Etiket: dsö

  • Sinovac aşısı işe yarıyor mu?

    Sinovac aşısı işe yarıyor mu?

    DSÖ uzmanı Abdi Mahamud, Omicron varyantı üzerine açıklamalarda bulundu. Yapılan araştırmaların Omicron varyantının vücudun üst kısmını etkilediğini gösterdiğini ve bunun iyi haber olabileceğini söyleyen Mahamud, Türkiye’de de kullanılan Çinli şirket Sinovac’ın corona virüs aşısı ile ilgili de konuştu. Mahamud, “Öngörümüz Sinovac aşısının Omicron varyantı nedeniyle ağır hastaneye yatışlara karşı koruma sağlayacağını söylüyor” dedi.

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), son dönemde artan Omicron varyantı ile ilgili açıklamada bulundu.

    DSÖ uzmanı Abdi Mahamud, yapılan araştırmaların Omicron varyantının vücudun üst kısmını etkilediğini gösterdiğini söyledi.

    Bunun iyi haber olabileceğini söyleyen Mahamud, önceki varyantlardan daha hafif semptomlara neden olduğuna dair daha fazla kanıtın ortaya çıktığını aktardı.

  • Dünyada salgınla geçen 2 yıl

    Dünyada salgınla geçen 2 yıl

    Merkezi İsviçre’de bulunan ve Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Dünya’nın sağlığından sorumlu kuruluşu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2021’in sona ermesiyle Covid-19 salgınının bir tarihçesini hazırladı.

    DSÖ’nün Çin’deki Ülke Ofisi, 31 Aralık 2019 tarihinde Vuhan Belediye Sağlık Komisyonu’nun web sitelerinden ülkenin Vuhan kentindeki ‘virüs kaynaklı bir akciğer iltihaplanması’ vakalarıyla ilgili bir basın açıklaması aldı. DSÖ, vakalarla ilgili ilk tweet’i 4 Ocak 2020’de attı.

    ‘SALGIN’ UYARISI YAPILDI

    DSÖ, 5 Ocak 2020’de akut solunum yolu enfeksiyonları riski taşıyan ‘salgın’ konusunda uyarı yayınladı. Salgın, 9 Ocak itibariyle ‘Yeni Tip Koronavirüs’ olarak adlandırıldı.

    VİRÜS KAYNAKLI İLK ÖLÜM

    • Çin, 11 Ocak 2020 tarihinde koronavirüs kaynaklı ilk ölümü rapor etti.
    • 13 Ocak’ta Tayland, Vuhan kaynaklı ilk koronavirüs vakasını açıkladı. Bu, Çin dışındaki ilk vaka olarak kayıtlara geçti.
    • Japonya Sağlık Bakanlığı, 15 Ocak 2020’de Vuhan’dan gelen bir yolcuda koronavirüs tespit ettiklerini açıkladı. Bu da Çin dışındaki ikinci vaka olarak kayıtlara geçti.
    • ABD, 21 Ocak 2020’de yeni tip koronavirüsün ilk doğrulanmış vakasını bildirdi. Bu, DSÖ Amerika bölgesindeki ilk vaka oldu.
    • Fransa, 24 Ocak 2020’de DSÖ Avrupa bölgesindeki ilk 3 vakayı açıkladı. Hastalar, Vuhan’dan gelmişlerdi. B
    • irleşik Arap Emirlikleri (BAE), 29 Ocak 2020 tarihinde DSÖ Doğu Akdeniz bölgesindeki ilk vakayı açıkladı.
    • DSÖ ayrıca salgına karşı maske kullanımını tavsiye etti.

    ULUSLARARASI HALK SAĞLIĞI ACİL DURUMU İLAN EDİLDİ

    DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, 30 Ocak 2020 tarihinde yeni koronavirüs salgınını, DSÖ’nün en yüksek alarm seviyesi olan ‘uluslararası bir halk sağlığı acil durumunu’ ilan etti.

    BİRLEŞMİŞ MİLLETLER DEVREYE GİRDİ

    DSÖ Genel Direktörü, 4 Şubat tarihinde BM Genel Sekreterinden ‘BM kriz yönetimi politikasını’ aktive etmesini istedi.

