Etiket: dolandırıcılık

  • Yabancıların konut talebi, dolandırıcıları artırdı

    Yabancıların konut talebi, dolandırıcıları artırdı

    Turizm kenti Antalya, bu yılın ilk 4 ayında yabancılara yönelik konut satışında zirvedeki yerini korudu. Kentte Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında yabancılara 5 bin 201 konut satıldı. Kentte konutlara en çok Rus ve Ukraynalı vatandaşlar rağbet gösterdi. En çok tercih edilen ilçeler ise denize yakınlığı ile bilinen Konyaaltı ve Muratpaşa oldu. Antalya’nın yabancıya konut satışında Türkiye’de zirvede olması konutlardaki estetiği de değiştirdi. Yeni yapılan konutların havuz, otopark ve güvenliğinin olmasına dikkat edildi.

    “Nisan ayında yabancılara bin 24 konut satıldı”

    Konut satışında şu an için bir durgunluk olduğunu belirten Antalya Emlakçılar, Oto Galericileri, İş Takipçileri Odası Başkanı İsmail Çağlar, “Şu anda konut yok, seçimin sonucunun netleşmemesi de satışları etkiledi. Yabancılara yönelik de bir ikametgah sınırlaması geldiği için satışlar yüzde 20’ye yakın duştu. Nisan ayında yabancılara bin 24 konut satıldı. Herkes bütçesine göre ev almaya çalışıyor. En çok tercih edilen iki ilçe Konyaaltı ve Muratpaşa ilçesidir” dedi.

    “Ömür boyu kazandıkları kazançlarını çöpe atmasınlar”

    Konut satışında ikinci el konuta daha fazla rağbet gördüğünü belirten Çağlar, dolandırıcılık olaylarına karşı ise şöyle uyardı:
    “İlan sitelerine girerek ev alıp satıyorlar, ucuz alacağım derken dolandırılıyorlar. Ev alırken mutlaka ruhsat sahibi olup olmadıklarına baksınlar, ‘emlakçıyım’ diyenlerin maliye kaydının olup olmadığını sorsunlar. Yoksa alışveriş etmesinler, bugünlerde çok fazla dolandırıcılık var. ‘Başkanım biz dolandırıldık’, kime dolandırıldıklarını soruyorum, verdikleri isimlerin bende kaydı yok. Vatandaşlardan rica ediyorum lütfen ama lütfen ömür boyu kazandıkları kazançlarını çöpe atmasınlar. Alışveriş yaptığınız kişilerin kim olduğunu iyice öğrenin.”

    “Sahil bölgesinde artık konut yapılacak yer kalmadı”

    Konut satışında Antalya’nın önce çıkmasını değerlendiren Çağlar, “Antalya’mızın denizi, insanı, havası sıcaktır. Antalya bundan 2 yıl önce emekli şehriydi. Antalya’da kışın 30 dakikada karla buluşup kayak yapıyorsun, 30 dakika sonra da denize giriyorsun. Fiyatlar enflasyondan dolayı arttı, bir de arz talep meselesi var. Sahil bölgesinde artık konut yapılacak yer kalmadı. Bunun yanında Rusya-Ukrayna savaşının da etkisi oldu. Bunlar fiyatların artmasına neden oluyor. Bu konuda bir denetleme olması lazım, ben denetlemenin de olacağını biliyorum” diye konuştu.

    “Şu anda konutlar küçülmeye gidiyor”

    Konutta algının değiştiğini belirten Çağlar, “Yıllar önce 1+1 ev görünce garipserdik, şimdi her yer artık 1+1 oldu. Şu anda Antalya’da yapılan dairelerin yüzde 90’ı bu çizgide yapılıyor. Şu anda konutlar küçülmeye gidiyor. Her geçen gün teknoloji gelişiyor, konutların da mimari yapısı daha modern yapılıyor. Estetiğe daha bir önem verilir oldu. Bahçe düzenlemesine önem veriliyor” şeklinde konuştu.

    “Konfor alanlarımız güzelleşti, havuzundan otoparkına kadar bir detay var”

    Gayrimenkul Danışmanı Hatice Kargı ise şu açıklamalara yer verdi:
    “Konut satışlarında şu an bir durgunluk var. Yatırımcının beklediğini görüyoruz. Antalya’da yabancılara konut satışının artması konutların mimari estetiğini değiştirdi. Konfor alanlarımız güzelleşti, havuzundan otoparkına kadar bir detay var. Bunlara dikkat ediyorlar, kendi halkımızın da bu konforu istediğini görüyoruz. Alıcılar maliyetine değil konforuna bakıyor. Otopark, havuz ve güvenlik olup olmadığına çok dikkat ediyorlar. Konyaaltı ve Muratpaşa ilçesinde konut azlığının olmasından dolayı Kepez’de de ciddi bir yatırım var. Önümüz sezon yabancı yatırıcımız yine gelecektir.”

  • Dolandırıcıların yeni tuzağı

    Dolandırıcıların yeni tuzağı

    Kazakistan’da bu yıl 8’incisini düzenlenen Siber Güvenlik Hafta Sonu-META 2023’te uzman isimler, Orta Doğu, Türkiye ve Afrika (META) bölgesi ile dünya çapında dijital tehdit ortamındaki gelişmeleri paylaştı.

    Kaspersky Uzman Veri Bilimcisi Tushkanov, etkinlikte yaptığı açıklamada, deepfake ve ses taklit uygulamaları ile birçok dolandırıcılık faaliyeti gerçekleştirildiğini, bunların engellenmesi için çeşitli önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.

