Etiket: Dünya Sağlık Örgütü

  • DSÖ açıkladı: Covid tedavisinde etkili tek ilaç

    DSÖ açıkladı: Covid tedavisinde etkili tek ilaç

    DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, yeni tip corona virüs (Covid-19) tedavisinde kullanılan ilaçlar arasında sadece “Deksametazon” isimli ilacın, durumu şiddetli olan hastalarda etkili olduğunu bildirdi.

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus’un, DSÖ’nün İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan merkezinde, video konferans yöntemiyle DSÖ pandemi uzmanlarıyla toplantı düzenledi.

    Örgüt tarafından koordine edilen Xovid-19 terapötiklerinin değerlendirildiği Dayanışma Denemesi’nin geçici sonuçlarına değinen Ghebreyesus, “Remdesivir” adlı antiviral ilaç, hidroksiklorokin ve AIDS tedavisinde kullanılan lopinavir/ritonavir bileşiminin, Covid-19 kaynaklı ölümler ve hastanede kalış süreleri üzerinde çok az etkisi olduğunu veya hiç etkisi olmadığının ortaya çıktığını belirtti.

    Ghebreyesus, çıkan olumsuz sonuçlara rağmen DSÖ’nün mart ayında 30 ülkede bulunan toplam 500 hastanede yaklaşık 13 bin gönüllünün katılımıyla başlattığı Dayanışma Denemesi’nin devam edeceğini aktardı.

    Dayanışma Denemesi her ay yaklaşık 2000 hastayı bünyesine kattığını ve monoklonal antikorlar ve yeni antiviraller dahil olmak üzere diğer tedavilere devam edeceğini belirten Ghebreyesus, “Şimdilik, kortikosteroid deksametazon, Covid-19’u şiddetli geçiren hastalarda etkili olduğu ortaya çıkan tek terapötiktir.” dedi.

    “MEVSİMSEL GRİP VAKALARI VE ÖLÜMLERİ NORMALDEN DAHA AZDI”

    Ghebreyesus, dünyada her yıl 3,5 milyona yakın şiddetli mevsimsel grip vakası ve 650 bin civarında da solunumla ilgili ölümler gerçekleştiğini anımsatarak, şöyle konuştu:

    “Bu yıl, güney yarımkürede kış boyunca, Covid-19 için alınan önlemler nedeniyle mevsimsel grip vakaları ve ölümleri normalden daha azdı. Ancak aynı şeyin kuzey yarımküredeki grip mevsiminde de geçerli olacağını varsayamayız.”

    DSÖ Genel Direktörü, ayrıca grip aşısı talebinin arzın üzerine çıkabileceği konusunda uyarıda bulundu.

    FUTBOL MAÇLARI DEVAM ETMELİ Mİ?

    Avrupa’da başlayan futbol ligleri ve bazı ülkelerde stadyumlara taraftar alınmasıyla ilgili soruya, DSÖ’nün Covid-19’a karşı mücadele ekibi lideri Maria Van Kerkhove cevapladı.

    Kerkhove, “Spor müsabakalarının tekrar başlaması için herkesin istekli olduğunu düşünüyorum. Çünkü hepimiz sporu çok seviyoruz.” dedi.

    Spor müsabakaları ve diğer toplu etkinliklerin her ülkenin içinde bulunduğu duruma göre değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Kerkhove, “Avrupa kıtasında günlük vaka sayılarında yüzde 80’lik bir artış gözlemliyoruz. Ama bu virüsün her ülkede eşit şekilde yayıldığı anlamına gelmiyor. Virüsün yoğun olduğu ‘popüler noktalar’ var.” diye konuştu.

    Kerkhove, spor müsabakalarının devam edip etmeyeceğine her ülkenin elindeki verileri değerlendirerek, karar vermesi gerektiğini kaydetti.

