Etiket: eğitim

  • Türk uzay yolcularının eğitim süreci

    Türk uzay yolcularının eğitim süreci

    İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gerçekleşen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST’e katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uzay yolcularını kamuoyuyla paylaştı. Türkiye’nin İlk uzay yolcuları Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever oldu.

    Türkiye Uzay Ajansı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye’nin insanlı ilk uzay görevi için eğitim sürecinin ABD’de başladığını duyurdu.

    https://twitter.com/tuajans/status/1653481388073537538

  • Erzurum’dan 6 okul TEKNOFEST’te finalde

    Erzurum’dan 6 okul TEKNOFEST’te finalde

    2023 yılında düzenlenen TEKNOFEST’e Erzurum’dan başvuran okullardan Aziziye Anadolu İmam Hatip Lisesi, Süheyla Sıtkı Alp Özel Fen ve Anadolu Lisesi, Sabancı İlkokulu, Ziya Gökalp Anadolu Lisesi, Özel Güneş Kız Fen Lisesi ve Emel Çatal Anadolu Lisesi finale kaldı.
    TEKNOFEST yarışmasına katılan okullardan Aziziye Anadolu Lisesi Roket Takımı ve Emel Çatal Anadolu Lisesi İHA Takımı, Aziziye İlçe Millî Eğitim Müdürü Nurullah Yavilioğlu ile Erzurum İl Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz’u ziyaret ederek projeleri hakkında İl Millî Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz’a bilgi verdiler.

    Emel Çatal Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencileri Ahmet Yasir Tavlaşoğlu ve Hayrünisa Arıkapan, danışman öğretmenleri Esra Kirazoğlu rehberliğinde yaklaşık bir buçuk yıl üzerinde çalıştıkları havada otonom olarak yakıt ikmali yapabilen insansız hava araçları projesiyle bu yıl TEKNOFEST’te İHA alanında müracaat ettiler. Yazdıkları proje raporu ile raporlama aşamasında Türkiye birincisi oldular.
    Takımda yer alan 11. sınıf öğrencisi Ahmet Yasir Tavlaşoğlu: “Bu proje, 9. sınıftan beri hayalimdi. 2 yıldır bu proje üzerinde çalışıyoruz. Son yıllarda İHA’lar konusunda ülkemiz büyük ilerleme kat etti. Ancak İHA’larda önemli olan şey yazılım. Bizim projemiz sayesinde İHA’lar havada yakıt ikmali yapabilecek ve İHA’ların havada kalma süresi artacak. İlk raporumuz 12. olmuştu. Son raporumuz ise Türkiye birinciliğini aldı. Şu an tasarladığımız proje ile TEKNOFEST genç girişimci alanında yolumuza devam edeceğiz. Sonrasında projemizin patentini alıp ülkemiz için yeni projelerde üretmeye devam etmek istiyoruz.” şeklinde konuştu.

    Aziziye Anadolu Lisesi Roket Takımı da 500 başvuru arasından finale kalan 27 projeden biri oldu. Aynı zamanda Doğu Anadolu’dan finale kalan tek proje olarak büyük bir başarı sağladı. Roket takımında yer alan öğrencilerden Büşra Taşkesenligil: “Biz 6 arkadaşız ve takım olarak 2 yıldır çalışıyoruz. Bize yol gösteren bir danışman öğretmenimiz rehberliğinde çalışıyoruz. Bu yıl Azim H-71 roketiyle Roket yarışmasına başvurduk. ÖTR (ön tasarım)- KTR (kritik tasarım)-AHR (atışa hazırlık) aşamalarını başarıyla geçerek Erzurum’da bu aşamaları tamamlayan tek takım olmayı başardık. Takımımız böylelikle Türkiye’de bu aşamaları başarıyla geçen toplam 27 takım arasına girdi. 25-29 Nisan tarihleri arasında TEKNOFEST ve ROKETSAN tarafından Aksaray’da düzenlenecek olan Türkiye finallerine katılma hakkı elde ettik.” ifadelerini kullandı.
    Takımları ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirten Erzurum İl Millî Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz, ERBAP çerçevesinde öğrencilerin 21. yüzyıl becerilerini geliştirmek amacıyla yaptıkları çalışmaların sonuçlarını almaya başladıklarını ve öğrencilerin ulusal ve uluslararası birçok başarıya imza attıklarını belirtti.

    Kaygusuz: “Yöneticilerimiz, öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz yaptığımız faaliyetlere canla başla çalışarak katılıyorlar ve çok güzel sonuçlar alıyorlar. Spor, bilim, edebiyat, sanatta ve akademik başarıda öğrencilerimizi ön sıralarda görmek bizi ziyadesiyle memnun ediyor; gururlandırıyor. Görevimizi yapmış olmanın ve Erzurum’u hak ettiği şekilde temsil etmenin huzurunu yaşıyoruz. Erzurum’da eğitimin her kademesinde canla başla çalışan eğitimcilerimizle son dört yılda büyük bir atılım gerçekleştirdik. Eğitimde ortaya koyduğumuz başarının önümüzdeki yıllarda da devam edeceğine inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

    Kaygusuz ziyarete gelen öğrencilere: “Başarılarınız daim olsun! Allah sayınızı artırsın!. Sizlerin başarılı olması için bütün imkânlarımızı seferber ediyoruz. Sizler de güvenimizi boşa çıkarmıyorsunuz. Erzurum, birçok alanda eğitimde ilk 10’da yer alıyor. Her alanda olduğu gibi proje tabanlı çalışmalarda da ilk 10’un içindeyiz. Sizlerin başarılarının bizim için çok farklı bir anlamı var. Çünkü sizler diğer arkadaşlarınıza rol model oluyorsunuz. Arkadaşlarınıza “Biz de yapabiliriz.” özgüvenini kazandırmış oluyorsunuz. Böylece güzel ve başarılı işler yapanların sayısı artıyor. TEKNOFEST gençliği yetişiyor. Sizlerin Türkiye’nin önemli projelerini yapan ekiplerin içinde yer alacağınıza inanıyorum. Gelişmiş ülke olmak, söz sahibi olmak bu projeler sayesinde olacak. Her iki ekibe de yürekten başarılar diliyorum.” şeklinde konuştu.
    İl Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz, TEKNOFEST yarışma ekibine, danışman öğretmenlerine başarılar dileyerek öğrencilere çeşitli hediyeler verdi ve öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.