    Bu konuda özellikle şirketlerin önlem alması gerektiğini vurgulayan Tushkanov, “Sizi ses taklidi ile dolandırmak isteyenler olabilir. Büyük miktarlarda paralar, 100 bin dolar gibi, sadece bir telefon konuşması ile verilmemeli. Bu tarz tuzaklara düşmemek için çeşitli protokollerin olması lazım. Bunun yanında eğitim ve farkındalık da çok önemli. Deepfake ve ses taklitlerinin gerçek olduğunu bilirseniz sizi sahte ses ve görüntülerle kandırmaya çalışan insanlara ‘Bu konuları telefonda konuşmak istemiyorum. Bana kurumsal e-mail adresinizi verin” diyebilirsiniz.” şeklinde konuştu.

    BAZI DEEPFAKE UYGULAMALAR ANLAŞILAMIYOR

    Vladislav Tushkanov, deepfake videoların bir kısmının kolaylıkla tespit edilebileceğini aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Bazı deepfake videolarındaki kişiler hiç gözlerini kırpmıyor. Bunları kolaylıkla anlayabiliyoruz ancak çok iyi hazırlanmış bazı deepfake videolar da olabiliyor. Mesela, Tom Cruise’un yapılan deepfake videosu gerçekten çok profesyoneldi. Deepfake videoları yaratmak için geliştirilen teknoloji gelişiyor ama deepfake videoları teknolojisi de gelişiyor. Bu sebeple tamamen deepfake’yi tespit edebilen teknolojilere güvenmek çok da sağlıklı değil.”

    “İNTERNET ÜZERİNDEN HER GÜN 400 BİN YENİ KÖTÜ AMAÇLI DOSYA DAĞITILIYOR”

    Kaspersky Uzman Veri Bilimcisi Tushkanov, internet ortamında kontrol edilmesi ve doğrulanması imkansız derecede çok bilgi olduğuna dikkati çekerek, “İnternetteki bilgiler baz alınarak önemli bir karar almak tehlikelidir. Mutlaka bilgilerin önce kontrol edilmesi gerekiyor. İnternette gördüğünüz her şeye inanmamanız gerekiyor.” dedi.

    Makine öğrenmesinin siber saldırılarla mücadelede çok yardımcı bir rol üstlendiğine işaret eden Tushkanov, şunları kaydetti:

    “Her gün çok fazla oltalama gibi saldırılarla karşı karşıya kalıyoruz. İnternet üzerinden her gün 400 bin yeni kötü amaçlı dosya dağıtılıyor. Herhangi bir insan bu kadar fazla saldırı ile başa çıkamaz. ChatGPT’nin oltalama saldırılarını tespit edebildiği bir deney gerçekleştirdik. ChatGPT başarılı bir şekilde oltalama saldırısını keşfetti. Ancak ChatGPT’nin bazı hatalar yaptığını görebiliyoruz. Bu yüzden bu sistemlere tamamen güvenmesem de bir potansiyel taşıdıklarını düşünüyorum.”

    BİRLEŞİK KRALLIK’TA 243 BİN DOLARLIK DOLANDIRICILIK

    Ses taklit edebilen uygulamaların son yıllarda dolandırıcılık faaliyetlerinde de kullanılması endişelere neden oluyor.

    The Wall Street Journal’ın 2019’da ortaya çıkardığı dolandırıcılık vakası, “ses taklidi ile ilgili ilk büyük dolandırıcılık vakası olarak” biliniyor.

    Adı açıklanmayan ve merkezi Birleşik Krallık’ta bulunan bir enerji şirketinin CEO’su, patronu zannettiği kişinin telefonda verdiği talimat üzerine dolandırıcılara 243 bin dolar para transferi yaptı. CEO, telefonda patronu ile konuştuğunu zannediyordu. Dolandırıcılar ses taklit uygulaması aracılığıyla patronun sesini klonlamıştı.

  • Kooperatif dolandırıcılığı

    Kooperatif dolandırıcılığı

    Antalya’da yaşayan ve içerisinde yabancı uyruklu kişilerin de bulunduğu onlarca kişi geçen yıl Mayıs ayında piyasada değerinin altında bulunan evleri almak için kooperatif yetkilileriyle iletişim kurdu. Kooperatiften ev almak için talepte bulunan vatandaşları Kepez ilçesi Ünsal Mahallesi’nde bir inşaata yönlendirdi. Dairelerin ise 2 ay sonra teslim edileceği söylendi. Bunun üzerine birçok kişi yatırım yapmak için daireleri satın aldı.

    30 dairenin 200-300 kişiye satıldığı iddia edildi

    Evlerin satışı için de kişilere noter huzurunda kooperatif hissesi satışı yapıldı. Hisse satışıyla emlakçı tarafından yine noter huzurunda ‘ileriye dönük borcu yoktur’ yazılı evrak verildi. Aradan geçen 1 yıla rağmen evlerinin teslim edilmediğini ve inşaatta ilerleme olmadığını gören vatandaşlar şikayette bulundu. Yapılan incelemede inşaat alanında bulunan 30 dairenin 200-300 kişiye satıldığını iddia edildi. Dava sürecinin devam ettiği olayda bugün inşaat önüne gelen yaklaşık 15 kişi basın açıklaması yaparak kendilerine yardım edilmesini istedi.

