Etiket: diyanet

  • Diyanet’ten kripto para açıklaması

    Diyanet’ten kripto para açıklaması

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Erbaş, “Kripto para caizdir denilemiyor. Güvenilir olmadığı ve istismara açık olduğu için caiz diyemeyiz” ifadelerini kullandı.

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş A Haber’de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

    “KRİPTO PARA CAİZDİR DENİLEMİYOR”

    Ali Erbaş, kripto paraların caiz olup olmadığına ilişkin soruya, “Güvenilir olmadığı ve istismara açık olduğu için caiz diyemeyiz” dedi.

    Erbaş, “Din İşleri Yüksek Kurulumuz, insanları istismar etme ihtimalinin yüksek olması münasebetiyle şu anda kullanımının caiz olmadığını düşünüyor. Soranlara bu şekilde cevap veriliyor. Belli şartları var o süreç takip ediliyor. Şu an itibariyle insanların birbirlerine rahat ve güvenli şekilde kripto parayı kullanma ortamı oluşmaması nedeniyle, insanların insanlara zarar verme ihtimalinin henüz ortadan kalkmaması sebebiyle şu an caizdir denilemiyor. Şu an takip ediliyor” diye konuştu.

    “TEZ KONUSU OLARAK VERDİK”

    Ali Erbaş konuyla ilgili şöyle devam etti:

    “Bunu biz bir uzman yardımcısı arkadaşımıza tez konusu olarak verdik. Bir hocamız tez olarak bunu hazırlıyor. Tez bittikten sonra da tekrar görüşeceğiz. Ama şu an itibariyle kripto paralar için caizdir değildir diyemiyoruz.”

  • Diyanet’ten ‘normal saf düzeni’ genelgesi

    Diyanet’ten ‘normal saf düzeni’ genelgesi

    Diyanet İşleri Başkanlığı’nca müftülüklere gönderilen genelgede, salgın tedbirleri kapsamında mesafeli kılınan farz namazlarının, temizlik ve maske kurallarına uyulmak kaydıyla normal saf düzeninde eda edilebileceği belirtildi.

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş imzasıyla müftülüklere genelge gönderildi. Genelgede, Covid-19 salgını kapsamında vatandaşların sağlığını korumak amacıyla 13 Mart 2020 tarihinden itibaren cami ve mescitlerde gerekli tedbirlerin alındığı anımsatılarak, şu ifadelere yer verildi:

    “Gerek din görevlilerimiz gerekse vatandaşlarımız tarafından konuya gereken hassasiyet gösterilmiş, ilgili kurumlarca malum olduğu üzere cami ve mescitlerde salgın kaynaklı problem yaşanmamıştır. Kış şartları sebebiyle açık alanlarda namaz kılma imkanı kalmaması, ülke genelinde 18 yaş ve üstü nüfusun büyük oranda aşılanması ve toplumumuzun salgın tedbirlerine riayet konusunda alışkanlık kazanmış olması göz önünde bulundurularak yeni düzenlemenin yapılması gerekli görülmüştür. Bu itibarla temizlik ve maske kurallarına uyulmak kaydıyla cami ve mescitlerde cemaatle kılınan farz namazların normal saf düzenine göre eda edilmesi hususunda gereğini rica ederim” denildi.

  • Diyanet’ten yapay et açıklaması

    Diyanet’ten yapay et açıklaması

    Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulunun yapay etin caiz olduğuna yönelik hiçbir fetvası olmadığını açıkladı.

    Diyanet İşleri Başkanlı’ğından yapılan yazılı açıklamada, “Sosyal medya mecralarında Din İşleri Yüksek Kurulumuzun yapay ete cevaz verdiğine dair paylaşılan içerikler tamamen asılsızdır. Kurulumuzun yapay etin helal olduğuna dair bir fetvası yoktur” denildi.

  • Erbaş, Bursa Müftülüğü’nün hizmet binası açışılında konuştu

    Erbaş, Bursa Müftülüğü’nün hizmet binası açışılında konuştu

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Bursa Müftülüğü’nün hizmet binasının açılışında konuştu. Bugün Batı merkezli bilginin insanı ve hayatı dizayn ettiğine şahit olduklarını belirten Prof. Dr. Erbaş “Söz konusu anlayışın insan, evren ve Allah tasavvurunda var olan ciddi krizler, paradokslar, tüm insanlığı olumsuz yönde etkilemeye devam etmektedir. İslam dünyası bilim, teknik, tıp, sosyal bilimler ve dahası ilahiyat alanında bilgi üretme, bilgi güncelleme, değere dönüştürme ve hayata kılavuz yapma konusunda daha çok çalışmalıdır” dedi.

