Etiket: dsö

  • “Artık hastane olarak işlev görmüyor”

    “Artık hastane olarak işlev görmüyor”

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), İsrail tarafından yoğun saldırıların düzenlendiği Gazze Şeridi’nin en büyük ve merkez hastanesi olan Şifa Hastanesi ile yeniden iletişim sağladı. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus yaptığı açıklamada, Şifa Hastanesi’ndeki sağlık çalışanlarıyla temasa geçmeyi başardığını belirterek, “Durum korkunç ve tehlikeli” dedi.
    Hastanenin 3 gündür elektriksiz, susuz ve çok zayıf bir internete sahip olduğunu aktaran Ghebreyesus, bunun temel bakım sağlama kabiliyetini ciddi şekilde etkilediğini ifade etti.
    Bölgedeki sürekli çatışmaların ve bombardımanların zaten kritik olan koşulları daha da kötüleştirdiğini belirten Ghebreyesus, “Trajik bir şekilde, hasta ölümlerinin sayısı önemli ölçüde artmıştır. Ne yazık ki hastane artık bir hastane olarak işlev görmüyor. Güvenli bir sığınak olması gereken hastanelerin ölüm, yıkım ve umutsuzluk sahnelerine dönüşmesine dünya sessiz kalamaz. Ateşkes. Şimdi” dedi.
    DSÖ daha önce yaptığı açıklamada, Şifa Hastanesi ile bağlantılarının tamamen koptuğunu açıklamıştı.

  • DSÖ’den Gazze’de ateşkes çağrısı

    DSÖ’den Gazze’de ateşkes çağrısı

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları devam ederken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bir kez daha ateşkes çağrısında bulundu. DSÖ Genel Sekreteri Tedros Adhanom Ghebreyesus yaptığı açıklamada, “Bir aydır Gazze’de yoğun bombardıman yaşanıyor. 10 bin insan öldü. Bunların 4 binden fazlası çocuktu. Bu insanlık felaketi daha ne kadar sürecek? Tüm tarafları insani bir ateşkesi kabul etmeye ve kalıcı barış için çalışmaya çağırıyoruz. Rehinelerin derhal serbest bırakılması için bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Tarih hepimizi bu trajediyi sona erdirmek için yaptıklarımıza göre yargılayacaktır” dedi.

  • DSÖ’den ateşkes çağrısı

    DSÖ’den ateşkes çağrısı

    İsrail’in Gazze Şeridi’ni ayrım gözetmeksizin vuruyor. İsrail ordusunun dün Gazze Şeridi’nde bir ambulans konvoyunu ve okulu hedef aldığı saldırıların bilançosu belli oldu. Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nin en büyük ve merkez hastanesi olan Şifa Hastanesi’nin bahçesindeki ambulans konvoyuna gerçekleştirdiği saldırıda 15 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi. Açıklamada, “Saat 16.05 civarında bir ambulans konvoyu Filistin Sağlık Bakanlığı ile koordineli olarak alınan bir kararla Şifa Hastanesi’nden ayrıldı. Refah Sınır Kapısı’na doğru ilerleyen konvoyda 4’ü Sağlık Bakanlığına, biri Filistin Kızılay’ına ait olmak üzere 5 ambulans vardı. Konvoy, hastaneden El Raşid sahil yoluna kadar yaklaşık 4 kilometre yol kat etti, ancak bölgedeki molozlar ve yoğun bombardıman nedeniyle ilerleyemedi. Ambulanslar Şifa Hastanesi’ne döndü. Hastaneye 1 kilometre kadar yaklaşıldığında konvoyun başındaki Sağlık Bakanlığı’na ait ilk ambulans doğrudan vuruldu. Diğer ambulanslar hastaneye doğru ilerlemeye devam etti. İlk ambulansın Şifa Hastanesi kapısına ulaşır ulaşmaz ön kısmı vuruldu. Bu saldırıda 15 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı” ifadeleri kullanıldı.
    İsrail ordusu da saldırıda bir ambulansı hedef aldığını doğruladı.

