Etiket: duruşma

  • Narin cinmayeti: “Duruşma Pazar gününe kadar sürebilir”

    Narin cinmayeti: “Duruşma Pazar gününe kadar sürebilir”

    Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesinde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanık hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlanmıştı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün ilk duruşması başlayan dava devam ederken, TBB Başkanı Erinç Sağkan, Narin Güran davasının mahkeme heyeti tarafından ara verilmesinin ardından Diyarbakır Adliyesi önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

    Mahkemede yaşananları anlatan Sağkan, “Bugün, aylardır takip ettiğimiz davanın ilk duruşmasında Türkiye Barolar Birliği ve barolarımızın katılma taleplerini bu çerçevede mahkeme heyetine ilettik. Mahkeme heyeti tarafından Türkiye Barolar Birliği’nin ve barolarımızın katılma talepleri uygun görülmedi” dedi. Duruşma hakkında bilgi veren Sağkan, “Öğlene kadarki ilk kısımda 2 sanığın Nevzat Bahtiyar ve Enes Güran, ifadeleri alındı. Doğrudan sorguları tamamlandı. Öğleden sonraki kısımda da diğer sanıkların ifadeleri devam edecek. Anlayabildiğim kadarıyla Pazar günü dahil olmak üzere devam edecek bir duruşma süreci ile karşı karşıyayız. Öğlene kadar ki süreçte sanıkların ilk ifadeleri çerçevesinde ifadeler vermeye devam ettiklerini ve özelikle doğrudan çapraz sorgu şeklindeki sorgu usulüne karşı da beyanda bulunmaktan kaçındıkları her noktada “hatırlayamadıkları” şeklinde ifadelerde bulunarak ilk günden itibaren sürdükleri tutumu sürdürmeye devam ettiklerini hep birlikte çabaladık. Ancak avukatlar tarafından sorulan sorular, verilemeyen ve verilen cevaplar, tevil yolu bazı cevaplar aslında yavaş yavaş somut gerçeğe ulaşılması konusunda adımlar atıldığı noktasında da bizlere umut veriyor. Ancak diğer sanıkların da öğleden sonraki kısımda ifadelerinin alınmasına müteakip, tatmin edici cevaplara hep birlikte ulaşıp sizlerle paylaşma fırsatımız olacaktır düşüncesindeyim” ifadelerini kullandı.

  • Özel, Sinan Ateş’in duruşmasına katıldı

    Özel, Sinan Ateş’in duruşmasına katıldı

    Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 şüphelinin yargılanmasına, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki duruşma salonunda başladı. Duruşmada Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in daveti üzerine CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP milletvekillerinden oluşan heyette yer aldı. Duruşmaya ilişkin hakim tarafından verilen arada açıklamalarda bulunan Özel, Sinan Ateş öldürülmesine katkı verenlerin, yardım edenlerin, yataklık edenlerin belli olduğunu ama duruşmanın yarım bir iddianameyle görüldüğüne dikkati çekti.

    “Esas azmettiricilerle bağı ortadan kaldırmak için üst düzey bir çaba gördük”

    Duruşmayı CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in yanında oturarak takip ettiklerini ifade eden Özel, “ Ayşe Ateş ve evlatları adalete ulaştık diyene kadar biz onların yanında durmaya devam edeceğiz ama çok belli ki ilk baştan beri verilen bütün ifadeler ‘yanlış söylemişim, söylediğimi hatırlamıyorum, bunu söyledim doğru yazmamışlar ve çarpıtmışlar’ gibi kendilerine verilen yeni vazifeyi yerine getirmeye çalışan bir tetikçi ve azmettirici ile birlikteydik. Ettiği telefonları hatırlamayan, aldığı talimatları hatırlamayan, verilen konumlar hatırlamayan, görüştüğü kişileri hatırlamayan ama birilerinin bağlantısını ortadan kaldırmak için yeni şeyler hatırlayan bir tetikçi ve bir azmettirici gördük. Esas azmettiricilerle bağı ortadan kaldırmak için üst düzey bir çaba gördük ama bunu herkes görüyor. Herkesin gözünün önünde gerçekleşiyor. Bu işin peşini bırakmayacağız. Bütün hukuki süreci takip edeceğiz” dedi.