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’ndaki Bursa Müftülüğü hizmet binasının açılışına katıldı. İslam’ın kitap ve bilgi medeniyeti olduğunu belirten Prof. Dr. Erbaş, okuyup anlamayı, aklı kullanmayı ve bilgiye sahip olmayı emreden pek çok ayetin bulunduğunu söyledi. Erbaş, şöyle devam etti:

    “Medeniyetimizdeki ilk örneğimiz; aydınlanmış şehir Medine’dir. Yesrib’i, 10 sene içinde nasıl Medine-i Münevvere, aydınlanmış bir şehir yaptıysa Allah Resulü efendimiz, onun ümmeti olarak, onun varisi olarak bizler de şehirlerimizi münevver şehirler yapmak zorundayız. O’nun yolundan gidenler olarak. İşte burada Münevver olduğunu bildiğimiz Bursa’ya katkı sağlamak, aydınlanma yolundaki ilerleyişine katkı sağlamak için bugün bir tuğla daha eklemiş oluyoruz.”

    ‘KİTAP OKUMA ORANLARININ ARTMASI BİZİ HEYECANLANDIRIYOR’

    Müslüman alimlerin asırlarca ilmin bütün alanlarında insanlığın gelişimine öncülük ettiğini hatırlatan Erbaş, “Bizler Endülüs’ten Maveraünnehir’e, devasa kütüphaneleriyle tarihe iz bırakmış, bilgiye kitapla, hikmetle bütünleşmiş bir tarihin mensuplarıyız. Bugün Müslüman dünyanın, okumayı ve bilgiyi, bilgi peşinde koşmayı ihmal ettiği zaman, nasıl büyük sıkıntılar yaşadığını görüyoruz. Hem tarihi takip ederek görüyoruz hem de bugün görüyoruz. Yaşanan sorunların, geri kalmışlığın en temel sebebi; ilimden, irfandan, bilimden ve hikmetten uzak kalmaktır. İlmi, bilgiyi kaybedince cehalet karanlığı çökmüştür. Fitne ve tefrikanın sebebinin cehalet olduğunu her vesileyle söylüyoruz. ‘Cehalet kötülüklerin anasıdır’ diyoruz. Kitap, Müslümanlar için ihtiyaç listesinin sonlarında yer almaya başlamıştı ama şimdi hem Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, ülkemizde fuarların açılması, kitapların fazla basılması ve kitap okuma oranlarının artması bizi heyecanlandırmakta, ilim, irfan, bilgi, hikmet medeniyetinin mensupları olarak umutlandırmaktadır” diye konuştu.

    ‘BATI MERKEZLİ BİLGİNİN İNSANI VE HAYATI DİZAYN ETTİĞİNE ŞAHİT OLUYORUZ’

    Dünyada ekonomi, sanat, teknoloji, hukuk alanlarında ileri ülkelerin en bariz özelliklerinden birinin kitap okuma oranları olduğu ifade eden Erbaş, şunları söyledi:

    “İslam dünyası bilim, teknik, tıp, sosyal bilimler ve dahası ilahiyat alanında bilgi üretme, bilgi güncelleme, değere dönüştürme ve hayata kılavuz yapma konusunda daha çok çalışmalıdır. Bu mesafeyi bizim telafi etmemiz zorunluluğumuz vardır. Bugün Batı merkezli bilginin insanı ve hayatı dizayn ettiğine şahit oluyoruz ancak söz konusu anlayışın insan, evren ve Allah tasavvurunda var olan ciddi krizler ve paradokslar, tüm insanlığı olumsuz yönde etkilemeye devam etmektedir. Bunun yanında son vahye, köklü bir medeniyete, dinamik insan kaynaklarına sahip olduğu halde İslam dünyası insanı ve hayatı inşa edecek bir bilgi ve dünya tasavvurunu güçlendirip izah ederek yeryüzüne henüz teklif edebilmiş değildir. Bunun için bizim İslam dünyası olarak çok daha fazla çalışmaya ihtiyacımız vardır.”

    Erbaş’ın ardından Bursa Valisi Yakup Canbolat, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile İl Müftüsü İzani Turan da konuşma yaptı. Konuşmaların ardından kurdele kesildi ve binanın açılışı gerçekleştirildi. Açılışa bazı milletvekilleri, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, İl Emniyet Müdürü Tacettin Aslan, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan ile çok sayıda davetli de katıldı.

  • Helal mi haram mı? Diyanet fetva yayımladı

    Helal mi haram mı? Diyanet fetva yayımladı

    Diyanete bağlı Din İşleri Yüksek Kurulunun internet sitesinde yer alan bir fetvada, midye, karides, ıstakoz ve kalamar gibi deniz ürünleriyle ilgili, balık sınıfına girmediği için helal olmadığı belirtildi.

    Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun internet sitesinde yer alan fetvada, kabuklu deniz canlılarının ve kalamar, kurbağa gibi hayvanların balık sınıfına girmediği, bu nedenle helal olmadığı ifade edildi.

