Etiket: dolandırıcı

  • Ünlülerin sesiyle ünlüleri dolandırdılar

    Ünlülerin sesiyle ünlüleri dolandırdılar

    İzmir Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, kentte birçok otelin resepsiyonunu arayarak kendilerini otel sahibi olarak tanıtan ve otelin tadilatı için acil para lazım olduğunu söyleyerek toplam 47 çalışanın 15 milyon TL dolandırıldığı bilgisini aldı.

    Vatandaşların da şikayeti üzerine harekete geçen polis, olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı. Yapılan teknik ve fiziki takip sonucunda, 11 şüpheli farklı adreslerde gözaltına alındı.

    Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda, 22 bin TL nakit para, telefon, sim kart, 1 ruhsatsız tabanca ve 1 ruhsatsız av tüfeği ele geçirildi. Şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkartılan 11 şüpheliden 6’sı adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, 5 şüpheli ise tutuklandı.

    ÜNLÜLERİ DE DOLANDIRMIŞLAR

    Çetenin Doğukan Manço ve Erhan Güleryüz’ün sesini kullanarak ünlüleri de dolandırdığı ortaya çıktı. Sabah’ın haberine göre, çete üyeleri Demet Akalın ve Beyazıt Öztürk gibi isimleri arayarak para istedi.

    Kurtalan Ekspres’in üyesi Ahmet Güvenç’in de “Abi ben Doğukan, evden ayrıldım, acil paraya ihtiyacım var” diyerek dolandırıldığı anlaşıldı. Güvenç, Doğukan Manço sandığı dolandırıcıya bin lira gönderdi.

  • Tokatlı’dan tokatçıya tokat gibi cevap

    Tokatlı’dan tokatçıya tokat gibi cevap

    Tokat’ta kombi tamiratı yaparak geçimini sağlayan Kadir Yazar, arkadaşını arayan ve dolandırıcı olarak düşündüğü kişilere verdiği cevapla dolandırıcıyı bile şaşkına çevirdi. Tokat’ta yaşayan Oğuzhan Doğan, WhatsApp üzerinden hukuk bürosundan aradıklarını belirten bir kişi tarafından, bir web sitesine üyeliği bozduğu için 3 bin 500 lira ödemesi gerektiği aksi halde hakkında hukuki süreç başlatılacağı belirtildi. Herhangi bir siteye üye olmadığını belirten Doğan, talep edilen para karşısında şaşkına döndü.
    Yazar, durumu fark etmesi üzerine arkadaşını dolandırıcı olabileceklerine dair uyardı. Arkadaşını arayan kişilerle görüşen Kadir Yazar, dolandırıcı olarak düşündüğü kişilere “Bu ailenin dolandırıcısı benim” diyerek tepki gösterdi.

    “3 bin 500 lira para talep ettiler”

    Herhangi bir siteye üye olmadığını ancak site üyeliğinden dolayı kendisinden para talep edildiğini belirten Oğuzhan Doğan, “Beni ilk aradıklarında bir siteye üye olduğumu söylediler, iptal ettiğim içinde 3 bin 500 lira para talep ettiler. Ben böyle şeylere üye olmam, onay mesajı gibi şeyler geliyor. Ben de böyle şeylerden uzak dururum. İlk önce normal telefon ettiler bana, ardından bana WhatsApp üzerinden IBAN attılar. En son WhatsApp’tan aradılar, onlarla kadir arkadaşım konuştu. O konuşunca dolandırıcı olduklarını anladım. Kadir konuştuktan sonra daha da aramadılar. Kadir arkadaşım mizah maksadıyla öyle dedi ve karşıdaki kişiler uğraşamayacaklarını anlayınca telefonu kapattılar” dedi.

    “Arkadaşımın da morali düzelsin diye böyle bir espri yaptım”

    Arkadaşını arayanların 3 bin 500 lira para talep ettiğini belirten Kadir Yazar, “Arkadaşım, dükkanımın önünden geçiyordu, nereye gittiğini sordum. Kendisi bana para bulması gerektiğini söyledi. Sabah saatlerinde bir hukuk bürosundan aradıklarını ve 3 bin 500 lira borcu olduğunu, ödemezse icralık olacağını söyledi. Nereden aradıklarını sorduğumda WhatsApp üzerinden aradıklarını söyledi. Bunu duyunca dedim ‘Sakin ol, böyle bir şey olamaz çünkü seni WhatsApp üzerinden aramazlar’. Arkadaşımı dükkanıma davet ettim, içeri geldi. WhatsApp’tan numarayı geri aradık ve arkadaşıma ‘Sen sesini çıkarma ben arayacağım’ dedim. Bunların konuşmalarına dayanarak dolandırıcı olduğunu anladım. Mizahlı bir şekilde konuştum, onların dolandırıcı olduğunu ve arkadaşımı dolandırmaya çalıştıklarını hissetim. Arkadaşımın da morali düzelsin diye böyle bir espri yaptım. Kendileri de dolandırıcı olduklarını kabul etti, bu şekilde dolandırıcı olduklarını ortaya çıkardım” şeklinde konuş