    “Cinayetin üstüne siz perdesi indirmeye çalışanlar, birileri tarafından kollanıyor ve müdahale ediliyor”

    Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin davadan ilgilerini azaltmayacaklarını kaydeden Özel, “Sinan Ateş’in naaşı kaldırıldı, kanlar temizlendi ama gerçekte cenaze ortada duruyor. Sahip çıkması gerekenler sahip çıkmadığı için bir taziye bile yazmadıkları için bir başsağlığı bile dilemedikleri için cenaze orada duruyor ve herkesin endişesi o ki o cenazeyi orada bırakıp cinayetin üstüne siz perdesi indirmeye çalışanlar, birileri tarafından kollanıyor ve müdahale ediliyor. Polis görevini yapmış ama iddianamede adı geçmesi gereken eski milletvekilleri, hal hazırdaki çeşitli yöneticiler, bir siyasi partinin cinayetten önce ve sonra telefon irtibatı kurulan yöneticilerinin adı dahi geçmiyor. Bütün arabaların plakaları var, bir arabanın yok. O siyah arabanın içinden hangi genel başkan iniyor, o aracı ona kim tahsis etmiş bütün Türkiye biliyor. Bir tek iddianameyi yazanlarla kabul edenler bilmiyor.

    “‘Bu işe karışan kim varsa cezasını çeksin’ deseler kendilerini rahatlatacaklar”

    ‘Biz bu sisin inmesine, bu cinayetin alelade bir cinayetmiş gibi üstünün örtünmesine seyirci kalmayacağız’ diye Özel, sözlerine şöyle devam etti:
    “Günü geldiğinde kimse kral çıplak demiyorsa biz diyeceğiz ama o 2 kız evladın, gözü yaşlı eşin, annenin, babanın, kardeşlerin ve Türkiye’de siyaset yapan ve siyasi duruşundan dolayı endişe duyan kimsenin ‘benim de sonum Sinan Ateş gibi olur’ deyip korkmasına izin vermeyeceğiz. Kim korkarsa korksun, biz korkmayanları geri adım atmayanları, susmayanları sinmeyenleri siyasi çıkar için parti içi ya da ittifaklar arası bir kanlı cinayete sessiz kalmayanları temsil ediyoruz. ‘Bu işe karışan kim varsa cezasını çeksin’ deseler, partilerini de kendilerini de hareketlerini de ittifaklarını da rahatlatacaklar. Bırakın rahatlatmayı Türkiye’yi sise boğmaya çalışıyorlar, buna sessiz kalınmayacak.”

  • Manisa’daki Yeşim Akbaş cinayetinde ikinci duruşma yapıldı

    Manisa’daki Yeşim Akbaş cinayetinde ikinci duruşma yapıldı

    Manisa’nın Demirci ilçesinde polis lojmanında başından tabanca ile vurulmuş halde bulunan güzellik salonu işletmecisi Yeşim Akbaş’ın ölümüyle ilgili tutuklu sanık komiser yardımcısı Doğan Can Yıldız, Salihli Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Davanın ikinci duruşmasında dinlenen tanıkların ve avukatların savunmalarının ardından mahkeme heyeti, Yeşim’in ölümüne neden olan merminin açısı itibariyle silahla ilgili olarak dışarıdan bir müdahale olup olmadığına bilirkişi raporunun beklenmesi için duruşmayı 12 Temmuz tarihine erteledi.

