Dünya Bankası, Türkiye’nin 2023’te yüzde 4,2, 2024’te yüzde 3,1, 2025’te yüzde 3,9 büyüyeceğini öngördü. Kurum, ABD’nin 2024 için büyüme beklentisini 0,8 yüzde puan artırarak yüzde 1,6’ya çıkardı. Euro Bölgesi için 2024 büyüme beklentisini yüzde 0,7 olarak belirleyen Dünya Bankası Çin’in 2024’te büyüme beklentisini yüzde 4,5 olarak belirledi.
Etiket: Dünya Bankası
-
Dünya Bankası Başkanlığı tek adayı
Dünya Bankasından yapılan açıklamada, Dünya Bankası Grubu Başkanlığı için aday gösterme süresinin 29 Mart’ta sona erdiği aktarıldı.
Açıklamada, söz konusu pozisyon için sadece bir kişinin aday gösterildiği, ABD’li Ajay Banga’nın bu pozisyon için değerlendirileceği kaydedildi.
Prosedürler doğrultusunda İcra Direktörleri Kurulu’nun başkan adayıyla resmi mülakat gerçekleştireceği belirtilen açıklamada, başkan seçiminin zamanında tamamlanmasının beklendiği ifade edildi.
Dünya Bankası Başkanı David Malpass, şubat ayında, 4 yıldır sürdürdüğü görevinden ayrılacağını duyurmuştu.
Malpass’ın kararının ardından ABD Başkanı Joe Biden, Dünya Bankası Başkanlığına Mastercard’ın Eski Üst Yöneticisi (CEO) Ajay Banga’yı aday gösterdiğini açıklamıştı. -
Dünya Bankası’ndan uyarı
Dünya Bankası, “Düşen Uzun Vadeli Büyüme Beklentileri: Eğilimler, Beklentiler ve Politikalar” başlıklı raporunu yayımladı.
Covid-19 salgını ve Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşın ardından uzun vadeli potansiyel büyüme oranlarına ilişkin ilk kapsamlı değerlendirmenin yer aldığı raporda, küresel ekonominin enflasyona yol açmadan büyüyebileceği maksimum uzun vadeli oranın 2030’a kadar 30 yılın en düşük seviyesine ineceği kaydedildi.
Raporda, bu oranların küresel ekonominin “hız limiti” olarak düşünülebileceği aktarıldı.
Son 30 yılda ilerlemeye ve refaha kuvvet veren ekonomik güçlerin neredeyse tamamının zayıfladığına dikkat çekilen raporda, 2022 ile 2030 arasında küresel ekonominin ortalama potansiyel büyümesinin yılda yüzde 2,2’ye düşmesinin beklendiğini, bunun bu yüzyılın ilk 10 yılındaki oranın yaklaşık üçte bire denk geldiği belirtildi.
Raporda, söz konusu düşüşün gelişmekte olan ekonomiler için aynı derecede sert olacağı, 2000 ile 2010 arasında yılda yüzde 6 olan ortalama potansiyel büyüme oranının bu 10 yılın geri kalanında yılda yüzde 4’e düşeceği kaydedildi.
Bankanın raporunda, bu düşüşlerin küresel bir finansal kriz veya resesyon durumunda çok daha keskin olacağı uyarısında bulunuldu.
Ülkelerin sürdürülebilir, büyümeye yönelik politikalar benimsemesi halinde potansiyel büyümenin 0,7 puana kadar artırılabileceğine işaret edilen raporda, bunun beklenen bir yavaşlamayı küresel ekonominin potasiyel büyümesinin hızlanmasına dönüştüreceği kaydedildi.
Raporda, resesyonlar ve sistemik bankacılık krizleri gibi bir dizi kısa vadeli ekonomik aksamanın orta vadede potansiyel büyümeyi azalttığı da aktarıldı.
Uzun vadeli büyüme beklentilerini desteklemede önemli bir fark yaratabilecek ulusal düzeyde belirli politika eylemlerine de yer verilen raporda, politika yapıcıların enflasyonu kontrol altına almaya, finansal sektör istikrarını sağlamaya, borcu azaltmaya ve mali tedbiri yeniden tesis etmeye öncelik vermesi gerektiği vurgulandı.
Raporda, ulaşım ve enerji, iklim dostu tarım ve üretim, toprak ve su sistemleri gibi alanlarda temel iklim hedefleriyle uyumlu yatırımların hızlandırılması gerektiği kaydedildi.
Ticaret maliyetlerinin de azaltılması gerektiği belirtilen raporda, iş gücüne katılımın artırılması gerektiği ve hizmet sektörünün ekonomik büyümenin “yeni motoru” olabileceği aktarıldı.
Dünya Bankası Başekonomisti ve Kalkınma Ekonomisinden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Indermit Gill, rapora ilişkin “Küresel ekonomi, kayıp bir 10 yıl yaşama yolunda.” değerlendirmesinde bulundu.
Potansiyel büyümede süregelen düşüşün yoksulluk, farklılaşan gelirler ve iklim değişikliği gibi dünyanın zamana özgü artan zorluklarla mücadele etme kabiliyeti üzerinde ciddi etkileri olduğunu belirten Gill, ancak bu düşüşün tersine çevrilebileceğini kaydetti.
