Etiket: doktor

  • Kadın doktor, sağlık merkezinde eşi tarafından öldürüldü

    Kadın doktor, sağlık merkezinde eşi tarafından öldürüldü

    Dotor Melek Bağce’yi boşanma aşamasında olduğu eşi bıçaklayarak öldürdü. Bağce, kapısında ‘kadınlara el kalkamaz’ yazılı afiş olan aile sağlık merkezinde saldırıya uğradı.

    Melek Bağce, Antalya’nın Alanya ilçesinde yaşıyordu. 5 No’lu Damlataş Aile Sağlık Merkezi’nde çalışıyordu. Sağlık teknikeri olan eşi Mustafa Bağce’yle aralarındaki boşanma davası için Alanya Adliyesi’ne gitmişti. Duruşmada erteleme kararı çıktıktan sonra işyerine geçti. Eşi Mustafa Bağce de sağlık merkezine gitti.

    İkili arasında tartışma çıktı. Eşi, bıçakla kadına saldırdı. Ardından silahla kendi başına ateş etti. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İkisinin de hayatını kaybettiği belirlendi.

    Cansız bedenleri, olay yeri incelemesinin ardından morga kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Futbolculara ödeme yapamayan Denizlispor’a ilk darbeyi doktor vurdu

    Futbolculara ödeme yapamayan Denizlispor’a ilk darbeyi doktor vurdu

    Spor Toto 1. Lig’de yaşadığı maddi darboğaz ve transfer yasağı nedeniyle TFF 2. Lig’e düşen Denizlispor’un başı alacaklılarla derde girdi. Yeşil-siyahlı kulüpten alacaklı olan eski yöneticiler, futbolcular, sağlık ekibi ve personel ödeme yapılmayınca, yasal yollardan alacaklarını tahsil işlemi için düğmeye basmışlardı. İlk icra takibi, kulüp doktoru Ahmet Edremit’ten geldi.
    Başkan Ali Çetin döneminde Süper Lig’e çıkıldığı dönemde taahhüt edilen şampiyonluk primi olan 300 bin TL ve diğer alacakları ödenmeyen Doktor Ahmet Edremit, avukatı aracılığıyla haciz işlemi başlattı.

    Haciz memurları bir şey bulamadı
    Takımda bu sezon da görev yapan Edremit’in icra takibi başlatması yönetimde şok etkisi oluşturdu. Uzun yıllardır kulüpte çalışan Ahmet Edremit’in avukatı aracılığıyla Denizlispor Kulübü’ne gelen haciz memurları, kulübün üzerine kayıtlı para edecek bir şey bulamayınca çay içip geri dönmek zorunda kaldılar. Onlarca futbolcunun alacakları için TFF’ye başvurduğu Denizlispor’un, önümüzdeki günlerde de icra tehdidi ile karşı karşıya kalması muhtemel gözüküyor.

    Mustafa Yumlu’ya borç 5 milyon TL
    Denizlispor’un, Süper Lig kadrosunda yer alan futbolculardan Mustafa Yumlu’ya iki yıldır ödenmeyen borç da iyice kabardı. Eski kaptana olan borcun faizleriyle birlikte 5 milyon TL’ye ulaştığı gelen bilgiler arasında.

    Yönetim eski kaptanına olan borcu eritmek için kaynak arayışını sürdürürken, diğer futbolcu alacakları da kulübün üstünde büyük bir kambur oluşturuyor 2019-2020 ve 2020-2021 sezonlarında 57 maçta Denizlispor forması giyen Yumlu, 3 gol kaydetmişti.

  • Yapay kalp kapağı kırılan hasta Bursa’da şifa buldu

    Yapay kalp kapağı kırılan hasta Bursa’da şifa buldu

    Kalp rahatsızlığı nedeniyle daha önce operasyon geçiren ve kalbine yapay kalp kapağı takılan 20 yaşındaki Sibel Habip, ciddi nefes darlığı ve yürümekte güçlük çekince Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Demir tarafından yapılan tetkiklerde daha önce takılan yapay kalp kapağının deforme olarak, kalbin çıkışını neredeyse tamamen kapadığı fark edildi. Acil ameliyat kararı alan Prof. Dr. Demir, kasıktan anjiyo yöntemi ile hastaya yeni stent ve yapay kalp kapağı yerleştirme işlemini başarılı bir şekilde gerçekleştirdi. Operasyon sonrası bir gün yoğun bakımda kalan hasta Habip, sağlıklı bir şekilde taburcu edildi.

