Etiket: dünyahaber

  • Kürsüde konuşma yaptığı sırada rahatsızlandı

    Kürsüde konuşma yaptığı sırada rahatsızlandı

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, konuşma yaparken rahatsızlandı. Beştepe’deki revire götürülen Oktay’ın sağlık durumu iyi.

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Kongre Merkezi’nde düzenlenen Milli Siber Güvenlik Zirvesi Programı’na katıldı.

    Oktay kürsüde konuşma yaparken aniden rahatsızlandı. Konuşmasına ara veren Oktay’a görevliler yardım etti.

    Kürsüden görevlilerin yardımıyla inen Oktay, revire götürüldü. Buradaki tedavisinin ardından yeniden kürsüye çıkan Oktay, “Uykusuzluk ve yorgunluğa bağlı zannediyorum, böyle küçük bir rahatsızlık oldu. Tekrar anlayışınız için de teşekkür ediyorum” dedi.

    Tansiyon düşüklüğü yaşadığı belirtilen Oktay’ın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

  • “Bursa İpeği Hayat Buluyor”

    “Bursa İpeği Hayat Buluyor”

    Bursa’nın dağlık bölgelerindeki 16 kırsal mahallede “Bursa İpeği Hayat Buluyor” adlı proje kapsamında oluşturulan atölyelerde yaşı ilerlemiş kadınların genç nesle yüzyıllardır bilinen geleneksel çift düğüm tekniğiyle dokumasını öğrettiği ipek halılar, dünyanın dört bir yanında mekanları süslüyor.

    Büyükşehir Belediyesinin hayata geçirdiği proje kapsamında Keles, Orhaneli, Harmancık ve Büyükorhan ilçelerine bağlı kırsal mahallelerde 180 halı ve 50 el dokuması kumaş tezgahı satın alınarak “halıhane” ve “kumaşhane” atölyeleri kuruldu.

    Yerleşim yerinde geleneksel dokuma tekniklerini bilen ancak ilerleyen yaşı nedeniyle tezgahta çalışamayacak kadınlardan tecrübelerini yeni nesle aktarması konusunda destek istendi.

    Bunun üzerine mahalledeki kimi gözü görmeyen, kimi yürüyecek dermanı olmayan nineler, usta öğreticilerin nezaretinde genç kadınlara bildikleri teknikleri öğreterek dokumacılıkta ustalaşmalarına destek verdi.

    Kadınların binbir emekle tezgahlarda ipek iplik kullanarak dokuduğu dekoratif halılar, dünyanın dört bir yanında Bursa ipeğinin yaşatılmasına ve tanıtılmasına katkı sağlıyor.

     “Yaşlı nesildeki hafızayı gelecek kuşağa aktarmayı hedefledik”

    Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezi Üretim Sorumlusu Mehmet Ünal, 6 yıl önce başladıkları projeyle ilk olarak yaşlı nesildeki hafızayı gelecek kuşağa aktarmayı hedeflediklerini söyledi.

    Osmanlı Devleti’nin ilk ipek fabrikalarından Muradiye İpek Fabrikası ile Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezinin arka planında Bursa’nın dağlık alanlarındaki yerleşim merkezlerinin olduğunu belirten Ünal, “Biz, 16 köy tespit ettik. Bu köyleri tespit ederken dut bahçesi oluşturup koza bakacak durumu göz önünde bulundurduk. Taşımalı sisteme geçildiği için terk edilmiş okullar vardı. Bunların tadilatını yaptık. İlk etapta 180 halı, 50 el dokuması kumaş tezgahı aldık ve bu mekanları köylerin ‘halıhane’ ve ‘kumaşhanesi’ yaptık.” diye konuştu.

    Ünal, yerleşim yerindeki yaşlıların 4 bin yıldır bilinen geleneksel çift düğüm tekniğiyle dokumaya hakim olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Köylerde yıllar önce halı dokuyan teyzeler, nineler var. Halının nasıl dokunduğunu, tekniğini, her şeyini biliyor ama parmakları kireçlenmiş, gözleri görmüyor, halı dokuyacak dermanı kalmamış. Bu teyzeler bizleri kırmadı ve tezgahların başına oturdu. Onların yanlarına genç kızlarımızı oturttuk. İki yıl içinde yaşlı teyzeler, bildiklerini genç kızlara aktardı. Bursa Büyükşehir Belediyesinin sanat ve meslek eğitim kurslarından hocalar burada görevlendirildi ve bir atölye düzeni oluşturuldu. Şu an çıkan halıların, ürünlerin hepsi yeni nesil tarafından yapılıyor.