  • Şanlıurfa’da telefon dolandırıcılığı operasyonu

    Şanlıurfa’da telefon dolandırıcılığı operasyonu

    Kahramanmaraş’ta ikamet eden O.K. isimli vatandaş, kendisini hakim ve savcı olarak tanıtan kimliği belirsiz kişi ve kişiler tarafından telefonla aranarak terör örgütlerine finansman sağladığı gerekçesiyle kendisinden para talep edildi. O.K. Kahramanmaraş’tan Şanlıurfa’ya gelerek burada tanımadığı iki erkek ve bir kadına 58 bin 400 TL, 52 adet cumhuriyet altını, 29 adet gram altın, 3 adet çeyrek altın olmak üzere toplamda 750 bin TL değerinde nakit ve ziynet eşyasını teslim ettiğini bildirdi. O.K., şüpheli şahıslara bir daha ulaşamaması üzerine dolandırıldığını anlayarak jandarma ekiplerinden yardım istedi. Şanlıurfa İl Jandarma Komutanlığına bağlı Eyyübiye İlçe Jandarma Komutanlığı ve Jandarma Suç Araştırma Timleri (JASAT), faillerin tespiti ve yakalanması için çalışma başlattı. Ekipler, şüphelileri kısa sürede tespit ederek araçlarını takibe aldı. Şüphelilerin durdurulan aracında yapılan aramalarda, dolandırdıkları vatandaştan aldıkları tüm para ve altınlar ele geçirildi. Aramalarda ayrıca ruhsatsız tabanca ile farklı miktarlarda esrar ve metamfetamin maddesi de ele geçirildi.
    Yakalanan şüpheli K.Ç., S.A. ve R.Ç. gözaltına alındı. Ele geçirilen altın ve paralar sahibine teslim edildi.
    Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

  • Bungalov dolandırıcılığında çığır açtılar

    Bungalov dolandırıcılığında çığır açtılar

    Son zamanlarda artan bungalov çılgınlığı, dolandırıcıların fırsatçılığı ile insanların mağdur olmasına sebep olabiliyor. Dolandırıcılar, seyahat acentelerinin belge numarası ve firma isimlerini kullanarak sosyal medya üzerinden açtıkları hesaplar üzerinden insanları mağdur etmeye başladı. Dolandırıcılar, Sakarya’nın Serdivan ilçesinde Onur Tan’a ait seyahat acentesinin bilgilerini kullanarak birçok kişiyi mağdur etti. Dolandırılan kişilerin kendisini araması üzerine durumu öğrenen Tan, daha fazla vatandaşın dolandırıcıların tuzağına düşmemesi için uyarıda bulundu. Defalarca şikayet edilmesine rağmen sayfanın kapanmadığını da söyleyen Onur Tan, yetkililerin duruma çözüm bulmasını istedi.

    “İnsanlar mağdur olduklarıyla kalıyor”

    Seyahat acentesi sahibi ve TÜRSAB Doğu Marmara Bölge Temsil Kurulu Üyesi Onur Tan, “Dolandırıcılar Instagram’da seyahat acentelerinin belge numarasını ve firma isimlerini kullanarak sayfalar açıyorlar. Güven kazanmak açısından da seyahat acentelerinin bağlı olduğu birlikleri etiketliyorlar biyografi kısımlarına. İnsanlar bu şekilde güveniyor ve mesaj atıyorlar. Fiyatları da normalde gecelik 5 bin liraysa 2 bin 500 lira, 3 bin lira gibi fiyatlar belirledikleri için insanlar da buna inanıyor. Uygun fiyat görünce de rezervasyon yaptırmak istiyorlar. Rezervasyon yaptırdıktan sonra insanları engelleyerek kayıplara karışıyorlar. İnsanlar mağdur olduklarıyla kalıyor” dedi.