    ADI ‘COVİD-19’ OLDU

    DSÖ, yeni tip koronavirüsün yol açtığı hastalığın adının 11 Şubat itibariyle Covid-19 olacağını duyurdu. Hastalığın adı; coğrafi bir konumu, bir hayvanı, bir bireyi veya bir grup insanı damgalamayı önlemek için değiştirildi. DSÖ, 29 Şubat’ta virüsün kontrol altına alınması için ‘karantina uygulanmasını’ tavsiye etti. Dünya genelinde 7 Mart’ta Covid-19 vakaları 100 bini geçti. Avrupa, 13 Mart 2020 tarihinde yükselen vakalar sebebiyle Covid-19 salgınının merkez üssü oldu. Dünya genelinde Covid-19 vaka sayısı 4 Nisan itibariyle 1 milyonu geçti.

    İLK COVİD-19 İLACI

    İngiltere hali hazırda kullanılan ‘Deksametazon’ adlı ilacın Covid-19 kritik hastaları için hayat kurtarıcı olabileceğini gösteren ilk klinik araştırma sonuçlarını 16 Haziran 2020 tarihinde açıkladı.

    İLK MUTASYON

    Danimarka, 6 Kasım 2020 tarihinde vizon kaynaklı Covid-19 mutasyonunu DSÖ’ye rapor etti. İngiltere, 2 Aralık tarihinde Pfizer & Biontech aşısına kullanım onayı veren ilk ülke oldu. Aralık ayında daha önce İngiltere’de tespit edilen ALFA ve daha önce Güney Afrika’da tespit edilen BETA mutasyonları DSÖ tarafından resmileştirildi.

    İLK YAPILAN COVİD-19 AŞISI

    Dünya’daki ilk Covid-19 aşısı, 8 Aralık 2020 tarihinde 90 yaşındaki Margaret Keenan’a, Matron May Parsons tarafından İngiltere’de uygulandı. Uygulanan ilk aşı Pfizer & Biontech tarafından üretilen Covid-19 aşısı oldu. Pfizer & Biontech Covid-19 aşısı, 5 Ocak’ta DSÖ’den acil kullanım onayı alan ilk aşı oldu.

    Brezilya’dan Japonya’ya gelen bir kişide GAMMA olarak adlandırılan mutasyon Ocak 2021’de DSÖ’ye rapor edildi. GAMMA mutasyonunun ilk verileri Kasım 2020 tarihinde açıklanmıştı. DSÖ, Ekim 2020’de ilk verileri ortaya çıkan Delta mutasyonunu Mayıs 2021 tarihinde açıkladı. DSÖ, 24 Kasım 2021 tarihinde Omicron mutasyonunu duyurdu.

  • DSÖ’den korkutan Omicron varyantı açıklaması

    DSÖ’den korkutan Omicron varyantı açıklaması

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü  Tedros Adhanom Ghebreyesus, yeni omicron varyantının en az 77 ülkede tespit edildiğini ve muhtemelen birçok ülkede de olduğunu söyledi. Ghebreyesus ayrıca varyantın benzeri görülmemiş bir oranda yayıldığına dikkat çekerek virüsü şu ana kadar hafife aldıklarını kaydetti.

    DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, koronavirüs varyantı Omicron’un önceki varyantlarda görülmeyen bir oranda yayıldığını ve henüz tespit edilmemiş olsa bile muhtemelen çoğu ülkede bulunduğunu kaydetti. Tedros, ”Omicron, daha önce hiçbir mutasyonda görmediğimiz bir oranda yayılıyor” dedi.

    ”BU VİRÜSÜ ŞU ANA KADAR HAFİFE ALDIK”

    Ghebreyesus Salı günü Cenevre’de düzenlediği basın toplantısında gazetecilere verdiği demeçte, “Yetmiş yedi ülke şu anda Omicron vakaları bildirdi ve gerçek şu ki, muhtemelen çoğu ülkede bulunuyor ve daha önce hiçbir varyantta görmediğimiz bir oranda yayılıyor. Bu virüsü şu ana kadar hafife aldık. Omicron daha az ciddi hastalığa neden olsa bile, çok sayıda vaka hazırlıksız sağlık sistemlerini bir kez daha bunaltabilir” ifadelerini kullandı.

