Etiket: edebiyat

  • ‘Edebiyat Savaşta Sempozyumu’ sona erdi

    ‘Edebiyat Savaşta Sempozyumu’ sona erdi

    Nilüfer Belediyesi’nin Cumhuriyetin 100. yılı etkinlikleri çerçevesinde organize ettiği ‘Edebiyat Savaşta Kurtuluş Yılları Romanları ve Başlıca Yazarları Sempozyumu’ Akkılıç Kütüphanesi’nde yapıldı.

    İki gün süren sempozyumun ikinci gününde 5 oturum gerçekleşti. Edebiyat ve tarih severlerin ilgiyle takip ettiği oturumların ilki; ‘Halide Edip Adıvar: Kurtuluş Savaşı Romanları Türünün Muharip Kurucusu’ başlığıyla yapıldı. Prof. Dr. Nüket Esen’in oturum başkanlığını yürüttüğü oturumda; Erciyes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hülya Eraydın Argunşah, ‘Bir Modern Destan Olarak Ateşten Gömlek’, Pınar Gezgen ‘Ateşten Gömlek’i Mektuplar Üzerinden Okumak’, Doç. Dr. Zeynep Uysal ‘Hangi Millet Vurun Kahpeye de Gerçekler ve Tahayyüller’, Sabancı Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hülya Adak ‘Zabel Yesayan’ı Kurtuluş Savaşı Romanları ve Halide Edip’in ‘Ateşten Gömlek Üzerinden Okumak’ başlığıyla değerlendirmelerde bulundu.
    İkinci oturumda ise dönemin yazarlarından Yakup Kadri Karaosmanoğlu ele alındı. “Jakobenizm, Sol Kemalizm ve Halka Rağmen Bir Savaş” başlıklı oturumunun başkanlığını Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan yaptı. Oturumda; öğretim üyesi Dr. Olcay Akyıldız, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden öğretim üyesi Dr. Murat Cankara, Doç. Dr. Şener Şükrü Yiğitler görüşlerini paylaştı.
    Kemal Tahir: ‘Kurtuluş Savaşı’na Soldan Bakan Tarihi Roman’ başlıklı oturumun başkanlığını ise, Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mine Ersevinç yaptı. Oturuma Sabancı Üniversitesi’nden Dr. Erkan Irmak, Sabancı Üniversitesi’nden Dr. Engin Kılıç, Sabancı Üniversitesi’nden Aslan Erdem ve Prof. Dr. Halim Kara katıldı.

    “Tarık Buğra: Milliyetçi Mukaddesatçılıktan Türk-İslam Sentezine Kurtuluş Savaşı’nı Yeniden Yazmak’ başlıklı oturum ise; Prof. Dr. Hülya Eraydın Argunşah yönetiminde ve Şamil Dayanç, öğretim üyesi Dr. Veysel Öztürk, öğretim görevlisi Dr. Esra Dicle, Koç Üniversitesi’nden öğretim üyesi Dr. Mehmet Fatih Uslu’nun katılımıyla yapıldı.
    Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mustafa Berkay Aydın’ın yönettiği son oturumda ise; Uludağ Üniversitesi’nden öğretim üyesi Dr. Zuhal Eroğlu Koşan, tarih öğretmeni İrem Vançin, Dr. Deniz Aktan Küçük ve Mert Tutucu ‘Atilla İlhan: 21. Yüzyılda Ulusalcılık ve Kurtuluş Savaşı Anlatısını Yeniden Yazmaya Devam Etmek’ başlığı altında görüşlerini paylaştı.

  • Kurtuluş Savaşı romanları bu sempozyumda

    Kurtuluş Savaşı romanları bu sempozyumda

    Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü, Cumhuriyet’in kuruluş mücadelesinin verildiği dönemin, edebiyat üzerinden ele alınacağı “ Edebiyat Savaşta: Kurtuluş Savaşı Romanları ve Başlıca Yazarları” sempozyumu düzenliyor. 17-18 Kasım tarihlerinde Akkılıç Kütüphanesi’nde gerçekleştirilecek sempozyumda 5 yazar, 5 ayrı oturumda ele alınacak. Sempozyuma katılacak olan akademisyenler, farklı yazarların eserleri aracılığıyla farklı bakış açılarını, mücadele günlerinin romanlarla gelecek kuşaklara nasıl taşındığını konuşacak.