    Ay sonunda kim, kaç ilmek attıysa parasını veriyoruz. Alın teriyle almış o para bambaşka bir şey. O kadın, parayı cüzdanına, cebine koymadan ayağında naylon terliklerle koşturarak postaneye gidiyor. Postanenin ucunda bekleyen de ya bir öğrenci ya da bir asker.”

    “ABD, Kanada ve Japonya, ipek halı sevdalısı”

    Bursa’daki değerlerin daha önce bir arada toplanıp bir halıya ya da kumaşa aktarılmadığını söyleyen Ünal, “Bursa’yı yaşatmak için Şehzade Mustafa ve Muradiye Külliyesi Koleksiyonu, Ulucami, Yeşil Türbe, Üftade, Somuncu Baba koleksiyonları hazırladık ve halılarını dokumaya başladık. Bunlar, Bursa’ya güzel bir miras olarak kalacak.” ifadelerini kullandı.

    Ünal, halıların dokuma teknikleriyle ilgili de bilgi vererek, “10’luk halıda bir santimetrekareye 100 ilmek atarız. Düğüm sayısı arttıkça kalite, halının pikseli, görünürlüğü artar. Ona göre emeği de fazladır. Bir usta, bir seccade boyutunda 10’luk kalitede halı dokuyacaksa bu 8 ay sürüyor. Eğer bunu 40’lık kalitede yaparsa 3,5 yıl sürüyor.” dedi.

    Bursa’nın ipek halılarının tanıtımı için uluslararası fuarlara katıldıklarını, ürünlerin de çeşitli ülkelere satıldığını dile getiren Ünal, “ABD, Kanada ve Japonya, ipek halı sevdalısıdır. Hedefimiz, aslında bu üç ülke. Katar’a da satış yapıyoruz. Hollanda’dan bir müşteriden sipariş aldık ve ona da halı yaptık. 10’luk kalitedeki bir halının metrekare fiyatı 2 bin 200 dolarken kalitesine göre fiyat 250 bin dolara kadar çıkabiliyor.” diye konuştu.

    “Atölyeyle kadınlara gelir sağlanmış oldu”

    Büyükorhan’a bağlı kırsal Kınık Mahallesi’nde yaşayan Ayşe Sebir de ipek halı dokurken Türk düğümü yani çift düğüm tekniği kullandıklarını söyledi.

    Sebir, hafta içi her gün düzenli olarak atölyeye geldiğini dile getirerek, “Atölyede en az 10 kişi çalışıyoruz. Bu sayının 28’e kadar çıktığı dönemler oldu. Kadınlar, yazın fazla gelmiyor, kışın daha çok ilgi gösteriyorlar. Atölye, köy kadınlarına bir gelir sağlanmış oldu. Hem evinde çocuğuna hem malına bakıyor hem buraya geliyor beş, on kuruş alıyor. Çok memnunuz.” ifadelerini kullandı.

  • 1 gramı 1 milyon euro

    1 gramı 1 milyon euro

    Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özoğul, balon balıklarında bulunan tetrodotoksin (TTX) zehrinin 1 gramının 1 milyon eurodan daha fazla olduğunu ve bu zehrin mikroorganizmalar tarafından üretilmesi için çalışmalara başlanıldığını kaydetti.

    Prof. Dr. Özoğul, “Balon balığında bulunan TTX zehri, yurt dışında ileri seviyedeki kanser hastalarının ağrılarının dindirilmesinde kullanılıyor” dedi.

    Kızıldeniz üzerinden gelerek Akdeniz’deki balık popülasyonuna önemli ölçüde zarar veren istilacı balon balıklarının ürettiği tetrodotoksin (TTX) zehri üzerinde araştırmalar yapan Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özoğul, balon balıklarının iç organları ve derisinde bulunan TTX zehrinin morfinden 3 bin kat daha etkili, siyanürden ise 1200 kat daha zehirli olduğunu belirtti.

    Prof. Dr. Özoğul, balon balıklarının zehrinin yurt dışında uyuşturucu ve kanser tedavilerinde kullanıldığını söyleyerek, bu konudaki araştırmaların gün geçtikçe daha yaygın hale geldiğini ifade etti.