    SALGININ BİTECEĞİ ANLAMINA GELMİYOR

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yeni tip koronavirüsün Omicron varyantının diğer varyantlara kıyasla daha hafif semptomlar göstermesinin salgının biteceği anlamına gelmediğini bildirdi.

    DSÖ Acil Durumlar Programı Direktörü Mike Ryan da, DSÖ’nün Cenevre’deki merkezinde düzenlenen basın toplantısında, bazı bilim insanlarının, “Omicron varyantının baskın varyant olması durumunda salgının erken biteceği” yönündeki açıklamalarına ilişkin soruları yanıtladı. Ryan, “Bence bunun doğrudan cevabı, hayır (salgın bitmeyecek)” dedi.

    ”UYANIK VE ALARMDA KALMALIYIZ”

    Bununla beraber, Omicron varyantının Delta varyantına “üstün gelmeye” çalıştığına bu rekabetin daha önce de Delta ile Alfa varyantı arasında yaşandığına dikkati çeken Ryan, “Bu konuda alarmda ve uyanık kalmaya devam etmemiz gerekiyor. (Salgının biteceği konusunda) bir varsayımda bulunamayız ama (Omicron’a karşı) savunmasız durumdakileri korumak ve bulaşmayı durdurmak için şimdi harekete geçebiliriz” diye konuştu.

    AŞILAMA SORUNU

    Ghebreyesus, 41 ülkenin hala nüfusunun yüzde 10’unu aşılayamadığını ve 98 ülkenin yüzde 40’a ulaşmadığını kaydetti. Ayrıca, DSÖ başkanı aynı ülkedeki nüfus grupları arasında aşılama konusunda önemli eşitsizlikler olduğunu söyledi.

    GÜNEY AFRİKA’DA ORTAYA ÇIKMIŞTI

    Omicron’un keşfi ilk olarak Kasım ayında, Güney Afrika’daki bilim adamları tarafından duyurulmuştu. Omicron’un ortaya çıkmasının ardından bir dizi ülke Güney Afrika’yı ve komşularını etkileyen seyahat yasakları getirdi, ancak bu, onun dünyaya yayılmasını engelleyemedi.

  • DSÖ ‘hazırlıklı olun’ diyerek uyardı

    DSÖ ‘hazırlıklı olun’ diyerek uyardı

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Asya Pasifik Bölge Direktörü Takeshi Kasai, Omicron varyantı nedeniyle Asya ülkelerini vaka artışları konusunda hazırlıklı olmaya çağırdı.

    DSÖ Asya Pasifik Bölge Direktörü Kasai, düzenlediği video konferansta Omicron varyantına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kasai, “Covid-19 tüm dünyaya yayıldı ve gelecekte daha fazla vaka artışı görmek bizi şaşırtmamalı. Yayılma devam ettiği sürece, Omicron’un ortaya çıkmasının gösterdiği gibi virüs mutasyona uğramaya devam edebilir ve bu da bize uyanık kalma ihtiyacını hatırlatıyor. Bildiğiniz gibi Omicron, mutasyonların sayısı nedeniyle ve ilk bilgilerin virüsün diğer varyantlarından daha bulaşıcı olabileceğini öne sürdüğü için endişe verici bir varyant olarak belirlenmiştir. Sınır kontrolleri varyantın yayılmasını geciktirebilir ve zaman kazandırabilir, ancak yeni vaka artışlarına hazırlanmalıyız” dedi.

    “EN ETKİLİ ARACIMIZ AŞI”

    Kasai, virüse ve varyantlara karşı en etkili aracın aşılama olduğunun altını çizerek, “İlk araç elbette aşılardır. Yüksek aşılamanın olduğu bölgelerde, özellikle sağlık çalışanlarında, şiddetli hastalığa karşı en savunmasız olanlarda, sağlık hizmetlerine erişimde zorluk yaşayan topluluklarda hastalanma ve can kayıplarını azaltabiliriz” dedi. Kasai, aşılamanın yanında maske, mesafe, denetim ve sınır kontrollerinin de etkili araçlar olduğunu belirtti.

  • DSÖ’den yeni varyant açıklaması

    DSÖ’den yeni varyant açıklaması

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), koronavirüsün Güney Afrika’da ortaya çıkan yeni varyantına “Omicron” adını verdi. Yüksek derecede bulaşıcı olduğu belirtilen varyant “endişe verici” olarak sınıflandırıldı.

