Etiket: dsö

  • İkinci kez DSÖ Genel Direktörü oldu

    İkinci kez DSÖ Genel Direktörü oldu

     

    Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 75. Dünya Sağlık Asamblesi’nde (DSA), DSÖ’nün görevdeki Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, ikinci kez Genel Direktör olarak seçildi. Bu yıl tek aday olan Ghebreyesus, 2017 Mayıs ayında düzenlenen 70’inci DSA’da göreve seçilmişti.

    Ghebreyesus, yeniden seçilmesinin ardından yaptığı ilk açıklamada, DSÖ ailesini sıkı çalışmaları için takdir ederek, DSÖ üye ülkelerine kendisine olan güvenleri için teşekkür etti. Ghebreyesus, DSÖ’nün önceliklerinin sağlığın teşviki ve geliştirilmesi, birinci basamak sağlık hizmetleri, acil durumlara hazırlık ve müdahale ile bilim, inovasyon ve dijitalleşme olduğunu aktardı.

    Ghebreyesus’un 16 Ağustos 2022’de başlayacak olan ikinci dönemi, 15 Ağustos 2027’de sona erecek.

  • DSÖ açıkladı: Vaka sayısı 131’e yükseldi

    DSÖ açıkladı: Vaka sayısı 131’e yükseldi

    Dünya Sağlık Örgütü, hızla yayılmaya devam eden maymun çiçeği virüsü ile ilgili açıklama yaptı. İlk maymun çiçeği vakasının 7 Mayıs’ta tespit edilmesinin ardından bu sayının 131’e yükseldiğini duyuran DSÖ, şüpheli 106 vaka için çalışmaların sürdüğünü belirtti.

    Bir ülkede daha tespit edildi

    Slovenya, İspanya’nın Kanarya Adaları’ndan dönen bir kişide, maymun çiçeği virüsünün tespit edildiğini duyurdu. Hastalığı hafif geçiren kişinin hastaneye yatırılmadığı belirtildi.

    Dün, DSÖ tarafından yapılan açıklamada, maymun çiçeği virüsünün mutasyona uğradığına dair bir kanıt olmadığı bildirilmişti. Maymun çiçeği virüsü bugüne kadar İngiltere, İspanya, Portekiz, ABD, Kanada, İsveç, İtalya, Fransa, Belçika, Almanya, Avustralya, İsrail ve İsviçre’de tespit edilmişti.

  • Avrupa’da ölü sayısı 2 milyonu aştı

    Avrupa’da ölü sayısı 2 milyonu aştı

    DSÖ Avrupa Bölge Ofisi tarafından yapılan açıklamaya göre Avrupa bölgesinde Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı 2 milyon 3 bin 81’e ulaştı.

    Açıklamada, “Bu sayı, yıkıcı olsa da Dünya Sağlık Örgütü’nün salgın sırasında ölüm oranı raporunun gösterdiği gibi doğrudan ve dolaylı olarak Covid-19 ile ilişkili genel ölümlerin bir kısmını temsil ediyor” ifadeleri kullanıldı. Avrupa bölgesinde toplam vaka sayısının ise 218 milyonu aştığı aktarıldı. Bölgede yeni vaka sayısının azaldığı, ancak aşılanmamış ve savunmasız kişiler için Covid-19’un ölümcül bir virüs olmaya devam ettiği vurgulandı.

    “Salgına karşı önlemlere devam” uyarısı

    “Hem şimdi hem de uzun vadede birden fazla alanda keskin adımlar atarsak birlikte bu salgının akut aşamasından kurtulabiliriz” denilen açıklamada, “Bunlar arasında en savunmasız olanları korumak, virüsü ve yayılmasını izlemeye devam etmek, sağlık sistemlerini salgınla ilgili herhangi bir gelişmeye hazır tutmak ve uzun vadeli etkileriyle mücadele etmek yer alıyor” ifadeleriyle ülkelere çağrıda bulunuldu.

  • Çin’den Dünya Sağlık Örgütü’ne tepki

    Çin’den Dünya Sağlık Örgütü’ne tepki

    Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian Pekin’in “sıfır vaka” politikasını eleştiren Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktör Tedros Adhanom Ghebreyesus’a tepki gösterdi.

