Etiket: diyanet

  • “İki İnsan Bir Hayat: Evlilik Okulu”

    “İki İnsan Bir Hayat: Evlilik Okulu”

    Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Burhan İşliyen’in konuşmacı olarak yer aldığı “İki İnsan Bir Hayat: Evlilik Okulu” seminerinde, evlilik sürecine adım atan ve yen evlenmiş çiftlerin, bu süreçte evlilik olgunluğunu kazanmaları, karşılaşacakları problemlere çözüm yolları bulmalarını ve bu birliktelikle ortak değer ve ilkelere sahip olmaları hususlarında farkındalık kazandırma konulanı işlendi. Bu doğrultuda aile kurumunun psikolojik, sosyolojik ve hukuki boyutunun, Kur’an ve sünnet ışığında ele alındığı seminere vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.

    İşliyen, burada yaptığı konuşmada, Hz. Muhammed’in sünnetine bağlı kalınması gerektiğine vurgu yaptı.

    İnsanın dünyaya cenneti kazanmak için geldiğini ifade eden İşliyen, “Hayatın sonunda cennete gitmek yoksa eğer bugün ölmek yarına çıkmaktan iyidir. Bir gün ya da bin gün daha kalsan ne olacak? Allah katında bir gün sizin saydıklarınızdan bin gün gibidir diyor Cenab-ı Allah” dedi.

  • “Kutsallara saldırarak zarar veriyorsunuz”

    “Kutsallara saldırarak zarar veriyorsunuz”

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İsviçre Türk Diyanet Vakfı’nda (İTDV) gençlerle bir araya geldi. Diyanet İşleri Başkanlığı görevine geldiğinden bu yana her fırsatta gençlerle buluşmaya gayret ettiğini belirten Erbaş, gençlere köklerini, medeniyetini ve içinde yaşadıkları toplumu iyi tanımaları tavsiyesinde bulunarak, “Köklerimizi, geldiğimiz yeri unutmayacağız, medeniyetimizi diri tutacağız, bir de içinde yaşadığımız toplumu iyi tanıyacağız. Bu bizim medeniyetimizin en önemli unsurlarından birisidir” dedi.
    Müslümanın görevinin Müslüman tanımına uygun olarak yaşaması gerektiğini belirten Erbaş, “Peygamber Efendimiz (sav) Müslümanı şöyle tanımlıyor; ‘İnsanların elinden ve dilinden emin olduğu kişidir.’ Karşı taraftaki kim olursa olsun siz güzel yaşadığınız zaman size heves eder insanlar” diye konuştu.

    “Kur’an-ı Kerim bilgisizliği, cehaleti ortadan kaldırmak için gönderilen bir kitaptır”

    Erbaş, ilk inen ayette “Oku” diye hitap edildiğini, nüzul sırasına göre ikinci inen surenin “Kalem Suresi” olduğuna işaret ederek, “Bizim elimizde kitap ve kalem olduğu asırlarda biz hep önlerde olduk, 10 asır boyunca bütün dünyayı aydınlattık. Algoritmanın kurucusu El Harezmi diye bir Müslüman’dır. Sıfır rakamını Müslümanlar buldu. İlim bizim inancımızın en önemli unsurlarından birisi ve Kur’an-ı Kerim bilgisizliği, cehaleti ortadan kaldırmak için gönderilen bir kitaptır” ifadelerini kullandı.