    Özoğul, “TTX zehri, son yıllarda Kanada, ABD ve uzak doğu ülkelerinde anestezik madde olma özelliğinden dolayı kullanılmaya başlandı. Ayrıca uyuşturucu madde bağımlılığı tedavisinde de kullanılıyor. Bu zehir uyuşturucu madde bağımlılığında kişinin uyuşturucu istemini baskıladığı için, bağımlıya uyuşturucu kullanma isteği gelmiyor. Morfinden 3 bin kat daha fazla etkiye sahip olduğu için de ileri seviye kanser hastalığı tedavisinde ağrı kesici olarak da kullanılıyor. Bu zehir nöronların arasındaki sodyum kanallarını bloke ettiğinden dolayı insanlar acı hissetmiyor ve acıya duyarsız kalıyorlar. Şu anda Türkiye’de bu konularla ilgili bir çalışma yok. Bu zehrin ilaç olarak kullanılmasında mikroorganizmaların üretiminden faydalanılabilir. Eğer yaptığımız araştırmalar sonucunda bu mikroorganizmalar yeterli miktarda bu zehri üretme kapasitesine sahip olursa, ilgili sektörlerle birlikte çalışarak ülkemize bir kaynak sağlanabilir düşüncesindeyim” dedi.

    1 GRAMI 1 MİLYON EURO

    Çukurova Üniversitesi’nde yapılan araştırmalarda Akdeniz’de bulunan 4 farklı balon balığında zehir analizleri gerçekleştirdiklerini belirten Prof. Dr. Özoğul, “Yapmış olduğumuz çalışmada, balığın iç organlarından ve derisindeki mikroorganizmaları izole ettik. Bu mikroorganizmaların TTX’i sentezleyebilir mi? Onu araştırıyoruz. Araştırma sonuçlarında, izole ettiğimizde mikroorganizmaların TTX zehrini üretip üretmediğini öğrenmiş olacağız. Balon balığının zehri bilindiği üzere çok pahalı bir zehir. 1 gramı 1 milyon euro seviyelerini aşmış durumda. Eğer ki bu zehrin, izole ettiğimiz bakteriler tarafından üretilmesini başarabilirsek, ülkemizde üretip yurt dışına satmış olacağız. Bu maksatla ülkeye döviz girdisi ve ekonomik kazanç sağlayabiliriz” diye konuştu.

  • “Büyükşehirlerde düşüş, Anadolu’da artış var”

    “Büyükşehirlerde düşüş, Anadolu’da artış var”

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer, alınan son tedbirlerle özellikle büyük şehirlerde vaka sayılarında düşüş olduğunu söyledi. Prof. Dr. Tezer, “Büyükşehirlerde yüzde 30-40 oranında acil servislere, polikliniklere başvuru sayısının azaldığını biliyoruz. Hala Anadolu’nun birçok bölgesinde maalesef vaka artışları yüksek seyretmeye devam ediyor” dedi.

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Tezer, koronavirüs tedbirleri kapsamında uygulanan kısıtlamaların, bu hafta sonuna doğru etkisinin daha net görüleceğini söyledi. Pandeminin ilk zamanlarında vaka sayılarının fazla olmaması nedeniyle temas edilen kişilerin de daha az olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Tezer, “Şimdi Sağlık Bakanlığı’nın verilerine baktığımız zaman günlük 30 bin civarı vaka bildiriliyor. Bunların da temas ettikleri kişiler var. Filyasyon ekiplerimiz de bütünüyle görevlerini yerine getiriyorlar. Hızlı bir şekilde temas edilen vakaların yüzde 99’una ulaşıyorlar. Yine de temas edip yakalayamadığımız, bilmediğimiz kişiler var. Rakam da yüksek olunca onlar da hastalık geliştirebiliyorlar. Vakaları azaltmanın yollarından biri de kısıtlamaların uygulanmasıdır. Kısıtlamanın derecesi çok önemli; ocak ayında Çin’in yaptığı tam kapanmayla vaka sayıları neredeyse sıfırlandı ve vaka görülmemeye başlandı. Bunu Çin gibi uygulayabilen başka bir ülke var mı? Maalesef yok. Olabilecek mi? Çok zor. Bulunduğunuz şartlar, sosyal yapı ve ortam bunları etkiler” diye konuştu.