    Sempozyumun açılışı 17 Kasım Cuma günü saat 19.00’da yapılacak. “Milli Mücadele, Mekân ve Edebiyat İlişkisini Bursa’da Konuşmak” başlıkla açılış oturumu Doç. Dr. Ahmet Kuyaş’ın başkanlığında Prof. Dr. Muharrem Dayanç, Doç. Dr. Erol Köroğlu ve Doç. Dr. Sinan Yıldırmaz’ın katılımı ile gerçekleştirilecek.

    Kurtuluş Savaşı romanlarının başlıca örneklerinin ele alınacağı sempozyumun ikinci gününde 5 ayrı oturum olacak. Birinci oturumda “Halide Edip Adıvar: Kurtuluş Savaşı Romanları Türünün Muharip Kurucusu”; ikinci oturumda “Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Jakobenizm, Sol Kemalizm ve Halka Rağmen Bir Savaş”; üçüncü oturumda “Kemal Tahir: Kurtuluş Savaşı’na Soldan Bakan Tarihsel Roman”; dördüncü oturumda “Tarık Buğra: Milliyetçi Mukaddesatçılıktan Türk-İslam Sentezi’ne Kurtuluş Savaşı’nı Yeniden Yazmak” ve beşinci oturumda da “Attilâ İlhan: 21. Yüzyılda Ulusalcılık ve Kurtuluş Savaşı Anlatısını Yeniden Yazmaya Devam Etmek”, başlıkları değerli akademisyenlerin katılımı ile konuşulacak.

  • Nilüfer’de Tomris Uyar konuşuldu

    Nilüfer’de Tomris Uyar konuşuldu

    Yazarlar Feyza Hepçilingirler ve Semra Aktunç ile Tomris Uyar’ın oğlu akademisyen Hayri Turgut Uyar’ın konuk olduğu söyleşiye edebiyatseverler büyük ilgi gösterdi.

    Tomris Uyar’ın yaşam biçimi, karakteristik özellikleri ve edebi yönünün ele alındığı söyleşide Hayri Turgut Uyar da annesiyle ilgili hatıralarını anlattı.

    Tomris Uyar’ın her yönüyle hayranlık uyandıran bir isim olduğunu ifade eden yazar Semra Aktunç şöyle devam etti konuşmasına: “O, hayatı dolu dolu yaşayan her yönüyle yetenekli bir insandı. Edebiyat dünyasına büyük izler bırakan Tomris Uyar, çalışmalarında ahlaki değerleri, saygıyı ve inceliği her zaman korudu. Bugün öykülerdeki seviye çok düşük. Onun eserlerinin değerini zaman geçtikçe daha iyi anlayacağız. Onunla yaşadığımız hatıralarını günlüklerimde tutuyorum. O her zaman özlenecek değerli bir dost ve yazardı.”

    Feyza Hepçilingirler de Uyar ile İzmir’de tanıştığını ve uzun yıllar dost kaldığını belirtti. Tomris Uyar’ın çok yetenekli olduğunu ifade eden Feyza Hepçilingirler de, “Özel hayatında çok eğlenceli, yaşamayı seven biriydi. On parmağında on marifet olan, etrafında hayranlık uyandıran biriydi. Dostluklara çok önem verirdi. Hakkını savunan, koruyan tuttuğunu koparan insandı” diye konuştu.

    Tomris Uyar’ın akademisyen oğlu Hayri Turgut Uyar da annesinin farklı özelliklerinden bahsetti. Annesinin iletişim yönünün çok kuvvetli olduğuna değinen Uyar, “Onunla her zaman gurur duyduk. O sivri dilli olmasına rağmen sevilen bir kişiydi. Gözlem yeteneği kuvvetli olan annem karşısındaki insanı çok çabuk çözerdi. O her zaman yaptığı işin hakkını veren, profesyonelce çalışan bir yazardı. Elde ettiği başarılar asla tesadüf değil” şeklinde konuştu.

    Gecenin sonunda Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürü Şafak Pala konuklara teşekkür ederek, katılımcıları gelecek günlerde yapılacak etkinliklere de davet etti.

