Meteoroloji 6. Bölge Müdürlüğünden yapılan açıklamada, bugün öğle saatlerinden itibaren Adana’nın kuzey ve doğusunda Yumurtalık, Ceyhan, Sarıçam, Pozantı, Kozan, Karaisalı, İmamoğlu, Çukurova ve Aladağ ilçeleri ile Mersin’in kuzeyinde Mut, Silifke, Erdemli, Mezitli, Toroslar, Çamlıyayla ve Tarsus ilçeleri, Osmaniye ve Hatay’ın kuzey ilçeleri Dörtyol, Payas, İskenderun ve Erzin ile Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesinde yerel olarak kuvvetli gök gürültülü sağanak yağış beklendiğin ifade edildi.
Genellikle akşam saatlerinden sonra etkisini kaybetmesi beklenen kuvvetli yağışların, Hatay’ın kuzeyinde pazar günü sabah saatlerine kadar yerel olarak etkili olmasının beklendiği belirtildi.
Beklenen kuvvetli yağış nedeniyle vatandaşların sel, su baskını, yıldırım, dolu yağışı, heyelan, yağış anında kuvvetli rüzgar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olmaları gerektiği kaydedildi.
Etiket: doğu akdeniz
-
Doğu Akdeniz’de kuvvetli yağış uyarısı
-
Cumhurbaşkanı Tatar’dan önemli açıklama
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katıldı. Burada ‘Güncel Sorunlar Işığında Kıbrıs ve Geleceği’ konulu ilk dersi veren Cumhurbaşkanı Tatar, Mavi Vatan diye adlandırılan Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin ve KKTC’nin faaliyetlerine değindi. Konuşmasında, Doğu Akdeniz’e niçin önem verildiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Tatar şunları söyledi:
“Doğu Akdeniz’e zaman zaman hep ana vatan, yavru vatan, mavi vatan deriz. Bu 3’lünün bizleri ulusal temelde ne kadar güçlü kıldığını ve potansiyel olarak da sadece mavi vatandaki doğal kaynaklar değil aynı zamanda güvenlik meselelerine bağlı olarak Doğu Akdeniz’de jeostratejik, jeopolitik gelişmeler ile konjonktür değişmekte. Türkiye Cumhuriyeti Libya koridoru, bugün yaşanılan Suriye’deki durum malum, Irak ve bütün bölgedeki birtakım süreçlere baktığımızda bizlerin birliği, beraberliği, aramızdaki kutsal ve kadim bağlar ile milletimizin manevi ve milli değerleriyle gençlerimizin iletişim kanalları ile bu bağları daha güçlü kılmalıyırz. Milletimizi daha güçlü yerlere taşıyabilmek hepimizin büyük milletimize olan vazifesidir diye düşünüyorum” dedi.“1974’te Mehmetçik’in adaya gelmesiyle tesis edilen barış şu anda son derece güzel gidiyor”
Türk milletinin olaylara daha milli bakması gerektiğini ve bunun gelecek açısından önemli olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Meselelere biraz daha milli bakmak lazım. Halklar kardeştir, biz bir arada yaşayabiliriz. Bizim artık öyle bir barışımız vardır ki 1974’te Mehmetçik’in adaya gelmesiyle tesis edilen barış şu anda son derece güzel gidiyor. Onun için mücadeleye devam diyorum” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Tatar’a AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş tarafından akademisyen cübbesi giydirilip, Fahri Doktora belgesi takdim edilirken, Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı tarafından da günün anısına hediye takdim edildi. -
Doğu Akdeniz’de deniz çekilmesi
Türkiye’yi yasa boğan depremlerin ardından ülke genelinde yaşanan her türlü gelişme dikkatleri çekiyor. Hatay depreminin ardından deniz seviyesinde yükselme ihtimaline karşı yapılan uyarının geri alınmasının ardından dikkatler, Doğu Akdeniz’e çevrildi. Doğu Akdeniz’de 321 kilometrelik uzunluğuyla Türkiye’nin en uzun sahil şeridine sahip Mersin’de denizin yer yer 8-10 metreye kadar çekilmesi dikkat çekti.