    Sözcü Lijian düzenlenen basın toplantısında, “İlgili şahsın, Çin’in Covid-19 politikasını tarafsız ve rasyonel olarak değerlendirmesini, sorumsuzca açıklamalar yapmak yerine olguları kavramasını temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus dün yaptığı açıklamada, Çin’in sıfır tolerans politikasının sürdürülebilir olmadığını söyleyerek, ülkenin farklı bir yaklaşım geliştirmesi gerektiğini belirtmişti.

    Covid-19 ile yoğun test ve sıkı karantina tedbirleriyle mücadele eden Çin, Covid-19’un Omicron mutasyonunun ülkede görülmesinin ardından Wuhan’da, 2020 yılının başındaki karantina sürecinden sonra Covid-19 salgınındaki en zor günlerini yaşıyor.

  • Covid-19 ölümleri 15 milyona yaklaştı

    Covid-19 ölümleri 15 milyona yaklaştı

    DSÖ, 2020-2021 yıllarında Covid-19 bağlantılı ölümlerin eksik sayıldığını ve gerçek sayıların dünya genelinde yaklaşık 15 milyona ulaştığını açıkladı. Birçok ülkenin Covid-19 ile bağlantılı ölümleri eksik bildirdiğini bildiren DSÖ, şu ana kadar resmi olarak açıklanan 5,4 milyon can kaybına ek olarak 9,5 milyon kişinin daha hayatını kaybettiğinin tahmin edildiğini belirtti. DSÖ, “aşırı ölüm” olarak adlandırdığı oranların doğrudan hastalık nedeniyle veya salgının sağlık sistemleri ve toplum üzerindeki etkisi nedeniyle dolaylı olarak Covid-19 ile bağlantılı olduğunu kaydetti. DSÖ ayrıca, bazı bölgelerde kayıt tutulmaması ve yetersiz testler gibi unsurların da aşırı ölüm oranlarının yüksek çıkmasına neden olduğunu ifade etti.

    Türkiye en fazla ölüm yaşanan ülkeler listesinde
    DSÖ’nün yayınladığı rapora göre, aşırı ölümlerin yüzde 84 oranı ile Güneydoğu Asya, Avrupa ve Amerika’da yoğunlaştığı belirtilirken, aşırı ölümlerin yaklaşık yüzde 68’inin küresel olarak 10 ülkede yoğunlaştığı açıklandı. DSÖ’den bir veri temsilcisi konuyla ilgili düzenlenen basın toplantısında, bu 10 ülkenin “Brezilya, Mısır, Hindistan, Endonezya, Meksika, Peru, Rusya, Güney Afrika, Türkiye ve ABD” olduğunu söyledi. DSÖ’nün raporuna göre, aşırı ölüm oranlarının düşük olduğu ülkeler arasında ise Çin, Avustralya, Japonya ve Norveç yer aldı. DSÖ, Covid-19 nedeniyle yaşanan can kayıplarındaki aşırı ölüm oranının yüzde 57 ile erkeklerde daha fazla olduğunu belirtirken, bu oranın kadınlarda yüzde 43 olduğunu açıkladı. Aşırı ölüm oranının yaşlılarda oldukça yüksek olduğu da kaydedildi.

    Hindistan’da resmi rakamlar 10 kat daha fazla
    Küresel olarak Covid-19 ile bağlantılı ölümlerin neredeyse 3’te 1’ini oluşturduğu belirtilen Hindistan’da 4,7 milyon ölümün gerçekleştiğini bildiren DSÖ, bunun Hindistan’ın belirttiği resmi rakamların yaklaşık 10 katı olduğunu da aktardı. DSÖ’nün veri bölümünden Dr. Samira Asma, “Bu bir trajedi. Kaybedilen hayatlar için politikaları ve yapıcıları sorumlu tutmalıyız. Ölümleri saymazsak, bir dahaki sefere daha iyi hazırlanma fırsatını kaçıracağız” şeklinde konuştu.

