Etiket: DSİ

  • Bursa’da 4 köyden, su havzasına kurulan krom madenine karşı protesto

    Bursa’da 4 köyden, su havzasına kurulan krom madenine karşı protesto

    Bursa’nın dağ yöresi ilçelerinden Orhaneli’deki Karıncalı, Yörükler ve Akçabat Mahallelerinin halkı, ellerine pankartlar alarak Topuk Mahallesi’ndeki Karakova deresinin suyunu kullanan krom madeninin açılmasına engel olmak için Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) ve Bursa Kent Konseyi ile birlikte protesto eylemi yaptı.

    Maden önünde gerçekleştirilen protestoda köylüler, krom madeni tesisinin kurulmasına tepki göstererek, ”Burada fabrika olmaz, biz buradaki göletten gelen suyla yaşamımızı sürdürüyoruz” dedi.

    Fabrika önünde açıklama yapan DOĞADER Başkanı Murat Demir, ”Burada DSİ’nin ve BUSKİ’nin yatırımları sonucu köy halkının içme ve kullanma suyu olarak kullanması için bir gölet yapılmış. Bir yandan kamu buraya yatırım yapıyor, bir yandan da başka bir şirket buraya gelip göletin suyunu bitirip kirletmeyi düşünüyor. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Her gün gazetelerde dağ yöresi başta olmak üzere orman yangını haberleri okuyoruz. Bu yangınlara buradaki göletten su alınarak müdahale ediliyor” dedi.

    Yapılacak krom madeni tesisinin köylerin su ihtiyacını tehlikeye sokacağını belirten Demir, “Bu tesis aslında başta bu bölgenin su varlığını ve su kaynaklarını tehlikeye sokacaktır. Biz bölge halkı olarak bu tesisi köyümüz sınırlarında istemiyoruz. Bu tesis burada yaşayan köylülerden ve halktan izin alınmadan kurulmuştur. Birileri Ankara’dan haritada böyle bir yerin olduğunu bilmeden, Burada yaşayan insanlar ne yer, ne içer, ne yapar bilmeden buralara ruhsat veriyorlar. Bu tesisin ruhsatı, geçici bir ruhsattır. Çevre Etki ve Değerlendirme (ÇED) raporundan muaf tutulmuş bu tesisin yapımına izin verenlere soruyorum, bu tesisin çevreye etki edeceğini bildiğiniz halde neden ÇED raporundan muaf tutuyorsunuz?” ifadelerini kullandı.

    Su kullanımının insan hayatında çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten Demir, “Su insan yaşantısı, köylümüz, hayvanlarımız, çiftçimiz ve ormanlarımız için en önemli varlıktır. Ama maden öyle değildir. Burada bir kişi zengin olacak, su kuruyunca hepimizin hayatı tehlikeye girecek. Bu köylerde 6 bin kişi yaşıyor. Bu sudan 6 bin kişi faydalanıyor. 6 bin kişinin hayatı bu tesisten daha değerlidir. Değerli arkadaşlarım, görüyorum ki haklı olarak çok kızgınsınız. Burada yaşam hakkınız, çocuklarınızın geleceğini savunuyorsunuz. Biz de DOĞADER ve Kent Konseyi olarak bu mücadelenizde sonuna kadar yanınızdayız. Bu tesisi buradan kaldırana kadar sizinle birlikteyiz” diye konuştu.

    Karıncalı Mahallesi Muhtarı Mehmet Çakır ise “31 Mart seçimlerinde muhtar oldum. Ben muhtar olmadan 1,5 sene önce inşaat başladı. Benim bu fabrikanın kurulmasından 3 ay önce haberim oldu. Bütün resmi kurumlara gerekli yazıları yazdım. Herhangi bir yerden destek alamadığımız için Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’den, DOĞADER ve Kent Konseyi Başkanlarımızdan destek istedim. Onlarda sağ olsunlar bu programı düzenlediler. Bu tesis buraya kurulduğu zaman Karıncalı, Yörükler, Akçabük Mahalleleri’nin su hayatı bitiyor. Su olmazsa hayat da olmaz. Yıllar önce biz suyumuz olmadığı için kavga ederdik. Annelerimiz, başka köylere fasülye, elma almaya gidiyordu. Biz bu günlere tekrardan dönmek istemiyoruz. Yörükler ve Akçabük Mahalleri’ni muhtarlarına da çok teşekkür ediyorum.” sözlerini kullandı.