Deniz çekilmesini vatandaşlar bu mevsimde normal karşılarken, uzmanlar da ‘depremle bağlantılı’ iddialarına karşı açıklamalarda bulundu. Yapılan açıklamalarda denizin bu mevsimde çekilmesinin normal bir doğa olayı olduğunu belirten uzmanlar, 8-10 metre gibi görünen çekilmenin aslından deniz su seviyesinde 20-30 santimlik düşüş olduğunu kaydetti.
Erdemli Limonlu’da yaşayan vatandaşlardan Hüseyin Sabah, “40 yıldır burada yaşıyoruz, depremden dolayı denizin çekildiğine dair söylentiler var. Medcezir dediğimiz olay deniz zaman zaman çekiliyor, zaman zaman çekilmiyor. Tabi uzmanlar daha iyisini bilir ama depremden dolayı olduğunu düşünmüyoruz. Yılın belirli aylarında çekiliyor, belirli aylarında öne doğru geliyor” dedi.
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Doğu Akdeniz mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Avrupa Birliği (AB), içine düştüğü stratejik körlükten bir an önce kurtulmalı, Rum Kesimi ve Yunanistan tarafından Doğu Akdeniz’de bir ‘koçbaşı’ gibi kullanılmasına müsaade etmemelidir. Doğu Akdeniz’e kıyıdaş tüm bölge ülkelerinin ve Kıbrıs Türklerinin de yer alacağı bir konferans düzenlenmesi önerimiz halen masada duruyor. Muhataplarımızdan, Türkiye’nin uzattığı bu eli havada bırakmamalarını bekliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Üniversiteler Konseyi ve Akdeniz Üniversitesi tarafından düzenlenen Doğu Akdeniz Çalıştayı’na videomesaj gönderdi. Doğu Akdeniz’le ilgili meselelerin, Türkiye ile birlikte dünyadaki birçok devletin ve akademik kuruluşun öncelikli gündemini oluşturduğuna işaret eden Erdoğan, Akdeniz’e kıyısı olsun veya olmasın pek çok ülkenin, burada meydana gelen olayları yakından takip ettiğini ve bir şekilde müdahil olmaya çalıştığını söyledi. Son yıllarda başta enerji olmak üzere Avrupa, Afrika ve Ortadoğu eksenli tüm tartışmaların odağında Doğu Akdeniz’in yer aldığını dile getiren Erdoğan, “Kamuoyuna yansıyan kimi bilimsel araştırmalar, bölgedeki çıkarılabilir doğal gaz miktarının 3,5 trilyon ile 10 trilyon metreküp arasında olduğunu ifade etmektedir. Aynı şekilde bölgede 1,5 ila 3,5 milyar varil civarında petrol rezervinin mevcut olduğu hesaplanmaktadır” bilgisini paylaştı.
‘TÜRKİYE’NİN GELİŞMELERİ TRİBÜNDEN İZLEMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR’
Ekonomik gücü ve konumu ne olursa olsun bölgedeki hiçbir ülkenin bu potansiyeli görmezden gelemeyeceğinin altını çizen Erdoğan, “Özellikle Türkiye gibi, Akdeniz’in en uzun kıyı şeridine sahip ülkesinin burada yaşanan gelişmeleri tribünden izlemesi mümkün değildir. Biz de hem kendi menfaatlerimizi garanti altına almak, hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki kardeşlerimizin haklarını korumak için süreci çok yakından takip ediyoruz. Ülkemizin, Antalya sahillerine hapsetmeyi amaçlayan plan ve haritaları kabul etmeyeceğini açıkça dile getirdik. Tehdit ve şantajlara boyun eğmeyeceğimizi, emperyalist yayılmacılığa izin vermeyeceğimizi muhataplarımıza ifade ettik. Biz kimsenin hakkını, hukukunu gasp etme peşinde değiliz, biz sadece haklarımızı elimizden almaya çalışan korsan zihniyete karşı dik bir duruş sergiliyoruz” diye konuştu
‘KALICI ÇÖZÜM İÇİN DİPLOMASİYE ŞANS TANINMALIDIR’
Geride kalan birkaç ayda yaşananların, Türkiye’nin bu konudaki kararlılığının tezahürü olduğunu kaydeden Erdoğan, “Ülkemiz, Doğu Akdeniz meselesinde asla gerilimden değil; barıştan, iş birliğinden, hakkaniyetten ve adaletin tesis edilmesinden yanadır. Bunun yolu da karşılıklı saygıya dayalı müzakereden geçiyor. Akdeniz’deki sorunları, birbirimizi dışlayarak değil, bölgedeki tüm aktörleri aynı masa etrafında buluşturarak çözebileceğimize inanıyoruz. Şayet Akdeniz’de kalıcı çözüm yolunda mesafe alınmak isteniyorsa, diplomasiye şans tanınmalıdır. Zira diplomasi ve müzakere bizi ortak paydada buluşturacak en kestirme, en garanti yoldur” dedi.