    “Hala aktif ve insanları dolandırmaya devam ediyor”

    Ofis telefonlarının sürekli çaldığını aktaran Tan, “Pazartesi günü ofisimizin telefonları çalmaya başladı. Bungalov kiralamakla alakalı talepler geldi. Biz ilk başta anlam veremedik. Sonra bir beyefendi bize bir sayfa ismi söyledi. ‘Ben bu sayfayı Instagram’da gördüm, size mi ait?’ diye sorunca biz de ‘Bizim öyle bir sayfamız yok’ dedik ve anladık ki bir dolandırıcı bizim belge numaramızı ve firmamızın ismini kullanarak insanları dolandırmaya başlamış. Daha sonra baktığımızda sayfayı bulduk. Defalarca şikayet etmemize rağmen sayfa şu anda kapanmadı. Hala aktif ve insanları dolandırmaya devam ediyor. Dolandırıcılarla WhatsApp üzerinden sanki biz müşteriymişiz gibi irtibata geçtik. Gayet rahatlar, hatta ofislerinin nerede olduklarını sordum, ‘Serdivan’da’ dediler. Konum istedim, bizim ofisimizin konumunu attılar. Ödemeyi ofiste yapabileceğimizi söylediler. Sonrasında bizim onları denemek amaçlı yazdığımızı anlayınca zaten biraz hakaret edip engellediler” diye konuştu.

    “Şahıs hesaplarına para göndermesinler”
    Dolandırıcılığa karşı vatandaşları uyaran Onur Tan, “Vatandaşlara söyleyebileceğim tek şey şu; Instagram’da görmüş oldukları bungalov sayfalarını önce biyografi kısmında yazan belge numaralarını TÜRSAB üye acenteler kısmına yazıp, seyahat acentelerinin iletişim numaralarına ulaşabilirler. Orada yazan iletişim numaraları gerçek seyahat acentelerinin iletişim numaralarıdır. O numaraları arayıp teyit edebilirler. İkinci söyleyeceğim şey şahıs hesaplarına para göndermesinler. Hiçbir seyahat acentesi, hiçbir rezervasyon için şahıs hesabına para istemez. Firma hesabına para ister. Ve insanlar ilk dediğim, üye acenteler kısmından belge numarasıyla sorgulama yapmadan hiçbir yere ödeme yapmasınlar” şeklinde konuştu.

    “Bir an önce sayfanın kapanmasını istiyoruz”

    Konuya ilişkin gerekli yetkili birimlere başvuru ve şikayet dilekçelerini de verdiklerini aktaran Tan, “Şu ana kadar ofisimizi arayan kişi sayısı sekiz. Bunun haricinde ofisimize ulaşmayan dolandırılmış vatandaşlarımız da olabilir. 8 kişi için rakamlar toplam 60-70 bin liraya kadar ulaşıyor. Dolandırılmadan ulaşanlar da oluyor. Belge numarasını parayı yatırmadan yazıp bize ulaşanlar da oluyor. Biz bununla alakalı gerekli yetkili birimlere başvurularımızı ve şikayet dilekçelerimizi verdik, sonuçlarını bekliyoruz. Bir an önce sayfanın kapanmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Dolandırdıkları vatandaşı tehdit etmişler”

    Dolandırıldıktan sonra başka insanların da bu tuzağa düşmesini engellemek adına harekete geçen bir vatandaşın dolandırıcılar tarafından tehdit edildiğini ifade eden Onur Tan, “Dolandırılan bir vatandaşımız bize ulaştı. Bu durumla alakalı bir sayfa açmış, başka insanlar da dolandırılmasın diye. O sayfanın isminin sonuna ‘dolandırıcıdır, sahtedir’ diye ekleyip bir sayfa açmış ki insanlar görsün diye. Dolandırıcılar vatandaşa ulaşmışlar, ‘Bu sayfayı açan sen misin, senin başına ne kadar büyük bir bela aldığından haberin yok. Evini ocağını söndüreceksin. Banka hesaplarını kopyalayacağım ve insanlara onları göndereceğim. Yakalanınca suçu sana atacağım’ diye insanları hem dolandırıyorlar hem de üstüne tehdit ediyorlar. Dolandırılan vatandaşımız da korkudan gidip banka hesaplarını kapattırmış başına daha büyük bir şey gelmesin diye” dedi.

