Etiket: dünyahaber

  • Başkanlık seçimine son 3 gün

    Başkanlık seçimine son 3 gün

    ABD’de 60. başkanlık seçimlerine 3 gün kaldı. Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı ve eski Başkan Donald Trump ile Demokrat Parti’nin Başkan adayı ve ABD Başkanı Joe Biden’ın Yardımcısı Kamala Harris arasındaki yarış, ülke tarihinin en çekişmeli seçimlerinden biri olarak görülüyor. Anketler Kamala Harris ile Cumhuriyetçi rakibi Trump’ın başa baş bir mücadele olduğunu gösteriyor. Anket analiz sitesi FiveThirtyEight’e göre seçmenlerin yüzde 48’inin tercihi Harris’ten, yüzde 46.8’i ise Trump’tan yana. RealClearPolitics web sitesinin anket verilerine göre Trump yüzde 48.4, Harris’in 48.1 oy oranına sahip. New York Times anketi ise Harris’in yüzde 49, Trump’ın yüzde 48 oy oranı olduğunu belirtiyor. Anketler, salıncak 7 eyalet olan Wisconsin, Michigan, Arizona, Nevada, Pensilvanya, Kuzey Carolina ve Georgia’da alınacak sonucun seçim sonuçlarını etkileyeceğini gösteriyor. Söz konusu eyaletler, Cumhuriyetçi ile Demokratlar arasında gidip geldikleri için “salıncak” olarak adlandırılıyor.

    70 milyondan fazla kişi erken oy kullandı

    Milyonlarca ABD’li, 5 Kasım’dan önce sandıklara giderek ya da posta yoluyla erken oy verme hakkını kullanmaya devam ediyor. Florida Üniversitesi Seçim Laboratuvarı’na göre şu ana kadar 70 milyondan fazla ABD’li erken oy kullandı. Seçmenlerin 37 milyon 458 bin 617’si sandık başında oy kullanılırken, 32 milyon 594 bin 669’u ise posta yoluyla tercihini yaptı.

    270 delegeye ulaşan ABD’nin yeni başkanı olacak

    ABD’de seçmenler başkanı doğrudan değil, dolaylı olarak seçiyor. “Seçiciler Kurulu (Electoral College)” adı verilen seçim sisteminde her eyalete farklı şekilde dağıtılan toplam 538 delege bulunuyor. Seçmenler direkt başkan adayına değil, eyaletin Seçiciler Kurul üyelerine oy veriyor. Delegeler de daha sonra resmen ABD’nin başkanı ve başkan yardımcısını seçiyor. Salıncak eyaletlerdeki sonuçların belirleyici olması beklenen seçimde 538’in yarısından 1 fazlasına, yani 270 delegeye ulaşan aday, başkanlık koltuğuna oturuyor.

    ABD seçim sisteminde en fazla oyu alan değil, 538 delegeden en az 270’ine ulaşan aday seçimlerin galibi oluyor. Eyaletlerde yarışı kazanan aday, o eyaletin tüm delegelerini hanesine yazdırıyor. Donald Trump, 2016 başkanlık seçimlerinde rakibi Hillary Clinton’dan yaklaşık 3 milyon daha az oy almasına rağmen salıncak eyaletlerde kazanarak 304 delegeye ulaşıp başkan olmuştu.
    Trump ve Demokrat rakibi Kamala Harris de son günlerinde kritik 7 eyaletteki mitinglerini artırarak kararsız ve ilk kez oy kullanan seçmenlere ulaşmaya çalışıyor.

    Başkanlık yarışının yanı sıra Kongre ve yerel yönetimlerde de seçim heyecanı yaşanıyor. Temsilciler Meclisi’ndeki 435 sandalyenin tamamı, Senato’da ise 100 sandalyeden 34’ü ile 50 eyaletten 11’inde yeni valiler belirlenecek.

