Etiket: dsö

  • “Hasta tahliyeleri İsrail tarafından engelleniyor”

    “Hasta tahliyeleri İsrail tarafından engelleniyor”

    İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki Kemal Advan, El Avda ve Endonezya hastanelerine yönelik tahliye talebi bölgedeki sağlık krizini derinleştirirken, Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) konuya ilişkin açıklama geldi. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus yaptığı yazılı açıklamada, tahliyesi istenen 3 hastanedeki durumu kritik hastaları El Ahli ve El Şifa hastanelerine nakletmeye yönelik çabaların 2 gündür İsrail tarafından engellendiğini ifade etti. “Yarın için başka bir görev planlanıyor” diyen Ghebreyesus, “Kemal Advan ve El Avda hastaneleri kısmen işlevselliğini koruyor ancak malzeme sıkıntısı nedeniyle zorlanıyor. Endonezya hastanesi ise artık hizmet veremiyor ve hastaları kabul edemiyor” ifadelerini kullandı.

    “DSÖ ciddi endişe duyuyor”

    Ayrıca Gazze’deki As-Sahabah hastanesine yakıt, kan üniteleri ve tıbbi malzeme ikmali için yapılması planlanan bir misyonun da engellendiği bilgisini paylaşan Ghebreyesus, “Son 12 aydır devam eden çatışmalar, hastanelerin etrafındaki zorunlu tahliyelerin ve çatışmaların hastalar, sağlık çalışanları ve sağlık altyapısı üzerinde ne gibi felaketlere ve tehlikelere yol açabileceğini göstermiştir” dedi. DSÖ’nün bölgede yaşanan sağlık krizinden “ciddi endişe duyduğunu” kaydeden Ghebreyesus, “İsrail’i kritik insani yardım misyonlarını kolaylaştırmaya ve ateşkes için çalışmaya çağırıyoruz” dedi.

  • Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Bursa’da buluşuyor

    Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Bursa’da buluşuyor

    DSÖ’nün kent sağlığı alanında yerel yönetimler ile çalışan Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı, çalışmalarına 1988 yılında başladı. 5’er yıllık fazlar halinde belirlenen temalar ve kriterler kapsamında belediyelerin ve ulusal ağların bu kriterleri yerine getirmesi halinde üyelik başvuruları kabul ediliyor. Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı’na Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 2003-2008 yıllarını kapsayan 4. Faz’dan itibaren üyeliği bulunuyor. Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği ise kurulduğu 2005 yılından beri Ulusal ağ olarak Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı’na üye. 2019 yılında başlayan 7. Faz süreci 2025 yılında tamamlanacak. DSÖ, bu ağ kapsamında politik kurul, bilim kurulu ve danışma kurulu oluşturarak çalışmalara rehberlik ediyor.

    Tek sağlık gündemini temel alan Politik Kurul’un üyeleri, işbirliğini ve iyi uygulama paylaşımını daha da geliştirmek amacıyla 5-6 Eylül 2024 tarihlerinde Çekya’nın Brno şehrinde bir araya geldi. Brno Belediye Başkanı Markéta Vakov’nın ev sahipliğinde ve DSÖ Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Bölge Sorumlusu Kira Fortune’un koordinasyonunda gerçekleşen toplantıya Türkiye Sağlıklı Kentler Ulusal Ağı adına Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Emin Direkçi, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay, Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Genel Sekreteri Murat Ar ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Sağlıklı Şehirler Proje Koordinatörü, İklim Değişikliği ve Temiz Enerji Şube Müdürü Ahmet Toker katıldı.

    Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Politik Kurulunun üst düzey yöneticilerinin de katıldığı toplantının gündem maddelerinde, 7. Faz değerlendirmesi için ilk bulgular ve planlar hakkında geri bildirim sağlanması ve Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı’nın bir sonraki aşaması için stratejik yön ve hedefleri belirleyen 8. Faz için planlama sürecinin başlatılması vardı. Toplantının sonunda DSÖ Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağının 2025 yılı Konferansı’nın Bursa’da yapılmasına karar verildiği duyuruldu. Katılımcılara Bursa’nın tanıtım filmi sunuldu ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in davet mesajı yayınlandı. Konferans detaylarının Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Bölge Sorumlusu Kira Fortune liderliğindeki heyetin Eylül ayı ortalarında gerçekleştireceği Bursa ziyareti ile geliştirilmesi planlanıyor.

