiz olmamız gerekir. Bunu sağlamanın tek yolu kanunlarla korkutarak olmamalı. Farklı yollarla vicdanlar harekete geçirilmeli ve inanç ilkeleri de devreye sokulmalı.

    Diyanet İşleri Başkanı olarak bunu Müslümanlara hatırlatmak benim görevim. Ben görevimi yapıyorum.

    Ama birileri benim görevim gereği hatırlattığım hususlar üzerinden bilerek ya da bilmeyerek tefrika çıkarıyor.

    Bizim inancımızda vâkıfın (vakfedenin) vasiyeti nass hükmündedir. Ona uymak gerekir.

    Bunu Müslümanlara Diyanet İşleri Başkanının camide, hutbede hatırlatması son derece normal bir davranıştır, polemik konusu yapmak iyi niyetli bir tavır değildir.

    Allah yar ve yardımcımız olsun.

  • Diyanet İşleri Başkanı’ndan Ayasofya açıklaması

    Diyanet İşleri Başkanı’ndan Ayasofya açıklaması

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ayasofya’nın ibadete açılmasına ilişkin, “Aslına rücu ettirilmiş olmasının çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. İnşallah cemaati bol olsun. Ziyaretçisi bol olsun. İçinde sadece ibadet etmekle kalınmasın ve bir mektep, bir medrese olsun” dedi.

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, çeşitli programlar için gittiği Rize’de, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Hüseyin Karaman’ı ziyaret etti.

    Erbaş, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Ayasofya Camisi’nin ibadete açılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Ayasofya’nın ibadete açılmasından duyduğu mutluluğu dile getiren Erbaş, “Bizim gençliğimiz ‘Zincirler kırılacak. Ayasofya açılacak’ sloganlarını söyleyerek geçti. Sadece Türkiye için değil tüm İslam dünyası için büyük bir anlamı olan, sembolik bir anlamı olan camidir Ayasofya. 86 yıllık bir hasretten sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın büyük bir gayreti ile bütün İslam dünyasına, sadece İslam dünyasına değil, bütün insanlık için önemli bir değerdir, önemli bir mabettir” diye konuştu.

    ”İÇİNDE BİR MEKTEP BİR MEDRESE OLSUN”

    Caminin, 1500 yılı aşkın tarihi geçmişi olduğunu hatırlatan Erbaş, “Dolayısıyla ben bütün insanlığın esasında içinde ibadet edilebilen bir mabede dönüştürülmüş olmasının, aslına rücu ettirilmiş olmasının çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. İnşallah cemaati bol olsun. Ziyaretçisi bol olsun. İçinde sadece ibadet etmekle kalınmasın ve bir mektep bir medrese olsun” değerlendirmesini yaptı.

    Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak gayret içerisinde olduklarını da belirterek “Cami, kürsü dersleri ile zenginleştirmeye çalışacağız. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak şimdiden çalışmalara başladık. İçinde mektep olan, içinde bütün insanlığa hizmet edebilecek faaliyetlerin yapılabildiği bir cami olarak inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın belirlemiş olduğu 24 Temmuz tarihinde ilk cuma namazını kılarak inşallah hizmete açmış olacağız” ifadelerini kullandı.

    “24 TEMMUZ’A KADAR TAMAMLAMAYI PLANLIYORUZ”

    İbadete hazırlama sürecinde camiyi ziyaret edeceklerini belirten Erbaş, “Neler gerektiği konusunda çalışmalar yürütüyoruz. Şu ana kadar yapmış olduğumuz çalışmalar var. Bundan sonra da eksikleri ne ise onları tamamlayacağız. Bunu 24 Temmuz’a kadar tamamlamayı planlıyoruz” dedi.

  • Diyanet İşleri Başkanı, vekaletle kurban kesim bedelini açıkladı

    Diyanet İşleri Başkanı, vekaletle kurban kesim bedelini açıkladı

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bu yıl vekâlet yoluyla kurban kesim bedelinin yurt içinde 975, yurt dışında 825 lira olarak belirlendiğini açıkladı.

    Ali Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Genel Merkezi’nde düzenlenen ‘Vekaletle Kurban Organizasyonu Basın Toplantısı’na katıldı. Başkan Erbaş, yeryüzünde barışın, iyiliğin ve güzel ahlakın egemen olması için çalışmakla sorumlu büyük bir inancın ve medeniyetin mensupları olduklarını ifade etti. Bu bilinç ve gayenin hayat bulduğu en güzel alanlardan birinin vekâletle kurban organizasyonu olduğunu belirten Erbaş, “Nitekim bu iyilik hareketinin son yıllarda dünya geneline yayıldığını görmek bizleri son derece mutlu etmektedir. Böylece kurban, insanlığı büyük bir aile kabul ederek bireyler, toplumlar, milletler arasında köprülerin kurulduğu küresel boyutta bir iyilik hareketine, mevsimine dönüşmektedir. Sınırların paylaşmaya engel olmadığının, kardeşliğin sınır tanımadığının en güzel bir şekilde göstermeye, bunun görülmesine vesile olmaktadır vekaletle kurban organizasyonu. Yardımlaşma ve dayanışma ruhu ile bayram sevincini bir eve ve herkese taşıyarak birlik ve beraberliğimize, kardeşlik ve muhabbetimize, sevgimize güç katmaktadır vekaletle kurban organizasyonu” dedi.