    DSİ görevini yapmalı

    Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy ise “Buraya bu tesisi kurduklarında buradaki havzadaki orman yok olacak. Sadece su değil. Madencilik faaliyeti için suyun oluşmasını sağlayan ormanlık alanları da yok edecekler. DSİ’nin yetkilileri ilk müracaatta bizim bu alanda yetkimiz yok diyor. Hem göletin hem akan derelerin sahibi DSİ’dir. Dolaysıyla kurumlar görevini yapmalıdır. Gelirken dökülmüş pasaları gördünüz. Karakova Deresi’nin hemen yanı. Çıkarılan madenci geçişi izniyle çıkarılan madenler kenara birikmiş. Aşırı yağışlarda herhangi bir koruma önlemi de görmedik. Burada oluşan krom ve ağır metaller sulama sularına karışacak. Karakova Deresi’nin üzerinde kurulmuş bir bent var. O bentten alınan su, Karıncalı Göleti’ni besliyor ve 3 köyün sulama ihtiyacını karşılıyor. Onun için bu havzanın korunması ve bu fabrikanın yapımının engellenmesi lazım. Bu tesisin yapımının engellenmesi için sonuna kadar yanınızdayız” diye konuştu.

    Aksoy, “Bizim savunduğumuz şey, fabrika ve tesis gibi yerlerin yapılmadan önce hacmi ve alanı ne kadar olursa olsun, ÇED raporunun alınması. Biz halkın fikirlerinin alınması gereken bir toplantı olmasını savunuyoruz. Bu sıcakta buraya gelen çocuklarımızı, gençlerimizi ve amcalarımızı kutluyorum” dedi.

  • Bursa’da baraj ve sulama kanalları için uyarı

    Bursa’da baraj ve sulama kanalları için uyarı

    DSİ Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada sıcak havalarda su depolama alanlarında yüzmek isteyen vatandaşların hayatını tehlikeye atmaması için uyarı yapıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Su depolama ve iletim tesisleri yüzmek ve serinlemek için son derece uygunsuz tesisler olup bu tesislere girilmesi ölümcül neticeler doğurmaktadır.

    Baraj ve gölet gibi depolama tesislerimizin göl alanları engebeli bir zemin yapısına sahip olup, su derinliği ani olarak değişim gösterebilmekte bu da boğulma riskini artırmaktadır. Üstelik bu engebeli zemin, akarsuların getirdiği ve balçık olarak tarif edilebilecek rusubi malzeme ile kaplı olduğundan, üzerine basılması durumunda temas eden kimseyi içine doğru çekebilmektedir.

    Öte yandan baraj ve gölet gibi tesislerimizde depolanan suyun sıcaklığı düşük olduğundan ani kramp riski yükselmekte ve vücut ısısının düşmesine bağlı olarak hipotermi ihtimali ortaya çıkmaktadır. Tatlı suyun kaldırma kuvvetinin deniz suyuna göre düşük olması da riskleri arttırmaktadır.

    Sulama kanalları da benzer tehlikeler barındırmakla birlikte kendine has riskler de taşımaktadır. Sulama kanalları trapez kesitli yani “v” harfine benzer şekilde yan duvarları eğimli olarak inşa edilmişlerdir. Dolayısıyla bu kanala giren bir kimse kanaldan çıkmakta zorlanacaktır. Üstelik kanalın yan duvarları yosunlanma sebebiyle kaygan olduğundan bu güçlük daha da artacaktır.

    Diğer taraftan sulama kanallarına bırakılan suyun akış hızı yüksek olduğundan, kuvvetli akıntıyla profesyonel yüzücü olunsa bile baş etmek mümkün olmayacaktır.

