Etiket: dünyahaber

  • Balığın kokusunu duyan peşine takıldı

    Balığın kokusunu duyan peşine takıldı

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesindeki Afrika penguenleri ve beyaz pelikanlar, kendilerine ikram edilecek balıkların kokusunu alınca bakıcılarının peşini bırakmıyor. Bir pelikan tek başına 750 gram balık yerken, penguenler ise 150 gram ile karnını doyuruyor.

    Bünyesinde aslanından kuşuna, yılanından tilkisine kadar 136 türden bin 100 hayvanın bulunduğu Bursa Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesinde penguen ve beyaz pelikanların beslenmesi renkli görüntüler yaşanmasına sebep oluyor. Kovalardaki balıkların kokusunu alan sevimli hayvanlar, bir an olsun bakıcılarının peşinden ayrılmıyor. Bir günde 750 gram balık yiyen beyaz pelikanlar gagalarını açıp balıkları midelerine indiriyor. Kovanın dibinde kalan balıkların havuza döküldüğünü gören pelikanlar, biraz daha balık yiyebilmek için birbiriyle yarışıyor. 19 pelikanın günde yaklaşık 15 kilo balık yediği öğrenildi.

    Diğer yandan 2,5 yıl önce Hollanda ve Belçika’daki hayvanat bahçelerinden getirilen Afrika penguenlerinin ise sevimliliği dikkati çekiyor. Bakıcılarının kova ile geldiğini gören penguenler, balık yiyebilmek için sıraya giriyor. Kimi penguenler ise kendileri için yapılan rampadan çıkmakta zorlanıyor. Pelikanlar avuç dolusu balığı midelerine indirirken, penguenler ise tane tane yiyor. Bakıcılarının peşinden ayrılmayan 14 pelikan, balıkları yedikten sonra havuzlarında yüzerek eğleniyor.

  • Dünyanın en mutlu ülkesi oldu

    Dünyanın en mutlu ülkesi oldu

    2020 Yılı Dünya Mutluluk Raporuna göre 156 ülkeyi kapsayan incelemede Finlandiya dünyanın en mutlu ülkesi oldu.

    Dünya ülkelerinin mutluluk oranları incelendi. 2020 Yılı Dünya Mutluluk Raporuna göre 156 ülkeyi kapsayan incelemede Finlandiya dünyanın en mutlu ülkesi oldu. İkinci sırada Danimarka yer alırken, Türkiye’de ise mutluluk oranları düşüşe geçti. Türkiye’deki bireylerin 48,2’sinin mutlu olduğunu belirtirken, bu rakam geçmiş yıllarla kıyaslandığında ise 2019 yılında yüzde 52,4, 2011 yılında ise yüzde 62,1 olarak kaydedildi.

    Kadınlar daha mutlu

    Ajans Press’in, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden elde ettiği bilgilere göre, 2020 Yaşam Memnuniyeti Araştırması belli oldu. Böylelikle Türkiye’nin yüzde 48,2’sinin mutlu olduğu gözlenirken, yıllar içinde dalgalanma yaşasa da oranın düştüğü gözlendi. Bu rakam geçmiş yıllarla kıyaslandığında ise 2019 yılında yüzde 52,4, 2011 yılında ise yüzde 62,1, 2003 yılında ise yüzde 59,6 olduğu kaydedildi. Cinsiyet bakımından mutluluk oranları incelendiğinde, 2020 yılında bu oran kadınlarda yüzde 53,1 iken erkeklerde yüzde 43,2 olarak saptandı. Geçmiş yıllarla kıyaslandığında kadınların hep daha mutlu olduğu gözlendi. Yaş gruplarına göre bakıldığında ise 65 yaş üzerinin yüzde 57,7 ile en mutlu kişiler olduğu belirlendi.

    İskandinav ülkeleri başı çekti

    Birleşmiş Milletler Dünya Mutluluk Raporuna göre dünyadaki en mutlu ülkenin Finlandiya olduğu belirlendi. Dünyada en mutlu ilk 10 ülkesi ise şu şekilde sıralandı; Danimarka, İsviçre, İzlanda, Norveç, Hollanda, İsveç, Yeni Zelanda, Avusturya ve Lüksemburg. Mutluluk endeksleri oluşturulurken, kişi başına düşen gelir, sosyal destekler, sağlıklı yaşam süresi, güven, cömertlik, sosyal özgürlükler gibi parametreler göz önünde bulunduruldu. Türkiye’nin ise bu listeye 93’üncü sıradan giriş yaptığı görüldü.