    Kurul, “Yengeç, ıstakoz, karides, kalamar, midye, kurbağa vs. gibi deniz ürünleri yenir mi?” sorusuna şöyle cevap verdi:

    Kur’an-ı Kerim’de, denizden elde edilen yiyeceklerin helal olduğu bildirilmiştir. (Mâide, 5/96; Fâtır, 35/12). Hz. Peygamber de (s.a.s.), “Denizin suyu temiz, ölüsü helaldir.” (Ebû Dâvud, Tahâret 41) buyurmuştur.

    Hanefi mezhebi, zikredilen naslarda helal olduğu belirtilen “deniz hayvanları” ifadesiyle balık türünün kastedildiği, dolayısıyla balık sınıfına girmeyen midye, kalamar, yengeç, ıstakoz, karides gibi deniz hayvanlarının helal olmadığı görüşünü benimsemiştir (Kâsânî, Bedâi’, V, 35).

    Şafii mezhebinde konuyla ilgili şöyle bir ayrım yapılmıştır: Deniz canlıları sadece suda yaşayabiliyor ve sudan çıktığında boğazlanmış hayvan gibi kısa sürede ölüyorsa, şekline ve ölüm durumuna bakılmaksızın yenmesi helaldir. Ancak aslen suda yaşayan fakat karada da yaşayabilme özelliğine sahip olan hayvanlara gelince bunlardan eti yenen kara hayvanlarına benzeyenlerin yenmesi, boğazlanması şartıyla helal, eti yenmeyenlere benzeyenlerin yenmesi ise haramdır. Buna göre kurbağa, yengeç, kaplumbağa ve su yılanının yenmesi helal değildir. (Remlî Nihayetu’l-Muhtac, VIII, 113,150-152.)

  • Diyanet’ten hac başvurusu kararı

    Diyanet’ten hac başvurusu kararı

    2021 yılına devredilen hacı adaylarının kayıt haklarının 2022 yılına aktarılmasına karar verildi. Hacca gitmekten vazgeçen adayların ücretleri ise iade edilecek.

    Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş başkanlığında toplandı.

    Toplantıda, Suudi Arabistan hükümetinin, ”Covid-19 salgını nedeniyle 2021 yılında hac ibadetinin sadece ülke içinde yaşayan ve değişik milletlerden oluşan sınırlı sayıda Müslümanla ifa edileceği ve yurt dışından hacı adayı kabul edilmeyeceği” şeklindeki kararı değerlendirildi.

    2020 yılında kesin kayıt hakkı elde edip salgın kısıtlamaları nedeniyle hakları 2021 yılına devredilen kayıt hakları bir kez daha ertelendi ve 2022 yılına devredildi.

    Hacı adaylarının, daha önce hesaplarında bırakılan 1000’er riyalin 2022 yılı haccından mahsup edilmek üzere blokesi devam edecek.

    VAZGEÇENLERİN ÜCRETLERİ İADE EDİLECEK

    2022 yılına kesin kayıt hakkı devredilen ancak hacca gitmekten vazgeçen adayların ödediği ücretin tamamı iade edilecek. Kazanılmış kura kat sayıları ile gelecek yıllarda kuraya dahil edilebilecekler.

  • Diyanet 2021 fitre miktarını açıkladı

    Diyanet 2021 fitre miktarını açıkladı

    Din İşleri Yüksek Kurulu, 2021 yılı Ramazan ayının başlangıcından 2022 yılı Ramazan ayının başlangıcına kadar olan süre için fitre miktarının 28 TL olarak belirlendiğini açıkladı.

    Din İşleri Yüksek Kurulu, Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı başkanlığında yaptığı toplantı sonrası 2021 yılı fitre miktarını açıkladı.

    Kuruldan yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

    “Din İşleri Yüksek Kurulumuzca, 2021 yılı Ramazan ayının başlangıcından 2022 yılı Ramazan ayının başlangıcına kadar olan süre için Fitre miktarı 28 TL olarak belirlenmiştir. Fitre miktarının belirlenmesinde, İslam dininin temel kaynaklarında zikredilen deliller ve günümüz şartlarında bir kişinin günlük gıda ihtiyacının ortalaması esas alınmıştır. Belirtilen meblağ, nakdi olarak verilebileceği gibi gıda vb. maddelerden ayni olarak da verilebilir. Belirlenen bu miktar aynı zamanda, günlük fidye miktarıdır. Bununla birlikte her bir mükellef (fitre veren kişi) bir günlük kendi gıda harcamasına denk düşecek meblağı ya da daha fazlasını fitre/fidye olarak da verebilir.”

