Etiket: dostluk

  • Türk ve Yunan Başkanlardan dostluk mesajları

    Türk ve Yunan Başkanlardan dostluk mesajları

    Dünya Barış Günü Edremit Belediyesi tarafından çeşitli etkinliklerle kutlandı. Altınoluk Mahallesi’nde gerçekleştirilen etkinliklerde Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş ile Yunanistan’ın Midilli Adası Batı Lesvos Belediye Başkanı Taxiarchis Verros birlikte sahneye çıkarak Türk-Yunan dostluğunu sağlamlaştıran ve dünya barışına vurgu yapan mesajlar verdi.

    Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş, yaptığı konuşmada, “Bugün, dünya üzerinde barışın ve kardeşliğin simgesi olan 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü hep birlikte kutlamak için bir araya geldik. Komşumuz Yunanistan’ın güzel Midilli Adası’ndan gelen değerli dostlarımızla bu anlamlı günü paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Edremit’te, bu meydanda bir araya gelerek yalnızca iki komşu halkın değil, dünya üzerinde barışı ve dostluğu arzulayan tüm insanların sesine ses katıyoruz,” dedi. Ertaş, barışın, dostluğun ve karşılıklı anlayışın önemine dikkat çekerek, Edremit ve Midilli halkları olarak geçmişin acılarını geride bırakıp, geleceği sevgi, saygı ve anlayış üzerine kurma iradesini gösterdiklerini vurguladı.

    Midilli Adası Batı Lesvos Belediye Başkanı Taxiarchis Verros ise konuşmasında, Edremit’te düzenlenen bu uluslararası barış günü etkinliklerine davet edilmenin kendisi ve Midilli vatandaşları için büyük bir onur olduğunu ifade etti. Verros, “Yeni Edremit Belediye Başkanı Sayın Mehmet Ertaş ve Belediye Başkan Yardımcısı Cavit Cebeci ile birlikte belediyelerimizin kardeşliği için tüm prosedürleri hızlandırma ve kültürel, ekonomik, ticari ve turizm alanlarında iş birliğimizi güçlendirme kararı aldık,” dedi. Ayrıca, Türk-Yunan dostluğunun temellerini atan büyük önderler Mustafa Kemal Atatürk ve Eleftherios Venizelos’un rehberliğinde, dostluk çabalarının sürekli olması gerektiğini belirtti. Verros, konuşmasının sonunda Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş ve ekibini resmi olarak Midilli’ye davet ettiğini bildirdi.

    Kardeşlik ve Barış Yorganı’nın sergilendiği etkinlikte, karşılıklı olarak zeytin dalı ve hediyeler takdim edildi. Ardından Edremit Belediyesi Atatürk Gençlik Merkezi’nin çocuk korosu, dünya barışı için besteledikleri şarkıları seslendirdi. Çocuklar ayrıca dünya liderlerine yazdıkları barış mektuplarını okudular.

    Gecenin sonunda Anadolu Rock Müziği’nin ünlü ismi Ali Altay sahne aldı. Altay, klasikleşen eserlerinin yanı sıra barış için seslendirdiği şarkılarla meydanı dolduran binlerce katılımcıyı coşturdu. Ali Altay’ın şarkılarına hep bir ağızdan eşlik eden vatandaşlar bu anlamlı günü büyük bir coşkuyla kutladı.

  • Türkiye – Gürcistan dostluğu taçlandı

    Türkiye – Gürcistan dostluğu taçlandı

    Dost ve kardeş ülke Gürcistan Parlamento Üyeleri Anzor Bolkvadze, Resan Kontselidze, Zaal Mikeladze, Gürcistan Trabzon Başkonsolosu Nikoloz Iashvili, Muavin Konsoloslar Temur Tartaraşvili ve Irakli Tsibadze Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı’nın konuğu oldular.

    23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında Gürcistan halk oyunları ekibiyle birlikte Ünye’ye gelen heyet, ilçenin güzelliklerini yakından görme fırsatı buldu. Heyetin programında Ünye Belediyesi ziyareti de yer aldı. Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı’yı ziyaret eden heyet, göreve yeniden seçilen Başkan Tavlı’ya ‘hayırlı olsun’ dileklerini ileterek tebrik ettiler.