    Dünyayı alarma geçiren koronavirüsün yeni varyantının adı belli oldu. Dünya Sağlık Örgütü B.1.1.529 kodlu varyanta Yunan alfabesinin onbeşinci harfi olan OMICRON adını verdi.

    İlk kez Güney Afrika’da ortaya çıkan varyantın risklerini görüşmek üzere Cenevre’de toplanan DSÖ Danışma Grubu OMICRON’u “endişe verici” olarak tanımladı.

    Ön bulguların yeni varyantın diğer endişe verici varyantlara kıyasla daha yüksek bulaşma riski taşıdığı yönünde olduğu bildirildi.

    Güney Afrika’nın hemen her şehrinde OMICRON varyantı vakalarının artış gösterdiğine dikkat çekildi. Güney Afrika, Hong Kong, İsrail ve Botsvana’da yaklaşık 100 doğrulanmış vaka tespit edildi. Biliminsanlarına göre yeni varyant çok sıra dışı bir mutasyon kümesine sahip.

    İngiltere Kamu Sağlığı Kurumu, varyantın aşıların dayandığı orijinal koronavirüstekinden önemli ölçüde farklı bir protein yapısının olduğunu açıkladı. Bu durumun yeni varyantın vücudun bağışıklık tepkisinden kaçmasına yardımcı olmasından endişe ediliyor.

    BioNTech firması ise yeni varyantı yakından incelediklerini, en geç iki hafta içinde laboratuvar testlerinden kesin verilere sahip olacaklarını duyurdu.

    Belçika koronavirüsün yeni varyantının Avrupa’da görüldüğü ilk ülke oldu. Enfekte kişinin, Türkiye üzerinden Mısır’a yaptığı bir geziden döndükten 11 gün sonra semptomlar geliştiren genç bir kadın olduğu açıklandı.

    Aşısız vakanın daha önce Güney Afrika’da hiçbir ülkeye gitmediği belirtildi. İlk vaka tespit edilmesinin ardından 27 AB ülkesi Güney Afrika’ya seyahat yasağı getirme konusunda anlaştı. Güney Afrika’dan uçakla Amsterdam’a varan onlarca yolcu COVID-19 testi yaptırmak için havalimanında kuyruk oluşturdu.

    AB’nin yanı sıra ABD, Birleşik Arap Emirlikleri de Güney Afrika’dan ülkeye girişleri askıya aldı.

  • “Şimdiye kadarki en kötü varyant!”

    “Şimdiye kadarki en kötü varyant!”

    Güney Afrika’da tespit edilen yeni corona virüs varyantı ile ilgili açıklamalar yapıldı. İngiltere’de uzmanlar “şimdiye kadar gördüğümüz en kötü” olarak adlandırdığı yeni bir Covid varyantı nedeniyle küresel piyasalarda riskten kaçınma dalgası oluştu. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bugün, varyant için özel olarak toplanma kararı aldı. İşte B.1.1.529 adlı yeni bir corona virüs varyantı ile ilgili son bilgiler.

    Geçtiğimiz günlerde Güney Afrika’da tespit edilen B.1.1.529 adlı yeni bir corona virüs çeşidi ile ilgili ‘endişe verici’ açıklamalar gelmeye devam ediyor.

    Uzmanların “Şimdiye kadar görünen en kötü Covid-19 varyantı” olarak tanımladığı yeni türün, birçok ülkede salgını körükleyebileceği, sağlık sistemlerini zorlayabileceği, aşılardan kaçabileceği ve ülke ekonomilerini zor duruma sokabileceği belirtildi.

    Küresel piyasalarda söz konusu nedenlerden dolayı riskten kaçınma dalgası oluşturan yeni varyant ile ilgili Dünya Sağlık Örgütü’nden de açıklama geldi.

    DSÖ’nün Covid-19 teknik sorumlusu Dr. Maria Van Kerkhove, aşılar ve önceki enfeksiyonlar tarafından sağlanan bağışıklığı atlayabilecek yeni ortaya çıkan ve “ağır mutasyona uğramış” bir Covid-19 varyantını tartışmak için özel bir toplantı planladıklarını söyledi.

