Etiket: dna

  • “DNA raporuna itiraz edeceğiz”

    “DNA raporuna itiraz edeceğiz”

    Metin Akpınar’ın kızı Duygu Nebioğlu’nun ablası Dilara Gülatan, Uğur Dündar’a babalık davası açtı. Müge Anlı’nın yayınına bağlanan Gülatan, davadan vazgeçmeyeceği belirtti.

    “ANNEM BANA NASIL TANIŞTIKLARINI VE AŞIK OLDUKLARINI ANLATTI”

    Dilara Gülatan’ın annesinin “Senin baban Uğur Dündar” demesinin ardından 2 yıl önce ünlü gazeteciye dava açtığı ortaya çıktı. Uğur Dündar ise davayla ilgili yaptığı açıklamada Adli Tıp Kurumu’nun verdiği DNA raporuna göre Gülatan’ın kızı olmadığının tescillendiğini söyledi.

    Kardeşi Duygu Nebioğlu’nun ardından yayına telefonla bağlanan Gülatan, şunları söyledi: “Bizim sesimiz 40 yıldır çıkıyor. Biz hep yardım istedik. Annem bizimle aynı ülkede yaşamak istemediği için Almanya’ya taşındı. Annem 17-18 sene önce bana nasıl tanıştıklarını, nasıl vakit geçirdiklerini ve nasıl aşık olduğunu anlatmıştı. Ben de bana neden o adamla yaşadıklarını anlatıyorsun ben babamı bulmak istiyorum dediğimde ‘Senin baban o’ demişti. Davada gizlilik olduğu için bildiğim diğer detayları anlatamıyorum. Ben annemin söylediklerinden dolayı dava açtım. Uğur Bey ile görüştüğümüzde beni anladığını ve yanımda olduğunu söyledi. Kendisini manevi baba olarak görebileceğimi de söyledi. Biz davamıza devam ediyoruz, itirazımızı yaptık. Benim babamı bulma konusunda durumum vahim. Ablamızın babasını da bilmiyoruz, annem de söylemiyor.”

  • 193 ceset yakınlarına teslim edilemedi

    193 ceset yakınlarına teslim edilemedi

    Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adliye binasında iletişim ve değerlendirme toplantısı düzenlendi. Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çelikkol, asrın felaketi sonrasında yürütülen çalışmalarla ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Çelikkol, depremde Antakya ve Defne ilçelerinde 17 bin 615 insanın vefat ettiğini belirterek, “6 Şubat ve sonrasında meydana gelen depremlerden en çok etkilenen ilimiz Hatay olmuştur. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan çalışmalar sonucunda Deprem Suçları Soruşturma Bürosunda 22 bin 581 soruşturma dosyası açılmıştır. Yapılan inceleme ve tespitler sonucunda bina bazlı değerlendirilerek birleştirmeler yapıldıktan sonra 3 bin 522 dosyaya dönüştürülmüştür. Hatay il merkezinde 17 bin 615 insanımız deprem nedeniyle vefat etmiştir” dedi.

    “193 cenazenin DNA örnekleri alınmış ancak eşleşme yapılamadığından yakınlarına teslim edilememiştir”

    Deprem sonrası yakınlarından haber alamayan vatandaşlara DNA örneği vermeleri çağrısında bulunan Başsavcı Çelikkol, “Bu kapsamda yapılan ölüm işlemleri neticesinde ilk etapta 2 bin 18 kişinin kimlik bilgileri tespit edilememişti. Ancak gerçekleştirilen tahkikatlar neticesinde biyolojik örnek veren 708 kişiyle birlikte yapılan inceleme, tanık beyanları, DNA, parmak izi ve fotoğraf eşlemesiyle bin 825 kişinin kimlik tespiti yapılarak, yakınlarına teslim edilmiştir. Vücut bütünlüğü bozulmamış ve vücut bütünlüğü bozulmuş 193 cenazenin DNA örnekleri alınmış, ancak eşleşme yapılamadığından yakınlarına teslim edilememiştir. Depremde Hatay’da yakınlarına ulaşamayan ve DNA örneği veremeyen kişiler eğer varsa, ilgili kişilerin ikamet ettikleri en yakın adliyeye başvurarak DNA incelemesi ve biyolojik örnek alınması için müracaat etmeleri gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