    “1 yıl oldu ne daire teslim edildi, ne de bize bir şey diyen oldu”

    Daireyi geçen yıl Mayıs ayında emlakçıdan satın aldığını belirten Nurettin Ahmet, “Emekli oldum, kendime ait bir evde oturmak istedim. Bize buraya gelerek daireyi de gösterdiler. 1 yıl oldu ne daire teslim edildi, ne de bize bir şey diyen oldu. Ne zaman buraya gelsek müsait olmadıklarını söylüyorlar. Bu işin sonunun nereye gideceğini bilmiyorum. Birçok aile mağdur oldu. Bu insanlar kirada oturmaya devam ediyorlar. Biz ne yapılması gerekiyorsa yaptık. Bize 2-3 ay içerisinde biteceklerini söylediler. Aynı daireyi birden fazla kişiye satmışlar. Biz dolandırılırdık, hakkımızı istiyoruz. Yardım istiyoruz, şu an en az 7-8 bin TL kira veriyoruz. Biz 600 bin TL ödeme yaparak daireyi satın aldık. Parasını kendi elimle ödedim, bütün belgelerim elimde mevcuttur. Her gün yeni bir bahane üretiyorlar, çözüm istiyoruz” sözlerine yer verdi.

    “Adamlar bizi resmen dolandırdı, başkalarına da satmışlar”

    Bir başka mağdur Veli Alihanoğlu, “Mayıs sonu gibi daireyi kooperatiften aldım. Ağustos sonuna inşaatın biteceğini ve tapuların dağlatılacağını söylediler. Biz güvendik, mağdur olduk. Herkes 10 bin TL kirada oturmaya devam ediyor. Biz yardım istiyoruz, gerekli yerlere şikayetlerimizi yaptık. Kendi evimizde oturmak istiyoruz, tapularımız teslim edilmedi. Adamlar bizi resmen dolandırdı, başkalarına da satmışlar. Ben 500 bin TL’ye satın aldım” dedi.

    “Bize dairelerin Ağustos ayında teslim edeceklerini söylediler”

    Saniye İsmail ise, “Bize dairelerin Ağustos ayında teslim edeceklerini söylediler. Ama bizi mağdur ettiler, tapular verilmedi. Daireler daha bitmemiş, daire kanser hastası annem adına alınmıştı. Ben hakkımızın verilmesini istiyorum” açıklamasına yer verdi. Davanın süreci hakkında bilgi veren Avukat Erol Atasoy ise şu bilgileri verdi:

    “Burada 30 daire bulunuyor. Kooperatif yetkilileri 30 daireyi emlakçılar aracılığıyla 200-300 kişiye satmış. Hukuki süreç devam ediyor. Uzun sürecek gibi görünüyor. Kooperatif başkanının tutuklu olduğunu biliyorum. Bu kooperatifin başka illerde de dolandırıcılık olayı konuşuluyor. Dosyaya gizlilik kararı eklendi. Biz mağduriyetlerin giderilmesini istiyoruz.” Öte yandan, açıklamanın ardından inşaat alanına girerek evlerini kontrol etmek isteyen mağdurlar, görevli bekçi tarafından içeriye alınmadı. Bunun üzerine mağdur vatandaşlar bahçenin dışarısından evlerine bakmakla yetindi.

  • Akıl almaz dolandırıcılık hikayesi

    Akıl almaz dolandırıcılık hikayesi

    İddiaya göre, M.O. isimli kadın (47) ile C.A. (44) arkadaş oldu. Bu süre zarfında M.O.’nun kızı K.O. (30) ve oğlu S.B.O.’nun (21) telefonlarına özel numaralardan aramalar gelmeye başladı. Bunun üzerine C.A., M.O.’ya telefonlara koruma programı yükleyeceği yalanını söyledi. M.O.’yu kandıran C.A., telefonlara koruma programı yerine, casus yazılım programı yükledi. C.A., M.O.’ya komiser tanıdığının olduğunu da ifade ederek, özel aramaları yapan şahsın bulunduğunu söyledi. Özel aramaların kesilmesinden sonra güven kazanan sanık C.A., komiserin Amerika’da tedavi gördüğü yalanıyla, M.O.’dan para almaya başladı.

    “Üzerinizde büyü var”

    M.O. ile ailesine ait özel bilgileri casus yazılım programı aracılığıyla öğrenen C.A., müştekileri üzerlerinde büyü olduğuna ikna ettirdi. C.A., M.O.’dan büyünün bozulması için Messenger üzerinden sözde hoca olarak tanıttığı kişilerle mesajlaşmalarını istedi. Sahte hesaplar üzerinden farklı isimlerle kendini tanıtan C.A., M.O. ile K.O.’ya Messenger mesajlaşmalarında evde yaşanan ve yaşanacak olayları söyleyerek, üzerlerinde büyü olduğuna inandırdı. Bu süre zarfında M.O. ile K.O. C.A.’nın kontrolü altına girdi. M.O.; 9 bilezik, 35 cumhuriyet altını, 11 bin TL para, çeşitli miktarda Euro, dolar, 2 bilezik, 1 metre zincir ve birçok ziynet eşyasını sanığa verdi. Ayrıca K.O.’da 2 altın bilekliği, altın kolyesini ve bir miktar parasını C.A.’ya verdi.
    Ayrıca sanık, kullanmış olduğu sahte hesaplar üzerinden müştekilere, büyünün çözülmesi için kendisiyle cinsel ilişkiye girme hususunda mesajlar attı. Büyünün gerçek olduğuna inanan müştekiler sanıkla değişik zamanlarda birçok kez cinsel ilişkiye girdi. Bu anları kayıt alına alan sanık, cinsel birlikteliğin devamı hususunda müştekileri tehdit etti. Bunun üzerine M.O. ile kızı K.O. polis merkezine giderek şikayetçi oldu.