  • Bursa’da dolandırılmaktan son anda kurtuldu

    Bursa’da dolandırılmaktan son anda kurtuldu

    Olay Orhangazi’de öğle saatlerinde meydana geldi.Kendisini avukat olarak arayan bir şahıs, Yaşar T. (73) isimli yaşlı adamın ilaç siparişi verdiğini ve kargosunu almayıp geri iade ettiğini ve kendilerinin zarara uğratıldığını belirterek, verecekleri hesaba 156 bin TL yatırmalarını istedi. Kendisini avukat olarak tanıtan şahıs yaşlı adamın parayı bugün ödemesi halinde 50 bin TL olarak tahsil edebileceklerini söyleyince yaşlı adam panikle banka şubesine koştu.

    Görevliler ikna edemedi polis ekipleri ikna etti

    Öğlen paydosunda panikle bankaya gelen Yaşar T.’nin durumundan şüphelenen banka görevlileri yaşlı adamla konuştuklarında adamın dolandırılmak üzere olduğunu anladı ve kendisini ikna etmeye çalıştı. Yaşlı adam ısrarla parayı yatırmak istediğini belirtince banka görevlileri durumu polis ekiplerine bildirdi. Orhangazi Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı devriye ekipleri bankaya gelerek yaşlı adamla konuşup arayanların dolandırıcı olduklarını ifade edip şahsı ikna etti.
    Yaşar T ve eşi daha sonra ifade vermek üzere Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

  • 1,5 milyon liralık dolandırıcılık vurgunu

    1,5 milyon liralık dolandırıcılık vurgunu

    Antalya Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde nitelikli dolandırıcılık olaylarıyla ilgili inceleme başlatıldı. Yapılan çalışmalarda çoğunlukla yabancı şahıslarla sosyal medya platformlarından ve bir mesaj uygulamasında oluşturulan gruplar üzerinden iletişime geçerek ev kiralama ve değerinden fazla döviz bozdurma vaadiyle 6 yabancı ülke vatandaşının toplamda 250 bin TL dolandıran M.A., il dışında ikamet eden bir şahsın Muratpaşa ilçesinde bulunan dairesini bilgisi dışında internet üzerinden satılık ilanı verip, daireye müşteri olan yabancı uyruklu şahıstan 266 bin TL kaparo bedeli alan ve kendisini dairenin sahibi, emlakçı ve aracı olarak tanıtan H.T., G.T. ve R.Y. isimli şüpheliler yakalandı.

    Operasyonların devamında bir internet sitesine satılık ilanı veren aracın sahibi ile görüşüp pazarlık yaptıktan sonra kaparo bedeli göndererek ilandan kaldırtıp, aynı aracı daha düşük miktarda ilana koyup araca müşteri olan şahsı notere yönlendirerek 450 bin TL dolandıran S.Ç. isimli şüpheli ile, 2023 yılı içerisinde farklı tarihlerde ilimiz merkezinde internet üzerinden ses sistemleri satılık ilanı veren vatandaşlarla iletişim kurup güvenlerini kazandıktan sonra bu ürünleri adresine teslim ettirip ürün bedellerini değişik bahanelerle ödemeyerek toplamda 5 ayrı olayda 7 farklı müştekiden 571 bin 550 TL değerindeki malzemeleri alarak dolandırdığı tespit edilen ve “Dolandırıcılık” ile “Güveni Kötüye Kullanma” suçlarından 17 ayrı aranması, 13 yıl 7 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan şüpheli M.M. yakalandı.
    Toplamda 1 milyon 537 bin 550 TL dolandırıcılık olaylarının şüphelileri hakkında “Nitelikli Dolandırıcılık” suçundan işlem yapılarak adli makamlara sevk edildi.

  • SPK, telefonla dolandırıcılığa karşı uyardı

    SPK, telefonla dolandırıcılığa karşı uyardı

    Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), telefonla yapılan dolandırıcılıklara karşı uyarıda bulundu. Kuruldan yapılan yazılı açıklamada, “Son dönemde kurulumuza ulaşan yatırımcı telefonları üzerine, kendisini Sermaye Piyasası Kurulu veya diğer bir kurum çalışanı yahut arabulucu ya da vekil olarak tanıtan ve kurulumuz personelinin adını ya da farklı unvanları kullanan kişilerce, vatandaşlarımızdan, haklarında Kurulumuzca idari para cezası uygulandığı/uygulanacağı veya kumar borcu sebebiyle ve/veya Kurulumuzun arabuluculuk faaliyeti yürütmesi dolayısıyla para gönderilmesinin istendiği yönünde bilgi edinilmiştir” denildi.

