Etiket: doğa

  • Belgeselleri aratamayan görüntüler

    Belgeselleri aratamayan görüntüler

    Sivas Doğa koruma ve Milli Parklar ekipleri Ulaş ilçesinde bulunan ve ulusal öneme haiz sulak alanları olarak tescillenen Bostankaya, Tecer, Alaçorak, Ulaş gölü ve çevresini görüntüledi.

    Belgeselleri aratamayan görüntülerde; boz kaz, erguvani balıkçıl, alaca balıkçıl, sığır balıkçıl, angıt, sakarmeke, küçük ak nalıkçıl, çeltikçi ve Anadolu yer sincabı gibi hayvanlar yer aldı. Kendine hayran bırakan doğal yaşamın sosyal medyada paylaşılan görüntüleri beğeni topladı.

  • Doğa severler Kelespi Dağı’na tırmandı

    Doğa severler Kelespi Dağı’na tırmandı

    Vadi Doğa Vadi Doğa Sporları Kulübü üyeleri, Van’ın güzellikleri tanıtmak için her hafta farklı bir etkinlik düzenliyor. Bazen tarihi ve turistik alanlara etkinlik düzenlenirken bazen de bölgedeki yüksek rakımlı dağlara tırmanış gerçekleştiriyorlar. Bu yıl ilk tırmanışlarını Van’ın hemen doğusunda bulunan 3 bin 200 rakımlı Erek Dağı’na gerçekleştirdiler. Bu hafta ise 15 kişilik bir ekiple Gürpınar ilçesi sınırları içerinde bulunan 3 bin 100 rakımlı Kelespi Dağı’na tırmandılar.

    “Urarulardan kalma kaya mezarları definecilerin tarafından tahrip edildi”

    Vadi Doğa Sporları Kulübü Başkanı Ömer Demez, Kelespi Dağı Gürpınar ilçesi Kırkgeçit mevkide bulunduğunu, dağın ana zirvesinin 3 bin 100 rakıma sahip olduğunu söyledi. Zirve de Urartulara ait kale ve kaya mezarları bulunduğunu söyleyen Demez, Kelespi Dağı, üçgen şeklin birbirini gören üç dağdan birisi ifade etti. 15 kişilik bir ekip olarak çıktıklarını, zevkli bir tırmanış olduğunu ifade eden Demez, “Kelespi Dağı’nın zirvesinde Urartulara ait bir kale ve kaya mezarlarının bulunduğu dağa tırmanacağız. Dağın zirvesinde bahsettiğimiz kaya mezarı hemen arkamda bulunuyor. Hemen iç kısmında büyük bir oda bulunmaktadır. Silindir şekilde bir kapısı var. Bu kapı defineciler tarafından tahrip edilmiş bir kaya mezarı. Kelespi Dağı ve Kelespi Kalesi’nin hemen yanındayız. Dağın tam zirvesinde Urartu dönemine ait bir kale bulunmaktadır. Su sarnıçları ve kayada oyulmuş mezar odaları bulunmaktadırlar. Köy sakinlerinin edindiğimiz bilgileri sizinle paylaşıyoruz. Köyün en yaşlısı ile yaptığımız sohbette kalenin ayakta olduğunu ve su sarnıçlarının aktif olduğunu çocukluk yıllarında çok iyi hatırladığını bize söyledi. Biz de hem kaleyi hem de taş mezarlarını gezdik. Çok güzel bir etkinlik oldu” dedi.

    Bugün ki etkinliklerinin Kelespi Dağı olduğunu ifade esen Vadi Doğa Sporları Kulübü üyesi Mahmut Çelik, “Burada Urartular’dan kalma kale var. Karşı tarafta da Kelereş Dağı’nda da bir başka kale var. İki kale birbirine bakıyor. Urartular’dan kalma kaya mezarları var. Güzel bir yürüyüş, güzel bir dağ tırmanışı oldu. Arkadaşlarımızın çıkamayacağını düşünmüştüm, onlar benden daha cevvalmiş. Çok güzel tırmandılar. Şimdi iniş yolundayız. Çok zevk aldım. Herkesi böyle doğa etkinliklerine bekliyorum” dedi.