    “Vefat olayı gerçekleşen bin 759 binadan 975’inin ruhsatsız olduğu ortaya çıktı”

    Başsavcı Çelikkol, Antakya ve Defne ilçelerinde vefat olayının yaşandığı bin 759 binadan 975’inin ruhsatsız olduğunu söyledi. Başsavcı Çelikkol, “Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan deprem soruşturmaları neticesinde 2 bin 601 bina ile ilgili soruşturma dosyasına konu binada cumhuriyet savcısı başkanlığında bilirkişi heyetlerince olay yeri inceleme yapılmıştır. Vefat olayı gerçekleşen Hatay’da toplam bin 759 bina tespit edilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturmaları devam eden ve depreme konu binalardan 975 binanın ruhsatsız yapı olduğu tespit edildi. Yürütülen soruşturmalar kapsamında 6 Şubat tarihinden itibaren yıkılan binaların yapımından sorumlu olan 113 şahsa yönelik Cumhuriyet Başsavcılığımızın talebiyle 166 tutuklama işlemi yapılmıştır” şeklinde konuştu.
    Basın toplantısına Cumhuriyet Savcısı Tugay Özkahraman ve Hatay Cumhuriyet Başsavcı Vekili Cüneyt Kerimhan Acer de katıldı.

  • DNA testi sonuçlandı, baba yıkıldı

    DNA testi sonuçlandı, baba yıkıldı

    Üniversite eğitimi alabilmek için İstanbul’dan Antalya’ya gelen Akdeniz Üniversitesi Gastronomi Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi 18 yaşındaki Merve Şevval Elmas’tan 18 gündür haber alınamıyordu. En son Muratpaşa ilçesindeki Düden Park’ta bir işletmenin kameralarına takılan Merve’yi bulmak için arama çalışmaları aralıksız sürmüştü. Geçtiğimiz gün ise Kadriye Turizm Merkezi’ndeki otelin sahilinde çalışanlar, bir kişinin kıyıda hareketsiz yattığını fark etti. İhbarla sahile polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ekiplerin bir kadına ait olduğunu belirlediği cansız beden, savcının incelemesinin ardından Antalya Adli Tıp Kurumuna götürüldü. Cesedin Antalya’da 18 gün önce kaybolan Merve Şevval Elmas’a ait olma ihtimalini değerlendiren polis, genç kızın İstanbul’daki yakınlarını çağırdı. Kızını arama çalışmalarını gözyaşları içerisinde yakından takip eden baba Osman Elmas, bu kez bulunan cesedin kızına benzerliği nedeniyle DNA testi vermek için İstanbul’dan Antalya’ya geldi. Anneden ise DNA örneği İstanbul’da alındı.

    Acılı baba kızını almak için bekliyor

    İstanbul’a dönmeyip sonucu Antalya’da bekleyen Osman Elmas, Antalya Adli Tıp Kurumundan gelen haberle adeta yıkıldı. DNA örneğinin kızına ait olduğunu öğrenen acılı baba, sabah erken saatlerde cenazeyi almak için Adli Tıp Kurumu morguna geldi. Cenazenin işlemlerinin ardından teslim edileceği öğrenildi.

    “Acıyı insan televizyondan izlediği gibi yaşamıyor, sözün bittiği yerdeyiz”

    Morg önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan acılı baba Osman Elmas, “Kızımı sağ bulabilmek için çok uğraştık, herkes sesimiz oldu. Antalya kıyılarına son günlerde cesetler vurdu, onlardan bir tanesinin kızım olabileceği üzerinde duruldu. Yapılan DNA testinde cesetlerden bir tanesinin benim kızım olduğu ortaya çıktı. Allah kayıpları olan bütün vatandaşlarımıza sabır versin. Acıyı insan televizyondan izlediği gibi yaşamıyor, sözün bittiği yerdeyiz. Tek tesellimiz dua edebileceğimiz, hasretimizi giderebileceğimiz bir mezarımız olacak. Devletimiz kızımı bulabilmek için çok aradı, takdir böyle oldu. Alın yazımızda evlat acısı yaşamak da varmış, Rabbim herkese sabır versin. Fatih Camii’nde kılınacak olan cenaze namazının ardından, Kayaşehir’de dedesinin yanında toprağa vereceğiz. Rabbim bizi cennetinde kavuştursun” dedi.