  • Hayati İnanç Yıldırımlılarla buluştu

    Hayati İnanç Yıldırımlılarla buluştu

    Yıldırım Belediyesi, ramazan ayı kültür ve sanat etkinlikleri çerçevesinde Yazar Hayati İnanç’ı Yıldırımlılarla buluştu. Barış Manço Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda mizahi anlatımı ile güldürürken düşündüren, keyifli sohbeti ile gönüllere dokunan Hukukçu, Araştırmacı ve Eğitimci Yazar Hayati İnanç, dilimiz ve divan edebiyatının güzelliklerini ilçe sakinleriyle paylaştı. Salonu hıncahınç dolduran kalabalığa hitap eden İnanç, divan edebiyatından beyitler okuyarak yaşama dair önemli nasihatlerde bulundu. Türk edebiyatının seçkin şiirleri ve kıssadan hisse hikâyeler eşliğinde bir saati aşkın süren konuşma bütün izleyenleri mest etti.


    Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, şehirleri imar ederken nesilleri ihya etmeye çalıştıklarını belirtti. Eski ramazanların manevi havasını, güzelliklerini Yıldırım’da yaşatmak için de gayret ettiklerini ifade eden Başkan Yılmaz, “Ramazan ayı boyunca hemşehrilerimiz için çok güzel programlar hazırladık. Bir ay boyunca düzenlediğimiz söyleşiler, tiyatrolar, meddah gösterileri, Hacivat-Karagöz oyunu gibi etkinliklerle; her yaştan hemşehrimize dokunuyoruz. Çok değerli Hayati İnanç hocamıza anlattıkları ile gönüllerimize dokunduğu ve hepimize unutulmaz bir ramazan akşamı yaşattığı için teşekkür ediyorum” dedi. Katılımcıların büyük beğeniyle dinlediği programda olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren İnanç, sevenleriyle kendisini buluşturan Yıldırım Belediyesi’ne ve Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’a teşekkür etti.

  • Tanpınar Edebiyat Yarışması’nda 22. Yıl

    Tanpınar Edebiyat Yarışması’nda 22. Yıl

    Osmangazi Belediyesi tarafından 2001 yılından bu yana her yıl geleneksel olarak düzenlenen Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Yarışması için başvurular başladı. Edebiyatseverler tarafından yakından takip edilen yarışmanın bu yıl konusunun şiir olarak belirlendiğini söyleyen Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, katılım koşullarının www.osmangazikultursanat.com.tr web sitesinden ilan edileceğini vurguladı.

    Yarışmaya başvuru süreci hakkında bilgiler veren Başkan Dündar, “Türk Edebiyatı’na şiir, hikaye, makale, roman, araştırma ve inceleme dallarında birçok eser kazandıran yarışmamız, edebiyatseverler tarafından yoğun ilgi görüyor. Bu durum bizleri oldukça mutlu ediyor. Yarışmaya katılan eserlerin, jürimizin değerlendirmesine sunulmak üzere en geç 2 Haziran 2023 Cuma günü mesai bitimine kadar Soğanlı Kültür Merkezi’ne ulaştırılması gerekiyor. Jürimizin değerlendirmeleri sonucu dereceye giren eserleri Temmuz ayı içerisinde açıklayacağız. Daha sonra ise ödül törenimizi gerçekleştireceğiz” dedi.

    Tanpınar Edebiyat Yarışması’ndaki en önemli hususlarından birinin yarışmaya katılıp jüri üyelerinin değerlendirmesinden geçen eserlerin kitap haline getirilmesi olduğunu ifade eden Başkan Dündar, “Bizler, düzenlediğimiz yarışmalar ve sempozyumlar sonucunda ortaya çıkan eserleri, makaleleri, bilgileri kitap haline getiriyoruz. Geçtiğimiz yılların tüm yarışmalarına ait eserleri çok şükür Bursa belleğine kazandırdık. Bu yıl da etkinliklerimizin bir parçası olan Tanpınar Dergisi’nin 7’ncisini çıkaracağız. Yarışmaya katılacak olan tüm edebiyatçılarımıza başarılar diliyorum. Ayrıca bu süreçte bizden desteklerini esirgemeyen kıymetli jüri üyelerimiz Prof. Dr. Turan Karataş, Prof. Dr. Abdullah Uçman, Metin Önal Mengüşoğlu, Mustafa Muharrem ve İhsan Deniz’e çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • Nilüfer’de edebiyattan sinemaya keyifli söyleşi

