Etiket: doğu akdeniz

  • NATO açıkladı! Türk-Yunan mekanizması kuruldu

    NATO açıkladı! Türk-Yunan mekanizması kuruldu

    NATO, Türkiye ile Yunanistan arasında bir süredir devam eden görüşmelerin ardından Doğu Akdeniz konusunda ayrıştırma usullerine ilişkin mekanizmanın kurulduğunu bildirdi.

    NATO’dan yapılan açıklamaya göre, Türk ve Yunan askeri heyetlerin NATO karargahında yürüttüğü bir dizi teknik görüşmenin sonucunda ikili ayrıştırma usulleri mekanizması 1 Ekim itibarıyla kuruldu.

    Mekanizma Doğu Akdeniz’de istenmeyen olaylar ve kaza riskini azaltmayı amaçlıyor. Mekanizma çerçevesinde Türkiye ile Yunanistan arasında denizde ve havadaki ayrıştırmayı kolaylaştıracak bir acil irtibat hattı oluşturulacak.

    Açıklamada görüşlerine yer verilen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, mekanizmanın kurulmasından duyduğu memnuniyeti ifade ederek, bunun “iki değerli NATO müttefikinin yapıcı çabaları” sayesinde mümkün olduğunu belirtti.

    Stoltenberg, “Bu güvenlik mekanizması anlaşmazlıkların altında yatan konuları ele alacak diplomatik çabalara alan yaratılmasına yardımcı olabilir. Bunu daha da geliştirmeye hazırız. Her iki müttefik ülkeyle temas halinde olmayı sürdüreceğim.” ifadesini kullandı.

    NATO’nun, iki ülke arasında benzer bir mekanizmanın 1990’lı yıllarda kurulmasına da yardımcı olduğu belirtildi.

  • Türkiye-Yunanistan görüşmeye hazır

    Türkiye-Yunanistan görüşmeye hazır

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Merkel ve Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Michel ile video ferans görüşmesi yaptı. Görüşme sonrası sonrası yapılan açıklamada, Türkiye ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki gelişmelerle ilgili görüşmeye hazır olduğu ifade edildi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile üçlü formatta bir video konferans görüşmesi gerçekleştirdi.

    İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, üçlü zirvede, Türkiye-AB ilişkileri kapsamlı bir şekilde ele alındı. Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin de değerlendirildiği zirvede, Türkiye ve Yunanistan’ın istikşafi görüşmelere başlamaya hazır olduğu ifade edildi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Doğu Akdeniz’de gerginliğin azaltılması ve diyalog kanallarının işletilmesi için yakalanan nispi ivmenin karşılıklı adımlarla korunması gerektiğini belirterek, Türkiye’nin daima diyaloğa ve müzakereye vurgu yaptığını, onca tahrike rağmen sağduyulu ve soğukkanlı tavrından taviz vermediğini ifade etti.

    ALMANYA’YA TAKDİR

    Almanya’nın arabuluculuk çabalarını takdirle karşıladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, istikşafi görüşmelerin ve diğer diyalog kanallarının canlandırılması noktasında sağlanan mutabakatın nasıl ilerleyeceği hususunda Yunanistan’ın atacağı adımların önemli olacağını belirtti.

    BÖLGESEL KONFERANS ÇAĞRISI

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz‘de Kıbrıs Türkleri dahil, tüm tarafların katılımıyla düzenecek bölgesel bir konferanstan herkesin yararına olacak olumlu ve yapıcı kararlar çıkacağına inandığını söyledi.

    Perşembe günü başlayacak AB Liderler Zirvesinin Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir soluk getirmesini umduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iyi niyetle Gümrük Birliği anlaşması, vize serbestisi ve göç mutabakatı konularında somut adımlar atılması halinde Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden olumlu bir mecraya taşınabileceğinden şüphe duymadığını ifade etti.

    AB’nin Türkiye ile sağlıklı bir iş birliği geliştirilmesinin bölgesel sorunların çözümüne katkı sağlayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkel ve Michel’in Türkiye-AB ilişkilerine pozitif gündem kazandırma gayretlerinden memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Michel ve Merkel ile gerçekleştirdiği üçlü zirvede, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan da hazır bulundu.

  • “Türkiye’nin şantaja boyun eğmeyeceği anlaşılmıştır”

    “Türkiye’nin şantaja boyun eğmeyeceği anlaşılmıştır”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Akdeniz’deki en uzun kıyı şeridine sahip ülkemizi birilerinin sahillerine hapsetmesine izin vermeyeceğiz. “(Doğu Akdeniz) Karşı tarafın kışkırtmalarına, çocuksu davranışlarına rağmen hep haklı olmanın, büyük devlet olmanın vakarıyla hareket ettik.” diye konuştu.

