Etiket: eğitim

  • ‘Aile okulu projesi’yle binlerce kişiye ulaşıldı

    ‘Aile okulu projesi’yle binlerce kişiye ulaşıldı

    Eğitimler kapsamında 1078 kurs açtıklarını aktaran Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Serkan Gür, “Bakanlığımızın ailelerimize yönelik başlattığı proje ile Türkiye genelinde 1 milyon aileye ulaşıldı. Bursa’da da Aile Okulu Projesi kapsamında ailelerimize yönelik eğitimlerimiz yoğun bir devam ediyor. Bugüne kadar açtığımız kurslarla 47 bin 350 velimize ulaştık. Halk Eğitim Merkezlerimiz 17 ilçemizde çalışmalarını aralıksız sürdürüyorlar. Aynı zamanda bu alanda eğitim veren eğiticilerimize yönelik eğitimlerimiz de devam ediyor. Hedefimiz ilimizdeki tüm ailelerimize ulaşabilmek. Ailelerimizi eğitimlerimize bekliyoruz.” dedi.

    8 ana başlıkta 44 saatlik eğitim

    Toplumun temeli olan aileyi güçlendirmek için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından başlatılan “Aile Okulu Projesi” ile 8 ana başlıkta ve 44 saat olarak verilen eğitimlerle aile yapısını olası risklere karşı daha korunaklı hale getirmek hedefleniyor.

    Aile Okulu Projesi kapsamında velilere, aile içi iletişim, çatışma ve stres yönetimi, bilinçli ve güvenli teknoloji kullanımı, bağımlılıkla mücadele, sosyal duygusal beceri gelişimi, akran ilişkileri, ahlaki gelişim, sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitelerden oluşan 8 ana başlıkta eğitimler veriliyor.

    Aileler, Aile Okulu’nda öğrenci oldu

    8 ana başlık arasında yer alan ‘çatışma ve stres yönetimi’ dersinde aile içinde sorunlarla başa çıkma gücünün artırılması, ‘bilinçli ve güvenli teknoloji kullanımı’ dersinde hem anne ve babaların hem de çocukların sosyal hayatlarını etkilemeden gerçek yaşamda güvenli bir şekilde nasıl çevrimiçi olabilecekleri, ‘bağımlılıkla mücadele’ dersinde zararlı alışkanlıklarla başa çıkabilmek, bedenen ve ruhen sağlıklı bir yaşam sürmek için yol gösterilirken ‘sosyal duygusal beceri gelişimi’ dersinde ise verilen bilgilerle çocukların kendi aralarındaki ve ebeveynleriyle ilişkisinin derinleştirilmesi ve güçlendirilmesi amaçlanıyor. ‘Akran ilişkileri’ ile çocukların kendi yaşıtlarıyla iletişimini kolaylaştırmak hedeflenirken  ‘ahlaki gelişim’ dersi ile maneviyatın pekiştirilmesine katkı sunuluyor. ‘Sağlıklı beslenme ve fiziksel aktiviteler’ dersi ile daha sağlıklı bir aile yapısına katkı sağlanıyor.

  • Yenişehir’den eğitime destek

    Yenişehir’den eğitime destek

    Yenişehir Demirciler ve Madeni İşler Sanatkarları Esnaf Odası Başkanı Yusuf Süer, “Odamızın katkılarıyla Yenişehir Mesleki ve teknik Anadolu Lisesi “ Makine Teknolojisi Alanı 11-A sınıfı öğrencilerimiz, Bölüm Öğretmenlerimiz ve okul Müdürümüz Mehmet Şahin ile birlik de “Metal İşleme Teknolojileri, Saç İşleme Teknolojileri ve Otomasyon fuarlarını tek çatı altında buluşturan BUMATECH Bursa Makine Teknolojileri Fuarı’na yapmış olduğumuz ziyaret ile öğrencilerimizin bölümleri ile ilgili kendilerini geliştirebilmeleri için bilgi ve birikimlerine faydalı olmaya çalıştık” diye konuştu.