    Nilüfer’de edebiyattan sinemaya keyifli söyleşi

    Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü, “Yılın Yazarı” projesiyle usta yazar Sait Faik’i, yıl boyunca farklı mekân ve her yaştan insanın katıldığı etkinliklerle kent gündemine taşıdı. Yılın Yazarı Sait Faik Sempozyumu öncesi gerçekleştirilen son etkinlik olan “Edebiyattan Sinemaya Menekşeli Aşk: Menekşeli Vadi’den Vesikalı Yarim’e” söyleşisine, Zehra Çelenk ve Umut Tümay Arslan konuk oldu. Nâzım Hikmet Kültürevi Balaban Salon’da gerçekleştirilen söyleşiye katılım yoğun oldu. Söyleşiye, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Zafer Yıldız ile Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürü Şafak Baba Pala da katıldı.

    Sait Faik’in “Menekşeli Vadi” kitabından uyarlanan “Vesikalı Yarim” filmini konu alan söyleşide Zehra Çelenk ve Umut Tümay Arslan, senaryosundan karakterlerine, rol alan oyunculardan sahnelerine kadar filmin detaylı bir şekilde çözümlemesini yaptı.
    Bir yazar olarak Vesikalı Yarim filmi üzerine söyleşmenin, heyecan verici olduğunu dile getiren Zehra Çelenk, kitaplardan yapılan uyarlamaların, televizyon ve sinema alanında çok sevilen, önemli bir kaynak olduğunu söyledi. Sait Faik’in de özel bir öneme sahip yazar olduğunu ifade eden Çelenk, “Sait Faik, bu arada şarkı sözünden şiirlere dizilere çok uyarlanmış yazarlarımızdan biri.

    Gözlemi, çağa, döneme, insan ruhuna ilişkin gözlemleri çok güçlü bir yazar. Çok bilinen ama diğer bir yandan da yeterince bilinmeyen çok güçlü öyküleri olan bir yazar. Vesikalı Yarim’e konu olan Menekşeli Vadi eseri de onlardan biri” dedi. Çelenk, 1968 yılında çekilen Vesikalı Yarim’in etkileyici ve hafızalarda hala çok canlı bir şekilde yer aldığını, birçok yazarı ve izleyiciyi etkileyen önemli bir eser olduğunu söyledi. Gerçekçi ve şehirle bağ kuran bir film olduğunu söyleyen Zehra Çelenk, “Bizi, o döneme götürüyor. Bunda yönetmen Ömer Lütfi Akad’ın da etkisi çok büyük. Filmin de en etkileyici anlarından biri, bizde çok popüler olan imkansız aşk teması etrafında kurulması. Aşkın kırılganlığını çok güzel anlatıyor. Ev, Menekşeli Vadi denilen bir yerde. Şehrin ortasında bir vaha gibi. Menekşelerle, bostanlarla çevrili olağanüstü bir yer. Ama aslında İstanbul’da öyle bir yer yok. Bu, öyküde çok güçlü biçimde tasvir edilmiş” diye konuştu.

    Filmin, insan üzerinde bıraktığı duyların etkileyici olduğunu belirten Çelenk, finalde ise alışılmış aşk hikayelerinin dışında izleyicinin, gerçek bir aşkın ortasında evine dönmüş bir adam ile dışarıda kalan ve feda edilmemiş bir kadın karakterle baş başa kalmasının, sinema alanı için devrimsel bir durum olduğuna dikkat çekti. Çelenk, “Keşke ve aşk duygusunu çok güçlü anlatan, kadın ve erkek gözünden anlatıldığı için çok etkileyici bir film. Film, Sait Faik öyküsünün yanı sıra Orhan Veli’nin Tahattur adlı şiirinden de esinleniyor. Günümüze kadar gelen birçok eserde de bu filmin imgelerine rastlıyoruz” dedi.