    “Müslüman olsun gayrimüslim olsun herkesin kutsallara saygı göstermesi gerekiyor”

    Son günlerde Kur’an-ı Kerim’e yönelik bazı Avrupa ülkelerinde gerçekleşen saldırılara ilişkin Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, şunları söyledi:
    “Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan İslamofobik bazı saldırılar var. O saldırıları yapan insanları her zaman lanetliyoruz, kınıyoruz. İsveç’te, Danimarka’da, Hollanda’da olmuştu. Bugün bir kez daha olmuş, bu vesileyle bugün Hollanda’da gerçekleştirilen Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyorum. Buradan o gafillere ve Kur’an bilmeyenlere, tanımayanlara sesleniyorum; yanlış yapıyorsunuz, insan haklarına ve kutsallara saldırarak toplumsal huzurun ve barışın temeline zarar veriyorsunuz, adeta dinamit koyuyorsunuz. Gelin Kur’an’ı ve İslam’ı anlamaya, tanımaya çalışın. Kur’an ve İslam tüm insanlığın reçetesidir, tüm insanlığın barış ve huzurunun kaynağıdır. Tanımaya çalışırsanız bunu fark edeceksiniz ve siz de mutlu olacaksınız. Kur’an’ın hedefi, iyiliği yaygınlaştırmak, kötülüğü ortadan kaldırmaktır. Gelin yeryüzünde iyilik egemen olsun diye hep birlikte çalışalım, kötülüklere ve kötülere fırsat vermeyelim. Müslüman olsun gayrimüslim olsun herkesin kutsallara değer vermesi, saygı göstermesi gerekiyor. Bizim inancımız bunu emrediyor ve hangi dinin, inancın kitabı, mabedi, din adamları olursa olsun hepsine bizim saygı göstermemiz gerekiyor. Eğer bir Müslüman, Yahudilerin Tevrat’ına, Hristiyanların İncil’ine saldırırsa o Müslümana önce ben engel olurum.”

    “Dinimizle, kitabımızla ne kadar iftihar etsek azdır”

    Erbaş, Kur’an-ı Kerim’in polislerin koruması altında yaktırılmasının 21. asırdaki bir topluma ve devlete yakışmayacağını belirterek, “Medeni bir topluma asla yakışmaz. O yüzden biz doğrusunu yapalım karşılık vermeyelim ama Kitabımıza sahip çıkalım. Biz Kur’an-ı Kerim’in ve diğer kitapların saygıya değer olduğuna inanmış insanlarız, bizim kitabımız bunu emrediyor. Onun için dinimizle, kitabımızla ne kadar iftihar etsek azdır” değerlendirmesinde bulundu.
    Konuşmasının sonunda gençlere çalışmalarında başarılar dileyen Erbaş, Mevlid-i Nebi haftalarının hayırlı olması temennisinde bulundu. Programda Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selim Argun ile Dış İlişkiler Genel Müdürü Mahmut Özdemir de hazır bulundu.

  • Erbaş’tan ‘terör örgütleri’ mesajı

    Erbaş’tan ‘terör örgütleri’ mesajı

    Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ankara Dini Yüksek İhtisas Merkezi’nde düzenlenen “Diyanet Akademisi 2023-2024 Dini Yüksek İhtisas Eğitimi Açılış Programı”na katıldı. Programda aday din görevlilerine ilk dersi veren Erbaş, ihtisas merkezlerinde bu yılki eğitim öğretim programına 450’ye yakın yeni öğrencinin katıldığını bildirdi.
    Erbaş, ihtisas merkezlerinde ilim yolculuğunun 50 yıl önce başladığını dile getirerek, buralarda eğitim almanın büyük bir nimet olduğunu belirtti.

    “Başkanlığımız diğer ülkelerde rol modeldir”

    Diyanet İşleri Başkanlığının İslam dünyasında dini teşkilatlara model olan bir kurum olduğuna dikkat çeken Erbaş, “Nereye gitsek başkanlığımızı anlatıyoruz ve o devletin en üst yöneticileri hayran hayran dinliyor ve şunu özellikle ifade ediyorlar; ‘Bize rol model olun. Biz de sizin Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatınız gibi bir teşkilat kuralım.’ Bu durum bize sorumluluklarımızın ne kadar büyük ve engin bir aşka ve ufka sahip olmamız gerektiğini göstermektedir” diye konuştu.