    Başkan Tavlı, Gürcistan Parlamento üyelerine nazik ziyareti nedeniyle teşekkür etti.
    Ziyarette iki ülkenin ortak ilişkileri değerlendirilerek dostlukları pekiştirildi.

    Ziyaret, hediye takdimi ardından sona erdi.

  • Kedi ve köpeğin dostluğuna tanıklık ettiler

    Kedi ve köpeğin dostluğuna tanıklık ettiler

    Manisa’nın Alaşehir ilçesinde Anasınıfı Öğretmeni Gülten Kahraman, sosyal medyada gördüğü kedi ve köpeğin dostluğundan etkilenerek öğrencilerine hem hayvan sevgisini aşılamak hem de Hayvanlar Günü’nü kutlamak için hayvanların sahibi aileyle irtibata geçerek hayvanlar arasındaki dostluğu öğrencilerinin de görmesini sağladı.

    Aşık Ailesinin bahçelerinde bulunan Fındık ve Bulut isimli köpek, Gece isimli kedi, tavukları ve bıldırcınları ziyaret eden minik öğrenciler hem hayvanları sevdi hem de elleriyle besleyerek arkadaşlık bağı kurdu. Güzel bir gün geçiren çocuklar yaptırdıkları kuş yuvasını ailenin bahçesinde boyayarak aileye hediye etti. Evin bahçesindeki bir ağaca asılan kuş yuvası ile kuşların da bahçeye gelmesini sağlayacak olan minik öğrenciler daha sonra yanlarında getirdikleri yiyeceklerle piknik yaptı.

    “Yaparak, yaşayarak, dokunarak ve hissederek öğrendiler”

    Yaptıkları ziyaret hakkında bilgi veren Anasınıfı Öğretmeni Gülten Kahraman, “Sosyal medyada kedi ile köpeğin dostluğunu gördüm. Bundan etkilenerek, çocuklarımı onlarla buluşturmak istedim. 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’nde ziyaret etmeyi planlamıştık. Ancak hava şartlarından dolayı gerçekleştiremedik. Bu gün gelebildik. Burada güvenli ve sahipli hayvanları tanıdık. Hayvanların beslenme, yaşama ve korunmalarını gördük. Çocuklarımla beraber boyadığımız kuş evini aileye hediye ettik. Yaparak, yaşayarak, dokunarak ve hissederek verilen eğitim, çocuklara daha yararlı oluyor. Onların hayatları boyunca unutamayacakları birer anı olarak, kalabiliyor. Bu bilinçle öğrencilerime bunları yaşatmayı istedim. Buraya gelerek öğrencilerime bunları yaşattım, onlarda çok mutlu oldu. Amacımız çocuklara küçük yaştan itibaren hayvan sevgisini kazandırabilmek” dedi.

    Hayvanların sahibi Ziraat Yüksek Mühendisi Yasemin Aşık ise şunları söyledi: “Gülten Hanım kedi ve köpeğimizin dostluğunu sosyal medyadan görmüş. Bizden hayvanları öğrencilerine göstermek istediğini söyledi. Bizde kabul ettik, çocuklara hayvanları sevdiler, yiyecek verdiler. Onlarla iletişim kurdular. Bizde çok mutlu olduk.”

  • Kedi ve köpeğin örnek dostluğu

    Kedi ve köpeğin örnek dostluğu

    Manisa’nın Alaşehir ilçesinde yaşayan Aşık Ailesinin hayatı geçtiğimiz yıl evlerinin bahçesine gelen bir köpekle değişti. Aile tarafından ‘Fındık’ adı verilen 3 yaşındaki köpek yaklaşık 5 ay önce üç yavru dünyaya getirdi. Anne sütünü bırakan yavrulardan iki tanesi başka ailelere sahiplendirilirken, Fındık ve tek yavrusu ‘Bulut’, Aşık Ailesi ile kalmaya devam etti. Tek başına kalan yavrusu için bir süre sonra ağzında bir kedi yavrusu ile gelen Fındık, kendi yavrusu ve yavru kediye süt emzirerek arkadaşlık bağı kurmasını sağladı. ‘Kedi köpek gibi dalaşmak’ sözünü çürüten kedi ve köpek yavrusunun arkadaşlığı dostluk örneği sergilerken, ailenin de hayvanlarla olan bağının güçlenmesine katkı sağladı.