    Guterres: “Dehşete düştüm”

    BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ambulans konvoyuna gerçekleştirilen saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada, “Gazze’de Şifa Hastanesi’nin önünde bir ambulans konvoyuna düzenlenen saldırı, beni dehşete düşürdü. Hastanenin dışındaki sokağa saçılan ceset görüntüleri çok üzücü” ifadelerini kullanarak saldırıların durması gerektiğini vurguladı.

    DSÖ’den ateşkes çağrısı

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Sekreteri Tedros Adhanom Ghebreyesus ise açıklamasında, “Gazze’deki Şifa Hastanesinde hastaları tahliye eden ambulanslara düzenlenen saldırılarda meydana gelen ölüm, yaralanma ve hasar haberinin karşısında şoke oldum. Hastalar, sağlık çalışanları, hastaneler ve ambulansların her zaman korunması gerektiğini tekrarlıyorum” diyerek ateşkes çağrısında bulundu.

    Okul saldırısında 20 can kaybı

    İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Saftavi bölgesinde binlerce Filistinlinin sığındığı BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansına (UNRWA) bağlı Usame Bin Zaid Okulu’nu hedef aldığı saldırıda ise 20 kişinin yaşamını yitirdiği aktarıldı.

    İsrail’in saldırılarında son durum

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne hava saldırıları gece boyunca devam etti. Yerel kaynaklara göre, İsrail Gazze’nin batısındaki Nasır, Cibaliye, Beyt Hanun, Atatra, Sudaniya ve kuzeydeki Beyt Lahya ile Gazze şehrinin Tuffah mahallesini vurdu. İsrail ayrıca Endonezya Hastanesi civarının yanı sıra Nuseyrat ve Bureij kamplarındaki evlere bir kez daha saldırı gerçekleştirdi. Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus’tan da saldırı nedeniyle dumanlar yükseldi. Saldırılarda aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.

  • DSÖ: “Açıkladı felaket boyutlarına ulaştı”

    DSÖ: “Açıkladı felaket boyutlarına ulaştı”

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 20 gündür devam ederken, bölgeye uyguladığı tam ablukada sürüyor. Çok sayıda hastanenin yakıt ve tıbbi malzeme sıkıntısı nedeniyle hizmet veremediği Gazze Şeridi’nde insani kriz giderek büyüyor.
    DSÖ Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed Al-Mandhari, “Gazze’deki insani ve sağlık krizi felaket boyutlarına ulaştı. Hayat kurtaran yardımların ulaştırılması için engelsiz erişim talep etmek, siyasi sınırları aşan bir zorunluluk olan ahlaki görevimizdir. Daha fazla gecikme veya engelleme kesinlikle kabul edilemez” dedi.

  • DSÖ: “Sağlık hizmetlerini korumakla yükümlüdürler”

    DSÖ: “Sağlık hizmetlerini korumakla yükümlüdürler”

    DSÖ Tedros Adhanom Ghebreyesus, Gazze Şeridi’ndeki son gelişmeler hakkında açıklamalarda bulundu. Ghebreyesus, “Bombardıman ve kuşatma altındaki Gazze’deki sivillerin sağlık ve refahından da ciddi endişe duyuyorum. Hem Gazze’de hem de İsrail’de sağlık hizmetlerine yönelik, her iki tarafta da sağlık çalışanlarının ve hastaların ölümüne ve yaralanmasına yol açan saldırıları kınıyorum. Uluslararası insancıl hukuk uyarınca, tüm silahlı aktörler sağlık hizmetlerini aktif olarak korumakla yükümlüdür” dedi.

    Gazze Şeridi’ndeki Al Ahli Arab (Baptist) Hastanesi’ne düzenlenen saldırıya değinen Ghebreyesus, “Al Ahli Arab (Baptist) Hastanesi’nin bombalanması ve bunun sebep olduğu korkunç can kaybı, sorumlusu kim olursa olsun, uluslararası insancıl hukukun ve insan haklarının ihlalidir. Hastane, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde İsrail ordusunun tahliye emriyle karşı karşıya kalan 20 hastaneden biriydi” dedi.