  • DSÖ, koronavirüs aşısı için tarih verdi

    DSÖ, koronavirüs aşısı için tarih verdi

    DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, yeni tip corona virüse (Covid-19) karşı bir aşının yıl sonuna kadar hazır olabileceğini bildirdi.

    Ghebreyesus, İsviçre’nin Cenevre kentinde bugün sona eren, DSÖ Yönetim Kurulu’nun “Covid-19 ile mücadele özel oturumu”nda konuştu.

    “Covid-19 için aşılara ihtiyacımız olacak ve bu yılın sonuna kadar bir aşıya sahip olabileceğimizi umuyoruz.” diyen Ghebreyesus, bu konuda umutlu olduğunu ifade etti.

    Ghebreyesus, dünya genelinde yaygın bir aşılama kampanyasının ne zaman başlayacağına ilişkin ise detay vermedi.

    Her konuşmasında olduğu gibi yine “küresel dayanışma” çağrısında bulunan Ghebreyesus, Covid-19 aşıları üretildikten sonra ülkelere eşit dağıtımını sağlamak için dünya liderlerine siyasi kararlılık çağrısında bulundu.

    DSÖ eş güdümünde yürütülen Kovid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı (COVAX) vasıtasıyla, 2021 sonuna kadar 2 milyar doz aşı dağıtılması hedefleniyor.

  • Dünya Sağlık Örgütü’nün Türkiye raporu yayımlandı

    Dünya Sağlık Örgütü’nün Türkiye raporu yayımlandı

    Dünya Sağlık Örgütünce (DSÖ), Türkiye’nin Kovid-19 mücadelesine yönelik yayımlanan raporda, Türkiye’nin virüsün ülkeye girişini önlemeye yönelik çabalarından özgüyle söz edildiği, sonraki süreçte ise bilimsel yaklaşımla salgının hızla kontrol altına alınmasının, ölüm oranlarının dünya ortalamasının oldukça altında tutulmasında etkili olduğu belirtildi.

    DSÖ tarafından, Türkiye’nin Kovid-19 mücadelesine yönelik rapor yayımlandı.

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, editörlüğünü Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Direktörü Dr. Hans Kluge’nin yaptığı rapor, aynı zamanda Avrupa bölgesinde Kovid-19 ile mücadele kapsamında yayımlanan ilk rapor olma özelliği taşıyor.

    Raporda, kararlılıkla uygulanan tedbirler ve çok sektörlü yaklaşım sayesinde Türkiye’nin Kovid-19 mücadelesi kapsamında elde ettiği başarı detaylı şekilde ele alındı.

    Türkiye’nin virüsün ülkeye girişini önlemeye yönelik çabalarından övgüyle söz edilen raporda, sonraki süreçte ise bilimsel yaklaşımla salgının hızla kontrol altına alınmasının, ölüm oranlarının dünya ortalamasının oldukça altında tutulmasında etkili olduğu vurgulandı.

    Raporun sonuç bölümünde, Türkiye’nin tecrübesi, siyasi kararlılığı ve çok paydaşlı yaklaşımı ile halk sağlığı acil durumlarında verilen mücadeledeki rolünün önemine vurgu yapıldı. Ülkenin genç nüfusu avantaja çevirdiğine, yaşlıların korunması ve enfeksiyonun yayılmasının önlenmesi için erken dönemde önleyici tedbirler aldığına dikkat çekildi.

    Türkiye’nin, başka ülkelerin deneyimlerini gözlemleyerek bilimsel verilerle ulusal rehberini güncellediği, böylelikle küresel düşünüp ulusal kararlar aldığı belirtildi. Türkiye’nin pandemi mücadele stratejisinden de övgüyle söz edildi.

    “Türkiye’de ilaç ve tıbbi ekipman konusunda eksiklik yaşanmadı”

    Birçok ülkeden farklı olarak Türkiye’de, ülke genelinde standart tedavi algoritmalarının uygulandığı, stratejik ürünlerin stoklanması ve yerli üretimi sayesinde koruyucu malzeme, ilaç ve tıbbi ekipman konusunda eksiklik yaşanmadığı ifade edildi.