  • DSÖ’den Maymun Çiçeği açıklaması

    DSÖ’den Maymun Çiçeği açıklaması

  • DSÖ’den Maymun Çiçeği alarmı

    DSÖ’den Maymun Çiçeği alarmı

    Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden komşu ülkelere yayılan maymun çiçeği virüsü nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), harekete geçti. Burundi, Kenya, Ruanda ve Uganda’da da virüsün yayılması sonucu DSÖ, maymun çiçeği virüsü nedeniyle iki yıl içinde ikinci kez küresel halk sağlığı acil durumu ilan etti. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Bu salgınları durdurmak ve hayat kurtarmak için koordineli bir uluslararası müdahalenin şart olduğu açıktır” dedi.

    Küresel halk sağlığı acil durumu, DSÖ’nün en yüksek alarm seviyesi olarak biliniyor ve bir hastalığı kontrol altına almak için araştırma, finansman, uluslararası halk sağlığı önlemlerini ve işbirliğini hızlandırmayı amaçlıyor.

    Afrika’da dün maymun çiçeği virüsü nedeniyle “halk sağlığı acil durumu” ilan edilmişti

    Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (Africa CDC), dün Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden komşu ülkelere yayılan maymun çiçeği virüsü nedeniyle kıta genelinde “halk sağlığı acil durumu” ilan etmişti.

    Africa CDC, bu yıl kıtada şimdiye kadar maymun çiçeği kaynaklı 17 binden fazla vaka ve 517 ölüm rapor edildiğini aktararak, bunun geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 160’lık bir artışı temsil ettiğini söyledi. Afrika’da toplam 13 ülkede vaka bildirdi.

    Maymun çiçeği, ilk kez insanlarda 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde tespit edildi

    Maymun çiçeği, 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde insanlarda ilk kez tespit edildikten sonra onlarca yıldır Afrika’nın bazı bölgelerinde endemik olarak görülüyor. Virüsün daha hafif bir varyantı, 2022 yılında, büyük ölçüde cinsel temas yoluyla 100’den fazla ülkeye yayıldı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) en yüksek alarm seviyesi olan küresel halk sağlığı acil durumu ilan etmesine neden olmuştu. DSÖ, 10 ay sonra sağlık krizinin kontrol altına alındığını söyleyerek acil durumu sona erdirmişti.

  • DSÖ’den korkutan “Yaz Covid”i uyarısı!

    DSÖ’den korkutan “Yaz Covid”i uyarısı!

  • DSÖ: “Gazze’deki hastanelerin sadece üç günlük yakıtı kaldı”

    DSÖ: “Gazze’deki hastanelerin sadece üç günlük yakıtı kaldı”

    İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nı ele geçirmesinin ardından Gazze Şeridi’nde yeniden yakıt sıkıntısı başladı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Sınır kapısının kapatılması, BM’nin yakıt tedarikini engellemeye devam ediyor. Yakıt olmadan tüm insani yardım operasyonları duracak. Sınır kapılarının kapalı olması, Gazze’ye insani yardım ulaştırılmasını da engelliyor. Gazze’nin güneyindeki hastanelerin sadece üç günlük yakıtı kaldı. Bu da hizmetlerin yakında durabileceği anlamına geliyor” dedi.
    DSÖ, Refah’taki üç hastaneden biri olan Ebu Yusuf al-Najjar Hastanesi’nin artık faaliyetlerine devam edemediğini belirterek, bazı ekipmanların sahra hastanelerine taşındığını söyledi.