    Olayın geçmişi
    Demirci ilçesindeki polis lojmanında geçen yıl 14 Nisan’da, saat 08.00 sıralarında silah sesinin duyulmasının ardından, sesin geldiği komiser yardımcısı Doğancan Yıldız’ın kaldığı odaya giren polis ekipleri, ilçede güzellik salonu işleten Yeşim Akbaş’ı başından vurulmuş halde buldu. Yeşim Akbaş, yapılan ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırılırken, hayatını kaybetti.
    Yapılan incelemede Yeşim Akbaş’ın vurulduğu tabancanın komiser yardımcısı Yıldız’a ait olduğu tespit edildi. İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından gözaltına alınan Yıldız, sevk edildiği hakimlikte adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Cumhuriyet savcılığının itirazı üzerine 19 Nisan’da İzmir’in Bayraklı ilçesinde gözaltına alınan Doğan Can Yıldız, tutuklandı.

    “İntihar hayatın olağan akışına aykırı”
    Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. Salihli Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, mermi çekirdeğinin Yeşim Akbaş’ın sağ temporoparietal bölgesinden girip sol temporal bölgeden vücudu terk ederek tavana çarptığı hususu dikkate alındığında; kovanın olay yerinde ne amaçla bulunduğu belli olmayan, evin tabanından da bağımsız yaklaşık 20 santim uzunluğundaki 3 santim enindeki beyaz bir mermer blok üzerinde yan yatmış şekilde, çekirdeğin de hemen bloğa bitişik vaziyette bulunmasının böyle bir pozisyonda intihar etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtildi. Çekirdeğin sekme yönü de incelendiğinde, o pozisyonda bulunma ihtimalinin olmadığına da iddianamede yer verildi. Ayrıca Akbaş’ın sağlak olduğu ve merminin sağ taraftan girdiği hususu nazara alındığında her iki elinden atış artığı çıkmasının mümkün olmadığı belirtildi.

    “Elindeki kan izleri kolonya ile silinmiş”
    İddianamede; daha önceki ifadesinde yüzündeki yaralanmayı sevdiği kedinin yaptığı ve vücudundaki izlerin görev yaptığı sırada yakaladığı suçlu ile boğuşurken olduğunu ileri süren Doğan Can Yıldız’ın, olaydan sonra hemen üzerini değiştirdiği, elinde ve tırnak aralarında bulunan kanı silmek için kolonya kullandığı vurgulandı. Yeşim Akbaş’ın sol el tırnak aralarındaki doku örneklerinin Yıldız’ın doku örneği ile örtüştüğüne de dikkat çekildi. Yıldız’ın olaydan hemen sonra üzerinde gördükleri şortta ve görmedikleri ikinci bir şortta atış artığının tespit edilmesinin de hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu kaydedildi. Yıldız’ın, görevinde kullandığı beylik tabancasıyla Akbaş’ı, başına tek el ateş ederek öldürüp, ‘kadına karşı kasten öldürme’ ve ‘kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma’ suçlarını işlediğine yönelik yeterli delil oluşturduğu belirtildi.
    ‘Kadına karşı kasten öldürme’ ve ‘kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanmanın sürdüğü duruşma sonrası Akbaş ailesinin avukatları ve Yeşim Akbaş’ın annesi Aysun Akbaş açıklamalarda bulundu.

    “Tek sorumlu Yeşim’miş gibi algı oluşturulmaya çalışılıyor”
    Akbaş ailesinin avukatlarından olan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği temsilcilerinden İzmir Barosu’na kayıtlı Avukat Barış Özbay, “Öldürülen Yeşim Akbaş’ın dosyası ile ilgili olarak bugün Salihli Adliyesi’ndeydik. Dosya ile ilgili olarak bugün dinlenen tanıklar vardı. Geçen duruşmadan kaynaklı olarak dosyada beklediğimiz bilirkişi raporu söz konusu. İlgili raporda Yeşim’in silahın girdiği merminin açısı itibariyle dışarıda müdahale olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme yapılacak. Bu raporun dönüşünü bekliyoruz. Tutukluluğun devamı yönünde karar verildi. Ancak sürecin yönetimi anlamında sanık tarafından olayı tek sorumlusu ve faili Yeşim’miş gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Biz bu algıya yönelik mücadele ediyoruz. Yeşim ve Yeşim gibi pek çok öldürülen kadınlarımız için bu anlamda buradayız. Bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.