    “Amacımız insanımızı doğru dini bilgiyle buluşturmak”

    Erbaş, eğitimin özünde, Allah’ın rızasını kazanma ve cehaleti kaldırma gayesi olduğunu belirterek, “Bizim asıl amacımız insanımızı doğru dini bilgiyle buluşturmak. Eğer biz doğru dini bilgiyle buluşturmazsak tabiat boşluk kabul etmez ve hurafeler ve aşırılıklarla dolu birtakım anlayış sahipleri o boşluğu doldurur, bunu yaşayarak görüyoruz. Ama biz istiyoruz ki mutedil, Kur’an ve sünnet çizgisinden kopmayan, ayrılmayan bir anlayış üzerinde insanımızı bilgilendirelim, besleyelim. Böylesi bir gayeyi taşıyanlar kendilerinin ve toplumlarının dünya ve ahiret saadetlerine vesile olabilirler” ifadelerini kullandı.
    İslam’ın insanın zihnini bilgiyle aydınlatmak kadar kalbini de aydınlatmayı amaç edindiğini ifade eden Erbaş, “Kişiyi hem akli hem duygusal hem de ameli olarak birbiriyle dengeli bir biçimde eğitmeyi hedefler, İslam’ın eğitim anlayışı budur. Böylesi bir eğitimle kendini inşa etmiş bir mümin insanlara örnek olabilir, onların hayatlarına dokunabilir ve yön verebilir” dedi.

    Erbaş’tan ‘terör örgütleri’ mesajı

    Öğrencilere hem doğru dini bilgilerle kendilerini donatma hem de İslam coğrafyasında yaşananlara ilişkin haberdar olmaları tavsiyesinde bulunan Erbaş, “Böylesi bir donanımla gerek İslam dünyasının gerekse insanlığın içinden geçtiği süreçleri doğru okuyabiliriz. Ancak böylesi bir donanıma sahip olursak FETÖ, DEAŞ, Boko Haram gibi istismarcı örgütlerin coğrafyamızdaki emellerini doğru görebiliriz. Sahih bilgiyi tüm bu alanlara şamil kıldığımızda ihtisas eğitimimiz bizi hayatın önüne taşır ve insanımıza ve insanlığa bizi örnek ve önder kılar” diye konuştu.

    Erbaş, bulunduğumuz çağın iletişim ve teknolojinin insanı kuşattığı, toplumları şekillendirdiği bir çağ olduğunu, bu sebeple insanlara ulaşma noktasında öğrencilerden ihtisas eğitimlerinin yanında bu alandaki bilgi ve becerilerini de en üst düzeye taşımalarını söyledi.

    Türkiye genelindeki Diyanet Akademisi Dini Yüksek İhtisas Merkezlerindeki din görevlileri 2023-2024 Dini Yüksek İhtisas Eğitimi Açılış Programı’nı canlı bağlantıyla izledi.
    Programa, Diyanet İşleri Başkanlığı Diyanet Akademisi Başkanı Doç. Dr. Enver Osman Kaan da katıldı.

  • Diyanet’ten ‘şatafatlı düğün’ uyarısı

    Diyanet’ten ‘şatafatlı düğün’ uyarısı

    “İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, Allah’ın varlığının delillerindendir. Bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır” ayetinin mealiyle başlayan hutbede evliliğin önemi ve düğünlerde uyulması gereken kurallar anlatıldı.

    Hutbede; “Evlilik, hem kadına hem de erkeğe dini, hukuki ve ahlaki sorumluluklar yükleyen mukaddes bir sözleşmedir. Evlilik, külfet değil berekettir; meşakkat değil rahmettir. Evlilik, sadece biyolojik ihtiyaçların karşılanmasından da ibaret değildir. Aynı zamanda gönüllerin, ideallerin, sevinç ve hüzünlerin paylaşılmasıdır. E evlenmek, gözü haramdan korur, iffeti muhafaza eder. Evet, evlilik, güçlü bir toplumun, sağlam bir geleceğin temeli ve teminatıdır. Eşleri kötülüklerden koruyan güvenli bir sığınak, her türlü tehdide karşı sağlam bir kalkandır. Nitekim Yüce Rabbimiz evliliğin bu yönünü Kur’an-ı Kerim’de şöyle haber vermektedir. ‘Eşleriniz, elbisenin bedeni koruduğu gibi sizi haramdan koruyan bir örtüdür; siz de aynı şekilde eşleriniz için bir örtüsünüz” ifadelerine yer verildi.