    “Kamyonlarımız yüklendi ve yola çıkmaya hazır”

    Hava saldırılarına ve kendi güvenliklerine yönelik risklere rağmen Gazze’deki DSÖ ekibinin 2 bin hastanın bakımına yetecek tıbbi malzeme ulaştırdığının ifade eden Ghebreyesus, “Geçen hafta Kahire’de, Refah Sınır Kapısı üzerinden Gazze’ye tıbbi malzeme teslimatını kolaylaştırmayı kabul eden Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile görüştüm. Cumartesi günü DSÖ, Dubai’deki lojistik merkezimizden Mısır’a bir uçak dolusu malzeme teslim etti ve önümüzdeki hafta boyunca 40 metrik ton malzeme içeren dört uçuş daha gerçekleştirilecek” dedi.
    Ghebreyesus, “Kamyonlarımız yüklendi ve yola çıkmaya hazır” ifadelerini kullanarak, yardımların yarın teslim edilmesinin umduğunu belirtti.

    “Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin acil insani ateşkes çağrısını destekliyorum”

    İsrail’in dün Mısır’dan Gazze’ye giren yardımları engellemeyeceğini duyurmasını memnuniyetle karşıladığını aktaran Ghebreyesus, “Şu anda yardım malzemelerinin Gazze’ye mümkün olan en kısa sürede ulaştırılması için Mısır ve Filistin Kızılay Dernekleri ile birlikte çalışıyoruz. Ayrıca Mısır, işgal altındaki Filistin toprakları ve İsrail’deki acil sağlık ekiplerine çağrıda bulunduk. Durumun daha da tırmanmasını önlemek için hala zaman ve fırsat var. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin acil insani ateşkes çağrısını destekliyorum” dedi.

    “DSÖ’nün tarafsız olduğunu ve tüm İsraillilerin ve tüm Filistinlilerin sağlık ve refahını desteklemeye kararlı olduğunu hatırlatmak isterim”

    Rehinelerin derhal ve güvenli bir şekilde serbest bırakılması çağrısında bulunan Ghebreyesus, “Bunların arasında bebekler, çocuklar, yaşlılar ve ağır yaralanan kişilerin de bulunduğu bildiriliyor. İsrail ve Hamas’a, sivilleri ve sağlık hizmetlerini koruma konusunda uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine uymaları yönünde çağrıda bulunmaya devam ediyorum. İsrail’e elektrik ve su tedarikini yeniden sağlaması ve Gazze’ye insani bir koridor kurulmasını desteklemesi çağrısında bulunuyorum. Üye devletlere DSÖ’nün tarafsız olduğunu ve tüm İsraillilerin ve tüm Filistinlilerin sağlık ve refahını desteklemeye kararlı olduğunu hatırlatmak isterim” dedi.

    Refah Sınır Kapısı’nın yarın açılması bekleniyor

    Gazze Şeridi’nin Mısır’a açılan tek kapısı olan Refah Sınır Kapısı’nın yarın açılması bekleniyor. Mısır basının Mısırlı yetkililere dayandırdığı haberlerde, Gazze Şeridi’ne insanı yardımın ulaştırılması için yarın sabah Refah Sınır Kapısı’nın açılacağı aktarılmış, sınırın saat kaçta açılacağı belirtilmişti.
    ABD Başkanı Joe Biden, dün İsrail’den ABD’ye döndüğü sırada uçakta yaptığı açıklamada, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile Refah Sınır Kapısı’nın açılması ve Gazze’ye insani yardım taşıyan yaklaşık 20 kamyonun geçişine izin verilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını duyurmuştu.