  • DSÖ: “32 hastayı tahliye etti”

    DSÖ: “32 hastayı tahliye etti”

    DSÖ ekibi, İsrail askerlerinin kuşatması nedeniyle insani krizin yaşandığı Gazze Şeridi’nin Han Yunus kentindeki Nasser Hastanesine girdi. Örgütten yapılan yazılı açıklamada, 18 ve 19 Şubat’ta hastaneye erişim sağlayan DSÖ ekibinin 2’si çocuk 32 hastayı hastaneden tahliye ettiği belirtildi. Yüksek risk içeren tahliye operasyonunun Filistin Kızılayı ve Filistin’deki Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA oPt) ile yakın iş birliği içinde yürütüldüğü aktarıldı. Ekibin ayrıca, hastaneden kalan hastalar ve personel için sınırlı miktarda temel ilaç ve gıda getirdiği vurgulandı. Filistin Kızılayına ait 4 ambulansın, hastane müdürünün koordinasyonunda tıbbi değerlendirme ve triyaj yapılan hastaların güvenli bir şekilde ulaşımını sağladığı kaydedildi. Tahliye edilen hastaların Han Yunus’taki Avrupa Gazze Hastanesine, Gazze’nin merkezindeki El Aksa Hastanesine ve Refah kentindeki Uluslararası Tıp Derneği, BAE ve Endonezya sahra hastanelerine götürüldüğü ifade edildi. Açıklamada, İsrail askerlerinin 14 Şubat’ta gerçekleştirdiği baskının ardından hastanenin kullanılamaz hale gelmesi üzerine hastane personeli tarafından hastaların sevk edilmesinin talep edildiği hatırlatıldı.

    “Daha fazla hastanın tahliyesi için çalışmalar sürüyor”

    Hastanede elektrik ve su olmadığı, tıbbi atıkların ve çöplerin hastalıkların üremesine zemin hazırladığı vurgulanan açıklamada, “DSÖ personeli, hastane çevresindeki yıkımın tarif edilemez olduğunu söyledi. Bölge, yanmış ve yıkılmış binalarla, ağır molozlarla ve parçalanmış yollarla çevriliydi. Hastanede tahminen 130 hasta ve yaralı ile en az 15 doktor ve hemşire bulunuyor. Yoğun bakım ünitesi artık çalışmadığı için DSÖ personeli, kalan tek yoğun bakım hastasını hastane kompleksinin diğer hastaların temel bakım aldığı farklı bir bölümüne götürdü. DSÖ, hastanede kalan hastaların ve sağlık çalışanlarının güvenliği ile refahından endişe duymaktadır, hasta ve yaralılara yönelik hayat kurtaran bakımın daha fazla kesintiye uğramasının daha fazla ölüme yol açacağı konusunda uyarıda bulunmaktadır. Devam eden çatışmanın ortasında daha fazla hasta tahliyesini sağlamak için çabalarımız sürüyor” ifadeleri kullanıldı.

    “Nasser Hastanesinin kullanılamaz hale getirilmesi, Gazze’nin sağlık sistemine büyük bir darbedir”

    DSÖ’nün tahliye operasyonundan önce tıbbi değerlendirme için hastaneye erişim talebinin art arda iki kez reddedildiği belirtilerek, “Bu durum, acil ihtiyaç duyulan hasta sevkinde gecikmelere neden oldu. Açıklanana göre yoğun bakım ünitesinde en az 5 hasta hayatını kaybetti” denildi. Nasser Hastanesine daha fazla zarar verilmesinin işlevselliğinin geri kazanılmasında daha fazla gecikmeye yol açacağı vurgulanarak, “Hastane bünyesinde bulunan DSÖ destekli uzuv rekonstrüksiyon merkezi de artık faaliyette değil. Bunlar, ihtiyaçların artmaya devam ettiği bir ortamda sağlık hizmetlerine erişimi daha da sınırlayacak trajik gelişmelerdir. Nasser Hastanesinin kullanılamaz hale getirilmesi, Gazze’nin sağlık sistemine büyük bir darbedir. Güneydeki tesisler halihazırda kapasitenin çok üzerinde çalışıyor ve zar zor daha fazla hasta kabul edebiliyor. DSÖ hastaların, sağlık çalışanlarının, sağlık altyapısının ve sivillerin korunması çağrısını yineliyor. Hastaneler kötüye kullanılmamalı veya saldırıya uğramamalıdır. DSÖ, tüm taraflara uluslararası insancıl hukuku, ayrım ve orantılılık ilkelerini desteklemeleri ve hastanelerin hayat kurtarıcı bakım sağlamaya devam edebilmeleri için sürekli erişim verilmesi yönündeki çağrısını yinelemektedir” ifadelerine yer verildi.
    DSÖ ekibinin hastaneye girdiği anların görüntüleri de paylaşıldı.