    Hastaya yapılan işlemlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Mehmet Demir, “Yaptığımız incelemelerde hastanın daha öncesinde kalbin akciğere çıkış kapağında hem yapay kapak konulduğu hem stent konulduğunu gördük. Bu konulan stendin kırıldığını, kapağın da kırılıp, katlanarak, deforme olduğunu ve kalbin çıkışını tamamen kapadığını fark ettik.  Kalp damar cerrrahi konseyi ile hastayı değerlendirdik ve anjiyo yöntemi ile burayı tamir etmeye karar verdik. Anjiyoda sağ kasıktan, toplardamardan girerek burayı geçtik. Önce bu bölgeyi balonla genişleterek, kan akışını tamamen sağladık. Akciğere kan akışı neredeyse tamamen durmuştu. Daha sonrasında bu bölgeyi stent ile tamir ettikten sonra stentin içine yeni bir yapay kalp kapağı yerleştirdik. Hastanın kliniği tamamen düzeldi. Kan akışı tamamen sağlandı. Herhangi bir kaçak oluşmadı” dedi.

    Bursa’da İlk Kez Gerçekleştirildi

    Hastanın bir gün yoğun bakımda kaldıktan sonra sağ salim taburcu ettiklerini vurgulayan Prof. Dr. Demir, “Bundan sonra normal yaşantısına akranları gibi devam edeceğini umuyoruz. Modern tıbbın getirdiği tüm imkânlara erişip, kullanabiliyor olmak hem bizler için hem hastalar için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu işlem ilimizde ilk defa gerçekleştirilen bir işlem. Türkiye’de de sayılı merkezlerde nadir uygulanan bir yöntemdir” şeklinde konuştu.

  • Doktorlardan “yapay zekayı durdurun” çağrısı

    Doktorlardan “yapay zekayı durdurun” çağrısı

    Silikon Vadisi’nde aralarında Elon Musk’un da bulunduğu teknoloji dünyasının önde gelen isimleri yapay zekanın gereken düzenlemeler yapılana kadar yapay zeka çalışmalarının durdurulması çağrışı yapmıştı. Benzer bir çağrı bu kez tıp dünyasından geldi.

    Yapay zeka, hastalıkların teşhisini iyileştirerek, hastaları tedavi etmenin daha iyi yollarını bularak ve bakımı daha fazla insana yayarak sağlık hizmetlerinde devrim yaratma potansiyeline sahip.

    Ancak BMJ Global Health dergisinde yazan İngiltere, ABD, Avustralya, Kosta Rika ve Malezya’dan sağlık uzmanlarına göre yapay zekanın gelişimi aynı zamanda olumsuz sağlık etkileri üretme potansiyeline de sahip.

    Tıp ve sağlık hizmetleriyle ilişkili riskler arasında “Yapay zeka hatalarının hastalara zarar verme potansiyeli, veri gizliliği ve güvenliği ile ilgili sorunlar ve yapay zekanın sosyal ve sağlık eşitsizliklerini daha da kötüleştirecek şekillerde kullanılması yer alıyor” dediler.

    Bir zarar örneğinin, daha koyu tenli hastalarda kan oksijen seviyelerini fazla tahmin eden ve hipoksilerinin yetersiz tedavisine neden olan yapay zeka güdümlü bir nabız oksimetrenin kullanılması olduğunu söylediler.

    Ancak yapay zekadan insan sağlığına ve hatta insan varlığına yönelik daha geniş, küresel tehditler konusunda da uyarıda bulundular.

    Yapay zeka, ölümcül otonom silahların kullanımı ve yapay zeka tabanlı sistemlerin çok sayıda işçiyi yerinden etmesi durumunda kitlesel işsizliğin ruh sağlığı üzerindeki etkileri yoluyla milyonlarca kişinin sağlığına zarar verebilir.

