Etiket: Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube

  • EBS Bursa 1 Nolu Şube delege seçimleri tamamlandı

    EBS Bursa 1 Nolu Şube delege seçimleri tamamlandı

    Eğitim çalışanları şube başkanlık seçimlerinde iradelerini temsil edecek delegeleri seçti. Toplam 262 delege adayının yarıştığı seçimlerde katılım oranının yüksek olduğu gözlemlendi. Birçok ilçede ikili listelerin yarıştığı seçimde bazı sandıklarda bağımsız delege adayları da yarışa katıldı.

    Seçimlerin yapıldığı merkezlerin bahçelerine, başkan adayları tanıtım stantları kurarak, seçime katılım gösteren eğitim çalışanlarına gün boyunca çeşitli ikramlar gerçekleştirdi. Seçimler şölen havası içinde geçti.

    Seçimle belirlenen 150 delege sayısına ilave olarak, mevcut şube yönetimi ve denetleme kurulu üyesi 12 doğal delege de eklenmek suretiyle toplamda 162 delege Şube Genel Kurulunda oy kullanarak nihai kararı vererek şube yönetim kurullarını seçecek.

    Başkan Acar: “150 delegenin 96’sı listemizden seçildi”

    EBS Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar ve başkan adayı Arif Arı’nın, iki liste halinde yarıştığı delege seçimlerinin ardından Başkan Acar açıklamalarda bulundu. Acar yaptığı açıklamada şube adına seçilen 150 delegenin 96’sının listelerinden seçildiğini belirterek şöyle konuştu, “Öncelikle bize olan güvenleri ve iltifatları nedeniyle listemize destek verenlere gönülden teşekkür eder, güvenlerini boşa çıkarmamak için çok daha gayretli bir çalışmanın içerisinde olacağımızı ifade ederiz. Sendikamızın geleceği konusunda hassasiyetlerinin ifadesi olarak farklı arayış içerisindeki üyelerimize de bu samimi katkıları için ayrıca teşekkür ederiz. Onların da varsa endişelerinin giderilmesi hususunda çalışmalarımızı azimle sürdüreceğiz.” dedi.
    Acar açıklamasını şu şekilde tamamladı; “Listelerden seçilen veya seçilemeyen tüm delegelerimizi, delege adaylarımızı tebrik ediyor, katılım, katkı ve destekleri için üyelerimize, sandık kurullarımıza ve teşkilatımıza çok teşekkür ediyoruz. Seçimlerimiz bize yakışır bir şekilde tamamlandı çok şükür.
    Seçimlerimiz hayırlara vesile olsun inşallah.Delegenin desteğiyle, samimiyet, güven ve tecrübe ile yeni dönemde de güzel işler yapmaya devam edeceğiz”

  • “Köklü sorunlara, kalıcı çözümler bekliyoruz”

    “Köklü sorunlara, kalıcı çözümler bekliyoruz”

    Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eğitim öğretimde yaşanan sorunların, çözüm önerilerinin ve taleplerin ele alındığı bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

    Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar, “Tüm kademeleriyle bugün başlayan, 2022-2023 Eğitim Öğretim yılının öncelikle hayırlı olmasını diliyoruz. Her eğitim öğretim yılına büyük bir heyecan ve mutlulukla başlayan eğitim çalışanlarımız bu yıl buruk ve kırgınlar, moral ve motivasyonları maalesef düşük. Yeni eğitim öğretim yılına donanımsal olarak hazır olsalar da arkadaşlarımızın kafalarındaki onlarca soru işareti bu hazır bulunuşa ve yeni başlangıcın heyecanına gölge düşürmüştür” dedi.

    Bugün buradan eğitim çalışanlarımızın tüm enerjilerini eğitim öğretime öğrencilerine verebileceği çalışma ortamını, barış ve huzurunu sağlayacak olan Milli Eğitim Bakanlığına ve devletimizin üst düzey yöneticilerine sesleniyoruz: Yeni eğitim-öğretim yılı, alım gücünün düştüğü, masraflarının arttığı, iyileştirmelere ve yeni gelişmelere rağmen istenilen seviyeye gelinemediği bir zeminde, sorunların gölgesinde başladı. Millî Eğitim Bakanlığı’nın sürekli olarak eğitimde fırsat eşitliğinden, mesleki eğitimin niteliğini artırmadan, okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasından bahsetmesine karşın, alandaki tecrübeleri görmezden gelen, eğitimin paydaşlarıyla yeteri derecede istişare etmeden hareket neticesinde bir türlü istenilen seviyeye ulaşılamıyor ve hedefler akamete uğruyor. Bu tür süreçlerin başarıya ulaşabilmesi için bakanlığın sürdürülebilir politikalar benimsemesi gerekir. Köklü sorunlara kalıcı çözümler ancak kararlı bir iradeyle mümkündür. Bu çerçevede, eğitimin sorunlarına okul bazlı bütçe, donanım, personel ihtiyacının giderilmesi hususlarının yanında, eğitim çalışanlarının ve kamu görevlilerinin ücretlerinde oluşan kayıpları ve enflasyona yenilme riskini giderecek mahiyette mali ve özlük haklarında iyileştirmeler yapılmasını sağlamak da esas olmalıdır. Her eğitim öğretim yılı başında sadece öğretmenlere verilen Eğitim Hazırlık Ödeneğinin Eğitim çalışanlarının tamamına kapsayacak şekilde genişletilip miktarı artırılarak verilmelidir. Enflasyon karşısında sembolik bir rakama dönüşen (1325 TL) yerine tüm eğitim çalışanlarının yüzünü güldürecek şekilde son bir yılın enflasyon oranında artırılarak verilmesini bir kez daha talep ediyoruz. Eğitim çalışanları birbirinden ayrılmaz bir bütündürler, bu sebeple eğitim çalışanları arasındaki ayrım son bulsun ve Eğitime hazırlık ödeneği eğitim çalışanlarının tamamına verilsin” diye konuştu.