  • Kanser vakaları yüzde 75 artacak

    Kanser vakaları yüzde 75 artacak

    Dünya Sağlık Örgütü’ne göre küresel kanser vakaları 2050 yılına kadar yüzde 75’ten fazla artacak.

    DSÖ’nün kanser kolu olan Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın (IARC) son rakamları, 2012’de dünya çapında 14,1 milyon yeni kanser vakası ve 8,2 milyon kanser kaynaklı ölüm kaydetmişti.

    KANSER ÖLÜMLERİ 2 KATINA ÇIKACAK

    Uzmanlar, 2050 yılına kadar 35 milyondan fazla yeni kanser vakasının ortaya çıkacağını, bu rakamın 2022’deki seviyelere göre yüzde 77 artış göstereceğini ve ölümlerin 2012’den bu yana neredeyse ikiye katlanarak 18 milyonun üzerine çıkacağını öngörüyor.

    Artan kanser vakaları nüfusun yaşlanması ve büyümesinin yanında tütün kullanımı, alkol tüketimi ve obezite gibi faktörlerle de ilişkilendiriliyor.

    En yüksek gelirli ülkelerin 2050 yılında 4,8 milyon yeni vaka kaydedeceğini ancak vakalarda en büyük oransal artışın düşük gelirli ülkelerde yaşanacağını öngörüyor.

    Bu ülkelerdeki kanser ölümlerinin neredeyse iki katına çıkması bekleniyor. Vaka artışının etkileri ülkeler arasında eşit şekilde hissedilmeyecek.

    ÖLÜMLERİN ÜÇTE İKİSİNDEN 10 KANSER TÜRÜ SORUMLU

    185 ülkeyi ve 36 kanser türünü kapsayan küresel kanser gözlemevi, 2022 yılında dünya çapındaki yeni vakaların ve ölümlerin yaklaşık üçte ikisinden 10 kanser türünün sorumlu olduğunu gösteriyor.

    Akciğer kanseri dünya çapında en sık teşhis edilen kanser türü olarak, yeni vakaların yüzde 12,4’ünü ve ölümlerin yüzde 18,7’sini oluşturuyor.

    Kadınlarda meme kanseri ikinci en sık görülen tür olarak, vakaların yüzde 11,6’sını oluştursa da ölümlerin yüzde 7’sinden azına neden oluyor.

    Diğer önemli ölüm nedenleri arasında bağırsak, karaciğer ve mide kanseri yer alıyor.

    Düşük gelirli ülkelerdeki kadınların meme kanserinin teşhis edilme ihtimalinin yüksek gelirli ülkelerdeki kadınlara göre yüzde 50 daha az olduğu biliniyor. Bu durum “geç teşhis ve kaliteli tedaviye yetersiz erişim nedeniyle hastalıktan ölme riskini” ciddi oranlarda yükseltiyor.

  • DSÖ’den Gazze için acı rapor

    DSÖ’den Gazze için acı rapor

    İsrail’in 7 Ekim’den bu yana saldırılarına devam ettiği Gazze Şeridi’nde kıtlık riski her geçen gün artıyor. DSÖ tarafından yapılan açıklamada, “Açlık ve hastalık Gazze’de daha fazla ölüme yol açacak” ifadeleri kullanılarak, “Açlık Gazze’yi kasıp kavuruyor ve bu durumun en çok çocuklar, hamile ve emziren kadınlar ile yaşlılar arasında Gazze genelinde hastalıkları arttırması bekleniyor” denildi.

    “Gazze’deki nüfusun yüzde 93’ü açlık, yetersiz gıda ve yüksek düzeyde yetersiz beslenme ile karşı karşıya”

    Gazze’nin “felaket düzeyinde gıda güvensizliği” ile karşı karşıya olduğunu aktaran DSÖ, kıtlık riskinin “her geçen gün arttığını” vurguladı. DSÖ, “Gazze’deki nüfusun yüzde 93’ü açlık, yetersiz gıda ve yüksek düzeyde yetersiz beslenme ile karşı karşıya” ifadelerini kullandı. Her 4 haneden en az 1’inin felaket koşullarıyla karşı karşıya olduğunu aktaran DSÖ, bölgede insanların basit bir öğünü karşılayabilmek için mallarını satmaya ve diğer aşırı önlemlere başvurduğunu belirtti.