    Erdoğan, “(Doğu Akdeniz) Tehdit dilinin işe yaramadığı, Türkiye’nin şantaja, haydutluğa boyun eğmeyeceği konunun muhatapları tarafından anlaşılmıştır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin birliğine, beraberliğine kastedenlerden döktükleri her damla kanın hesabını misliyle soruyoruz, sormaya da devam edeceğiz. Dağdaki katil sürülerinin başlarını kaldırmalarına nasıl fırsat vermiyorsak onların şehirdeki uzantılarına da müsamahakar davranmıyoruz.” şeklinde konuştu.

  • MSB: Sondaj gemilerine koruma ve refakat görevi devam ediyor

    MSB: Sondaj gemilerine koruma ve refakat görevi devam ediyor

    Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de araştırmalarını sürdüren sondaj gemileri ile sismik araştırma gemisine koruma ve refakat görevlerine devam edildiğini bildirdi.

    Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Asil milletimize yeni müjdeler vermek için araştırmalarına devam eden Fatih Sondaj Gemisi’ne Karadeniz’de, Yavuz Sondaj Gemisi’ne ve Barbaros Hayreddin Paşa Sismik Araştırma Gemisi’ne de Doğu Akdeniz’de koruma ve refakat görevlerini etkin ve kararlı bir şekilde sürdürüyoruz.” ifadesi kullanıldı.

  • Çavuşoğlu: Yunanistan’dan gelen mesajlar ılımlı

    Çavuşoğlu: Yunanistan’dan gelen mesajlar ılımlı

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan tarafından son zamanlarda Doğu Akdeniz konusunda ılımlı mesajlar geldiğini fakat Yunanistan’ın maksimalist politikalarından vazgeçmediğini bildirdi.

    Bakan Çavuşoğlu, CNN Türk’te katıldığı “Tarafsız Bölge” programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Doğu Akdeniz konusunda son gelişmelere ilişkin, Çavuşoğlu, Yunanistan’ın maksimalist yaklaşımlarından vazgeçmediğini ve bu tutumunu terk etmesi gerektiğini belirterek, Türkiye’nin ön koşulsuz müzakerelere hazır olduğunu ve herkesle müzakere edebileceğini dile getirdiğini aktardı.

    Çavuşoğlu, Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in son zamanlarda Doğu Akdeniz konusunda yaptığı açıklamalara ilişkin, şu ifadeleri kullandı:

    “2-3 gündür Yunanistan Başbakanı’ndan gelen mesajlar daha ılımlı. Son zamanlarda daha ılımlı mesajlar gelmeye başladı. Yunanistan’ın Oruç Reis gemisinin ikmal ve bakım için Antalya Limanı’na dönmesini fırsat bilerek daha pozitif mesaj vermeye başladı ama bir taraftan da “Bunun daha fazlasını istiyoruz.” diyerek, maksimalist tutumlarını da sürdürüyorlar.”

    Çavuşoğlu, Kardak krizinden sonra başlayan istikşafi görüşmelerin, anlaşmalarla çözülemeyen sorunların birlikte nasıl çözülebileceğine karar vermek için kurulmuş bir mekanizma olduğunu kaydederek, iki ülke arasında var olan sadece bir sorunun değil, sorunların tamamının paket halinde görüşülmesine odaklanılması gerektiğinin altını çizdi.

    “Oruç Reis gemisinin bakım ve ikmal süreci, Yunanistan tarafından fırsat olarak değerlendirilebilir”

    Oruç Reis gemisinin, bakım ve ikmal için Antalya Limanı’na çekilmesiyle ilgili, Yunan tarafının “ilk olumlu adım” yorumuna ilişkin, Çavuşoğlu, geminin, rutin ve periyodik bir bakım çalışması nedeniyle limana çekildiğini, bunun taviz verildiği anlamına gelmediğini vurguladı.

    Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bugün Cumhurbaşkanımızın da (Almanya Başbakanı Angela) Merkel’e söylediği gibi, geçmişte diplomasiye bir fırsat verdik. Yunanistan bunu ters tepti. Şimdi Cumhurbaşkanımız da net bir şekilde söyledi. Gemimizi rutin bakım ve ikmal için bölgeden limana geçtik. (Cumhurbaşkanımız ) ‘Bu bakım ve ikmal süreci esasen bir fırsat olarak Yunanistan tarafından da değerlendirilebilir.’ dedi. Merkel’e de söyledi. Biz de yaptığımız açıklamalarda aynısını söyledik. Esasen Yunanistan bizden daha fazla şey beklemek yerine kendisinin de olumlu atabileceği adımları atarak, bu dönemi bir fırsata çevirebilir. Daha önce Mısır’la anlaşma imzalayarak teptiği fırsat gibi bu ortamı da tepmemesi gerektiğini söylüyoruz.”