    5 ayrı suçtan dava açıldı

    Hakkında “İki ayrı nitelikli cinsel saldırı”, “Zincirleme kamu görevlileri ile ilişkisinden bahisle dini inanç ve duyguları aracı kılınması ve bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık”, “Zincirleme özel hayatın gizliliğini ihlal etmek”, “Zincirleme şantaj”, “Zincirleme bilişim sistemlerine hukuka aykırı olarak girme ve orada kalma” suçlarından dava açılan sanığın yargılanmasına devam edildi. Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya mağdur M.O., K.O., tanık S.B.O. ve taraf avukatları katıldı.

    “Sanık telefonlarımıza koruma ağı kuracağını söyledi”

    Duruşmada dinlenen M.O.’nun oğlu S.B.O. (21), “Sanığı annem aracılığıyla tanıdım. Diğer mağdur da kardeşim olur. O dönemlerde anneannemin hastalığı söz konusuydu. Sanık bu dönemde komiser bir tanıdığının olduğunu, miras davasında bize yardımcı olabileceğini söyledi. Telefonlarımıza gelen özel aramalar sonrasında sanık C.A. telefonlarımızı, koruma ağı kuracağını söyleyerek almıştı. Bu olaydan sonra Dilara Y. isimli bir kişi bize mesaj göndermeye başladı. Dilara Y., miras konusunda bize yardımcı olabileceğini, dayılarımın bizim aleyhimizde çalıştığını mesaj yoluyla söylüyordu. Telefonlarımızın dinlendiğini düşünüyordum. Zira telefonda arka planda çalışan uygulamalar mevcuttu” dedi.

    “Sanık benden, annemden ve ablamdan 5 tane boş imzalı kağıt aldı”

    S.B.O., “Sanık benden, annemden ve ablamdan 5 tane boş imzalı kağıt aldı. Bu kağıtlarla bizim telefonlarımızı dinleyen kişilerden şikayetçi olacak ve savcılığa başvuracağını söyledi. O dönemlerde sanık C.A.’nın annemden çok kez borç aldığını gördüm. Bu borçları geri vermedi. Ablamdan para aldığını görmedim. Sanık annemden borç para isterken, parayı vermediği takdirde benim başıma bazı olumsuz şeyler geleceğini söylüyordu. Örneğin önümün başkaları tarafından kesileceğini söylüyordu. Para alarak beni korumakta yardımcı olacağını açıklıyordu. Para vermezse dayımların bize zarar vereceğini söylüyordu” diye konuştu.

    Beraati istendi

    Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sanık C.A.’nın üzerine atılı suçları işlediğine dair cezalandırılmasında kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatini talep etti. Avukatların süre talep etmesi üzerine duruşma ertelendi.

  • “Depremzedelere özel konteyner” ilanıyla dolandırıcılık

    “Depremzedelere özel konteyner” ilanıyla dolandırıcılık

    Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin etkilediği kentler arasında yer alan İskenderun’da evi hasar gören depremzedeler ya kent dışına çıktı ya da çadır ve konteyner kentlere yerleşti.

    Kalabalık oldukları için kendilerine konteyner ev almak isteyen Sıdır ailesi depremin ardından bir kez daha mağdur oldu. İnternetten konteyner ev araştırması yapan Emrah Sıdır (38), diğer firmalara oranla daha uygun fiyat veren Isparta merkezli bir firma ile iletişime geçti.

    Fiyatın düşük olma nedenini sorduğu firmadan devlet tarafından depremzedeler için kendilerine teşvik verildiğini, bu nedenle uygun fiyata konteyner ev üretimi yaptıkları cevabı alan Sıdır, kendisi ve babası Musa Sıdır için iki adet konteyner ev siparişi vererek iletişimde oldukları şahısların hesabına toplamda 30 bin TL gönderdi. Tanesi 29 bin TL’den konteyner ev alacaklarının mutluluğunu yaşayan Sıdır ailesi neye uğradığını şaşırdı.

    “SADECE DEPREMZEDELERE ÖZEL SİPARİŞ ALINDIĞINI YAZIYORDU”

    Ailesi ile rahat yaşayabilecekleri konteyner ev arayışına girdiklerini ifade eden Emrah Sıdır, “İnternetten yaptığım araştırmalar sonucu cuma günü bir yer buldum. Sadece depremzedelere özel sipariş alındığını yazıyordu.

    Telefon numaralarını alarak iletişime geçtim. İncelemek için fotoğraflarını istedim. Fiyatı görüşerek, anlaştık. Ürün geldikten sonra ödeme yapmayı teklif ettim. Bunu kabul etmediler ve daha önce mağdur olduklarını ifade ettiler. Ücretin yarısını konteyner ev yükledikten ve fatura kesildikten sonra kalan yarısını ise teslim edildikten sonra ödememi istediler. Firma ismi, şahıs ismini belirttiler. İrsaliye faturası ve konteyner evin yüklendiği videoyu bana ilettiklerinde 15 bin TL’yi gönderdim.

    Görüştürdükleri nakliye firması Cumartesi günü saat 11.00’de teslim alacağımı söyledi. Cumartesi sabahı nakliye firması ile görüştüğümde yolda olduğunu söylediler. Saat 11.00’de tekrar aradığımda bana çok yakın olduklarını söylediler. Ondan sonra da telefonlarını kapatarak beni engellediler. Araştırmaya başladığımda her şeyin doğru olduğunu fark ettim. Daha sonra dolandırıldığımı anladım. Profesyonel bir şekilde dolandırıldım.” dedi.