    Türkiye’nin en zengin ülkeler arasında olmamasına rağmen salgınla mücadelede en cömert davranan ülkelerden biri olduğunun altı çizildi. Kendi ihtiyacını karşılamakla birlikte, ihtiyaç sahibi ülkelere koruyucu ve tıbbi malzeme göndererek küresel dayanışma örneği gösterdiği belirtildi.

    DSÖ ve diğer paydaşlardan destek alan Türkiye’nin deneyimleri ve iyi uygulamalarının birçok ülkeye örnek olduğu ve küresel sağlığa katkı sağladığı ifadelerine yer verildi.

    Rapora, DSÖ Avrupa’nın “https://www.euro.who.int/en/countries/turkey/publications/turkeys-response-to-covid-19-first-impressions-ankara,-turkey,-11-july-2020” resmi internet adresinden ulaşılabiliyor.

  • DSÖ: Avrupa’ya çok ciddi yeni bir Covid-19 dalgası geliyor

    DSÖ: Avrupa’ya çok ciddi yeni bir Covid-19 dalgası geliyor

    Avrupa genelinde hızla artan koronavirüs vakalarının “uyanma çağrısı” niteliğinde olduğunu belirten Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bölgesel direktörü Hans Kluge, Avrupa Birliği ülkelerinin yarısından fazlasında son iki haftada günlük vaka sayılarının iki katına çıktığını söyledi.

    Kopenhag’da konuşan Kluge, sadece geçen hafta Avrupa genelinde 300 binden fazla yeni vaka tespit edildiğini, bunun da Mart ayında sayılardan daha fazla olduğunu belirtti:

    “Artık daha fazla test yapıldığı için daha fazla vaka tespit ediliyor olsa da, bir yandan da bölgede salgının hızla yayıldığına dair bizi alarma geçiren durumu ortaya koyuyor.”

    Sayılar Mart’a göre yükselmiş olsa da, hastaneye yatışlar, ağır vakalar ve ölüm sayıları o dönemki kadar yüksek değil. Ancak Fransa ve İspanya’da bu sayılar da yükselişte.

    Şu an için daha hafif semptomlar gösteren genç nüfus arasında yayıldığı gözlemlense de, önlem alınmadığı takdirde virüsün daha yaşlı ve sağlık sorunları olan kesime yayılma ihtimali de artıyor.

    WHO’ya göre salgının başından bu yana Avrupa’da 5 milyondan fazla vaka görüldü. 228 binden fazla kişi de hayatını kaybetti.

  • Covid-19 ölümleri Ekim ve Kasım aylarında daha sert geçebilir

    Covid-19 ölümleri Ekim ve Kasım aylarında daha sert geçebilir

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, DSÖ’nün, Ekim ve Kasım aylarında Avrupa’da günlük koronavirüs (Covid-19) ölümlerinde artış görmeyi beklediğini açıkladı.

    Avrupa’da koronavirüs kaynaklı ölüm sayısının kısmen sabit kalmasına rağmen vakalarda artış raporlanırken, DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Kluge, “Daha da zorlaşacak. Ekim ve Kasım aylarında daha fazla ölüm görebiliriz” ifadelerini kullandı. “Ülkelerin bu kötü haberi duymak istemediği bir zaman ve bunu da anlıyorum” ifadelerini kullanan Kluge, sözlerine şu şekilde devam etti: Sürekli aşının pandeminin sonu olacağını duyuyorum. Tabii ki olmayacak. Aşının tüm nüfus gruplarına yardımcı olup olmayacağını bile bilmiyoruz. Şimdi bir gruba değil diğerine yardımcı olacağına dair bazı işaretler alıyoruz. Ve sonra farklı aşılar sipariş etmek zorunda kalırsak, tam bir lojistik kabus. Pandeminin sonu, toplum olarak bu pandemiyle nasıl yaşayacağımızı öğreneceğimiz andır. Bu bize bağlı ve bu çok olumlu bir mesaj.”

