Etiket: dsö

  • Virüs laboratuvardan mı yayıldı?  Çin’de araştırma yapan DSÖ ekibinden açıklama

    Virüs laboratuvardan mı yayıldı? Çin’de araştırma yapan DSÖ ekibinden açıklama

    Koronavirüsün ilk ortaya çıktığı Çin’in Wuhan kentinde incelemelerini sürdüren Dünya Sağlık Örgütü’nün İngiliz üyesi Dr. Peter Daszak, “Veriler bizi virüsün laboratuvardan yayıldığı tezlerine götürecekse, verileri takip edeceğiz” dedi.

    Küresel bir salgına dönüşen koronavirüsün kökenini araştırmak için virüsün çıktığı Çin’in Wuhan kentine gelen Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) üyeleri incelemelerini sürdürüyor. Salgının başlangıcından bu yana çeşitli komplo teorileri üretilirken, yürütülen çalışmalar kapsamında virüsün üretildiği yer olduğu iddia edilen Viroloji Enstitüsü laboratuvarını ziyaret eden DSÖ ekibi, “daha önce kimsenin görmediği veriler” tespit ettiklerini ve bir noktaya ulaşmakta olduklarını açıkladı. Ekibin İngiliz üyesi Dr. Peter Daszak, herkesi şaşırtan bir açıklamada bulundu. Virüsün laboratuvardan yayıldığı ihtimalini göz ardı etmediklerini söyleyen Daszak, “Yeni veriler elde ettik ve bu iyi bir şey. Virüs için doğru yönlere bakmamıza yardımcı olmaya başlayan çok değerli şeyler” dedi.

    Salgının Çin’de ortaya çıkmasından bir yıl sonra bölgeye gelen DSÖ ekibinin İngiliz üyesi, yetkililerle de görüştüklerini ifade ederek, “Daha önce görülmemiş verileri bizimle paylaşıyorlar. Olası yolları bizimle açıkça konuşuyorlar. Bir yere varmaktayız ve ekibin tüm üyelerinin bu şekilde düşündüğünü söyleyebilirim. Çin’in bizimle çalışmaya istekli olduğunu düşünüyorum ve bunu her gün görüyorum” ifadelerini kullandı.

    “Her şey artık masada ve bizler de bu konuda açık görüşlüyüz”

    Koronavirüsün laboratuvardan yayıldığına dair iddiaları bildiklerini ifade eden Daszak, “Enstitüdeki laboratuvarın konuyla ilgisi olabileceğine dair tezlerden haberimiz elbette var. Ve merak etmeyin bu konuda sorular sormaya devam edeceğiz. Eğer bulduğumuz veriler bizi virüsün laboratuvardan yayıldığı tezlerine götürecekse, verileri takip edeceğiz. Kanıtları takip edeceğiz. Bilgiler bizi canlı hayvan pazarına götürürse oraya, vahşi hayvan satılan marketlere götürürse oraya ve hatta bir laboratuvara götürürse oraya gideceğiz. Her şey artık masada ve bizler de bu konuda açık görüşlüyüz” açıklamalarını yaptı.

  • Virüsün kökenini inceleyecek ekip Çin’de

    Virüsün kökenini inceleyecek ekip Çin’de

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 10 üyeli uluslararası uzman grubundan oluşan heyet koronavirüsün (Covid-19) kökenini araştırmak için Çin’in Vuhan kentine ulaştı.

    Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) 10 üyeli uluslararası uzman koronavirüsün kaynağına dair inceleme yapmak üzere Çin’in Vuhan kentine gitti. Heyet Singapur’dan Scoot Havayollarına ait uçakla Çin’in Wuhan Tianhe Havalimanı’na iniş yaptı. DSÖ uzman heyeti, ilk olarak Çinli meslektaşlarıyla görüşecek. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying, 6 Ocak’ta düzenlediği olağan basın toplantısında, COVID-19’un kaynağının araştırılması için örgütle istişareler yürütüldüğünü açıklamıştı.