Bu konuda Türkiye’nin 2003 yılından bugüne Yunanistan ve Rum Yönetimi’nin tüm şımarıklıklara rağmen soğukkanlılığını muhafaza ettiğini vurgulayan Erdoğan, bugün de aynı uzlaşmacı tavrın sürdürüldüğüne dikkat çekti.
‘AB, İÇİNE DÜŞTÜĞÜ KÖRLÜKTEN KURTULMALI’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AB, içine düştüğü stratejik körlükten bir an önce kurtulmalı, Rum Kesimi ve Yunanistan tarafından Doğu Akdeniz’de bir ‘koçbaşı’ gibi kullanılmasına müsaade etmemelidir. Birlik dayanışması adı altında, Kıbrıs Türklerine ve Türkiye’ye daha fazla haksızlık yapılmamalıdır. Doğu Akdeniz’e kıyıdaş tüm bölge ülkelerinin ve Kıbrıs Türklerinin de yer alacağı bir konferans düzenlenmesi önerimiz halen masada duruyor. Muhataplarımızdan, Türkiye’nin uzattığı bu eli havada bırakmamalarını bekliyoruz. Başta Yunanistan olmak üzere Akdeniz’de komşumuz olan tüm ülkeleri, bu meseleyi ‘sıfır toplamlı bir oyun’ olarak görmekten vazgeçmeye çağırıyorum. Sağduyu, samimiyet ve aklıselimle hareket edildiğinde, herkesin hakkını koruyan, kazan-kazan temelli bir formül bulabileceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.
-
Almanya’dan Akdeniz’de Türk gemisine baskın
Yunan bir komutan tarafından sevk ve idaresi gerçekleştirilen İrini Harekatı’nda görevli bir Alman fırtakeyni, Türkiye’den Libya’ya gıda ve boya gibi muhtelif maddeler taşıyan Türk bandıralı gemiyi Doğu Akdeniz’de durdurarak, uluslararası hukuka aykırı bir şekilde saatlerce aradı.
Edinilen bilgiye göre, Türk bandıralı ROSELINA-A gemisi, taşıdığı insani yardım malzemeleri ile İstanbul’dan demir alarak Libya’ya hareket etti. Gemi, dün gece Yunanistan Deniz Kuvvetlerinden bir komutanın sevk ve idaresinde yapılan İrini Harekatı’nda görevli Alman fırtakeyni tarafından Mora yarımadasının güneybatısında uluslararası hukuka aykırı bir şekilde durduruldu.
HELİKOPTERDEN İNİŞ YAPTILAR
Deniz hukukuna göre, gemilerde arama yapabilmek üzere gemiye personelin çıkması için bayrak devletinin rızasının alınması gerekmesine rağmen, Türkiye’den böyle bir izin almadan Hamburg Fırkateyni’nin personeli gemiye helikopterden iniş yaptı. Personelin gemiye helikopterden inişi ve Hamburg Fırkateyni’nin ROSELINA-A gemisi çevresindeki hareketleri de gemi personeli tarafından cep telefonuyla anbean kaydedildi.
İNSANİ YARDIMDAN BAŞKA BİR ŞEY BULAMADILAR
Geminin süratini düşürterek, yolundan engelleyen askerler Türkiye’den izin almadan, yapılanın hukuki olmadığı yönünde yapılan tüm ikazlara uymayarak gemideki tüm konteynerleri açarak aradı. Sabahın ilk ışıklarına kadar süren aramanın ardından gemide insani yardım malzemesi, bisküvi gibi gıda maddeleri, boya gibi maddeler dışında bir şey olmadığını anlayan askerler gemiden ayrıldı.