    Akbaş ailesinin diğer avukatı Büşra Yıldız ise, tüm sorumluların cezalandırılması gerektiğini söyledi. Yıldız “Cinayete ilişkin duruşmada bugünkü değerlendirmelerin özellikle tanık beyanları doğrultusunda bir değerlendirme yapıldı. Değerlendirmeler sonucunda bilirkişi raporu bekleniyor. Sadece şüphelinin cinayeti işlediğine dair bir değerlendirme yapılmakla birlikte olay yerindeki diğer sürecin göz önüne alınmadığı kanaatindeyiz. Söz konusu olay sonrası cinayet alanında bir çok kusur olduğu kanaatindeyiz. Bu nedenle diğer kamu görevlileri hakkında görevi kötüye kullanma, delillerin karartılması gibi suçlardan suç duyurusunda bulunulması için bir talebimiz oldu. Bu talebimizin mahkemeye heyeti tarafından değerlendirilmesini talep ettik. Sadece şüphelinin değil olayda ihmali bulunan herkesin cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız”

    “Benim kızım hayat dolu hayata ve yaşama sımsıkı bağlı birisiydi” diyen Yeşim Akbaş’ın annesi Aysun Akbaş “Kızımın hiçbir psikolojik sorunu yoktu. Benim kızım intihar etmedi, öldürüldü. Şuanda hayatta olmayan ve yöneltilen sorulara cevap veremeyecek olan kızıma ısrarla ‘Psikolojisi bozuktu kendisini vurdu” diyor. Sanığın en ağır cezayı almasını istiyorum” dedi. Öte yandan sanık komiser yardımcısı Doğan Can Yıldız’ın ise tüm suçlamaları reddettiği öğrenildi.

  • 28 yıllık duruşma 8 Mart’a ertelendi

    28 yıllık duruşma 8 Mart’a ertelendi

    Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 3. celsesinde sanık Ali Osman A. ile sanık Kemal A.’nın avukatları duruşma salonunda hazır bulunurken, tutuksuz sanıklar duruşmaya katılmadı. Mahkeme heyeti tanıkların ifadesinin alınmasına yönelik talimatın geri dönüşünün beklenmesine, sanıklara uygulanan yurtdışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin devamına, tutuksuz yargılanmalarına karar verildi.

    Olay

    Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Köycük köyünde yaşayan çoban Nezir Tekçi, ilçede bulunan Yukarı Ölçek Mezrası’nda 28 Nisan 1995’te askerler tarafından gözaltına alındı. O tarihten sonra bir daha haber alınamayan Nezir Tekçi’nin babası Halit Tekçi tarafından başvuru yapıldı. Başvuru sonucunda 1997 yılında askeri savcılık tarafından başlatılan soruşturma, takipsizlik kararı ile sonuçlandı. Yüksekova’da 1995 yılında zorunlu askerlik yaptığı dönemde, Nezir Tekçi’nin askerler tarafından kurşuna dizildikten sonra mayınla patlatılarak öldürüldüğünü gördüğünü iddia eden Yunus Ş.’nin 2010 yılındaki tanıklığı ile soruşturma tekrardan başlatıldı.
    Emekli Albay Ali Osman A. ile Yarbay Kemal A. hakkında ‘Canavarca Bir His Sevki ile veya İşkence ve Tazip ile Kasten Öldürme’ suçundan 2011 yılında hazırlanan iddianameyle Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava, güvenlik gerekçesiyle Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesine sevk edildi. 11 Eylül 2015’te görülen karar duruşmasında mahkeme heyeti, isnat edilen suçun sabit görülmemesi nedeniyle sanıklar hakkında beraat kararı verdi. İstinaf edilen beraat kararı Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından 27 Mart 2018’de onandı.
    Tekçi ailesi avukatlarının yaptıkları itirazlar sonucunda Anayasa Mahkemesinin 21 Mart 2023 tarihli kararı Resmi Gazete’de yayınlanan kararıyla dava yeniden yargılama için Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
    Davanın 8 Mart 2024 tarihine ertelenmesine karar verildi.