    VİZE PROBLEMİ YAŞANMIŞTI

    DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, 5 Ocak’ta yaptığı açıklamada, COVID-19’un kökenini araştırmak için Çin’e gitmesi beklenen uluslararası bilim insanlarının durumuna ilişkin “Çinli yetkililerin Çin’e gidecek heyet için gerekli izinleri henüz tamamlamadığını öğrendik. Ekibin iki üyesinin (Çin’e) yolculuklarına çoktan başlamış olması ve diğerlerinin de son dakikada seyahat edememesi nedeniyle bu haber beni büyük hayal kırıklığına uğrattı.” ifadesini kullanmıştı.

  • DSÖ’den aşı açıklaması: İnceliyoruz

    DSÖ’den aşı açıklaması: İnceliyoruz

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), AstraZeneca-Oxford ve Çin aşılarının acil kullanım iznini gözden geçirdiklerini açıkladı. DSÖ Aşılama Direktörü Kate O’Brien, “Çin aşıları ve AstraZeneca-Oxford aşısı için acil kullanım izni sürecini inceliyoruz” ifadesini kullandı.

    Dünya Sağlık Örgütü’nden kritik aşı açıklaması geldi. DSÖ, AstraZeneca-Oxford ve Çin aşılarının acil kullanım iznini gözden geçirdiklerini açıkladı.

    DSÖ Aşılama Direktörü Kate O’Brien tarafından yazılı yapılan açıklamada, “Çin aşıları ve AstraZeneca-Oxford aşısı için acil kullanım izni sürecini inceliyoruz. Diğer aşılarla ilgili de süreci başlatıyoruz” ifadelerine yer verildi.

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci çiftinin yönettiği BioNTech firması ile Amerikan ilaç devi Pfizer’in ürettiği corona aşısına yılın ilk günü acil kullanım onayı vermişti.

    ABD-Alman ortaklığı Pfizer/BioNTech şirketlerinin mRNA teknolojisiyle geliştirdiği Covid-19 aşısı DSÖ tarafından onaylanan ilk aşı olmuştu.

    Pfizer/BioNTech aşısını onaylayan ilk ülke İngiltere olmuş, daha sonra ABD ve Kanada’da da bu aşıya kullanım onayı verilmişti. Avrupa İlaç Ajansı ve AB Komisyonu da Pfizer aşısını 21 Aralık’ta onaylamıştı.

  • Mustasyonlu virüs 41 ülkeye yayıldı

    Mustasyonlu virüs 41 ülkeye yayıldı

    Dünya Sağlık Örgütü, koronavirüsün ilk başta İngiltere’de tespit edilen ve oldukça bulaşıcı olan türünün 41 ülkeye ve bölgeye yayıldığını bildirdi.

    DSÖ’nün dün gece Cenevre’de yayınladığı haftalık epidemiyolojik bilgi bülteninde, koronavirüsün ilk başta İngiltere’de tespit edilen ve oldukça bulaşıcı olan türünün 41 ülkeye ve bölgeye yayıldığı belirtildi.

    Bültende, “5 Ocak itibarıyla koronavirüsün ilk olarak Birleşik Krallık’ta saptanan VOC-202012/01 varyantı, DSÖ’nün altı bölgesinden beşinde daha 40 ülkede / alanda / bölgede az sayıda vakalarda ortaya çıktı” ifadelerine yer verildi.

    Belgede ayrıca ilk başta Güney Afrika tarafından bildirilen ve ‘501Y.V2 varyantı’ olarak bilinen koronavirüs suşunun ‘daha 6 ülkede / alanda / bölgede tespit edildiği’ ifade edildi.

    DSÖ’nün bültenine göre geçen hafta (28 Aralık-3 Ocak) Kovid-19 enfeksiyonu kapan kişi sayısı dünyada 4 milyon 35 bin 226, ölümlerin sayısı ise 76 bin 017 arttı. Yeni vakaların çoğu Kuzey ve Güney Amerika’da tespit edildi (1 milyon 935 bin 621). İkinci sırada Avrupa bölgesi (1 milyon 553 bin 332), üçüncü sıradaysa Güneydoğu Asya (208 bin 592) yer alıyor.