    Başkan Süer, “Yenişehir Mesleki ve teknik Anadolu Lisesi Makine Teknolojisi Alanı öğrencilerimiz ile Ermetal Şirketine yapılan ziyaret kapsamında,  fabrikalardaki yapılan üretim ve kullanılan makineler hakkında bilgiler aktarıldı. Buda öğrencilerimize okul sonrasında atılacakları iş hayatlarında başarılı olabilmeleri için olanak sağladı” dedi.

    Öğrenciler ve beraberindeki heyet Bursa Esnaf ve sanatkarlar Odaları Birlik Başkanı Fahrettin Bilgit’i makamında ziyaret etti.

  • Miniklere hijyen ve güvenlik eğitimi

    Miniklere hijyen ve güvenlik eğitimi

    Yıldırım Belediyesi Kreşi’ndeki çocuklara Güvenlik ve Hijyen eğitimi verildi. Eğitim çerçevesinde çocuklara doğru el yıkama, hijyen ve temizlik konularında bilgi verildi. Ayrıca etkinlikte çocuklara güvenlik eğitimi verildi. Gerçekleşen faaliyetin sonunda miniklere boyama kitabı hediye edildi.

  • Bursa’da okul zili aileler için çalıyor

    Bursa’da okul zili aileler için çalıyor

    Eğitimin en önemli paydaşlarından birisinin aileler olduğunu vurgulayan Bursa İl Millî Eğitim Müdürü Serkan Gür, Bakanlığın liderliğinde okul çağı nüfusu dışındaki yetişkinlere de her türlü eğitim hizmetini sunmaya çalıştıklarını söyledi.

    Aile Okulu Projesinde velilere 8 ana başlıkta toplam 44 saatlik eğitimlerin verildiği hatırlatan Serkan Gür, “Aile Okulu Projesi çerçevesinde verilen eğitimlerin önemli bir boşluğu doldurduğunu;ailelerimizin bu eğitimlerden çok faydalandığını ve çok mutlu olduklarını gördük. Tüm velilerimizi eğitimlere katılmak üzere okullarımıza davet ediyoruz. Projenin hayata geçirilmesinde Başta Bakanımız Sayın Mahmut Özer olmak üzere Hayat Boyu Genel Müdürlüğümüze ve projede emeği geçenlere şükranlarımızı sunuyoruz.” dedi.
    Bursa’da geçtiğimiz Ağustos ayında başlayan Aile Okulu Projesinde 4 bin 342 öğretmene eğitici eğitimi verildi. Proje çerçevesinde Bursa’da açılan 819 kursa 36 bin 206 veli katıldı. Aile Okulu Projesiyle velilere aile içi iletişim, çatışma ve stres yönetimi, bilinçli ve güvenli teknoloji kullanımı, bağımlılıkla mücadele, sosyal duygusal beceri gelişimi, akran ilişkileri, ahlaki gelişim, sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitelerden oluşan 8 ana başlıkta toplam 44 saatlik eğitimler veriliyor.

  • “Kadınların eğitimdeki payı arttı”

    “Kadınların eğitimdeki payı arttı”

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Fransa’nın başkenti Paris’teki OECD Eğitim Bakanları Toplantısı’nın ikinci gününde gerçekleştirilen programlar kapsamında “Eğitim Hayatını Çalışma Hayatı ile Uyumlu Hâle Getirmek” temalı oturumda Türkiye’nin mesleki eğitim alanında gerçekleştirdiği dönüşümleri paylaştı. Bakan Özer, konuşmasında mesleki eğitimin sadece eğitim çağ nüfusu için değil, eğitim çağ nüfusu dışındaki yetişkinlerin de iş gücü piyasasına entegrasyonunda ve özellikle mültecilerin entegrasyonunda çok önemli bir işlev gördüğünü söyledi. Türkiye olarak son yıllarda mesleki eğitimin güçlendirilmesiyle ilgili çok önemli projeler hayata geçirdiklerini aktaran Özer, “Bizde mesleki eğitim; okul temelli meslek lisesi olarak veriliyor.