  • Diyanet’ten hac ve umre açıklaması

    Diyanet’ten hac ve umre açıklaması

    Diyanet İşleri Başkanlığı, 2020 hac ibadetinin Covid-19 salgını nedeniyle yapılamadığı için adayların kura ve kayıt haklarının 2021 yılı için de devam ettiğini bildirdi.

    Diyanet İşleri Başkanlığı’nca, 2021 yılı hac ve umre ibadetleriyle ilgili gelen yoğun sorular üzerine yazılı açıklama yapılmasına gerek duyulduğu bildirildi. 2020 hac ibadetinin Covid-19 salgını nedeniyle yapılamadığı için hacı adaylarının kura ve kayıt haklarının 2021 yılı için de devam ettiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:

    “Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı ile 2021 yılı hac ibadetine ilişkin görüşmeler sürmektedir. Görüşmeler neticesinde alınacak kararlar kamuoyu ile paylaşılacaktır. Ayrıca Suudi Arabistan’ın normalleşme sürecini Ramazan Bayramı sonrasına ertelemesi nedeniyle ülkemizden umre ziyaretleri de yapılamayacaktır. Vatandaşlarımız, hac ve umre hizmetleri ile ilgili 0 850 260 13 13 numara aracılığı ile İletişim Merkezimizden bilgi alabilirler” denildi.

  • Cuma namazı sonrası camilerde yağmur duası edilecek

    Cuma namazı sonrası camilerde yağmur duası edilecek

    Diyanet İşleri Başkanlığınca, son dönemde ülke genelinde yaşanan kuraklık nedeniyle yarın cuma namazı sonrası bütün camilerde yağmur duası yapılacak.

    Edinilen bilgiye göre, “Su: Hayat ve Şifa Kaynağımız” konulu hutbe, cuma vakti Türkiye genelindeki camilerde okunacak.

    Suyun bilinçli kullanılması ve israf edilmemesine ilişkin uyarıların yapılacağı hutbede, cuma namazının farzından sonra yağmur duası edilecek.

  • Diyanet’ten ‘Cuma Namazı’ açıklaması

    Diyanet’ten ‘Cuma Namazı’ açıklaması

    Diyanet’in Twitter hesabından yapılan açıklamada corona virüs salgını hatırlatılarak “Meşru bir mazeretin varlığı, Cuma namazının farziyetini düşürmektedir” denildi. Açıklamada, “Salgın hastalık da kişiye cumanın farz olmasını düşüren bu tür mazeretler kapsamındadır” ifadelerine de yer verildi.

    Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu cuma namazına ilişkin bir açıklama yaptı.

    Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Salgın tedbirleri ve elverişsiz hava şartlarının bir araya gelmesi ve son zamanlarda vaka sayılarındaki artış sebebiyle aşağıdaki açıklamaya gerek görülmüştür.

    İslam dini hayat ile sağlığın korunması ve bunlara zarar verecek şeylerin giderilmesi yönünde son derece açık hükümler getirmiştir. Müslümanlar, bu hükümlerin gereklerini yerine getirmekle ve ilgili tedbirleri almakla yükümlüdür. Özellikle bulaşıcı hastalıklara karşı gereken tedbirlerin alınması dinimizin bir gereğidir.

    Ayrıca hastalıkların bazı ibadetlerle yükümlü olmayı kaldıran bir mazeret olduğu bilinen bir hükümdür. Bu bağlamda, Cuma namazıyla yükümlü olmanın şartlarından birisi de, cemaate katılmaya mani bir mazeretin bulunmamasıdır.

    Zira meşru bir mazeretin varlığı, Cuma namazının farziyetini düşürmektedir. Hastalık, şiddetli yağış, aşırı sıcak ve soğuk gibi elverişsiz hava şartları yanında salgın hastalık da kişiye cumanın farz olmasını düşüren bu tür mazeretler kapsamındadır.

    Tüm dünyayı etkileyen Kovid-19 salgını ile ilgili tedbirler, kış mevsiminin getirdiği elverişsiz hava şartlarıyla birleştiğinde, cemaatin bir kısmının camide yer bulamaması ve Cuma namazını kılamamasına yol açabilmektedir. Camide mesafe şartını sağlayacak şekilde yer bulamayanların, hem kendilerini hem de cemaati tehlikeye atacak şekilde içeriye girmeleri doğru değildir. Bu şekilde Cuma namazını kılamayan kişilere, diğer meşru mazeretlerde olduğu gibi, öğle namazını kılmak farz olmaktadır Dolayısıyla bu durumdaki kişiler imkân buldukları bir yerde öğle namazını kılmakla yükümlüdürler. Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde sabit olduğu bilinen ve günümüze kadar ittifakla uygulanan hüküm böyledir.

    Burada bir kez daha ve önemle ifade edelim ki, bulaşıcı salgın hastalığa yakalananların ve teması’ olanların cemaate katılmamaları ve karantina şartlarına riayet etmeleri dinen zorunludur.”