  • Lübnan’dan İsrail’e roket yağdı

    Lübnan’dan İsrail’e roket yağdı

    Lübnan’dan fırlatılan birçok roketin İsrail’in farklı bölgelerine isabet ettiği bildirildi. İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada birçok bölgede sirenlerin çaldığı kaydedilirken, İsrail basını ise Tel Aviv ile Tira ve Hasharon şehirlerinin hedef alındığını duyurdu. Tira şehrindeki bir apartmana roket isabet etmesi sonucu en az 11 kişinin yaralandığı bildirilirken, birçok bölgede meydana gelen zarar amatör kameralara yansıdı. Hizbullah’ın gerçekleştirdiği iddia edilen saldırılarda can kaybı yaşanıp yaşanmadığına ilişkin resmi açıklama yapılmadı.

  • ABD’de başkanlık seçimine son günler

    ABD’de başkanlık seçimine son günler

    ABD’de 60. başkanlık seçimlerine 4 gün kaldı. Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı ve eski Başkan Donald Trump ile Demokrat Parti’nin Başkan adayı ve ABD Başkanı Joe Biden’ın Yardımcısı Kamala Harris arasındaki yarış, ülke tarihinin en çekişmeli seçimlerinden biri olarak görülüyor. Anketler Kamala Harris ile Cumhuriyetçi rakibi Trump’ın özellikle kritik 7 eyalette kıyasıya bir mücadele içinde olduğunu gösteriyor. RealClearPolitics web sitesinin anket verilerine göre Harris, Wisconsin’de 0.2, Michigan’da yüzde 0.4 farkla önde. Trump ise Arizona, Nevada, Pensilvanya, Kuzey Carolina ve Georgia’da liderliğini sürdürüyor. Ancak Nevada, Pensilvanya ve Kuzey Carolina’da liderliği yüzde 1 veya altında olan Trump, Arizona’da yüzde 2.4, Georgia’da yüzde 2.7’lik farkla daha büyük bir avantaja sahip. Söz konusu 7 salıncak eyalet arasında nüfusu en kalabalık olan Pensilvanya, yeni başkanı belirleme ihtimali en yüksek eyalet olarak öne çıkıyor.

    270 delegeye ulaşan ABD’nin yeni başkanı olacak

    ABD’de seçmenler başkanı doğrudan değil, dolaylı olarak seçiyor. “Seçiciler Kurulu (Electoral College)” adı verilen seçim sisteminde her eyalete farklı şekilde dağıtılan toplam 538 delege bulunuyor. Seçmenler direkt başkan adayına değil, eyaletin Seçiciler Kurul üyelerine oy veriyor. Delegeler de daha sonra resmen ABD’nin başkanı ve başkan yardımcısını seçiyor. Salıncak eyaletlerdeki sonuçların belirleyici olacağı seçimde 538’in yarısından 1 fazlasına, yani 270 delegeye ulaşan aday, başkanlık koltuğuna oturuyor. Söz konusu eyaletler, Cumhuriyetçi ile Demokratlar arasında gidip geldikleri için “salıncak” olarak adlandırılıyor.

    ABD seçim sisteminde en fazla oyu alan değil, 538 delegeden en az 270’ine ulaşan aday seçimlerin galibi oluyor. Eyaletlerde yarışı kazanan aday, o eyaletin tüm delegelerini hanesine yazdırıyor. Donald Trump, 2016 başkanlık seçimlerinde rakibi Hillary Clinton’dan yaklaşık 3 milyon daha az oy almasına rağmen salıncak eyaletlerde kazanarak 304 delegeye ulaşıp başkan olmuştu.
    Trump ve Demokrat rakibi Kamala Harris de son günlerinde kritik 7 eyaletteki mitinglerini artırarak kararsız ve ilk kez oy kullanan seçmenlere ulaşmaya çalışıyor.
    Başkanlık yarışının yanı sıra Kongre ve yerel yönetimlerde de seçim heyecanı yaşanıyor. Temsilciler Meclisi’ndeki 435 sandalyenin tamamı, Senato’da ise 100 sandalyeden 34’ü ile 50 eyaletten 11’inde yeni valiler belirlenecek.