  • DSÖ toplantısına video mesajla seslendi

    DSÖ toplantısına video mesajla seslendi

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlığı iş birliği ile Avrupa Bölgesi Göç ve Sağlık Yüksek Düzeyli Toplantısı Beşiktaş’ta bir otelde gerçekleşti. Toplantıya Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanı sıra birçok ülkeden temsilciler katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan toplantıya video mesaj gönderdi.

    “MÜLTECİLER SALGINLA BERABER AYRIMCILIĞA MARUZ KALMIŞTIR”

    Gönderdiği mesajda koronavirüs salgının aşı ile hafiflemiş olduğunu ancak yeni varyantlarla etkisini sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlık alt yapısı ve ekonomik kapasitesi görece zayıf ülkeler salgının yol açtığı sıkıntılardan daha fazla etkileniyor. Salgının özellikle toplumun kırılgan kesimlerinde açtığı tahribatın çok ciddi boyutlara ulaştığını görüyoruz. Hiç şüphesiz bunların en başında da ülkelerini terk etmek zorunda kalan mülteciler ve düzensiz göçmenler geliyor. Göç ettikleri ülkelerde zaten meşakkatli şartlar altında hayata tutunmaya çalışan mülteciler salgınla daha fazla geri plana itilmiş, ötekileştirilmiş, hatta ayrımcılığa maruz kalmışlardır” dedi.

    “MİSAFİR ETTİĞİMİZ SIĞINMACILARI KENDİ VATANDAŞLARIMIZDAN AYRI TUTMADIK”

    Erdoğan, “Türkiye insanlığın ve insani değerlerin büyük bir imtihan verdiği bu kritik dönemde kendi vatandaşlarına birinci sınıf sağlık hizmeti sunarken elindeki tüm imkanları ihtiyaç sahipleriyle paylaşmaktan da çekinmemiştir. Salgının en sancılı günlerinde bizden talepte bulunan 160 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi ekipman ve kritik malzeme desteği sağladık. Ülkemizde misafir ettiğimiz sığınmacıları kendi vatandaşlarımızdan ayrı tutmadan istisnasız herkesin sağlık hizmetlerine erişimini temin ettik” ifadelerini kullandı.

    “185 GÖÇMEN SAĞLIĞI MERKEZİ’Nİ FAALİYETE GEÇİRDİK”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birleşmiş Milletler’in ilan ettiği kimsenin geride bırakılmaması ilkesini ilk günden itibaren hassasiyetle uyguladık. Bugüne kadar geçen süreçte Suriyeli kardeşlerimize sağlık tesislerimizde 96,7 milyon poliklinik hizmetiyle 3.1 milyon yataklı tedavi hizmeti verdik. Dil ve kültür engelinin aşılmasıyla temel ve koruyucu sağlık hizmetlerine erişimlerin artırılması amacıyla ilgili uluslararası kuruluşların da desteğiyle 29 ilimizde 185 göçmen sağlığı merkezini faaliyete geçirdik” diye konuştu.

    “15 MİLYON DOZ AŞIYI AFRİKALI KARDEŞLERİMİZE PEYDERPEY ULAŞTIRIYORUZ”

    “Sınırımızın hemen ötesinde çok zor koşullarda hayatlarını idame ettiren 5 milyon Suriyeli mazluma yardım elimizi uzattık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Salgının en çok vurduğu bölgelerden başlayarak aşı hibeleri yaptık. 3. Türkiye Afrika Ortaklık Zirvesi’nde söz verdiğimiz toplam 15 milyon doz aşıyı Afrikalı kardeşlerimize peyderpey ulaştırıyoruz. Yerli aşımız Turkovac’a gelen talepleri de bu süreçte imkanlar dahilinde karşılamaya çalışıyoruz. Salgının küresel sistemdeki adaletsizlikleri ve çarpıklıkları bir kez daha ortaya koyduğunu görüyoruz.”