    Toplantıda, B.1.1.529 olarak anılan varyantın aşılar, testler, ortaya çıkan semptomlar ve tıbbi tedaviler için potansiyel olarak ne anlama gelebileceğini tartışılacağı bildirildi.

    Van Kerkhove, DSÖ’nün virüs evrimi çalışma grubu, varyantın daha yaygın hale gelebilecek ilgi alanlarından biri olduğuna karar verirse, grubun buna Yunanca bir isim atayacağını da sözlerine ekledi.

    İlk olarak Güney Afrika’da tespit edilen virüs ile ilgili İngiltere’de altı Afrika ülkesine seyahat yasağı getirdiğini duyurdu.

    “Şimdiye kadar görünen en kötü Covid-19 varyantı” olarak nitelenen yeni corona virüs türü ile ilgili temel bilgiler:

    BU VARYANTIN FARKI NE?

    Bilim insanları, B.1.1.529 olarak tanımlanan varyantın, vücuttaki hücrelere girişinde önemli bir rol oynayan spike proteininde çok sayıda mutasyon taşıdığını söylüyor.

    Spike proteini aşıların hedeflediği bölge olurken, araştırmacılar hala öncekilerden daha bulaşıcı mı yoksa daha öldürücü mü olduğunu belirlemeye çalışıyorlar.

    NEREDEN GELDİ?

    Yeni türün nereden geldiğine dair şimdiye kadar sadece birkaç spekülasyon bulunuyor. Londra’daki UCL Genetik Enstitüsü’nden bir bilim insanı, varyantın muhtemelen bağışıklığı baskılanmış bir kişinin kronik bir enfeksiyonu sırasında geliştiğini söyledi.

    Bu kişinin muhtemelen tedavi edilmemiş bir HIV/AIDS hastası olduğu vurgulandı.

    Güney Afrika, dünyada en çok HIV virüsü taşıyan ülke olarak dikkat çekiyor. Ülkede tespit edilmiş 8,2 milyon HIV hastası bulunurken, geçen yıl Güney Afrika’da tanımlanan beta varyantının da HIV bulaşmış bir kişiden gelmiş olabileceği aktarıldı.

    NE KADAR YAYGIN?

    Perşembe günü itibarıyla, yeni enfeksiyonlar arasında baskın tür haline gelen tür Güney Afrika’da yaklaşık 100 vakada tespit edildi.

    İki Güney Afrika üniversitesinde gen dizileme kurumlarını yöneten biyo-enformatik profesörü Tulio de Oliveira’ya göre erken PCR test sonuçları, Johannesburg’u içeren Güney Afrika eyaletinde Çarşamba günü bildirilen bin 100 yeni vakanın yüzde 90’ının yeni varyanttan kaynaklandığını gösterdi.

    Komşu Botsvana’da yetkililer, Pazartesi günü tam aşılı kişilerde dört vaka kaydederken Hong Kong’da ise Güney Afrika’dan bir gezginde yeni varyant tespit edildi.

    NE KADAR ENDİŞE VERİCİ?

    Yeni türün ne kadar endişe verici olduğuna dair açıklama yapmanın erken olduğunu belirten Dünya Sağlık Örgütü, mevcut yeni varyantın 100’den az tam genomik dizisinin bulunduğunu ve bu durumun yeni türü incelemek için gereken süreyi ve mevcut aşıların buna karşı ne kadar iyi çalıştığını görerek bilgilerin güncelleneceğini söyledi.

    NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

    DSÖ, B.1.1.529’u tartışmak ve resmi olarak bir ilgi veya endişe türü olup olmayacağına karar vermek için Cuma günü bir toplantı çağrısında bulundu.

    DSÖ’nün toplantısı sonrası ise hükümetlerin varyanta yanıt olarak sınır ve seyahat kontrolleri konusunda da harekete geçmeleri bekleniyor.

  • Covid-19’un geleceği hakkında DSÖ’den uyarı

    Covid-19’un geleceği hakkında DSÖ’den uyarı

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Covid-19 Özel Temsilcisi Dr. David Nabarro, koronavirüsün geleceğine dair açıklama yaptı. Nabarro, “Covid-19 pandemisi oldukça uzun bir süre, aylar, belki de yıllar sürecek gibi görünüyor, çünkü yüksek oranda bulaşıcı bir virüs, insanlara kolayca ve hızla bulaşabilir” dedi.