    62 milyondan fazla erken oy kullanıldı

    Milyonlarca ABD’li, 5 Kasım’dan önce sandıklara giderek ya da posta yoluyla erken oy verme hakkını kullanmaya devam ediyor. Bu yıl erken oy kullanma oranlarının yüksekliği, seçim sonuçlarını belirleyecek kritik faktörlerden biri olarak değerlendiriliyor. Florida Üniversitesi Seçim Laboratuvarı’na göre şu ana kadar 62 milyondan fazla ABD’li sandık başında veya posta yoluyla erken oy kullandı.
    Uzun kuyrukların oluştuğu erken oy kullanma merkezlerinde 24 saat boyunca güvenlik güçleri bulunuyor. Elektronik oy verme sistemlerinin etkilenmemesi için de her seçim merkezinde jeneratörler hazır bekletiliyor. Bazı dillerde çevirmen hizmetinin de sağlandığı erken oy verme seçim merkezlerinde hafta sonu yoğunluğun daha da artması bekleniyor. Erken oyların kullanıldığı seçim sandıkları 3 Kasım Pazar akşamı kapanacak ve 5 Kasım Salı günü ülke genelinde oy verme işlemi yapılacak.

    Katılım oranında rekor beklentisi

    2024 seçimlerinin, ABD tarihindeki en yüksek katılım oranına sahip seçimlerden biri olması bekleniyor. 2020 seçimlerinde yüzde 66.8 olan katılım oranının bu yıl daha da yükselmesi öngörülüyor. Birçok eyalette, özellikle genç seçmenlerin ve ilk kez oy kullanan seçmenlerin sayısındaki artış dikkat çekiyor. Katılım oranlarındaki artışın, başta iklim değişikliği, ekonomi ve sosyal adalet gibi konulara daha duyarlı genç nesil tarafından yönlendirildiği belirtiliyor. Kampanyalar, sosyal medya aracılığıyla genç seçmenleri motive etmeye ve katılım oranlarını daha da artırmaya yönelik çalışmalara ağırlık vermiş durumda.

    Trump ve Harris’in kampanyaları

    Ekonomi, Trump ve Harris’in kampanyalarının temel başlıkları olmaya devam ediyor. Trump, düşük vergiler ve serbest piyasa politikalarıyla Amerikan iş gücünü yeniden canlandırmayı vadediyor. Eski başkanlık dönemindeki istihdam artışı ve düşük işsizlik oranlarına vurgu yapan Trump, serbest piyasanın Amerikan ekonomisini güçlendireceğini savunuyor. Harris ise gelir adaletini ve düşük gelirli Amerikalılara daha fazla destek sağlamayı hedefleyen bir ekonomik plan sunuyor. Sosyal güvenlik ağlarının genişletilmesi ve asgari ücretin artırılması gibi konularda değişiklik vaat eden Harris, özellikle alt gelir grubunun refahını artırmayı amaçlıyor.

    Sağlık ve eğitim politikalarında da iki aday arasında büyük farklar var. Harris, devletin sağlık hizmetlerinde daha etkin rol almasını savunarak herkes için erişilebilir sağlık hizmeti sözü verirken, Trump ise özel sektör çözümlerine daha fazla alan açılması gerektiğini belirtiyor. Eğitimde ise Harris, devlet destekli programların genişletilmesini ve fırsat eşitliğinin sağlanmasını ön plana çıkarıyor.

    Sosyal medyanın etkisi

    Sosyal medya, seçim sürecinde hem Trump hem de Harris’in seçmenlere ulaşmasında etkin bir araç olarak kullanılıyor. Ancak sosyal medyada hızla yayılan yanıltıcı bilgiler ve yalan haberler, kampanyaları doğrudan etkiliyor. Bilgi kirliliği ve yalan haberler, seçim güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluştururken, uzmanlar seçmenleri yalnızca güvenilir kaynaklardan bilgi almaya çağırıyor. Sosyal medya platformları, özellikle bu seçimde yanlış bilgi yayılmasını engellemek için çeşitli önlemler alsa da sahte içeriklerin hızla yayılması birçok seçmeni etkileyebiliyor.

    Seçimlerin küresel etkileri ve ABD’nin geleceği

    2024 ABD seçimlerinin sonuçları, yalnızca ABD’nin iç politikalarını değil, aynı zamanda küresel dinamikleri de doğrudan etkileme potansiyeline sahip. Trump’ın kazanması halinde ABD’nin daha bağımsız, ulusal çıkarlarını önceleyen bir çizgide ilerlemesi beklenirken, Harris’in zaferi, sosyal refahın ön planda olduğu, daha işbirlikçi ve çevreye duyarlı bir yönetim anlayışının gelmesi anlamına gelebilir. Seçin ayrıca ABD’nin NATO ve diğer uluslararası ittifaklardaki rolünü de doğrudan etkileyecek.