    “Düğünlerde asıl olan tevazu ve sadeliktir”

    Son zamanlarda insanları sıkıntıya sokan düğünlerdeki aşırılık ve israfın da dikkat çekildiği hutbede, “Evliliğin ilanı olan düğünlerimizde asıl olan tevazu ve sadeliktir. Gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olmaktır. Ne var ki, günümüzde evlilik için yapılan gereğinden fazla harcamalar, aileleri sıkıntıya sokmaktadır. Eşlerin yuva kurarken ağır bir borç altına girmeleri, huzur ve mutluluklarına engel olabilmektedir. Hayatlarının en güzel zaman dilimi, maddi kaygılar nedeniyle huzursuzluk ve zorluk içerisinde geçebilmektedir. Hatta bundan dolayı kimi evlilikler, ya başlamadan bitmekte ya da zamanla ayrılıkla sonuçlanabilmektedir. Evliliğimizin her safhasında Rabbimizin rızasına, Peygamberimizin sünnetine uygun hareket edelim. Evlatlarımızın yuvalarının temelini Besmele ile atalım. Düğün yaparken İslam’ın emir ve yasaklarına riayet edelim. Mahremiyet sınırlarını ihlal etmeyelim. İnsanın sağlığına ve saygınlığına zarar veren her türlü haramdan uzak duralım. Toplumun huzurunu bozan, çevreyi rahatsız eden, insanların canına ve malına zarar veren tutum ve davranışlardan kaçınalım. Rabbimizin her an bizi görüp gözettiğini, yaptığımız her şeyden mutlaka hesaba çekeceğini unutmayalım” denildi.
  • “Kardeşlerimizle bir ailenin fertleri gibiyiz”

    “Kardeşlerimizle bir ailenin fertleri gibiyiz”

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın daveti üzerine “İslam Ülkeleri Hac Organizasyon Başkanları Bayramlaşma Buluşması” Mekke’de yapıldı.
    Programın açılış konuşmasını yapan Başkan Erbaş, katılımlarından dolayı davetlilere teşekkür ederek, “Haccımızın makbul ve mebrur olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum” ifadelerini kullandı.
    Başkan Erbaş, haccın her yönüyle büyük bir ibadet olduğunu belirterek, “Her bir menasiki ile bizlere İslam’ın temel ilke ve değerlerini öğretir, varoluşumuzun hikmetini, yaratılışımızın gayesini hatırlatır, güzel ahlakı gösterir” diye konuştu.

    “Hacda, yeryüzünün her yerinden gelen kardeşlerimizle bir ailenin fertleri gibiyiz”

    Müslümanlar açısından hayatın iki vazgeçilmez ilkesi olduğuna işaret eden Başkan Erbaş, “Birincisi bizi Allah’a imanda buluşturan tevhit, ikincisi ise bizleri kardeşlik şuurunda buluşturan vahdettir. Hac, tevhit ve vahdeti bir arada ve en güçlü şekilde yaşadığımız bir ibadettir. Tevhit inancının ve ümmet bilincinin yeryüzüne ilanıdır. Aynı inanç, aynı duygu ve aynı amaç doğrultusunda evrensel kardeşlik buluşmasıdır. Burada yeryüzünün her yerinden gelen kardeşlerimizle bir ailenin fertleri gibiyiz” dedi.
    Başkan Erbaş, “Müminler ancak kardeştirler” ayet-i kerimesini hatırlatarak, bu kardeşlikte asabiyetin, dillerin, renklerin, statülerin önemi, mezhebin, meşrebin, doğu-batı ve kuzey-güney ayrımı olmadığına işaret etti.