     

  • Darp edilen doktordan son dakika açıklaması

    Darp edilen doktordan son dakika açıklaması

    Bursa’da yaptığı başarılı kalp ameliyatları ile tıp literatürüne giren Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Biçer, geçtiğimiz yıl ameliyat ettiği bir hasta yakını tarafından annesinin ölümünden sorumlu tutularak silahla darp edildi. Tedavi sürecinin ardından gerçekleştirilen olay hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Murat Biçer, “Yaklaşık bir yıl önce yüksek riskli, sistemik lupus eritematozus nedeniyle böbrek yetmezliği gelişmiş diyaliz hastasını, iki kalp kapakçığında yetmezlik ve koroner arter hastalığı nedeni ile ameliyat ettim. Bu hastanın yakınları tarafından 02.05.2023 tarihinde saldırıya uğradım. Kalp ameliyatları veya diğer cerrahi girişimler her zaman ölüm dahil birçok riskleri taşımaktadır. Ek hastalıkları olan hastalar için bu risk daha fazladır. Hasta yakınlarının hastanın ölümü ve farklı diğer komplikasyonlarından dolayı yaşadığı psikolojik travmalar dahi bu tür şiddetin mazereti olamaz. Bu saldırı nedeni ile üzgün olmakla beraber bundan sonra da hastalarımı sağlıklarına kavuşturmak için insana ve tıp mesleğine olan saygım nedeni ile tüm gücümle çalışmaya devam edeceğim. Sağlık çalışanlarına şiddetin engellenmesi için gerekli kanunların düzenlenmesini, uygulanmasını ve tüm sivil kuruluşlarının kamu vicdanıyla hareket etmesini umuyorum. Bu süreç içerisinde desteklerini esirgemeyen başta meslektaşlarım, öğrencilerim, hasta yakınları, Tabipler Odası, Hekimsen ve diğer sağlık sendikalarına teşekkür ederim” dedi.

  • Kalp profesörüne silahlı saldırı

    Kalp profesörüne silahlı saldırı

    Olay önceki akşam saatlerinde merkez Nilüfer ilçesi Balat Mahallesi’ndeki bir rezidans yakınlarında meydana geldi.  38 yaşındaki Kamil S. bir yıl önce önce annesini ameliyat eden ve ölümden sorumlu tuttuğu kalp damar cerrahı Prof. Dr. Murat Biçer ile karşılaştı. Kamil S. annesinin ölümünde suçlu olduğunu öne sürdüğü doktoru yanında bulundurduğu tabancanın kabzası ile başından yaralayıp kaçtı. İhbar üzerine harekete geçen Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri Kamil S. ve bir arkadaşını gözaltına aldı. Hastanede tedavi altına alınan ve bir gece beyin cerrahi servisinde müşahade altında tutulan Murat Biçer ise taburcu edildi. Saldırı anı da AVM’deki bir işyerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.

    Literatüre girmişti

    Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Biçer, 2020 yılında genişliği normal değerin yaklaşık beş katına çıkan aort damarına yaptığı başarı ameliyatla tıp literatürüne girmişti. Solunum sıkıntısı yaşayan 77 yaşındaki kadının, Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Hastanesine başvurması üzerine, kadının normalde 3 santimetre civarında olması gereken aort damarının yaklaşık 15 santimetre olduğu belirlendi. Kalpten çıkan, vücuttaki en büyük damar aortun, tüm vücuda kanın yayılmasını sağlayan ana damar olması nedeniyle durumu hassasiyetle inceleyen Prof. Dr. Biçer, damarın her an yırtılma riski taşıması nedeniyle hastayı ameliyata aldı.

    Ameliyatta, damar çıkarılarak yerine sentetik bir damar yerleştirildi. Biçer, aynı bölümdeki Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Yüksel ve Dr. İrem İris Kan’la ameliyatla ilgili makale hazırladı. Makale uluslararası kardiyovasküler dergisi ”Brazilian Journal of Cardiovascular Surgery”de yayınlanarak, bugüne kadar bu genişlikte bir aort damara yapılmış ameliyat olarak tıp literatürüne girmişti.

    Sağlıkçılar açıklama yapacak

    Türk Sağlık Sen 2 Nolu Şube Başkanlığı bugün saldırıyı kınayacağını açıkladı. Sendikadan yapılan açıklamada, “Hastanemiz Kalp Damar Anabilim Dalı hocalarımızdan Prof Dr. Murat Biçer’e yapılan alçakça saldırıyı kınamak ve sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet olaylarına tepki göstermek için hastanemiz orta kapısı önünde sendikamız tarafından 12.30’da basın açıklaması yapılacaktır” denildi.