    Ajans Press, mutluluk ile alakalı basına yansıyan haber adetlerini inceledi. Kurumun dijital basın arşivinden derlediği bilgilere göre geçen yıl mutluluk ile alakalı basına 77 bin 543 haber yansıdığı tespit edildi. Pandemi dönemi ile birlikte kısıtlı görüşmeler, sokağa çıkma yasakları ve bazı iş kollarının kapanması insanların mutluluk oranlarında düşüşe neden oldu.

  • Karadeniz’de vaka artışının sebebini açıkladı

    Karadeniz’de vaka artışının sebebini açıkladı

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Karadeniz’de vakaların aile içi ziyaretler ve cenaze taziye ziyaretlerinden kaynaklandığını belirterek, “Karadeniz’de insan hareketliliği fazla. Virüsün kendi kolu bacağı yok. Bunu bize bir insan ulaştıracak. Dolayısıyla insan hareketliliğinin fazla olması nedeniyle vaka sayıları artıyor” dedi.

    Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye haritası üzerinden yayımlanan verilerine göre, 8-14 Şubat 2021 tarihleri arasında Covid- 19 vaka sayılarının en yüksek olduğu iller sıralamasında ilk 5 ilin yer aldığı Karadeniz’de virüsün cenaze namazları ve taziye ziyaretleri ile yayıldığı belirlendi. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Karadeniz’de artan vaka sayılarının nedenlerinin insan hareketliliğinden kaynaklandığını söyledi. Virüsün bulaşmasının daha çok aile içi ziyaret ve cenazelerde olduğunu belirten Prof. Dr. Özlü, “Bence daha çok aile içi akrabalar arası bulaş şeklinde oluyor. Asıl artışın sebebi o. Çünkü benim gördüğüm kadarıyla burada özellikle hafta sonu sokağa çıkma yasakları olduğu için, insanlar cuma günü akşam itibari ile köylerine gidiyorlar. Burada herkesin köyde bir evi var. Baba ocağında toplanıyorlar. Bakıyorsunuz 3-4 aile, hafta sonu cumartesi, pazar hep birlikte oturup kalkıyorlar, birlikte yiyip içiyorlar, kahvaltı yapıyorlar. Bazen komşu da katılıyor, çünkü etraftaki evlerde hep akraba, genelde tanıdık. Büyük sofralar kuruluyor, birlikte vakit geçiriyorlar. O arada içlerinde biri pozitifse hepsine yayılmış oluyor. Bizim gördüğümüz aynı aileden çok sayıda hastayı aynı zamanda tedavi ediyoruz. Bakıyoruz aynı ailede, aynı soy isimde çok sayıda hasta var. Aile içi bulaşların çok önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.

    ‘TANIMADIĞIMIZ KİŞİ VİRÜSÜ NASIL BULAŞTIRACAK’

    İnsanların dışarıda dikkat ettiğini, maske taktığını ve mesafesini koruduğunu ifade eden Prof. Dr. Özlü, “Ama, eş, dost, tanıdık, akraba olunca ondan zarar gelmeyecek gibi düşünüyorlar. Öyle değil. Aslında bu virüsü bize bulaştıracak olan kişiler daha çok bizim tanıdığımız, bildiğimiz, birlikte oturup kalktığımız, birlikte vakit geçirdiğimiz insanlar. Dışarıda tanımadığımız bir kişi bu virüsü bize nasıl bulaştıracak? Onun için dikkatli olmamız lazım. Bu dönemde çok bir araya gelmek sakıncalı. Birlikte oturup kalkmak, yemek, içmek, uzun süre vakit geçirmek sakıncalı, dikkat etmek gerekiyor. Tanıdığımızda olsa, yakınımızda olsa hem zarar görmemek için hem onlara zarar vermemek için dikkatli olmak lazım” diye konuştu.