    3600 ek gösterge konusuna da değinen Başkan Acar, “6. dönem toplu sözleşme masasında tarihi bir başarı olarak elde ettiğimiz 3600 ek gösterge kazanımında, çerçevesinde şeflerimizin dâhil edilmemiş olması çalışma barışı huzuruna, verimine olumsuz etki etmektedir. Bu adaletsizlik giderilmeli şefler de 3600 ek göstergeden yararlandırılmalıdır. Diğer memur, yardımcı hizmetli ve eğitim çalışanlarının da tazminat oranlarında artış yapılması zorunluluğu ortadadır. Eğitim öğretimin sağlıklı bir şekilde işleyişi ve yönetilmesinde en önemli unsurlardan birisi olan şube müdürlerinin makam tazminatı verilmesi, özel hizmet tazminatlarının artırılması zorunluluk arz etmektedir. Meslek Kanununun ortaya çıkardığı uzman ve başöğretmenlik düzenlemesinden öğretmenlikten gelen şube müdürleri ve eğitim yöneticilerimiz de faydalanabilecek şekilde düzenleme yapılması zaruri bir durumdur” dedi.

    Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili de konuşan Acar, “Çalışanlar arasında toplumsal saygınlığı en yüksek kesim olan öğretmenlerimizin sorunlarına yasal dayanak oluşturmak adına 14 Şubat 2022 tarihinde yürürlüğü giren Öğretmenlik Meslek Kanunu sahanın beklentilerinden uzak kalarak, öğretmenlerimizin ve yetkili sendika olarak bizlerin görüşleri dikkate alınmadan hazırlanmış ve kabul edilmiştir maalesef, bakanlığımız yasaya yeterli duyarlılığı göstermemiş, alanın görüşüne başvurulmasına rağmen taslağın virgülüne bile dokunmadan olduğu gibi çıkmıştır. Sendika olarak Toplu Sözleşme teklifimiz esas olsun sınav tartışması son bulsun diyoruz. Bizler yetkili sendika olmanın omuzlarımıza yüklediği sorumluluğun bilinciyle kanun çıkmadan önce toplu sözleşme döneminde hazırladığımız teklife uygun şekilde 8 yıl süreyle fiilen öğretmenlik yapmış olanlara uzman öğretmen, en az 4 yıl süreyle fiilen uzman öğretmenlik yapmış olan öğretmene ise başöğretmen özel hizmet tazminatı ödenmesini istiyoruz. Çünkü Öğretmenlik mesleği zaten kariyer mesleğidir. Öğretmenlerin 60 yıllık hayali olan ve bir oldu bitti ile yasalaştırılan Öğretmenlik Meslek Kanunu; Öğretmene destek kanunu olsun, öğretmenlerin kâbusu olmasın, Hükümeti ve siyasi partilerimizi sesimizi duymaya, Meclisin açılması ile birlikte yasal düzenleme yapılarak yanlıştan dönmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Enflasyon ateşinin sabit gelirlileri tüm şiddetiyle yaktığı bugünlerde alınan banka promosyonlarının anlamını yitirdiğini ifade eden Acar, “Promosyonların, eriyip gittiğini görüyoruz. Yapılan üç yıllık anlaşmalar karşılığında çalışanlara ödenen rakamların bir an önce güncellenmesini veya ihalelerin tek taraflı iptal edilerek yeniden yapılması gerektiğini savunuyoruz. Karlılıkta rekorlar kıran bankaların kazançlarını başta maaş müşterilerine borçlu olduklarını hatırlatarak, kayıpları önleyici, müşterilerini tatmin edecek promosyon artışlarını bir an önce gerçekleştirmelerini uğranan zararın telafi edilmesini istiyoruz.

    Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların eğitim-öğretim hizmetinin aksamadan etkin şekilde yürütülmesi için emek harcadığı gerçeği görülmelidir. Görev tanımları görevde yükselme imkânları, ek gösterge hakları olmayan mevcut YHS personelinin diğer hizmet sınıflarına geçirilmesini istiyoruz. Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünden bir kez daha sesleniyoruz YHS KALDIRILMALIDIR; “Huzur, hukuk ve hüküm eksikliğiyle çalışmak zorunda bırakılan YHS ayıbından kurtulmanın zamanı geldi” diyoruz” diye konuştu.

    Unvan değişikliği sınavları ve sözleşmeli öğretmenlik konularıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Acar, “ Memur ve hizmetliler başta olmak üzere, genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında yer alan eğitim çalışanlarının liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde mesleki ilerlemelerini sağlayan en önemli araçlardan biri olan unvan değişikliği sınavları konusunda somut adım atılmalı; sınav ve atama takvimi, Bakanlık çalışma takvimine alınarak belirsizlik giderilmelidir. MEB KİK toplantısında alınan karar gereği Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları takvime bağlanarak 2022 yılı içerisinde gerçekleştirilmeli; sınav takvimi ilan edilmelidir” diye konuştu.

    Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının hukuki olmadığını belirten Acar, “Kamu personel sisteminin temel yaklaşımı, insan onurunu öncelemek, insan haklarına saygılı olmak, saygın iş ilkesine dayanan mali, sosyal ve özlük hakları ile çalışma şartları olmalıdır. Bu eksende, öğretmen istihdamında sözleşmeli öğretmenlik dayatması, hukuki olmadığı gibi çalışma ilişkileri yönünden de kabulü ve tahammülü mümkün değildir. Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenler odasında ayrımcılık oluşturan, mesleği ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir. Ücretli öğretmenlik diye bilinen Ek Ders Ücreti Karşılığı derse giren meslektaşlarımıza da yerine derse girdiği kadrolu öğretmenin haklarından faydalanacak bir uygulama olan sigortasının tam ödendiği, asgari ücretin üzerinde bir ücret ve nöbet, belletmenlik ücreti gibi ilave haklardan faydalanmaları sağlanmalıdır. Bütün bunları ortadan kaldıracak kadrolu istihdam esas olmalıdır. 4C, 4B ve Sözleşmeli, ücretli uygulamalarından vazgeçilmeli. Kadrolu istihdam esas alınmalıdır” dedi.

    Acar sözlerine şöyle devam etti:

    “Öğretmen atama ve yer değiştirme iş ve işlemlerinde eğitim-öğretim faaliyetlerini sekteye uğratacak düzeydeki tasarım eksiklikleri, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanamamasına, mağduriyetlerin yanı sıra çalışma barışının bozulmasına ve motivasyon kaybına neden olmaktadır. Dezavantajlı ve elverişsiz şartların hüküm sürdüğü yerleşim yerlerinde görev yapan eğitim çalışanlarına yönelik gönüllülüğü esas alacak tedbirlerin alınması, rasyonel atama ve yer değiştirme sistemlerinin kurulması, eğitimcilerin en büyük beklentilerindendir. Eğitim kurumu yöneticiliği, profesyonel bir meslek olarak tanımlanıp, münhasır kadrolar üzerinden kazanılmış hakların korunduğu bir düzlemde liyakat ve mesleki ilerleme ekseninde yeniden kurgulanmalıdır. Eğitim kurumu yöneticilerinin iş sağlığı ve güvenliği ile sosyal güvenlik mevzuatı çerçevesinde işveren vekili statüsünde olmasından kaynaklı idari para cezalarının yükümlüsü olmaları hakkaniyete ve adalete aykırıdır. Bu yükümlülük kişisel olmaktan çıkarılmalıdır. Okullar arasındaki nitelik farkının sebeplerinden biri de fiziki altyapı ve donanım eksikliğidir. Okulların laboratuvar, yabancı dil sınıfı, bilgisayar sınıfı ve ders kitabı haricindeki öğretim materyali ihtiyacı had safhadadır. Hâlihazırda eğitim kurumu yönetimlerinin kullanımına tahsis edilmiş ödenekler yeterli değildir. Özellikle mal ve hizmet fiyatlarının, etkisi her geçen gün hissedilen enflasyonist bir ortamda sürekli arttığı göz önüne alındığında, okullara tahsis edilen ödeneklerin de artırılması gereklidir. Eğitim-öğretim yılı başlamadan, sınıf ve öğrenci sayısı, personel sayısı gibi kıstaslar esas alınarak her okula ihtiyaçları karşılayacak ölçüde münhasır bir ödenek tahsis edilmelidir. Pansuman tedbir olarak devreye sokulan TYP ise yaraya merhem olamamaktadır. Her sene olduğu gibi bu sene de bu çerçevede okullarımız temizlik personeli bulmakta çok zorlanıyor, #TYP/Toplum Yararına Çalışma Projesi, Okullarımızın Zararına Projesine dönüşmüştür; sınırlama gelmesi dolayısıyla (9 ay) 2017 sonrası çalışmamış olmak gibi. Bu sebeple #TYP şartnamesi mutlaka esnetilmeli, yaraya merhem olacak hâlde derlenmelidir. Ayrıca okullarımız muhakkak güvenlik görevlisi de verilmelidir”