    DEVLET TEŞVİK VERDİĞİ İÇİN UYGUN FİYAT VERDİKLERİNİ SÖYLEMİŞLER

    Suç duyurusunda bulunduklarını ifade eden Sıdır, “Karakola giderek ifademi verdim. Delileri ve elimdeki dokümanları teslim ettim. Cumartesi günü iletişimin kesilmesinin ardından bana attıkları video ve irsaliye faturasını sildiler. Fiyatı uygun geldiği için şüphelenmiştim. Diğer firmaların verdiği fiyata göre uygun gelmişti.

    Bunu sorduğumda ‘Devlet bizlere deprem bölgesine giden konteynerler için teşvik veriyor. Depremzedelere gönderilen her konteyner için teşvik alıyoruz. Diğer firmalar bunu ceplerine atıyor’ dediler.” şeklinde konuştu.

    Ayrıca kendi konteyner evini yapma girişimine başladığını ifade eden Sıdır, “Kendi konteynerimizi yaptırmak için bir arayışa girdik. Açık olan yerlerden fiyatlar aldık. Ne malzemesi kullanılmasını araştırdık. İkinci el malzemelerden yapmaya kalktığımızda 45 bin TL’ye mal oluyor bize.” ifadelerini kullandı.

  • Dolandırıcıların yeni hedefi cenaze yakınları

    Dolandırıcıların yeni hedefi cenaze yakınları

    Sakarya’da dolandırıcıların yeni yöntemi bu kadarına da pes dedirtti. Edinilen bilgiye göre, Hendek ilçesinde vefat eden kişilerin yakınlarına cenazeden birkaç gün sonra ulaşan dolandırıcılar, sözde Kur’an kurslarında vefat eden kişi için hatim indirdiklerini belirterek, ölen kişinin ‘yemin kefareti, oruç bedeli ve alamadığı helallikler’ için hayır yapmaları için IBAN gönderiyor. Cenaze yakınlarının acılarını da fırsat bilen dolandırıcıların, ilçe genelinde birçok kişiyi bu yöntem ile dolandırmaya çalıştığı öğrenildi.

    Bu yöntemle dolandırılmaya çalışılan Fatih İhtiyar isimli vatandaş ise başından geçenleri anlattı. Hayatını kaybeden kişinin yakınına mesaj atan dolandırıcılar, kendilerini Kur’an kursunda hoca olarak tanıttı. Ölen kişi için 85 öğrencinin katılımıyla hatim indirileceğini belirten dolandırıcılar, bunun karşılığında; ölen kişinin ‘yemin kefareti, tutamadığı oruçların bedeli ve alamadığı helalliklerinin’ niyetiyle yapılması düşünülen hayır bağışlarına talip olarak IBAN paylaştı. Dolandırılmak istediğini anlayan vatandaş ise müftülükle irtibata geçtikten sonra konuya ilişkin suç duyurusunda bulundu.


    “İnsanların acılarını fırsat bilerek dolandırmaya çalışıyorlar”

    Amcasının vefatı sonrasında dolandırıcı oldukları ileri sürülen kişilerin kendilerine ulaştığını belirten Fatih İhtiyar, “Amcamız vefat etti, anons yöntemi ve sosyal medya üzerinden cenaze ilanımızı paylaştık. Aradan bir hafta geçtikten sonra hoca olduğunu iddia eden bir kişi telefonla bize ulaştı. ‘Rahmetlinin adına Kur’an kursundaki hafız çocuklar ile birlikte hatim indireceğiz’ dedi. Tabi önemsemedik, daha sonra mesaj atmaya başladı, ‘Kur’an okuttuk, varsa rahmetlinin kefaret borcu bize gönderin’ şeklinde. Biz olayın farkında olduğumuz için arkadaşların adresini istedik, kaçamak cevap vermeye başladı. Daha sonrasında olayı müftümüze ilettik. Müftümüz gerekenleri yaparak bir açıklamada bulundu. Suç duyurusunda da bulunduk. Maalesef insanlar cenaze zamanları acı içerisinde oldukları için bir yardım yapmak isteyebiliyor ve dolandırıcılarda bunu fırsat bilerek birçok kişiyi dolandırarak gelir elde etmişler” dedi.

    “Maalesef bu şekilde para kaptıranlar olmuş”

    Dini kullanarak insanların dolandırılmaya çalışıldığını ifade eden Fatih İhtiyar, “Herkesin bu konuda uyanık olmasını istiyorum. Müftümüz de hiçbir Kur’an kursunun bu şekilde para ve yardım toplama uygulamasının olmadığını söyledi. Bugün Cuma hutbesinde de hocalarımız bu konudan bahsetti. Maalesef bu şekilde para kaptıranlar olmuş, Allah ıslah etsin, insanların en zor dönemlerinde böyle bir olayın olması üzüntü veriyor. Onca kişinin parasını almışlar. Dini kullanarak maalesef insanlarımızı dolandırdılar” diye konuştu.

    İlçe Müftüsü uyardı: “Ciddi bir dolandırıcılık uygulamasıdır”

    Konuyla ilgili kendilerine gelen şikayetler üzerine vatandaşlara uyarılarda bulunan Hendek İlçe Müftüsü Murtaza Gür, “Belediyeden anons geçilen cenaze sonrasında her nasıl yapıyorlarsa cenaze yakınlarına ulaşan dolandırıcılar kendilerini Kur’an kursunu temsilen aradıklarını söyleyerek taziyelerini iletiyorlar. Sonrasında ise hatim okuyacaklarını söyleyerek duygusal bir bağlantı kuruyorlar ve bazı gerekçelerle hayır, hasenat, bağış istiyorlar. Hendek’te 85 öğrencinin olduğu Kur’an kursunda okuyan öğrencilerle sizim için hatim okuyacağız diyorlar. Bunları vatandaşlarımız duysun, ciddi bir dolandırıcılık uygulamasıdır. Burada kurumumuz daha da önemlisi dinimiz kullanılmaktadır. Böyle bir uygulama yoktur, fırsat vermeyelim” ifadelerini kullandı.
    Kaç kişinin bu şekilde dolandırıldığı henüz netlik kazanmazken, konuya ilişkin incelemeler sürüyor.