Gill, “Çalışmayı teşvik eden, üretkenliği artıran ve yatırımı hızlandıran politikalar aracılığıyla küresel ekonominin hız limiti artırılabilir.” ifadesini kullandı.
-
Dünya Bankası ve AB Türkiye Delegasyonu kabul edildi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) kurulan bakanlık koordinasyon merkezinde Dünya Bankası Türkiye Direktörü Humberto Lopez ve AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ile beraberlerindeki heyetleri kabul etti.
İkili görüşmelerde, 11 ilde yaklaşık 14 milyon vatandaşı etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından hükümetin gösterdiği çabaya vurgu yapılarak destek mesajları verildi.
“Devletimizin tüm imkanlarıyla ilk andan itibaren sahada depremzede kardeşlerimizin yanında olduk”
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Humberto Lopez’i kabulünde, deprem bölgesinde yapılan çalışmaları aktaran Kurum, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaklaşık 14 milyon vatandaşı etkilediğini ifade ederek, “Devletimizin tüm imkanlarıyla ilk andan itibaren sahada depremzede kardeşlerimizin yanında olduk. Birlikte hızlı bir şekilde vatandaşlarımızın ihtiyacını giderme gayreti içerisinde olduk. Hızlıca arama-kurtarma çalışmalarını yürüttük. Ardından da geçici barınma alanları için çalışmalarımızı başlattık. Şu an itibariyle hasar tespitlerini yüzde 85 seviyelerine getirdik” dedi.
Bakan Kurum, devlet olarak yaşanan afetin ilk anından bugüne kadar yapılan çalışmaları da anlattı.
“16 Mart’ta Brüksel’de AB girişimiyle Türkiye’ye destek konferansı düzenlenecek”
Deprem bölgesindeki çalışmaları ve son durumu aktaran Kurum’a geçmiş olsun dileğinde bulunan Büyükelçi Landrut, 16 Mart’ta Brüksel’de AB girişimiyle Türkiye’ye destek konferansı düzenleneceğini bildirerek, konferansta AB Komisyonu tarafından Türkiye’ye yapılacak yardımın açıklanacağını belirtti.
Ayrıca Landrut, Türkiye’ye “yanınızdayız” mesajı verdi.
-
Depreme dayanıklı bina maliyeti
Türkiye’de 10 ili vuran ikiz depremler yapıların zayıflığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Binaların ülke çapında depreme ve diğer doğal afetlere dayanıklı hale getirilmesi gerekiyor.
DEPREME DAYANIKLI BİNA MALİYETİ NE KADAR?
Dünya Bankası’na göre evleri güvenli hale getirmenin maliyeti 465 milyar dolar.
Londra merkezli “Middle East Eye” haber sitesine göre Dünya Bankası Aralık 2021’de bu konuda bir rapor yayımladı.
Rapora göre milyonlarca özel mülkün acilen güçlendirilmesi gerekiyor.
Dünya Bankası, Türkiye’deki yapı stoğunun büyük bölümünün 2000’den önce inşa edildiğine dikkat çekti.Bu yapıların, depreme ve iklim kaynaklı afetlere “dayanıksız” olduğu vurgulandı.
Yapıların depreme ve diğer afetlere dayanıklı hale getirilmesi için güçlendirilmesi ya da yeniden inşa edilmesi gerekiyor.
“6,7 MİLYON BİNADAN SADECE YÜZDE 4’Ü YENİLENMİŞ”
Rapora göre, Türkiye’de konut olarak kullanılan 6,7 milyon binadan sadece yüzde 4’ü yenilenmiş.
Geri kalan binaların yenilenmesi için ek finansal metodlar geliştirilmesine ihtiyaç var.
Binaların yenilenmesi için ev sahiplerinin bu fonlara ulaşabilmesi gerekiyor.
Böylece orta ve alt gelir grubunun da, kentsel dönüşüm sürecinin parçası haline geleceğine dikkat çekiliyor.
TÜRKİYE’YE FİNANSAL DESTEK
Dünya Bankası, daha önce Türkiye’ye, kamu binalarının depreme dayanaklı hale getirilmesi için finansal destek verdi.
Haziran 2021’de 140 okul, hastane ve diğer kamu binasının yenilenmesi projesine 265 milyon dolar fon sağlandı.
2004’ten 2015’e kadar “İstanbul Proje Koordinasyon Birimi (İSMEP)”e de kamu binlarının yenilenmesi için 550 milyon dolar finansman katkısı sunuldu. Ancak Dünya Bankası’nın 2018’deki raporuna göre özel mülkiyetli evlerin risklerinin azaltıması projesi ise yeterince uygulanmadı.
Rapora göre hükümetin özel sektörü finanse etme konusunda endişeleri vardı.
2020’den itibaren ise hükümet, düşük konut kredisi kampanyalarıyla özel konut sektörüne doğrudan müdahaleye başladı.
Dünya Bankası, depremin ardından Türkiye’ye 1,78 milyar dolar yardım vaadinde bulundu.