    TEMENNİMİZ KÜRESEL SİSTEMDEKİ EŞİTSİZLİKLERİN BİR AN ÖNCE AŞILMASIDIR

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 2 yılda birçok ülkede yaşanan dramatik sahnelerin tekrarının önüne geçmemiz elzemdir. Temennimiz sağlık ve güvenlik başta olmak üzere küresel sistemdeki eşitsizliklerin bir an önce aşılmasıdır. Daha huzurlu, daha istikrarlı ve adil bir dünya için hatalarımızdan ders çıkartarak sorunların üzerine cesaretle gitmemiz gerektiği aşikardır. Göçmen sağlığı alanında yapılacak yatırımlar dirençli, kapsayıcı, uyumlu ve eşitlikçi toplumların destekleyici gücü olacaktır. Mültecilerin sağlığının hiçe sayıldığı bir dünyada sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve evrensel sağlık kapsayıcılığının gerçekleştirilmesi imkansızdır. DSÖ Avrupa Bölgesi’nde göç ve sağlık alanlarında oluşturulmaya çalışılan yeni eylem planı çalışmalarını kıymetli buluyorum. 85 milyon mülteciye sadece 3 hafta içerisinde 3 milyon insanın eklendiği bir iklimde düzenlenen toplantınızın bu konuda yeni fikirlerin yeni çözüm tekliflerinin önünü açmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

  • DSÖ: Omicron’dan daha bulaşıcı olacak

    DSÖ: Omicron’dan daha bulaşıcı olacak

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yetkilileri, Omicron’un (BA.1) alt varyantı BA.2 ile ilgili açıklamalarda bulundu. Covid-19 teknik heyet lideri Maria Van Kerkhove, BA.2′nin halihazırda dünya çapında baskın olan BA.1′den daha bulaşıcı olduğunu ve muhtemelen daha yaygın hale geleceğini söyledi. Covid vakaları yöneticisi Dr. Abdi Mahamud ise, BA.2’nin daha önce BA.1 olan kişileri yeniden enfekte edip edemeyeceğinin ise belirsiz olduğunu söyledi.

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yetkilileri, Omicron’un alt varyantı BA.2 ile ilgili açıklamalarda bulundu.

    Yeni varyantın (BA.2) Omicron’un orijinal halinden (BA.1) daha bulaşıcı olduğunu belirten yetkililer, BA.2’nin dünya çapında yaygınlaşacağını söyledi.

    ‘BA.2’NİN TESPİTİNDE ARTIŞ GÖRMEYİ BEKLİYORUZ’

    Covid-19 teknik heyet lideri Maria Van Kerkhove, küresel sağlık kurumunun Omicron’un dört farklı versiyonunu izlediğini belirtirken, halihazırda baskın olan BA.1 versiyonundan daha bulaşıcı olan BA.2 alt varyantının muhtemelen daha yaygın hale geleceğini aktardı.

    Van Kerkhove, DSÖ’nün sosyal medya platformlarında canlı yayınlanan bir soru-cevap oturumu sırasında “BA.2, BA.1’den daha bulaşıcıdır, bu nedenle dünya çapında BA.2’nin tespitinde artış görmeyi bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

    Covid-19 teknik lideri, DSÖ’nün, alt varyantın Omicron vakalarında hızlı bir artış ve ardından keskin bir düşüş gören ülkelerde yeni enfeksiyonlarda artışa neden olup olmadığını görmek için BA.2’yi izlediğini söyledi.

    Van Kerkhove, araştırmaların devam ettiğini belirtmesine rağmen, her iki alt varyantın neden olduğu enfeksiyonların ciddiyetinde bir fark belirtisi olmadığını vurguladı.

    ‘AŞILAR CİDDİ VAKA VE ÖLÜMLERE KARŞI ETKİLİ’

    Danimarka’daki araştırmacılar daha önce, BA.2’nin BA.1’den yaklaşık 1,5 kat daha bulaşıcı olduğunu ve aşılanmış ve hatta güçlendirilmiş kişilere bulaştırma konusunda daha usta olduğunu açıklamıştı.

    Bununla birlikte, tam olarak aşılanmış kişilerin, aşısızlara kıyasla virüsü yayma olasılığının daha az olduğu belirtilmişti.

    Van Kerkhove, aşıların tüm enfeksiyonları önlemese de ciddi vaka ve ölümleri önlemede oldukça etkili olduğunu söylerken, kişileri kapalı alanlarda aşı yaptırmaya ve maske takmaya çağırdı.