  • Sahte kimlik şebekesi çökertildi

    Sahte kimlik şebekesi çökertildi

    Alınan bilgilere göre, Tekirdağ’ın Saray ilçesinde ikamet eden H.B. isimli vatandaş, banka tarafından kendisine gelen telefonla bilgisi olmadan adına kredi çekildiğini öğrendi. Kendisinin kredi talebinin olmadığını bir yanlışlık olabileceğini banka yetkililerine bildiren H.B. vakit kaybetmeden Saray İlçe Emniyet Müdürlüğüne giderek sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu.
    Olayın ardından İstanbul ili Maltepe ilçesinde bir alışveriş mağazasında kredili ve senetli alışveriş yapmak isteyen Murat D. ve Sidar Ö. isimli iki kişinin mağaza yetkililerine alışveriş işlemleri için verdikleri nüfus cüzdanının sahte olduğu anlaşılması üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü Ekipleri şüpheliler hakkında inceleme başlatıp, gerçekleştirdikleri teknik ve fiziki takip sonrası olayla ilgili Murat D., Sidar Ö. ve Ömer D.’yi gözaltına aldı. Gözaltına alınan zanlıların yapılan üst aramasında Saray İlçe Emniyet Müdürlüğüne suç duyurusunda bulunan H.B. isimli mağdur adına düzenlenmiş sahte kimlik çıkması üzerine şüpheliler soruşturmanın açıldığı Saray ilçesine getirilerek, asayiş büro ekiplerine teslim edildi. Yapılan soruşturmada hırsızlık, dolandırıcılık ve evrakta sahtecilik gibi birçok suçtan kaydı bulunan dolandırıcıların H.B., Ö.T. ile birlikte çok sayıda vatandaşı aynı yöntemle dolandırdığı öğrenildi.
    Emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldıkları Saray Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanan Murat D., Sidar Ö. ve Ömer D. isimli 3 zanlı Tekirdağ Cezaevine gönderildi.

  • Bursa’da dolandırıcılık olaylarında 110 vaka çözüldü

    Bursa’da dolandırıcılık olaylarında 110 vaka çözüldü

    Yalova’nın Armutlu ilçesinde arıcılık işi yapan A.S. isimli vatandaş, aldığı telefonda Bursa Arıcılık Birliğinden arandığını, şeker hakkı kazananlardan birinin hakkından vazgeçtiğini, kendilerine bu hakkı tanıyabileceklerini ifade eden kişilerin ikna etmesi sonucu, bir hesaba bedeli olan 35 bin lira yatırdı. Kendisine herhangi bir dönüş yapılmayan A.S., dolandırıldığını anlayınca Armutlu İlçe Jandarma Komutanlığı ve Gemlik Adliyesine başvuru yaptı.

    Teknik takip sonunda onlarca suç ortaya çıktı

    Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığının koordinesinde, Yalova Jandarma KOM idaresinde bahse konu hesabın, hesap hareketlerinin telefonların HTS ve İMEİ kayıtlarının incelenmesinin ardından, yapılan teknik takipte, farklı dolandırıcılık yöntemlerinin de benzer hesaplardan yapıldığı bilgisine ulaşıldı. Bursa, Ankara, Eskişehir ve Van’da, Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı, Yalova İl Jandarma Kom ve bölgelerin Kolluk Kuvvetleri yardımı ile yapılan çalışmada, 8 operasyon yapıldı.

    Gençlerin hesapları kiralanıyor

    Yapılan çalışmalar çerçevesinde, 18-23 yaş arasında gençlerin, sosyal uygulama vasıtayla hesaplarını dolandırıcılara kiraladığı, işlemlerin de iz bırakmamak adına bu hesaplardan yürütüldüğü öğrenildi. Yapılan çalışma çerçevesinde, hesaplarını kiralayan gençler de, suça iştirak ve yardım yataklık gibi suçlardan tutuklandı.

    Yabancı uyruklular üzerine hatlar

    Arıcılık dolandırıcılığı yanı sıra, kaparo dolandırıcılığı, kendisini polis, hakim ve savcı gibi tanıtarak dolandıranlar, alışveriş vaatleri ile yapılan dolandırıcılık gibi pek çok suçun da, özellikle yabancı uyruklu kişilerin üzerine çıkarılan telefon hatları ile yapıldığı fark edildi. Telefon görüşmeleri ve kiralanan hesaplara para yatmasından sonra, telefonlara bir daha ulaşılamadığı da öğrenildi.

    110 dolandırıcılık olayı aydınlatıldı

    Yaklaşık 4 aylık çalışma sonrasında, ülke genelinde yaklaşık 110 civarında faili belli olmayan nitelikli dolandırıcılık olayı da aydınlatılmış oldu.

    8 kişi tutuklandı, diğer dosyalar da inceleniyor

    Operasyon sürecinde, teknik takiple tespit edilen 8 kişi tutuklanarak, suç isnat edilen yerlerdeki cezaevlerine sevk edilirken, 110’u bulan ve daha fazlasını bulacağı tahmin edilen dolandırıcılık olayları ile alakalı, olası zanlılar hakkında edinilen bilgiler çerçevesinde incelemeler başlatıldı.