    Başkan Acar, “Eğitim-öğretim hizmeti esnasında veya verilen eğitim-öğretim hizmetinden kaynaklanan nedenlerle eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere karşı yasal düzenleme yapılması; hapis cezası verilmesi, eğitim kurumlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması ve eğitim çalışanlarına karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku çerçevesinde yürütülmekte olan işlemlerde ve davalarda personelin talebi üzerine bakanlığın hukukî yardımda bulunması noktasında düzenleme yapılmalıdır. Öğretmen atamaları için mevcut durumda uygulanan, KPSS ve sözlü sınavdan oluşan atama yöntemi uzun yıllardır devam eden, toplumsal maliyet üreten, mağduriyetler oluşturan kronik sorunlar ve soru işaretleri barındırmaktadır. Öğretmen adaylarının istihdamındaki mülakat uygulaması, adaylar arasında eşit, adil ve hakkaniyete uygun bir sonuç vermemekte, mağduriyete yol açmaktadır. Bu nedenle, öğretmen atamalarıyla ilgili karar verme süreçlerinde mülakat yöntemi kaldırılmalıdır. İstihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik sistemi hayata geçirilmeli. Ek gösterge artışındaki eksiklikler giderilmelidir. Bakanlığımızın, eğitim çalışanlarının sorunlarına kayıtsız kalmaması, sahadan yükselen sese kulak vermesi, eğitim paydaşlarının tekliflerini göz ardı etmeden kararları alması, eğitimin niteliğini ve verimliliğini artıracaktır. Beklentiler doğrultusunda atılacak hızlı adımlar, eğitim çalışanlarının yüksek motivasyonla işlerini daha verimli yapmalarını sağlayacaktır. Eğitim-Bir-Sen olarak, Türkiye’nin daha müreffeh olma yolundaki uzun vadeli hedeflerine ancak sorunlarını aşmış bir eğitim sistemiyle erişebileceğine inanıyor; sorunların çözüme kavuşturulacağı bir eğitim-öğretim yılı temenni ederek, bütün eğitim çalışanlarına ve öğrencilerimize başarı dolu bir yıl diliyoruz” dedi.

  • Eğitim-Bir-Sen, mağdur müdürlerin yanında

    Eğitim-Bir-Sen, mağdur müdürlerin yanında

    İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 2016 yılında açılan yönetici atama duyusuna, bir kısmı ilk defa, bir kısmı da ikinci 4 yıllığına görev uzatımı için başvurduğunu belirten Eğitim Bir Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar, “24-26 Mayıs 2016 tarihleri arasında yapılmış olan okul müdürlüğü sözlü sınavına katılarak başarılı olmuş ve okul müdürü olarak duyuruda yer alan okullara arkadaşlarımız 4 yıllığına görevlendirilmiştir.

    Sözlü sınavda başarısız olmuş iki müdür adayının Danıştay 2. Dairesinde 2016 yılında dava açarak, sözlü sınavda Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi alanında soru sorulmadan sınav yapıldığı gerekçesiyle, aslında sorulan sorular arasında o alanda da sorular adaylara sorulmuş olmasına rağmen, 24-26.05.2016 tarihleri arasında yapılmış olan Bursa ilindeki müdürlük sözlü sınavlarının yürütmesinin durdurulması ve iptalini talep etmişlerdir. Danıştay 2.Dairesi tarafından yapılan değerlendirme ile 2018 yılında ilk önce yapılan müdür görevlendirmeleri ile alakalı yürütmeyi durdurma kararı verilmiş, ardından 08.11.2021 tarihinde Danıştay tarafından her iki dosyada da iptal kararı verilmiştir. Danıştay tarafından her iki dosyada yönetmelikteki eksik düzenleme yönünden yaptığı değerlendirmesine karşılık, daha sonradan yapılan yönetmelik düzenlemesi ile Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi konusunun sözlü sınav konuları arasına müstakilen eklenmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına yönelik karar verilmiştir.