    ‘NİSAN-MAYIS AYI GİBİ RAHATLAMALAR GERÇEKLEŞEBİLİR’

    Prof. Dr. Tezer, kısıtlamalar ile birlikte uygulanması gereken kuralların olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:

    “Özellikle kısıtlamaların olduğu günlerde insanların ev ziyaretlerine devam etmesi ve maalesef bu süre zarfı içerisinde maskelerin takılmaması; örneğin Almanya misafirliğe gidilse de 5 kişinin üzerinde aynı ortamda olunmamasını istedi. Ayrıca şehrin kalabalık olmayan bölgesinde toplu yapılan etkinliklerde insanların bir araya gelmesi; bunların devam etmemesi gerekiyor. Bu tür etkinlikler devam ettiği sürece yüzde 100 kısıtlama olmazsa, vaka artışları olmaya devam edecek. Yapılan uygulamaların bu haftanın sonuna doğru neticesini görmemiz gerekiyor. Verilere baktığımız zaman büyükşehirlerde yüzde 30-40 oranında acil servislere, polikliniklere başvuru sayısının azaldığını biliyoruz. Anadolu’nun birçok bölgesinde maalesef vaka artışları halen yüksek seyretmeye devam ediyor. Kısıtlamaların daha devam etmesi gerekiyor. Hele ki aşının dünyada yapılmaya başlandığı bir dönemdeyiz. Ülkemizde de kısıtlamayı bir müddet daha devam ettirip, aşının da devreye girmesiyle birlikte bağışıklık oranının ister hastalık, ister aşıyla total olarak yüzde 60-70’lere getirildiği zaman virüsün dolaşımını kısıtlayacağız. Aşılamanın da başlamasıyla birlikte Nisan-Mayıs ayı gibi rahatlamaların gerçekleşebileceğini düşünüyorum.”

    ‘ZORUNLU HALLER DIŞINDA SEYAHAT OLMAMALI’

    Prof. Dr. Tezer, yılbaşında toplu olarak bir araya gelmeleri engelleyecek önlemlerin alınması gerektiğini de dikkat çekti. Prof. Dr. Tezer, “Biz 10 kişiden fazla misafirlerle bir arada olunmaması gerektiğini söylüyorduk. Yılbaşında hareketliliğin artması ile vaka sayılarında artış olur mu diye aynı korku, endişe tüm Avrupa ve dünya ülkelerinde var. Bunların oturulup vaka sayısına göre tekrar tartışılması gerekiyor. Her ilin kendi pandemi kurulları var. Bu kurullar kendi ilindeki, ilçesindeki, kasabasındaki durumları değerlendirip, önlem alabileceklerini düşünüyorum. Yılbaşı zamanı yaklaştı. Çok fazla vakit kaybetmeden pandemi açısından sıkıntı yaratabilecek durumlara karşı önümüzdeki günlerdeki vaka durumuna göre hızlıca değerlendirip, gerekli önlemler alınmalıdır. Şöyle bir sıkıntı olabilir; vaka artışı yoğun olan bir bölgeden daha az yoğun olan bölgelere hareketler gerçekleşebilir. Bunların minimalize edilmesi gerekiyor. Zorunlu şartlar dışında seyahatlerin de olmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

  • Twitter Periscope’u kapatma kararı aldı

    Twitter Periscope’u kapatma kararı aldı

    Twitter tarafından yapılan açıklamada, kapatmanın nedeni olarak, yüksek maliyetler gösterildi. Periscope’taki uygulamaların çoğu Twitter’a daha öncesinden adapte edilmişti.

    Canlı yayın uygulaması Periscope, önümüzdeki yılın mart ayında veda edecek ancak uygulama kaldırılmadan önce yayın arşivi indirilebilecek.

    Twitter, Periscope’u Mart 2015’te 50 ila 100 milyon lira arasında bir fiyatla satın almıştı.

    BTK PARA CEZASI KESMİŞTİ

    Öte yandan Türkiye’de 1 Ekim’de yürürlüğe giren “Sosyal Medya Yasası” olarak bilinen düzenleme kapsamında yurt dışı kaynaklı sosyal medya şirketlerine temsilci atama zorunluluğu getirilmiş ve bu düzenlemeye uymadığı için Periscope’a da ceza verilmişti.

    Bu kapsamda, yasanın gereğini yerine getirmeyen Persicope’a Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından kasım ayında 10 milyon TL ve ardından aralık ayı başında da 30 milyon TL para cezası kesilmişti.