  • Türk pilotlar Samsun’da uçuş eğitimi alıyor

    Türk pilotlar Samsun’da uçuş eğitimi alıyor

    Türk pilotlar, hava yollarının eğitim uçuşları kapsamında Samsun’da eğitim görüyor. Samsun-Çarşamba Uluslararası Havalimanı’ndan kalkış yapan pilotlar, havada adeta mekik dokuyor. Havaalanı semalarında birçok tur atan pilotlar, eğitim sonunda tekrar Samsun-Çarşamba Uluslararası Havalimanı’na iniş yapıyor.


    Samsun-Çarşamba Uluslararası Havalimanı yetkilileri, eğitim uçuşlarının belirli aralıklarla hava trafiğinin uygun olduğu gün ve saatlerde sık sık tekrarlandığını, havayolu şirketlerinin Samsun-Çarşamba Uluslararası Havalimanı’nda deniz yaklaşması olduğu için eğitim amaçlı kullanmaya tercih ettiğini, şirketlerin haftada en az 2 eğitim yaptığını söylediler.


    Dün ve bugün de uçaklar eğitim uçuşu gerçekleştirdi. Samsun semalarındaki eğitim uçuşları, havaalanı çevresindeki vatandaşların da dikkatini çekti.

  • “Söz istiyoruz, atama istiyoruz”

    “Söz istiyoruz, atama istiyoruz”

    Ücretli öğretmenler, kadro talebiyle bugün Ankara Ulus’ta eylem yaptı. Ücretli öğretmenler adına yapılan açıklamada, “Bizler tecrübe ile piştik. Adeta saf altın gibi parlıyoruz, tecrübemiz bizim kıdemimiz, bizler kıdemliyiz. Buraya alandan söz almaya geldik, atamayı bizlere verecek misiniz? Söz istiyoruz, atama istiyoruz” denildi. CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ise “Sana söz öğretmenim, senin kaybolan haklarını vermek bizim boynumuzun borcu. Size söz olsun ki 15 Mayıs’ta sizi unutmayacağız” diye konuştu.

    Ücretli öğretmenler, yaşadıkları sigorta, asgari ücret altında maaşlar ve kadro sorunu nedeniyle bugün Ankara’daki Ulus Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği tarafından yapılan açıklamaya, CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya da katıldı.

    Basın açıklamasını, Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği Başkanı Levent Atasoy ve dernek yöneticisi Gülcan Akdoğan okudu ve şunları kaydetti:

    “Mücadelemiz daha yeni başlıyor”

    “Bizle bugün, şimdi bir bile geç olmadan atama almak için buradayız, alandayız, sabırla bekledik. Umutla bekledik; bir ay önce geldik, üç ay önce geldik, geldik de geldik… Çocuklarımızın rızkı için toplandık, geldik. Seçimden önce atama diye yine geldik.

    Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği ve Bursa Ücretli Öğretmenler Dernekleri, Emektar Ücretli Öğretmenler Platformu olarak biz bugün burada yine toplandık. Sayısız basın açıklamaları ve görüşmeler yaptık. Konumuz hep aynıydı, ücretli öğretmenlik adı altında ezildik. Bakan hocamız, bir avuç emektarın atamasına karşıymışsınız, KPSS ile atama ayrı, biz emektarlar ayrı. Bizi ve tecrübemizi KPSS ile mi kıyaslıyorsunuz? Hatalısınız… Yıllarca emek verdik, tecrübe ile uzmanlaştık. Devletimizin pek çok alanda KPSS olmadan alımlarını, devam ettirirken dershane öğretmenleri, taşeron işçiler gibi bize gelince mi KPSS puanı istiyorsunuz? Hatalısınız… Mevzuat ile birikmiş tecrübe arasındaki ayrımı siz bizden daha iyi bilmelisiniz.

    Ücretli öğretmenlerin hiçbir özlük hakkı olmadan ucuz işçiler gibi çalıştırmak, yarım SGK primi ile emekli olma hayallerini ellerinden almak ve sonrasında hadi, senle işimiz bitti diye ortada bırakmak bizce en büyük hatadır, vebaldir. Sizin karşı olmanız gereken sistem, işte bu sistemdir Bakan hocamız… Kesemize küsmeyeceğiz, mücadelemiz daha yeni başlıyor.

