Etiket: diyanet

  • Diyanet’ten cuma namazı için uyarı!

    Diyanet’ten cuma namazı için uyarı!

    Diyanet İşleri Başkanlığı, koronavirüs ile mücadele sürecinde 29 Mayıs’ta yeterli bahçesi, avlusu ve açık alanı bulunan camilerde kılınmaya başlanacak cuma namazı için alınması gereken tedbirlere ilişkin afiş yayınladı.

    Başkanlığın internet sitesinde, “Camilerimiz Cemaatine Kavuşuyor” başlığıyla yer alan afişte, Covid-19 tedbirleri kapsamında bir süredir cemaatle ibadet yapılamayan camilerin kademeli olarak ibadete açıldığı hatırlatıldı.

    Camilerin abdesthane ve tuvaletlerinin kapalı olacağı için abdestin ev ve iş yerlerinde alınması uyarısı yapılan afişte, camide bulunulduğu süre içerisinde maskenin çıkarılmaması ve kişisel seccadeyle gelinmesi gerektiği vurgulandı.

    Namazın işaretle belirtilen yerlerde kılınması gerektiği kaydedilen afişte, camiye giriş-çıkışlarda ve içeride güvenli mesafenin ihmal edilmemesi, namaz öncesi ve sonrasında fiziksel temas ile musafahadan kaçınılması gerektiği belirtildi.

    Ayrıca afişte, hastalık belirtisi taşıyanlara namazı evde kılmaları tavsiyesinde bulunuldu.

  • Bayram namazı tek bir camide kılındı

    Bayram namazı tek bir camide kılındı

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Bayramlar, dilleri ırkları renkleri coğrafyaları ve kültürleri farklı olsa da inancı ibadeti ve duası bir olan Müslümanların aynı hissiyatı yaşadığı mübarek günlerdir.” dedi.
    Erbaş, yeni tip corona virüs salgını nedeniyle sosyal mesafe kuralları gözetilerek başkentteki Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde kılınan Ramazan bayramı hutbesini okudu.

    Bugün küresel boyutta bir israf, bencillik ve sosyal problemlerin hayatı kuşattığını ifade eden Erbaş, son bir asırdır sorumsuzca bir yaklaşımla çevrenin kirletilerek küresel bir fesat ortaya çıktığını, hukuk ve merhametin hiçe sayılarak savaş, sömürü ve işgallerle dünyanın yarısının zor şartlarda yaşamaya ve çaresizliğe terk edildiğini söyledi.

    Yardımlaşma ve dayanışmanın ihmal edilerek milyonlarca insanın açlık ve sefalete mahkum edildiğini dile getiren Erbaş, savaşlar, terör örgütleri ve işgallerin milyonlarca insanı kan, gözyaşı ve umutsuzluk girdabına sürüklediğini belirtti.

    İnsanlığın birey, toplum, ekonomi, teknoloji ve tabiatla ilişkisinde sorumluluk, hukuk ve güzel ahlakı ihmal etmesinin bedelini ödediğini kaydeden Erbaş, “Yüce dinimiz İslam dünya ve ahiret huzurumuz için bizleri her daim iyiliğe, ihsan ahlakını kuşanmaya, yardımlaşmaya, paylaşmaya, cömertliğe, adalete, merhamete, kul hakkı yememeye, başta faiz olmak üzere haksız kazanca sebep olan her türlü uygulamadan uzak durmaya davet etmektedir. Zira müminler için hayat, bir iyilik yolculuğudur.” ifadelerini kullandı.

    Erbaş, “Bayramlar, dilleri ırkları renkleri coğrafyaları ve kültürleri farklı olsa da inancı ibadeti ve duası bir olan Müslümanların aynı hissiyatı yaşadığı mübarek günlerdir. iyilik ve mutluluğun sevgi ve esenliğin dalga dalga yayıldığı ve dayanışma ruhunun güçlendiği kardeşlik bağlarının kuvvetlendiği nadide vakitlerdir. Geçen ömrümüzü muhasebe etmeyi, özümüze ve fıtratımıza yeniden yönelmeyi hatırlatan müstesna zamanlardır bayram günleri” diye konuştu.