  • Adliye Binası genişliyor

    Adliye Binası genişliyor

    Mersin Barosu Başkanı Gazi Özdemir ve yönetim kurulu üyeleri, Mersin Büyükşehir Belediyesine ait arsanın, adliye ek bina yapımı için Adalet Bakanlığına ücretsiz olarak tahsis edilmesine ilişkin alınan meclis kararı sebebiyle Büyükşehir Başkanı Vahap Seçer’i ziyaret ederek teşekkür etti. Özdemir, baro yönetimine geldiklerinde mevcut adliyenin kullanım açısından yetersiz kaldığını ve yeni bir adliye sorununun baş gösterdiğini tespit ettiklerini hatırlatarak, “Yapmış olduğumuz görüşmelerde, Mersin Adliyesi yanındaki arsanın adliye ek hizmet binası inşası için Adalet Bakanlığına ücretsiz tahsisi konusunda ilk andan itibaren Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı ile ortaklaşa bir süreç yürüterek çok büyük destek verdiniz. Tahsis kararı ile adliye binasının ve meslektaşlarımızın bürolarının işlevsiz kalmasını engellediğiniz gibi, kentimize ve meslektaşlarımıza ekonomik anlamda büyük bir katkı sağladınız. Baromuza göstermiş olduğunuz yakınlıktan ve sorunlarımızın çözümüne göstermiş olduğunuz duyarlılıktan dolayı teşekkür ediyorum” dedi.

    “Yargı faaliyetleri daha iyi koşullarda gerçekleştirilecek”
    Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ise mevcut Mersin Adliye binasının kentin ihtiyaç duyduğu kapasitenin altında olduğunu kaydederek, “Sizin ve Başsavcının bu konudaki bilgilendirme ve işbirliği talebi neticesinde, adliye binasının yanındaki arsamızın adliye yapımı için Adalet Bakanlığına ücretsiz olarak tahsisine karar verdik. Bir başka yere yeni bir bina yapılarak, bir sürü para harcayarak, yeni bir masraf çıkartarak böyle bir yatırıma gerek duymayalım diye bu çalışmayı yaptık. İyi de olduğunu düşünüyorum. Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclisinin de yaptığı katkıyla, aldığı kararla bunu gerçekleştirmiş durumdayız. Şehrimize ve adalet teşkilatımıza hayırlı olsun. Bundan sonraki süreçte süratle oraya inşaatın yapılması aşaması var. Yargılama faaliyetlerinin daha iyi fiziki koşullarda gerçekleşmesi hem hukuk camiasının hem de vatandaşın yararına bir çalışma olacaktır” ifadesini kullandı.

  • Trump suçlamaları kabul etmedi

    Trump suçlamaları kabul etmedi

    Trump, 2020’de kaybettiği başkanlık seçimlerinin sonucuna müdahale etmekle suçlandığı ve 6 Ocak 2021’deki Kongre baskınına odaklanan dava kapsamında başkent Washington DC’de çıktığı mahkemede hakkındaki 4 suçlamanın tamamını reddetti. Savcıların tutuklama talebinde bulunmadığı Trump, davada tanık olduğu bilinen herhangi biriyle iletişim kurmasına izin verilmemesi de dahil olmak üzere bazı kısıtlamalar ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Duruşma yaklaşık 30 dakika sürerken, davanın bir sonraki duruşması ise 28 Ağustos’ta yapılacak. Trump’ın duruşmasının ardından New Jersey’e gitmesi bekleniyor.