    Avrupa’daki vaka sayıları son haftalarda keskin bir artış gösterdi, özellikle İspanya ve Fransa’da. Sadece Cuma günü 55 ülkede 51 binden fazla yeni koronavirüs vakası raporlandı. Bunun da Nisan’daki zirveden daha fazla olduğu ifade edildi. Bu arada, günlük ölümlerin sayısı, Covid-19 ile bağlantılı olarak günde yaklaşık 400-500 ölümle Haziran başından bu yana yaklaşık aynı seviyede kaldı.

  • DSÖ Türkiye Yöneticisi’nden flaş virüs açıklaması

    DSÖ Türkiye Yöneticisi’nden flaş virüs açıklaması

    DSÖ Türkiye Program Yöneticisi Prof. Dr. Toger Ergüder, tüm dünyada yeni vaka sayısı ve ölümlerin arttığını söyledi. Prof. Dr. Ergüder, “Bugün itibarıyla vaka sayısı 8 milyonu aştı, ölüm sayıları da 450 bini geçti. Salgının merkezi daha çok Amerika kıtası oldu. Tüm görülen yeni vakaların ve ölümlerin yaklaşık yarısı burada görüldü. Dünyada da salgın yavaş yavaş başka ülkelerde de yeniden görülmeye başladı ve en son Çin’de de ilk defa uzun bir zaman sonra 100’e yakın vaka görüldü. Bu nedenle dünya bir yandan mevcut salgınla mücadele ederken bir yandan da yeni vakaların başka kıtalarda görülmemesi için gerekli önlemleri almaya çalışıyor” dedi.

    ‘BAĞIŞIKLIK DÜZEYİ DÜŞÜK ORANDA’

    Prof. Dr. Ergüder, DSÖ’nün salgının ne zaman biteceğine dair bir öngörüsünün olmadığını ifade ederek, “Bu konuyla ilgili birkaç tane senaryo var. Ya bu salgınla ilgili bir aşı bulunacak ve yaklaşık dünyadaki 7 milyar insan aşılanacak ya da bir ilaç bulunacak veya virüs bir mutasyona uğrayarak ve insanlarda hastalık yapmayacak hale gelecek. Üçüncü bir seçenek ki bu kötü bir seçenek; toplumun yüzde 60’ı bağışıklık kazanacak ve virüs bulaşacak insan bulamayınca da ortadan kalkacak. Ama elimizde ne bir aşı var ne bir ilaç var. Yapılan tüm çalışmalarda da bağışıklık düzeyi halen çok daha düşük oranda. O nedenle şuan maske takmak, 1.5 metrelik sosyal mesafeye uymak ve el yıkamaktan başka hastalıkla mücadele etmek konusunda bilinen bir yöntem şuan ne yazık ki yok” diye konuştu.

    ‘BUZ DAĞININ GÖREBİLDİĞİMİZ KISMI’

    Prof. Dr. Ergüder, virüsün aktif bir şekilde halen ortada dolaştığını ve bulaşma riskini kaybetmediğine dikkat çekerek, “Türkiye’de de ne yazık ki son 4 gündür vakalar artıyor; ama şunu unutmayın dünyada şu anda bizim tespit edebildiğimiz vakalar sadece buz dağının görebildiğimiz kısmı. Şu an her gün görülen yeni vaka sayısını 6-7 ile çarpmak lazım. Sonuçta bizim bu testleri yaptığımız cihazlar anca yüzde 60 oranında doğru sonuçlar verebiliyor. Bu virüsü taşıyanların yüzde 80’i hiçbir belirti göstermiyorlar. Bunlara biz asemtomik diyoruz. Yani bu hastalık öncesinde belirti göstermiyorlar ama bunlar virüsü bulaştırabiliyorlar. Yani yüzde 80’in asemtomik olması, test yapılan cihazların duyarlılığının düşük olması sebebiyle tüm dünyada da Türkiye’de de bulunan vaka sayılarını en az bir 6-7 ile çarpmak lazım” ifadelerini kullandı.