    Bakan Çavuşoğlu, Yunanistan’ın, bu süreci bir fırsat olarak değerlendirebileceğini ve bunu da ilerleyen günlerde görebileceklerini söyledi.

    Öte yandan, Türkiye’nin Oruç Reis gemisinin sismik araştırma yaptığı bölgedeki hakkının da saklı olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, “Dolayısıyla bu fırsat da değerlendirilir, değerlendirilmez. Değerlendirilmezse biz yine aynı şekilde bakım bittikten sonra faaliyetlerimizi kararlı şekilde bugüne kadar sürdürdüğümüz gibi sürdüreceğiz.” dedi.

    Çavuşoğlu, Yunanistan’ın Sevilla haritasına ilişkin de şunları belirtti:

    “Yunanistan’ın bu haritayı kabul etmediğini bir kere açıklaması gerekiyor. Bu harita durduğu sürece sorunları çözmemiz mümkün değil. Bu harita olduğu sürece müzakere de olmaz. Müzakere olsa da sonuç elde edemezsiniz. Sonuç elde edemedikten sonra da laf olsun diye, dostlar alışverişte görsün diye bir araya gelmenin faydası yok. Buradan müzakere istemiyoruz yorumu çıkmasın. Biz müzakere istiyoruz ama müzakereler sonuç alıcı ve hakkaniyet çerçevesinde olsun.”

    Çavuşoğlu, Türkiye ile Yunanistan arasında halihazırdaki temaslara ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, “Yunanistan ile danışmanlar düzeyinde görüşmeler oluyor.” ifadesini kullandı.

    “Fransa gerginlikleri artırarak silah satmak istiyor”

    Çavuşoğlu, Almanya’nın Doğu Akdeniz meselesine ilişkin tutumu hakkında, “Almanya kesinlikle daha sağduyu sahibi, kesinlikle daha objektif ve yapıcı. (Avrupa Konseyi) Dönem Başkanlığını da bu şekilde kullanmaya çalışıyor. Sonuç elde etmeye çalışıyor. Bizim haklı olduğumuzu da teslim ediyorlar.” dedi.

    18 Mart Göç Mutabakatı’nda da en kararlı duruşu Merkel’in ortaya koyduğunu dile getiren Çavuşoğlu, Almanya’nın, AB içinde Fransa’dan farklı bir tutum sergilediğine dikkati çekti.

    Çavuşoğlu, “Fransa, AB’nin ve Orta Doğu’nun liderliğine oynuyor. Her konuda kendisine bir rol biçiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Fransa’nın bu tutumunun temelinde kendi ajandası ve gündeminin bulunmasının yattığına işaret eden Çavuşoğlu, “Fransa bu gerginlikleri artırarak silah satmak istiyor. Libya’da da öyle. Silah satan firmalar o ülkedeki bir bakanın şehrinde. Onun şehrindeki firmalar hep satıyor.” diye konuştu.

    Çavuşoğlu, Fransa’nın varolan kendi gündemine, Almanya’nın katılmadığını belirterek, “Ama şunu da görmek lazım. Gördük de. En nihayetinde ne kadar haklı olursak olalım Almanya da dahil ne kadar haklı olursak olalım, Yunanistan ile Türkiye arasında bir tercih yapmak zorunda kalırsa Yunanistan’ı tercih ederler.” dedi.

    Bakanı Çavuşoğlu, AB’nin Doğu Akdeniz’e ilişkin tutumuyla ilgili de “AB, bu sorunun (Doğu Akdeniz meselesi) çözümünde dürüst bir arabulucu olduğunu göstermesi gerekiyor. 24-25 Eylül’de yapılacak (AB Liderler Zirvesi) toplantıda, AB, Türkiye-AB ilişkilerinde ne yapılması gerektiğine odaklanması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

    “Yunanistan 1960’dan sonra bu adaları silahlandırmaya başladı”

    Bakan Çavuşoğlu, “Yunanistan’ın Ege adalarını AK Parti döneminde silahlandırdığı ve hükümetin sessiz kaldığı” yönündeki iddialara ilişkin, Yunanistan’ın 1960’dan sonra bu adaları silahlandırmaya başladığını ve Türkiye’nin uyarılarda bulunduğunu hatırlattı.

    Yunanistan’ın hep inkar ettiği bu silahlandırmayı 1974’te kabul ettiğini anımsatan Çavuşoğlu, “Bu adaların silahlandırılmasıyla ilgili Yunanistan’ın hatta geçmişte NATO’nun güvenlik planlarına dahil etme çabası var. Biz hep buna itiraz etmişiz ve bu kapsama sokmadık.” ifadelerini kullandı.