    DSÖ’nün Covid vakaları yöneticisi Dr. Abdi Mahamud ise, BA.2’nin daha önce BA.1 olan kişileri yeniden enfekte edip edemeyeceğinin belirsiz olduğunu söylerken, bunun, virüsün ne kadar yayılabileceği üzerinde önemli bir etkisinin olabileceğini vurguladı.

    ‘OMİCRON’A YAKALANANLARIN ÜÇTE İKİSİ DAHA ÖNCE COVİD-19 OLDU’

    İngiltere’de yapılan bir araştırma, Omicron’a yakalanan kişilerin üçte ikisinin daha önce Covid-19 olduğunu belirtmişti.

    Covid varyantlarını izleyen uluslararası bir veri tabanına göre ABD’deki çoğu eyalette şimdiye kadar onaylanmış toplam 460 vaka olduğu bildirilirken, düşük bir seviyede dolaşımda olmasına rağmen BA.2’nin varlığını doğrulanmıştı.

  • DSÖ Avrupa Direktörü: Omicron’dan kaçış yok

    DSÖ Avrupa Direktörü: Omicron’dan kaçış yok

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Direktörü D. Hans Henri P. Kluge, Demirören Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada Avrupa’da Omicron varyantının yarattığı vaka dalgasını ve bölgedeki son durumu değerlendirdi. Omicron’dan kaçışın mümkün olmadığını ifade eden Kluge, “Omicron’dan kaçış yok ve ülkeler sağlık politikalarını ve sistemlerini, enfeksiyonu en aza indirmeye ve savunmasızları korumaya odaklanarak buna göre uyarlamalıdır” dedi. Kluge, Omicron’un 20 ila 25 günlük bir sürede bulaştığı toplulukta zirve yaptığını belirterek bulaşıcılık hızı açısından vaka sayısını 1.5 ila 3 günde ikiye katladığını vurguladı.

    DSÖ Avrupa Direktörü Kluge, vaka sayılarının ciddi seviyelere çıkmasına neden olan Omicron varyantını Avrupa genelinde DHA’ya değerlendirdi. Kluge, Avrupa’da vaka sayılarının ne zaman düşeceğini yüzde 100 olarak tahmin etmenin imkansız olduğunu ifade ederek, “Ancak, Omicron bir oyun değiştirici olmuştur. Bir Omicron dalgalanmasının başlangıcı ile zirvesi arasındaki sürenin sadece 20 ila 25 gün olduğu görülüyor. Bu, Omicron’dan kaçış olmadığı anlamına gelir ve ülkeler, sağlık politikalarını ve sistemlerini, enfeksiyonu en aza indirmeye ve savunmasızları korumaya odaklanarak buna göre uyarlamalıdır. Gelecekteki varyantları yakalamak için daha sürdürülebilir takip protokollerini işler hale getirmek kilit nokta olacaktır” dedi. Kluge, Avrupa bölgesinde şu ana kadar 140 milyon vaka ve 1 milyon 700 binden fazla can kaybının tespit edildiğini belirterek, “Hala salgının merkez üssündeyiz” dedi.

    “AVRUPA’NIN YÜZDE 60’I MART AYINA KADAR OMICRON’A YAKALANCAK”

    Kluge, Sağlık Metrikleri ve Değerlendirme Enstitüsü (IHME) verilerine göre Mart ayına kadar Avrupa nüfusunun yüzde 60’ının Omicron varyantına yakalanacağını ifade ederek, “Omicron, Avrupa ve Orta Asya’daki pandeminin acil durum aşamasının sonunu işaret edebilir. Omicron’un Delta’ya kıyasla daha az tehlikeli olması ve yüksek bulaşıcılık ile birleştiğinde, Omicron’un bölgede Kovid-19’u yönetilebilir hale getirmeye yardımcı olmasının mümkün olduğu anlamına geliyor. Ama henüz gardımızı düşüremeyiz” dedi. Kluge, Türkiye’de de aşı olmayanlara aşı olma çağrısında bulunarak, “Türkiye’deki insanları henüz yaptırmamışlarsa aşı olmaya çağırıyorum ve fiziksel mesafe, maske takma, el yıkama ve kapalı alanların uygun şekilde havalandırılması konusundaki yönergeleri takip etmeye çağırıyorum” ifadelerini kullandı.