    Danıştay 2.Dairesi tarafından 2018 yılında verilmiş olan yürütmeyi durdurma kararı sonucunda 2016 ataması müdürler görevden alınmış, eski görev yerlerine iade edilmiş, ancak hukuki sürecin Danıştay’da devam etmesi gerekçesiyle, görevden alındıkları okul müdürlüklerine vekaleten görevlendirmeleri yapılmıştır. Bu görevlendirmeler Danıştay’ın ilgili konudaki kararı gerekçesiyle yapılmış ve bu güne kadar sürdürülmüş, her 6 ayda bir vekalet görevleri yenilenmiştir. Bu süreçte de yargılamayla ilgili olarak üst mahkemede temyiz edilen kararın onandığı bilgisi olmakla beraber, resmi yolla ilgililere henüz tebliğ edilmemiştir. Fakat gelinen aşamada bu gün itibariyle Bursa il milli eğitim müdürlüğünün bu yaz döneminde yapacağı ilk defa yönetici görevlendirme sürecinde, ilgili okullar münhal gösterilmiş, herkese açık hale getirilerek müdürlük kadrosu boş olan okulların ilan listesine eklenmişlerdir. Böylece 2018’den bu yana devam eden vekaleten görevlendirmeler yeni ilk defa müdür görevlendirme süreciyle sona ermiştir. Danıştay tarafından her ne kadar 2016 Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü Müdürlük Görevlendirme Sözlü Sınavları hakkında ilk önce yürütmeyi durdurma daha sonar da iptal kararı verilmiş ise de Danıştay 2. Dairesi tarafından verilmiş olan yargı kararın idare tarafından eksik ve hatalı uygulandığı ortadadır” dedi.

    Başkan Ramazan Acar, konuşmasına şöyle devam etti;
    “İdare Hukukunda ve idari yargıda yürütmeyi durdurma ve iptal kararları niteliği itibarıyla geriye yürüyen ve hakkında yürütmeyi durdurma ya da iptal kararı verilen idari işlemi ilk tesis edildiği andan itibaren hukuk aleminden kaldıran kararlardır. Yürütmeyi durdurma ve iptal kararının tam olarak uygulanması için, yürütmeyi durdurma ve iptal kararının gerekçelerine göre işlem tesis edilerek yargı kararının uygulanması gerekmektedir. 2016 ataması müdür arkadaşlarımızın haklarında görevden alma işlemine dayanak yapılan Danıştay 2.Dairesinin yukarıda anılan kararlarının gerekçeleri ‘sözlü sınavda Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi’ konusunun yer almamasıdır. Yürütmeyi Durdurma ve İptal kararının gerekçesi bu olduğuna göre, ilgili arkadaşlarımız, belirlenecek bir günde tekrar sözlü sınava çağrılarak eksik konu da sınav konuları arasına eklenerek yeniden sözlü sınava alınmaları gerekmektedir. İptal edilen sınavdan sonra yönetmeliğin değişmesi sözlü sınav yanında ayrıca yazılı sınavın eklenmesi ise 2016 ataması arkadaşların durumumu etkilememektedir. Bunun nedeni ise yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarının özelliği gereği geriye yürümesi ve işlemi tesis edildiği andan itibaren yürürlükten kaldırması nedeniyle, işlemin tesis edildiği tarihteki mevzuata göre yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarının gereklerinin yerine getirilmek zorunda olunmasıdır. Ayrıca tebliğ edilme tamamlanmadan, görevlendirildikleri bu kurumlarda müdür olarak çalışan arkadaşlarımızın okulları 2022 ilk defa yönetici görevlendirme duyuru listesine konulması süreç açısından yeni sıkıntılar doğuracağından listeden çıkarılmalıdır.”

    Bu gerekçelerle, ilgili müdür arkadaşların okulları öncelikle 2022 Müdürlük duyuru listesinden çıkarılması gerektiğini belirten Acar, “Akabinde de Danıştay 2.Dairesi’nin kararları gereğince 2016 yılında geçerli yönetmelik hükümleri uygulanarak Atatürk İlke ve İnkılap Tarihi konusu da sözlü sınav konuları arasına eklenerek yeniden sözlü sınava alınarak mağduriyet giderilmelidir; ilk defa müdür olanlar ile şayet varsa 2016 yılı öncesi yürüttüğü müdürlük görevi dolayısıyla kazandıkları müktesep hakları olanlar, o günkü mer’i yönetmeliklere göre yeniden görevlendirilme yapılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde mağduriyetler katlanacaktır. Bundan sonra öncelikle üyelerimiz adına mağduriyet oluştuğundan buna muhatap olan üyelerimiz adına konunun takipçisi olunacak, yargıya başvuru dahil hukuki her türlü imkan kullanılacak, tüm süreçler işletilecektir” şeklinde konuştu.

  • “Bursa’da 609 bin öğrencimizle dönemi tamamlıyoruz”

    “Bursa’da 609 bin öğrencimizle dönemi tamamlıyoruz”

    Eğitim Bir Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan 2021-2022 eğitim öğretim yılının sona ermesiyle birlikte yıl sonu değerlendirmesinde bulundu. Başkan Acar, eğitimde yaşanan temel sorunlara dikkat çektiği açıklamalarında, eğitim çalışanlarının düşen alım gücü, ek gösterge, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik, kadrolu istihdam, Yönetici görevlendirme mevzuatı, okullara ödenek problemleri, eğitimcilere şiddete karşı yasal düzenleme başta olmak üzere eğitim ve öğretimde yaşanan sorunlarını çözüm önerileriyle anlattı.