    Bir de Almanya’daki gibi dual mesleki eğitim var; yani haftada bir gün okulda, diğer günler gerçek iş ortamlarındaki mesleki eğitim merkezlerinde eğitime devam ediliyor. Bizim özellikle meslek liseleriyle yaptığımız en önemli hamleler, süreçlerin tamamına sektörün dahil edilmesi oldu. Sektör dahil edildikten sonra tüm müfredatı güncelledik ve özellikle mesleğe özgü, akademik ve jenerik becerilere çok fazla ağırlık veren yeni bir mesleki eğitim inşasına geçiş yaptık. Bu süreç gerçekten akademik olarak başarılı öğrencilerin mesleki eğitime doğru kaymasında çok önemli bir işlev gördü. Aynı zamanda yaparak/yaşayarak öğrenmeyi merkeze koymakla meslek eğitimi çok daha iyi noktaya taşıdık” dedi.

    Türkiye’de mesleki eğitim tarihinde ilk kez mesleki eğitimi AR-GE merkezleriyle, fikri mülkiyet ve sınai haklarla buluşturma imkanına kavuşturduklarını vurgulayan Özer, “Artık meslek liselerinde marka, patent, faydalı model, tasarım gibi fikri mülkiyetle ilgili ürünlerin inovatif yaklaşımla geliştirilmesi ve tesciliyle ilgili süreçler, çok yaygın bir şekilde kullanılmaya başladı. Meslek liseleri özellikle yaptıkları ürünlerle sadece bir mesleki eğitim olarak değil, aynı zamanda toplumsal ihtiyaçların karşılanmasında da çok önemli boşlukları doldurmaya başladılar. Meslek liselerinin özellikle Covid-19 salgını sürecinde toplumun ihtiyaç duyduğu maske ve dezenfektandan solunum cihazına, maske makinesine kadar çok sayıda ürün üreterek ihtiyaç duyulan noktalara ulaştırılmasında çok büyük katkıları oldu” dedi.

    “Eğitim merkezlerine kayıtlı dual mesleki eğitimdeki öğrenci sayısını 159 binden 1 milyon 151 bine çıkardık”
    Türkiye’nin mesleki eğitimdeki en önemli kırılma noktasının dual mesleki eğitimde gerçekleştiğine dikkati çeken Özer, “2021 yılının sonunda hem işverenler için hem de gençler için çok cazip mekanizma oluşturan yeni bir kanuni düzenlemeye gittik. Bu kanuni düzenlemeden sonra Türkiye’de bir yıl gibi kısa sürede mesleki eğitim merkezlerine kayıtlı dual mesleki eğitimdeki öğrenci sayısını 159 binden 1 milyon 151 bine çıkardık” dedi.

    Türkiye’de mesleki eğitim merkezlerinde ortaokul mezunu olmanın yeterli olduğunu hatırlatan Bakan Özer, “Herhangi bir yaş sınırlaması yok. Dolayısıyla özellikle ne eğitimde ne de istihdamda olan yetişkinlerin mesleki eğitim yoluyla hayata bağlanmalarında çok önemli bir fırsat da ortaya çıkmış oldu” dedi. “Gelinen noktada, 159 binden 1 milyon 150 bine çıkan mesleki eğitimdeki öğrenci sayısını görüyoruz ki yüzde 55’i 18 yaşının üzerinde” ifadelerini kullanan Özer, dolayısıyla OECD ülkelerin özellikle eğitim ve iş gücü piyasasındaki geçişkenliğin performansını ölçmede kullandığı NEET (Ne Eğitimde Ne İstihdamda) oranında Türkiye’de 2022 yılı için çok önemli iyileştirmelere yol açtıklarını belirtti. Özer, “Türkiye’nin bu oranı OECD ortalamasının yaklaşık iki kat olmasına rağmen özellikle mesleki eğitim merkezlerinin bu şekilde güçlenmesi, Türkiye’nin ne eğitimde ne istihdamda olan yetişkinlerin eğitim süreçlerinde mesleki eğitim yoluyla entegrasyonda çok önemli mesafe almasına yol açtı” dedi.