  • Doğa tutkunlarının mantar temalı kareleri

    Doğa tutkunlarının mantar temalı kareleri

    Sarıcakaya ilçesi Dağküplü Mahallesi‘nde Eskişehirli 14 kişilik doğa tutkunu ekip 15 kilometrelik mesafeyi yürüyerek kat etti.

    Eşsiz manzara eşliğinde devam yürüyüşte katılımcıları doğanın tadını çıkardı.

    Yürüyüş esnasında farklı renklerde mantarları fotoğraflayan katılımcılar adeta kartpostallık kareler yakaladı.

  • Yalova’nın yeni rotası: Doğa turizmi

    Yalova’nın yeni rotası: Doğa turizmi

    Yüzde 59’u ormanlarla kaplı olan Yalova’da doğa turizminin geliştirilmesi amacıyla projeler geliştirilmeye başladı. Hersek Lagünü, Ortaburun Göleti, Termal kaplıcaları, Delmece ve Karlık yaylaları gibi birçok doğa harikası yere sahip ilde yapılan çalışmaları anlatan Kültür ve Turizm İl Müdürü Karatekin, “Turizm bir nevi zincir. Birbirine geçen halkalardan oluşan bir zincir ve bu halkaların eksiksiz şekilde tamamlanması gerekiyor. Bu anlamda gerek kültürel gerek turistlik rotaları belirledikten sonra bunların tanınırlığını, erişebilirliğini olabildiğince gerek Yalova eksenli gerekse çevre illerdeki seyahat acentelerine bunun tanıtımını yapmaya çalıştık. Bunlarla ilgili eksikleri de tamamlamaya çalışıyoruz. Yalova aslında özellikle büyük şehirlerde nüfusun yoğun şekilde kentlerde, yapay mekanlarda yaşadığı bu yerlerde insanların doğayla tazelenme ihtiyaçlarını karşılamak için Yalova son derece uygun bir il. İnsanların doğayla tazelenme ihtiyaçlarını karşılamak için son derece uygun bir şehir” dedi.

    Marka konumlandırma stratejisiyle Yalova’nın doğasıyla anlatılması gerektiğine karar verildiğini belirten Karatekin, şöyle konuştu:
    “Bu yüzden de çok sayıda trekking parkuru, bisiklet parkurları, yamaç paraşütü, kamp, karavan turizmi, dağcılık, kaya tırmanma parkurları gibi çok sayıda doğada yapılabilecek aktivitelerin zeminlerini oluşturmaya çalışıyoruz. Orman İşletme ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’müze özellikle trekking parkurlarıyla ilgili fizibilite çalışmalarını yaptırdık. Bu projelerin sahaya uygulanması konusunda. Onlar 2024 yılı içinde bu projeler doğrultusunda parkurları turizme kazandıracaklar. En son aralık ayı içinde yamaç paraşütüyle ilgili bir proje hazırladık MARKA üzerinden. Burada da Yalova’da en az 4 tane parkur var. Bu parkurların bir şekilde zeminin yamaç paraşütü yapılmaya hazır hale getirilmesini önemsiyoruz. Ondan sonra tabi seyahat acenteleri üzerinden bunun turistlik amaçlı şekilde yamaç paraşütünün yapılmasını arzuluyoruz.”

    “Zeminin turizme hazır hale getirilmesi gerekiyor”

    Turizm sektörüyle ayda bir toplantı düzenlediklerini anlatan Karatekin, son toplantılarında kamp, karavan turizminin gündeme geldiğini belirterek, “Yalova’da uygun zemin var ama bu zeminin turizme hazır hale getirilmesi gerekiyor. Öncelikle sahanın buna uygun hale getirilmesi gerekiyor. Ondan sonra seyahat acentelerinin turlar yapmasını sağlamamız gerekiyor” dedi.

  • Doğadan gelen nergis gelir kapısı oldu

    Doğadan gelen nergis gelir kapısı oldu

    Sinop’ta köylerde su kenarlarında kendiliğinden yetişen nergis çiçeği, son yıllarda gelir kapısı oldu. Güzel kokusu ve ferahlatıcı etkisi ile çok sevilen nergis çiçeği, kasım ve şubat ayları arasında yetişerek Sinop’taki tezgahları süslüyor. Sinop’un Erfelek ve Gerze ilçelerinin köylerinde yaygın olarak görülen nergis çiçeği, Sinop’taki tezgahlarda 15 ila 30 lira arasında satılıyor.