  • İran: “Sert bir yanıt vereceğiz”

    İran: “Sert bir yanıt vereceğiz”

    İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in Ofis Başkanı Muhammed Muhammedi Golpayegani, İran’ın başkenti Tahran’da Hizbullah’ın üst düzey yetkilisi Haşim Safieddin için düzenlenen anma merasiminde İsrail’in İran’ın askeri üslerine yönelik düzenlediği misilleme saldırısına ilişkin konuştu. Golpayegani, “Siyonist İsrail rejiminin ülkemizin bazı bölgelerine yönelik yaptığı son saldırı, çaresiz bir eylemdi ve Siyonist rejimin bu saldırısına sert ve yıkıcı bir yanıt vereceğiz. Hava savunma sistemlerimizin rejime ait savaş uçaklarının İran sahasına girmesini engellemedeki performansı oldukça güçlüydü ve bu saldırıda meydana gelen hasar oldukça az” ifadelerini kullandı.

    “İsrail, çökmek üzere”

    Öte yandan İran Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami, “İsrail, çökmek üzere. Son zamanlarda kör bir şekilde hareket ediyor ve hiçbir kural tanımadan her türlü suçu işliyor. Onlara uzak geçmişe değil, yakın tarihe bakmaları gerektiğini hatırlatıyoruz. Son 45 yılın tarihine bakın ve İran’ın düşmanlarına karşı nasıl davrandığını görün. Çöküş yolundasınız, tüm varlığınızı kaybettiniz ve beceriniz tarihten ders almamaktı” ifadelerini kullandı.
    Selami, “İsrail, birkaç füze fırlatarak tarihi değiştirebileceklerini düşünüyor. Ancak Gerçek Vaad 2’yi unutmamalısınız. Saldırdınız ama bilin ki size karşı hayal dahi edilemeyecek bir yanıt vereceğiz” dedi.

  • “Gerektiğinde İran’ın her yerine ulaşabiliriz”

    “Gerektiğinde İran’ın her yerine ulaşabiliriz”

    İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ordusunun yeni subaylarının mezuniyet töreninde konuştu. İsrail’in son saldırılarında İran’ın “yumuşak karnını” hedef aldığını söyleyen Netanyahu, “İran’daki rejimin liderlerinin küstah sözleri, İsrail’in bugün İran’da her zamankinden daha fazla hareket özgürlüğüne sahip olduğu gerçeğini örtemez. Gerektiğinde İran’ın her yerine ulaşabiliriz” dedi.

    İsrail ordusunun en büyük hedefinin İran’ın nükleer silah elde etmesini engellemek olduğunu söyleyen Netanyahu, “Bu hedeften gözümüzü ayırmadık, ayırmıyoruz ve ayırmayacağız. Bazı nedenlerden dolayı bu hedefe ulaşmaya yönelik planlarımızı detaylandıramam” dedi.

    Gazze ve Lübnan’a yönelik saldırıların ne zaman sona ereceğine dair net bir tarih veremeyeceğini aktaran Netanyahu, “Zafer kazanmak için net hedefler belirliyorum” dedi.
    Hükümete yönelik eleştirilere karşı çıkan Netanyahu, belli bir hedef doğrultusunda saldırılara devam ettiklerini aktardı.

    “ABD’nin taleplerine mecbur kaldığımda hayır diyorum”

    İsrail’in Orta Doğu’daki stratejik gerçekliği değiştirdiğini savunan Netanyahu, ABD’nin desteğini takdir ederek, ABD tarafının taleplerine mümkün olduğunda “evet”, mecbur kaldığımda ise “hayır” dediğini ifade etti.

    Netanyahu’dan Hizbullah ile ateşkes yakın zamanda olmayacak sinyali

    Hizbullah ile ateşkes konusuna değinen Netanyahu, İsrail sınırındaki tünel ağını yok etmeden, Hizbullah’ın yeni liderini etkisiz hale getirmeden ve Hizbullah’ın elindeki roketleri yok etmeden ateşkes için baskı yapanları kınadı.