  • Araba almak isterken birikiminden oldu

    Araba almak isterken birikiminden oldu

    Akıl almaz dolandırıcılık olayı İstanbul-Bitlis hattında yaşandı. İnternetteki araç satış ilanlardan birini kopyalayarak kendine yeni bir ilan oluşturan dolandırıcı, İstanbul’da yaşayan Sinan Gün isimli minibüsçüyü tuzağına düşürdü. İnternetten bulduğu aracı almak için Aydın Bozkul ismini kullanan dolandırıcı ile irtibata geçen Sinan Gün, aracı almak için 400 bin TL karşılığında anlaştı. Şahıs bu arada Sinan Gün’e satmayı vaat ettiği aracı gerçek sahibi olan Bitlis’te yaşayan Abdullah Çelik ile telefonda görüşerek, aracı 600 bin TL’ye almak istediğini söyledi. Dolandırıcı, hem Sinan Gün hem de aracın gerçek sahibi Abdullah Çelik ile ayrı ayrı görüşerek anlaştı.

    İstanbul’dan yola çıkan Sinan Gün, uçakla önce Van’a, oradan da karayoluyla Bitlis otogarına gitti. Otogarda Gün’ü aracın gerçek sahibi Abdullah Çelik karşıladı. Ekspere giden ikili, ardından satış işlemleri için notere geçti. Bu sırada hem Sinan Gün hem de Abdullah Çelik ile ayrı ayrı görüşen dolandırıcı, ikisinden de satış rakamını gizli tutmasını istedi. Aracı beğenen Gün, satıcısı Çelik ile birlikte notere geçti. Burada evraklar hazırlandıktan sonra Sinan Gün, dolandırıcının attığı IBAN numarasına 400 bin TL gönderdi. Dolandırıcı, mesai saatinin bitimine kadar Sinan Gün’e paranın bir kısmının hesaba düşmediğini söyleyip oyaladı. Aracı Çelik’ten 600 bin TL’ye alan şüphelinin aynı aracı Sinan Gün’e 400 bin TL’ye satacağı ortaya çıkınca da her ikisi de dolandırıldıklarını anladı. Bunun üzerine Gün ve Çelik savcılığa gidip şikayetçi oldu.
    Sıra dışı dolandırıcılık hikayesini anlatan Sinan Gün, “Satış sitesinde 2020 model bir araç buldum. Bitlis’te havaalanı olmadığından dolayı Van’a, oradan da Bitlis’e geçtim. Dolandırıcı aracın gerçek sahibini beni alması için otogara gönderdi.

    Ben arabayı görüp emin olduktan sonra ekspertize gittik. Oradaki işlemlerden sonra sıra satışa geldi. Arabanın gerçek sahibi de dolandırıcıyla iletişim halindeymiş. İkimizi de dolandırıyordu ama ikimizin de birbirimizden haberi yoktu. İkimize de ticareti gizli tutmamızı söylüyordu. Noterde işlemler için kimlikler alındı. Saat 15.15’te dolandırıcı bana hesap numarası attı. Aracın satışı için 400 bin TL’ye anlaşmıştık. Hesabımdan gönderebileceğim miktar 300 bin TL olduğu için dolandırıcıya onu gönderdim. Gerçek sahibi de dolandırıcıdan para bekliyormuş. 10 dakika sonra 300 bin TL’nin hesaba düştüğünü, diğer 100 bin TL’yi atmamı söyledi. Abim kalan 100 bin TL’yi attı ama dolandırıcı paranın düşmediğini söyledi. Galiba havuza düştü, bankayı arayacağım dedi” şeklinde konuştu.

    “Akıl almaz bir şekilde tuzağa düştüm”

    Parayı gönderdikten sonra noterde dolandırıldığını anladığını söyleyen Gün, “17.00’a çeyrek kalaya kadar bekletti. Banka ve noterin kapanma saatine, aynı zamanda cuma gününe denk getirdi. Akıl almaz bir şekilde tuzağa düştüm. Daha sonra işlemler uzayınca arabanın gerçek sahibi dolandırıcıdan para beklediğini söyleyip ne yaptığımızı sordu. Ben de durumu anlatıp, toplamda 400 bin TL gönderdiğimi söyledim. Aracın gerçek sahibi olan Abdullah Çelik, Aydın Bozkul’un aracı ondan 600 bin TL’ye aldığını, bana nasıl 400 bin TL’ye verdiğini sorunca dolandırıldığımızı anladık. Sonra Bitlis Güroymak Başsavcılığı’na gidip gerekli işlemleri yaptıktan sonra şikayette bulunduk. Sonra ilçe karakoluna gittik” dedi.

    “15 yıllık sermayemdi”

    Şahsın önce farklı bir araç fotoğrafı attığını dile getiren Sinan Gün, “Ben dolandırıcıdan aracın ruhsatını isteyince farklı bir aracın ruhsatını attı. Ruhsattaki plakaların farklı olduğunu fark ettim. Şahsa plakaların uymadığını söyledim. Bana yanlışlıkla diğer arabayı attığını söyledi. Ama model ve kilometre olarak aynı olduğunu, arabada sıkıntı varsa geri alacağını söyledi. Araç gelince ikna oldum. Savcılık şahsın yakalanacağını ve paranın hesaptan hesaba aktarıldıysa alınacağını, şahsi çekilmişse alamayacağımızı söyledi. Şahıs Erzurum’da uzman jandarma olarak görev yaptığını belirtti. Mağdurum. Ben evlenecektim. 15 yıllık sermayemdi. Ben minibüsçülük yapıyorum. Yardım istiyorum. İnşallah o şahıs yakalanır ve gönderdiğim miktar yerine gelir. 20 yıldır çalışıyorum. Emeğimdi o benim. Bir insanın emeği kolayca gasp edilmemeli” diye konuştu.