    ‘KORONAVİRÜS SALGINI BİZE ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ’

    Koronavirüs salgını sebebiyle tüm insanlığın zor bir süreçten geçtiğini söyleyen Erbaş, aynı zamanda bu salgının insanlığa çok şey öğrettiğine dikkat çekti. Erbaş, “Rabbimiz buyuruyor ya, ‘Siz bilemezsiniz, Allah bilir’ bizim bilemediğimiz pek çok dersin, ibretin arka planda yattığını fark etmeliyiz, tezekkür etmeliyiz. En büyük imkanımızın muhtacı, yoksulu, yaşlıyı gözetmek, yardımlaşmak ve paylaşmak olduğunu fark etmiş durumdayız. En büyük zenginliğimizin birbirimizi sahiplenmek olduğunu daha iyi anlama noktasına gelmiş durumdayız. Diğer yandan özellikle yaşadığımız bu salgın nedeniyle dünyanın yoksul ve muhtaç bölgelerinin çok daha zor şartlara mahkûm olduğunu, yardıma daha çok muhtaç hale geldiğini bu süreçte görmüş olduk. Dolayısıyla bu sene kurban organizasyonu daha önemli hale gelmiştir” diye konuştu.

    ‘KURBAN VEKALETLERİNDE HER YIL ARTIŞ OLUYOR’

    Bu yıl koronavirüs tedbirleri kapsamında kurban kesim ve dağıtımının gerçekleştirileceği ülke sayısında azalma yaşandığını kaydeden Erbaş, yurt dışında 100 kadar ülkede yerel paydaşların da destekleriyle güvenli bir şekilde kurban keserek ihtiyaç sahiplerine ulaştıracaklarını açıkladı. Ali Erbaş, 2019 yılında vakfa emanet edilen 453 bin 560 hisse kurbanın, yurt içinde il ve ilçeler olmak üzere 424 kesim noktasında, yurt dışında 149 ülkenin 423 bölgesinde bizzat gönüllü ve görevlilerin nezaretinde kesilip ihtiyaç sahiplerine dağıtıldığını belirterek, “Geçen yıl vekâleten kesilen kurbanların bir bölümü ülkemizde, bir bölümü de yurt dışında açlık, yoksulluk ve iç çatışmaların yoğun olarak yaşandığı Afrika ülkeleri olmak üzere Balkanlar, Türk Cumhuriyetleri, Kafkasya ve diğer bölgelerde vakfımız tarafından ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmıştır. Vakfımıza emanet edilen kurban vekaletlerinde her yıl düzenli artış olmaktadır. Bu durum, her geçen gün milletimizin Vakfımıza olan güveninin arttığını göstermektedir” ifadesini kullandı.

    VEKALETLE KURBAN KESİM BEDELİ 975 LİRA

    Erbaş, 2020 yılı vekaletle kurban organizasyonu ile ilgili şunları kaydetti:

    “Bu yıl da vekâlet yoluyla kurban çalışmalarımız kapsamında, Türkiye’de 81 il, 232 ilçede, yurt dışında ise 75 ülkenin 287 bölgesinde mazlum ve muhtaç kardeşlerimize halkımızın, insanımızın yardım elini ulaştırmaya devam edeceğiz. Bunun için görevli ve gönüllülerimiz başta olmak üzere bağış aşamasından, kesilen kurbanların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasına kadarki süreçte, ülkemizdeki ve yurt dışındaki hocalarımız, gönüllülerimiz ve yardımcı kuruluşlardaki çalışanlarla beraber bu yılki kurban organizasyonumuzu gerçekleştireceğiz. TDV olarak bu yıl vekâlet yoluyla kurban kesim bedellerini yurt içi 975 lira, yurt dışı 825 lira olarak belirledik. Vatandaşlarımız, www.tdv.org ve bagis.tdv.org adreslerinden online bağış yapabilmenin yanı sıra Android ve Apple store mağazalarından indirilebilen mobil bağış uygulamamızdan kurban vekâletlerini verebilecekleri gibi; il ve ilçe müftülükleri, TDV şubeleri, din görevlileri, tüm PTT şubeleri ve anlaşmalı bankalar aracılığıyla da Türkiye Diyanet Vakfı kurban programına katılım sağlayabilirler. Vatandaşlarımız 0 312 416 90 00 numaralı telefondan arayarak kurban vekâleti hakkında detaylı bilgi alabilir.”