  • Hizbullah’tan İsrail’in kuzeyine roket saldırısı

    Hizbullah’tan İsrail’in kuzeyine roket saldırısı

    İsrail’in Lübnan’da düzenlediği saldırılara Hizbullah karşılık vermeye devam ediyor. Hizbulllah, İsrail’in kuzeyindeki Metula kasabasına roketli saldırı düzenledi. Metula Yerel Meclisi tarafından yapılan açıklamada, saldırıda 4’ü yabancı uyruklu işçi olmak üzere toplam 5 kişinin öldüğü iddia edildi.
    İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise, 2 roketin Metula’da açık bir alana düştüğünün tespit edildiğini belirtti. IDF ayrıca orta, yukarı ve batı Celile bölgeleri üzerinde 30 roketin durdurulduğunu açıkladı.

    “Hizbullah komutanı öldürüldü”
    IDf tarafından yapılan ayrı bir açıklamada, Lübnan’ın güneyindeki Borj Qalaouiye kasabasında dün gerçekleştirilen hava saldırısında Hizbullah’ın güdümlü tanksavar füze biriminin komutanı Muhammed Halil Aliyan’ın öldürüldüğünü bildirdi.
    Aliyan, İsrail’in kuzeyindeki Nir Kayalığı bölgesine yönelik saldırılardan sorumlu olan Hajjar bölge birimindeki tanksavar dizisinin komutanıydı.

  • Kıtalararası balistik füze denemesi

    Kıtalararası balistik füze denemesi

    Kuzey Kore yönetimi, gerçekleştirdiği son balistik füze denemesini doğruladı. Kuzey Kore Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre ülke lideri Kim Jong-un’un denetiminde kıtalararası balistik füze (ICBM) testi gerçekleştirildi. Fırlatılan füzenin uçuş mesafesi ve irtifası gibi teknik detaylara ilişkin bilgi verilmezken, denemenin “Kuzey Kore’nin stratejik caydırıcılığının modernliğini ve güvenilirliğini ortaya koyduğu” vurgulandı.

    “Nükleer kuvvetleri güçlendirme politikamız asla değişmeyecek”

    Füze denemesinin başarısından duyduğu memnuniyeti dile getiren ülke lideri Kim Jong-un ise yaptığı açıklamada, “Son füze testi, bölgesel gerilimi kasıtlı olarak tırmandıran ve ülkemizin güvenliğini tehdit eden düşmanlara karşı koyma irademizi göstermek amacıyla yapıldı” ifadelerini kullandı. Düşmanın askeri manevralarının Kuzey Kore’yi ordusunu güçlendirmeye mecbur bıraktığını vurgulayan Kim, “Giderek ağırlaşan tehdit ve meydan okumalar, modern stratejik saldırı kuvvetlerimizi güçlendirmeye devam etmemizi ve nükleer kuvvetlerimizin karşılık verme kapasitesini artırmamızı gerektirmektedir” şeklinde konuştu. Düşmanlarına meydan okuyan Kim, “Nükleer kuvvetleri güçlendirme politikamız asla değişmeyecek” dedi.

    ABD: “Şiddetle kınıyoruz”

    Kuzey Kore’nin son kıtalararası balistik füze denemesine ABD hükümetinden tepki geldi. Yazılı bir açıklama yayınlayan ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Sean Savett, “ABD, Kuzey Kore’nin kıtalararası balistik füze denemesini şiddetle kınıyor” ifadelerini kullandı. Kuzey Kore’nin son füze denemesinin BM Güvenlik Konseyi’nin birçok kararını açıkça ihlal ettiğini vurgulayan Savett, “ABD personeli, toprakları ya da müttefikleri için acil bir tehdit teşkil etmeyen bu füze denemesi gereksiz yere gerilimi arttırmakta ve bölgedeki güvenlik durumunu istikrarsızlaştırma riski taşımaktadır” uyarısında bulundu.