    “Bir öğretmen asgari ücretin altında, üç beş altı bin liraya çalışıyor”

    Buradan, alandan bütün toplumun önde gelen her kesimine sesleniyoruz. Bir öğretmen asgari ücretin altında, üç beş altı bin liraya çalışıyor. Duyun bizi, duyun. Sendikalara sesleniyoruz, bir öğretmen asgari ücret altında çalışıyor. Siz buna nasıl müsaade edersiniz, bizler öğretmen değil miyiz? Ülkemiz aydın kesimlerine, gazetecilerine, yazarlarına, siyasilerine, her alanın önde kişilerine sesleniyoruz. Bir öğretmen sizi yetiştiren, topluma kazandıra bir öğretmen, hiçbir özlük hakkı olmadan, bu kast sistemi içinde çalıştırılıyor. Duyarlı her bir vatandaşımıza sesleniyoruz, bizler öğretmeniz, emekli olamıyoruz bilmiyor musunuz? Yıllarca köy okullarında, tercih edilmeyen her okulda çalıştık. Milli eğitimin emektar, candan neferi olduk. Alanımızda uzmanlaştık, bizler atamaya layık olamadık. Bizler tecrübe ile piştik. Adeta saf altın gibi parlıyoruz, tecrübemiz bizim kıdemimiz, bizler kıdemliyiz. Buraya alandan söz almaya geldik, atamayı bizlere verecek misiniz? Söz istiyoruz, atama istiyoruz.

    Yıllardır sesimizi duyurmak için canla başla uğraştık; şu anda geldiğimiz nokta ise sıfır. Haklarımızı istiyoruz. Özlük haklarımız yok, mağduruz. Hiçbir düzenleme yok, hala asgari ücret altında ve yarım SGK primi ile çalışıyoruz. Ne zaman buna çözüm bulacaksınız? Hangi meslekte bu şartlar var? Adımız öğretmen, statümüz yok. Kadro yok. Neyiz biz? Adımız yok. Eğitim fakültesi mezunuyuz, formasyon sahibiyiz, atamayı emek vererek hak ettik.”

    “Sana söz öğretmenim, senin kaybolan haklarını vermek bizim boynumuzun borcu”

    Yıldırım Kaya da burada şunları söyledi:

    “Dün sizinleydik, bugün sizinleyiz. Yarın da sizinle olacağız. Biz, sizin ne yaşadığınızı biliyoruz. Mahmut Hocan Ordu’da seçim çalışması yürütüyor. Hocan seni duymaz. Hocanın seni duyabilmesi için seçim meydanlarında annen, ablan, abin, çocuğun, amcan, dayın yakasına yapışmalı siyasetçilerin. 90 bin ücretli öğretmen kölelik ücreti ile yıllarca açlığa mahkûm edildi. Bugün siz buraya söz almaya geldiniz. Sana söz öğretmenim, senin kaybolan haklarını vermek bizim boynumuzun borcu. Çünkü siz, alın terinizi istiyorsunuz. Bu çocuğun hakkını istiyorsunuz, bakın bu annemiz bu bayrağa sahip çıkmış. Siz cumhuriyete sahip çıkıyorsunuz. Siz, Türkiye’ye sahip çıkıyorsunuz, siz laik, demokratik, çağdaş, bilimsel, kamusal eğitim görsün çocuklarımız diyorsunuz. Siz, depremde barınma hakkınız olmadığı halde, arabanızın içinde yatıp öğrencinize sahip çıktınız. Bu devlet, size çıkmak zorunda. Size söz olsun ki 15 Mayıs’ta sizi unutmayacağız.”

  • “Kadınların okullaşma oranı erkekleri geçti”

    “Kadınların okullaşma oranı erkekleri geçti”

    Bakan Mahmut Özer, Ticaret Bakanı Mehmet Muş ile birlikte Samsun’da Olgunlaşma Enstitüsü Kültür Sanat Merkezi açılışına katıldı. Burada konuşma yapan Bakan Özer, eğitim alanında son 20 yılda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Samsun’da olmaktan mutlu olduğunu dile getiren Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Bakanımız Mehmet Muş da Samsun’da. Gerçekten çok hızlı bir şekilde ülkemizin ticari kapasitesinin artmasındaki engelleri birer birer aşan kıymetli bakanımızın bulunmuş olduğu şehirde bir açılış yapmak bana ayrı bir keyif veriyor. Ben inanıyorum ki bakanımla Samsun çok büyük bir ekonomik kalkınmaya, sadece ekonomik anlamda da değil, üretimde, kültürde, sanatta, diğer alanlarda da çok büyük bir hamleye tanıklık edecek. Biz de Ordu’dan kendisine merhaba diyeceğiz ama tatlı bir rekabet içerisinde olacağız. Birbirimize destek olacağız. Karadeniz’in sahilinde inşallah Samsun’da, Ordu’da, Trabzon’da kıymetli bakanlarımızla birlikte farklı bir renk, farklı bir iklimle ülkemizi kalkındırmak, daha güçlü kılmak için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz” dedi.

    “2000’lerde 300 bin olan derslik sayısı 857 bine çıktı”