    Dünya Sağlık Örgütü, koronavirüsün özellikle Avrupa’da artan vaka ve can kaybı sayıları ile ilgili açıklamada bulundu.

    DSÖ Genel Direktörünün Covid-19 Özel Temsilcisi Dr. David Nabarro, “Covid-19 pandemisi oldukça uzun bir süre, aylar, belki de yıllar sürecek gibi görünüyor, çünkü yüksek oranda bulaşıcı bir virüs, insanlara kolayca ve hızla bulaşabilir” dedi.

    Nabarro, Covid-19 virüsünün “zaman içinde değişme alışkanlığına sahip olduğunu” söyledi ve bu virüsü bir dereceye kadar kontrol altında tutmak isteyen hükümetlere çeşitli önleyici tedbirlere saygı göstermelerini tavsiye etti.

    ‘TEYAKKUZDA AZALMA VAR’

    Covid-19 Özel Temsilcisi, “Birincisi, insanların ellerinden geldiğince saygı göstermeleri gerekiyor ve bu, yüzünüzü düzgün bir şekilde kapatan yüz maskeleri anlamına geliyor” derken “Bu başkalarının soluduğu havayı solumamaya çalışmak anlamına gelir. Ve bu, 2020’de iyi olduğumuz, ancak son zamanlarda bazı yerlerde biraz kaydığımız çok iyi hijyen kurallarını uygulamak anlamına geliyor” diye konuştu.

    “Son haftalarda ve aylarda, belki de bazı ülkelerde teyakkuzda bir azalma, maske takmada bir azalma, fiziksel mesafelerde bir azalma olduğunu düşünüyorum ve bu, virüsün çok kolay bir şekilde ortaya çıktığı bir durum yaratabilir” diyen Nabarro, “Virüs, her zaman takip ediyor ve sorunların büyümesine ve daha güçlü bir şekilde geri gelmesine neden olmak için bekliyor. Ve şu anda Avrupa’nın farklı yerlerinde olan da bu” diye ekledi.

    ‘KÜRESEL BİR PANDEMİ ANLAŞMASININ OLUŞTURULMALI’

    Ancak Covid-19’a küresel tepkiyi değerlendirmekle görevli bilim insanları için hükümetler pandemiyi sona erdirmek için yeterince hızlı hareket etmiyor. DSÖ tarafından oluşturulan Bağımsız Pandemi Hazırlık ve Müdahale Paneli, kısa süre önce küresel bir pandemi anlaşmasının oluşturulması çağrısında bulunan bir rapor yayımladı.

    DSÖ Genel Direktörü’nün Covid-19 Özel Temsilcisi, özellikle ülkeler arasında sınırlar açıldığında, ulusların kaynaklarını paylaşmalarını önerdi.

    Raporda, “Bunu ayrı ayrı çalışan ve özellikle birbiriyle rekabet ediyormuş gibi görünen ülkelerle yapamazsınız” denildi.

    Nabarro ise, “Bir halk sağlığı çalışanı olarak, bir sağlık sorunuyla başa çıkma yolunda, Covid-19 ile nasıl başa çıkacağımız konusunda sahip olduğumuz kadar fazla bölünme ve huysuzluk görmedim” şeklinde konuştu.

  • DSÖ’den bir aşıya daha onay

    DSÖ’den bir aşıya daha onay

    Dünya Sağlık Örgütü, Hindistan’da üretilen korona virüs aşısı Covaxin’e acil kullanım onayı verdi.

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Hint biyoteknoloji şirketi Bharat Biotech’in korona virüse karşı geliştirdiği “Covaxin” aşısına acil kullanım onayı verdi.

    Örgüt tarafından yapılan açıklamada, DSÖ’ye aşı önerileri sağlayan bağımsız Teknik Danışma Grubu’nun Covaxin’in Covid-19’a karşı koruma standartlarını karşıladığı belirtildi. Aşının faydasının risklerinden çok daha fazla olduğu ifade edildi.

    Covaxin’in ayrıca DSÖ Uzmanların Bağışıklama ile ilgili Stratejik Danışma Grubu (SAGE) tarafından da incelendiği, aşının 18 ve üzeri tüm yaş gruplarında 4 hafta arayla iki doz halinde kullanılmasının tavsiye edildiği kaydedildi.