    Tüm bu sebeplerle baraj, gölet, sel kapanı, regülatör ve sulama kanalları yüzmek ve serinlemek için son derece uygunsuz ve tehlikeli tesisler olup bu tesislere herhangi bir maksatla girilmesi kesinlikle yasaktır.

    DSİ Genel Müdürlüğü, uyarı levhaları ve tel örgü uygulamaları ile söz konusu tesislere girilmemesi yönünde fiziki tedbirler almakla birlikte, bu tip girişimlere şahit olan vatandaşlarımızın da gerekli uyarılarda bulunması, sonuç alınamaması durumunda konunun güvenlik güçlerine iletilmesi hayati önem taşımaktadır”

  • Tarihi taş köprüde temizlik çalışması memnun etmedi

    Tarihi taş köprüde temizlik çalışması memnun etmedi

    Aydın tarımının can damarlarından olan Büyük Menderes Nehri, doğduğu bölgeden denize döküldüğü yere kadar üzerindeki birçok köprüye ev sahipliği yapıyor. Aydın’ın Söke ilçesine bağlı Sarıkemer’i birbirine bağlayan ve bir zamanlar deve kervanlarının geçtiği, 1988 yılında da Kemal Sunal’ın başrolünü oynadığı İnatçı filminin birçok sahnesinin çekildiği tarihi taş köprü de şimdilerde yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Nehre atılan çöpler, ağaç kütükleri ve kargılar nedeniyle menfezleri tıkanan taş köprü tekrar alarm vermeye başladı. Tarihi taş köprünün temizlenmesi için harekete geçen Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, başvuruları üzerine bölgeye DSİ ekiplerin geldiğini görünce sevindiklerini ancak yapılan temizlik uygulamasını görünce şaşırdıklarını belirtti. Bölgeye gelen kepçe ile köprünün arkasındaki plastik çöplerin alınarak ön tarafına tekrar bırakıldığını ve tüm çöplerin Ege Denizi’ne karışacağını söyleyen Sürücü, “Temizlik böyle mi yapılır?” diyerek duruma tepki gösterdi.

    “Yanlış bir uygulama”

    Tekrar suya bırakılan çöplerin daha çok kirlilik oluşturduğunu ifade eden Sürücü, “Büyük Menderes Havzası’na bereket getiren Ege’nin en büyük akarsuyu olan Büyük Menderes Nehri’nin kanayan yarası haline gelen, Söke’ye bağlı Sarıkemer’de bulunan tarihi taş köprünün arkasında biriken çöplerin sorunu bir türlü çözümlenemiyor. Yaklaşık bir ay önce müracaat ettiğimiz kurum tarafından dün taş köprüye bir kepçe gönderildi. Biz de çöpler temizlenecek diye çok sevinmiştik. Büyük ağaç kütükleri bir kısım çöpler kıyıya alındı. Ne yazık ki, plastik atıklar ve diğer çöpler kepçeyle köprünün arkasından alınarak, ön tarafında yine suya bırakıldı. Yani ‘Su götürür’ mantığıyla hareket edilerek taş köprünün tuttuğu çöpler ve özellikle ne kadar plastik varsa hepsi Ege Denizi’ne doğru gitti. Menderes Nehri’nin kıyısında bulunan kargı kamışlarının içi çöplerle doldu. Bir kısmı da Bafa Gölü’nü besleyen Serçin Priz kanalına geldi. Didim yol kavşağında Sakızburnu Dalyan bölgesinde bulunan şişme savaktan aşamayan çöplerin bir bölümü burada kaldı” ifadelerini kullandı.