    “İstikrar bozucu eylemlere son verin”

    Devam eden füze denemelerinin Kuzey Kore’nin yasa dışı kitle imha silahları ve balistik füze programlarına halkının refahından daha fazla öncelik vermeye devam ettiğini gösterdiğini kaydeden Savett, “Tüm ülkeleri bu ihlalleri kınamaya, Kuzey Kore’yi ise istikrarı bozucu eylemlerine son vermeye ve ciddi bir diyaloğa girmeye çağırıyoruz” dedi. ABD’nin müttefikleri ve ortaklarıyla koordinasyonu sürdürdüğünü hatırlatan Savett, “ABD, kendi toprakları ile müttefikleri olan Güney Kore ve Japonya’nın güvenliğini sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alacaktır” ifadelerini kullandı.

    Japonya Savunma Bakanı Nakatani: “Kabul edilemez”

    Son füze denemesi nedeniyle Pyongyang yönetimini kınayan Japonya Savunma Bakanı Gen Nakatani ise, “Kuzey Kore’nin füze ve nükleer silah geliştirmesi ulusumuzun ve uluslararası toplumun barış ve güvenliğini tehdit etmektedir. Bu nedenle kesinlikle kabul edilemez” dedi. Nakatani, Japonya’nın ABD ve Güney Kore ile yakın iş birliğini sürdürdüğünü vurguladı.

    Güney Kore’den yaptırım kararı

    Güney Kore yönetimi, Kuzey Kore’nin balistik füze geliştirme faaliyetlerini kısıtlamak amacıyla katı yakıtlı füze üretmek için ihtiyaç duyulan malzemelere yönelik yeni ihracat kontrolleri duyurdu. Güney Kore Devlet Başkanlığı Ofisinden yapılan açıklamada, Kuzey Kore’nin kıtalararası balistik füze fırlatmasının ardından yeni yaptırımlar uygulanacağı belirtildi. Ayrıca, BM Güvenlik Konseyi’nin Kuzey Kore’ye karşı mevcut uluslararası yaptırımlarının daha etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak için dost ülkeler ve BM ile yakın bir şekilde çalışılacağı aktarıldı. Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un, Kuzey Kore’nin sürpriz provokasyonlar planlamasını önlemek için güçlü bir cevap verilmesi ve kapsamlı bir hazırlık yapılması talimatı verdiği kaydedildi.

    Kuzey Kore’nden en uzun süreli ve en uzun mesafeli balistik füze testi

    Japonya Savunma Bakanlığından sabah saatlerinden yapılan açıklamada, Kuzey Kore’nin yerel saat ile 07.11 sıralarında Japon Denizi istikametine doğru kıtalararası balistik füze fırlattığı duyurulmuştu. 1 saat 26 dakikalık rekor bir süre boyunca uçan füzenin, 08.37 sıralarında Hokkaido eyaletine bağlı Okushiri Adası’nın batısına, Japonya’nın münhasır ekonomik bölgesinin dışına düştüğü bildirilmişti. Füzenin 7 bin kilometre üzerinde rekor bir irtifaya ulaşarak yaklaşık bin kilometre mesafe kat ettiği aktarılmıştı.

  • İspanya’da can kaybı 95’e yükseldi

    İspanya’da can kaybı 95’e yükseldi

    İspanya’yı vuran sel felaketinde can kaybı arttı. Yetkililer, sel felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısının 95’e yükseldiğini açıkladı. Can kayıplarının 92’sinin Valencia’da, 2’sinin Castilla-La Mancha’da ve 1’inin Malaga’da yaşandığı aktarıldı. Sel felaketinin yaşandığı bölgelerde arama-kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken, can kaybının artmasından endişe ediliyor.

  • “Nihai zafer bizim olacak”

    “Nihai zafer bizim olacak”

    Naim Kasım, Hizbullah’ın yeni lideri olarak atanmasının ardından ilk kez konuştu. Kasım, “Nihai zafer bizim olacak” ifadelerini kullandı. Kasım, İsrail saldırısında hayatını kaybeden eski lider Hasan Nasrallah’ın kendisi için bir kardeş gibi olduğunu ve yine İsrail saldırısında öldürülen Haşim Safiyuddin’in Nasrallah’ın çok güvendiği bir adam olduğunu ifade etti. Yahya Sinwar’ı “kahramanlığın, Filistin direnişinin ve dünyanın özgür insanlarının simgesi” olarak tanımlayan Kasım, kendi liderliği altında Nasrallah’ın çalışmalarını sürdüreceğine ve aynı siyasi yolu izlerken İsrail’le savaşmaya devam edeceğine dair söz verdi.