    İkinci dozdan 14 gün sonra korona virüse karşı yüzde 78 etkili olduğu belirtilen Covaxin’in kolay saklanabilir olmasıyla düşük ve orta gelirli ülkeler için son derece uygun olduğu vurgulandı.

    DSÖ, şimdiye kadar Covaxin dışında AstraZeneca, Pfizer/BioNTech, Johnson&Johnson ve Moderna ile Çin’in Sinopharm aşısına onay vermişti.

  • DSÖ 3. doz için önerdiği aşıyı duyurdu

    DSÖ 3. doz için önerdiği aşıyı duyurdu

    DSÖ’nün aşı danışmanları, Çin’in Sinovac ve Sinopharm aşısı ile tam olarak aşılanmış 60 yaş üzeri kişilere üçüncü bir Covid-19 aşısı dozu teklif edilmesini tavsiye etti.

    Dünya Sağlık Örgütü’nün Bağışıklama Stratejik Danışma Grubu, Çin’in ürettiği Sinovac ve Sinopharm aşıları ile aşılanan 60 yaş üstü kişilere yeni bir enfeksiyon riski olabileceği gerekçesiyle üçüncü doz aşı teklif edilmesi gerektiğini belirtti.

    FARKLI BİR AŞI DA OLABİLİR

    İki aşının Latin Amerika’da zamanla iyi performans gösterdiğine dikkat çeken uzmanlar, 60 yaş üzerindeki kişilere, aşı programlarını tamamladıktan yaklaşık 3 ay sonra Sinopharm ve Sinovac tarafından yapılan aşıdan ek bir doz almalarını tavsiye etti. Danışmanlar ayrıca müsaitlik durumuna göre 3. dozda farklı bir aşı da kullanılabileceğini açıkladı.

    60 YAŞ ALTINDA DA ETKİLİ

    Dünya Sağlık Örgütü daha önce yaptığı açıklamada Sinovac’ın ürettiği CoronaVac aşısının 60 yaş altındaki yetişkinlerde etkili olduğunu ancak etkilerle ilgili bazı önemli verilerin eksik olduğunu belirtmişti

  • DSÖ: Milyonlarca kişinin hayatı tehlikede

    DSÖ: Milyonlarca kişinin hayatı tehlikede

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), son 15 yılDA atmosferde azot ve metan gazlarının belirgİin bir şekilde arttığını belirterek,hava kirliliğinin önceden düşünülenden daha tehlikeli olduğu konusunda uyardı. Her yıl yaklaşık yedi milyon insanın hava kirliliğine bağlı hastalıklardan erken öldüğünü duyuran DSÖ, özellikle düşük ve orta gelirli ülklerde milyonlarca kişinin büyük bir risk altında olduğu konusunda uyardı.

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hava kalitesi standartları ve kriterlerini içeren “Yeni Küresel Hava Kalitesi Kılavuzları”nı (AQG) açıkladı.

    ÖLÜMLERİN YAKLAŞIK YÜZDE 80’İNİ ÖNLENEBİLİR

    DSÖ, 15 yılın ardından güncellediği hava kirliliği kılavuzlarında önerilen standartlar yakalandığı ve kriterlere uyulduğu takdirde her yıl küresel olarak milyonlarca ölümün ve PM 2.5 olarak bilinen ince partiküllerle bağlantılı ölümlerin yaklaşık yüzde 80’inin önlenebileceğini belirtti.

    DSÖ hava kirliliği kılavuzlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, 2005 yılında gerçekleştirdiği son küresel güncellemeden bu yana hava kirliliğinin sağlık durumunu nasıl etkilediğini gösteren bulgularda belirgin bir artış gözlendiğini aktardı.

    Açıklamada ayrıca, hava kirliliğinin, iklim değişikliğinin yanı sıra insan sağlığına yönelik en büyük çevresel tehditlerden biri olduğuna dikkat çekildi. Kılavuzların hava kirliliğinin daha önce düşünülenden daha düşük seviyelerde bile insan sağlığına verdiği zararın kanıtlarını net bir şekilde sunduğu ve hava kalitesi için yeni seviyeler önerdiği aktarıldı.