    Çöplerin gittiği noktanın Türkiye’nin en önemli korunan alanlarından biri olan Büyük Menderes Deltası Milli Parkı olduğunu söyleyen Sürücü, “Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun kararı ile 1982 yılında tescil edilen Sarıkemer Taş Köprü, tarihi açıdan önemli kültür varlıklarımızdan biridir. Bu çöpleri ve gelen atıkları tutmak için daha ne kadar dayanacaktır. Tarihi köprünün arkasında biriken çöplerin temizlik çalışmaları, yapının tescilli olması nedeniyle ilgili kurumların denetiminde yapılması gerekirdi. Sadece bir kepçe ve operatörüyle yapılan çalışma, korumaya uyumlu olmadığı gibi, çöplerin bertarafında da yanlış bir uygulamayla tekrar nehrin diğer tarafına atılarak temizlik gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Yine de tam teşekküllü bir temizlik yapılmadığından köprüye yakın kısımlardaki çöpler, denetçiler olmadığından alınamamış ve önümüzdeki günlerde yağmurlarla birlikte yine adacıklar oluşturarak büyümeye devam edecektir” dedi.

    “Yüzer bariyer aktif hale getirilmeli”

    Söke Regülatöründe kıyıda bekletilen yüzer bariyer sisteminin aktif hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Sürücü, “Taş köprüde yapılacak temizlik çalışmalarına uzmanlar ve denetçilerin de katılması sağlanmalı, doğru temizlik yapılmalı ve kesinlikle tekrar nehre atılmamalıdır. Önemli olan bu çöplerin nehre atılmamasıdır. Bu konuda bir çalışma yapılmamaktadır. Köylerden, kasabalardan ve kentlerden dere ve çaylara atılan çöpler menderese ulaşmakta, buradan da denize kadar gitmektedir. Çöpleri tutması için en önemli projelerden biri olarak alınan, yüzer bariyer yıllardır Söke Regülatöründe karada beklemektedir. Umarız ilgili kurum duyarlılık göstererek tamirini yaptırıp yüzer bariyeri tekrar işlevsel hale getirir ve üst havzadan gelen çöplerin denize gitmesini önler. Bu çöpler sadece kötü bir görünüm oluşturmuyor aynı zamanda denizel biyoçeşitliliğe de büyük zarar veriyor. Başta deniz kaplumbağaları ve yunuslar olmak üzere birçok deniz canlısının ölmesine de yol açıyor” şeklinde konuştu.

  • “Sürdürülebilirlik için suya ihtiyaç var”

    “Sürdürülebilirlik için suya ihtiyaç var”

    Devlet Su İşleri (DSİ) Üst Yönetim Değerlendirme Eğitim Semineri Maltepe’de bir otelde düzenlendi. Program, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. 26-28 Ocak tarihlerinde gerçekleşecek seminerin ilki Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın katılımıyla başladı. Programa, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta ve üst düzey yöneticiler katıldı.

    “Stratejik olarak da yönetiyoruz ve yönetmeye devam edeceğiz”

    Sektörlere değinen bakan Yumaklı, “Ülke olarak ekonomik kalkınmamızın en önemli unsuru olan suyu stratejik olarak ele aldık ve alıyoruz. Stratejik olarak da yönetiyoruz ve yönetmeye devam edeceğiz. Ekonomimizin 3’lü saç ayağı var. Tarım, sanayi ve enerji. Bu sektörlerinin sürdürülebilirliği için suya ihtiyaç var. İklim değişiklikleri sebebiyle bu ihtiyaç günden güne artmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.

    “DSİ, ülkemizin en büyük yatırımcı kurumlarından biri”

    DSİ’nin Türkiye’de en büyük yatırımcılardan biri olduğunu vurgulayan Bakan Yumaklı, “İşte, ülkemizde bu ihtiyacı bilen, takip eden, karşılayan ve bilgi birikimiyle yöneten kurumumuz da Devlet Su İşleri. Yaptığı projeler ve çalışmalarla hem ülkemizde hem de yurt dışında da çok ciddi bir bilinirliliğe ve saygıya sahip. DSİ, ülkemizin en büyük yatırımcı kurumlarından biri. Bu sayede; ülke topraklarımızın her tarafında DSİ logosunu gördüğümüzde anlıyoruz ki buraya da DSİ’nin eli değmiş” ifadelerini kullandı.