    “Hac, ahlakı bize hatırlatan ve canlı tutan büyük bir imkan ve ibadettir”

    Müslümanların bir vücudun azaları gibi birbirine duyarlı olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Bir binanın tuğlaları gibi birbirine bağlıdır, bir tarağın dişleri gibi yan yanadır. Hac, bu bilinci ve ahlakı bize hatırlatan ve canlı tutan büyük bir imkan ve ibadettir. Bize düşen, burada yaşadığımız kardeşliği ve vahdeti gittiğimiz her yere götürmektir, buradan döndükten sonra da omuz omuza, yan yana kıyama durmaktır” diye konuştu.

    “Müslümanlar aralarındaki iletişimi ve vahdet bilincini en güçlü hale getirmek zorundadır”

    Başkan Erbaş, dünyanın küresel sorunların kuşatması altında olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
    “İnsanlık, İslam’ın hak, hukuk, rahmet ve merhamet ilkelerine muhtaçtır. İnsanlığı muhtaç olduğu değerlerle buluşturmak ise Müslümanların iman ve kulluk sorumluluğudur. Ancak, bu sorumluluğu gölgede bırakan çok ciddi tehdit unsurlarının Müslüman coğrafyadaki varlığını hepimiz görüyoruz. Özellikle dini değerler istismar edilerek üretilen korkunç bir fitne, tefrika ve anarşi, hayati bir sorun olarak önümüzde duruyor. Bunun için Müslümanlar aralarındaki iletişimi ve vahdet bilincini en güçlü hale getirmek zorundadır.”

    “İslam’ın en güzel ve doğru şekilde öğrenilmesi için ortak projeler geliştirmeliyiz”

    Müslüman toplumların dini teşkilatlarının daha çok bir araya gelmesi gerektiğini belirten Başkan Erbaş, “Ortak çalışmalarımızı geliştirmeli güçlendirmeliyiz. Bilhassa din eğitimi ve öğretimi alanında güçlü çalışmalar yapmalıyız. İslam’ın en güzel ve doğru şekilde öğrenilmesi için ortak projeler geliştirmeliyiz. Din hizmeti, aile ve gençlik hizmeti gibi alanlarda beraber çalışmalıyız. Gittikçe yükselen İslam düşmanlığı-İslamofobya karşısında ortak tedbirler almalıyız” değerlendirmesinde bulundu.

    Konuşmasının sonunda temsilcilerin Kurban Bayramını tebrik eden Başkan Erbaş, “Buradaki hacılarımızın sağlık ve selamet içinde ülkelerine dönmelerini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum” dedi.
    Davete, Filistin, Pakistan, Makedonya, Birleşik Arap Emirlikleri, Fildişi Sahili, Kırgızistan, Moritanya, Suriye, Kuveyt, Afganistan, Endonezya, Etiyopya, İran, Tayland ve Kazakistan’ın da aralarında olduğu 30’a yakın ülkeden temsilci katıldı.

  • “Yardımlarımız devam edecek”

    “Yardımlarımız devam edecek”

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, özel bir televizyon kanalında iftara doğru canlı yayınlanan programın konuğu oldu. Erbaş, programda, Ramazan ayına, Diyanet İşleri Başkanlığının bu ayda yürüttüğü hizmetlere ve gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Mübarek gün ve gecelerin Cenab-ı Hakk’ın rahmetinin, merhametinin yansımasının daha fazla olduğu zamanlar olduğunu dile getiren Başkan Erbaş, “Bu değerli günlerin sultanı da Ramazan ayıdır. Ramazan ayı rahmetiyle, merhametiyle, bereketiyle, sahuruyla, iftarıyla, zekatıyla, yardımlaşmasıyla, dayanışmasıyla geliyor. Asırlardan beri Ramazan ayı adeta müminlerin ruhen yenilenmesini sağlayan bir ay. Sadece ruhen değil bedenen olarak da tazelenmesine vesile oluyor” dedi. Başkan Erbaş, İslam’ın insanlara verilen en büyük nimet olduğuna işaret ederek, “Cenab-ı Hak bize vesileler yaratıyor, o vesilelere sarılmamız lazım. Namaz, oruç, hac, zekat, sadaka, mukaddes günler ve geceler dediğimiz bir vesiledir” diye konuştu.