    Derslik sayısında çok önemli bir artışa gittiklerinin altını çizen Bakan Mahmut Özer, “Türkiye son 20 yıl içerisinde eğitim de gerçekten devrimsel bir dönüşüme tanıklık etti. Eğitim olmazsa üretim olmaz. Eğitim olmazsa geçmişten geleceğe iddialı bir şekilde yolda yürümek mümkün olmaz. Eğitim olmazsa, sanat olmaz, eğitim olmazsa hiçbir şey olmaz. Onun için bugün rekabet etmiş olduğumuz ülkeler 2. Dünya Savaşı’ndan sonra eğitimde okullaşma oranlarını arttırmak için yani tüm eğitim kademelerinde çocuklarını, gençlerini eğitimle buluşturmak için devasa yatırımlar yaptılar. Okullaşma oranlarını yüzde 100’lere ulaştırdılar. 2000’li yıllara geldiğimiz zaman Türkiye’de eğitimin manzarası çok kötüydü. Bugün şaka gibi geliyor. 2000’li yıllarda 5 yaşındaki okullaşma oranı yüzde 11’di. Okul öncesi eğitimde 100 çocuktan sadece 11 tanesi okuldaydı. 89 tanesi dışarıdaydı. O eğitim alanlar da sosyoekonomik seviyesi güçlü olan ailelerdi. Yani garibanlar, eğitime erişimle ilgili dezavantajları olanlar, eğitime erişemiyordu. Ortaöğretimde yani lisede okullaşma oranı sadece yüzde 44’tü. Yani lise çağı nüfusunun 100 gencimizin 56 tanesi liseye devam edemiyordu, kayıt dışıydı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranları yüzde 14’tü. Türkiye 2000’li yıllara gelirken beşeri sermayesini hoyratça kullanan, ona eğitim üzerinden gerekli değeri vermeyen bir ülke konumundaydı. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde eğitimle ilgili devasa bir seferberlik başlatıldı. Derslikler yapıldı. Okullar yapıldı. 2000’li yıllarda Türkiye’deki 81 ilde, 920 ilçedeki derslik sayısı sadece 300 bindi. Bugün 857 bin dersliği olan bir ülkeyiz” diye konuştu.


    “Okullaşma oranları yüzde 100’e yanaştı”

    AK Parti iktidarı öncesi çok altlarda olan okullaşma oranlarının yüzde 100’e kadar çıkarttıklarına değinen Milli Eğitim Bakanı Özer, “Bu okullaşma oranını artırmak için yapılan hamle eğitimin demokratikleştirilmesi hamlesi oldu. Yani eğitimin önündeki tüm antidemokratik uygulamalar kaldırıldı. Bu ülkede başörtüsü yasağı vardı. Kadınlarımızın başörtüsü nedeniyle en temel anayasal hakkı olan eğitime erişim yasaklanmıştı. Yüksek öğretim kurumlarının önünde, ikna odalarında kadınlarımıza şiddet uygulanıyordu. Bugün kadına şiddetle ilgili konuşanlar o gün hiç konuşmuyordu. İmkanı olan kadınlarımız yurt dışlarına gidiyordu. Bugün beyin göçüyle ilgili konuşanlar da o gün konuşmuyordu. Beyin göçü var. Bu kadınlarımız niye kendi ülkelerinde eğitim alamıyor? Başka ülkelere gidiyor diye. Hiç gündem bile olmuyordu. Başka ne? Bu yasak kaldırıldı bu dönemde. Başka ne vardı? İmam hatip liselerinin ve meslek liselerinin yükseköğretime erişimini engelleyen bir yasa vardı. Bu yasa da 12 yıl uygulandı. 2012’de o da zorla kaldırılıyor. Danıştay iptal ediyor, tekrar değiştiriliyor, tekrar iptal ediliyor. Bugünlere öyle kolay gelinmedi. Bugün konuşuyorlar. ‘Tüm eğitim kademelerinde ücretsiz yemek vereceğiz’ diyorlar. Yani bunu başlatan zaten bu dönem. Bundan önce ücretsiz yemek diye bir şey yoktu. 1,8 milyon öğrenci ücretsiz yemek yiyordu. 6 Şubat’ta biz bunu 5 milyona çıkarttık. Okul öncesi eğitimdeki tüm çocuklarımıza, tüm yavrularımızı ücretsiz olarak yemek veriyoruz. Bu sosyal politikaların bugünkü maliyeti, son 20 yıldaki sosyal politikaların maliyeti 525 milyar TL. Neticede 5 yaştaki okullaşma oranı yüzde 11’den yüzde 99,86’ya çıktı. Ortaöğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 44’ten yüzde 99,17’ye çıktı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 14’ten yüzde 47’lere çıktı. Yani son 20 yıl bu ülkenin beşeri sermayesini en bereketli bir şekilde kullandığı bir döneme tekabül etti. Bunun iki tane kazananı vardı. Birincisi garibanlar. Hani o Türkiye Yüzyılı şarkısında ‘Mazlumlar söylesin şarkılarını’ diyor ya, mazlumlar şarkılarını söyledi bu dönemde. İkincisi de kadınlar oldu. Ortaöğretimdeki kızlarımızın okullaşma oranı ortalama yüzde 39’du. Şu anda yüzde 99’a yükseldi. Kız çocuklarının okullaşmalarını, kadınların okullaşma oranları ilk kez erkekleri geçti. Yükseköğretimde 2014’ten tarihinden itibaren kadınların okullaşma oranı erkekleri geçti” şeklinde konuştu.

    “Yaptıklarımızı hükümsüzleştirip, kendileri yapacaklarmış gibi anlatıyorlar”