    “10 binden fazla proje gerçekleştirildi”

    Yumaklı, “Çalışmalarımızı daha da verimli hale gelmesinin en önemli unsurlarından birisi de istişare. Bu kültür bizim geleneksel kodlarımızda da var. Bugün başlayıp 3 gün boyunca devam edecek toplantımızın mavi vatanımız için hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

  • DSİ’den sulama sezonu açıklaması

    DSİ’den sulama sezonu açıklaması

    Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden birisi olan Aydın’da yaşanan kuraklık ile birlikte beklenen yağışların olmaması ve barajlardaki doluluk oranı üreticileri endişelendirmiş, sulama sezonu başında etkili olan yağışlar ise çiftçilere umut olmuştu. 2023 sulama sezonunda yağışlar ile birlikte toprak suya doyarken, üreticiler de tav suyu için barajlardan su kullanmadı. Haziran ayı sonlarında barajlardan su alınmaya başlanırken, yapılan planlamalar neticesinde barajlardaki sular üreticilere yetti. DSİ 21. Bölge Müdürlüğü’nden yapılan açıklamalara göre kuraklığa rağmen sulama sezonu sıkıntısız atlatıldı.

    Konu ile ilgili DSİ 21. Bölge Müdürlüğü’nden yapılan paylaşımda ise “Aydın’da yaşanan kuraklığa rağmen sulama sezonu sıkıntısız atlatıldı. Şimdi hasat zamanı. Çiftçilerimize bol ve bereketli bir hasat sezonu diliyoruz” ifadeleri yer aldı.

  • Gölecik Barajı’nın inşaatı devam ediyor

    Gölecik Barajı’nın inşaatı devam ediyor

    DSİ Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, tarımda modern sulamayı yaygınlaştırmak, toplulaştırma çalışmalarıyla tarım arazilerinden en yüksek faydayı sağlamak, musluklara sağlıklı ve içilebilir su ulaştırmak ve yerleşim yerleri ile tarım arazilerini taşkın risklerine karşı korumak için çalışmalar sürüyor.

    Gölecik Barajı’nın tüm aşamalarının tamamlanmasıyla bölgede yapılacak sulu tarımla ülke ekonomisine yıllık 158 milyon 957 bin liralık katkı sağlanması hedefleniyor.

    Çalışmalar kapsamında şimdiye kadar yaklaşık 330 bin metreküp silindirle sıkıştırılmış beton dökülerek, 69,60 metre kotuna kadar gövde dolgusu tamamlandı.

    Enjeksiyon ve drenaj galerisi imalatları yamaçlara doğru yükselerek devam ettirilirken, su alma şaftı cebri borularının montajına başlanarak, gövde dolgusuyla eş zamanlı olarak su alma yapısı imalatı sürdürülüyor.

    Asansör, havalandırma şaftı ve prekast merdiven imalatına da gövde dolgusuyla birlikte devam edilirken, dolusavak inşaatında enerji kırıcı havuz imalatları yapılıyor.

    Açıklamada görüşlerine yer verilen DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, sulama ve içme suyu maksadıyla inşa edilen Gölecik Barajı’nın tamamlanmasıyla 45 bin 870 dekar arazi sulanacağını belirterek, aynı zamanda Karacabey ilçe merkezi ve çevresinin ihtiyacı olan yıllık 7,44 milyon metreküp içme ve kullanma suyu ihtiyacının karşılanacağını bildirdi.

  • Tarımsal sulamada milat

    Tarımsal sulamada milat

    DSİ Genel Müdürlüğü’nce yapılan açıklamada, son yıllarda iklim değişikliğinin etkisiyle yağışlardaki azalmaya bağlı olarak kurak dönemlerin sıklığında meydana gelen artış, suyun ve sulama yönetiminin gıda güvenliği bakımından ne denli önemli olduğunu bir kez daha gösterdiği ifade edilerek, “Tarımsal verimliliğin artırılmasında ve tarım sektöründe katma değerin yükseltilmesinde su ve sulama yatırımları en önemli etken konumundadır. Sulama, tarımda çarpan etkisi gösteren bir yatırımdır. Sulu tarıma geçiş, başta tarım sektörüne hizmet sunmakla birlikte diğer sektörlere de itici bir güç olmaktadır” denildi.