    “OMİCRON VAKALARI 1.5 İLA 3 GÜN İÇİNDE İKİYE KATLIYOR”

    Kluge, Omicron’un Delta’dan farklı olarak doğudan batıya değil, batıdan doğuya doğru ilerleyen bir enfeksiyon dalgası oluşturduğunu belirtti. Verilere göre bulaşıcılık hızı açısından Omicron vakalarının 1,5-3 gün içinde ikiye katlandığını ifade eden Kluge, “Avrupa Bölgesi’nde Omicron, benzeri görülmemiş şekilde Delta’nın yerini alıyor. Omicron, Avrupa Bölgesi’ndeki vakaların yüzde 31.8’ini oluşturuyor, bu oran önceki hafta sadece yüzde 15 ve ondan önce sadece yüzde 6.3’tü. Bahsettiğim gibi, bölge nüfusunun yüzde 60’ının Mart ayı başına kadar Omicron ile enfekte olmasını bekliyoruz” dedi.

    Aşıların ölümlerde son derece etkili olduğunu ancak enfeksiyonu her zaman durduramadığının altını çizen Kluge, “Bunun da ötesinde, yeni bir varyant ortaya çıktığında bağışıklık sistemimiz daha az korunur. Bu nedenle, zamanı geldiğinde Kovid-19’u endemik mevsimsel bir hastalık olarak görmeye başlamamız ve grip gibi en savunmasız kişilere ‘tamamlayıcı’ aşılar sunmaya başlamamız gerekebilir. Ancak henüz orada değiliz ve pandemi bitmiş gibi davranmak sorumsuzluk olur” diye konuştu.

    “BİR VİRÜS NE KADAR ÇOK DOLAŞIRSA, MUTASYONA UĞRAMA OLASILIĞI O KADAR ARTAR”

    Omicron vakalarının artışıyla yeni bir varyantın ortaya çıkmasının muhtemel olduğunu vurgulayan Kluge, sözlerine şöyle devam etti:

    “Virüsler her zaman mutasyona uğrar, bu nedenle yeni varyantlar tamamen olasıdır. Aslında, küresel olarak Omicron vakalarındaki büyük artışla birlikte, er ya da geç yeni bir varyantın ortaya çıktığını görmemiz muhtemeldir. Bu nedenle, bu virüs yönetilebilir hale gelene ve öngörülebilir bir mevsimsel bulaşma modeline girene kadar herkesi aşılamamız gerekiyor. Ancak diğer önlemleri uygulamaya devam etmemiz de önemli. Şu an için Kovid-19 oldukça bulaşıcı, öngörülemeyen ve yaşamı tehdit eden bir virüs olmaya devam ediyor. Hedefimiz, tüm ülkelerdeki öncelikli grupların aşılanması olmalıdır. Avrupa bölgesinde, dünyada çok sayıda sağlık çalışanı ve savunmasız insan ilk dozunu bile almadı. Bunun ele alınması gerekiyor. Gelecekteki varyantlarla ilgili olarak, bu bize ve davranışımıza bağlıdır. Bir virüs ne kadar çok dolaşırsa, mutasyona uğrama olasılığı o kadar artar. Başka bir deyişle, daha fazla aktarım, daha fazla değişkene eşittir. Daha az iletim, daha az varyant.”

  • Salgında tıbbi atık krizi büyüyor

    Salgında tıbbi atık krizi büyüyor

    Dünya Sağlık Örgütü Salı günü yaptığı açıklamada, Covid salgının on binlerce ton atığa sebep olduğunu belirterek bu Covid tıbbi atıklarının dünya çapında sağlık hizmetleri atık yönetimi sistemlerine muazzam bir yük getirdiğini vurguladı.

    DSÖ’nün küresel sağlık hizmeti atıkları analiz raporu Mart 2020 ile Kasım 2021 arasında ortak bir Birleşmiş Milletler acil durum girişimi aracılığıyla gönderilen yaklaşık 87.000 ton kişisel koruyucu malzemeleri baz alınarak hazırlandı. Raporun, bu malzemelerin kullanıldıktan sonra tıbbi atık olarak çöpe atılması analizine dayandığı belirtildi. DSÖ, raporunda BM girişimi dışında halkın kullanıp attığı tek kullanımlık maskeleri kapsamadığını vurguladı.