    Çavuşoğlu, Ege adalarının silahsızlandırılması konusunu uluslararası gündemde tutmaya devam edeceklerini ve bu konunun da istikşafi görüşmelerin bir parçası olduğunu söyledi.

    “Türkiye olarak Kıbrıs sorununun adil şekilde çözümünden yanayız”

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilim bağlamında, Kıbrıs meselesiyle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine, şunları dile getirdi:

    “KKTC’de seçimden sonra önce gayriresmi bir araya gelmek lazım, BM+5 (3 garantör ülke-Kıbrıs’taki iki taraf) önce. Bundan sonra neyi müzakere edeceğimizi belirlememiz lazım. Bunun çerçevesini belirlememiz lazım. Referans belgesini oluşturmamız lazım, siyasi eşitlik gibi unsunları başta oraya koymak lazım. Bir de zaman belirlemek lazım. Sonuç odaklı belli bir zaman içinde bu işi bitireceksek, o zaman müzakerelere başlamanın bir anlamı var. Aksi takdirde, Crans Montana ve Annan Planı gibi başarısızlıkla sonuçlanacaksa zaman kaybıdır, hiçbir anlamı da yoktur. Biz Türkiye olarak Kıbrıs sorununun adil bir şekilde çözümünden yanayız.”

    “Mısırla anlaşma imzalayabilmemiz için siyasi ilişkilerin biraz düzelmesi lazım”

    Çavuşoğlu, Türkiye ile Mısır arasındaki halihazır ilişkilerle ilgili, “Mısırla görüşülmüyor değil. İstihbarat düzeyinde görüşmeler var.” dedi.

    Konuşmasında, Mısır’ın, Yunanistan ve Rum kesimiyle deniz yetki alanlarıyla ilgili anlaşmaları yaparken, Türkiye’nin kıta sahanlığını hiçbir zaman ihlal etmediğinin altını çizen Çavuşoğlu, “Mısır burada esasen bizim haklarımıza saygılı davranmıştır. Siyasi ilişkilerimiz çok iyi değil diye haksızlık yapmayalım. Dolayısıyla yarın Mısır’la da böyle bir anlaşma imzalarız ama gerçekçi olmak lazım. Bu anlaşmayı imzalayabilmemiz için siyasi ilişkilerin biraz düzelmesi lazım. ” diye konuştu.

    “Serrac, taraflar arasında mutabakat sağlanırsa, ülkeyi seçime götürürken istifa edebileceğini söylemiş”

    Çavuşoğlu, Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac’ın istifa edeceği iddialarının sorulması üzerine, şöyle dedi:

    “(Libya’da) iki taraf arasında bir ateşkes için görüşme var. Bizim de desteklediğimiz kalıcı bir ateşkes, siyasi çözüm. Biz de bunu isteriz. Zaten Serrac da böyle bir mutabakat sağlanırsa, ülkeyi seçime götürürken istifa edebileceğini söylemiş. Yani ileriki bir aşamada, ülkesinin geleceği için fedakarlık yapabileceğini söylemiş. Herhangi bir şeyden canı sıkıldığı için, ‘Bugün istifa edeceğim’ diye bir açıklama yok. (Serrac) ‘İki tarafı da birleştiren bir anlaşma olacaksa, seçimlere giderken ben istifa edebilirim.’ demiş.”

    Bakan Çavuşoğlu, Rusya ile Türkiye arasındaki Libya görüşmeleri de değerlendirerek, “Sonuçta Rusya ile de amacımız Libya’da bir ateşkes. Onlar diğer tarafta. Biz ise meşru yönetim tarafındayız. Ateşkes ve siyasi süreçle ilgili son görüşmelerde görüşlerimiz biraz daha yakınlaştı.” açıklamasında bulundu.

  • Kritik Doğu Akdeniz görüşmesi

    Kritik Doğu Akdeniz görüşmesi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri konuştu.

    İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Türkiye-Almanya ilişkileri ve bölgesel gelişmelerin ele alındığı görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz konusunda yapıcı ve hakkaniyet temelli bir yaklaşım olduğu müddetçe anlaşmazlıkların müzakere ve uzlaşma ile çözülebileceğini ifade etti.

    Avrupa devletlerinin Doğu Akdeniz meselesinde adil ve tutarlı olmaları gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hakları hususunda sonuna kadar kararlı ve aktif politika uygulamayı sürdüreceklerini vurguladı.

    Görüşmede, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan da yer aldı.

  • Fransız Siyaset Bilimci: Macron hata yapıyor

    Fransız Siyaset Bilimci: Macron hata yapıyor

    Fransız siyaset bilimci Saint-Prot, “Macron Fransa’yı temsil etmekten uzak birisi, tutumu çok tehlikeli ve Yunanistan ile Kıbrıs’ı (Rum yönetimi) tansiyonu yükseltmeye cesaretlendiriyor” dedi.