    Açıklamada kurulun şahısları telefonla arayarak haklarında idari para cezası tesis edilmeden önce uzlaşma başvurusunda bulunup bulunmayacağının sorulması veya belirli IBAN numaralarına para gönderilmesini talep etme gibi bir uygulaması bulunmadığını vurgulanarak, dolandırıcılık kapsamında değerlendirilebilecek nitelikteki söz konusu faaliyette bulunanlara itibar edilmemesi gerektiği bildirildi.
    Açıklamada, “Kurulumuza ulaşan yatırımcı şikâyet ve başvurularından tespit edilebildiği kadarıyla söz konusu dolandırıcılık fiilinin icrasında kullanılan telefon numaraları ile ilgililer hakkında Kurulumuzca ivedilikle Cumhuriyet Başsavcılıkları nezdinde Türk Ceza Kanunu 157 ve devamı maddeleri uyarınca suç duyurusunda bulunulacaktır. Diğer yandan, söz konusu telefonla dolandırıcılık filleri nedeniyle mağdur olmuş kişilerin de suç duyurusunda bulunmalarının ve zararlarının tazmini hususunda her türlü yasal haklarını kullanmalarının mümkün olduğunun hatırlatılmasında fayda görülmektedir” ifadelerine yer verildi.

  • O dolandırıcılara 3 bin 660’ar yıla kadar hapis istemi

    O dolandırıcılara 3 bin 660’ar yıla kadar hapis istemi

    Kurban Bayramı’nda Bursa’nın Osmangazi ilçesi Demirtaş Mahallesi’nde faaliyet gösteren et restoranı işleten Enes Açıkgöz (31) ile babası Ali Açıkgöz (56), toplam bin 800 kişiyle anlaşıp kurban hissesi sattı. Kurban vekaleti alan işletme sahipleri, etlerin paketlenmiş kıyma ve vakumlanmış bütün et şeklinde teslim edileceğini ifade etti. Kesilen kurbanlıkların etleri, bayramın birinci gününden itibaren hak sahiplerine dağıtılmaya başlandı. Bayramın ikinci günü etlerini teslim almaya gelen kurban sahiplerinden bazılarıyla firma sahipleri arasında, etlerin bozuk olduğu ve dini usullere uygun kesilmediği iddiaları üzerine tartışma yaşandı.

    Mağdurlar toplanarak işletmenin önüne gitti ve polis, zabıta, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Ekiplerin incelemesinde, restoranın soğuk hava deposunda koli içerisinde paketlenmiş kıyma, kuşbaşı ve sucuk gibi ürünlerin üretim ve paketleme yeri ile fatura ve taşıma belgelerinin eksik olduğu anlaşılarak, deponun da ruhsatsız işletildiği tespit edildi. İncelemelerin ardından ekipler 3 ton 800 kilogram eti imha etti.

    Etlerin bozuk ve dini usullere göre kesilmediğini iddia eden hisse sahiplerinin şikayeti üzerine, işletme sahibi Enes Açıkgöz ve yanında yönetici olarak çalışan babası Ali Açıkgöz ile kız kardeşi M.A., polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Şüphelilerin, savunmalarında, “Biz, et restoranı işletiyoruz. Kurban Bayramı öncesi her biri yedişer kişiden oluşmak üzere toplam 980 kişiye, 7 bin 100 lira karşılığında et vermek için anlaşıp, onların vekaletlerini aldık. Bu kurbanları kesip hak sahiplerine paket halinde teslim ettik. Daha sonra yaklaşık bin kişiden gelen talep üzerine, Ankara’da bir şarküteri ile anlaşıp kendilerinden 22’şer kiloluk paketler halinde et istedik. Bize gelen bu etleri dağıtacağımız sırada hak sahipleriyle, ‘etler bozuk ve kurbanlık usule uygun kesilmedi’ diye tartışma yaşadık. Biz kimseyi dolandırmadık” dediği öğrenildi.
    111 kişinin şikayetiyle adliyeye çıkarılan baba ve oğlu, ‘Dini duyguları sömürerek dolandırıcılık’ suçundan çıkartıldıkları nöbetçi mahkemece tutuklandı. M.A. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. M.A.’nın, işlerin yoğun olduğu bayram öncesi dönemlerde İstanbul’dan gelip ailesine yardım için burada çalıştığı dile getirildi.