HUKUKA AYKIRI
Gemi Misrata Limanı’na doğru seyrine devam ederken, Türkiye’nin konuyla ilgili uluslararası kuruluşlar nezdinde girişimlerde bulunacağı öğrenildi. Güvenlik kaynakları da konuya ilişkin yaptıkları değerlendirmede, İrini hareketi unsurlarının bayrak devletinin rızası olmadan gemiye çıkmasını hukuka aykırı bir davranış olarak nitelendirdi. Yaşanan skandal nedeniyle geminin saatlerce Akdeniz’de ağır deniz şartlarında maruz bırakıldığını belirten kaynaklar, olay nedeniyle açık denizlerin serbestisi ilkesinin de açık olarak ihlal edildiğini vurguladı.
TARTIŞMALI HAREKAT: İRİNİ
İrini Harekatı, Birleşmiş Milletlerin (BM) Libya’ya yönelik silah ambargosunun denetlenmesi için Avrupa Birliği (AB) tarafından Akdeniz’de başlatılan tartışmalı bir operasyon olma özelliği taşıyor. 2292 No’lu BM Güvenlik Konseyi kararında meşru hükümet Milli Mutabakat Hükümeti ile istişare ve izin zorunlu kılınmış olmasına rağmen başlatılan İrini Harekatı, taraflı ve yasa dışı bir operasyon olarak tepki çekiyor. Bazı Avrupa ülkelerinin, AB fonlarından yararlanabilmek için operasyona ses çıkarmazken, daha cesur davranan bazı ülkeler ise tepkilerini koyarak operasyondan çekiliyor.
-
Oruç Reis için yeni NAVTEX
Doğu Akdeniz’de çalışmalarına devam eden Oruç Reis sismik araştırma gemisi için yeni NAVTEX yayınlandı. Oruç Reis’in görev süresi 23 Kasım’a kadar uzatıldı.
Oruç Reis sismik araştırma gemisinin Doğu Akdeniz’de çalışma yürüteceği alan için 23 Kasım’a kadar sürecek yeni NAVTEX (denizcilere duyuru) ilan edildi.
İlana göre, Oruç Reis sismik araştırma gemisinin 23 Kasım’a uzatılan Doğu Akdeniz’deki çalışmalarına, Ataman ve Cengizhan isimli gemiler eşlik etmeyi sürdürecek.
Oruç Reis’in daha önce 14 Kasım’a kadar bölgede çalışma yapacağı ilan edilmişti.
Oruç Reis sismik araştırma gemisi, doğal kaynak aramaları başta olmak üzere her türlü jeolojik, jeofizik, hidrografik ve oşinografik araştırmaları gerçekleştirebiliyor.
Dünyadaki tam donanımlı ve çok amaçlı ender araştırma gemilerinden biri olan Oruç Reis’te, 2 ve 3 boyutlu sismik, gravite, manyetik jeofizik araştırmaları yapılabiliyor. Gemi, 8 bin metre derinliğe kadar 3 boyutlu, 15 bin metre derinliğe kadar iki boyutlu sismik operasyonları gerçekleştirebiliyor.
-
AB Liderler Zirvesi: Türkiye’nin tek taraflı eylemlerinden üzüntü duyuyoruz
Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesinin sonuç bildirisinde Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de “tek taraflı” eylemlerde bulunduğu savunularak AB Konseyi’nin bundan dolayı üzüntü duyduğu belirtildi.
Zirvenin sonunda yayımlanan sonuç bildirisinin dış ilişkiler bölümünde Türkiye ile ilgili 2 madde yer aldı. Bildiride, 1-2 Ekim’de yapılan zirvede alınan kararlara atıf yapılarak Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de son arama çalışmalarıyla “tek taraflı ve provokatif eylemlerde bulunduğu” savunuldu ve bundan dolayı AB Konseyi’nin üzüntü duyduğu ifade edildi.
Kıbrıs adasındaki Maraş’ın statüsüyle ilgili “BM Güvenlik Konseyi’nin 550 ve 789 sayılı kararlarına saygı duyulması” istenen bildiride, AB’nin Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetimiyle dayanışma içinde olduğu vurgulandı.
Bildiride, AB Konseyi’nin Türkiye’yi “eylemlerinden geri dönmeye ve gerginliğin düşürülmesi için çalışmaya çağırdığı” ifade edildi.