    Vesikalı Yarim filminde hikayenin bir erkek karakter üzerinden giderken, kadına yönelik dönüşüyle sonlandığını belirten Umut Tümay Arslan da, “Kök biçim, kapalı kimliği yerinden eden, aşırılığı ortadan kaldıran ve kenar mahallenin tam oluşuna inandırıyor seyircisine. Vesikalı Yarim’de ise kapalı kimliği yerinden eden, fazlalığın peşinden gidiyoruz. Bu çok önemli bir kırılma. Geçiş filmi aslında. Yeşilçam’ın, bir anlamda mahrem dünyayı, sanki el değmemiş gibi yücelten bir tarafı vardı. Vesikalı Yarim filmiyle aslında durumun öyle olmadığını, mahremiyetin ortasında bir erkek karakterin yer aldığını gördük” diye konuştu. Vesikalı Yarim’in arzu karşısında, kaybı kabullenen bir film olduğunu belirten Arslan, Yeşilçam’ın güzel örneklerinin de bu şekilde çıktığını söyledi. Umut Tümay Arslan, “Vesikalı Yarim, melodramatik fanteziyi, trajediye dönüştürüyor. Bir film değil, bir buçuk film gibi. Son sahnesi başka bir filmin başlangıcı da olabilir” ifadelerini kullandı.

    Etkinliğin son bölümünde katılımcılar da, yorum ve sorularıyla söyleşiye katkıda bulundu. Söyleşinin sonunda Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Zafer Yıldız, konuklara teşekkür etti.

  • Edebiyatseverler Kedili Tekke’de Buluştu

    Edebiyatseverler Kedili Tekke’de Buluştu

    Muradiye Mahallesi’nde 16’ncı yüzyılda Şeyh Ahmet tarafından yaptırılan ve sahiplerinin kedi beslemesi nedeniyle ‘Kediler Tekkesi’ olarak anılan tarihi bina, kısa sürede okuyucuların gözde mekânı haline geldi. Bunun yanı sıra ilmin tecrübeyle harmanlandığı; çayın, kahvenin ve sohbetin anlam bulduğu kıraathanenin sevimli maskotları vatandaşlar tarafından çok sevildi.

    Açıldığı günden bu yana özellikle kitap okuma etkinlikleriyle öne çıkan Kedili Tekke’de son olarak ‘Hikaye Okumaları’ ve ‘Genç Şairlerle Başbaşa’ programları düzenlendi. Bursalı edebiyatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği Hikaye Okumaları’nda yazar Ali Işık ‘Üç Günlük Dünyanın İkinci Günü’, Genç Şairlerle Başbaşa’da ise Abdulhalik Aker ‘Şehrin Şarklısı’ kitabı üzerine söyleşi gerçekleştirdi. Sohbet tadında geçen etkinlik sonunda katılımcıların kitaplarını imzalayan Aker ile Işık, böylesine önemli bir programa ev sahipliği yapan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’a teşekkür etti.

    Kedili Tekke Millet Kıraathanesi’nin sosyal ihtiyaca cevap verdiğini söyleyen Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “Mesnevi Okumaları, Tefsir Okumaları, Genç Şairlerle Başbaşa ve Hikaye Okumaları yapılan merkezimiz, kısa sürede hemşehrilerimiz tarafından büyük ilgi gördü. Burası, milli kültürümüzün ve misafirperverliğimizin yaşatıldığı bir mekân oldu. Etkinliklerimiz yıl boyunca aralıksız devam edecek. Osmangazi Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü’müzün sosyal medya hesaplarını takip ederek, programlarımızdan haberdar olabilirsiniz. Kedili Tekke, 7’den 77’ye tüm okuyucularını bekliyor” dedi

  • Geçmişten günümüze edebiyatta Bursa

    Geçmişten günümüze edebiyatta Bursa

    “Bursa’nın Edebiyatı / Edebiyatın Bursa’sı Bilgi Şöleni, Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki açılış töreni ile başladı. Etkinliğin açılış töreninde konuşan Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fethi Yıldız, Bursa’nın Osmanlı devri edebiyatının ilk nüvelerinin verildiği yer olduğunu hatırlattı.