    Çiçek satıcısı Naim Yılmaz, nergis çiçeklerinin dinlendirici özelliğine dikkat çekti. Yılmaz, “Nergis güzel ve hoş kokulu bir çiçek. Dinlendirici bir özelliği var, ev ortamında bir hafta ile 12 gün arasında dayanma özelliği vardır. Şu an tam mevsimi kasım ayı ile şubat ayları arasında yetişir. Sinop yöresi çevre il ve köylerde özellikle bağ ve bahçelerde yetiştirilen hoş kokulu bir çiçek türüdür. Bu çiçekleri Erfelek ve köylerinden getiriyoruz. Çelen köyünden, Şerefiye, Uzungürgen ve diğer yakınlardaki köylerden alıyoruz. Hemen hemen her köylünün bahçesinde evinin önünde bulunan bir çiçek türü. Fiyatının da ucuz olması güzel kokusu ile satışları olumlu etkiliyor. Sevenleri çok fazla” diye konuştu.

    Sinop’ta gelir kaynağı olan nergis çiçekleri 15 lira ile 30 lira arasında satışa sunuluyor. Demetlerin büyüklükleri ve çiçeklerin açık veya kapalı olma durumu, fiyatları etkiliyor.

  • Hayvanlar için doğaya yem bırakıyor

    Hayvanlar için doğaya yem bırakıyor

    Kahramanmaraş şehir merkezine 20 kilometre uzaklıktaki Ahır Dağı bağ evinde doğa ile iç içe yaşayan emekli asker Mustafa Uludağ, doğadaki hayvanları da unutmuyor.

    Uludağ, şehir merkezindeki manav, değirmen ve apartmanlardan topladığı atık yiyecekleri yaşadığı bölgeye çıkarıyor.

    Kuşlar için ağaç dallarına ekmek ve elma bırakan emekli asker, yaban hayatın devamına katkı sağlıyor. Uludağ, “Çürük elmalar çöpe gidecekti özellikle içinde kurt olduğu için kuşların hoşuna gidiyor. Hurdalardan tel aldık ve tellere bağladığım elmaları ağaçlara asıyoruz. Bu işlemi her yıl yapıyorum. Terk edilmiş evcil hayvanlar ve yaban hayvanları bu şekilde beslemeye çalışıyoruz. Manavlardan çürümüş ürünleri, değirmenlerde buğday kırıntıları topluyorum, buradaki hayvanlara bırakıyoruz” diye konuştu.

  • Peçeli baykuşlar doğaya bırakıldı

    Peçeli baykuşlar doğaya bırakıldı

    Kent kırsalında bitkin haldeki peçeli baykuşları gören bir vatandaş, durumu Şanlıurfa Doğa Koruma ve Milli Parklar ekiplerine bildirdi. Bölgeye giden ekipler, 3 peçeli baykuş yavrusu ile bir orman baykuşunu, Gölpınar Yaban Hayvanı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezine götürerek tedavi altına aldı. Burada 3 aylık tedavi ve rehabilitasyon süreçleri tamamlanan baykuşlar, tekrar doğaya salındı.

    Şanlıurfa Doğa Koruma Milli Parklar Şube Müdürlüğüne bağlı Gölpınar Yaban Hayvanı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezinde görevli Veteriner Hekim Uğur Özbay, tedavi süreçleri tamamlanan baykuşları doğaya salmanın sevincini yaşadıklarını belirtti. Özbay, “Rehabilitasyon süreci tamamlanan 3 peçeli baykuş ve bir orman baykuşumuz bugün doğaya, yuvalarına kavuşacaklar.

    Bundan sonraki süreçte sağlık dolu bir yaşam diliyoruz. Şimdi doğaya bırakma işlemini başlatıyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Karla buluşan doğadan kartpostallık manzaralar

    Karla buluşan doğadan kartpostallık manzaralar

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün uyarıları sonrasında Sakarya’nın yüksek kesimlerinde kar yağışı etkili oldu.