    “Bu duygusal hikaye, hayvanların insanlar için nasıl özel bağlar oluşturabileceğini gösteriyor. Atalarımız ‘Kedi köpek gibi dalaşıyorlar’ demişler ancak bu kedi ve köpek adeta bu ata sözünü çürütürcesine bizlere ders veriyor” diyen köpeklerin ve kedinin bakımını üstlenen Ziraat Yüksek Mühendisi Yasemin Aşık, “Bir gün evimizin bahçesine bir köpek yavrusu geldi. Bizde köpeği sevdik ve ona yiyecek verdik. Sonra köpekte bizi sevdi, bizim bahçemizde kaldı. Oğlum Mehmet Sefa ile bize bir arkadaş oldu. Adını Fındık koyduk. Beş ay önce 3 tane yavru doğurdu. Yavrular ek gıda almaya başlayınca, iki tanesini iki aileye sahiplendirdik. Oğlumun adını Bulut koyduğu diğer yavru annesinin yanında kaldı. Bir sabah anne Fındık, ağzında bir kedi yavrusuyla bahçemize geldi. Biz bir anda, kedi yavrusunu parçalayacak, diye korktuk. Bir de ne görelim, yavruyu yalamaya başladı. Biz de şaşırdık ve hayretle izlemeye başladık. Bir süre sonra, kendi yavrusuyla beraber emzirmeye başladı. Zaman içerisinde üçü birlikte oynamaya, beraber yemek yemeye, uyumaya başladı. Bizde üçünü beraber sahiplenerek, besliyoruz. Oğlum da çok sevdi.” dedi.

    İlkokul 2. sınıf öğrencisi olan Mehmet Sefa Aşık ise şunları söyledi: “Bir köpeğim vardı, yavrularını ailelere sahiplendirmiştik, şimdi yeni bir arkadaşımız geldi. Adını ‘Gece’ koydum. Şimdi Bulut ile Gece her gün oyun oynuyor. Bizde onlara yiyecek veriyoruz.”

  • Baykuş ile vatandaşın 20 yıllık dostluğu

    Baykuş ile vatandaşın 20 yıllık dostluğu

    Perşembe ilçesinde yaşayan Atilla Karakaya’nın (59) serendisine gelen bir baykuş 20 yıl önce yumurta bıraktı. Durumu fark eden Karakaya, yavrular için buraya boş arı peteğini çevirerek yuva yaptı. Karakaya, o günden bu yana baykuşun her mart ayında gelip yavru bıraktığını, yavrular büyüyünce buradan ayrıldıklarını belirtti.

    “Yaklaşık 20 yıl önce yuva yapmıştı, o günden bu yana geliyor”

    İlk kez yaklaşık 20 yıl önce tanıştığı baykuşun her kendisini gösterdiğini söyleyen Atilla Karakaya, “Ben o zaman her yıl geldiğini görünce arı peteğini kesip, iç kısmını uygun hale getirerek baykuşa uygun hale getirdim. Her sene geliyor ve yumurta bırakıyor. İlk başlarda 5 yumurta bırakır, çıkan yavrulardan birisini imha ederdi. Gün geçtikçe yavru sayısı azaldı, bu yıl 2 yumurtadan bir tane baykuş çıktı” dedi.

    “Baykuş için serendiyi kaldırmıyorum”

    Serendiyi evinin önünden kaldırmak istediğini ancak baykuş için dokunmadığını kaydeden Karakaya, “Hayvan orada her yıl alışmış ve ben de kaldırmak istemiyorum. Ne kadar yıl daha gelir bilmiyorum, bu şekilde devam edeceğiz, sanırım artık yaşlandı” diye konuştu.

    “Bir gün gelmezse üzülürüm”

    Karakaya şunları söyledi:
    “Orada yuvası hazır olduğundan her yıl gelir ve yumurta bırakır, sonrasında evin etrafında bağırır. Bu hayvana uğursuz derler am aksine doğanın dengesi. Her yıl mart ayında geldiği için çok alıştım, gelmezse üzülürüm. Her sene gelmesi mutlu ediyor.”