    Yedi gün içinde 32 bin 898 hastanın hayatını kaybettiği Avrupa, ölümlerde başı çekerken, ikinci sırada Kuzey ve Güney Amerika (32 bin 283), üçüncü sıradaysa Güneydoğu Asya (3 bin 756) bulunuyor.

  • DSÖ’den mutasyona uğrayan virüs açıklaması

    DSÖ’den mutasyona uğrayan virüs açıklaması

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yeni tip koronavirüsün daha hızlı yayılan türünün şu ana kadar “ciddi hastalık veya ölüme” neden olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığını bildirdi.

    DSÖ’nün Kovid-19’a karşı mücadele ekibi lideri Maria Van Kerkhove: “İngiltere, yeni tip koronavirüsün daha fazla yayılan türünün aşıları etkilemediğini belirtti.”

    Ayrıntılar geliyor…

  • Vaka sayısı 1 haftada 4 milyon arttı

    Vaka sayısı 1 haftada 4 milyon arttı

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), tüm dünyada kaydedilen koronavirüs (Covid-19) vaka sayısının geçen hafta yaklaşık 4 milyon arttığını açıkladı.

    DSÖ’nün verilerine göre 23-29 Kasım tarihleri ​​arasında dünya çapında toplam 3 milyon 935 bin 330 yeni koronavirüs vakası tespit edildi ve 69 bin 916 ölüm gerçekleşti. Önceki yedi günlük dönemde ise 4 milyon 60 bin 891 vaka ve 67 bin 221 ölüm bildirilmişti.

    DSÖ, son zamanlarda görülen hafif düşüşe rağmen küresel enfeksiyon oranının yüksek kaldığını söylüyor. Ancak ölüm oranı artmaya devam ediyor.

  • Saraçoğlu: Kenevir, ketenle boy ölçüşemez

    Saraçoğlu: Kenevir, ketenle boy ölçüşemez

    Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kenevir ekiminde kontrollerin hafifletilmesi önerisine karşı yönde tavır aldı. Birleşmiş Milletler’de (BM) Aralık ayında yapılacak oylama öncesi konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, keten elyafının kenevirden daha üstün olduğuna dikkat çekerek, “Atatürk arşivlerine bakın, orada keteni göreceksiniz. Orada diyor ki, ‘Keten elyafı kalite olarak kenevirden çok üstündür.’ Elyaf dediğiniz zaman ketenle mukayese edemezsiniz. Ketenle boy ölçüşemez” dedi

    DSÖ’nün, BM’ye 2 yıl önce sunduğu kenevir ekimindeki kontrollerin hafifletilmesine yönelik önerisinde karar aşamasına gelindi. BM’de 2-4 Aralık tarihlerinde yapılacak oylamada kenevir konusunda alınacak karar ülkelerin tarım politikalarına etki edecek. Türkiye’nin kenevir ile ilgili stratejisi, Mart ayından bu yana Cumhurbaşkanlığı koordinasyonunda Dışişleri, İçişleri, Sağlık, Adalet, Tarım ve Orman Bakanlıkları ile Yeşilay’ın da dahil olduğu toplantılarda belirlendi. Yapılan istişareler sonunda Türkiye, DSÖ’nün önerisine karşı yönde tavır aldı. BM’de yapılan sunumlarda kontrollerin zayıflaması halinde yüksek gelir getiren bir ürün olması nedeniyle kenevir ekiminin artacağına, tarım ekimindeki çeşitliliğin azalacağına ve uyuşturucu kullanımının artacağına dikkat çekildi. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’nun da katıldığı çalışmalar sonucunda Türkiye, DSÖ önerisi karşısında kararsız kalan ülkeleri de etkileyerek oylama öncesi durumu neredeyse eşitledi.