    Bu çerçevede, Akyazı ilçesi Keremali Yaylası kar yağışıyla birlikte kartpostallık görüntülere sahne oldu. Kar kalınlığının yaklaşık 5 santimetre olduğu bölgeye gelen vatandaşlar bol bol fotoğraf çekti.

  • Asırlık çınarlar görsel şölen oluşturdu

    Asırlık çınarlar görsel şölen oluşturdu

    Kozan’da dört mevsim boyunca yüzlerce kişinin ziyaret ettiği Dağılcak Tabiat Parkı fotoğraf ve doğa tutkunlarını kendine çekiyor. Doğal kaynak suyu, çınar ve çam ağaçları arasında doğada oluşan renk cümbüşünü görmek isteyenler Kozan Belediyesi tarafından halkın hizmetine açılan tesiste doğanın keyfini çıkarıyor.

    Akarsuyun çevresindeki asırlık ağaçlar yeşilden sarıya ve kahverenginin tüm tonları ile renk cümbüşü sunarken, dökülen yaprak ve su sesi ziyaretçileri şehir stresinden uzaklaştırıyor.
    Kozan’ın doğasıyla ön plana çıktığını kaydeden Cemil Gök, doğanın keyfini çıkardıklarını belirterek, herkesin bu doğa turunu görmesini istediklerini ifade etti.

    Dağılcak Tabiat Parkı İşletme Müdürü Rıfat Akşahin ise bölgede 3 asırlık çınar ağaçları gölgesinde vatandaşların dinlenme imkanı bulduğunu kaydederek, “Gelin ve damatlarımız özellikle dış çekimde bölgemizi ziyaret ediyor. Günlük ortama 600 kişiye yakın ziyaretçi geliyor.

    Doğaseverler, fotografçılar muhteşem manzarayı görmek için ziyarete geliyor. Dağılcak Tabiat Parkı’mız dışında, iskelemiz, kalemiz ve konaklarımız güzel bir görsel şölen ile ziyaretçilerini karşılıyor. Bu güzel doğa turizmine kazandıran Belediye Başkanımız Kazım Özgan’a teşekkür ediyoruz. Herkesi bu eşsiz manzaraya bekliyoruz” dedi

  • Doğal güzellikleri korumak için kapsamlı çalışma

    Doğal güzellikleri korumak için kapsamlı çalışma

    Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Kastamonu İl Şube Müdürlüğü ortaklığında yürütülen proje ile Kastamonu’daki kanyonlara koruma statüsü kazandırılması için çalışma yapıldı. Bu çerçevede Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal öncülüğünde Erzurum’un İspir Belediyesi turizm elçisi, “Dağların Oğlu” olarak tanınan Bülent Erkan, Doğa Koruma ve Milli Parklar Kastamonu İl Şube Müdürü Yalçın Uyanık ve ekibi arazi çalışmasında bulundu.
    Kastamonu’nun Araç, Taşköprü, Şenpazar ve Cide ilçelerinde yoğunlaşan çalışmalarda özellikle kanyonların milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ya da sit alanı olarak ilan edilerek koruma altına alınması amaçlanıyor. Bu noktada ilk olarak ziyaret edilen Araç ilçesindeki 58 kilometrelik güzergah üzerinde bulunan 23 yaylada inceleme yapıldı. Bölgenin kültür turizm koruma ve gelişme bölgesi veya milli park olması için kaynak değerleri araştırılarak kayıt altına alındı. İlçedeki Saltuklu ve Oycalı köyleri arasında bulunan Cibiş (Saltuklu) Kanyonu da incelendi. Cibiş Kanyonu’nun da tabiat anıtı olarak ilan edilmesi için çalışmalarda bulunuldu.