    “Kadınların dual mesleki eğitimdeki payı yaklaşık 15 kat arttı”

    Burada en önemli kazançlardan birinin de kadın istihdamında açılımın sağlanmasıyla ilgili olduğunu kaydeden Özer, “Kadınların mesleki eğitim merkezlerindeki, yani dual mesleki eğitimdeki payı, bir yıl gibi kısa sürede yaklaşık 15 kat arttı. Dolayısıyla artık özellikle ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların mesleki eğitim yoluyla iş gücü piyasasına entegrasyonunda çok önemli bir avantaj sağlanmış oldu” dedi.

    “Şu anda Türkiye en fazla Suriyeliye ev sahipliği yapan ülke konumunda”

    Türkiye’nin göçmenlerle ilgili çok önemli bir yük taşıdığına dikkat çeken Özer, “2011’de Suriye’deki iç savaşın başlamasından sonra Suriyelilerin Türkiye’ye akınıyla, şu anda Türkiye en fazla Suriyeliye ev sahipliği yapan ülke konumunda. Yaklaşık 4 milyon Suriyeli var ve bunların yaklaşık 1 milyonu eğitim çağı nüfusunda olduğu için Türkiye’nin eğitim hizmetinden yararlanıyorlar ama geri kalan Suriyelilerin de iş gücü piyasasına entegrasyonunda mesleki eğitim merkezlerini ve mesleki eğitimi çok önemli enstrüman olarak kullanıyoruz. Böylece toplumun, özellikle mülteciler bağlamında da çok daha kapsayıcı bir aşamaya geçmesinde, mesleki eğitimi çok başarılı bir enstrüman olarak kullanmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Dolayısıyla mesleki eğitimdeki son bir iki yıl içindeki bu büyük dönüşüm, hem Türkiye’nin ortaöğretim sisteminin güçlenmesinde hem de eğitimde kapsayıcılığın ve eşitliğin artmasında çok önemli işlev gördü. Aynı zamanda istihdamdaki dezavantajların ortadan kaldırılmasında çok önemli bir katkı sağladı” dedi.

    Bakan Özer, OECD Eğitim Bakanları Toplantısı’nın kapanış oturumuna katıldı

    Özer, Paris’teki OECD Eğitim Bakanları Toplantısı kapsamında düzenlenen “Eğitim Yoluyla Eşitlikçi Toplumlar İnşa Etmek” başlıklı bildirinin kabul edildiği kapanış oturumuna katıldı. Programlarda Bakan Özer’e Bakan Yardımcıları Petek Aşkar ve Sadri Şensoy’la AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Hasan Ünsal da eşlik etti.