    Salgın hastalık sebebiyle buruk bir bayram sabahına uyanıldığına dikkati çeken Erbaş, şunları söyledi:

    “Geçmiş yıllarda olduğu gibi millet olarak coşkuyla hep birlikte camiye koşup saf tutamadık. Sosyal mesafeyi korumak, virüs bulaştırıp kul hakkına girmemek için bayram ziyaretleri de yapamayacağız. Musafaha edip birbirimizle kucaklaşamayacağız. Çocuk, yaşlı, genç bütün yakınlarımızla da aynı sofra etrafında toplanamayacağız. Ancak şu hususa inancımız tamdır ki kalplerimiz aynı heyecanla attığı müddetçe mesafelerin hiç bir önemi yoktur. Aynı duyguları yaşadığımız aynı hisleri paylaştığımız sürece uzakta olmak yarenliğimize engel değildir. Yeter ki gönül hanemizde sevdiklerimizi ağırlayalım.”

    Millet olarak salgın hastalığa karşı büyük bir mücadele verildiğine işaret eden Erbaş, tedbirlerin sonuç verdiğini ve camilerde cemaatle namaz kılınacak günlerin yaklaştığını vurguladı. Erbaş, şöyle devam etti:

    “Camilerimiz cemaatle ibadete açıldıktan sonra da aynı kararlılıkla ve titizlikle salgın hastalıkla mücadele tedbirlerine uymak öncelikli görevimizdir. Bu süreçte sadece öğle ve ikindi vakitlerinde camilerimizde cemaatle namazlarımızı eda edeceğiz. Cuma namazlarını ise risk azalıncaya kadar camilerimizin avlularında ve açık alanlarda kılacağız ancak kronik hasta, 65 yaş üstü büyüklerimiz ile 20 yaşından küçük kardeşlerimiz ve hastalık belirtisi taşıyanlar biraz daha sabredecekler ve namazlarını evlerinde kılmaya devam edecekler.

    Cami şadırvanları kapalı olacağından öncesinden abdestimizi alarak gelelim. Kişisel seccadelerimizi yanımızda getirelim. Cami içinde işaretle belirlenmiş yerlere seccadelerimizi serip namazlarımızı öylece kılalım. Camiye gelirken maskemizi takalım ve evlerimize dönünceye kadar çıkarmayalım. Her yönden sosyal mesafe kuralına riayet edelim. Musafahalarımızı belli bir mesafeden gönül selamı ile yapalım. Cami görevlilerimizin uyarı ve yönlendirmelerine sabırla ve hassasiyetle riayet edelim. Ta ki özlem duyduğumuz günlere bir an evvel kavuşalım inşallah.”

    Bayramda büyüklerin, akrabaların ve arkadaşların aranması gerektiğine vurgu yapan Erbaş, İslam aleminin Ramazan Bayramı’nı tebrik ederek, Allah’tan salgın hastalıktan insanlığı kurtarması niyazında bulundu.

  • Diyanetten Bayram namazı önerisi

    Diyanetten Bayram namazı önerisi

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, koronavirüs tedbirleri kapsamında, camilerde bayram namazı kılınamayacağını hatırlatarak, isteyenin evinde bayram namazı ya da nafile niyetiyle iki veya dört rekatlık kuşluk namazı kılabileceğini bildirdi.

    Erbaş, yayımladığı görüntülü mesajında, yarın idrak edilecek Ramazan Bayramı’nı kutladı.Bayramların müminler için sevincin, coşkunun, muhabbetin en yoğun yaşandığı zamanlar olduğuna işaret eden Erbaş, bayram namazının da bu heyecanın başlangıcını oluşturduğunu vurguladı.