    Kendi yaptıkları yenilik ve çalışmaların yok sayılıp muhalefet tarafından hükümsüzleştirildiğini vurgulayan Bakan Özer, “Hatırlayın, biraz hafızanızı tazeleyelim. Hanımefendilerin, çocukların, kız çocuklarının okullaşmasıyla ilgili seferberliklerini o zamanki tartışmalara bakın. Muhafazakar kesim sürekli töhmet altında bırakıldı. ‘Kızlarını, çocuklarını, kadınlarını okutmuyor’ diye. E sen hem okul yapmayacaksın hem başörtüsü yasağı uygulayacaksın, hem de kenara çekileceksin. Rahat bir şekilde ‘ya bu muhafazakar kesim çocuklarını okutmuyor, kız çocuklarını’ diyorlar. E peki problem kaldı mı bugün? Bugün problem kalmadı. Demek ki muhafazakar kesimin eğitimle ilgili bir sorunu yok. Sorun olan onu, sorun olarak dillerine pelesenk eden o vesayet odaklarıydı. Bugün aynı kesim sanki bu ülkenin her derdine dertleniyormuş gibi bizim yaptıklarımızı yapacağız diye öne çıkan kesim. Yani 5 yaştaki okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranını son 1 yıldaki hamleyle 6 bin 700 yeni anaokulunu yaparak yüzde 65’ten yüzde 99,86’ya çıkarttık. Onların beyannamesine baktığınız zaman şunu görüyorsunuz. ‘5 yaşı zorunlu yapacağız’ diyorlar. 5 yaş zaten defakte olarak zorunlu oldu. Yüzde 100’e ulaştı okullaşma oranı. Yani Allah’a şükür eğitimle ilgili söyleyecekleri bir şey yok. Sadece bizim yaptıklarımızı hükümsüzleştirip, kendileri yapacaklarmış gibi anlatmaları aslında bizim yaptıklarımızın da bir teyidi. Zımnen bir teyidi, bu da çok keyifli bir şey” ifadelerini kullandı.

    Olgunlaşma enstitülerinin öneminin de altını çizen Mahmut Özer, “Olgunlaşma enstitüleri çok kritik kurumlar. Baktığınız zaman cumhuriyetin kuruluşundan sonra hızlı bir şekilde devreye alınan kurumlar. Amacı çok sembolik, tarihine bakarsanız İstanbul’da Türk-Müslüman kadın terzi yok. Hep azınlıklar var o dönemde. Sadece yerli el sanatları becerisi olan kadınları yetiştirmek için kuruldular. Bu kadar aslında yerli, milli bir başlangıcı var ve zaman içerisinde Türkiye’nin farklı noktalarında dağılarak o geçmişten günümüze dokumanın, el işlerinin, sanatın, modanın taşındığı kurumlar, taşıyıcı kuruluşları, kurumları olarak hizmet vermeye başlıyor. Emine Erdoğan hanımefendiyi buraya da dokundu. Burayı farklı bir konsepte taşımaya çalıştı. Yani sadece geleneksel üretim teknolojileriyle sınırlı kalmasın. Günümüzde de kullanılabilir ürünlere dönüştürüp geleceğe yani günümüze taşımayla ilgili bir misyon üstlendi. Bu kapsamda işte İstanbul’da, Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsü’nün bohçayla yeni bir markayla tanışılsın. Diğer alanlardaki olgunlaşmayan enstitülerinde de farklı açılımlarla bu devreye girdi” açıklamasında bulundu.

    Ticaret Bakanı Mehmet Muş: “1,6 milyar dolarlık ihracatı yukarı çekmek istiyoruz”

    Programda konuşan Ticaret Bakanı Mehmet Muş ise “Samsun bir turizm, sanayi kenti. Ticaret ve üretim merkezi aynı zamanda ama şimdi kültür merkezi olma noktasında emin adımlarla ilerliyor. Bu açılışını yaptığımız eser mutlaka Samsun’a önemli katkılar sunacaktır. İnsanların burada sosyalleşmesini, becerilerin geliştirilmesini belki burada küçük işletmelerin kurulmasına kadar gidecek daha sonra onların belki büyük bizim alanımız da ihracat olduğu için belki ihracatçılara dönüşecek kadın girişimcilerin çıkacağı bir kuluçka merkezine dönüşebileceğini biliyoruz. Bu anlamda emeğinizden, katkılarından dolayı ve çok kısa bir süre içerisinde tamamlanması için yaptığınız çalışmadan dolayı şehrimiz adına teşekkür ediyoruz. Samsun, Karadeniz’in en büyük şehri. Türkiye’nin sayılı şehirlerinden önemli bir sahil kenti. İki tane önemli ovası var. Hem tarımsal üretim noktasında ülkenin önemli yerlerinden birisi. Hem de bu yapılarla beraber iyi noktaya geleceğiz. Biz tabi üretim olarak geçen sene 1,3 milyar dolar ihracat yapan bir şehiriz. Bunu üretim merkezi olarak baktığımızda 1,6 milyara tekabül ediyor. Dolayısıyla bu rakamı ciddi bir şekilde yukarı çekmek istiyoruz. Bazı çalışmalarımız söz konusu. Onları hayata geçireceğiz. Tabi sanayi tarafını güçlendiriyorken bir de kültür sanat tarafı var bunun bir turizm ayağı var. Bunları bir entegre paket olarak değerlendirilmesi kanaatindeyim. O açından bir taraftan sanayiyi, üretimi, turizm, tarımı güçlendiriyorken bir taraftan da kültürel ve sanatsal faaliyetleri de güçlendireceğiz” dedi.
    Programa ayrıca Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, AK Parti Samsun Milletvekilleri Çiğdem Karaaslan ve Fuat Köktaş katıldı.

    Samsun Olgunlaşma Enstitüsü Kültür Sanat Merkezi özellikleri

    Açılışı yapılan Olgunlaşma Enstitüsü Kültür Sanat Merkezi, 2 tarihi bina ile bu binaların orta kısmında bulunan iç bahçeden oluşuyor. 2022 yılına kadar çeşitli eğitim kurumlarına ev sahipliği yapmış olan binalar, 2022 yılında Samsun Olgunlaşma Enstitüsü’ne tahsis edilerek tadilat ve teşrifatları yapıldıktan sonra Kültür Sanat Merkezi’ne dönüştürüldü. Binanın A bloğunda satış reyonları (Çini ürünleri satış reyonu, moda tasarım-kuyumculuk ürünleri satış reyonu, seramik -cam ürünleri satış reyonu, el sanatları- sanat tasarım ürünleri satış reyonu, müze ve sergi salonları, Samsun Olgunlaşma Enstitüsü Müzesi, Anadolu Selçuklu temalı koleksiyon ve sergi birimi, Osmanlı temalı koleksiyon ve sergi birimi, Atatürk ve Cumhuriyet temalı koleksiyon ve sergi birimi ve Anadolu geleneksel kadın ve erkek giysileri temalı koleksiyon ve sergi birimi) yer alıyor. B blokta mutfak (Kafeterya, kitap kafe, mescit, çini atölyesi, elde Maraş işi (puşide) atölyesi ve el sanatları çiçek atölyesi) bulunuyor.