  • Bisikletli doktora çarpan şahıs tutuklandı

    Bisikletli doktora çarpan şahıs tutuklandı

    23 Nisan günü akşamüzeri Marmaris Karadere mevkiinde Marmaris Karayolu’nda araç sürücüsü T.K.’nın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu çarptığı bisiklet sürücüsü Doktor Kemal Özer tüm müdahalelere rağmen kurtarılmamıştı. T.K. olay günü çıkarıldığı adliyede adli kontrol ve yurtdışı çıkış yasağı ile salıverilmişti.

    Marmaris 1 no’lu Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan Doktor Kemal Özer’in ailesinin avukatlarının yaptıkları itirazlar sonucu, Muğla İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube ekipleri tarafından alınarak Marmaris’e getirilen T.K. tekrar hakim karşısına çıkarıldı. Trafik kazası sonucu ölüme sebebiyet verme suçu ile tutuklu yargılanmak üzere cezaevine sevk edildiği bilgisine ulaşıldı.

  • Diyabet ve ilaç kullanımını sonlandıran tedavi

    Diyabet ve ilaç kullanımını sonlandıran tedavi

    Son yılların en sık görülen hastalıklarından biri olan Tip 2 diyabete karşı kesin çözümün diyabet cerrahisiyle sağlanabildiğini ifade eden Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Kağan Katar, ameliyat sonrasında hastaların şeker hastalığı ve şekere bağlı ilaç kullanımından tamamen kurtulmasının mümkün olduğunu kaydetti.
    Günümüz şartlarında birçok nedene bağlı olarak gelişen ve gitgide görülme sıklığı artan diyabet hastalığından cerrahi tedavi yönetmeleriyle kurtulmak mümkün. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Kağan Katar, vücudun insüline karşı duyarsızlaşması sonucu ortaya çıkan Tip 2 diyabet için uyguladıkları metabolik cerrahilerle vücudu insüline karşı duyarlı hale getirerek, Tip 2 diyabeti ortadan kaldırabildiklerini ifade etti.

    Ameliyat sonrası ilaç kullanımına son

    Ameliyatın hastaların birçoğunda faydalı olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Kağan Katar, “Hastalarımızın büyük çoğunluğunda bu ameliyat türlerinden sonra hemen ertesi gün kullandığı ilaçları kesiyoruz. Ameliyat sonrası hastaların kan şekeri seviyelerinden belirgin bir düzelme meydana geliyor” dedi.
    Ameliyat öncesi iyi bir araştırma şart
    Diyabet cerrahisinde hedef kitlenin Tip 2 diyabet hastaları olduğunun altını çizen Doç. Dr. Mehmet Kağan Katar, ilaç kullanımına rağmen normal bir kan şekeri seviyesini yakalayamayan hastalara tedaviyi önerdiklerini söyleyerek, “Diyabet cerrahisi Tip 2 diyabet hastalarına uygulanır. 18 yaş üzeri hasta grubu bizim için ameliyat edilebilir gruptur. Ancak hastanın sadece Tip 2 diyabet hastası olması ya da 18 yaşın üzerinde olması bizim için yeterli bir gerekçe değildir. Hastanın kaç yıldır diyabet hastası olduğu, hangi ilaçları kullandığı, ne kadar süre kullandığı, kan şekeri seviyeleri ve insülin rezervi bizim için çok önemlidir. Hastalarda ameliyat öncesi iyi bir araştırma yapmak gerekir” diye konuştu.
    Diyabet hastalığı büyük oranda ortadan kalkıyor
    Tip 2 diyabet cerrahisinin çok fazla bilinen bir ameliyat çeşidi olmadığını ancak son zamanlarda hastalar arasında bilinirliğinin artmasıyla ameliyat uygulama sıklığının artmaya başladığını aktaran Katar, “ Ameliyatların çok verimli olduğunu, hastaların ameliyattan sonra çok fayda gördüğünü ve diyabet hastalığının büyük oranda ortadan kalktığını söyleyebiliriz.
    Bununla birlikte Tip 2 diyabet cerrahisinde tek bir cerrahi çeşit uygulamıyoruz. Metabolik cerrahi adı altında 4-5 çeşit ameliyat var. Bu ameliyatlardan sonra tokluk hormonlarını hızlı bir şeklide devreye sokuyoruz. Böylece insülin direnci ortadan kalkıyor ve Tip 2 diyabet hastalığını ortadan kaldırıyor” şeklinde konuştu.