Afrika-AB ilişkileri
Afrika-AB ilişkilerine geniş yer ayrılan bildiride Afrika ile stratejik ilişkilere büyük önem verildiği vurgulanırken, Afrika ülkeleri ile siyasi ilişkileri tüm alanlarda derinleştirme ve yenileme ihtiyacının altı çizildi. Kovid-19 döneminde AB’nin Afrika’daki sağlık sistemini güçlendirme ve uluslararası borçların hafifletilmesine yönelik çabalarıyla ilgili taahhüdü bildiride yer aldı.
Bildiride Afrika’nın ekonomik dönüşümünde AB’nin ortaklığı ilerletme isteğinin ve yatırım programlarını genişletme arzusunun altı çizilerek, dijital ekonomi, yenilenebilir enerji, ulaştırma, sağlık ve tarımsal gıda sektörlerinin iş birliği ve yatırım için en önemli alanlar olduğu ifade edildi. AB Konseyi ayrıca Afrika’da barış, güvenlik ve istikrarın önemine vurgu yaparak, AB’nin Afrikalı ortaklarıyla yasal göç, yasa dışı göçle mücadele, yasa dışı göçmenlerin geri kabulü, göçmen kaçakçılığıyla mücadele konularında çalışmak istediği belirtildi.
Belarus ve Rusya
Belarus’a da yer verilen bildiride, 12 Ekim’de yapılan AB Dışişleri Bakanları Toplantısında alınan yaptırımları da içeren kararların onaylandığı, Belarus’un misilleme tedbirlerine karşı AB’nin Litvanya ve Polonya ile dayanışma içinde olduğu vurgulandı.
Bildiride, Rusya’ya çağrı yapılarak Avustralya ve Hollanda ile Malezya Havayollarına ait 298 yolcu taşıyan MH17 sefer sayılı uçağın düşürülmesiyle ilgili üçlü görüşmelere devam etmesi istendi.
AB Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirisinin iklim ve çevre, Kovid-19 salgınıyla mücadele ve Brexit sonrası AB-İngiltere ilişkileri ile ilgili maddeleri ise dünkü oturumdan sonra yayımlanmıştı.
-
Merkel: “AB-Türkiye ilişkilerinde ilerleme her iki tarafın da çıkarınadır”
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Doğu Akdeniz’de gerilimin düşürülmesi çağrısı yaparak Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinde ilerlemenin her iki tarafın da çıkarına olacağını söyledi.
Başbakan Merkel, Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen AB zirvesi sonrası basın toplantısında yaptığı açıklamada, Doğu Akdeniz’deki gelişmeler konusunda AB’de 14 gün önce alınan sonuç bildirgesine desteğini yineledi.
Türkiye’nin Oruç Reis araştırma gemisini tekrar bölgeye göndermesini eleştiren Merkel, bunu çok üzücü ve gereksiz bulduğunu, bunun gerginlikleri düşürmek yerine daha da artırdığını savundu.
Başbakan Merkel, AB’nin pozitif gündem çerçevesinde ilerlemek istediğini, ancak Ankara’nın “kışkırtıcı adımlar” atmaktan kaçınması gerektiğini savunarak “Gündemimize pozitif kısım üzerinden çalışmamız lazım. AB-Türkiye ilişkilerinde ilerleme her iki tarafın da çıkarınadır” dedi.
Alman Şansölye ayrıca yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayısındaki yoğun artış nedeniyle kasım ayında Berlin’de yapılması planlanan Çin politikası zirvesinin iptal edildiğini duyurdu. Merkel, “Temaslar açısından, bunun gerekli bir mesaj olduğunu düşünüyorum.” ifadesini kullandı.
-
Yunanistan Başbakanı Miçotakis: “Her zaman diyaloğa hazırız”
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, “Biz her zaman diyaloğa hazırız ve bu çerçevede Türkiye’nin gerginliğin giderilmesi yönündeki ilk adımını olumlu karşılıyoruz.” dedi.
Miçotakis, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile Maksimu Sarayı’nda bir araya geldi. Görüşmelerinin ardından ortak basın açıklaması yapan ikili, Türk-Yunan ilişkileri ve Doğu Akdeniz’e ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Doğu Akdeniz’in tüm NATO üyelerini ilgilendirdiği vurgusunu yapan Miçotakis, Türkiye’nin bu bölgede “tahriklerde bulunduğunu” iddia etti.