    2021-2022 eğitim-öğretim yılı, eğitim çalışanlarının büyük emek harcadıklarının altını çizen Acar, “Fedakârca çalışmalarından dolayı tüm eğitim çalışanlarına teşekkür ediyor, öğrencilerimize girecekleri sınavlarda başarılar diliyoruz. Salgının hayatı olumsuz etkilediği, eğitimde devamlılığın sekteye uğraması neticesinde nitelikten ve verimlilikten taviz verilmek zorunda kalındığı günlerde eğitim çalışanlarının ortaya koyduğu azim ve kararlılık, Vefa Sosyal Destek Gruplarında üstlendiği rol önemli bir dönem olarak tarihe geçmiştir.

    Zor dönemlerde bile üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmeye çalışan eğitimcilerin çözüm bekleyen sorunları, getirilen yenilikler ve tanınan haklarda eksik bırakılan tarafların varlığı, şiddet karşısındaki savunmasızlığı gibi, eğitimin niteliğini ve verimliliğini doğrudan etkileyen tüm konularda, başta hükûmet yetkilileri ve kanun koyucular olmak üzere, sorumluluk sahibi herkes üzerine düşeni, elinden geleni yapmalı; eğitim çalışanlarının içinde bulunduğu durum göz önüne alınmalı, ‘mutsuz mecburlar’ üretme potansiyeline sahip gidişata dur denilmelidir” dedi.

    Birçok sorunun devam ettiğini ve yeni dönemde bu sorunların çözülmesi gerektiğine vurgu yapan Acar, “Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılmış olması çok önemli bir adım olmakla beraber, muadil meslek kanunlarıyla mukayese edildiğinde çerçevesinin dar, tanınan hakların da geride olduğu bir gerçektir. Toplu sözleşme masasında ‘çalışma yapılmasını karara bağladığımız’ konulardan biri olan 3600 ek gösterge konusunda yapılan çalışma reform niteliğindedir, ancak adaletin gereği olarak bazı eksikliklerinin giderilmesi gerekmektedir.

    Haklı taleplere, geçerli mazeretlere duyarsız kalınması, eğitim çalışanlarının moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, eğitimde verimliliği düşürmektedir. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenliğe son verilmemesi, öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılmaması, istihdamda güçlük çekilen bölgelerde görev yapan eğitimcilere ilave teşviklerin verilmemesi, birim ek ders ücreti miktarının düşüklüğü, eğitim kurumu yöneticiliğinde özlük haklarını ve yetkileri geliştiren kariyer odaklı sürdürebilir bir sistemin halen hayata geçirilememesi, eğitimin rehberlik ayağının eksikliği, öğretmenleri şiddete karşı koruyacak bir yasal düzenlemenin çıkarılamaması, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanmamasının doğurduğu mağduriyetler, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının düzenli bir şekilde gerçekleştirilmemesi, okulların ödenek ihtiyacı ve yardımcı personel istihdamı gibi sorunlar konusunda ivedi çözümler beklenmektedir. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik kaldırılmalı, kadrolu istihdam esas alınmalıdır.

    Enflasyonun arttığı, hayat pahalılığının sabit gelirlileri ve tüketicileri bunalttığı, temel tüketim maddeleri ve emtia fiyatlarının yoksunluk eşiğini yükseltip yoksulluk sayısını artırdığı bir eşikteyiz. Günlük hayatı zorlaştıran, yoksulluk hissini artıran, yokluk eşiğine yaklaştıran, güven azaltıcı etkisini yoğunlaştıran ekonomik sarsıntı, kamu görevlileri başta olmak üzere, en çok sabit gelirlileri olumsuz etkilemektedir. Ekonominin mikro ve makro düzey rakamları, enflasyon ve döviz oranları dikkate alındığında, kamu görevlilerinin alım gücünün düştüğü net bir şekilde görülmektedir. Bu çerçevede, eğitim çalışanlarının ve kamu görevlilerinin ücretlerinde oluşan kayıplar ve düşen alım güçleri telafi edilmelidir” diye konuştu.

    Ek gösterge konusundaki eksiklikler giderilmelidir

    EBS Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar yayınladığı mesajda eğitim alanında çözüm bekleyen sorunları şöyle sıraladı;
    Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik kaldırılmalı, kadrolu istihdam esas alınmalıdır. sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir. Ek gösterge konusundaki eksiklikler giderilmelidir. Yönetici sınıfında yer alan enstitü-yüksekokul sekreteri, şube müdürü, ilçe müdürleri ve şeflerin ek gösterge rakamları da 3600’e çıkarılmalı; ek gösterge rakamı 3600’ün altında olan bütün kamu görevlilerinin tazminat yansıtma oranları artırılmalıdır. Eğitimcilere şiddete karşı yasal düzenleme yapılmalıdır. Yönetici görevlendirme mevzuatı kalıcı ve sürdürebilir hâle getirilmelidir. Eğitim yöneticiliği alanında sürdürülebilir ve kabul edilebilir bir sistem inşa edilmelidir. Eğitim kurumu yöneticilerinin bir eğitim ve okul lideri olarak inisiyatif alanları genişletilmeli, mevzuat kuşatmasından kurtarılmalı, bürokratik rolleri azaltılmalı, yetkilendirilip güçlendirilerek eğitim-öğretimle ilgili rolleri öne çıkarılmalıdır. Öğretmen açığı sorunu köklü bir şekilde çözülmelidir.