    ‘TÜRKİYE, SALGINI ÇOK İYİ KONTROL ETTİ’

    Türkiye’nin en başından beri salgınla ilgili olarak birçok tedbir aldığını hatırlatan Prof. Dr. Ergüder, “Türkiye birçok ülkeden önce sınırları kapattı, sokağa çıkma yasağı koydu ve özellikle 65 yaş üstü ve gençleri çok iyi korudu. Okullar tatil oldu. Bu konuda önlemlerimiz çok iyiydi. Tüm bu alınan önlemlerin sonucunda da Türkiye’de ölüm sayıları diğer ülkelerle kıyaslandığında aslında çok düşük oldu. En önemlisi Türkiye’de hükümet, Sağlık Bakanlığı Bilim Komisyonu’nun aldığı tüm önlem ve kuralları uygulamaya soktu. Diğer tüm bakanlıklar da Sağlık Bakanlığı’na destek vererekten çok iyi bu durum kontrol altına alındı. Bu kontrolün devam etmesi için de bizim de toplum olarak Sağlık Bakanlığı Bilim Komisyonu’na destek verip bu kurallara uymamız gerekiyor. Sosyal mesafeye, el yıkamaya ve maske takmaya devam edersek bu yükseliş tekrar düşecektir. Umudumuz Türkiye’de her gün görülen yeni vaka sayısının onlu sayılara düşmesi. Türkiye en başından beri bu salgını çok iyi kontrol etti ve çok iyi önlemler aldı. Fakat bizlerin bireysel olarak bu kurallara uymaması salgının yeniden artmasına ne yazık ki sebep olabiliyor” dedi.

    ‘TÜRKİYE BÜTÜN ŞEFFAFLIĞIYLA VAKALARI BİLDİRİYOR’

    Prof. Dr. Ergüder, dünyadaki bazı devletlerin koronavirüsten dolayı ölen kişilerin sayısını doğru bildirmediği şeklinde gelen yorumları ise şu şekilde değerlendirdi:

    “Bununla ilgili DSÖ birkaç tane rehber yayımladı ve bu konularla ilgili DSÖ tüm ülkelere tavsiyelerde bulunur ve ülkelerden de bu tavsiyelere uymaları beklenir. En başından beri ülkelere hangi vakaları bildirecekler hangi durumları bildireceklerine dair bilgiler verildi. Türkiye’de en başından beri bizim PCR dediğimiz testte pozitif olan vakaları düzenli olarak DSÖ’ye bildiriyor. Pek çok ülke de bu şekilde bildiriyor. O nedenle orada bir sorun yok. Türkiye bütün şeffaf ve açıklığıyla bütün vakaları DSÖ’ye günlük olarak, uluslararası sağlık tüzüğüne göre bildiriyor. Fakat bu dünyada olan bir tartışma. Bir salgın durumunda bu sayılarla uğraşmak çok mümkün olmuyor. Çünkü sizin öncelikle göreviniz hastanede yatan hastalara sağlık hizmeti sunmak, onları bir an önce iyileştirmek oluyor. Yoksa dediğim gibi burada DSÖ’nün Türkiye ile ilgili hiçbir kaygısı ya da şüphesi yok” ifadelerini kullandı.

  • DSÖ’den ilaç açıklaması: Harika bir haber aldık

    DSÖ’den ilaç açıklaması: Harika bir haber aldık

    Dünya Sağlık Örgütü, ucuz ve yaygın olarak bulunan bir steroid ilacının ağır yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hastalarının tedavisinde ölüm oranını düşürdüğünü gösteren klinik testlerini ‘harika haber’ olarak nitelendirdi.