  • DSÖ: “51 saldırı gerçekleştirildi”

    DSÖ: “51 saldırı gerçekleştirildi”

    İsrail’in Gazze şehrindeki Al Ahli Arab Hastanesi’ne (Baptist) gerçekleştirdiği ve en az 500 kişinin hayatını kaybettiği saldırının yankıları sürüyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Batı Şeria ve Gazze Temsilcisi Richard yaptığı açıklamada, “Bu saldırı benzeri görülmemiş bir boyutta. İşgal altındaki Filistin topraklarında sağlık hizmetlerine yönelik sürekli saldırılar gördük” ifadelerini kullandı. Peeperkorn, şu ana kadar Gazze’deki sağlık tesislerine 51 saldırı gerçekleştirildiğini, 15 sağlık çalışanının öldürüldüğünü, 27’sinin yaralandığını duyurdu.

    “İsrail ordusu tahliye emri vermişti”

    DSÖ Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Ahmed Al-Mandhari ise saldırı gerçekleştirildiğinde hastanede hastalar, sağlık çalışanları ve ülke içinde yerinden edilen kişilerin bulunduğunu söyledi. Al-Mandhari, “Hastane, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde İsrail ordusunun tahliye emri verdiği 20 hastaneden biriydi. Mevcut ortam, birçok hastanın kritik durumu, ambulans, personel, yatak kapasitesi ve yerinden edilenler için alternatif barınma merkezi eksikliği göz önüne alındığında tahliye emrinin yerine getirilmesi imkansız hale geldi” ifadelerini kullandı.

    “Hastaneye tahliye emri insanlık dışı”

    DSÖ Küresel Acil Durum Direktörü Mike Ryan ise Gazze’deki sağlık çalışanlarının hastalarına bakma ya da kendi hayatlarını kurtarmak için kaçma ikilemiyle baş başa bırakılmasının “insanlık dışı” olduğunu ifade etti. Ryan, doktorların ve hemşirelerin hastalarını kendilerine tercih ettiklerini söyledi. Ryan, “Bu çatışmanın tüm tarafları için sağlık tesislerinin nerede olduğu kesinlikle açık. Sağlık hizmetlerinin bir hedef olmadığı kesinlikle açık. Bu, uluslararası insancıl hukukta da yer alıyor. Bunun geçtiğimiz hafta tekrar tekrar ihlal edildiğini görüyoruz. Bunun durması gerekiyor.” dedi.

  • DSÖ’den İsrail’e sert tepki

    DSÖ’den İsrail’e sert tepki

  • Covid-19 vakaları artıyor

    Covid-19 vakaları artıyor

    17-23 Eylül tarihlerini kapsayan en son veriler, ciddi endişelere yol açtı. 28 Eylül tarihinde Fiocruz tarafından yayınlanan InfoGripe Bülteni’ne göre, ülke son dört haftada Covid-19’un Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) vakalarının D.2’sinin ve şaşırtıcı bir şekilde Covid-19 ile ilişkilendirilen ölümlerin w.5’inin nedeni olarak belirlendi.

    Covid-19 vakalarındaki en büyük artış, Brezilya’nın büyük şehir merkezlerinde gözlemleniyor. Özellikle São Paulo ve Rio de Janeiro’da eylül ayı boyunca enfeksiyonlarda dikkate değer bir artış görüldü.

    Bu veriler, 25 Eylül tarihine kadar toplanan Influenza Epidemiyolojik Gözetim Bilgi Sistemi’nden gelen bilgilere dayanıyor ve virüsün yayılmasını hafifletmek için kamu sağlığı önlemlerinin sıkı bir şekilde uygulanmasının acil bir gereklilik olduğunu vurguluyor.

    São Paulo ve Rio de Janeiro’nun yanı sıra, Fortaleza (CE), João Pessoa (PB), Palmas (TO) ve São Luís (MA) dahil olmak üzere dört diğer eyalet başkenti Covid-19 vakalarında artış bildirildi.

    Bu endişe verici istatistiklerle birlikte, sağlık yetkilileri ve makamlar aşı kampanyalarının, maske takmanın ve sosyal mesafe kurallarına uymanın önemini vurguluyorlar.

    Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) çarşamba günü yaptığı açıklamada, virüsün yeni varyantlarının hastalığın ciddiyetini değiştirmediği belirtilmişti.

    DSÖ Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus da aynı basın toplantısında kuzey yarımkürede kışın yaklaşmasıyla birlikte Covid-19’un endişe verici eğilimlerine dikkat çekti. Tedros, son 28 günde hastanelere yatışların ve acil servis (YO) başvurularının, özellikle Amerika ve Avrupa’da arttığını, ayrıca en risk altındaki gruplar arasında aşılama seviyelerinin “endişe verici derecede düşük” olduğunu dile getirdi.

  • Covid-19’un yeni varyantı

    Covid-19’un yeni varyantı

    DSÖ Sözcüsü Margaret Harris, son dönemde yeni varyantlar nedeniyle Covid-19 vakalarında yaşanan artış, bu durumun etkileri ve DSÖ’nün ülkelerden beklentilerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

    Son birkaç haftada dünya genelinde Covid-19 vakalarında artış yaşandığını anımsatan Harris, “Vaka artışlarıyla beraber ölen kişi sayısında bir artış yaşanmaması iyi bir haber. Henüz hastanelerin de ağır hastalarla dolu olduğunu görmüyoruz ancak artan vaka sayısından kesinlikle endişeliyiz.” dedi.

    Harris, Covid-19’un BA.2.86 ve EG.5.1 (Eris) gibi varyantlarının bu artışta etkili olduğunu, bu iki varyantın statüsünü “izlenmesi gereken varyant” olarak güncellediklerini anımsattı.

    “Eris varyantı özellikle Asya ve Çin ile aynı zamanda ABD’de vakalardaki artışla ilişkilendirildi.” diyen Harris, bu varyantın daha şiddetli veya ölümcül olduğunun gözlenmediğini vurguladı.

    Harris, son olarak ortaya çıkan BA.2.86 varyantına yönelik erkenden hassasiyet gösterildiğine işaret ederken bu varyanta, henüz yalnızca 3 ülkeden, 3 vakada rastladıklarını kaydetti.

    BA.2.86 varyantının 30 farklı mutasyona uğradığını vurgulayan Harris, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bununla ilgili yaptığımız uyarıları artırıyoruz ancak bu yeni varyantın mutlaka bir etkisi olduğu için değil. Biz gerçekten ülkelerin bununla ilgilenmesini ve bir sorun oluşturup oluşturmadığına dair bize bilgi vermesini istiyoruz. Ülkelerden daha fazla Covid-19 testi yapmasını istiyoruz. Covid-19’un uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu olarak sona erdiğini, ancak ülkelerin hala test yapmasına ihtiyacımız olduğunu açıkça belirttik. Ancak birçok ülke bunu yapmıyor. Hastaneye Covid-19 semptomlarıyla gelenlere test yapılmasını kastediyorum. Doktor veya hastanelerden Covid-19 testi yapmasını istiyoruz. Çünkü eğer pozitif çıkarsanız, numune alınıp DNA dizilimi tespit edilebilir ve bu sayede hem hastalığınız hem de o varyantı taşıyıp taşımadığınız anlaşılır. Ve bu da varyantın problem yaratıp yaratmadığının anlaşılmasına yardımcı olur.”

    Harris, Covid-19 semptomları olan bireylere de toplu ortamlara girmemeleri yönünde çağrıda bulundu.

    Son dönemde artan vakalardan dolayı bazı ülkelerde “yeniden maske takılması” konusunun gündeme geldiğini belirten Harris, “(Maske takılması kararı) Bu gerçekten yerel düzeyde alınması gereken bir karar. Bulaşma seviyesinin ne olduğunu gerçekten biliyorsanız bu kararı alabilirsiniz.” diye konuştu.

    Aşıların yeni varyantlara karşı etkili olmadığına ilişkin iddiaların olduğuna da değinen Harris, bunun doğruluğu konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarını kaydetti.