    ‘KETENDEN 73 MİLYAR AVRO GELİR ELDE EDİYORLAR’

    Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, ketenin kenevirin kullanıldığı tüm sektörlerde kullanılabildiğine dikkat çekerek, 1935-1936 yıllarında Atatürk Orman Çiftliği’nde yapılan çalışmalar sonucunda keten elyafının kenevirden daha karlı olduğunun tespit edildiğini hatırlattı. Saraçoğlu, “Atatürk arşivlerine bakın, orada keteni göreceksiniz. Kenevir de var, ikisini mukayese etmişler. Orada diyor ki ‘keten elyafı kalite olarak kenevirden çok üstündür, keten çok daha kıymetli elyaf olarak.’ Mukayese edilmiş Cumhuriyet döneminde, arşivlerden çıkıyor o kayıtları. Ketenin kenevirden çok daha üstün bir elyaf kalitesine sahip olduğu orada yazıyor. 1935’te yazmış bizim bilim insanlarımız, araştırmışlar, ‘daha kaliteli’ diyor, niye onu söylemiyorsun? Bugün Avrupa’da Fransa, Hollanda ve Belçika’da yaklaşık 1 milyon dönüm araziye keten ekiyorlar. 73 milyar avroluk keten ipi elde ediyorlar. Bunun yüzde 80-85’ini Çin’e satıyorlar. Şu paraya bakın, iki haneli milyar avrodan bahsediyorum. Kenevirden de siz urgan yapabilirsiniz; ama keteninki kadar kaliteli bir elyaf değil. Elyaf dediğiniz zaman ketenle mukayese edemezsiniz. Ketenle boy ölçüşemez” dedi.

    ‘ÇOK YÖNLÜ KULLANABİLİRSİNİZ KETENİ’

    Ketenin kullanım alanlarının zenginliğine de değinen Prof. Dr. Saraçoğlu, “Mesela keten anizotropik özelliğe sahiptir. Bu rüzgar pervaneleri, rüzgar türbinlerin kanatlarının anizotropik kaplamaya ihtiyacı var. Çünkü rüzgar yön değiştiriyor, işte bu ketenle kaplanır. Uydularda da bu keteni kullanıyorsunuz, otomobil endüstrisinde kullanıyorsunuz. NASA çok iyi bilir bu işi. Dolayısıyla ‘keten’ deyip geçmeyin. Keten tohumunun yağı, dünyanın en kaliteli yağlarından bir tanesidir sağlık açısından soğuk pres yaptığınız zaman. Protein bakımından namütenahi zengin, isterseniz bunu insan gıdası olarak, isterseniz hayvan gıdası olarak kullanabilirsiniz, isterseniz bundan gübre yapabilirsiniz. O kadar çok yönlü kullanabilirsiniz keteni” diye konuştu.

    ‘İKİSİNİN DE ORTAK TARAFI UYUŞTURUCU’

    Prof. Dr. Saraçloğlu, endüstriyel kenevirin de tıbbi kenevirin de uyuşturucu içerdiğinin altını çizerek, “İkisinin de ortak tarafı uyuşturucu. Biraz algıda yanlış yapılıyor. Resmen uyuşturucudur, hangi tipi olursa olsun. Yok efendim bunun zararlısı varmış, bunun dişisi şöyleymiş, erkeği böyleymiş; uyuşturucu, bu kadar, ikisi de öyle, hangisini yaparsanız yapın” dedi.

    ‘HER DERDE DEVA ETTİLER MÜBAREK’

    Prof. Dr. Saraçoğlu, BM nezdinde üye ülkelerce tartışmalı olan kenevir bitkisinin tıbbi yönüyle ilgili önerinin dünya genelinde ekonomi, sağlık, adalet, eğitim, yönetim ve Ar-Ge çalışmalarındaki değişimle beraber farklı açılardan da yeniden ele alındığını, konunun Covid-19 salgınından kaynaklı değişen dünya düzenine göre tüm boyutlarıyla yeniden değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Endüstriyel kenevirin de tıbbi kenevir gibi uyuşturucu uyuşturucu özelliğinin olduğunu tekrarlayan Prof. Dr. Saraçoğlu, “Endüstriyel kenevir ektiğiniz zaman bu 1,5-2 metre olacak; ama daha 30 santimetre iken bir daha o bitkiyi bulamıyorsunuz orada, hemen çalıyor onu insanlar. Şimdi Türkiye’ye her taraftan CBD oil (kenevir yağı) getiriyorlar. Yok kansere karşı, Parkinson’a karşı, Alzheimer’a karşı iyiymiş; her derde deva ettiler mübarek. Böyle şey mi olur? Bu nasıl bir algı yaratmaktır? Nasıl bir bitkiymiş bu?” değerlendirmesinde bulundu.