  • “Eğitimde, sanatta, teknolojide kendimizi eğiteceğiz’’

    “Eğitimde, sanatta, teknolojide kendimizi eğiteceğiz’’

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Murat Kurum, İstanbul’da seçim çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Üsküdar’da Valide Sultan gemisinde ilk defa oy kullanacak gençlerle buluşan Bakan Kurum’a Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen de eşlik etti. Gençlerle hatıra fotoğrafı çekilerek sohbet eden Bakan Kurum, “Kendi ürettiğimiz yerli helikopterimiz, insansız hava araçlarımız, SİHA’mız, İHA’mızla tüm dünyaya meydan okuyoruz. Kendi uçaklarınızı, gemilerinizi yaparsanız ve her alanda kendine yeten bir ülke olursanız büyük ülke olursunuz, güçlü ülke olursunuz. Ülkemizin, bayrağımızın, vatanımızın bağımsızlığı için mücadele ediyoruz. Sevgili gençler, ülke olmazsa, vatan olmazsa biz olmayız. Güzel sahip çıkacaksınız. Bu vatanın geleceğine sizler sahip çıkacaksınız. Ve eminiz ki bizden aldığınız bayrağı ama belediye başkanı olarak ama milletvekili olarak ama bakan olarak çok daha iyisini yapacaksınız, biz buna yürekten inanıyoruz. Biz öyle bir milletiz ki zor günlerde beraber olmayı biliriz. Birbirimize destek olmayı biliriz. 11 ilimizde 14 milyon vatandaşımızın etkilendiği bir depremle 6 Şubat sabahı büyük bir acıyla uyandık. Ve burada da Hatay’dan, Malatya’dan, Adıyaman’dan kardeşlerimiz var.

    Öncelikle ben vefat eden 50 bin 400 kardeşimize, canımıza Allah’tan rahmet diliyorum, tüm yakınlarına başsağlığı diliyorum. Biz biliyoruz ki bütün Türkiye’nin gönlü, kalbi deprem bölgesinde. 21 yıldır hep mücadele ediyoruz. Sebebi aslında sizlere daha iyi bir gelecek ve gençlerimiz için işte kurduğumuz hayalleri bir bir gerçekleştirelim. Tek amacımız, tek hedefimiz buydu. Bu anlayışla çalışacağız ve hep birlikte gençliğin yüzyılını inşa edeceğiz. Sizlerle birlikte inşa edeceğiz. Eğitimde, sanatta, sporda, teknolojide, sanayide kendimizi eğiteceğiz. Kendi doğalgazımızı bakın ne yaptık, çıkardık. Enerjide dışa bağımlı olmazsanız güçlü olursunuz. Kendi topunuzu, kendi SİHA’nızı üretirseniz dünyada söz sahibi olursunuz. Ben bir taraftan çevre ve iklim değişikliğiyle mücadele ediyorum. Bunların sebeplerine de baktığınızda işte sizin yaşayabileceğiniz bir İstanbul’u, Üsküdar’ı inşa etmek. İklim değişikliğiyle de aynı şekilde mücadele ediyoruz sevgili gençler. İklim değişikliği bundan sonraki süreçte sizin hayatınızda her dalda karşınıza çıkacak. Yani iklim değişikliğiyle mücadele önemli” dedi.
    Gençlere yönelik yapılan projelere değinen Bakan Kurum, “18 yaşındaki gençlerimizden 2 milyon başvuru oldu, ev sahibi oldular. 2 milyona yüzde 20 kontenjan ayırdık ve 50 bin gencimiz ev sahibi oldu. Aylık 10 gigabyte internet gençlerimiz için Sayın Cumhurbaşkanımız gençlerimize müjdeledi ve önümüzdeki 5 yılda da 6 milyon gencimiz mezun olduktan sonra o alanlarda istihdam bulabilecek” dedi.

    “Bu güzel ülkemizin geleceğini, yarınlarını sizler devralacak, çok daha iyi noktalara taşıyacaksınız”

    Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ise, “Huzurlarınızda sayın bakanımıza ve ekibine teşekkür ediyoruz. Çok büyük bir deprem yaşadık sevgili gençler. Bu depremden normalde 13, 14 milyon insanımız direkt etkilense de aslında bir millet olarak topyekun bu güzel ülkemizin vatandaşları olarak hepimiz etkilendik. Ama her afette olduğu gibi daha önce de salgında bir arada olduk sevgili gençler. Covid’le mücadele ettik. Ne yazık ki büyük bir deprem oldu. Bu afetlerden Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yakın çalışma ekibi, sayın bakanlarımız, milletvekillerimiz, belediyelerimiz vatandaşların bu zor zamanlarda yanında olmaya çalıştık ki onların öncülerinden birisi de Sayın Bakanımız Murat Kurum Beyefendi. Yani deprem olduğu andan itibaren aradan saat geçmeden felaket bölgesinde sel oluyor ve anında bakıyoruz buralarda. Böyle bir iş tutuş şeklimiz var Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde. Allah hepsinden razı olsun. Bu güzel ülkemizin geleceğini, yarınlarını sizler devralacak, çok daha iyi noktalara taşıyacaksınız” dedi.