    Daha sonra Taşköprü ilçesine bağlı Örencik köyünden başlayarak Bük köyüne kadar uzanan Bük Karşı Kanyonu’nda da inceleme yapıldı. Bu alanda yapılan incelemeler neticesinde tabiat anıtı olma konusunda rapor hazırlandı. İlçeye bağlı Aşağı Şehirören köyündeki Koca Göl olarak adlandırılan göl ve çevresinde incelemeler yapan ekip, bölgenin tabiat parkı olması için çalışma yürüttü. Bölgede 3 gün boyunca kamp yapan ekipler, Aşağı Şehirören köyü sınırlarında olan bin 530 rakımdaki Dikmen Tepesine çıkarak arkeolojik kalıntıların olduğunu tespit etti. Bölgenin sit alanı olarak ilan edilmesi yönünde fikir birliğine varan ekipler, daha sonra Şenpazar ilçesine geçti. Şenpazar’da tıbbi aromatik bitkiler üzerinde çalışmalar yapar ekip, Cide ilçesindeki Loç Vadisinde ve Gömeren Kanyonunda incelemelerde bulundu. Bölgenin koruma altına alınması için rapor hazırlayan ekip, Gebeoğlu Tepesine yürüyerek rota çalışmasında bulundu. Hazırlanan raporun ve çalışmaların, ilgili bakanlıklara sunulacağı öğrenildi.

    “Kanyonların koruma altına alınarak turizme kazandırılması için çalışmalarımız sürecek”

    Kanyonların koruma altına alınması için çalışmalar yaptıklarını ifade eden Kastamonu Üniversite Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, “Kastamonu Üniversitesi, ormancılık ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşan bir üniversitedir. Bu çerçevede Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Kastamonu İl Şube Müdürlüğü ekipleriyle birlikte bir çalışma başlattık. İlk olarak Araç ilçesine gittik. Ardından Taşköprü, Şenpazar ve Cide ilçelerini de ziyaret ederek uygulamalı olarak çalışmalar yaptık. Amacımız tabiat turizmi alanında bazı değerlerimizin ve eko sistemimizin ve kültürel varlıklarımızı ön plana çıkartarak, bunları koruma altına almak istiyoruz. Bunları koruma altına alırken de belli bir mevzuat çerçevesinde bunları yapmak istedik. Bu sebeple DKMP Kastamonu İl Şube Müdürlüğü ekipleriyle Araç’tan çalışmalarımıza başladık. Araç’ta 33 tane yayla var, bunların 23 tanesi belli bir lokasyon üzerinde bulunuyor. Bu yaylaların hepsini tek tek gezerek tematik yürüyüş rotaları oluşturduk. Bunun üzerine DKMP Kastamonu İl Şube Müdürlüğü ekipleriyle birlikte yaylalara giderek yerinde incelemede bulunduk. Ardından Saltuklu Kanyonu’na geçtik. Cibiş Kanyonu’nun da tabiat anıtı olmasıyla ilgili arkadaşlarla fikir alışverişinde bulunduk. Daha sonra Taşköprü’ye geçtik. Taşköprü’de 4 günlük bir saha çalışması yaptık. Burada da tarihi, kültürel ve doğal güzellikleri ön plana çıkartmak istedik. Aşağı Şehirören köyünde bulunan Koca Göl’de uygulamalı olarak çalışmada bulunduk. Tabiat Parkı mı yoksa Tabiat Anıtı mı olması noktasında bu bölgede çalışma yaptık. DKMP Kastamonu İl Şube Müdürlüğündeki arkadaşlarla birlikte durum değerlendirmesi yaparak bunun raporlarını da hazırlayacağız. Taşköprü’de Bük Karşı Kanyonu bulunuyor. Kanyonda doğa sporları aktivitesi yapılabilir. Bizler, bu değerlerimizi turizme kazandırmak istiyoruz. Biz, turizm gözüyle konuya bakıyoruz. Burada 1,5 kilometre uzunluğunda sur duvarına rastladık. İçerisinde aynı zamanda Kaya Mezarları da bulunuyor. Bunların gün yüzüne çıkartılarak kayıt altına alınmasını istiyoruz. DKMP Kastamonu İl Şube Müdürlüğü ekipleriyle buranın Tabiat Anıtı olması için çalışma yaptık.