  • Yapay zekadan büyük adım

    Yapay zekadan büyük adım

    Google’ın yapay zeka program geliştirme şirketi DeepMind, yapay zeka kullanarak insan DNA’sında hastalıklara yol açan genlerin tespitini hızlandırıyor.BBC’nin haberine göre, kullanılan yapay zeka programı DNA’daki değişimleri tanımlayabiliyor.

    AlphaMissense adı verilen yeni sistem, insan DNA ipliklerindeki bileşenlerin sırasını kontrol ederek çalışıyor. Sıralamadaki yanlışlık, vücut hücreleri ve dokularının düzgün şekilde üretilemediği ve bunun da hastalığa yol açabileceğine işaret ediyor.

    “YÜZDE 89’UNU BELİRLEDİ”

    DeepMind’dan Pushmeet Kohli, yeni sistemle DNA’daki tüm önemli mutasyonların yüzde 89’unu belirlediklerini belirtti.

    Avrupa Moleküler Biyoloji Laboratuvarı Genel Müdür Yardımcısı Prof. Ewan Birney, gelişmeyi büyük adım olarak niteleyerek “Bu, klinik araştırmacıların hastalığa neden olabilecek yerleri bulmak için nereye bakacaklarına öncelik vermelerine yardımcı olacak.” ifadesini kullandı.

    Gelişmenin tanıyı hızlandırması ve daha iyi tedavi arayışlarına yardımcı olması bekleniyor.

    DeepMind geçen yıl yapay zeka aracılığıyla insan vücudundaki neredeyse tüm proteinlerin şeklini çözmüştü.

    AlphaMissense aracılığıyla yapılan çalışma, “Science” dergisinde yayımlandı.

  • Aleyna Çakır’ın ölümünde flaş gelişme! DNA Ümitcan Uygun’a ait çıktı

    Aleyna Çakır’ın ölümünde flaş gelişme! DNA Ümitcan Uygun’a ait çıktı

    Ankara’da evinde ölü bulunan, Aleyna Çakır olarak bilinen Sema Esen’de (21) tespit edilen doku ve sperm örneğinin, ölümüyle ilgili gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan ve uyuşturucu soruşturması kapsamında tutuklanan Ümitcan Uygun’a ait olduğu belirlendi.

    Kamuoyunda Aleyna Çakır olarak bilinen Sema Esen, geçen yıl 3 Haziran’da Keçiören’deki evinde boynunda iple ölü bulundu. Sevgilisi olduğu belirtilen Ümitcan Uygun’un, daha önce Sema Esen’e şiddet uyguladığı anlara ait görüntüler ise ölümünden kısa süre sonra sosyal medyada yer aldı. Bunun üzerine Esen’in ölümüyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında Ümitcan Uygun, polis ekiplerince gözaltına alınıp, ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Günlerce televizyon programına katılan Sema Esen’in ailesi, kızlarının ölümünden Ümitcan Uygun’u sorumlu tuttu.

    AYNI KİŞİYE AİT DOKU VE SPERM

    Soruşturma kapsamında Ankara Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen raporda Sema Esen’in tırnaklarında doku ve vajinal frotisinde sperm bulundu. Soruşturmayı yürüten savcılık, Esen’in ölümüyle ilgili iddialar üzerine dosyayı, ayrıntılı rapor hazırlaması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderdi. Hazırlanan raporda Sema Esen’de tespit edilen doku ve sperm örneğinin aynı kişiye ait olduğu belirtildi.

    Raporda ayrıca, Esen’in asılma dışında vücudunda tespit edilen belirtilerin ölüm meydana getirecek nitelikte olmadığı, iç muayenesinde kafatasında kırık, kafa içi kanama, iç kanama, beyin doku harabiyeti, iç organ ve büyük damar yaralanmasına rastlanılmadığı belirtildi. Raporda, ayrıcı yapılan incelemede kişinin asılma dışında travmatik tesirle öldüğünün tıbbi delilleri bulunmadığı anlatılarak, tespit edilen alkol düzeyinin de tek başına ölüm meydana getirebilecek düzeyde olmadığı vurgulandı. Esen’in, zehirlenme sonucu öldüğü yönünde de tıbbi delillere ulaşılamadığı ve ölümün ası sonucu meydana gelmiş olduğu belirtildi.