  • FETÖ’nün ‘Selam Tevhid’ davasında karar

    FETÖ’nün ‘Selam Tevhid’ davasında karar

    FETÖ’nün “Selam Tevhid” kumpası davasında eski polis müdürlerinin de aralarında olduğu 20 sanık ”darbeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 9 sanık ise müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

    77 sanıklı FETÖ’nün Selam Tevhid kumpası davasında karar çıktı.

    İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devletin güvenliğine ilişkin bilgiler nedeniyle izleyiciye kapalı yapılan duruşmada eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Oktay Bulduk, Yurt Atayün, Ömer Köse ve eski savcı Gültekin Avcı’nın aralarında bulunduğu 20 sanık ”darbeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

    9 sanık da müebbet hapis cezasına mahkum oldu. Bu sanıklara ayrıca, “haberleşmenin gizliliğini ihlal”, “özel hayatın gizliliğini ihlal”, “suç uydurma” ve , “resmi belgede sahtecilik”suçlarından 40 yıl 32 ay hapis cezası verildi.

  • ‘Twitter katili’ne idam cezası!

    ‘Twitter katili’ne idam cezası!

    Japonya’da sosyal medya platformu Twitter üzerinden bulduğu 9 kişiyi öldüren seri kati idam cezasına çarptırıldı.

    The Straits Times’ın haberine göre, “Twitter katili” olarak bilinen Takahiro Shiraishi’nin yargılandığı davada idam kararı çıktı.

    Twitter’da bulduğu intihara meyilli kişileri evine davet ederek 9’unu öldüren Shiraishi’ye idam cezası verildi.

    Shiraishi’nin avukatlarının kadınların öldürülmeleri için rıza gösterdiği ve bu sebeple de sanığın cezasında indirime gidilmesini savunmasına karşın, Shiraishi, kişileri rızaları olmaksızın öldürdüğünü açıkladı.

    Mahkemedeki ifadesinde çokça zaman geçirdiği kişileri öldürdüğü için üzgün olduğunu belirten Shiraishi, bu kişilerin ailelerinden özür diledi.

    Shiraishi, diğer kurbanlarıyla ilgili pişmanlık duymadığını kaydederek “Sadece yakalandığım ve başarısız olduğum için üzgünüm. Tutuklanmasaydım, hiçbir şeyden pişman olmayacaktım.” dedi.

    Japon seri katil Shiraishi, başkent Tokyo yakınlarındaki Zama şehrindeki evinde ceset parçaları ve 9 kafatası bulunmasının ardından 2017’de tutuklanmıştı.

    Shiraishi’nin kurbanlarının büyük çoğunluğu kadınlardan oluşurken, seri katil Twitter’da kendisini intihara meyilli kadınlara ölmelerinde yardımcı olabilecek bir “intihar gurusu” olarak tanıtmıştı.

  • Ay’da inşa edilecek evlerin görüntüleri paylaşıldı!

    Ay’da inşa edilecek evlerin görüntüleri paylaşıldı!

    Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Ay’da yaşayacak ilk astronotların evlerinin nasıl görüneceğini ortaya koyan fotoğraflar paylaştı.

    Milyonlarca insanın Ay’da yaşam merakına ilişkin her gün yeni gelişmeler yaşanıyor. Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) paylaştığı görüntüler, Ay’da yaşayacak ilk astronotların evlerinin nasıl görünebileceğini ortaya koyan görselleri paylaştı. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi de (NASA), insanlı Ay yolculuğu projesi Artemis için görevlendirilecek 18 kişilik ekibin kimliklerini duyurmasının ardından Ay’da kalacak olan ilk astronatların nerede barınacağına ilişkin detaylar yer aldı. NASA, 2024’e kadar Ay’a bir kadın ve bir erkek göndereceğini taahhüt ederken 9 Aralık’ta Artemis adlı uzay görevine uygun gördüğü 18 astronotun adını açıklamıştı. Söz konusu görevin bir kısmı, dünyanın biricik uydusunda sürdürülebilir bir koloni inşa etmeyi içeriyor. Kolonideki mühendislerin, kraterlerdeki buzdan su üretmek gibi Ay’daki kaynakları nasıl kullanacağını öğrenebilmesi planlanıyor.