    Bunun bazı kriterleri var, bizler de bu kriterler üzerinde çalışma yaptık. Ardından Şenpazar’a geçtik. Şenpazar’ın doğal güzelliklerinin yanı sıra aronya yetiştiriciliği yapılan bir işletmeyi ziyaret ettik. Bizler, üniversitemizde tıbbi aromatik bitkiler konusunda ders veriyoruz. Aronya tarlasına giderek üretim aşamalarını inceledik, ardından Cide’ye geçtik. Cide’de Gebeoğlu Tepesi denilen harika bir yer bulunuyor. 900 metre yükseklikte bulunuyor, tepeden Cide’ye baktığınız zaman müthiş bir manzara sizi bekliyor. Şehri adeta bu tepe sarmalamış durumda. Bu tepeye ulaşabilmek için yaklaşık 600 metrelik bir yürüyüş gerçekleştirdik. Bizler, bir yeri turizme kazandırırken amacımız o bölgeyi korumak. Mevzuatlar çerçevesinde o bölgeyi koruyup, kollamak ve turizme kazandırarak sürdürülebilirliğini sağlamak istiyoruz. Gebeoğlu Tepesi, 4 mevsimin aynı günde yaşandığı muhteşem bir yer. Ardından bölgenin yaban hayatını ve bitki çeşitliliğini gözlemledik. Bir sonraki günde Loç Vadisi’ne gittik. Burada Gömeren Kanyonu’na geçtik. Mantar, ıspıt gibi yiyecekler toplayıp bunlardan yemekler yaptık. Doğada nasıl ayakta kalabiliriz, insanlara bunları anlatmaya çalıştık. Çok zor durumda kaldığımız bir anda bir ateş nasıl yakılır, yağmurda ya da fırtına da kendini nasıl koruyabilirsin, ormana sığınıp ormana zarar vermeden nerede nasıl ateş yakabilirsiniz bunları yerinde uygulamalı olarak tespit ettik. Ardından Gömeren Kanyonu’na indik. Kanyonda suların şu anda çok yükseldiğini gözlemledik. Kanyon turizmini ön plana çıkarmaya çalıştık. Gömeren Kanyonu’nun harika bir Tabiat Parkı olabileceğini düşünüyoruz. Gömeren Kanyonu’nda farklı bir konsept uygulanarak bölgenin koruma altına alınması için çalışma yapacağız. Bu sayede bölgenin en başta bölge halkına, Kastamonu’muza, ardından turizme kazandırıp kalkındırmayı sağlamak istiyoruz” dedi.

    “2 bin 500 yılı aşkın tarihe sahip Kastamonu’yu korumak istiyoruz”

    Belgesel yapımcısı Bülent Erkan ise, “Kastamonu Üniversitesi ile DKMP Kastamonu İl Şube Müdürlüğü ekipleriyle birlikte ilk olarak Araç’ta çalışma yaptık. Araç’ta doğayı koruyup kollamak adına bir çalışmada bulunduk. Araç’ta Milli Park olabilecek yerleri tespit etmeye çalıştık. Bu sayede Araç’ı turizme kazandırarak altyapısını oluşturmaya çalıştık. Buradan sonra Taşköprü’ye geçtik. Taşköprü’de Koca Göl ile bazı kanyon ve tarihi yerleri ziyaret ederek buraların ön plana çıkartılması noktasında çalışmada ve fikir alışverişinde bulunduk. Buralarında Tabiat Anıtı ya da Tabiat Parkı gibi ilan edilmesi noktasında çalışmalarda bulunduk. Aynı zamanda bu bölgede yok olan tarihe dokunup bölgenin korunmasını istedik. Çünkü Kastamonu’da 2 bin 500 yılı aşan bir tarih var. Bu tarih tahrip edilmiş, bölgenin korunup turizme açılması içinde çalışma yapmak istiyoruz. Daha sonra Şenpazar ve Cide ilçesine gittik. Aynı şekilde bu bölgede de benzer çalışmalarımız oldu. Doğada yürüyüş yaptık, doğada nasıl ateş yakılır, nasıl hayatta kalınır, insanların doğaya zarar vermemeleri için çeşitli doğa aktiviteleri yaptık. Doğaya saygı duyularak doğanın tahrip edilmemesi ve korunması gerektiğini anlatmaya çalıştık. Bu çalışmaları yaparak Kastamonu’yu turizme kazandırmak istiyoruz, bu noktada ilerleyen zamanda farklı çalışmalarımız da olacak” diye konuştu.