    Hem bu nedenle hem de kanıtların sistematik bir incelemesinden sonra DSÖ’nün hava kalitesi kılavuzunun yeni değerlerinin aşılmasının sağlık için önemli risklerle ilişkili olduğu konusunda uyarıda bulunarak tüm kılavuz değerlerini daha düşük değerlerde olacak şekilde yeniden düzenlediği belirtildi.

    HER YIL 7 MİLYON KİŞİ HAVA KİRLİLİĞİ NEDNEİYLE ERKEN ÖLÜYOR

    Bu yeni değerlere bağlı kalmanın milyonlarca hayatı kurtarabileceği vurgulanarak, her yıl hava kirliliğine maruz kalmanın 7 milyon kişinin erken ölümüne ve milyonlarca sağlıklı yaşam yılının kaybedilmesine neden olduğu aktarılarak, çocuklarda da bu sorunun akciğer büyümesi ve akciğer işlevlerinde azalma, solunum yolu enfeksiyonları ve ağır astım şeklinde görüldüğü açıklandı.

    Açıklamaya göre, yetişkinlerde dış mekan hava kirliliğinin neden olduğu en yaygın ölüm nedenleri iskemik kalp hastalığı ile inme olurken, kılavuzlar, hava kirliliği temelli diyabet ve beyindeki sinir hücrelerinin işlevini engelleyen çeşitli hastalık ve durumlar gibi diğer etkilere dair kanıtları da ortaya koydu.

    Bu durumun, hava kirliliğinin neden olduğu hastalık yükünü, sağlıksız beslenme ve tütün kullanımı gibi diğer önemli küresel sağlık riskleri ile aynı seviyeye getirdiği ifade edilen açıklamada, hava kirliliğinin iklim değişikliğinin yanı sıra insan sağlığına yönelik en büyük çevresel tehditlerden biri olduğu kaydedildi.

    Açıklamada, DSÖ’nün yeni kılavuzlarının hava kalitesini iyileştirme, iklim değişikliğinin etkilerini azaltma çabalarına katkı sunduğu belirtilirken, emisyonları azaltmanın da hava kalitesini iyileştireceği vurgulandı. Ülkelerin, bu kılavuz değerlere ulaşmaya çalışarak hem sağlığı koruyabileceği hem de küresel iklim değişikliği konusunda destek olabileceği belirtilirken, maruz kalmadan kaynaklanan sağlık etkileri konusunda en fazla kanıtın bulunduğu 6 kirletici için olması gereken hava kalitesi seviyelerini önerdiği aktarıldı.

    Diğer taraftan, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde büyük ölçüde fosil yakıtların yakılmasına dayanan büyük ölçekli kentleşme ve ekonomik kalkınma nedeniyle artan düzeyde hava kirliliği yaşanırken, hava kirliliğine maruz kalmadaki eşitsizlikler dünya genelinde arttı.

    EŞİT OLMAYAN HASTALIK YÜKÜ

    DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus yaptığı açıklamada, “Hava kirliliği tüm ülkelerde sağlığa yönelik bir tehdittir ancak en çok düşük ve orta gelirli ülkelerdeki insanları etkilemektedir. Tüm ülkeleri ve çevremizi korumak için savaş veren herkesi, kirliliğin yol açtığı acıları azaltmak ve hayat kurtarmak için bu kılavuzları kullanmaya çağırıyorum” diye konuştu.

    ÖNERİLEN HAVA KALİTESİNE ULAŞMANIN YOLU

    Kılavuzun amacının, tüm ülkelerin önerilen hava kalitesi seviyelerine ulaşabilmesi olduğu belirtilen açıklamada, DSÖ’nün hava kalitesinde kademeli iyileştirmeyi kolaylaştıracak kısa vadeli hedefler önerdiği belirtildi.

    Mevcut hava kirliliği seviyeleri, güncellenen kılavuzda önerilen seviyelere düşürüldüğü takdirde dünya genelinde PM 2.5 olarak bilinen ince partiküllerle bağlantılı ölümlerin yaklaşık yüzde 80’inin önlenebilir hale geleceği belirtildi. Aynı zamanda, kısa vadeli hedeflere ulaşılmasının en büyük yararının, ince partiküllerin yüksek konsantrasyonlarda bulunduğu ve nüfusları yüksek olan ülkelerdeki hastalık yükünün azaltılması olacağı aktarıldı.