Etiket: Dr.

  • Osmangazi’den Dr. Sadık Ahmet’e vefa

    Osmangazi’den Dr. Sadık Ahmet’e vefa

    Koğukçınar Mahallesi Dr. Sadık Ahmet Caddesi’ndeki yeşil alan Osmangazi Belediyesi Park Bahçeler Müdürlüğü’nün çalışmasıyla vatandaşların dinlenebileceği park haline getirildi. Mahallesi sakinleri tarafından memnuniyetle karşılanan dinlenme parkına 1995 yılında geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden Dr. Sadık Ahmet’in ismi verildi.

    Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, merhum Sadık Ahmet’in Batı Trakya Türkleri’nin lideri olduğuna dikkat çekerek, “Toplumların liderleri vardır ve bu lider önemlidir. Dr. Sadık Ahmet de Batı Trakya Türk toplumunun lideridir. Batı Trakya Türklerinin sorunlarını gerek Yunanistan’da gerek yurt dışında gündeme getirmiş, bu sorunlara çözümler aramıştır. 1995 yılında elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz Dr. Sadık Ahmet’e Türk halkı da sahip çıktı ve onun adını hep yaşattı. Biz de Bursa olarak onun adını caddelerde, sokaklarda, parklarda yaşatıyoruz. Osmangazi Belediyesi olarak yeniden düzenlediğimiz ve merhum Sadık Ahmet’in adını verdiğimiz dinlenme parkını vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Hayırlı olsun.” dedi.

    Koğukçınar Mahallesi Muhtarı Sait Ergen de Sadık Ahmet’in isminin mahalledeki caddenin ardından parka da verildiğini belirterek, Başkan Dündar’a teşekkür etti. Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Bursa Şube Başkanı Hasan Karaömer ve BATISİAD Başkanı Ahmet Er de Dr. Sadık Ahmet’e gösterdiği vefadan dolayı Başkan Dündar ve belediye çalışanlarına teşekkür etti.

  • Dr. Ralph DeFronzo İstanbul’da

    Dr. Ralph DeFronzo İstanbul’da

    1988 yılından beri Teksas Üniversitesinde Diyabet Kürsü Başkanlığı görevini sürdüren, Yale Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi’nden mezun olan Dr. Ralph A. DeFronzo’nun diyabet araştırmalarında eşsiz özverisi ve öncü çalışmaları 50 yılı aşkın süredir devam etmektedir. Özellikle Tip 2 diyabetin tanımlayıcı özelliği olan insülin direncine yönelik çığır açan araştırmaları diyabet alanında büyük öneme sahiptir.

    Dr. Ralph A. DeFronzo’nun böbreklerdeki glikozun yeniden emilimini hedef alan yenilikçi bir diyabet tedavisi yaklaşımı, sadece diyabet yönetiminde devrim oluşturmakla kalmamış, aynı zamanda dapagliflozin, empagliflozin ve canagliflozin gibi yaygın olarak kullanılan ilaçların geliştirilmesine de öncülük etti.

    Yenilikçi ve dünya çapında önemli araştırmalara sahip Dr. Ralph A. DeFronzo’nun bilime sunduğu önemli katkılar nedeniyle İstanbul Atlas Üniversitesi Oditoryumunun ismi üniversite tarafından 6 Kasım’da gerçekleştirilecek tören ile “Dr. Ralph A. DeFronzo Oditoryumu” olarak adlandırılacak. Tören sonrasında “Tip 2 Diyabetin Patofizyolojisi ve Tedavisi” isimli konferans ile konuyla ilgilenen tüm katılımcılara bilgilendirme yapılacak.

    Özellikle diyabet alanında çalışan tüm sağlık çalışanlarının ve öğrencilerin yoğun ilgi göstereceği etkinlik ücretsiz olacak ve Dr. DeFronzo’nun bilgilerinden yararlanmak isteyen herkese açık olacak.

  • Prof. Dr. Bağış: “Covi̇d-19 Aşıları Kısırlık Yapmaz, Hastalık İkti̇darsızlık Yapar”

    Prof. Dr. Bağış: “Covi̇d-19 Aşıları Kısırlık Yapmaz, Hastalık İkti̇darsızlık Yapar”

    Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Başkanlığı Üreme Genetiği Uzmanı Prof. Dr. Haydar Bağış, halk arasında dilden dile dolaşan ‘Covid-19 aşıları kısırlık ve iktidarsızlığa neden oluyor’ şeklindeki ifadelerinin doğru olmadığını kaydetti.

    Prof. Dr. Haydar Bağış, Covid-19 aşılarıyla ilgili halk arasında dilden dile dolaşan kısırlık ve iktidarsızlık sözlerinin sadece bir hurafe olduğunu belirterek, bilimsel bir dayanağının olmadığını söyledi.