    ÜMİTCAN UYGUN’A AİT ÇIKTI

    Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, şüpheli şekilde hayatını kaybeden Sema Esen’in otopsi işleminde vajinal sürüntü örneği ile sağ eldeki tırnak parçasında tespit edilen DNA profilleri üzerinde gerekli mukayese işlemlerinin yapılması için Ümitcan Uygun’dan DNA örneği alınmasına karar verdi. Bu kapsamda yaklaşık 1 ay önce iki kadınla uyuşturucu kullanırken görüntülerinin sosyal medyada yer alması ardından düzenlenen uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınıp tutuklanan Ümitcan Uygun’dan, cezaevine sevk edilmeden önce DNA örneği alındı. DNA örneği, karşılaştırma yapılması için Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’ne gönderildi. Yapılan incelemede, Aleyna Çakır olarak bilinen Sema Esen’den çıkan sperm ve dokuların Ümitcan Uygun’a ait olduğu belirlendi. Savcılığa gönderilen raporda Esen’de bulunan sperm ve doku örneklerinin, Ümitcan Uygun’un DNA’sı ile uyumlu olduğu belirtildi.

  • Cinayet zanlısı 40 yıl sonra DNA ile tespit edildi

    Cinayet zanlısı 40 yıl sonra DNA ile tespit edildi

    ABD’de öldürülen 18 yaşındaki Michelle Martinko’nun katil zanlısı 40 yıl sonra DNA ile tespit edildi.

    ABD’de 40 yıllık cinayet DNA ile günyüzüne çıktı. ABD’nin Lowa eyaletine bağlı Cedar Rapids şehrinde 19 Aralık 1972 tarihinde meydana gelen olayda, Michelle Martinko’nun ailesiyle birlikte koro yemeği töreni öncesi Westdale Alışveriş Merkezi’ne gittiği sırada, arkadaşlarıyla buluşmak için ailesinden ayrılan genç kızın daha sonra alışveriş merkezinin otoparkında ölü bulunduğu belirtildi.

    KATİL KOMŞUSUNUN AKRABASI ÇIKTI

    Martinko’nun göğüsünden ve vücudunun çeşitli yerlerinden 10 kez bıçaklandığı ifade edildi. Korkunç cinayetin ardından 40 yıl geçmesinin ardından, 2006 yılında, cinayetten 27 yıl sonra, katilin DNA’sını kullanarak profiller oluşturmak için daha gelişmiş DNA teknolojisi kullanıldığı kaydedilldi. Cinayetin aydınlanması için yıllardır devam eden soruşturmada,Martinko’yu (18) öldüren kişinin kimliği tespit edildi. DNA sonuçlarından Martinko’yu yüzünden ve göğsünden 10 kez bıçaklayan katilin komşunun akrabası olan Jerry Lynn Burns olduğu tespit edildi.

  • Miras davasında mezarlar açılacak

    Miras davasında mezarlar açılacak

    Kocaerli’nin Karamürsel ilçesinde Zeynep Akın (40), 1980 yılında evlatlık olarak verildiği İsfendiyar Uçar’ın ölümünün ardından, üvey babasının ikinci eşi M.U.’nun, ölümden 2 ay önce yaklaşık 2 milyon lira değerinde arsa ve gayrimenkulleri kendi üzerine aldığını öğrendi. Zeynep Akın’ın ‘Malları iade’ davasına karşılık babasının ikinci eşi M.U. ve ailesi tarafından Akın’a, ‘Nüfustan sildirme’ davası açıldı. Yaklaşık 5 yıldır devam eden davada mahkeme heyeti, ölen anne ve babanın mezarının açılarak DNA örneği alınmasına karar verdi.

    Karamürsel ilçesinde yaşayan Zeynep Akın, 1980 yılında İsfendiyar Uçar tarafından evlatlık olarak alınıp nüfusuna kaydedildi. Üvey babası İsfendiyar Uçar ve üvey annesi Kamile Uçar ile yaşamına devam eden Zeynep Akın’ın hayatı, üvey annesinin 2004 yılında ölmesinin ardından değişti. 2005 yılında M.U. ile evlenen üvey baba, 2015 yılında hayatını kaybetti. Babasının ikinci eşinin, cenaze töreninde kendisini mezarlıktan kovmasından şüphelenen Zeynep Akın, veraset kontrolü yaptırdı. Yaptığı kontrollerde babasının ikinci eşi M.U.’nun babasının ölümünden 2 ay önce yaklaşık 2 milyon lira değerinde arsa ve gayrimenkulleri kendi üzerine aldığını öğrendi. Bunun üzerine Zeynep Akın’ın ‘Malları iade’ davası açmasına karşılık M.U. ve ailesi tarafından kendisine ‘Nüfustan sildirme’ davası açıldı.