  • Engelsiz eğitim için eylem planı

    Engelsiz eğitim için eylem planı

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yaptığı yazılı açıklamada her çocuğun eğitime eşit erişim hakkı olduğunu ve bu çerçevede fırsat eşitliğini artırmak için çalışmalar yürüttüklerini belirtti. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla özel eğitime ihtiyacı olan çocukların eğitim süreçlerini desteklemek amacıyla yürütülen faaliyetlerle ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Özer, şunları söyledi:
    “Bakanlık olarak özel çocuklarımızın her zaman yanında olmaya devam ediyoruz. Özel eğitim ihtiyacı olan çocuklarımızın, akranlarıyla aynı okullarda, kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim alması fırsat eşitliği açısından çok önemli. Bu kapsamda bakanlık olarak eğitimde fırsat eşitliğini yaygınlaştırmak ve her bireyin eğitime eşit düzeyde erişimini güçlendirmek amacıyla özel eğitime ihtiyacı olan çocuklarımızın, sosyal ve mesleki gelişimlerine katkı sunmak için çok çeşitli eğitim faaliyetleri düzenliyoruz. Türkiye’de özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerimiz kaynaştırma/bütünleştirme, özel eğitim sınıfları, özel eğitim okulları, pansiyonlu özel eğitim okullarının yanı sıra evde ve hastanede özel eğitim hizmetlerinden faydalanıyor.

    Bu çerçevede, ülkemizde 334 bin 366 öğrencimiz kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla, 79 bin 832 öğrencimiz de özel eğitim sınıflarında eğitimlerini sürdürüyor. Ayrıca 60 bin özel eğitim ihtiyacı olan öğrencimiz özel eğitim okullunda, 10 bin 578 öğrencimiz evde eğitim alıyor. Kaynaştırma/bütünleştirme eğitimi kapsamında, özel eğitim öğrencilerimizin ihtiyaç duydukları alanlarda bireysel eğitim alabilecekleri 12 bin 189 destek eğitim odasında da öğrencilerimize eğitim imkanı sağlıyoruz. 993 öğrencimiz ise hastanede eğitim hizmetinden yararlanıyor. 34 pansiyonlu özel eğitim okulumuz da öğrencilerimize hizmet veriyor.

    Özel çocuklarımızın eğitimine katkı sunmak amacıyla Bakanlık olarak bir ilki daha gerçekleştirdik ve 2022-2026 yıllarında uygulanmak üzere “Kaynaştırma/Bütünleştirme Yoluyla Eğitim Uygulamaları Ulusal Eylem Planı” hazırladık.”
    Bakan Özer, eylem planı öncesinde, ülke genelinde mevcut kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulamalarının izlenmesi ve değerlendirilmesinin nasıl yapılabileceğine ilişkin tüm paydaşlarla iş birliği gerçekleştirerek durum tespiti için saha araştırması yapıldığını, öğrenci, aileler, öğretmen ve okul yöneticileriyle anketler düzenlendiğini belirtti.

    Bu çerçevede bakanlık bünyesinde bir komisyon kurduklarını aktaran Özer, şu bilgileri verdi:
    “Türkiye genelinde uygulaması yapılan saha araştırmasına, kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulamaları kapsamında lise kademesinde öğrenim gören 6 bin 871 özel eğitim öğrencimiz, 79 bin 227 velimiz, tüm kademelerde görev yapan 44 bin 176 öğretmenimiz ve 10 bin 220 okul yöneticimiz katıldı. Saha araştırmasından elde ettiğimiz verileri analiz ettik. Çalışmalar sonucu oluşturduğumuz ‘Kaynaştırma/Bütünleştirme Yoluyla Eğitim Uygulamaları Ulusal Eylem Planı’mızın taslağını iç ve dış paydaşlarımızla yeniden değerlendirdik.”

    İlk defa ulusal eylem planı hazırlandı

    Tüm çalışmalar sonrası hazırlanan “Kaynaştırma/Bütünleştirme Yoluyla Eğitim Uygulamaları Ulusal Eylem Planı’nın bu alanda bir ilk olduğuna işaret eden Bakan Özer, “Özel eğitime ihtiyacı olan çocukların eğitim süreçlerini desteklemek, hayata uyumlarını güçlendirmek ve velilerin üzerindeki maddi ve manevi yükü hafifletmek için ilk kez kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulaması için kapsamlı bir yol haritası sunan eylem planı hazırladık. Eylem planı ile ulusal düzeyde uygulamalarda iş birliğini artırarak kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulamaları kapsamında eğitim alan öğrencilere, eğitim hizmetlerimizin kapsamını genişletiyoruz. Eylem planı ile ülke genelinde bu alanda iyi uygulama örneklerini geliştirecek ve yaygınlaştıracağız. Ayrıca öğretmen ve okul yöneticilerinin kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulamalarına yönelik mesleki donanımlarının artırılması ve ailelerin desteklenmesi yoluyla sunulan eğitim hizmetlerimizi de geliştireceğiz” diye konuştu.