    Harris, hatırlatma dozlarında orijinal aşılara göre değişiklikler yapıldığını, uzmanların, mevcut Covid-19 aşılarının güncelleme kararı ve hatırlatma dozlarının bileşimine nelerin eklenmesi gerektiğine dair tüm faktörleri göz önünde bulundurduğunu ve buna yönelik tavsiyelerde bulunduğunu söyledi.

    Margaret Harris, aşılarla insanları en iyi nasıl koruyacakları konusunda kararlar verebilmek için ülkelerde yapılacak Covid-19 testlerinin ve bunların sonuçlarının DSÖ’ye bildirilmesinin önemine işaret etti.

    Genel olarak ülkelerin sağlık sistemleriyle ilgili bilgiyi ve yoğun bakım ünitelerinin Covid-19’lu hasta sayısı nedeniyle baskı altında olup olmadığını DSÖ’ye bildirmediğini kaydeden Harris, ülkelerin bu verileri toplamasına ve rapor etmesine ihtiyaç duyduklarını belirtti.

    Harris, “İnsanların Covid-19’un yeni varyantları karşısında çok endişe etmesine gerek yok. Ancak Covid-19 testi yaptırmaya devam etmek kritik önem taşıyor. Covid-19’un hala bitmediğini hepimiz anlıyoruz.” dedi.

    Son dönemde bazı Avrupa ülkelerinde Covid-19’un hızla yayılmasıyla ilgili endişeler olduğuna da işaret eden Harris, “Covid-19’un değişimi hakkında düzenli raporlama yapan ülkeler, yapmayanlardan daha az endişeli olmalı.” ifadelerini kullandı.

    DSÖ, 9 Ağustos’ta Eris varyantına ilişkin bir rapor yayımlamıştı.

    Rapora göre, önceden “gözlem altındaki varyant” olan ve statüsü “izlenmesi gereken varyant” olarak değiştirilen Eris’in yaygınlığında istikrarlı bir artış olduğu belirtilmiş, 7 Ağustos itibarıyla 51 ülkeden 7 binin üzerinde numune paylaşılmıştı.

    Mevcut kanıtlara dayanarak Eris’in oluşturduğu halk sağlığı riski, diğer mevcut Covid-19 varyantlarının riskine benzer şekilde “küresel düzeyde düşük” olarak değerlendirilmişti.

    Eris’in, özelliklerine bağlı olarak küresel olarak yayılabileceği ve vakalarda artışa neden olabileceği de kaydedilmişti.

    DSÖ 17 Ağustos’ta Covid-19’un “BA.2.86” varyantının statüsünü, taşıdığı çok sayıdaki mutasyon nedeniyle “gözlem altındaki varyant” olarak güncellemişti.

    DSÖ’nün şu anda 3 “izlenmesi gereken” ve 7 “gözlem altındaki” Covid-19 varyantını takip ettiği de belirtilmişti.

  • DSÖ’den plastik kullanımına uyarı

    DSÖ’den plastik kullanımına uyarı

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’den yapılan açıklamada, DSÖ Afrika Bölge Ofisi ve Birleşmiş Milletler Çevre Programının (UNEP), plastiğin çevreye verdiği olumsuz etkileri azaltmak için Afrika ülkelerinin ulusal programlarına ortak destek vereceği ifade edildi.

    Açıklamada, Afrika kıtasının dünyadaki plastik kaynaklarının yüzde 5’ini üretiyor ve sadece yüzde 4’ünü tüketiyor olmasına rağmen son yıllarda artan nüfus ve şehirleşmeden ötürü kıtada tek kullanımlık plastik kullanımının arttığına dikkat çekildi.

    Dünyanın en az plastik tüketen bölgelerinden olmasına rağmen kıtada plastik çöplerin yakılması ve uygun şekilde imha edilmemesinden ötürü çevre ve sağlık sorunlarının arttığına yer verilen açıklamada, Afrika’da herhangi bir plastik işleme merkezinin olmamasının, tarım alanları ve suyun kirlenmesine yol açtığı vurgulandı.