    Bugünkü duruşmayı Yargıç Moxila Upadhyaya yönetirken, bir sonraki duruşmayı Federal Bölge Yargıcı Tanya Chutkan yönetecek. Chutkan, Kongre baskını davalarında sanıklara, savcılar tarafından istenen cezaların aksine daha sert cezalar vermesiyle biliniyor. Davada, Trump’a “ABD’yi yanıltmak için komplo kurma”, “resmi bir süreci engellemek için komplo kurma”, “resmi bir süreci engellemeye teşebbüs” ve “seçmenlerin anayasal haklarını kullanmalarını engellemek için komplo kurma” suçlamaları yöneltildi.

    Trump, son 4 ayda 3’üncü kez hakim karşısına çıktı

    Trump, son 4 ay içinde farklı davalar kapsamında 3’üncü kez hakim karşısına çıktı. Trump, 4 Nisan’da New York’ta yetişkin film oyuncusu Stormy Daniels’e 2016 Başkanlık seçimleri sırasında “sus payı” ödediği suçlamasıyla hakkında açılan dava kapsamında hakim karşısına çıkmış ve duruşmada kendisine yöneltilen suçlamaları dinledikten sonra 34 suçlamanın tümünü reddetmişti.
    Trump daha sonra ise 13 Haziran’da Miami’de Palm Beach’teki malikanesi Mar-a-Lago’da bulunan gizli belgeler sonrası başlatılan soruşturma kapsamında hakim karşısına çıkmış ve hakkındaki 37 suçlamanın tümünü reddetmişti.

  • Bursa’da sahte içki davası, tutuklu savunma yaptı

    Bursa’da sahte içki davası, tutuklu savunma yaptı

    Olay, geçtiğimiz yıl Kasım ayında yaşandı. Merkez Yıldırım ilçesinde zehirlenme belirtisiyle hastaneye kaldırılan Şakir Çelik’in (56) sahte içkiden zehirlendiği öğrenildi. Ardından Erol Oktay (56), Necip Cece, Fuat İşcen, Kamil Cihat İ. (51), Murat K. (56), Bülent D. (44), Ramazan Ç. (48), Fatih U., yabancı uyruklu Basem M., Celal T., Erhan S., Mahmut Akça ve M.A. da aynı şikayetle Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Çekirge Devlet Hastanesine kaldırıldı.

    Hastanede tedavi altına alınan Şakir Çelik, Erol Oktay, Fuat İşcen, Necip Cece, Mahmut Akça ve Erhan Sepek doktorların yapılan tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Polis ekiplerince başlatılan soruşturma çerçevesinde metil alkolü Bursa’ya İzmir’den gönderdiği belirlenen Oktay Yüce (44), Bursa’da sahte içkiyi sattığı belirlenen Raif Aytaç Uzcan (46) ve taburcu olduktan sonra gözaltına alınan ölenlerden Fuat İşcen ile ağabeyi Kemal Cihat İşcen (52), çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.


    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen 6 aylık soruşturmanın tamamlanmasının ardından 9 sayfalık iddianame hazırlandı. İddianamede, tutuklu sanıklar Kemal Cihat İşcen, Oktay Yüce ve Raif Aytaç Uzcan hakkında ‘kasten öldürme’ suçundan, her sanık için 6’şar kez olmak üzere toplam 18 müebbet hapis cezası talep edildi.

    Davanın ikinci duruşmasına çıkan tutuklu tek sanık Kemal Cihat İşcen’in katıldığı mahkemede, maktullerin yakınları ve avukatları da bulundu. Hakim karşısına çıkan İşcen, kendisinin de mağdur olduğunu ifade ederek, “Hakim Bey, ben sahte içki yapmadım. Masumum. Dahası mağdurum. Çünkü o içkiden ben de kullandım. Bu nedenle görme yetimi yüzde 60 oranında kaybettim. Tedavim devam ediyor. Mağdurum. Cezaevinde çok zor günler yaşıyorum. Tahliyemi istiyorum” dedi.