    Dört politika alanı

    Yürütülen çalışmalar neticesinde hazırlanan ulusal eylem planının; “Eğitim Öğretime Erişim”, “Eğitim ve Öğretimde Kalitenin Artırılması”, “Farkındalık ve Tutum Artırma” ve “Yasal Düzenlemeler” olmak üzere dört politika alanı, 19 eylem maddesi ve 51 göstergeden oluştuğunu kaydeden Özer, “Eylem planı ile özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilere ülke genelinde sunulan eğitim hizmetlerinin niteliğini artırmayı, izlenebilir ve denetlenebilir bir sistem oluşturmayı hedefliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
    Bakan Özer, eylem planının Bakanlığın “meb.gov.tr” adresinden erişime açıldığını duyurdu.

  • Bursa’da yüzlerce öğrenci mağdur oldu

    Bursa’da yüzlerce öğrenci mağdur oldu

    Bursa’nın merkez Osmangazi ilçesi Kükürtlü Mahallesi Çekirge Caddesi üzerinde bulunan özel bir kolejde öğrenim gören öğrenciler, sabah okula gittiklerinde büyük şok yaşadılar. Okulun iflas ettiği ve satıldığı yönünde iddialar üzerine öğrenciler durumu ailelerine bildirdi. Okula gelen öğrenci velileri ise çocukları perişan halde görünce büyük üzüntü yaşadı. Duruma sinirlenen veliler, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yardım isterken, Bursa Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. Lise son sınıf öğrencisi olan ve bu sene üniversite sınavına girecek olan öğrencilerin ise psikolojisinin bozulduğu öğrenildi.

    Sabah oğlunun telefonla okulun kapandığı bilgisine ulaşan Harun Tak ve diğer veliler soluğu okulda aldı. Müdür ve öğretmenlerinde aynı şekilde konudan habersiz olduğunu ve mağdur olduklarını belirten Sak, ” Sabah oğlum aradı. Baba, “okul iflas etmiş” dedi. Daha sonra bir geldik bütün veliler burada. Okul yönetiminden kimse yok. Okul sahibi kaçmış ortada yok. Biz bununla Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacağız ama bu kamu davası da olabilir sonuçta. Bu okulda 160 tane öğrenci var. 3-4 ay sonra üniversite sınavına girecek öğrenciler var hepsinin psikolojisi bitmiş durumda. Teşekkür ederiz başka bir özel kurumun yöneticileri kucak açtı bizlere.

    O biraz belki moral olur ama yeni başlayan bir haftalık öğrenciler de var burada. Paralar peşin verilmiş. Ben 2 buçuk yıllık ödememi peşin verdim. Ortada muhatap yok. Ortada kaldık yani. Bu konuda bakanlıklara Cumhuriyet Savcılığı’na da suç duyurusunda bulunacağız. Maddi zararı geçtik, öğrencilerin psikolojisi, öğrencilerin geleceği söz konusu burada. Ayrıca yıllık ödeme fiyatları diğer masraflar hariç 150 öğrenci var. Her birinden 25 bin lira para alındı. Bu konuya derhal Milli Eğitim Bakanlığının el atması gerekiyor” dedi.

     

    Kolejin yıllık 25 bin liralık ödemesi olduğunu ve 150 öğrencinin bulunduğunu belirten öğrenci velisi Sinan Ünvermiş, ”Burada çocuklarımızın geleceği söz konusu. Benim oğlum dokuzuncu sınıf öğrencisi. Şu anda telafisi olabilecek bir durum. Diğer çocuklarımız hepsi birbiriyle arkadaş burada. Son sınıf öğrencileri var. Sabah çocuk okula geliyor, bir saat sonra arıyor, baba okul kapatılmış dedi. Şok oldum” dedi.