    ‘KARADENİZ’DE İNSAN HAREKETLİLİĞİ FAZLA’

    Karadeniz’de insan hareketliliğinin fazla olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özlü, şunları dedi:

    “Bu virüs kendi kendine bize ulaşmıyor. Yani virüsü bize bir insan ulaştıracak. Virüsün kendi kolu bacağı yok. Bir insan bize bunu ulaştıracak. Dolayısıyla insan hareketliliği, insan karşılaşmaları ne kadar yoğunsa, bulaşma da o kadar fazla oluyor. Trabzon ve Karadeniz bölgesi devamlı göç veren bölge. Türkiye’nin her kentinde bir Trabzonlu ya da Karadenizli var. Hatta dünyanın her ülkesinde Karadenizliler var ve bunlar uzakta yaşasalar da aileleriyle, memleketlerinde bağlarını hep sıcak tutuyorlar. Sürekli buraya gelip gidiyorlar. Yani fırsat buldukça tatile gelip ailesini, yakınlarını ziyaret ediyor. Burada fındığı var, çayı var. Dolayısıyla Türkiye’nin her yerinden, dünyanın her yerinden sürekli bir insan hareketliliği var. Tabi bunlar gelip giderken de bir taraftan aileye virüs ulaştırıyorlar. Benim gördüğüm vakaların bir kısmı öyle. Diyor ki; ‘İstanbul’dan abim geldi, birlikte oturduk, kalktık. Pozitifmiş hepimize bulaştı’ gibi böyle dışarıdan gelme vakalar, bulaşmalar oluyor. Bu da önemli bir faktör diye düşünüyorum.”

    ‘CENAZE EVİ ZİYARETLERİ BİRKAÇ GÜN SÜRÜYOR’

    Cenazelerdeki yoğunluğa da dikkat çeken Prof. Dr. Özlü, “Bunun dışında bir de bizim burada gördüğümüz daha çok taziye evleri, cenaze, yani özellikle cenaze namazlarında yoğunluk oluyor. Bir de cenaze evi ziyaretleri var. Yani birkaç gün devam ediyor bu. Kapalı bir evde onlarca insan bir arada oturuyorlar, kalkıyorlar, temas ediyorlar. Buralar da yayılmanın önemli nedenlerinden bir tanesi. Karadeniz’de bu kadar çok olmasında, bulaşma da sorumlu olan faktörler bence bunlar gibi düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

  • 200 kişilik karla mücadele timi

    200 kişilik karla mücadele timi

    Yıldırım Belediyesi, ilçede hafta sonundan bu yana etkili olan karla hummalı bir mücadele sürdürüyor.

    Yıldırım Belediyesi karla mücadele ekipleri, çalışmalar kapsamında ilçe merkezindeki cadde ve sokaklarda kar küreme ve tuzlama çalışması gerçekleştirirken, Uludağ’ın eteklerinde kalan mahalle yollarının ulaşıma açık tutulması için tüm imkanları seferber etti. Yıldırım Belediyesi bünyesinde oluşturulan 200 kişilik karla mücadele timleri, 6 adet tuzlama robotu, 1 greyder, 5 adet kepçe küreme, 2 tuz yükleme iş makinesi, 11 açık kasa kamyonet ve 4 mini kamyonet ile 69 mahallede çalışmalarını aralıksız devam ettiriyor.

    Karla mücadele çalışmalarının yanı sıra Yıldırımlılara ücretsiz hasta nakil hizmeti de sağlayan Yıldırım Belediyesi, kar yağışının hayatı olumsuz etkilediği bugünlerde vatandaşları yalnız bırakmıyor. Özellikle ihtiyaç sahibi olan, acil müdahale gerektirmeyen, yatağa bağımlı vatandaşları evlerinden randevu aldıkları sağlık kuruluşlarına naklini sağlayan Yıldırım Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü’ne bağlı hasta nakil ambulansı, taburcu olan hastaların da sağlık kuruluşlarından evlerine ücretsiz bir şekilde naklini gerçekleştiriyor.

    Öte yandan olumsuz mevsim şartlarında sahipsiz can dostlarını da unutmayan ekipler, kış aylarında yiyecek bulamayan sokak hayvanları için beslenme odaklarına ve muhtelif noktalara kedi, köpek maması ve kuş yemi gibi temel besin maddeleri bırakarak can dostlarına desteğini sürdürüyor.

    Vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesi maksadıyla ekiplerin 24 saat boyunca görevde olduklarını belirten Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Karla mücadele ekiplerimiz, şehir merkezinde iş makineleri ile kar temizleme ve buzlanma sebebiyle vatandaşlarımızın zarar görmemesi için tuzlama çalışmaları gerçekleştiriyor. Diğer taraftan da kar yağışının çok daha etkili olduğu Uludağ’ın eteklerinde bulunan mahallelerimizde yol açma çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Yıldırım Belediyesi olarak tüm imkanlarımızı vatandaşlarımızın huzur ve refahı için seferber ettik. Çok şükür, bugüne kadar mahsur kalma, ambulans ve âcil ulaşım araçlarının vatandaşlarımıza ulaşamaması gibi olumsuz bir durumla karşılaşmadık. Yoğun kar yağışına rağmen, sosyal yardım ekiplerimizde sahada çalışmalarına devam ediyor. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza desteklerimizi aralıksız sürdürüyoruz. Aynı zamanda bu havalarda sokak hayvanları ile ilgili de birçok çalışma gerçekleştiriyoruz. Kardan dolayı evlerinden çıkamayan hastalarımıza da ücretsiz hasta nakil hizmeti sağlıyoruz. Yıldırım için gece gündüz demeden özveri ile çalışan tüm mesâi arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • Bursa’da kazalar otoyolu trafiğe kapattı

    Bursa’da kazalar otoyolu trafiğe kapattı

    Gebze Orhangazi İzmir otoyolunun Orhangazi geçişi, kar yağışı ve yoğun tipi sırasında meydana gelen trafik kazaları sebebi ile İstanbul istikameti yönünde trafiğe kapandı. Kazalarda bir kişi yaralandı.

    Yoğun kar ve tipi Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolunda kazalara sebebiyet verdi. Otoyolun Orhangazi bölgesinde İstanbul istikametine giden bir yolcu otobüsü önünde seyreden başka bir yolcu otobüsüne arkadan çarptı. Kazada can kaydı ya da yaralanan olmazken, yolcular başka otobüslere aktarıldı.

    Saat 12:00 sıralarında meydana gelen kazadan hemen sonra, Orhangazi tüneli yakınlarında 81 KJ 313 plakalı Lütfü Çakmak (52) idaresindeki minibüs, önünde seyreden kargo kamyonuna arkadan çarptı. Araç içerisinde sıkışan minibüs şoförü itfaiye ve sağlık ekiplerince kurtarılarak ambulansla Orhangazi Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yaralının hayati tehlikesinin olmadığı öğrenildi.

    Kazalar sebebi ile Gebze Orhangazi İzmir oto yolunun Orhangazi’den sonraki kısmı İstanbul istikameti yönünde bir müddet trafiğe kapandı.

  • Yeni doğan bebeklerde teste hazırlanıyor

    Yeni doğan bebeklerde teste hazırlanıyor

    ABD’li ilaç firması Johnson and Johnson ile Janssen ortaklığında yürütülen koronavirüs aşı çalışmalarında, 12 yaş civarı testlerine başlanacağı ve her şeyin yolunda gitmesi halinde testlerin ‘Yeni doğan bebekler ve hamile kadınları’ kapsayacak şekilde genişletilebileceği ifade edildi.

    İngiliz basını, Janssen Viral Aşılar Başkanı Hanneke Schuitemaker’ın yeni doğan bebek testlerinin her şey yolunda giderse belirli bir noktada başlanabileceğini ve gelecek haftalarda ise çocuklar üzerinde testlerin yapılacağını söylediğini açıkladı. Schuitemaker açıklamasında, “12 yaşındakilere, hatta her şey yolunda giderse belirli bir noktada yeni doğanlara bile gideceğiz” dedi.

    Oxford ile AstraZeneca koronavirüs aşı çalışmalarında bilim insanları, her yaştaki bağışıklık tepkilerini anlamak için bu ayın sonlarında altı yaşında çocuklar üzerinde testlere başlayacaklarını açıklamıştı.

  • Karadeniz’den 16 ülkeye hamsi ihracı

    Karadeniz’den 16 ülkeye hamsi ihracı

    Karadeniz’de ocak ayında 16 ülkeye 208 ton hamsi ihracatı yapıldı, 920 bin dolarlık gelir elde edildi. Hamsi en çok Fransa, ABD ve Almanya’da tercih edildi.

    Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) verilerine göre, geçen yıl ocak ayında 310 ton hamsi ihracatı karşılığında 807 bin dolar kazanç elde edilirken, bu yıl ise miktar olarak yüzde 33 azalma yaşandı. Ocak ayında 208 ton hamsi ihracatı gerçekleştirildi, 920 bin 17 dolar gelir sağlandı. Hamsi ihracatında değer bazında ise yüzde 14 artış kaydedildi. Hamsiyi en çok tercih eden ülkeler sıralamasında Fransa, ABD ve Almanya ilk 3 sırayı aldı.

    Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 2021 yılı ilk ayında farklı sektörlerde 84 farklı ülkeye ihracat yapıldı. Bu ülkeler arasında İtalya, Rusya Federasyonu, Polonya, Çin Halk Cumhuriyeti ve Bulgaristan ilk sıralarda yer aldı.

  • Obruk sayısı 600’e ulaştı

    Obruk sayısı 600’e ulaştı

    Konya’nın Karapınar ilçesinde, yer altı sularının çekilip, toprağın çökmesiyle meydana gelen ve daha önce 350 olarak bilinen obruk sayısı 600’e ulaştı. Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı, Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, ”Bölgede 2020 başlarına kadar obruk sayısını 350-360 civarında belirlemiştik. Bölgesel bir çalışma yaptıktan sonra ortaya çıkan durum şu; yer hareketleri çalışma grubumuzun ortaya koyduğu rakam 505 olup diğer grupların tespit ettikleri ve daha sonra meydana gelen obruklarla bu sayının 600’ler seviyesinde hatta çok daha fazlası olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla sayının giderek artacağı görülmekte ve havzanın önemli bir bölümü obruk riski taşıyor” dedi.

    Karapınar ilçesinde obrukların tehlikesi her geçen gün artıyor. Bunun üzerine AFAD ve Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından Karapınar bölgesinde obrukların sayısı, yeri, oluşturdukları riskler ve obruk olabilecek bölgelerin belirmesi için çalışma yapıldı.

    Çalışmalarla bölgenin risk haritasının oluşturulacağını belirten Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, ”Merkezimiz bünyesinden araştırmacıların içerisinde bulundukları yer hareketleri ve jeoloji çalışma grubu, şu an pilot olarak belirlediğimiz Karapınar ilçesi çevresinde obruklarla ilgili geniş çaplı bir araştırmayı tamamlamış bulunmaktadır. Proje sonuç raporunu oluşturmaya çalışıyoruz. Havzadaki obrukların nerelerde bulunduğu, boyutları, derinlikleri, içerisinde su bulunup bulunmadığı gibi çalışmalar yaptık ve saha çalışmalarını tamamladık. Havzada obruk oluşabilecek yerler, obruk riski taşıyan, taşımayan ya da olabilecek olan yerler şu anda deprem bölgesi haritası gibi, obruk risk haritası veya tehlike haritası ortaya konulacak. Daha sonra da vatandaşımıza bunlar sunulacak” diye konuştu.

    ‘İNSAN HAYATINI TEHDİT EDER DURUMA GELDİ’

    Prof. Dr. Arık, bölgedeki obruk sayısının 2020 yılına kadar 360 civarı olduğunu belirlediklerini; ancak son çalışmayla bu sayının 600’e ulaştığının saptandığını söyledi. Arık, ”Bölgede 2020 başlarına kadar, obruk sayısını 350-360 civarında belirlemiştik. Bölgesel bir çalışma yaptıktan sonra ortaya çıkan durum şu; yer hareketleri çalışma grubumuzun çalışmaya koyduğu rakam 505 ve sayı bilinenden çok daha fazla. Diğer gruplar ve daha sonra meydana gelen obruklarla bu sayının 600’ler seviyesinde hatta çok daha fazlası olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla havzanın önemli bir bölümü obruk riski taşıyor” dedi.