    Bir devletin sağlam temeller üzerine inşa edilmesi ve geleceğe emin adımlarla ilerlemesinin, kendine has edebiyat ve sanat eserlerinin vücut bulmasıyla mümkün olacağını ifade eden Yıldız, “Bursa; Ahmed Paşa’dan Lamiî Çelebi’ye, Ahmed Vefik Paşa’dan Süleyman Çelebi’ye, İsmail Beliğ’den Niyâzî-İ Mısrî’ye kadar çok sayıda Osmanlı dönemi edebiyatçısının yetişmesine zemin hazırlamıştır. Ayrıca Türk ve yabancı seyyahlar, Bursa’ya bir şekilde yollarını düşürüp seyahatnamelerinde Bursa’nın özelliklerine ve güzelliklerine temas etmişlerdir. Cumhuriyet devri ile birlikte Yahya Kemâl Beyatlı, Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nazım Hikmet Ran, Reşat Nuri Güntekin, Sait Faik Abasıyanık gibi birçok edebiyatçı, Bursa’yı eserlerine konu edinmiştir. Bunun yanı sıra Bursalı birçok kıymetli edebiyatçı da eser verdi ve eser vermeye devam ediyor. Ecdadımızdan aldığımız mirasa sahip çıkmak, yeni üretimlere ve tanışıklıklara zemin hazırlamak adına bursa büyükşehir belediyesi olarak biz de üzerimize düşeni yapıyoruz. “Bursa’nın Edebiyatı / Edebiyatın Bursa’sı Bilgi Şöleni” gibi güzide bir faaliyeti düzenlemek ve Türk edebiyatı çalışmalarına katkı sunmak bizim için gurur verici” diye konuştu.

    Bursa’nın Edebiyatı / Edebiyatın Bursa’sı Bilgi Şöleni Düzenleme Kurulu Üyesi ve Bursa Uludağ Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Pro.Dr. Alev Sınar Uğurlu da toplam 9 bilimsel oturumda Bursa’nın edebiyattaki yeri ve önemi ile yerli ve yabancı seyyahların gözünden Bursa’da edebiyatın tüm yönleriyle ele alınacağını söyledi.

    Konuşların ardından Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fethi Yıldız, katılımcılara teşekkür belgelerini takdim etti.

  • Türkan İldeniz şiirlerini Nilüferliler için okudu

    Türkan İldeniz şiirlerini Nilüferliler için okudu

    Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü’nün düzenlediği ve Türk edebiyatının önemli şairlerini Nilüferliler ile buluşturduğu ‘Şairin Şiir Evreni’nde bu ay, büyük bir vefa örneği yaşandı. Saygı niteliğindeki etkinlikte edebiyatının 55. yılında şair Türkân İldeniz, şiir tutkunlarıyla buluştu. Kendisi de şair olan Betül Dünder, sunuculuğunu yaptığı söyleşide Türk şiirin yaşayan çınarı Türkân İldeniz’in, hayatı, anıları, şiirleri ve edebi hayatı üzerine paylaşım yaptı. Türkân İldeniz de, ‘Taşra Kızı’nın Deliceleri’, ‘Havva Çıkmazı’ ve son kitabı ‘Buz Altında Yanardağ’ kitaplarından şiirler okudu. Nâzım Hikmet Kültürevi’nde gerçekleşen etkinliğe katılanlar, İldeniz’in sesinden şiirleri keyifle dinledi.

    Türkân İldeniz’in, 1950 kuşağının günümüzde yaşayan şairlerinden biri olduğunu vurgulayan Betül Dünder, “O’nun birikimi ve şiire dair hayatı, bizim için aynı zamanda bir külliyatı barındırıyor” dedi.

    İldeniz’in, ilk kitabını 1966, ikincisini 1967 yılında çıkardığını hatırlatan Betül Dünder, aradan geçen uzun yıllar sonunda üçüncü kitabı olan ‘Buz Altında Yanardağ’ isimli kitabını da 2021 yılında şiir tutkunlarıyla buluşturduğunu söyledi.

    Türkân İldeniz’in, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın ‘Türkân, sen şiirini yaz ama şiirinle ilgili herhangi bir şey söyleme’ ve Attila İlhan’ın da ‘Sen hiçbir kliğe girme, şiirini yaz’ sözlerini söylemesi üzerine o yıllardan itibaren konuşmamayı prensip edindiğini ve günümüze kadar şiiri üzerine konuşmadığını belirten Betül Dünder, “Bu bir küskünlük değil. O, üretmeye devam ediyor. Türkân İldeniz’i, artık şiirlerinden tanımaya çalışacağız. Yaşadığı dönemde kadın özneyi şiire yerleştirmesi, çok büyük bir cesaret. ‘Buz Altında Yanardağ’ adlı kitabını okuduğunuzda da, bu ülkenin hangi kederleri, yaraları taşıdığına dair bir bellek okuması yapmış oluyorsunuz” diye konuştu.