    “Depremlerden 13,5 milyon insanımız etkilendi”

    Deprem bölgesine giden ilk kurumlardan birisinin Diyanet İşleri Başkanlığı ve TDV olduğuna dikkati çeken Başkan Erbaş, üst üste iki depremin olması nedeniyle yıkıcılığının fazla olduğunu ve 13,5 milyon insanın doğrudan etkilendiğini belirtti. Başkan Erbaş, binaların gerekli şartlara uygun yapılması gerektiğine işaret ederek, “Müteahhitlerin, ustaların artık o işin uzmanlarının buna dikkat etmesi lazım. Bu bir tedbirdir. Yani ne olacağını bilmiyoruz, dolayısıyla bir an önce insanlarımızı enkaz altından çıkarabilmek için daha fazla arama kurtarma ekiplerinin olması gerekiyor. Bunu sadece devlete bırakmamak lazım” açıklamalarında bulundu.

    TDV’nin deprem bölgesinde günlük 30 bin kişiye sıcak yemek ikramı yaptığını belirten Başkan Erbaş, “TDV’nin mobil mutfakları var. Sadece 1700 tır yardım malzemesini alana ulaştırdık ve bu her gün devam ediyor. Bunlar gıda, giyim, içecek, hijyen yani insanların günlük hayatında ihtiyaç duyduğu malzemeler. Deprem mağduru kardeşlerimiz yuvalarına kavuşuncaya kadar bu yardımlar devam edecek” şeklinde konuştu.

    “AFAD zekat hesabı açtı”

    Başkan Erbaş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının deprem bölgesinde kalıcı konut çalışmalarının devam ettiğini dile getirerek, “Diyanet İşleri Başkanlığı olarak buradaki katkımız deprem mağduru kardeşlerimizin bir an önce yuvalarına kavuşabilmeleri için hayır sahibi insanlarımızı teşvik etmek. Din İşleri Yüksek Kurulumuza gelen sorulardan birisi; ‘Zekat alabilecek durumda olan depremzedeye zekat parasıyla yapılmış ev verilebilir mi?’ Evet verilebilir. Kurulumuz bunu çalıştı. Dolayısıyla işte bu çalışmamız neticesinde AFAD bir zekat hesabı açtı” dedi.

    “Kur’an-ı Kerim yakılmasına karşı Müslümanlar olarak tepki göstermeliyiz”

    İsveç ve Danimarka’da yaşanan Kur’an-ı Kerim yakma olayına ilişkin de konuşan Başkan Erbaş, “Müslümanlar olarak tepkimizi her aşamada göstermemiz gerekiyor. Önce bu tür olayların son bulması için yetkilileri sürekli bizim uyarmamız gerekiyor. Yani biz istiyoruz ki farklı inançtan insanlar, farklı dinlerden insanlar barış içerisinde yaşasınlar, derdimiz bu. Müslümanlar ve gayrimüslimlerin bir arada yaşamaları lazım. Ancak herkesin diğerinin dinine, inancına, düşüncesine, kutsalına, değerine saygı göstermesi lazım” şeklinde konuştu.