    İddianame 35 günde hazırlandı

    Soruşturma çerçevesinde, 111 olan şikayetçi sayısı 366’ya yükselirken, mağdur kişilerin maddi zararının yaklaşık 1 milyon 700 bin lira olduğu belirtildi. 2’si tutuklu 3 sanık hakkında yürütülen soruşturma 1 ayda tamamlandı. 35 günde hazırlanan ve Bursa 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede 366 kişi müşteki olarak yer aldı. İddianamedeki ifadesinde dağıtılan etlerin bayram öncesi kesilmiş hayvan etleri olmadığını belirten ve soğutulmuş şekildeki kıymaların ambalaj renginin, sosis, salam ürünlerine benzemesi nedeniyle müşteriler tarafından istenmediğini öne süren Enes Açıkgöz, hakkındaki suçlamaları reddetti. Babası Ali Açıkgöz de kesim için Ankara’nın Polatlı ilçesinde ismini hatırlamadığı bir işletmeyle anlaştıklarını, hayvanların bayramın birinci günü olan 28 Haziran’da kesildiği, farklı bir günde kesilmesinin ve başka hayvanlara ait olmasının mümkün olmadığını iddia etti.
    Ailesine yardım için İstanbul’dan gelen M.A. ise ifadesinde, “Geçen sene de yaklaşık 130 hayvan kesimi gerçekleşti. Bu hayvanlar iş yeri arkasındaki kesimhanede kesildi. Bu sene çok talep oldu. Bu sebeple bir kısmını kesimhanede, diğer kısmını ise Ankara Polatlı’da yaptırdık. Teslim edilen şoklanmış ürünlerin dış jelatinin salam batonuna benzemesi sebebiyle söz konusu olay meydana geldi. Kargaşa nedeniyle de soğuk zincir bozuldu” ifadelerini kullandı.

    2,6 milyon TL haksız kazanç

    İddianamede, inceleme neticesinde sanıkların işletmeleri bünyesinde yapabileceklerinin çok üzerinde talep toplayarak Kurban Bayramı nedeniyle kesilecek kurbanlık hayvanlar için hisse satışı gerçekleştirdikleri, bunun karşılığında herhangi bir canlı hayvan almadıkları ve kendi bünyelerinde veya başka bir yerde 28 ya da 29 Haziran’da bu hayvanları kestiklerine dair bir delil bulunmadığı tespitine yer verildi.
    Soruşturmada Ankara’daki bir çiftliği işleten bazı kişilerin, Ali Açıkgöz’ün, kendilerinden 22 ton kemiksiz et alacağını söylemesi üzerine, bu etleri hazırlayıp soğuk zincirle 24 Haziran’da göndermek için anlaştıklarını, bunun karşılığında 5 milyon 700 bin lira talep ettiklerini, 1 milyon lirasını elden aldıklarını, 1 milyon lirasının da karkas et bedeli olarak banka hesaplarına yatırıldığını, 2 milyon 200 bin lirasını bayramın ikinci günü, kalanını ise 1 ay sonrasında çek olarak verme vaadinde bulunduklarını ifade ettiği öğrenildi.
    Müşteki beyanlarıyla bu açıklamalar değerlendirildiğinde, şüphelilerin fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek kurban hisse satışı adı altında her bir davacıdan 7 bin 100 lirayı bir bölümünü elden, kalanının bir kısmını kredi kartı kullanılmak, bir kısmını da sanık Enes Açıkgöz’ün hesabına göndermek suretiyle, toplamda 2 milyon 598 bin 600 lira menfaat temin ettikleri de iddianamede yer aldı.
    İddianamede, sanıkların Kurban Bayramı nedeniyle birden çok kişiye hisse satışı yaptıkları ve söz konusu bedeller karşısında içeriği ve ne zaman kesildiği belli olmayan, bu nedenle göndericisinden ne zaman temin edildiği anlaşılamayan et ve et ürünlerini verip, müştekilerin dini duygularını istismar ettikleri yer aldı. İkisi tutuklu 3 sanık, ‘Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık’ suçundan, her 1 müştekiye yönelik eylemlerinden dolayı 10 yıla kadar olmak üzere, 3 bin 660’ar yıla kadar hapis ve adli para cezası istemiyle, Bursa 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak.

  • Saç bakımı dolandırıcılığı

    Saç bakımı dolandırıcılığı

    Avcılar’da kuaföre gelerek saatlerce bakım yaptıran bir kadın, bin TL ücreti ödemeden kaçtı. Kadın, işlem ücretini dükkan sahibinin banka hesabına göndereceğini söyleyerek kayıplara karıştı. Kadının bakım yaptırdığı ve hiçbir şey olmamış gibi dükkandan çıkarak gittiği anlar güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Olay geçtiğimiz hafta salı günü Avcılar Üniversite Mahallesi’nde bulunan bir kuaförde meydana geldi.