    İlk olarak aile mahkemesinde görülen dava mahkeme heyetinin, ‘Evladı anne ve babası silebilir. Anne ve babanın dışında kimse evladı nüfustan silemez’ yönünde karar vermesiyle reddedildi. Yapılan itiraz üzerine Yargıtay, davanın bu kez davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesine karar verdi. Yaklaşık 5 yıldır süren davada mahkeme heyeti, ölen anne ve babanın Başiskele Yeniköy Mezarlığı’ndaki kabirlerinin açılıp DNA örneği alınmasına karar verdi.

    ‘UZLAŞMAYI TEKLİF ETTİM, KABUL ETMEDİLER’

    Üvey babasının ikinci eşi ve ailesiyle defalarca uzlaşmak istediğini ama bu teklifinin kabul edilmediğini belirten Zeynep Akın, “1980 yılında babam İsfendiyar Uçar ve annem Kamile Uçar tarafından evlat edinilmek için alınmışım. Daha sonra babamın ve annemin nüfusuna kaydedildim. Annem 2004 yılında vefat etti, annem vefat ettikten sonra babam ikinci evliliğini 2005 yılında yaptı. Babam da 2015 yılında hayatını kaybetti. Cenazesinde babamın ikinci eşinin beni cenazeden kovmasından şüphelendim ve araştırmaya başladım. Babam ölmeden 2 ay önce babamın mallarının hepsinin ikinci eşinin üzerine geçtiğini öğrendim. Daha sonra malların geri iadesi için dava açtım, bu davaya karşılık babamın ikinci eşi ve ailesi tarafından bana annemin ve babamın üzerinden silinmek için ‘Nüfustan silinme’ davası açıldı. Bu dava 5 yıldır devam ediyor. Ben bu süreç içerisinde uzlaşma teklif ettim ama uzlaşmayı kesinlikle kabul etmediler” dedi.

    ‘DNA ÖRNEĞİ ALINMASINA KARAR VERİLDİ’

    Mahkemenin yaklaşık 5 yıldır devam ettiğini söyleyen Zeynep Akın, “Bu dava ilk olarak aile mahkemesinde görülmeye başlandı ve aile mahkemesi ‘Evladı anne ve babası silebilir. Anne ve babanın dışında kimse evladı nüfustan silemez’ gerekçesiyle davayı reddetti. Babamın ikinci eşi ve ailesi tarafından karara itiraz edilince Yargıtay bu davanın aile mahkemesinde değil, asliye hukuk mahkemesinde görülmesine karar verdi. Dava yeniden başa alındı ve hakim 5 yıllık sürecin sonunda beyanlardan tatmin olmayıp, karşı tarafın dosyasında bulunan DNA talebine karşılık ölen üvey babamın ve üvey annemin mezarlarının açılıp DNA alınmasını talep etti. O yüzden mezarların açılmasına karar verdi. Anne ve babanın ölmesi, bu nedenle beyanlarının alınamayacak olması, benimle aile bağının bulunmadığını ispeti için DNA testi istendi” diye konuştu.

    ‘MAL, MÜLK İÇİN BÖYLE BİR ŞEY YAPILMASI DOĞRU DEĞİL’

    Mahkeme sonucunda adaletin yerini bulacağına inancının tam olduğunu ifade eden Zeynep Akın, şöyle konuştu:

    “Ben kesinlikle mezarların açılmasını istemiyorum, bu annemin ve babamın hatırasına hakarettir. Annem ve babam çocukları olmadığı için evlat özlemini benimle gidermişler ve onların sonu böyle olmamalıydı. Bu bana da haksızlık, onlara da haksızlık diye düşünüyorum. Bari öldükten sonra insanları rahat bıraksınlar. Mal, mülk için böyle bir şey yapılması doğru değil. Annemin ve babamın emeklerine yazık. Adaletin yerini bulacağına eminim.”