    Yarı kurak bir coğrafyada bulunan ülkemizin teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek arazi miktarı 8,5 milyon hektar olarak belirlendiği, son yıllarda yapılan önemli yatırımlarla bu miktarın % 80’nine karşılık gelen yaklaşık 6,9 milyon hektar arazi sulamaya açıldığı kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi;
    “Sulanan arazi miktarını artırmanın yanında, iptidai sulama sistemlerinin modernizasyonu sağlamaya dönük önemli yatırımlarda hayata geçirilmektedir. İnşa halindeki sulama projelerimiz %94 oranında modern sulama sisteminden oluşmaktadır. Öte yandan sulamanın verimini arttıracak, toprağa değer katacak arazi toplulaştırma yatırımları da hız kesmeden devam etmekte olup toplulaştırma yapılan arazi miktarı 7 milyon hektara ulaşmıştır.

    Sulama ve toplulaştırma projelerimizle tarımsal verimi artırmak ve üretim girdilerinin tasarruflu kullanımını yaygınlaştırarak çiftçilerimizin üzerindeki girdi yükünü azaltmak hedeflerimiz arasındadır.
    Bu çerçevede Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile 26 Nisan 2023 Çarşamba günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Tarımsal Sulama Amaçlı Su Kullanım Hizmet Bedelinin Desteklenmesine İlişkin Karar” çiftçilerimiz açısından müjde niteliğindedir.
    “Sulamada Milat” olarak değerlendirilebilecek bu karar ile çiftçilerimizin 2023 yılı tarımsal sulama ücretlerinin yüzde 50’si Devlet tarafından karşılanacaktır. Bu karar ile sulama sahasında tarım yapan çiftçilerimizin 2023 yılında su kullanım hizmet bedellerinin desteklenerek üretim maliyetlerinin azaltılması ve rekabet güçlerinin arttırılması hedeflenmektedir. Yaklaşık 4,5 milyar TL’ye tekabül eden bu destek ile gıda arz güvenliğinin ve tarımsal üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması hedeflenmektedir.”

  • Erdoğan açmıştı, çalışmalar hız kesmiyor

    Erdoğan açmıştı, çalışmalar hız kesmiyor

    Aydın’ın Çine ilçesinde, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından yapılarak su tutmaya başlayan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla resmi olarak açılan Gökbel Barajı’nda çalışmalar aralıksız devam ediyor. Önemli tarım kentlerinden olan Aydın’da yapılan barajın, bölgeye büyük katkı sağlaması hedefleniyor.

    Temelden yüksekliği 62.5 metre ve su depolama kapasitesi 12 milyon 730 bin metreküp olan Gökbel Barajı’nda yapılacak sulu tarım ile birlikte bölge ekonomisinde yıllık 561 milyon 200 bin zirai gelir artışı yaşanması bekleniyor.

    Gökbel Barajı’nda depolanacak su ile Çine Ovası’nda 69 bin 800 dekar, Koçarlı ve Bağarası Ovası’nda 146 bin 40 dekar olmak üzere toplamda 215 bin 840 dekar arazinin sulanmasının sağlanacağı barajda gerçekleştirilen çalışmalar da hız kesmiyor. Bu çerçevede bölgeye giden DSİ 21. Bölge Müdür Yardımcısı İnan Gündüz, beraberindeki heyetle birlikte Gökbel Barajı’nda ve devam eden relokasyon yolları inşaatı çalışmalarında incelemelerde bulundu.

  • Taşkınlar 72 saat öncesinden tahmin edilebilecek

    Taşkınlar 72 saat öncesinden tahmin edilebilecek

    Artvin’in Arhavi ilçesinde 22 Temmuz’da Kabisre Deresi’nin taşmasıyla yaşanan sel sonrası bölgede DSİ Genel Müdürlüğü, taşkın sonrası alınan tedbirler kapsamında ‘Tahmini ve Erken Uyarı Sistemini Alt Havzalarda Kurulması Projesi’ ile taşkın olabilecek tüm bölgelere cihazlar kurdu. Muhtemel taşkının zamanı, konumu, etkileri ve alınması gerekli tedbirleri içeren bilgiler 72 saat öncesine kadar elde edilebilecek.