    Fransız siyaset bilimci ve Paris Jeopolitik Araştırmalar Gözlemevi Genel Direktörü Charles Saint-Prot, “Macron Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ı destekleyerek hata yapıyor. Burada Fransa’nın çıkarları söz konusu olmamalı. Macron bir ülkeyi destekleyerek ve diğer ülkeye karşı durarak hata yapıyor.” dedi.

    Saint-Prot, Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Doğu Akdeniz’deki girişimlerini AA muhabirine değerlendirdi.
    “Macron Fransa’yı temsil etmekten uzak birisi, tutumu çok tehlikeli ve Yunanistan ile Kıbrıs’ı (Rum yönetimi) tansiyonu yükseltmeye cesaretlendiriyor.” diyen Saint-Prot, Fransız Cumhurbaşkanının birçok konuda Türkiye karşıtı siyaset izlemesinin Fransa’nın siyasi geleneklerine aykırı olduğunu belirtti.

    Saint-Prot, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı birçok taviz veren Fransa’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı sert olduğuna dikkati çekti.

    “Macron dünyanın büyük bir kısmını güldürdüğünün farkında değil”
    “Macron, 1968 sonrası tarih bilmeyen, tarih bilinci olmayan ve duyguyu (evrensel) aklın önüne geçiren nesle ait. Ancak duygu siyasette iyi bir rehber değildir.” ifadesini kullanan Saint-Prot, Yunanistan’ın Fransa’dan satın alacağı 18 Rafale tipi savaş uçağının ücretini nasıl ödeyeceğinin merak konusu olduğunu söyledi.

    Saint-Prot, “Fransa ile Türkiye arasında silahlı çatışma olmayacak. Macron’un pozisyonu Washington, Londra ve Berlin’i güldürüyor. Bunlar önemli başkentler. Batılı ülkeler Macron’un pozisyonunu anlamıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Fransa Cumhurbaşkanı’nın “Türk halkına değil Erdoğan hükümetine karşı açık ve sert olmalıyız” sözlerine değinen Saint-Prot, “Macron’un Türk halkına karşı öfkeli olmaması iyi bir şey. Macron kası olmayan yerde kaslarını göstermek istiyor. Macron güçlü olduğunu göstermek için Türkiye’yi kullanıyor, dünyanın büyük bir kısmını güldürdüğünün farkında değil.” dedi.

    “Macron yanlış yolda”

    Saint-Prot, Macron’un bu konularda aşırı sağcılar gibi konuştuğuna dikkati çekti.

    Macron’un Türkiye’yi hedef almasını ciddiyetsizlik olarak nitelendiren Saint-Prot, “Dış siyaset (Fransa’da) seçim kazanmanın yolu değil. Macron yanlış yolda. Macron’un Türkiye’ye karşı siyaset izlemesinin sebebi seçimler olabilir.” yorumunu yaptı.

    Saint-Prot, Cumhurbaşkanı’nın ülkesinin eksiklerini gizlemek için Avrupa’yı arkasına almaya çalışmasının normal olmadığını dile getirdi.

    “Fransa Türkiye ile anlaşmaya çalışmalı”

    Macron’un dış siyaset konusunda kimseye danışmadığını ifade eden Saint-Prot şunları kaydetti:

    “Macron, Akdeniz konusunda hiçbir şey bilmiyor. Bir taraftan Akdeniz’e kıyısı olmayan güçler ve burada işi olmayan ülkeler olan Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD’nin desteklenip diğer taraftan bir Akdeniz ülkesi (Türkiye) düşman yapılmamalı. Fransa Türkiye ile anlaşmaya çalışmalı. Anlaşmazlıklar olabilir ancak şu an Macron ve Fransız hükümetinin Türklere karşı kini var. Bu anlaşılamaz ve Fransa’nın Akdeniz’deki rolüne yakışmıyor.”

    Saint-Prot, Fransa’nın Doğu Akdeniz’de ateşe körükle gitmemesi ve yapıcı diyalogdan yana olması gerektiğini vurgulayarak “Macron Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ı destekleyerek hata yapıyor. Burada Fransa’nın çıkarları söz konusu olmamalı. Macron bir ülkeyi destekleyerek ve diğer ülkeye karşı durarak hata yapıyor. Böyle yapılmasıyla Fransa, diyaloğu seçen ve tarafları birbirlerine yakınlaştıran ülke olma şansını kaybediyor.” değerlendirmesinde bulundu.