    “Gazze’de bulaşıcı hastalıklar hızla artıyor”

    Gazze’de bulaşıcı hastalıkların arttığına dikkat çeken DSÖ, “Gazze’de halihazırda bulaşıcı hastalıklar hızla artıyor. Ekim ortasından bu yana 100 binden fazla ishal vakası rapor edildi. Bunların yarısı 5 yaşın altındaki küçük çocuklar ve vaka sayıları çatışmadan önce bildirilenlerin 25 katı. 150 binden fazla üst solunum yolu enfeksiyonu ile çok sayıda menenjit, deri döküntüsü, uyuz, bit ve suçiçeği vakası bildirildi. Birçok kişide sarılık belirtileri görüldüğü için hepatitten de şüpheleniliyor” dedi.

    Açlığın vücudun savunmasını zayıflattığına ve hastalıklara neden olduğuna dikkat çeken DSÖ, “Yetersiz beslenme, özellikle hayat kurtarıcı sağlık hizmetlerine erişimin olmadığı bir ortamda çocukların ishal, zatürre ve kızamık gibi hastalıklardan ölme riskini artırır. Çocuk hayatta kalsa bile, büyümeyi engellediği ve bilişsel gelişimi bozduğu için yaşamı boyunca etkilerini görür” dedi.
    Emziren annelerinde yetersiz beslenme nedeniyle yüksek risk altında olduğunu ifade eden DSÖ, “0-6 ay arasında anne sütü bir bebeğin alabileceği en iyi ve en güvenli gıdadır. Bu, özellikle içme suyuna erişimin son derece kısıtlı olduğu durumlarda çocuğu beslenme yetersizliklerinden ve ishal gibi ölümcül hastalıklara yakalanmaktan korur” açıklamasını yaptı.

    “Gazze’de ortalama olarak her 4 bin 500 kişiye bir duş ve her 220 kişiye bir tuvalet düşmekte”

    İsrail saldırıları nedeniyle Gazze’de 1,9 milyon Filistinlinin yerinden edildiğine dikkat çeken DSÖ, “Bunların 1,4 milyondan fazlası aşırı kalabalık barınaklarda kalıyor. Bugün Gazze’de ortalama olarak her 4 bin 500 kişiye bir duş ve her 220 kişiye bir tuvalet düşmekte. Temiz su kıtlığı devam etmekte. Bu koşullar bulaşıcı hastalıkların yayılmasını kaçınılmaz kılmaktadır” dedi.

    “Zaten yeterince acı çekmiş olan Gazze halkı şimdi kolayca tedavi edilebilecek hastalıklar nedeniyle ölümle karşı karşıya”

    DSÖ açıklamasında, “Zaten yeterince acı çekmiş olan Gazze halkı şimdi de açlık ve işleyen bir sağlık sistemiyle kolayca tedavi edilebilecek hastalıklar nedeniyle ölümle karşı karşıya. Buna bir son verilmelidir. Gıda ve diğer yardımlar çok daha büyük miktarlarda ulaştırılmalıdır. DSÖ acil insani ateşkes çağrısını yinelemektedir” ifadelerini kullandı.

  • DSÖ Direktörü’nden “derhal ateşkes” çağrısı

    DSÖ Direktörü’nden “derhal ateşkes” çağrısı

    DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yaptı. DSÖ ekibinin Nasr Hastanesi’ni ziyaret ettiğini ifade eden Ghebreyesus, hastanede kapasitenin 3 katı üzerinde bin hastaya bakıldığına dikkat çekti. DSÖ Genel Direktörü, “Sayısız insan barınak arıyor, tesisin her bir köşesini dolduruyor. Hastalar yerde, acı içinde çığlıklar atarak tedavi görüyor. Bu koşullar, sağlık hizmetlerinin sağlanması açısından tahmin edilemeyecek kadar yetersiz. Tanık olduğumuz durumla ilgili endişelerimizi ifade edebilecek kelime bulamıyorum. Derhal ateşkes” ifadelerini kullandı.