    Yapılan aşıların özellikle erkeklerde iktidarsızlığa ve kısırlığa neden olmadığının bilimsel araştırmalar ile ortaya konulduğunu belirten Bağış, tam aksine Covıd-19 hastalığının iktidarsızlık yapabileceğinin altını çizdi.

    Bağış, dünyada bilim insanlarının yaptığı araştırmalarda sosyal medyada dolaşan efsanelerin aksine, Covıd-19 aşıları erektil disfonksiyona ve erkek kısırlığına neden olmayacağını belirterek, “Miami Üniversitesi’ndeki doktorlar ve araştırmacılar tarafından yapılan son araştırmalarda, erken bulgular, ne Pfizer ne de Moderna mRNA aşısının erkek doğurganlığını etkilemediğini göstermektedir. Ekip tarafından yapılan ek araştırmalar, 45 erkek üzerinde yapılan bir araştırma, Pfizer ve Moderna mRNA aşılarının erkek üreme sistemi için güvenli göründüğünü gösterdi” dedi.

    Bağış açıklamasının devamında, “Aşı tereddüdünün bir nedeni, birçok kişi arasında Covıd-19 aşılarının erkek üreme sistemini etkileyebileceği algısıdır. Bu araştırma tam tersini gösteriyor. Aşının erkeğin üreme sistemine zarar verdiğine dair bir kanıt yok. Ancak aşıyı görmezden gelip aşı olmamak ve Covıd-19’a yakalanmak çok kötü ciddi sonuçlar oluşturabilir” diye konuştu.

  • Op. Dr. Ali̇ Cem Oktay Ncr Hospi̇talda

    Op. Dr. Ali̇ Cem Oktay Ncr Hospi̇talda

    NCR International Hospital, Plastik Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi alanında gücüne güç katarak Op. Dr. Ali Cem Oktay’ı güçlü hekim kadrosuna dahil etti.

    Başarılı bir Plastik Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı olarak bilinen Oktay, NCR International Hospital’da hasta kabulüne başladı.

    Op. Dr. Oktay

    1989 yılında Mersin’de doğdu. İlk ve Orta Öğretimini Samandağ Atatürk İ.Ö Okulu-Tarsus Kasım Ekenler İ.Ö Okulu’da, Lise eğitimini Adana Fen Lisesinde tamamlayan Ali Cem Oktay, 2006 yılında Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesine girdi. 2013 yılında mezun olduktan sonra 2014 – 2019 yılları arasında Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi A.D uzmanlık eğitimini tamamlayarak mezun oldu. Uzmanlık alanları ise, burun estetiği, karın germe, kulak estetiği, yüz estetiği, göz kapağı estetiği, yağ enjeksiyonu, dolgu – botoks işlemleri, doğumsal anomaliler, vücut şekillendirme, kol germe, bacak germe, liposuction olduğu açıklandı.

  • Prof. Dr. İbrahim Öztek: “Milli takım çalışmaları muhakkak sürdürülmelidir”

    Prof. Dr. İbrahim Öztek: “Milli takım çalışmaları muhakkak sürdürülmelidir”

    Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Üyesi ve Türkiye Olimpian Derneği Eski Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek, korona virüs salgını döneminde olimpiyatta yarışacak olan sporcuların mutlaka çalışmalarını devam ettirmesi gerektiğini söyledi.

    Türkiye Olimpian Derneği Eski Başkanı ve TMOK Üyesi Prof. Dr. İbrahim Öztek, gelecek sene 23 Temmuz – 8 Ağustos tarihlerine ertelenen Tokyo Olimpiyatları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Öztek, olimpiyatlara ev sahipliği yapacak olan Japonya’da tüm branşlarda çalışmaya başlandığını vurgulayarak, “Korona salgını dünyada planlı tüm organizasyonları alt üst etti. Bir kısmı iptal oldu, bir kısmı ertelendi. Bunların içinde en önemlisi 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları idi. Olimpiyatlar gelecek yıl 23 Temmuz günü başlayıp, 8 Ağustos günü bitecek şekilde ertelendi. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Japonya devlet yönetimi bu tarih üzerinde birleştiler. Olimpiyat oyunları düzenleyen ülkeler madalyada birçok ülkeden daha şanslıdır. Ev sahibi olmanın avantajı büyüktür. Fakat görülüyor ki, Japonlar hiçbir şeyi şansa ve sempatiye bırakmak istemiyorlar. Tüm spor dallarında hızlı bir tempo ile çalışmalarını başlatmış bulunuyorlar. Gelişmiş ülkelerin büyük bir kısmı korona virüs etkisi altında olup, spor veya diğer birçok etkinliği düşünemeyecek durumdadır. Japonya’da da günde yüzden fala ölümün olduğu günler yaşandı ve Nisan başından itibaren bu ülkede de OHAL ilan edildi” şeklinde konuştu.