    “Tüm bölge için İsrail tehdidine karşı Gazze’yi savunacağız”

    Kasım, “Gazze’ye yardım etmek bizim görevimizdir ve tüm bölge için İsrail tehdidine karşı Gazze’yi savunacağız” ifadelerini kullandı. Daha önce İsrail’i Lübnan topraklarından çıkaran şeyin uluslararası kararlar olmadığını vurgulayan Kasım, Hizbullah, ordu ve Lübnan halkının İsrail’i Lübnan topraklarından çıkaranlar olduğunu belirtti.

    “Bölgede büyük bir projeyle karşı karşıyayız”

    İsrail’in karadan, denizden ve havadan Hizbullah’a karşı binlerce saldırı gerçekleştirdiğini belirten Kasım, “Kimse onların yasalara bağlı olduğunu ve bizim onları saldırıya teşvik ettiğimizi söyleyemez. İsrailliler Lübnan topraklarında yerleşim yerleri inşa etmeyi planlıyor, ancak biz onları geri püskürtebilecek güçteyiz. Kimse bizim adımıza savaşmıyor ve biz de kimsenin adına savaşmıyoruz. Bizim hedefimiz vatanımızı korumak ve ülkemizi savunmaktır. İran bizi destekliyor ama bizden talepte bulunmuyor. Eğer başka bir Arap ya da İslam ülkesi İsrail’e karşı bizi desteklemek isterse bunu memnuniyetle karşılarız. Bölgede büyük bir projeyle karşı karşıyayız, bu da Lübnan ve Gazze ile sınırlı olmayan, direnişe karşı küresel bir savaş” dedi.

  • İspanya’da can kaybı 62’ye yükseldi

    İspanya’da can kaybı 62’ye yükseldi

    İspanya’nın doğusunda ve güneyinde etkili olan şiddetli fırtınanın yol açtığı sel felaketinde can kaybı artıyor. Valencia özerk bölgesi Acil Durum Koordinasyon Merkezi tarafından yapılan açıklamada, bölgede yaşanan sel felaketi nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 62’ye yükseldiği belirtildi.

    Evlerin, cadde ve sokakların sular altında kaldığı, araçların sürüklendiği bölgelerde arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. İspanya’nın acil müdahale birimlerinden binden fazla asker etkilenen bölgelere sevk edilirken, hükümet kurtarma çalışmalarının koordinasyonuna yardımcı olmak için bir kriz masası kurdu.

    İspanya Başbakanı Pedro Sanchez yaptığı açıklamada, “Şu anda hala sevdiklerini arayanlar için, tüm İspanya sizinle birlikte ağlıyor. Bu trajediyle yıkıma uğrayan köylere ve şehirlere sesleniyorum, birlikte sokaklarınızı, meydanlarınızı, köprülerinizi yeniden inşa edeceğiz” dedi.

    Valencia özerk yönetiminin başkanı Carlos Mazon, bazı kişilerin bulundukları bölgeye ulaşım sağlanamaması nedeniyle mahsur kaldığını ifade ederek, “Acil servisler gelmediyse, bunun nedeni araç eksikliği veya dikkate almamak değil, erişim sorunudur. Belirli bölgelere ulaşmak şu anda kesinlikle imkansız” şeklinde konuştu.

    Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği’nin (AB) kurtarma çalışmalarına “yardım etmeye hazır” olduğunu söyledi. Von der Leyen, “Gördüğümüz şey yıkıcı. Kurtarma ekiplerinin koordinasyonuna yardımcı olmak için Copernicus uydu sistemimizi etkinleştirdik ve sivil koruma mekanizmamızı etkinleştirmeyi teklif ettik” dedi.

    Yetkililer, olumsuz hava şartlarının devam etmesinin beklendiğini belirterek halka evde kalmaları ve zorunlu olmayan tüm seyahatlerden kaçınmaları konusunda uyarıda bulundu.