Miçotakis, Yunanistan’ın anlaşmazlıkların barışçıl yoldan çözümlenmesini arzu ettiğini savunarak, “Biz her zaman diyaloğa hazırız ve bu çerçevede Türkiye’nin gerginliğin giderilmesi yönündeki ilk adımını olumlu karşılıyoruz.” ifadesini kullandı.
İstikşafi görüşmeler için takvim belirlenmesini beklediklerini dile getiren Miçotakis, bu görüşmelerde “sadece Ege ve Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının sınırlandırılması konusunun gündemlerinde olduğunu” ileri sürdü.
“Kırmızı hat, diplomasiye alan açabilir”
Stoltenberg ise Brüksel’de iki taraf arasında NATO himayesindeki ayrıştırma usulleriyle ilgili yapılan teknik toplantıların “verimli geçtiği” değerlendirmesini yaparak, tarafların kesintisiz iletişimini sağmak için tesis edilen “kırmızı hat” mekanizmasının, gerilimin giderilmesine katkıda bulunacağını belirtti.
İki müttefike söz konusu çabaları için teşekkürlerini sunan Stoltenberg, “Bu mekanizma, diplomatik çabalar için bir alan açabilir.” diye konuştu.
Stoltenberg, görüşmede Rusya’nın Akdeniz’deki etkinliğine de değindiklerini aktararak bu konunun, müttefiklerinin güvenliğini yakından ilgilendirdiğine işaret etti.
Diğer yandan Yunanistan Komünist Partisinin (KKE) çağrısıyla toplanan yaklaşık 500 gösterici, NATO Genel Sekreteri’nin ziyaretine tepki amacıyla parlamento binasının bulunduğu Sintagma Meydanı’na yürüdü. “Katil Amerika”, “Eli kanlı NATO ara bulucu olamaz”, “katiller defolun” şeklide sloganların atıldığı gösteri olaysız sona erdi.
-
Yunanistan Navtex ilan etti
Türkiye, Ege ve Doğu Akdeniz’deki sorunların diyalog ile çözülmesine yönelik gerekli adımları atarken Yunanistan, atış eğitimleri maksadıyla Türkiye’nin sorumluluk sahasında geniş bir alanı kapsayan iki yeni Navtex yayımladı. Bunun üzerine Türkiye de ilan edilen sahaların Antalya Navteks istasyonu sorumluluk sahasında olduğunu belirterek bu Navtex ilanlarını kendisi tekrar yayınladı.
Yunanistan, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin sorumluluk sahasında olan bölgede iki Navtex ilan etti. Doğu Akdeniz’de sorunların diyalog ile çözülmesine yönelik adımların atıldığı bir dönemde Yunanistan tarafından gerçekleştirilen bu provokasyon üzerine Türkiye kendi sorumluluk sahasında olan söz konusu alanlar için kendisi yeniden Navtex yayımladı. Antalya Navtex İstasyonu tarafından yapılan duyuruda, Türk Navtex servis sahası içindeki bir alana ilişkin yetkisiz bir istasyon tarafından duyuru yayımlandığı, söz konusu duyurunun yetkili olan Antalya Navtex İstasyonu tarafından yeniden yayımlandığı bildirildi. Duyuruda 6 ve 8 Ekim’de Doğu Akdeniz’de belirtilen sahalarda atış eğitimleri yapılacağı ifade edildi.
‘YUNANİSTAN DİYALOG MASASINI DEVİRME GAYRETİNDE’
Güvenlik kaynakları, Yunanistan tarafından atış eğitimleri maksadıyla Doğu Akdeniz’de geniş bir alanda ve yetkisiz bir istasyon tarafından ilan edilen söz konusu Navtex’lerin sorunların çözümüne değil, bölgede gerginliğin artmasına neden olacağını ifade etti. Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’deki sorunların uluslararası hukuk, diyalog ve iyi komşuluk ilişkileri içinde çözümünden yana olduğunu belirten kaynaklar, Türkiye’nin bu konuda birçok adım attığını, çözüme katkı sağlayabilmek adına bazı askeri tatbikatların kapsamını azaltmayı, bazılarını ise ertelemeyi dahi değerlendirdiğini bildirdi. Kaynaklar, Türkiye’nin tüm bu iyi niyetli adımlarına karşılık Yunanistan’ın ise diyalog masasını devirme gayreti içinde olduğunu vurguladı.