    Sistemi özellikle Doğu Karadeniz’in riskli gördükleri bir çok noktada kurmaya başladıklarının altını çizen yetkililer taşkınlarla mücadelede, yukarı havzadaki su seviyesinin yükselmesinin tespitinin hayati önem taşıdığını, bunun için de radar sensörü ile çalışan erken uyarı sisteminin devreye alındığını belirttiler.


    Radar sensöründen su seviyesi tespiti yapılarak ilgili birimlere SMS yoluyla bilgi geliyor. Sistemin üzerindeki kamera ile görüntüler anlık olarak alınıyor ve riskli bir durum varsa yerleşim yerindeki yerel yöneticilere, vatandaşlara burada tehlike olduğu SMS yoluyla ve diğer duyuru sistemleriyle bildiriliyor.

    Bölgede hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiğine de dikkati çeken yetkililer, vatandaşlara, ilgili kurumların uyarılarını dikkate almaları, en azından kar erimelerinin yoğunlaştığı, yağışların fazla olduğu dönemlerde dere yataklarından uzaklaşmaları uyarısında bulundu.

  • DSİ, Bursa’nın ekonomisine katkı sağlıyor

    DSİ, Bursa’nın ekonomisine katkı sağlıyor

    DSİ Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, kurumun yatırımlarının kaynağını teşkil eden suyun, yaşamsal öneminin yanında tüm üretim süreçlerinin ana girdilerinden birini oluşturduğu belirtildi.

    Ulaştığı her alanda adeta zincirleme reaksiyon sağlayan suyun hem sektörel hem de sektörler arası hareketliliği tetiklediği vurgulanan açıklamada, suyun tarım ve sanayide oluşturduğu güçlü etkinin geniş iş sahalarının doğmasına da vesile olduğuna işaret edildi.

    Açıklamada görüşlerine yer verilen DSİ Genel Müdürü Prof. Dr. Lütfi Akca, şu ifadeleri kullandı:

    “DSİ ülkemizin kalkınmasının kilometre taşlarından olup bir markadır. DSİ’nin hizmetlerinden faydalanmayan tek bir vatandaşımız yoktur. Su hayatın merkezinde olduğu gibi kalkınmanın da merkezindedir. Susuz bir kalkınmanın mümkün olmadığı aşikardır. Bu kapsamda sulama projelerimiz başta olmak üzere yatırımlarımızı en kısa zamanda tamamlayarak faydaya dönüştürmek, verimli topraklarımızın bereketine bereket katmak için çalışmaktayız. DSİ olarak modern sulama projelerini geliştirerek uygulamaya koymaktayız. Modern sulama ile tarımda sağlanan verim artışları, üretim deseninin çeşitlenmesi, çiftçi gelirlerinde doğrudan ve dolaylı artışa neden oluyor. Bu durum bir yandan kırsal kalkınmanın hedeflerinden olan yoksulluğun azaltılması amacına hizmet ediyor, bir taraftan da yaşam standardını yükseltiyor.”

    Akca, bu kapsamda Bursa ilinde 15 Mayıs’ta başlayan sulama sezonunda 642 bin 840 dekar tarım arazisinin sulanmaya devam ettiğini, bu sayede 2022 yılı birim fiyatlarıyla ülke ekonomisine 2 milyar 559 milyon 780 bin lira katkı sağlanmasının hedeflendiğini duyurdu.

    Çiftçilere bol ve bereketli bir sulama sezonu dileyen Akca, “Bizler DSİ olarak ülke tarımı ve ülke insanı için özveri ile çalışmaya devam etmekteyiz. Tarım arazilerinin suya kavuşmasını, modern sulama sistemlerinin yaygınlaşmasını ve özellikle de su tasarrufu sağlanmasını önemsiyoruz. Çalışmalarımızı da bu yönde kararlılıkla sürdürüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.