  • Doktorlar hastalarına eğitim verdi

    Doktorlar hastalarına eğitim verdi

    Hastane konferans salonunda gerçekleştirilen eğitimde konuşan Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Salih Metin, hastane bünyesinde uzun yıllardır MS, migren, inme, parkinson, demans gibi birçok spesifik alanda hizmet verildiğine dikkat çekti. 2018 yılından beri hareket bozuklukları polikliniği yapıldığını ve bu poliklinikte Parkinson hastalarının yakından takip edildiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Metin, “İlaç tedavisi dışında ihtiyaç halinde ileri evre tedavileri; beyin pili, Duo, Dopa tedavisi, apo-morfin tedavisi gibi uygulamalar da hastanemiz bünyesinde yapılmaktadır” dedi.

    Eğitimde ayrıca Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli Nöroloji Uzmanları Doç. Dr. Nilüfer Büyükkoyuncu Pekel, Doç. Dr. Demet Yıldız, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Selahattin Biçer ile Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Meliha Kasapoğlu Aksoy tarafından; Parkinson hastalığının klinik özellikleri, hastalıkta doğru beslenme, fizik tedavi ve rehabilitasyon ile beyin pili ameliyatları hakkında katılımcılara çeşitli bilgiler aktardı.

  • ‘Öksürüktür geçer’ demeyin

    ‘Öksürüktür geçer’ demeyin

    Akciğerleri rahatsız eden mukus ve yabancı maddeleri dışarıya atmanın temel yöntemi olan öksürüğün faydalı olduğunu belirten  Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, yetişkinlerde sekiz, çocuklarda ise dört haftadan uzun süren öksürüğe kronik öksürük denildiğini ve bu durumda doktora başvurmak gerektiğini söyledi.

    Kronik öksürüğün bir hastalık değil, bir sağlık sorununun habercisi olan semptom olduğunun altını çizen Dr. Cengiz, öksürüğün şiddetine bağlı olarak kaburga kırıklarına bile yol açabileceğine dikkat çekti. Cengiz, “Kronik öksürüğe eşlik eden belirtileri, burun tıkanıklığı, geniz akıntısı, balgam çıkarma, hırıltılı solunum, sık geniz temizleme ihtiyacı, nefes darlığı, ses kısıklığı, mide ekşimesi ve ağızda asit tadı, boğaz ağrısı, nadiren öksürükle beraber kan tükürme, göğüste yanma hissi ve boğaz ağrısı” olarak sıraladı.

    “Üç hafta sigara içiminden sonra kronik öksürük başlar”

    Kronik öksürük sebeplerinin başında sigara kullanmak veya dumanına maruz kalmak geldiğini belirten Dr. Cengiz, “Genellikle üç haftalık sigara içiminden sonra içicilerde kronik öksürük başlar. Sigaranın öksürüğe sebep olmasının nedeni kimyasal tahriştir. Ancak kronik sigara içicilerinde kronik bronşit, zatürre, amfizem, bronşektazi, KOAH ve hatta akciğer kanseri gelişebilir ve bu durumlar da kronik öksürüğe sebep olur. Bu sebeple sigara içenlerde öksürük endişe kaynağıdır. Sigara dışında ise toz ve alerjenlerin yol açtığı postnazal akıntı sendromu, astım, kronik bronşit, gastroözefagial reflü, zatürre, tansiyon ilaçları, alerjiler, özellikle çocuk ve yatalak hastalarda boğaza ve akciğere kaçan yiyecek ve içecek parçaları, bronşektazi, küçük bebeklerde çok rastlanan bronşiolit, kistik fibroz, kalp hastalıkları, akciğer kanseri gibi hastalıklar öksürüğe sebebiyet verebilir” diye konuştu.