    Duruşmada, avukatlar ile tanıklara da söz hakkı veren mahkeme heyeti, Kemal Cihat İşcen’in tutukluluk halinin devamına karar verirken, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

  • “Silahı bırakması için yalvardım”

    “Silahı bırakması için yalvardım”

    Olay, ocak ayında Bursa’nın merkez Osmangazi ilçesi Sırameşeler Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, eğlence merkezinde solist olarak çalışan Nurcan İnan’ın ziyaretine gelen kızı Yağmur M. ile saat 02.00 sıralarında evine gitmek için mekandan ayrıldı. İnan, mekanın önünde kendisini bekleyen ve sevgilisi olduğu öne sürülen İzzet Akdeniz ile tartıştıktan sonra taksiyle Çatal Sokak’taki evine gitti. Araçtan inen İnan burada da otomobiliyle kendilerinden önce gelen Akdeniz ile karşılaştı. Taraflar arasında çıkan tartışma kavgaya dönüşünce, belindeki ruhsatsız tabancayı çıkaran Akdeniz, Nurcan İnan’ın başına ateş etti. O anlar, çevredekilerin cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Görüntülerde Nurcan İnan’ın yerde yattığı, kızının da başında durduğu görüldü. Olay yerinden yürüyerek uzaklaşan ve “Nurcan, öldüreceğim seni” diyen şüpheli, sokağın başında park halindeki  beyaz otomobille kaçtı. Yağmur M., ağlayarak annesinin başında beklerken, silah seslerini duyanların ihbarıyla adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralı İnan, ilk müdahalesinin ardından ambulansla kaldırıldığı Çekirge Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.


    “İstemeden vurdum”

    Kaçan şüpheli İzzet Akdeniz, polis tarafından Yıldırım ilçesinde yakalanıp gözaltına alındı. Verdiği ifadede, “Onunla 8 aydır ilişkimiz vardı. Kıskançlık yüzünden cinayeti işledim” diyen Akdeniz, çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Hakkında, Bursa 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Kasten öldürmek’ suçundan ağırlaştırılmış hapis cezası istemiyle dava açılan İzzet Akdeniz’in yargılanmasına başlandı. Tutuklu sanığın Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldığı duruşmada, tarafların avukatları ile Yağmur M. hazır bulundu. Duruşmada savunmasını yapan İzzet Akdeniz, sevgilisi olduğunu söylediği Nurcan İnan ile aynı evde yaşadıklarını belirterek, “O gün Nurcan bana, akşam iş yemeği olduğunu söyleyip, ‘Beni gece al’ dedi. Gece, çalıştığı mekana gittiğimde, Nurcan ve kızı Yağmur bir erkekle birlikte alkol alıp eğleniyorlardı. Onları beklerken, yanıma gelen garson dışarı çıkmamı istedi. Ben de ayrıldım. Bir süre sonra iş yerinden çıkan Nurcan ve Yağmur, taksiyle eve gideceklerini söylediler. Öyle de yaptılar. Nurcan, çok alkol almıştı. Onun için çok endişelendim. Ben de otomobilimle kendilerini takip ettim. Evlerinin önünde tartışınca Nurcan ve Yağmur bana hakaretler yağdırdı. Tabancamı çıkarıp onları korkutmak için yere ateş ettim. Ardından, Nurcan’a sarılarak onu sakinleştirmeye çalıştım. Nasıl oldu bilmiyorum bir anda patlayan silahımla onu istemeyerek vurmuştum. Yağmur, ‘Annemi vurdun’ diyerek bana bağırınca olayın farkına vardım. Ardından arabaya binerek uzaklaştım. 5 dakika sonra yeniden Nurcan’ın yanına döndüm ve ona ‘Seni çok seviyorum ölme’ diyerek yalvardım. Sonra da polise teslim oldum” dedi.