  • Kovid-19, Avrupa’da her 17 saniyede bir can alıyor

    Kovid-19, Avrupa’da her 17 saniyede bir can alıyor

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, Avrupa ve ABD’nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının merkez üssü olma özelliğini sürdürdüğünü belirterek, Avrupa kıtasında virüsten her 17 saniyede bir kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

    Kluge, video konferans yöntemiyle düzenlediği basın toplantısında, toplam Kovid-19 vakalarının yüzde 28’inin Avrupa kıtasında görüldüğünü söyledi.

    Salgın nedeniyle ülkelerdeki sağlık sistemlerine ağır yük bindiğine işaret eden Kluge, Avrupa’da halen yüzde 60 olan maske kullanımının yüzde 95’e çıkması durumunda kapanma uygulamalarına gerek kalmayacağının altını çizdi.

    Kluge, yoğun bakım ünitelerinin şu an Fransa’da yüzde 95, İsviçre’de ise tamamen dolduğunu aktardı.

     “Aşılar Kovid-19’u tamamen durdurmayacak”

    Dünyadaki aşı çalışmalarında gelinen son aşamanın umut verici olduğuna dikkati çeken Kluge, “Son birkaç gün içinde, özellikle umut vadeden iki aşı ile iyi haberler aldık. Aşılar Kovid-19’u tamamen durdurmayacak ve tüm sorularımızı yanıtlamayacak olsa da bu virüse karşı savaşta büyük bir umudu temsil ediyor.” dedi

    Kluge, aşıların başarılı olabilmesi için tüm ülkelere eşit şekilde dağıtılması gerektiğinin altını çizdi.

    Rusya tarafından geliştirilen “Sputnik V” aşısının Macaristan’ın da aralarında bulunduğu bazı ülkelere gönderilmeye başlandığı bilgisini paylaşan Kluge, aşı konusunda son kararı ülkelerin aşı ve ilaç düzenleyici makamlarının verdiğine işaret etti.

     “Avrupa’da Kovid-19’dan günde ortalama 4 bin 500 kişi ölüyor”

    Kluge, Avrupa ve ABD’nin Kovid-19 salgınının merkez üssü olma özelliğini sürdürdüğünü, virüs nedeniyle dünya genelindeki ölümlerin yüzde 26’sının Avrupa’da meydana geldiğini belirterek, “Son iki hafta Kovid-19 ölümleri yüzde 18 arttı. Geçen hafta, Avrupa’da Kovid-19 nedeniyle 29 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Yani Avrupa bölgesinde her 17 saniyede bir kişi ölüyor.” diye konuştu.

    Son günlerde Avrupa’da virüsten ortalama 4 bin 500 kişinin yaşamının yitirdiğini belirten Kluge, daha fazla çabayla bu rakamların aşağı çekilebileceğini vurguladı.

    Kluge, Avrupa’da ülkelerin kısmi veya tam karantina tedbirlerini yeniden yürürlüğe koymasının ardından geçen hafta Kovid-19 vaka sayısının 2 milyondan 1,8 milyona düştüğünü ifade ederek, “”Bu küçük bir sinyal ancak yine de bir sinyal.” değerlendirmesinde bulundu.

    Avrupa’da yüz milyonlarca insanın halen farklı kısıtlamalar altında yaşadığını anımsatan Kluge, bunun sonucunda ruh sağlığı sorunlarının arttığını, alkol ve madde bağımlılığı, cinsiyete dayalı şiddet, insanların işini kaybetmesi ve temel sağlık hizmetlerinde kesinti gibi yan etkilerin ortaya çıktığını kaydetti.