    EVLERİN ASTRONOTLARI RADYASYONA KARŞI KORUMASI PLANLANIYOR

    Avrupa Uzay Ajansı’nda (ESA) danışman Aidan Cowley konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu olmalı çünkü Ay’ın, Mars’ın veya bunun ötesinde herhangi bir şeyin keşfi konusunda gerçekten ciddiysek bu çok yakında ustalaşmamız gereken teknolojidir” ifadelerini kullandı. Koruyucu tuğlalar yapmak için pudra şekeri kadar ince olan Ay toprağı ‘regolit’i kullanma planlarına liderlik eden Cowley’nin, astronotların yaşayacağı silindir şeklindeki yapıların on yıl içinde inşa edilmeye başlanacağına inandığı ve yapıların astronotları radyasyona maruz kalmaya karşı korumaları gerektiğine inandığı ifade edildi.

    GÖREVLERİNİN İLK YILINDA MOBİL YAŞAM ALANLARINDA YAŞAYACAĞI DÜŞÜNÜLÜYOR

    Bilim insanlarının, bir metre derinliğinde regolit duvarlar ve çatı kullanmanın binaları Ay’daki radyasyona ve donma sıcaklıklarına karşı koruyacağına inanıldığı belirtildi. Astronotların muhtemelen görevlerinin ilk birkaç yılında basınçlı, mobil yaşam alanlarında yaşayacağı ancak daha kalıcı bir üssün Shackleton kraterinin yakınında olabileceği belirtildi. Bu kraterin Ay’ın sürekli güneş ışığı olan güney kutbunda olduğu ifade edildi.

    “NİYETİM, AY’DA KALICI BİR BAZ İSTASYONU KURMAK”

    Ay’da kurulacak koloniye ‘Ay Köyü’ (Moon Village) adını veren ESA Genel Müdürü Jan Wörner’ün ise konuyla ilgili olarak, “Niyetim, Ay’da kalıcı bir baz istasyonu kurmak. Bunun anlamı, farklı üye devletler için, dünyanın farklı ülkeleri için açık bir istasyon” diye konuştu.

  • Trump’tan Mehmet Öz’e yeni görev

    Trump’tan Mehmet Öz’e yeni görev

    ABD Başkanı Donald Trump, dünyaca ünlü Türk kalp cerrahı Dr. Mehmet Öz’ü, Başkanlık Spor, Fitness ve Beslenme Konseyi üyeliğine atayacağını duyurdu.

    Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamada, Trump’ın Başkanlık Spor, Fitness ve Beslenme Konseyi üyesi olarak yapacağı atamaların listesi yayımlandı.

    Listedeki 29 ismin arasında ABD’nin New Jersey eyaletinde yaşayan Türk Kalp Cerrahı Dr. Mehmet Öz de yer aldı.

    ABD’nin 34. Başkanı Dwight David Eisenhower tarafından 1956’da kurulan konsey, ABD’lilerin daha sportif ve sağlıklı bir yaşama yönlendirilmesini amaçlıyor. ​​​​

  • Azerbaycan’a kimlikle seyahat dönemi

    Azerbaycan’a kimlikle seyahat dönemi

    Dışişleri Bakanlığı, dün Bakü’de imzalanan protokolle Türkiye ve Azerbaycan vatandaşlarına karşılıklı ziyaretlerde kimlikle seyahat imkanı tanındığını açıkladı.

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in davetine icabetle 9-10 Aralık’ta Azerbaycan’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdiği hatırlatılarak, şöyle denildi:

    “Bu anlamlı ziyaret sırasında halklarımızın daha sıkı biçimde kenetlenmesinin önünü açacak olan iki ülke vatandaşlarının kimlik kartlarıyla karşılıklı ziyaretlerine imkan tanıyan protokolün imzalanmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Azerbaycan’ın Türk vatandaşlarına uyguladığı vizeyi kaldırmasının hemen akabinde, 25 Şubat 2020 tarihinde iki ülke vatandaşlarının vizesiz ikamet süreleri 30 günden 90 güne çıkartılmıştı. Sayın Bakanımızın Azerbaycanlı mevkidaşıyla 10 Aralık tarihinde imzaladığı bu protokol ile de iki ülke vatandaşları sadece kimlik kartı ibraz etmek suretiyle Türkiye ve Azerbaycan’a gidebileceklerdir. Halklarımız arasındaki teması daha da artıracak olan bu yeni düzenleme aynı zamanda can Azerbaycan ile ilişkilerimizin ulaştığı seviyeyi göstermesi bakımından son derece anlamlıdır.”