    “Şakam yok diye bağırıp ateş etti”

    Duruşmada ifade veren Yağmur M., olayın etkisinden kurtulamadığını söyleyerek, “Olay günü annem beni telefonla arayıp, ‘Kızım bu akşam iş yemeğimiz var. Gel birlikte oluruz’ dedi. Onu kıramadım. İş yerine gittik. Birlikte yemek yiyip eğlendik. Çıkışta bizi rahatsız etmeye başlayan İzzet Akdeniz ile karşılaştık. Bizi, otomobiliyle evine bırakmak istedi. Kabul etmeyip taksiye bindik. Bu sırada telefonla aradığı anneme hakaret etti. Evin önüne geldiğimizde bizi burada elindeki tabancayla bekliyordu. Yaşanacakları anladığım için annemin önüne geçip, silahı bırakması için kendisine yalvardım. Buna rağmen, ‘Şakam yok’ diye bağırıp yere ateş etti. Ardından annemin kafasına sıkıp öldürdü. O anı hiç unutmadım, unutmayacağım da. Olayın etkisindeyim” ifadelerini kullandı.

    Yağmur M., annesinin, bir süre birlikte yaşadıktan sonra ayrıldıkları İzzet Akdeniz’in, durumu kabul edemeyerek takıntı haline getirip, kendilerini sürekli rahatsız ettiğini de sözlerine ekledi. Mahkeme heyeti, eksik evrakın beklenmesi, tanıkların zorla duruşmaya getirilmesi için yargılamayı ertelerken, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

  • Kesik baş cinayeti davasında duruşma ertelendi

    Kesik baş cinayeti davasında duruşma ertelendi

    Sakarya 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, sanık A.M. ve taraf avukatları katıldı. Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamını, eksik hususların giderilmesini istedi. Müşteki avukatı da eksik hususların giderilmesi talebinde bulundu. Sanık avukatı ise müvekkilinin tahliyesini ve eksik hususların tamamlanmasını talep etti. Tercüman aracılığıyla söz verilen tutuklu sanık A.M., önceki beyanlarını tekrar etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına ve eksik huşuların giderilmesi yönünde karar vererek duruşmayı erteledi.

    Ne olmuştu?

    1 Temmuz 2021 tarihinde Sapanca ilçesi Kırkpınar Mahallesi Bağdat Caddesi’nde arazide gezen köpeğinin kesik bir ayak bulduğunu fark eden vatandaş, durumu polis ekiplerine bildirmişti. İhbar üzerine olay yerine gelen ekiplerce toprağa gömülü şekilde çöp poşeti içerisinde parçalanmış halde 1’i kadın, 1’i erkek iki kişinin cesedi bulunmuştu. Olayın ardından geniş çaplı araştırma başlatan Sakarya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Cinayet Bürosu dedektifleri, yaptıkları incelemeler sonrasında kadında göğüs silikonu, erkeğin kolunda ise ejderha dövmesi bulunduğunu tespit etmişti. Bu ipuçlarından yola çıkan ve titiz bir çalışma yürüten ekipler, öldürülenlerin kimliklerini kısa sürede tespit etmeyi başarmıştı. Cesetlerin İran uyruklu 40 yaşındaki A.S. isimli kadın ile 39 yaşındaki M.Z.’ye ait olduğunu ve emlak işiyle uğraştıklarını belirleyen ekipler, konuyla ilgili geniş çaplı inceleme başlatmıştı. Cinayete ilişkin gözaltına alınan İran uyruklu A.M., çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.

  • Duruşma sırasını beklerken fenalaşarak hayatını kaybetti

    Duruşma sırasını beklerken fenalaşarak hayatını kaybetti

    Olay, merkez Osmangazi ilçesi Haci İlyas Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Bursa 10. Ağır Ceza Mahkemesinde “uyuşturucu be uyarıcı madde ticareti” suçundan yargılanan Erkan Konuk (38), tutuklu olarak bulunduğu cezaevinden Bursa Adliyesine getirildi.

    Jandarma ekipleri eşliğinde duruşma sırasını bekleyen Konuk, bir anda fenalaştı. Jandarma ekiplerinin ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri Konuk’a yaptığı ilk müdahalesinin ardından Çekirge Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Konuk, kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.