  • Çavuşoğlu: Doğu Akdeniz’de geri adım atmadık

    Çavuşoğlu: Doğu Akdeniz’de geri adım atmadık

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Oruç Reis gemisinin Antalya açıklarında demirlemesi ve yeni NAVTEX ilan edilmemesinin Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu tarafından geri adım olarak nitelendirildiğini belirterek, “Oruç Reis gemisi yaklaşık bir aydır sismik araştırma çalışmalarını sürdürüyordu ve aylık rutin bakım ve ikmal sebebiyle, Enerji Bakanlığının da açıkladığı gibi Antalya limanına yakın bir yere demirledi. Bu rutin bir bakım ve ikmal çalışmasıdır dolayısıyla NAVTEX’i de bu nedenle yayımlamadık. NAVTEX sismik araştırma ya da sondaj yapılacak bölge için yayımlanır. Özellikle sismik araştırmada bu çok önemlidir çünkü o bölgede seyrüseferlerin değişmesi gerekir.” dedi.

    Çavuşoğlu, NTV’de katıldığı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

    Oruç Reis gemisinin Antalya açıklarına demirlemesi ve yeni NAVTEX ilan edilmemesiyle ilgili açıklama yapan Çavuşoğlu, “Oruç Reis gemisi yaklaşık bir aydır sismik araştırma çalışmalarını sürdürüyordu ve aylık rutin bakım ve ikmal sebebiyle, Enerji Bakanlığının da açıkladığı gibi Antalya limanına yakın bir yere demirledi. Bu rutin bir bakım ve ikmal çalışmasıdır dolayısıyla NAVTEX’i de bu nedenle yayımlamadık. NAVTEX sismik araştırma ya da sondaj yapılacak bölge için yayımlanır. Özellikle sismik araştırmada bu çok önemlidir çünkü o bölgede seyrüseferlerin değişmesi gerekir.” diye konuştu.

    Bu adımın Yunanistan’da farklı şekilde algılandığını söyleyen Çavuşoğlu, “Gemiler bakıma çekildiğinde NAVTEX yayımlamanın bir anlamı yok. Bakım ve ikmal yapıldıktan sonra yeni bölgeye geçeceği zaman NAVTEX yayımlanır. Yunanistan’da Başbakanı başka şey söylüyor ve olumlu bir adım görüyor, dün Meis’e giden Cumhurbaşkanı ise bir geri adım gibi algılıyor. İçeride de CHP’nin bir açıklamasını gördüm onlar da geri adım olarak algılamış. Önceden Enerji Bakanlığımıza sorsalardı. Sormadan geri adım atıldı demek iç siyasete yönelik adımlardır, bunlar doğru değildir.” ifadelerini kullandı.

    Çavuşoğlu, Yunanistan’ın “Geri adım” olarak nitelendirmesiyle ilgili de “Siyasi partilerin iç siyaset kaygısıyla bunu başka yere çekmesine gerek yok. Yunanistan çekebilir çünkü Yunanistan bizim kararlılığımız karşısında iç siyasette de zor duruma düştü. Küçük bir ülke kompleksi içinde hareket ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    “İki komşu doğrudan görüşebilir”

    Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in “Provokasyon olmazsa görüşürüz.” ifadelerini değerlendiren Çavuşoğlu, “İki komşu ülke doğrudan görüşebilir. Yunanistan Başbakanı’nın yaptığı açıklamalar olumlu, ılımlı ama bizimle masaya oturmak için ön şartlarda diretirse biz de ön şartlarımızı ortaya koyarız.” diye konuştu.

    Ön şartlar yerine gelmediği sürece sorunun çözülmeyeceğini söyleyen Çavuşoğlu, “Yunanistan, Sevilla haritasından vazgeçmediği, Türkiye’nin kıta sahanlığına saygı duymadığı ve Adalar ile Meis için maksimalist yaklaşım içindeki taleplerinden vazgeçmediği sürece bu gerginlik bitmez.” dedi.

    Çavuşoğlu, Güney Kıbrıs Rum kesiminin de Ada’daki Türkleri yok sayan adımlardan vazgeçmesinin Türkiye’nin ön koşullarından olduğunu söyledi.

    Yunanistan’ın ön koşullar koyarak diyalog talebi olursa Türkiye’nin ön koşullarını da kabul etmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, “Yunanistan, bugüne kadar bizimle görüşmek için tüm faaliyetlerimizi durdurmamızı ön şart koşuyor. Ön şart koşarsan sen de bizim ön şartlarımızı yerine getirmelisin. Koşul olarak öne sürdüğümüz konuları ön koşulsuz oturduğumuz zaman masaya koyarız ve gerçekler ortaya çıkar.” ifadelerini kullandı.

    Çavuşoğlu, Türkiye’nin ön koşullarının Yunanistan tarafından kabul edilmesi halinde sorunun çözüleceğini de sözlerine ekledi.