    “İstihdamda kadın sayısını 6 milyondan 10 buçuk milyona çıkardık’’

    Bakan Kurum, ardından kadın seçmenlerle kahvaltı programına katıldı. Burada konuşan Bakan Kurum, “Şairin dediği gibi bir kadındır toprağı vatan, evi yuvan yapan. Sizler hem evimizi yuva yapıyorsunuz hem bizlere, hem de çocuğunuza bakıyorsunuz. Aileleriniz için çok büyük fedakarlıklar yapıyorsunuz. Allah hepinizden razı olsun. Tarihimizde olduğu gibi ülkemizi her daim geleceğe taşıyacak olan kadınlarımızdır. AK Parti olarak kadınlarımızın hak ve hürriyetlerinin genişlediği dönemi 21 yıldır yaşıyoruz. 21 yılda hem çalışma hayatında hem de aile hayatında her zaman kadınlarımıza destek olduk. İstihdamda kadın sayısını 6 milyondan 10 buçuk milyona çıkardık. Neredeyse iki katına çıkardık. İŞKUR ve KOSGEB’ler ile kadınlar üretti, iş yeri sahibi haline geldi. Ülkemizi kadına şiddet noktasında bu ayıptan kurtarmak için eğitimden istihdama kadar her alanda birlikte çalıştık. Kadınlarımız ülkemizi en güçlü şekilde temsil etsin diye TBMM’de en yüksek kadın temsil oranına ulaştık. Ev hanımlarımıza emeklilik hakkı getiriyoruz. Emekli olmak isteyen kardeşlerimizin primlerinin üçte birini devletimiz karşılıyor” diye konuştu.

  • Bomba uzmanı köpeklerin nefes kesen eğitimi

    Bomba uzmanı köpeklerin nefes kesen eğitimi

    1963’ten beri Bursa Gemlik’teki Askeri Veteriner Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Köpek Üretim ve Eğitim Tabur Komutanlığı’nda farklı ırklarda yüzlerce köpek eğitimlerini uzman personel eşliğinde aralıksız sürdürüyor. 8 branşta farklı ırklarda yüzlerce köpek eğitilerek yurt içi ve yurt dışında ihtiyaç olan bölgelere personeli ile gönderiliyor.

    Merkezde bomba arama köpekleri de döşenen mayınların bulunmasından, intihar saldırılarını erken teşhis etmeye kadar birçok farklı noktalarda kullanılıyor. Yol kontrol noktaları, meskun mahal ve mağara, tünel operasyonların da görevlendirilen köpekler keskin burunları sayesinde kara, hava, deniz taşıtlarının aranmasında da roller üstleniyor.


    Takım Komuta Üsteğmen, “Bomba arama köpekleri patlayıcı maddelerin imha edilmesi için görevlendirilen özel timlerin yanı sıra bombalı intihar saldırılarını erken teşhis etmek için de kullanılıyor.

    Birlik nizamiyeleri, yol kontrol noktaları, meskun mahal ve mağara tünel operasyonlarında görev alarak görev yaptıkları timlerde bulunan silah arkadaşlarımızın hayatlarını korumaktadırlar. Keskin burunlara sahip bomba arama köpekleri kara, hava, deniz taşıtları meskûn mahal ve şahıs üzerinde bulunabilecek çeşitli patlayıcı maddeleri yüksek hassasiyetle tespit etme yeteneğine sahiptir” diye konuştu.

  • Çadır kentte tıp fakültesi hayali

    Çadır kentte tıp fakültesi hayali

    Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş depremlerinin etkilediği 11 ilde yaşamın normale dönmesi için devlet-millet iş birliği ile başlatılan çalışmalar aralıksız devam ediyor. Her ilde olduğu gibi en fazla zararı gören Hatay’da da bir taraftan sosyal destekler veriliyor, bir taraftan da sahadaki çalışmalar sürüyor.

    Depremzedeler ise kurulan çadır kentler ile konteyner kentlerde yaşamlarını sürdürüyor. Depremde evi hasar gören Aksaç ailesi de yerleştikleri çadır kentte hayatına devam ediyor. Lise son sınıf öğrencisi Gökdeniz Aksaç ise, gönüllülerin çadır kentte kurduğu kütüphanede üniversiteye hazırlanıyor. Depremden sonra da tıp fakültesi kazanma hayalinden vazgeçmeyen Aksaç, her gün düzenli olarak kütüphanede çalışmasını yaparak hayaline kavuşmak istiyor.


    Tek hayalinin tıp fakültesi okumak olduğunu belirten Gökdeniz Aksaç, “Evimiz bu depremde ağır hasar aldı, girilemez durumda. Şu anda çadırda kalıyoruz. Deprem gönüllülerinin bize yardımları sayesinde bu kütüphanedeyim. Şu an YKS’ye hazırlanıyorum, tıp okumak istiyorum. Ama bu şartlarda bakalım evdeki gibi olmuyor, internet yok, teknolojik aletler yok. Buradaki kitaplardan olduğu kadar çalışıyorum. Ben enfeksiyon tanı uzmanı olacağım. İki üniversite okumayı düşünüyorum Bir tane yazılım, bir tane tıp. Bakalım sınavdaki sıralama önce hangisini okuyacağımı belirleyecek” dedi.