    İddiaya göre, kuaföre gelen bir kadın, uzun süren saç bakım işlemi sonrasında ücreti ödemeden dükkandan kaçtı. Yanında nakit para ve kredi kartı olmadığını söyleyen kadın, ücreti dükkan sahibinin banka hesabına atacağını söyledi. Dükkan sahibinden banka hesap numarasını alan ve kendi telefon numarasını bırakan kadın, o dakikadan sonra kayıplara karıştı. Kadının yaptırdığı tüm işlemler ve dükkandan ayrılışı dükkanın güvenlik kamerası tarafından kaydedildi.

    “Acelesi olduğunu ve çıkması gerektiğini söyledi”
    Dükkan sahibi Bekir Gök, yaşadığı mağduriyet hakkında şu ifadeleri kullandı: “Salonumuzu açalı henüz iki ay oldu. Bu hanımefendi bize iki hafta önce gelerek saçlarını açtırmak istediğini söylemişti. Saçlarına küçük bir test yaptık. Saçının yanacağını ve renginin açılmayacağını söyledik, o da kabul etti. Daha sonra bana geldi ve beni dinlemeyip Nişantaşı’nda saçını yaptırdığını söyledi. Saçının yandığını ve kötü olduğunu anlattı.

    Ben bakım ve makyaj yaptırmak istiyorum dedi. Önceki gelişinde işlemlerin ücretini ödemişti. Şimdi işlem bittiğinde bana, ‘Üzerimde nakit yok, banka hesabına göndersem olur mu?’ dedi. Ben de kabul ettim ve banka hesap numarasını verdim. Ardından acelesi olduğunu ve çıkması gerektiğini söyledi. Bu yüzden bir şey lazım olursa diye numarasını verdi. Sonrasında para gelmedi. Kaybımız çok büyük değil ama sonuçta hoş bir şey değil. Diğer meslektaşlarımı da bu konuda uyarıyorum.”

  • “Sattığım Seabob’u bana satmaya çalıştılar”

    “Sattığım Seabob’u bana satmaya çalıştılar”

    Olay, 23 Temmuz günü gerçekleşti. Antalya’da su spor araç ve aletleri satan bir firmada satış sorumlusu ve teknik servis personeli olarak çalışan Ender Aslan (33) ile Marmaris’ten bir kişi Seabob almak için irtibata geçti. WhatsApp uygulaması üzerinden görüşen taraflar, 580 bin TL’ye anlaştı. Karşı taraf, Cuma günü saat 17.04’de ödemeyi gerçekleştirdiğini belirtip, EFT’den dolayı ödemenin Pazartesi günü hesaba geçeceğini söyleyerek dekontu Aslan’a yolladı. Bunun üzerine Aslan, Pazar günü ürünü karşı tarafa yolladı. Pazartesi günü bankada herhangi bir ödeme göremeyen Aslan, bankaya gidip dekontu sorguladığında sahte olduğu bilgisini aldı. Ardından scooterın başka kişilere satıldığını da öğrenen Aslan, dolandırıldığı iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

    “2 bin TL’de fazla göndermiş”

    Mağdur olduğunu belirten Ender Aslan, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
    “Kızının doğum gününe Seabob (deniz scooterı) almak istediğini söyledi. Diğer müşterilere yardımcı olduğum gibi ona da yardımcı oldum. Beyefendiye konuşmasından ve kızının doğum günü olduğunu söylediğinden dolayı bir istisna gösterdik. Ürünün teslim ettik. Cuma günü ödemeyi yapıp dekontu göndereceğini söyledi. O gün geldiğinde saat 17.00’de EFT geçtiğine dair dekont gönderdi. İlk başta bankanın fatura sorduğu için ödemenin geçmediğini söyledi ama inanmadım. Yine de proforma fatura hazırladım. Pazar günü de o tarafa sevkiyatımız olduğu için biz ürünü güvenip teslim ettik. Pazartesi günü olduğunda ödemeyi göremeyince beyefendiyle iletişime geçtim. Çok özür dilediğini, ilgilenip halledeceğini söyledi. Bankayla iletişime geçtiğimde havuzda bir ödeme olmadığını öğrendim. KDV dahil 580 bin liraydı, dekontta hatta 2 bin TL fazlası vardı. Yanlışlıkla 2 bin TL fazla gönderdiğini söylemişti. Salı günü de ödeme gelmeyince ve paranın neden gelmediğini sorduğumda, ‘Şirketle sıkıntı yaşadım, bu parayı çıkaramayacağım ürününü geri göndereceğim, 3 saate orada’ dedi. Akşam saat 19.00’a kadar gelmeyince ertesi gün bankaya gittim. Dekontu bankaya gösterdiğimde onlar da sahte olduğunu anlayamadılar. Anca, dekontun hangi şubeden havale yapıldığına baktıklarında, gönderen bölümündeki şirketin olmadığını teyidini alınca dekontun sahte olduğunu anladık.”