  • DSÖ, Covid-19’un kökenin araştıracak

    DSÖ, Covid-19’un kökenin araştıracak

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), koronavirüs (Covid-19) salgının kökenini araştırmak için harekete geçti. DSÖ yetkililerinin salgını araştırmak için Çin’in Vuhan kentinden başlayarak, dünya geneline kapsayan bir araştırma yapacağını duyurdu

    Dünya genelinde artan koronavirüs (Covid-19) endişesi sürüyor. Aşı çalışmalarında peş peşe gelen müjdeli habere rağmen dünya genelinde pandemiden hayatını kaybedenlerin sayısı 1 milyon 327 bin 77’e ulaştı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Çin’deki araştırmacıların da dâhil olduğu ekiple ilk sanal toplantısını, 30 Ekim’de yaptı, ön bulguları gözden geçirip protokolünü oluşturdu.

    SALGININ KÖKENİ ARAŞTIRMALARI VUHAN’DA BAŞLAYACAK

    Buna göre uluslararası araştırmacılar, Vuhan’a Çinli araştırmacıların elde edeceği sonuçları inceledikten sonra gidecek. Virüsün yarasalardan bulaştığı düşünülse de insanlara nasıl sıçradığı meçhul. Misyon bu sebeple tilkiler, rakunlar ve sika geyiği de dâhil pazarlardaki yabani ve çiftlik hayvanlarını araştıracak, kedi ve vizon gibi virüse hassas hayvanları önceliyecek. Misyonun 5 Kasım raporuna göre, ilk araştırmalar donmuş hayvan karkaslarını örnekledi, ancak hiçbirinde SARS-CoV-2 bulamadı. Kanalizasyondan alınan çoğu numunede ise virüs çıktı. Ekip, virüsün gerçekte ilk olarak ne zaman bulaştığını ise hastane kayıtlarından bulmaya çalışacak..

  • Covid’den daha tehlikeli! 23 yılın en yüksek seviyesinde

    Covid’den daha tehlikeli! 23 yılın en yüksek seviyesinde

    Tıp corona virüs salgını ve tedavisine odaklanmışken bir o kadar kolay bulaşabilen bir başka hastalık yeniden hortladı. Dünya Sağlık Örgütü kızamık vakalarında korkutan bir artış olduğunu açıkladı. Uzmanlar Türkiye için henüz bir riskin olmadığını ancak yine de tedbirli olmakta fayda olduğunu belirtti.

    Koronavirüs salgını dünyayı kasıp kavururken Dünya Sağlık Örgütü’nden ürküten bir açıklama daha geldi.

    Kızamık vakaları son 23 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

    Geçtiğimiz yıl 207 binden fazla kişi kızamık nedeniyle hayatını kaybetti. Vaka sayısı ise 870 bin.

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan kızamik tehlikesinin altını “Covid’den daha tehlikeli” diye çizdi ve bu artışın sebebini anlattı.

    Avrupa ülkelerinde, ABD’de bu salgın sırasında insanlar çocuklarının rutin aşılarını yaptırmak için sağlık merkezlerine gitmeye çekindikleri için aşıların yapılma oranları düştü.

    Yani kızamık salgınını körükleyen koronavirüs salgını. Halen 26 ülkede 94 milyon insan koronavirüs krizi nedeniyle kızamık aşısı olamıyor.

    PEKİ TÜRKİYE’DE DURUM NE?

    Türkiye’de aşılanma oranı yüzde 98, yani dünyaya göre çok iyi bir noktada ama yine de tedbiri elden bırakmamak gerekiyor.

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Dünyadaki durum maalesef kötü ancak biz Türkiye’de iyi noktadayız o açıdan. Bu da yılların getirdiği ve sonradan da geliştirilen aşılama sistemimizin iyi çalışması. Ancak bizi korkutan şu, diğer ülkelerde kızamık salgını artmaya başladıkça bu Türkiye’yi de etkiliyor” dedi.