    Halen Türkiye’nin OECD ortalamalarında öğretmen başına düşen öğrenci sayılarına ulaşması için toplamda 100 bini aşkın öğretmen açığı var. Eğitimde fırsat eşitliği vurgusu yapılan bir sistemde, öğretmen açığını kapatmaya yönelik nitelikli politikalar yürürlüğe konulmalıdır.

    Öğretmen atamalarında mülakat kaldırılmalıdır. Öğretmen atamaları için mevcut durumda uygulanan, KPSS ve sözlü sınavdan oluşan atama yöntemi uzun yıllardır devam eden, toplumsal maliyet üreten, mağduriyetler oluşturan kronik sorunlar ve soru işaretleri barındırmaktadır. Öğretmenlerin yer değişikliği sürecindeki aksaklıklar giderilmelidir. Dezavantajlı ve elverişsiz şartların hüküm sürdüğü yerleşim yerlerinde görev yapan eğitim çalışanlarına yönelik gönüllülüğü esas alacak tedbirlerin alınması, rasyonel atama ve yer değiştirme sistemlerinin kurulması, eğitimcilerin en büyük beklentilerindendir. Eğitim hizmeti bir bütün olarak değerlendirilmeli, hizmetli ve memurlarımızın hakları iyileştirilmelidir. Bu çerçevede, hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden Millî Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir. Yardımcı personel ihtiyacı karşılanmalı, okullara doğrudan ödenek tahsis edilmelidir. Eğitim-öğretim yılı başlamadan evvel, sınıf ve öğrenci sayısı, personel sayısı, büyüklük gibi kıstaslar esas alınarak her okula münhasır bir ödenek tahsis edilmelidir. 20. Millî Eğitim Şûrası kararları hayata geçirilmelidir.

    Başkan Acar son olarak şunları söyledi, “Eğitim çalışanlarımıza ve öğrencilerimize hayatlarına yenilikler katacak, huzurlu ve nitelikli bir dinlenme dönemi diliyor, mezun olan öğrencilerimizin yeni başarılara imza atmalarını temenni ediyoruz.”

  • Bursa’da ‘bilge nesil’ okudu ve kazandı

    Bursa’da ‘bilge nesil’ okudu ve kazandı

    Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şubenin proje ortağı olduğu, Genç Memur-Sen Bursa Temsilciliğinin yürüttüğü ‘Bir Bilenle Bilge Nesil’ ödüllü kitap okuma yarışmasında dereceye girenler ödüllendirildi.

    Yıldırım Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen ödül törenine, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Fethi Yıldız, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Eğitim Bir Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar, Genç Memur-Sen İl Temsilcisi Maksut Ali Atamer, Memur Sen Konfederasyonuna bağlı sendikaların şube başkanları yönetimleri, Yıldırım İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Sevinç, Yenişehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Musa Ayaz, Mudanya, İnegöl, Nilüfer Şube Müdürleri; Mehmet Ali Dursun, İsmail Kayışlı, Mehmet Orhan danışman öğretmenler, öğrenciler ve çok sayıda veli katıldı.

    Genç Memur-Sen İl Temsilcisi Maksut Ali Atamer, “Okumak, insanlığın varlığından bugüne her dönemde çağın en kutlu eylem olarak karşımıza çıkmıştır. Nitekim Kur’an‘ın oku emriyle başlaması dini anlamda da okumanın ne denli değerli olduğunun bir kanıtıdır. Kur’an‘daki bu oku emri aynı zamanda Müslümanların bu süreçte önder olmaları gerektiğinin de göstergesidir. Bu sebeple tüm Müslümanlar ilimde ve bilimde yarışmalı bu noktada ortaya eserler koyma konusunda birbirlerini teşvik etmelidir. İşte tam da bu noktada bizim ihtiyacımız olan şey gençliktir. Bizleri geleceğe yürütecek, bizlerin içerisinde bulunduğumuz müşkül durumdan kurtulmamızı sağlayacak olanlar gençlerdir. Genç Memur Sen bu gençlik hareketinin Türkiye’deki en büyük örneklerinden biridir. Bu sene 6’ncısını gerçekleştirdiğimiz Bir Bilenle Bilge Nesil projemiz bizim çalışmalarımızın ana unsuru niteliğindedir.