    “Çalışamayacak ülkelerin madalya şansı azalacaktır”

    Japonya’da olimpiyat hazırlıklarını sürdüren judocuların korona virüs önlemlerini çok sıkı uygulayarak antrenmanlar gerçekleştirdiğini söyleyen İbrahim Öztek, “Japonlar, virüs enfeksiyonuna karşı sıkı korunma önlemleri alarak, özellikle olimpik sportif hazırlık çalışmalarını sürdürmektedir. Judo sporcuları çok geniş salonlarda, maske takarak, aralarında belirli bir mesafe bırakarak, kondisyon ve teknik çalışmalarını tam kapasite içinde sürdürmektedirler. Çalışırken salon devamlı havalandırılmaktadır. Antrenman bitiminde sporcular hep birlikte judo minderini dezenfektan maddelerle silerek, kendilerinden sonra gelecek ekibe steril bir salon bırakmaktadırlar. Çıkışta da ellerini dezenfekte etmektedirler. Korona hastalığı uzun sürecek olursa, bu bahane ile çalışamayacak olan ülkelerin Olimpiyat oyunlarında madalya şansı azalacaktır” açıklamasını yaptı.

    “Tesisler, olimpiyata hak kazanmış sporcuların hizmetine sunulmalıdır”

    Prof. Dr. İbrahim Öztek, Türkiye’de bulunan spor tesislerinin olimpiyata gitmeye hak kazanan sporculara en sıkı tedbirlerle açılması gerektiğine değinerek, şu ifadelere yer verdi:

    “Ülkemizde salon sporları ve açık alan spor tesisleri yeterli durumdadır. Şehirlerden veya toplumdan uzak spor oteli veya tesisleri olimpiyat oyunlarına hak kazanmış sporcuların hizmetine sunulmalıdır. Diğer sporcuların çalışması ağırdan alınabilir. Sağlıklı sporcu ve antrenörlerin yer alacağı kamplarda sporcu dışında giriş ve çıkışlar engellendiğinde hastalıksız ortam kendiliğinden oluşacaktır. Milli takım çalışmaları muhakkak sürdürülmelidir. Bireysel spor dallarında antrenörler sporcularına özel programlar vermeli ve sporcularını her yönü ile kontrol altında bulundurulmalıdır. Sporcu bir ay bile antrenmanlardan geri kalacak olursa, performansları ileri derecede bozulacağı gibi sıkletlerini muhafazada da zorlanacaklardır. Rehavete kapılırsak hazırlık çalışmaları ile elde edilen kotenjanlara yazık olacaktır. Bu salgın durumunda, sağlıklı ortamlarda, sıkı korunma önlemleri içinde çalışırsak, denk olduğumuz ülke sporcularını geride bırakacağımız ve madalya şansımızı artıracağımız bir gerçektir.”

  • Dr. Onur Akın: “İftar yemeğimizi bir saate yayarsak sindirime büyük faydası olur”

    Dr. Onur Akın: “İftar yemeğimizi bir saate yayarsak sindirime büyük faydası olur”

    Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Onur Akın, Ramazan ayında yapılan en büyük hatanın iftar saatinde hızlı yemek yemek olduğunu belirterek, iftar yemeğinin bir saate yayılmasının sindirime büyük faydası olacağını söyledi.

    Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Onur Akın, Ramazan ayının gelmesiyle birlikte bazı vatandaşların iftar saatinde daha fazla dikkat etmeleri gerektiğini belirtti. Normalde üç olan öğün sayısının Ramazan ayında ikiye düştüğünü ifade eden Dr. Akın, “İftara çok hızlı başlamak, 10 veya 15 dakika içerisinde yemeyi tamamlamak en büyük hatalardan birisi. Tabii bundan sonraki süreçlerde ise midede olan rahatsızlıklarla beraber ağza acı ve ekşi su gelmesi, tabii reflü hastalarımızın hastalıklarının aktif olmasıyla bu sorunları bekleyebiliriz. Tabii bu arada kronik olan hastalarımız var; tansiyon, şeker ve kalp hastaları gibi rahatsızlıkları olan vatandaşlarımızın da bu tür uyarılarımıza dikkat etmelerini öneriyoruz. Biz kendi alanımızda incelersek uzun süre açlıktan sonra bir anda mideye yüklenmek midede şişkinlik, hazım bozukluğu ve reflü şikayetleri artışı beklenebilir. Bizim önerilerimiz bir bardak suyu içtikten sonra birkaç dakika beklemek. Daha sonra hafif bir çorba, ağır yağlı olmayan, çorbadan sonra biraz daha beklemek ve daha sonra bir ana öğün yemek. Yalnız yemeği yerken çok yavaş ve iyi çiğneyerek yemeliyiz. Yani iftar yemeğimizi birkaç saate yayarsak sindirime büyük fayda sağlamış olur. Sahura kalktığımızda ise yine su ile başlayıp, kahvaltı şeklinde sahur yapmamızda fayda var. Süt ve süt ürünleri, haşlanmış yumurta, tuzsuz zeytin yenilebilir. Sahur yaptıktan hemen sonra yatmamakta da fayda var” dedi.