    “Saldıranlara Diyaneti anlattığımız zaman kucaklaşıp ayrılıyoruz”

    Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı ve kendisine yönelik saldırılarla ilgili de konuşarak, şunları kaydetti:
    “Dinimize ve Diyanet’e saldırı oluyor, bizim şahsımız önemli değil. Yani ben bu sarığı ve cübbeyi çıkardıktan sonra sizin gibi normal bir vatandaşım. Ama bu sarığa ve cübbeye leke getirmemek için kılı kırk yararcasına bizim dikkat etmemiz gerekiyor. Uykusuz kaldığımız zamanlar oluyor. Bilgisiz birtakım insanların bilmeden yaptıkları saldırılarına tabii ki üzülüyoruz. Bunu içimize atıyoruz. Zaman zaman arkadaşlarımızla paylaşıyoruz ama işimize yansıtmamaya gayret ediyoruz. Onlara gerçeği anlatıyoruz. Din nedir, Diyanet nedir? Anlattığımız zaman kucaklaşıp öyle ayrılıyoruz.”

  • Başkanı Erbaş, Paşazade ile görüştü

    Başkanı Erbaş, Paşazade ile görüştü

    İstanbul İl Müftülüğünde gerçekleşen görüşmede, Türkiye’nin tarihin gördüğü en büyük depremlerden birini yaşadığını dile getiren Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Çok büyük bir afet ama elhamdülillah Türkiye güçlü, büyük bir ülke. Allah sizden razı olsun. Azerbaycan ilk günden itibaren arama kurtarma ekipleri ile birlikte, işte bütün Azerbaycanlı kardeşlerimiz, başta Cumhurbaşkanı İlham Aliyev olmak üzere, siz Allah sizden razı olsun, ilk gün hemen aramanız, bize dua etmeniz, başsağlığı dilemeniz, bunlar unutulmayacak konular” diye konuştu.

    “Azerbaycan halkı sizin yanınızdadır”

    Depremlerde vefat edenler için başsağlığı dileklerini ileten Kafkas Müslümanları İdaresi Başkanı Paşazade, iki ülke arasındaki kardeşliğe vurgu yaparak, Türkiye’nin acısının Azerbaycan’ın acısı olduğunu belirtti. Depremde şehit olanlar ve Türkiye’de, Azerbaycan’da vatan uğrunda şehit olanlara Allah’tan rahmet dileyen Paşazade, vefat edenler için dua etti. Devlet ve millet olarak tüm Azerbaycan’ın depremin ilk anından itibaren Türkiye’nin yanında olduğunu anlatan Paşazade, “Azerbaycan halkı sizin yanınızdadır. Kardeşliğimiz baki olsun” dedi.


    İstanbul İl Müftüsü Safi Arpaguş da görüşmede hazır bulundu.

     

  • Diyanet’ten ‘6 yaşında gelin’ tepkisi

    Diyanet’ten ‘6 yaşında gelin’ tepkisi

    Diyanet İşleri Başkanlığın, 6 yaşındaki kız çocuğunun erken yaşta evlendirilmesine ilişkin iddialar üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Çocukların en hassas emanet ve dokunulmaz bir değer olduğu belirtilen açıklamada, çocuk haklarının korunmasının ve hayatın her alanında çocuğun yüksek yararının gözetilmesinin dini, hukuki ve insani bir sorumluluk olduğu kaydedildi. Açıklamada çocukları her türlü şiddet ve istismardan korumanın hem toplumsal hem de kurumsal vazife olduğu vurgulanarak, çocukların örselenmesinin geleceğin yara alması anlamına geldiği belirtildi.

    “İslam’a göre bireylerin rüşt yaşına gelmeden evlendirilmeleri söz konusu olamaz”

    Çocuk istismarıyla mücadelenin kararlılıkla devam edeceği mesajının verildiği açıklamada şunlar ifade edildi“Son günlerde kamuoyunu meşgul eden ve medya organlarının gündemine giren kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi hususunda devletimizin ilgili kurumlarının konuyu hassasiyetle takip ettiklerine ve adaletin tecelli edeceğine inancımız tamdır. Ancak konunun yüce dinimiz İslam ile bağdaştırılarak Müslümanların itham edildiği bir sürece dönüştürülmesi son derece rahatsız edicidir. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bir defa daha ısrarla belirtmek isteriz ki, İslam’a göre bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal olgunluğa erişmeden, aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilmeleri söz konusu olamaz. Çocuk istismarı ile mücadeleye kararlılıkla devam eden Başkanlığımız, toplumumuza her alanda olduğu gibi evlilik ve aile konusunda da sahih dini bilgi sunmaya kararlılıkla devam edecektir.”