  • Depremde hamsterlar, köpeklere rakip olabilir

    Depremde hamsterlar, köpeklere rakip olabilir

    14 yaşındaki lise öğrencisi Mehmet Arhan Sezgili, geçen Eylül ayında ‘2204/A Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nın olacağını öğrendi. Yarışmaya katılmak üzere proje düşünen Sezgili, Elazığ depreminde deprem arama köpeklerinin çok aktif rol oynadığını fark etti. Bunun üzerine 14 yaşındaki genç, evinde beslediği ‘Çılgın’ isimli hamsterin çok meraklı olması nedeniyle deprem ve diğer afetlerde arama kurtarma faaliyetlerinde kullanılabileceğini düşündü.

    Hamsterini eğitti

    Bunun üzerine Sezgili, projesini Yüreğir Bilim ve Sanat Merkezindeki öğretmeni Özden Deveci’ye bahsetti. Öğretmeni tarafından da projesi beğenilen Sezgili, önce evinde ardından da sanat merkezinde hamsterini eğitmeye başladı. İlk olarak küçük labirentler oluşturarak çalışmalara başlayan Sezgili, daha sonra labirentleri büyütüp engeller ekleyerek hamsterin labirenti tamamlayarak geri başlangıç noktasına ulaşmasını sağladı.

    Yarışmada bölge birincisi oldu

    Sezgili ve öğretmeni Deveci, yaklaşık 2 ay boyunca eğittikleri hamsterin labirentteki başarısının videolarını çekip ‘2204/A Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’na gönderdi. Sezgili’nin projesi yarışmada bölge birincisi oldu ve Türkiye finallerinde yarışmaya hak kazandı.

    Mehmet Arhan Sezgili, “Evde uzun yıllardır hamster besliyorum. Hamsterlar çok meraklı hayvanlar. Depremlerde hep arama kurtarma çalışmalarında köpekler kullanılıyordu. Benimde ‘Depremde Hayat Kurtaran Hamster’ proje fikri aklıma geldi. Öğretmenime de sundum projemi ve oda çok beğendi. Ardından projemle ‘2204/A Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’na başvurduk ve bölge birincisi oldum” ifadelerini kullandı.

    “Hamsterların koku ve işitme kabiliyetleri çok gelişmiş”

    Hamsterların enkaz altında köpeklerin giremediği birçok alana rahatlıkla girip arama kurtarma personellerine yardımcı olacağını belirten Sezgili, “Köpekler çok büyük oldukları için enkazda her yere giremiyor. Ancak hamsterlar çok küçük oldukları için enkaz altında her yere girebiliyorlar. Hamsterların koku ve işitme kabiliyetleri çok gelişmiş. Enkaz altında eğitilmiş hamsterlar en ufak bir ses veya kokuyu duydukları anda o alana gidebilirler”diye konuştu.

    Öte yandan Sezgili, hamsterların üzerine kamera ve GPS yerleştirilerek enkaz altına bırakılabileceğini de sözlerine ekledi.

    “Hamster, labirentteki geçitlerden de geçti”

    Yüreğir Bilim ve Sanat Merkezinde görevli öğretmen Özden Deveci, “Hamsterların eğitilebilirliğini göstermek için kendi hamsterımızla labirent çalışması yaptık. Ödülle onun labirentte yol alıp geri dönmesini sağladık. Birde 1 haftalığına hiç eğitilmemiş hamsterla aynı çalışmayı yaptık. Eğitilmemiş hamster girişte fıstık ödülünü yedi ama labirenti çok uzun bir süre tamamlamadı. Bu da hamsterların eğitilebilirliğini gösterdi. Labirente geçitler koyduk, bu geçitler enkaz altındaki farklı engelleri temsil etti”dedi.

    Ayrıca Deveci, sürü halinde hamster eğitiminin çok kolay olacağını vurgulayarak, uygun teçhizatla enkaz altında bırakılan bir çok hamsterin arama kurtarma faaliyetlerinde AFAD’a yardımcı olacağını söyledi.
    Merkezi Müdürü Tolgahan Bostan da, “Yüreğir İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Çelik bize her konuda destek sağladı ve öğrencimiz yarışmadan başarıyla döndü. Bizler Yüreğir Bilim ve Sanat Merkezi olarak her zaman öğrencilerimizi destekliyoruz” şeklinde konuştu.

  • Şırnak ve Hakkari’de eğitime sağanak engeli

    Şırnak ve Hakkari’de eğitime sağanak engeli

    Hakkari ve Şırnak’ta sağanak okulları tatil ettirdi.

    Hakkari Valiliğince alınan kararla; sağanak nedeniyle kent genelinde ilkokul, ortaokul ve liselerde 13 Nisan Perşembe günü eğitime 1 gün ara verildi.

    Ayrıca engelli ve hamile kamu personeli de idari izinli sayılacağı duyuruldu.

    Şırnak Valiliği de kent merkezinde beklenen sağanak nedeniyle, kent merkezinde eğitime 1 gün ara verildiğini duyurdu.

    Valilik açıklamasında, “Şırnak merkez ilçe ve merkez ilçeye bağlı belde ve köylerde, yağış nedeniyle 13 Nisan 2023 Perşembe günü 1 gün eğitim öğretime ara verilmiştir.” denildi.

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) da gönderdiği SMS ile beklenen şiddetli yağışlar için tedbirli olunması yönünde uyarılarda bulundu.

    Şırnaklılara gönderilen SMS’te, “Meteorolojiye göre bugün ve yarın Şırnak’ta kuvvetli sağanak yağış bekleniyor. Sel, su baskını, heyelan ve yükseklerde yoğun kara karşı tedbirli olun.” ifadelerine yer verildi.