    Projemizi bu yıl 50 danışman öğretmen ve 500 öğrencimizle gerçekleştirdik. Bizler gençlerin, edebiyat ve Türkçe ile tanışmasını arzu ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki Türkçe bizim vatanımızdır. İşte bu projemizde hem gençlerimizi Türkçemizde buluşturuyor, hem de kendilerine kitaplardaki dünyaların kapılarını arıyoruz. Kısacası taklitten uzak kendinin farkında olan tarihini bilen bir ideali olan bir ideal yaşayan üreten ahlaklı bireyler olmalarını temenni ediyoruz. İşte bu projemize altı yıldır katılan tüm gençlerimiz bu amaçla bir arada bulunmaktadır. Bu vesileyle; böyle bir inançla burada olan projemize katılan tüm kardeşlerime ve projemize destek veren herkese yürekten teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar, “Bursa’mızda olduğu gibi Türkiye’nin 81 ilinde de, yüzlerce okulda binlerce gencimizi kitapla buluşturduk. Öğretmen ve öğrencilerin birlikte bir şeyler öğrendiği, ufuk kazandığı, yeni bakış açılarına kavuştuğu bu anlamlı proje ile geleceğimizin teminatı olan gençlerimize dokunmaya devam edeceğiz. Bugün burada, bu güzel tabloda; yarının akademik birikimini, Türkiye’nin entelektüel geleceğini, Sezai Karakoç üstadın ifadesiyle ‘diriliş işçileri’ni; heybetini inancından, gücünü medeniyet birikiminden alan bilge nesil var. Bursa’mızda Bir Bilenle Bilge Nesil projesinde 6 yıl boyunca beş binden fazla öğrencimizi 20 binden fazla kitapla kitapla buluşturduk” dedi.

    EBS Bursa 1 Nolu Sendika olarak sadece sendikal faaliyetler ve üyelerin hakları koruma noktasında faaliyet yürütmediklerini altını çizen Acar şunları söyledi;
    “Sendika olarak sadece çalışanların özlük hakları noktasında değil aynı zamanda gençlerimizin bilinçlenmesi noktasında da başat faaliyetlerimizden olan ve konfederasyonumuzun gençlik yapılanması Genç-Memur-Sen’mizin Bursa’da düzenlediği faaliyetlere büyük önem veriyor, destekliyoruz; bu bağlamda Bir Bilenle Bilge Nesil projemizin paydaşı olarak Milli Eğitim Müdürlerimize, Okullarımıza, projeye destek olan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Alinur Aktaş’a, Yıldırım Belediye Başkanımız Oktay Yılmaz’a projemizi Bursa’mızda, sahiplenen başta danışman öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz olmak üzere tüm teşkilatımıza ve emeği geçen tüm paydaşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum. Kadim Şehir, Osmanlı Dibaçesi, Evliyalar, Sultanlar, Şairler şehri Bursa’nın bilge gençleri, sizlere güveniyor, sizlere inanıyoruz. Biz imkanı, siz gayreti ortaya koydunuz ve bu işbirliğinden büyük bir gelecek potansiyeli doğdu. Bize analitik düşünen gençler; hakikati arayıp bulup haykıracak bir gençlik lazım. Bu gençliği burada görüyor ve hepinizi yürekten kutluyorum.”

    Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ise, “Şehir denildiğinde, bizim aklımıza hizmet ettiğimiz beton binalar değil insanın kendi geliyor. İnsana yapılan yatırımı en az ulaşım, dönüşüm hizmetleri kadar önemli görüyoruz. Göreve gelir gelmez bu bilinçle ilk iş olarak Yıldırım ilçemize Mümine Şeremet Uyumayan Kütüphanesi’ni kazandırdık. Yapılan bu hizmet sadece Yıldırımlılardan değil Bursa’nın tamamından teveccüh alınca, bizler de kendimize yeni görevler belirledik ve yeni yeni kültür merkezleri, yeni yeni kütüphaneler açmak adına çalışmalara başladık. İnsan hem bir taş hem de bir heykeltraştır.

    Kendi vurduğu çekiç darbeleriyle, kendi özvarlığını şekillendirir. Ve bu çekiç de aslında okuduğumuz kitaplardır. Bu noktada ne kadar altın çekiç elde edersek, kendimize o kadar güzel şekil vermiş oluruz. Türkiye insanlık tarihine birçok filozof, bilim adamı kazandırmış bir coğrafya. İnşallah sizin de aranızdan çıkacak, bilim adamları, akademisyenler, iş insanları, girişimcilerle birlikte, yeryüzüne hem ilim hem iyilik hem de merhamet yaymaya devam edeceğiz. İnsanlığın kurtuluşu olan merhamet medeniyetini inşallah sizler inşa etmiş olacaksınız. Bu noktada bun böylesine güzel bir etkinliğe katılan tüm kardeşlerimizi yürekten kutluyorum” ifadelerini kullandı.

    Okunan dört kitap için ayrı ayrı dereceye giren öğrencilerin isimleri açıklanarak ödülleri takdim edildi. Birincilere telefon, ikincilere tablet, üçüncülere ise kulaklık verildi.