    Konuyla ilgili tepkisini dile getiren okulun öğrencisi Deniz Ahmet Şentürk, ”Okula gelirken arkadaşlarım aradı. Duydum ki satılmış. Bu okul değil. Bir ticarethane. Bizi ortada bıraktı. Özel başka bir okul olmasaydı belki buradan içeri bile giremezdik. Biz şu anda kitaplarımızı toplamaya geldik. Öğretmenlerimizi son görüşümüz belki” diyerek tepkisini dile getirdi.
    Diğer yanda okulda görevli okul müdürü ve öğretmenlerin de mağdur olduğu hiç bir şekilde onlara da bilgi verilmediği ve aylardır maaşlarının yatırılmadığı iddia edildi.

  • “Okullaşma oranları yüzde 55.8 arttı”

    “Okullaşma oranları yüzde 55.8 arttı”

    OECD ve Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle, Türkiye’nin mesleki eğitim alanında gerçekleştirdiği reformu ele almak için düzenlenen zirvenin ana başlığı, “Geleceğe Hazır Bir Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemi İnşa Etmek” oldu. Zirveye OECD ülkelerinin yanı sıra OECD’ye üye olmayan birçok ülkenin de katılımıyla gerçekleştirildi. Konferansın açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da video mesajı katılımcılar işe paylaşıldı.
    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, OECD Mesleki Eğitim Zirvesi’nde önemli açıklamalarda bulundu.

    “Eğitim alanında son 20 yılda gerçekleşen çarpıcı dönüşüme hep birlikte şahitlik ediyoruz”

    Eğitim alanında son 20 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde oldukça önemli yatırımlar yapıldığını ve eğitimde ülke olarak kitlesel bir dönüşüm yaşandığını belirten Bakan Özer, “OECD ülkeleri daha 1950’li yıllarda ikinci Dünya Savaşı’ndan sonra eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarının yüzde 90’ların üzerine taşıdılar. Maalesef Türkiye 2000’li yıllara kadar bu süreci çok başarılı bir şekilde yönetemedi. 2000’li yıllarda ilkokul hariç eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranları yüzde 50’nin altındaydı. Ama son 20 yılda bu cumhuriyetin ilk yüzyılını tamamlamada en önemli enstrüman olan eğitimin bu eksikliğini gidermede sayın cumhurbaşkanımızın liderliğinde devasa yatırım yapıldı. Gerçekten eğitimde kitlesel bir dönüşüme sahne oldu. 81 ilde tüm ilçelerine hiçbir bölge ayrımı yapılmaksızın, Türkiye’nin her noktasına yepyeni okullar ve inşa edilerek beşeri sermayenin eğitimle buluşulması için inanılmaz bir seferberlik gerçekleştirildi. Ve 20 yılın sonunda eğitimde gelinen noktaya rakamlarda çok çarpıcı bir dönüşümü hep birlikte şahitlik etmekten de büyük mutluluk duyuyorum” dedi.

    2000’li yılların başında Türkiye’de bulunan eğitim oranları ile günümüze geldiğimizde ulaşılan eğitim oranlarından bahseden Bakan Özer, “ Uygulanan eğitim programları ile birlikte oranların neredeyse yüzde yüze yaklaştığını belirtirken, bu gelinen nokta ile ilgili “2000’li yıllarda beş yaşta yani okul öncesindeki okullaşma oranı sadece yüzde 11’di. Bugün yüzde 98. İlkokuldaki okullaşma oranı yüzde 99.63’e yani yüzde yüze ulaştı. Özellikle 4+4+4 reformundan sonra ortaöğretimdeki okullaşma oranlarında devasa bir artış oldu. 2000’li yıllarda ortaöğretimde yani liselerdeki okullaşma oranı yüzde 44 bugün yüzde 95’e ulaştı. Son 20 yıl eğitimde kitleselleşme evresine tekabül etmekte. Bunun iki kazananı oldu. Birincisi sosyoekonomik seviyesi görece dezavantajı olan kesimler yani eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için tarihi bir dönem yaşanmış oldu. Onların hepsi eğitime katılabildi. Okul öncesinden yüksek öğretime kadar ücretsiz bir şekilde eğitimden yararlanabilme imkanına kavuştular” şeklinde konuştu.