    “Bundan sonra da ön koşul olacaksa bizim de ön koşullarımız var”

    Çavuşoğlu, Yunanistan’ın, rutin bakım ve ikmal faaliyetleri nedeniyle Türkiye’deki limana dönen Oruç Reis gemisiyle ilgili çelişkili açıklamalar yapmak yerine maksimalist taleplerinden ve bugüne kadarki sorunların sebebi olan Sevilla haritasından vazgeçmesi gerektiğini söyledi.

    Yunanistan ve Rum kesimi bugüne kadar iyi niyet göstermediği için Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, “Bundan sonra da ön koşul olacaksa bizim de ön koşullarımız var. Yunanistan’ın da onları yerine getirmesi gerekiyor.” ifadesini kullandı.

    “Türkiye’ye yönelik yaptırım çalışmalarını 3 ülke yapıyor”

    Bakan Çavuşoğlu, 24-25 Eylül’de düzenlenecek AB Liderler Zirvesi’nde Türkiye’ye yönelik yaptırım kararı olup olmayacağı yönündeki beklentisinin sorulması üzerine, “Yaptırım çalışması var. Bunu Fransa, Yunanistan ve Rum kesimi yapıyor. Şu anda onlara destek veren yok. Toplantıya getirilirse destek verecek ülkeler var ama Türkiye’ye yönelik yaptırım çalışmasını bu 3 ülke yapıyor.” diye konuştu.

    AB içinde Türkiye’ye yaptırım uygulanmamasını isteyen de çok sayıda ülke olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, sonuçta olası bir yaptırım kararının oy birliğiyle anılabileceğini bildirdi.

    Yunanistan ve Rum kesimini, “AB’nin birçok politikasını rehin alan iki şımarık üye” olarak niteleyen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Dolayısıyla ben 24-25 Eylül’de bir yaptırım kararı beklemiyorum ama olabilir de. Böyle bir ihtimal de var. Gemimize, şirketimize veya kişilere yönelik olabilir. Geçmişte de böyle kararlar aldı. Peki biz kararlılığımızdan vazgeçtik mi? Hayır. Kararlılığımız daha da arttı.”

    Bakan Çavuşoğlu, AB, Türkiye’yle gerginlik yaratmak ya da ilişkileri başka bir boyuta götürmek istiyorsa sadece göç konusunun değil aradaki ilişkilerin ya da üzerinde durulan konuların tamamının gözden geçirilebileceğini kaydetti.

    Ancak AB’nin bu noktaya gelmeyeceğini de düşündüklerini dile getiren Çavuşoğlu, Birliğin, özellikle stratejik konularda Türkiye’ye ihtiyacı bulunduğunun farkında olduğunu vurguladı.

    “Fransa, ‘Ben liderim’ demek istiyor ama bunu demekle de lider olunamıyor”

    Çavuşoğlu, Türkiye’ye karşı sert tutumlar sergileyen Fransa’nın, Almanya’ya rağmen AB’nin yeni liderliğine oynadığına değinerek, “Fransa her yere saldırıyor. ‘Ben liderim.’ demek istiyor ama liderim demekle de lider olunamıyor. Gerek şahıs bazında (Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron gerekse de ülke olarak Fransa.” ifadelerini kullandı.

    Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun, “ABD’nin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yürüttüğü faaliyetlerden derin endişe duyduğunu” açıklamalarına ilişkin, bir ülkenin faaliyetlerinden endişe duyulacaksa bunların uluslararası hukuka aykırı olması gerektiğini bildirdi.

    “Burada endişe duyulacak bir durum varsa ABD’nin ve Pompeo’nun attığı adımlardır.” diyen Çavuşoğlu, bu adımların uluslararası hukuka ve anlaşmalara aykırı olduğunu kaydetti.

    Çavuşoğlu, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’ın Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki adımlarına karşı hasmane tutum sergilediğini ancak Türkiye’nin ortaya koyduğu tüm çabaların, kendisini dışlamaya çalışan şer ittifakına cevap niteliği taşıdığını kaydetti.

    Çavuşoğlu, “Biz diplomasiyi isteriz, herkesle iyi ilişkiler içinde olmak isteriz ama herkesin de bizim haklarımıza saygı duyması gerekiyor. Karşı tarafın da aynı şekilde diplomasiye ve iyi iş birliğine inanması gerekiyor.” diye konuştu.

    “Uluslararası toplum ve Libya, Türkiye’ye çok şey borçlu”

    Bakan Çavuşoğlu, Libya konusuna ilişkin son gelişmeler hakkında değerlendirmesinin sorulması üzerine, Türkiye’nin, Libya’daki iç savaşı sokak savaşına dönüşmeden dengelediğini ve daha sonra Ulusal Mutabakat Hükümetinin (UMH) sahada üstünlük de sağladığını kaydetti.