    Covid-19 nedeniyle zor ve hassas zamanların yaşandığına dikkati çeken Erbaş, alınan tedbirler kapsamında, camilerde bayram namazı kılınamayacağını hatırlattı. Ali Erbaş, İslam’a göre insan hayatının ve sağlığının her şeyden daha önemli ve öncelikli olduğunu dile getirdi.

    “TEKBİR SESLERİ YÜKSELECEK”

    Camilerden uzak kalmanın hüznünü azaltmak amacıyla bayramın ilk gününde ülke genelinde, her ilin bayram namazı vaktinde minarelerden tekbir seslerinin yükseleceğini bildiren Erbaş, kendisinin de Ankara’da bayram hutbesi irat edeceğini belirtti.

    DİYANET TV’DEN CANLI YAYIN

    Bayram coşkusunun yaşanabilmesi için önceki bayramlarda olduğu gibi aile fertleriyle, çocuklarla beraber tüm hazırlıkların yapılabileceğini anlatan Erbaş, şunları kaydetti:

    “Sabah namazının ardından güneşin yükseldiği bayram namazı vaktine kadar heyecanla, dualarla, zikirlerle bekleyelim. Bayram namazı vaktinde minarelerden okunan tekbirlere eşlik ederek bayram sevincine ve coşkusuna katılalım. Diyanet TV’nin ve birçok televizyon kanalının sabah 06.00’dan itibaren canlı yayınlayacağı bayram hutbesini dinleyelim. Dileyen evinde bayram namazını dileyen de nafile niyetiyle iki ya da dört rekat kuşluk namazı kılabilir. Böylece bayram namazı vaktinin bereketinden ve bayramın güzelliğinden ailemizle beraber en iyi şekilde istifade edelim. Bu bayramın hüzünlü gönüllerin sevince dönüşmesine vesile olmasını yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.”

  • Cuma namazı bu hafta Kocatepe Camii’nde kılındı

    Cuma namazı bu hafta Kocatepe Camii’nde kılındı

    Diyanet İşleri Başkanlığı’nca, koronavirüs salgını nedeniyle her hafta farklı camide kılınması kararlaştırılan cuma namazı, bu hafta Kocatepe Camii’nde kılındı.

    Koronavirüs salgını nedeniyle alınan tedbirler kapsamında, temsilen kılınan cuma namazı, bu hafta Kocatepe Camii’nde kılındı. Çok az sayıda kişinin katıldığı namazı, Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Hafız Osman Şahin kıldırdı. Şahin, namaz öncesi, ‘Ramazan: İnfak, Yardımlaşma ve Paylaşma Ayı’ başlığıyla okuduğu hutbede, “Yüce dinimiz İslam, toplum hayatında huzur ve sükunetin hakim olmasını amaçlar. Bunun için iyilik ve fedakarlığı, yardımlaşma ve paylaşmayı emreder. Kötülüğü, bencilliği ve cimriliği ise yasaklar” dedi.

    Tüketim ve bencilliğin öncelendiği, yardımlaşma ve paylaşmanın ötelendiği bir çağda yaşadığımızı belirten Şahin, şunları söyledi:

    “Sonu gelmez hırslar ve menfaat çatışmaları sebebiyle dünyamızı yakıp yıkan savaşlar yaşanıyor. Dünyanın bir ucunda insanlar bir lokma ekmeğe ve bir damla suya muhtaçken diğer ucunda tonlarca nimet bilinçsizce israf ediliyor. Halbuki insanoğluna düşen, Cenab-ı Hakk’ın kendisinden beklediği adaletli ve merhametli hayatı inşa etmektir. Bu hayatın kodlarında, dine ve akl-ı selime aykırı şeyler yoktur. Hayır ve hasenat yapmaktan kaçınmak yani cimrilik ve bencillik yoktur. Bu güzide hayatta iyilik, yardımlaşma, paylaşma, cömertlik ve infak vardır. Mağfiret gölgesinin üzerimize düştüğü Ramazan-ı şerif, infak, yardımlaşma ve paylaşma ayıdır. Allah rızası için karşılıksız vermenin mutluluğunu derinden hissetme, fakirlere, kimsesizlere, yetimlere ve darda kalanlara gönüllerimizi açma vaktidir. Zekâtlarımızı, fitre ve sadakalarımızı ihtiyaç sahipleriyle buluşturma anıdır. O halde, bu mübarek ayda bol bol infak etmeye gayret edelim.”