    “Öksürükle birlikte ateş, uykusuzluk ve kilo kaybı varsa dikkat”

    Sekiz haftadan uzun süren öksürüğün hekim için de dikkat gerektirdiğini vurgulayan Dr. Cengiz, fizik muayenenin ardından teşhis için röntgen, bilgisayarlı tomografi, akciğer fonksiyon testleri, bronkoskopi, rinoskopi, asit reflü testleri, endoskopi ile balgam kültürü
    istenilebileceğini dile getirdi. Kronik öksürükle beraber 38 derecenin üzerinde ateş, kan tükürme, göğüs ağrısı, nefes darlığı, yatakta düz uyuyamamak, çok fazla balgam çıkarmak, aşırı yorgunluk, iştah ve kilo kaybı ile gece terlemelerinin olması halinde doktor muayenesini ihmal etmemek gerektiğini söyledi.

    “Tedavi, öksürüğün nedenine bağlı olarak değişir”

    Kronik öksürüğü tedavi edebilmek için altta yatan nedeni bulmak gerektiğine işaret eden Dr. Cengiz şunları ifade etti:
    “Sigara kullanıyorsanız bırakmanız gerekir. Yüksek tansiyon ilacı öksürüğe neden oluyorsa hekiminiz ilacınızı değiştirebilir. Kalp hastalığından kaynaklanıyorsa kalp kasını güçlendirici ilaçlar verilir. Tanı astım ise bronkodilatatör ve kortikosteroidler kullanılır. Bu ilaçlar daralmış olan hava yollarını gevşeterek daha rahat nefes almanızı sağlar. Astım tanısı eski olan bir hastada ilaçların dozunu artırmak gerekebilir.

    Astım hastalarında atakların sıklığını ve şiddetini azaltmak önemlidir. Sinüzitli hastalar dekonjestan ilaçlar ve burun açıcı toniklerle tedavi edilebilir. Bazen sinüzitli bir hasta için antibiyotik gerekebilir. Saman nezlesi hastalarında burundan kullanılan kortizonlu ilaçlar ve anti alerjik tedaviler vardır. Kronik bronşit ve zatürre gibi durumlarda antibiyotiklere ihtiyaç olabilir. Eğer neden reflü ise mide asidini azaltan ve reflüyü önleyen ilaçlar kullanılabilir. KOAH tedavisinde bronş genişletici ilaçlar ve steroidler kullanılır. Akciğerlere yabancı cisim kaçmışsa bu cisim bronkoskopi yoluyla çıkarılır ve uygun antibiyotikler verilir. Hekiminiz tedavi sürerken sizin konforunuzu sağlamak için öksürük şurubu da verebilir. Tanı akciğer kanseri ise tedavide cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi birlikte kullanılır. Tedavinin şeklini hastalığın evresi belirler.”

    “Bol su için, sigara içmeyin, toz ve dumandan uzak durun”

    Dr. Cengiz, hekim muayenesine paralel olarak kronik öksürük sorunu yaşayan her hastanın uygulayabileceği yöntemleri ise şöyle sıraladı:
    “Bol ılık su için. Günde en az 8 bardak su tüketin. Çay ve kahve su yerine geçmez. Bol su balgamı daha gevşek hale getirir ve rahatça atılmasını sağlar. Bitki çayları, et ve tavuk suyuna çorbalar boğazınızdaki tahrişi giderir. Sigarayı ve sigara dumanı solumayı bırakın. Evinizdeki tozu, aşırı nemi ve küfü uzaklaştırın.

    Burnunuzu açık tutmak için deniz suyu kullanın. Asit reflünüz varsa yatmadan 2-3 saat önce yemek yemeyi bırakın. Aşırı yağlı yiyecekler tüketmeyin. Evinizdeki havayı nemlendirin. Kuru öksürüğünüz varsa bir buhar aleti kullanabilirsiniz. Ancak cihaz filtresinin temizliğine dikkat edin. Bol meyve yiyin. Meyvelerde bulunan liflerin öksürüğü azaltıcı etkisi vardır. Bol bal tüketin. Ballı çaylar için. Boğazınızdaki tahrişi gidermek için tuzlu su ile gargara yapın. Toz, duman ve hava kirleticilerden uzak durun. Boğazınızı yumuşatmak için boğaz pastili kullanabilirsiniz. Daha rahat nefes almanızı sağlıyorsa yastığınızı yükseltin.”