    İngiltere’de Oxford Üniversitesi’nin yürüttüğü testlerde ‘Deksametazon’ adlı ucuz ve yaygın olarak bulunan bir ilacın Kovid-19’da ölüm riskini düşürdüğü belirlenmesinin ardından DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus konuya ilişkin açıklama yaptı.

    “Bu, oksijen ve ventilatör desteğine ihtiyaç duyan hastalarda ölüm oranını düşürdüğü gösterilen ilk tedavi. Bu harika bir haber. Bu hayat kurtaran bilimsel atılıma katkı sağlayan İngiltere hükümetini, Oxford Üniversitesi’ni ve İngiltere’deki birçok hasta ve hastaneyi tebrik ediyorum” diyen Ghebreyesus, şunları ekledi:

    “Araştırmacılar, testlerin ilk sonuçlarıyla ilgili görüşlerini DSÖ’yle paylaştı. Gelecek günlerde tam bir veri analizini dört gözle bekliyoruz.

    DSÖ, genel olarak bu müdahaleyi anlamak için meta-analizi (toplu çözümleme) koordine edecek. DSÖ’nün klinik kılavuzu, ilacın Kovid-19 hastalarında nasıl ve ne zaman kullanılması gerektiğini gösterecek şekilde güncellenecektir.”

  • Uzmanlar uyardı! İkinci koronavirüs dalgası kapıda

    Uzmanlar uyardı! İkinci koronavirüs dalgası kapıda

    Yeni tip Koronavirüs ile mücadele amacıyla alınan tedbirler pek çok ülkede kademeli olarak kaldırılıyor veya gevşetiliyor. Uzmanlar hem tedbirlerin esnetilmesi hem de yaklaşan tatil sezonu dikkate alındığında Koronavirüs vakalarında yeniden bir artış yaşanabileceğini belirterek, uyarıda bulunuyor.

    Marburg Üniversitesi öğretim üyesi, epidemi ve sağlık araştırmaları uzmanı Prof. Max Geraedts, halihazırda kaydedilen vaka sayılarının iyi olduğunu, ancak insanların tekrar birbirine çok yaklaştığı ortamlarda bir araya gelmesiyle bu durumun hızla değişeceğini belirterek, ikinci bir dalga yaşanabileceği uyarsında bulundu. Özellikle tatil döneminin virüsün daha geniş şekilde yayılması riskini beraberinde getirdiğini vurgulayan Max Geraedts, şimdiye kadar virüsün görece az etkili olduğu yerlerde de geniş şekilde yayılmasının mümkün olduğunu belirtti.

    Leipniz Enstitüsü Epidemi ve Tedbir Araştırmaları bölümü öğretim üyesi Prof.Hajo Zeeb de şimdiye kadar yapılan araştırmaların halkın çok küçük bir kısmının virüse karşı bağışıklık geliştirdiğini ortaya koyduğunu hatırlatıp, Sars-CoV-2’nin ortamını bulduğunda yeniden hızlıca yayılmasının mümkün olacağını söyledi. Bremenli uzman, buna rağmen halihazırda hem Almanya hem de Akdeniz ülkelerinde rakamların azaldığını ifade etti.

    DSÖ de paralel salgınlar yaşanabileceği uyarısında bulundu

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Müdürlüğü de geçen hafta ikinci bir Koronavirüs dalgası yaşanabileceğine dikkat çekerek, Avrupa’nın buna hazırlık yapması gerektiğini vurguladı. Pek çok ülkede koronavirüs ile mücadele tedbirlerinin gevşetilmesi üzerine endişesini dile getiren DSÖ Avrupa Bölge Müdürlüğü Direktörü Hans Kluge, hatta çifte salgınlar yaşanabileceği yönünde uyardı. Kluge, ikinci bir COVID-19 salgınının grip veya kızamık salgınıyla paralel görülebileceğini ileri sürdü. Hans Kluge, hastanelerin Koronavirüs ile mücadele amacıyla kapasitelerini artırmaya ağırlık verdiğini, pek çok yerde çocukların düzenli aşılarının yapılamadığını belirtip, bu nedenle Sars-CoV-2’nin başka bir salgınla kesişebileme ihtimaline dikkat çekti. İngiltere, Fransa, İtalya gibi ülkelerde vaka sayıları azalsa da bunun pandeminin sonu yaklaşıyor şeklinde yorumlanamayacağını vurguladı.