    Obrukların insan hayatını tehdit eder duruma geldiğini kaydeden Arık, ”Buradaki vatandaşlarla ortak bir çalışma yürütmemiz gerekiyor. Bu obrukların birçoğu yayla dediğimiz, içerisinde hayvanların ve insanların olduğu yerlerde meydana geliyor. Geçmişte dağlık alanlarda meydana gelen obrukları, biz ilginç yer şekilleri olarak görüyorduk. Şu anda insan hayatını tehdit eden bir konuma geldi. En sevindirici olay insan hayatına mal olacak bir kazanın meydana gelmemesidir. Ama bu kazanın gelmeyeceği anlamına gelmiyor. Hem iklim değişikliği var. Değişen ilkim koşullarının vatandaşımızın uyum sağlaması için birtakım çalışmalar yürütülmesi gerekiyor. 50-60 yıl önce nasıl tarımsal faaliyet yürütülüyorsa oraya doğru geri dönüş yapmamız lazım. O zamanlar yeraltı suyu fazla tüketilmiyordu. Sadece daha az su tüketen bitkiler yetiştiriliyordu. Şu an birçok mera tarımsal alana dönüşmüş durumda. Bunların tamamıyla alakalı sadece jeoloji mühendislerinin ortaya koyacağı bir çözüm değil. Tarımla uğraşan kesim ziraat odalar, ziraat mühendisleri gibi herkesin içerisinde olacak bir çözüm bulunmalıdır” diye konuştu.

  • PKK’nın kritik ismi yakalandı

    PKK’nın kritik ismi yakalandı

    Terör örgütü PKK/KCK-PYD/YPG’nin sözde lojistik sorumlusu “Laşer” kod adlı İbrahim Parım, MİT ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün düzenlediği ortak operasyonla Sincar’da yakalanarak Türkiye’ye getirildi.

    Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Irak’ın Suriye sınırında yer alan ve PKK/KCK’nın kontrolünde bulunan Ezidi nüfusun yoğun olduğu Sincar’da sözde “lojistik sorumlusu” olarak faaliyet yürüttüğü tespit edilen “Laşer” kod adlı İbrahim Parım, MİT’in emniyetle ortak yürüttüğü operasyon neticesinde Sincar’da yakalanarak Türkiye’ye getirildi.

    MİT ve Ankara Emniyet Müdürlüğü koordinesinde sorgulaması devam eden Parım’ın Suriye Kobani’de yaşanan çatışmaları protesto etmek amacıyla örgüt tarafından 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde Van’da gerçekleştirilen sokak eylemlerinde yer aldığı, 2015 yılında ise terör örgütünün kırsal kadrosuna katıldığı tespit edildi.

     

  • 80 yaşında gençler taş çıkartıyor

    80 yaşında gençler taş çıkartıyor

    Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde çiftçilik yapan 80 yaşındaki Cemalettin Sevinç, çalışkanlığı ile gençlere taş çıkartıyor.

    İleri yaşına rağmen bütün işlerini kendisi gören Cemalettin Sevinç, her yıl onlarca dönüm tarlayı tek başına işleyererek mahsûlünü yine kendisi topluyor. İlçeye 45 kilometre mesafadeki kırsal Çiviliçam Mahallesi’nde ikamet eden 3 torun sahibi Cemalettin Sevinç, tarım takvimine göre üreticilerin yulaf ektiği bugünlerde 40 dönüm tarlayı yalnız başına ekerek, çalışkanlığı ile gençlere örnek oluyor.

    Orhaneli sınırındaki 125 nüfuslu kırsal Çiviliçam Mahallesi’nde gençlik yıllarında bahçe ve tarla işlerinde çalışarak dinç kaldığını ifade eden Sevinç, daha çok hayvan yemi olarak kullanılan çavdar ve yulaf gibi kuru tarım bitkisi yetiştirdiklerini söyledi.

    “İşleyen demir ışıldar” diye konuşan 80 yaşındaki Cemalettin Sevinç, “ Orman köyünde yaşıyoruz. Bu bölgenin havası temizdir. Gençken, tarlamızı, bahçemizi ekip biçerdik. Bu yaşımızda hâlâ çalışmaya devam etmek beni daha dinç tutuyor. Beslenmeme dikkat ediyorum ve sıhhatli kalmaya çalışıyorum. Boş zamanlarım da köylülerimizin yardımına koşuyorum. Tarlada çalışan varsa elimden geldiği kadar onlara destek oluyorum. Makineden ziyade eski usul ürünümüzü eker, gübremizi atarız. Allah sağlık verdikçe işimize devam edeceğiz” dedi.

    Çiviliçam Muhtarı Özcan Aydemir’de Cemalettin Sevinç’in köyün en yaşlılarından olduğunu söyleyerek, “Bütün köylüler onu çok sever. O da hiçbir zaman boş kalmaz. Herkese yardımcı olur, kendi işini kendi görmeyi sever” diye konuştu.