  • Trabzon’da ebedi dostluk

    Trabzon’da ebedi dostluk

    UEFA Avrupa Konferans Ligi play-off turu ilk maçında Trabzonspor, bu akşam saat 20.45’te Şenol Güneş Spor Kompleksi Akyazı Stadyumu’nda Basel’i ağırlayacak. Karşılaşma öncesi Atatürk alanında toplanan Trabzonspor, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş taraftarları birlik mesajı verdi. Ülkenin çeşitli şehirlerinden gelen taraftarlar, mücadeleyi beraber izleyecek.
    Bu maç öncesi bordo-mavili kulüp, tüm geliri deprem bölgesine aktarılacak müsabaka için tüm taraftarları Trabzon’a maça davet etmişti.

  • “Kara gün dostluğunu unutmayacağız”

    “Kara gün dostluğunu unutmayacağız”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenen “Dünya Hükümetleri Zirvesi”ne video mesajla katıldı. Erdoğan, zirveyi düzenleyen Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve Devlet Başkanı Yardımcısı, Dubai Emiri Şeyh Muhammed Bin Raşid Al Maktum ile katılımcı devlet ve hükûmet başkanlarını selamlayarak sözlerine başladı.

    Zirvenin insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek zirvenin gerekse zirve sırasında yapılacak istişarelerin, dünyada barış ve adalete katkı sağlayacağına inandığını ifade etti.
    Zirveye bizzat katılmayı planladığını belirten Erdoğan, 6 Şubat’ta meydana gelen depremler sebebiyle zirveye katılamadığını söyledi.

    Erdoğan, Türkiye’nin 6 Şubat Pazartesi günü üst üste yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremle sarsıldığını, 13,5 milyon vatandaşın yaşadığı 10 ilde 500 kilometre çapında bir alanda etkili olan depremlerin çok büyük bir yıkıma yol açtığını hatırlattı.

    Sarsıntıların hissedildiği şehirlerle birlikte felaketten 20 milyona yakın insanın etkilendiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilim adamları, bu zelzeleler sonucu ortaya çıkan enerjinin 500 atom bombası gücünde olduğunu ifade ediyor. Sadece ülkemizin değil, insanlık tarihinin en büyük tabii afetlerinden biriyle karşı karşıyayız. ‘Asrın felaketi’ olarak nitelenen bu depremde, yıkılan binlerce binanın enkazını kaldırdıkça maalesef kayıplarımızın sayısı da artıyor. Depremlerden yaralı olarak kurtulan 81 bini aşkın vatandaşımızın önemli bir kısmını taburcu ettik. Kalanların tedavilerine ise devam ediyoruz” açıklamasını yaptı.
    Arama kurtarma ekiplerinin enkaz altından sağ çıkardığı insan sayısının 8 binin üzerinde olduğu bilgisini paylaşan Erdoğan, depremin ilk anlarından itibaren devletin ve milletin tüm imkanlarını afet bölgesi için seferber ettiklerini kaydetti.

    Yaşanan deprem dolayısıyla uluslararası yardımı da içeren, 4’üncü seviye alarm durumu ilan ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem bölgesinde olağanüstü hâl uygulamasını başlattık. Devletimizin ilgili kurumları yanında sivil toplum örgütlerimiz ve gönüllülerimiz afetzedelerimize yardım etmek için yoğun çaba harcıyor. Bir taraftan arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarını yürütürken diğer taraftan da çadır, konteyner ve prefabrik yapıların kurulumuna hız veriyoruz. İnşallah çok yakında yıkılan şehirlerimizi yeniden inşa ve ihya çalışmalarını başlatıyoruz” dedi.

    “Kara gün dostluğunu unutmayacağız”

    “Türk devleti olarak bu felaketin yaralarını milletimizle birlikte el ele vererek en kısa sürede saracağız” diyen Erdoğan, “Bu süreçte zirveye ev sahipliği yapan Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere 100’den fazla ülkeden destek ve taziye mesajı aldıklarını aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimi ülkeler bizzat arayarak, kimisi kurtarma ekiplerini göndererek, kimisi yardım kampanyaları düzenleyerek Türkiye ile dayanışmasını ortaya koydu. Gece gündüz demeden milletimiz için yardım toplayan, ekipleriyle arama kurtarma mücadelemize destek veren, dualarında bizleri unutmayan tüm dost ve kardeş ülkelere sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyorum. Sergilediğiniz bu kara gün dostluğunu hiçbir zaman unutmayacağız” diye konuştu.