  • Koronavirüs salgınının yeni merkezi açıklandı

    Koronavirüs salgınının yeni merkezi açıklandı

    Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ), dünyada yeni tip Koronavirüs salgınının merkezinin artık ABD değil, Güney Amerika olduğunu duyurdu.

    DSÖ’nün en üst düzey acil durumlar yetkilisi Dr. Mike Ryan, “Güney Amerika salgının yeni merkezi haline geldi diyebiliriz. Burada en ağır etkilenen ülkenin Brezilya olduğunu görüyoruz” dedi.

    Dr. Ryan, Brezilya’da yetkililerin sıtma ilacı hidroksiklorokinin Koronavirüs hastaları üzerinde kullanılmasına izin verdiğine dikkat çekerek, ilacın riskli yan etkileri olduğunu ve Covid-19’a karşı etkili olduğuna dair bir kanıt bulunmadığını hatırlattı. ABD Başkanı Donald Trump, hidroksiklorokinin Koronavirüs’e karşı kullanılması gerektiğini sık sık dile getirmiş ve geçen günlerde ilacı “günlük olarak kullandığını ifade etmişti.

    Johns Hopkins Üniversitesi’nin verilerine göre Brezilya’da şu ana kadar 330 binden fazla vaka tespit edildi ve 21 bin 48 Covid-19 kaynaklı ölüm yaşandı.

    Dr. Ryan, bazı Afrika ülkelerinde yeni tip Koronavirüs vakalarında artış görülse de ölüm oranlarının “görece düşük olduğunu” dile getirdi. DSÖ’nün verilerine göre geçen hafta 9 Afrika ülkesinde vaka sayısı yaklaşık yüzde 50 artış gösterirken, kıtadaki diğer ülkelerde hastalığın yayılma hızı düştü. Dr. Ryan, bölgedeki ülkelerin çoğunun sağlık sisteminin büyük bir salgını kaldıramayacağına dikkat çekerek hâlâ endişeleri olduğunu dile getirdi.

  • Dünya genelinde bir gündeki en yüksek artış

    Dünya genelinde bir gündeki en yüksek artış

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, dünya genelinde son 24 saatte koronavirüs (Covid-19) salgının başladığı günden bu yana en fazla vaka artışının yaşandığını, 106 bin kişide virüs tespit edildiğini söyledi.

    DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, dün video konferans yoluyla gerçekleştirilen basın toplantısında; dünyada son 24 saatte 106 bin koronavirüs vakası bildirildiğini duyurdu. 106 bin vakanın üçte ikisini sadece 4 ülkenin rapor ettiğini belirten Ghebreyesus, aynı zamanda düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşanan vaka artışı konusunda da endişelerini dile getirdi.

    NORMALLEŞME SÜRECİ VE VAKA ARTIŞI

    Ghebreyesus’un söz konusu açıklaması, dünyada en çok vakanın bulunduğu ABD’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda ülkenin karantina ve kısıtlama uygulamalarını hafifletmeye başlamasının ardından geldi. Ghebreyesus, “Bu salgında daha gidecek çok yolumuz var” ifadelerini kullandı. Öte yandan, uzmanlar gerçek vaka sayısının çok daha fazla olduğunu ifade etti. Birçok ülkedeki test sayılarının az olması ve buna bağlı olarak henüz tespit edilmeyen vakaların olduğu gerçeğinin ‘asıl’ vaka sayısını gizlediğinin altı çizildi.