    8 MİLYAR COVİD AŞISI 144 BİN TON EK ATIK YARATTI

    Raporda göz önüne alan diğer veriler arasında; 2.600 ton bulaşıcı olmayan atık (çoğunlukla plastik) üretme potansiyeline sahip 140 milyondan fazla Covid test kiti, bir olimpik yüzme havuzunun üçte birine eşdeğer 731 bin litre kimyasal madde, dünya çapında uygulanan 8 milyar Covid aşısının ürettiği 144 bin ton ek atık yer aldı.

    30 Ocak, DSÖ’nün Covid-19’u uluslararası hukuka göre en yüksek uyarı seviyesi olan ‘uluslararası çapta endişe verici bir halk sağlığı acil durumu’ ilan etmesinin iki yıl dönümüydü. 30 Ocak 2020’de 100’den az vaka sayısı ve Çin dışında ölüm bulunmuyordu. 30 ocak 2022 yılına gelindiğinde 370 milyondan fazla vaka ve 5,6 milyondan fazla ölüm rapor edildiği belirtildi. Omicron varyantı 10 hafta önce ilk açıklanmasından itibaren 2020’nin tamamından daha fazla, yaklaşık 90 milyon vaka rapor edildi.

  • DSÖ uyardı: Omicron son olmayacak

    DSÖ uyardı: Omicron son olmayacak

    Dünya Sağlık Örgütü, Covid-19’un evrim geçirmeye devam ettiğini söyledi. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Omicron, tsunami etkisi oluşturuyor, çok hızlı yayılıyor ve dünyadaki sağlık sistemleri üzerinde büyük baskı oluşturuyor.” dedi.

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Covid-19’un Omicron varyantının son olmayacağını, virüsün “evrim” geçirmeye devam ettiğini bildirdi.

    DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, örgütün Cenevre’deki merkezinde küresel sağlık uzmanlarıyla gerçekleştirdiği yılın ilk basın toplantısında, geçen hafta salgının başından bu yana en yüksek Covid-19 vakasının kaydedildiğini belirtti.

    “TSUNAMİ ETKİSİ OLUŞTURUYOR”

    Omicron varyantının özellikle aşılanmış kişilerde Delta’ya kıyasla daha hafif seyrettiğini, buna rağmen “hafif” olarak sınıflandırılmayacağını dile getiren Ghebreyesus, “Tıpkı önceki varyantlarda olduğu gibi Omicron insanları hastanelik ediyor ve öldürüyor. Omicron tsunami etkisi oluşturuyor, çok hızlı yayılıyor ve dünyadaki sağlık sistemleri üzerinde büyük baskı oluşturuyor” ifadesini kullandı.

    Omicron yüzünden hastanelerin aşırı kalabalık olduğuna değinen Ghebreyesus, personel yetersizliği ve yoğunluktan dolayı diğer hastalık ve yaralanmalarda “önlenebilir” ölümler gerçekleştiğine işaret etti.

    Ghebreyesus, aşıların dağıtımında ve aşılara erişimde küresel eşitlik çağrısını yineledi, 109 ülkenin DSÖ’nün dünya nüfusunun yüzde 70’inin 2021 yarısına kadar tam olarak aşılama hedefini kaçıracağı kaydetti.

    “AŞILARINIZI YAPTIRIN” ÇAĞRISI

    DSÖ’nün Covid-19’a karşı mücadele ekibi lideri Maria Van Kerkhove de Omicron’a ilişkin sorular üzerine, mevcut tüm aşıların bu varyanta karşı etkili olduğunun altını çizdi.

    Kerkhove, genel olarak aşılar sayesinde Omicron varyantının daha şiddetli geçmediğine vurgu yaptı, bir kez daha herkesi aşılarını yaptırmaya davet etti.

    Omicron’un Covid-19’un son varyantı olmayacağı uyarısı yapan Kerkhove, “Maalesef Omicron son varyant olmayacak, virüs ‘evrim’ geçirmeyi sürdürüyor.” değerlendirmesinde bulundu.