    Söyleşinin sonunda Nilüfer Belediye Meclisi Üyesi Dilber Dereli, Türkân İldeniz ve Betül Dünder’e teşekkür etti. Keyifli söyleşinin ardından Türkân İldeniz, Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü’nün katılımcılara armağan ettiği ‘Taşra Kızı’nın Deliceleri’, ‘Havva Çıkmazı’ ve ‘Buz Altında Yanardağ’ isimli kitaplarını imzaladı.

  • Geleceğin edebiyatçıları bu kamptan çıkacak

    Geleceğin edebiyatçıları bu kamptan çıkacak

    Bursa’nın daha yaşanabilir şehir olması hedefiyle birçok projeyi hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, kültürel ve sosyal çalışmaları ara vermeden sürdürüyor.

    Gençlerin daha donanımlı ve kültürel birikime sahip olmasını hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, 3-9 Ekim tarihleri arasında edebiyat ve yazıya meraklı olanlar için ‘Bursa Edebiyat ve Yazı Kampı’ düzenleniyor.

    Eleştirel okumayı öğrenmek, yazı yazma kabiliyetini geliştirmek ve edebiyat ile düşünce dünyasını zenginleştirmek isteyenlere yönelik planlanan kamp, bir hafta boyunca Karacaali Gençlik Kampı’nda yapılacak. 50 kişilik kontenjana sahip kampa, Bursa’da üniversite okuyan veya ailesi

    Bursa’da ikâmet eden, 18-30 yaş aralığında ve lisans, yüksek lisans veya doktora eğitimine devam eden herkes başvuru yapabilecek. Katılımcılar, okudukları kitapla ilgili duygu ve düşüncelerini içeren bilgilendirme yazısının seçici kurul tarafından değerlendirilmesi neticesinde belirlenecek.

    Başvuru yapmak isteyenlerin [email protected] e-posta adresine, 11 Eylül Pazar günü saat 23.59’a kadar gerekli belge ve bilgileri iletmesi gerekiyor.

    Türkiye’nin önde gelen şair, yazar, edebiyatçı ve akademisyenlerinin seminer vereceği bir haftalık kamp boyunca, Abdülhak Şinasi Hisar’ın ‘Fahim Bey ve Biz’, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘Beş Şehir’, Attila İlhan’ın ‘Hangi Batı’, Cemil Meriç’in ‘Bu Ülke’, Hüseyin Nihal Atsız’ın ‘Ruh Adam’, Refik Halid Karay’ın ‘Memleket Hikâyeleri’, Yahya Kemâl Beyatlı’nın ‘Kendi Gök Kubbemiz’ adlı eserleri, Hakkı Özdemir yönetiminde tahlil edilecek.

    Bursa Edebiyat ve Yazı Kampı’nda; Abdullah Harmancı ‘Çocuk Edebiyatı Nedir, Ne Değildir?’, Alâattin Karaca ‘Edebî Dil ve Üslûp’, Ali Ayçil ‘Hikâye Nedir, Ne Değildir?’, Ali Ural ‘Deneme Nedir, Ne Değildir?’, Beşir Ayvazoğlu ‘Yazarlık Mesleği ve Yazı Sanatı’, Celâl Fedai ‘Eleştirel Okuma Nedir?’, Hakkı Özdemir ‘Roman Nedir, Ne Değildir?’, Hüseyin Akın ‘Şiir Nedir, Ne Değildir?’, Mehmet Nuri Yardım ‘Edebî Türler’, Necmettin Turinay ‘Yazarın/Yazının Amacı Nedir?’, Osman Özbahçe ‘Eleştiri Nedir, Ne Değildir?’, Sedat Demir ‘Edebiyatın Merkezi Ne(resi)dir?’, Selçuk Küpçük ‘Dergiciliğin Edebiyat İçin Önemi Nedir?’ ve Yunus Emre Özsaray ‘Edebiyatın Faydası Nedir?’ başlığı altında edebiyatseverlere seminer verecek.

    Ücretsiz olan kamp ile ilgili ayrıntılı bilgi ve başvuru şartları için www.bursa.bel.tr/duyuru/bursa-edebiyat-ve-yazi-kampi-31900 adresi ziyaret edilebilir.