  • Diyanet’ten ‘2023 takvimi’ açıklaması

    Diyanet’ten ‘2023 takvimi’ açıklaması

    Diyanet İşleri Başkanlığı yapılan açıklamada “Bugün bazı medya mecralarında Diyanet İşleri Başkanlığımızın 2023 takvimleriyle ilgili çıkan haberler üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasında fayda mülahaza edilmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı Döner Sermaye Daire Başkanlığı tarafından ihale yolu ile bastırılan 2023 yılı namaz vakitleri takvimlerinde toplamda 66 bölge için baskı yapılmaktadır. Bu baskılardan 4 bölgede ihaleyi alan matbaadan kaynaklı 16-31 Ekim 2023 tarihleri arasında baskı hatası olduğu görülmüştür. Hata tespit edilir edilmez duruma hızlı bir şekilde müdahale edilmiş ve ilgili illerdeki takvimler matbaa tarafından toplanmıştır. Toplanan takvimlerdeki hatalar aynı matbaa tarafından düzeltilerek 15 gün içerisinde tekrar illere gönderilecektir” ifadelerini kullandı.

  • Diyanet’ten ‘Selefi-Vehhabi’ açıklaması

    Diyanet’ten ‘Selefi-Vehhabi’ açıklaması

    Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Son günlerde bazı medya mecralarında yer alan ve Başkanlığımızı ‘Selefî-Vehhâbî’ fikir akımlarının ülkemizde yaygınlaşmasına hizmet etmekle suçlayan haber ve paylaşımlar, gerçeği yansıtmaktan uzak olup son derece rahatsız edici ve üzücüdür” denildi.

    Açıklamada, “Diyanet İşleri Başkanlığı, ‘Kur’an-ı Kerim’ ve ‘Sünnet-i Seniyye’ çizgisinde sahih din anlayışını şiar edinmiş, din eğitimini ve irşat hizmetlerini bu çizgiden asla taviz vermeden yürütmenin gayreti içerisinde olan, ilkeleri sarih ve duruşu maruf bir kurumdur. Bu köklü kurum, ilim geleneğimizden aldığı müstesna mirasla, günümüz insanı ve gelecek nesillerimiz için İslâm’ın ana kaynaklarından beslenen sağlam bir itikadi ve ahlaki zeminin oluşması yolunda çalışmalarını sürdürmektedir. Başkanlığımız, başta cami ve Kur’an kurslarımız olmak üzere, hizmet verdiği her alanda sağduyulu ve tutarlı bir üslupla din hizmeti yürütmektedir. Zahiri, parçacı, ayrıştırıcı ve tekfir edici yorumlarla gelişen ve İslam’ın rahmet dini olduğu gerçeğini gözardı eden yaklaşımların bilhassa gençlerimizi ve geleceğimizi tehdit ettiğine dair Başkanlığımızın yayınları ve üst düzey açıklamaları olduğu ise malumdur. İfrat ve tefritten uzak, sade ve mutedil bir dini hayata rehberlik etmek, her türlü din istismarına ve fitne ateşine karşı müteyakkız davranarak toplumumuzu bilinçlendirmek, Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın vazgeçilmez görevidir. İslam dünyasında tefrika ve tezviratın açtığı yaralar böylesine büyümüşken, milletimizin birliğine ve ümmetin bütünlüğüne zarar verecek söylemlerden kaçınmak da her Müslüman’ın vazifesi olmalıdır” ifadelerine yer verdi.