  • Facebook’un açığı dolandırıcıların yeni yöntemi

    Facebook’un açığı dolandırıcıların yeni yöntemi

    Dolandırıcıların, sosyal medya sitesi Facebook’ta var olan bir açık sayesinde kişilerin hesaplarına erişerek, onların adına paylaşımda bulunduğu ortaya çıktı. Kolay yoldan para kazanma paylaşımlarında bulunan hackerler, binlerce insanı bu yoldan dolandırıyor. Hackerların saldırısına uğrayan Teknoloji Editörü ve Sosyal Medya İçerik Üreticisi olan Ozancan Sadık Kubilay konunun detaylarını anlattı.

    “Hesap güvenliği için şifrenizi acil bir şekilde güncelleyin”

    Teknoloji Editörü ve Sosyal Medya İçerik Üreticisi olan Ozancan Sadık Kubilay, konunun detaylarını şu şekilde ifade etti:

    “Geçtiğimiz gün İnstagram hesabıma bir anda birilerinin tarafından eriştiğini dair bir telefon aldım ve bu telefon sonrasında baktığımda hesabımda gerçekten de işte bu herkesin dolandırıldığını da yapılan paylaşımlardan bir tanesinin yapıldığını gördüm. Borsa uygulaması servisinde şu kadar para kazandım gibisinden zaten bu yalan bir paylaşım bu arada onu da söyleyeyim. Bunu bir yerde görürseniz de doğrudan bu dolandırılma içeriği diyebilirsiniz ve sonrasında hesabımda çift adımlı doğrulama açık ve tüm güvenlik önlemleri açık olmasına rağmen bunun nasıl mümkün olabildiğini araştırmaya başladım ve Facebook’un hesaplar merkezi adındaki bir bölümünden hesaplara erişilebildiği başka hesaplarla da diğer hesapların bir araya getirildiği ve bu sayede blok halinde bu hesaplardan gönderi ve hikaye paylaşımı yapılabildiğini fark ettim. Tabii bunun üzerine ben hesabımı geri almak için gerekli işlemleri başlattım kendimce ama bunu yapan kişiler aynı zamanda hesabımdaki mail adresini telefon numarasını falan kaldırıp çift adımlı doğrulamayı devre dışı bırakmayı başarmışlar bir şekilde. ‘Nasıl oluyor?’sorusu en önemli. Nasıl olduğunu da baktığında Facebook hesabı üzerinden bu ulaşmayı gerçekleştirdiklerini, hesabıma ulaştıklarını gördüm. Dolayısıyla burada önemli olan 2-3 tane detay var. Bir tanesi Facebook hesabınızın şifresini çok yakın bir tarihte değiştirmediyseniz mutlaka hesap güvenliği için şifrenizi acil bir şekilde güncelleyin. Çünkü hesaplar merkezi üzerinden belli ki çok rahat bir şekilde bu hesaplar çalınabilir, ele geçirilebiliyor.”

    “Çift adımlı doğrulamayı açık bırakın”

    Hesabını geri aldığından tanımadığı birkaç hesabın daha Facebook hesabına bağlandığını belirten Kubilay, “Ben hesabımı elime geriye aldığımda ilk fark ettiğim şey hesaplar merkezinde tanımadığım 3 ya da 4 tane daha farklı insanın İnstagram hesabının olduğuydu. Bu beni oldukça şaşırttı. Kontrol ettiğimde o kişilerin hesaplarından story paylaşımı falan da yapabildiğimi gördüm. Tabii ki hemen sonrasında bu şeyi iptal ettim. Bu izni hesapları kaldırdım hesaplar merkezinden ama bu işlemi yapan kişiler aynı zamanda o hesapları da çok rahat bir şekilde erişebilmişler. Dolayısıyla İnstagram ve Facebook şifrelerinizi çok hızlı bir şekilde güncellemeniz oldukça önem arz ediyor. Çift adımlı doğrulamayı siz yine ne olur, ne olmaz açık bırakın” ifadelerini kullandı.

    “Hackerler yepyeni bir yöntem bulmuşlar”

    Sosyal medya hesaplarında kullanılan mail adreslerinin güncel olması gerektiğine vurgu yapan Kubilay şöyle devam etti:

    “Hem İnstagram hem Facebook adresinizin kayıtlı olduğu mail adresinin eğer kullanmıyorsanız mutlaka aktif kullandığınız bir mail adresine çevirin. Çünkü benim Facebook’umda bulunan mail adresi bir süredir böyle sürekli bakmadığım bir mail adresi idi. Dolayısıyla o mail adresinden de böyle bir hesabınızı saldırı olma ihtimali oldukça yüksek. Bu konulara dikkat etmeniz önemle arz ediyor. Çünkü hackerler ya da kötü niyetli kişiler yepyeni bir yöntem bulmuşlar. Sizin adınıza başka insanların dolandırılması adına bunu yapmanız oldukça önemli. Çünkü burada sadece bir hesap hacklenmesinden söz etmiyoruz. Burada sizin adınıza başka insanların dolandırılmasından bahsediyoruz. Oldukça önem arz eden bu konuya sizlerin de dikkat etmesi oldukça önemli diye düşünmekteyim.”