    “Sattığım Seabob’u bana satmaya çalıştılar”

    Karşı tarafla iletişime geçmesine rağmen sonuç alamadığını belirten Aslan, “Ardından kendisiyle tekrar görüştüm, dolandırıcılık yaptığını söylediğimde beni mahkemeye vermekle tehdit etti. Kesinlikle ürünün çalıntı olmadığını söyledi. Her şey gayet normalmiş gibi konuştu benimle. İki gün sonrası başka bir su sporu tarafından ürünümün fotoğrafı geldi. Ürünümün başkasına satıldığını görmüş oldum. 320 bin TL’ye satmış. Bu ürünün o fiyata alınması imkansız. Garanti belgesi yok, sertifikası yok. Bu kişiler bana satmaya çalıştılar. İlk defa böyle bir problem yaşıyorum. Bundan sonra ödemeyi almadan ürünü teslim etmem” ifadelerini kullandı.

    “Suç duyurusunda bulunduk”

    Aslan’ın avukatı Şafak Baysal ise, özel belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından suç duyusunda bulunduklarını söyledi. Baysal, “Müvekkilimiz gelen bir dekonta güvenerek, ürününü teslim etmiş. Ama ortada gerçek bir dekont yok, para hiç yok. Burada hileli davranışlarla bu ürününün alınmaya çalışıldığı belli. Ayrıca ürün hemen satılarak el değiştirmiş durumda. Burada maksadın en başından dolandırıcılık faaliyeti amacıyla ürünü kişiden alıp iş yapmak olduğu belli. Müvekkilimle karşı taraf konuşuyor ve o kadar rahatlar ki, bu işte hiçbir sorun yaşamayacaklarına inanıyorlar. Hukukun onları koruyacaklarını sanıyorlar. Aslında tam tersi. Ortada müvekkilin iradesi dışında elinden çıkmış bir üründen bahsediyoruz. Ortada evet gerçek bir dekont olsa ya da aralarında şu tarihte parası verilecek bir sözleşme olsa ve verilmese hukuki ilişkiden bahsedebiliriz. Ama buradaki fotoğrafa baktığımızda kişiye dekont atılıyor, dekonta göre de paranın geldiğinden, daha sonra havuzda olduğunu, ardından da bakılıyor ki böyle bir hesap hiç yok. Oyalama gerçekleşiyor ve sonrasında bakıyoruz ki ürün el değiştirilmiş. O kişilerle de irtibata geçilince de son derece rahat bir şekilde ürünün alındığını ve herhangi bir sorun yok şeklinde davranışları oluyor. Böyle bir durumda üçüncü kişinin de suç konusu eşyayı aldığı da ortada. Bizim kanunumuz ‘iyi niyetli üçüncü kişiyi korur’ deriz. Belki de deriz ki; ‘kişi nereden bilebilir bu ürünün suç eşyası olabilir’ ama ortalama 600 bin bandında olan bir ürünü siz 300-350 bin bandında satabiliyorsanız, üstüne üstlük kişiler sizle temasa geçip biz dolandırıldık diyorsa, buna rağmen hala bizlik sıkıntı yok deniliyorsa, burada bir sorun olduğunu düşünüyoruz. Gerekli müracaatlarımızı yaparak suç duyurusunda bulunduk. Hukukun tecelli edeceğini düşünüyoruz” dedi.

    “Dekontu teyit edin”

    Ticaretle uğraşan vatandaşlara da uyarılarda bulunan Baysal, “Bir dekont gelirse bu dekontu teyit edin. Bankaya gidin sorun. Bunun teyidini almadan o dekonta göre işlem yaparsanız, böyle bir tabloya siz de katılabilirsiniz” ifadelerine yer verdi.