    “Esasen bu anlamda uluslararası toplum ve Libya bize çok şey borçlu.” diyen Çavuşoğlu, “Libya’daki iç savaş sokak savaşına dönüşseydi bu on yıllar sürebilirdi ve milyonlarca insan da ölebilirdi.” dedi.

    Çavuşoğlu, Türkiye’nin Libya’daki amacının, “kalıcı ateşkes ve siyasi süreç” olduğunun altını çizerek, tarafların kendi arasında kalıcı ateşkesi tesis etmesinin önemine dikkati çekti.

    Bakan Çavuşoğlu ayrıca, Fransa’nın Libya’daki meşru hükümetle ilişkileri geliştirmesinin Türkiye’yi rahatsız etmeyeceğini, buna karşılık Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’e verdiği destek ve çatışmayı kışkırtan faaliyetlerinin Türkiye’yi rahatsız edeceğini bildirdi.

    “Dolayısıyla (Fransa’nın) Ulusal Mutabakat Hükümetiyle, (Libya Başbakanı Fayiz) Serrac’la görüşmeleri bizi kesinlikle rahatsız etmez. Doğru yolda atılmış bir adım olarak görürüz.” diyen Çavuşoğlu, Türkiye’nin kimseyle rekabet etmediğini vurguladı.

  • Bakanlıktan açıklama: Faaliyetine devam edecek

    Bakanlıktan açıklama: Faaliyetine devam edecek

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Oruç Reis sismik araştırma gemisinin Türkiye’deki limana dönmesinin aylık periyotlarla gerçekleşen rutin bir faaliyet olduğunu bildirdi.

    Bakanlığın Twitter hesabından yapılan açıklamada, Oruç Reis gemisinin 10 Ağustos’ta Akdeniz’de Demre-1 lokasyonunda sismik arama ve araştırma faaliyetlerine başladığı hatırlatıldı.

    Geminin bugüne kadar söz konusu sahada 3 bin 525 kilometre sismik veri topladığı kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

    “Oruç Reis, çalışma prensibi gereği ayda bir planlı bakım, personel değişimi ve sonraki görev hazırlıkları için limana dönmektedir. Aylık periyotlarla ikmal ve bakım için geminin limana dönmesi, her zaman gerçekleştirdiği rutin faaliyetidir. Gemi, ikmal ve bakım işlemlerinin ardından sismik arama ve araştırma faaliyetlerine devam edecektir.”

    Açıklamada ayrıca, Türkiye’nin Akdeniz’de uluslararası hukuka dayanan arama ve sondaj faaliyetlerini aralıksız sürdürdüğü belirtilerek, Yavuz ve Barbaros Hayreddin Paşa gemilerinin Doğu Akdeniz’de faaliyetlerine devam ettiği kaydedildi.

  • Bakan Akar: Biz barıştan yanayız

    Bakan Akar: Biz barıştan yanayız

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Antalya’nın Kaş ilçesinde yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanımızın tekrar tekrar ifade ettiği gibi biz, her zaman diyalogdan ve siyasi çözümlerden yanayız. İyi komşuluk ilişkilerinin gereği neyse yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Karşı taraftan da aynı şeyi bekliyoruz. Dolayısıyla bu konudaki taleplerimize karşılık verildiği takdirde, bu isteklere karşılık verildiği takdirde barıştan yanayız” dedi.

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve beraberindeki komuta kademesi, Antalya’nın Kaş ilçesine geldi. Bakan Akar buradaki programı kapsamında gazetecilere yaptığı açıklamada, şöyle konuştu:

    “Türk milletinin en önemli özelliği misafirperverliğidir. Dolayısıyla misafir olarak gelen herkese hoş geldiniz diyoruz. Dolayısıyla buradaki faaliyetlerimizi normal şartlarda yürütüyoruz. Burada her şeyin barış içerisinde, istikrar içerisinde, iyi komşuluk ilişkileri içerisinde gelişmesinden yanayız. Amacımız, gayretimiz bundan ibarettir. Cumhurbaşkanımızın tekrar tekrar ifade ettiği gibi biz, her zaman diyalogdan ve siyasi çözümlerden yanayız. İyi komşuluk ilişkilerinin gereği neyse yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Karşı taraftan da aynı şeyi bekliyoruz. Dolayısıyla bu konudaki taleplerimize karşılık verildiği takdirde, bu isteklere karşılık verildiği takdirde barıştan yanayız. Bir an önce bölgenin barış, huzur ve istikrar bölgesi olmasını hep birlikte sağlarız. Bundan da memnuniyet duyarız.”