  • Diyanet’in koronavirüs raporu: Salgın ilahi bir ikaz

    Diyanet’in koronavirüs raporu: Salgın ilahi bir ikaz

    Diyanet İşleri Başkanlığı, koronavirüs salgını tüm dünyada etkisini sürdürürken, “İslam’ın Salgın Hastalıklara Bakışı” başlıklı rapor hazırladı. Raporda, “Koronavirüs salgınını kesin bir kıyamet alameti olarak sayamasak da bunu ‘ilahi bir ikaz’ olarak kabul edebiliriz. Yaratıcısını unutan, kulluk bilincinden uzaklaşan ve kendisini her şeyin sahibi görmeye başlayan modern insana Yüce Allah adeta mikroskopla bile görülmeyen bir virüsle bir uyarı göndermektedir” denildi.

    Azap sayılabilir mi?

    Din İşleri Yüksek Kurulu’nun hazırladığı raporda çeşitli sorulara yanıtlar verildi. Rapordan ilginç satırbaşları şöyle:

    Koronavirüs salgınını, kesin bir kıyamet alameti olarak sayamasak da, bunu beşeriyet için “ilahi bir ikaz” olarak kabul edebiliriz. Yaratıcısını unutan, dünyada var olma amacı olan kulluk bilincinden uzaklaşan ve adeta kendisini her şeyin sahibi ve hakimi görmeye başlayan modern insana Yüce Allah adeta mikroskopla bile görülmeyen bir virüsle uyarı göndermektedir.

    Koronavirüs salgını, İslam dünyası tarafından kendi değerlerine dönmek için önemli bir vesile olarak algılanmalıdır. Yaratıcımıza yalvarıp yakarmalı, hakiki dine dönmeliyiz.

    Bu salgın imtihanın ve kulluk sınavının parçasıdır.

    Veba, kolera, sıtma gibi hastalıklar sebebiyle ölen kimseler ahiret hükümleri bakımından şehit kabul edilmişse de bu gruba giren şehitler diğer Müslüman ölüler gibi muamele görür.

    ‘Helâk’ hatırlatması

    Kulların işlediği hata, inkâr, isyan, zulüm, azgınlık, sapıklık, sapkınlık, ahlâksızlık ve sömürü yüzünden Allah’ın bazı milletleri ve kavimleri helâk ettiği olmuştur. Bu konuda Kuran’ın verdiği bilgi dışında bir bilgimiz olmadığı için şu veya bu musibetin şu veya bu günahtan dolayı olduğunu söyleyecek bilgiye sahip değiliz. Ancak Kuran’ın verdiği bilgiye göre, insanlar işlediği günah ve hatalardan dolayı hemen cezalandırılmamaktadır. Rabbimiz, kullarına mühlet vermekte ama ihmâl etmemektedir. Mühletler de kimileri için tevbe etmeye ve pişman olup hakka dönmeye fırsat olabileceği gibi, kimileri için de azabın ve vebalin artmasına neden olabilecektir.

    Allah’ın ayetleri

    Fıtrata uygun, temiz ve helâl olan şeylerden uzaklaşılması, kötü ve zararlı alışkanlıkların hastalıkların yaygınlaşmasında büyük etkisi vardır. İnsanlığın başına gelen bu büyük salgını, müminlerin ve insanlığın ibret alması gereken Allah’ın ayetleri olarak görmek gerekir.

    Bir musibetle karşılaşan müminin bunun için sabır ve dua ile Allah’tan yardım istemesi ilahi bir buyruktur. Hastalanan kişi, başına geleni sabır ve tevekkülle karşıladıktan sonra hastalığın tedavisine çalışmalıdır.