    Deprem afetinin uluslararası dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Korona virüs salgını döneminde dünyanın dört bir yanına gönderdiğimiz yardımlarımızda Hz. Mevlana’nın, ‘ümitsizliğin ardında nice ümitler var, karanlığın ardında nice güneşler var’ sözünü düstur edinmiştik. Bugün de, Afrika’dan Asya’ya, Amerika’dan Balkanlara, Avrupa’dan Körfez bölgesine kadar yüz milyonlarca dost ve kardeşimizin bizlere uzattıkları yardım ellerine şahit oluyoruz. Kısıtlı imkanlarına rağmen elindeki avucundaki, varını yoğunu ülkemize gönderen tüm kardeşlerimden ‘Allah razı olsun’ diyorum” dedi.

    Dünyanın doğal afetler, iklim değişikliği, göç, savaşlar gibi meydan okumalarla karşı karşıya bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tedarik zincirlerindeki bozulma, iklim değişikliği kaynaklı felaketler, Rusya-Ukrayna savaşı, gıda ve enerji krizi, yüksek küresel enflasyon gibi nedenlerle dünya ekonomisinin ve kalkınma çabalarının da zorlu bir dönemden geçtiğine vurgu yaptı. Erdoğan, “En Az Gelişmiş Ülkeler başta olmak üzere, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri alanında elde edilen kazanımlar aşınıyor. Tüm bu sınamalar karşısında, küresel yönetişim ve yakın iş birliği dünyamızın geleceği bakımından belirleyici olacaktır. Türkiye olarak Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını idrak ettiğimiz 2023 yılında bölgemizde ve ötesinde bir refah ve güvenlik kuşağı tesis etmek amacıyla yoğun çaba harcıyoruz” şeklinde konuştu.
    Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inandıklarını söyleyen Erdoğan, bunu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu başta olmak üzere tüm hitaplarında vurguladığını hatırlattı.

    “İstikrar ve güvenliğimizi, Körfez bölgesinin istikrar ve güvenliğinden ayrı görmüyoruz”

    Küresel sistemin krizlerle çevrelendiği günümüzde, gerek ikili gerekse çok taraflı platformların önemli olduğuna dikkat çeken Erdoğan, bu denklemde Türkiye ile Körfez ülkelerinin bölgemizin güvenliği, istikrarı, refahı ve ekonomik entegrasyonu için temel ekseni teşkil ettiğini söyledi. Erdoğan, “Türkiye olarak kendi istikrar ve güvenliğimizi, Körfez bölgesinin istikrar ve güvenliğinden ayrı görmediğimizi daima söylüyoruz. Yüksek teknoloji, uzay çalışmaları, yenilenebilir enerji gibi başlıkların yanı sıra Körfez bölgesini Türkiye üzerinden Avrupa ile Asya’ya bağlayacak kara ve demiryolu ulaşım altyapısının geliştirilmesine de büyük önem veriyoruz. Bu düşüncelerle, deprem felaketinin ardından acımızı paylaşan, yardımları ve dualarıyla gücümüze güç katan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

  • Yok böyle dostluk

    Yok böyle dostluk

    50 yaşındaki Arif Korkmaz, doğumdan 5 ay sonra havale geçirmesi sonucu bedensel engelli kaldı. Sandalyeye mahkum olarak hayatını sürdüren Korkmaz, 3 ay önce kıraathane önünde otururken yanına gelen sokak köpeğini besledi. Karnı doyan köpek bir daha Korkmaz’ın peşinden ayrılmadı. Korkmaz, nereye gitse Karabaş, peşinden giderek yalnız bırakmadı. Sahiplendiği köpeğin başını engelli olması nedeniyle bir kez bile okşayıp sevemeyen Korkmaz’a Karabaş moral veriyor. Karabaş, tedavi için İnegöl Devlet hastanesine giren sahibini hastane kapısında saatlerce bekliyor.

    Karabaşı sahiplenen bedensel engelli Arif Korkmaz, “3 ay önce beslemeye başladım. O gün bugündür peşimden ayrılmıyor. Sokak köpeği. Zararsız bir köpek. Benim peşimi bırakmaz. Hastaneye tedaviye geldim. Göğsümde bir ağrı vardı. Tedaviye geldim. Benim moral kaynağım oldu Karabaş.” dedi.