    “Türkiye ilk kez cumhuriyet, eğitimin tüm kademelerinde cinsiyet ayrımı yapmadı”

    Milli Eğitim Bakanı Özer, son 20 yılda kız çocuklarının okullaşmasıyla ilgili oldukça büyük seferberliklerin oluşturduğunu belirtirken bu alanda önemli bir başarı kaydedildiğini belirtti. Kız çocuklarının okullaşma oranlarından bahseden Bakan Özer, “2000’li yıllarda kız çocuklarının okullaşma oranları yüzde 39.2’yken bugün yüzde 95’e ulaştı. Yani Türkiye, ilk kez cumhuriyet, eğitimin tüm kademelerinde cinsiyet ayrımı yapmadı. Bölge ayrımı yapmadan tüm çocuklarını eğitimle buluşturabilme başarısını gösterdi” dedi.

    “Çırak kalfa oranı 1 milyon 108 bine çıktı”

    Meslek liselerinde gerçekleştirilen eğitimde oldukça gelişme kaydedildiğini ve artık LGS sınavlarında başarılı olan öğrencilerin meslek liselerini tercih ettiğinden bahseden Bakan Özer, “ Buralardan mezun olan öğrencilerin Türkiye’nin kültüründe bulunan bin yıllık ahilik kültürüne göre yetiştiklerini ve çırak kalfa oranının 1 milyon 108 bine çıktığını belirterek; “Tüm eğitim literatüründe sadece meslek eğitimi için değil diğer eğitimler için de anahtar olan ‘yaparak öğrenme’ odaklı bir şekilde mesleki eğitimi tekrar dizayn etmek için üretim kapasitesini artırdık. Meslek liseleri artık öğrencileri istihdam edilebilirlikle ilgili kazanacakları becerileri eğitim ortamlarında kazanmaya başladılar. İkinci attığımız adım yine başkanımız bir değindi o doğal mesleki eğitim dediğimiz aslında hep Almanya’ya referans gösterenler ama Türkiye’nin geçmişinde bin yıllık ahilik kültüründe merkezini bulan o çıraklık, kalfalık ve ustalık eğitiminin haftada bir gün okulda dört gün işletmede beceri eğitiminin yapıldığı eğitim türüne el attık.

    Çünkü bu eğitim türü özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin en fazla ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmektedir. 25 Aralık 2021 yılında iki önemli kanun değişikliği yaptık. Hepinizden malum olduğu üzere bu kanun değişikliğiyle daha öncesinde işveren üzerinde yük olan asgari ücretin üçte biri, yüzde 30’u öğrencilere verilen payı devlet olarak tamamen üzerimize aldık. Aynı zamanda üç yılın sonunda kalfa olan gençlerimizle o değişikliğin karşılığı olarak asgari ücretin yüzde 30’dan yüzde 50’sine çıkarttık. 25 Aralık 2021 tarihinde Türkiye’de tüm mesleki eğitim merkezlerindeki çırak kalfa sayısı sadece 159 bindi. Bugün 1 milyon 108 bin çırak ve kalfa var” açıklamasında bulundu.

  • EBS, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik istihdamına karşı

    EBS, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik istihdamına karşı

    Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube, yeni dönemin ilk il divan toplantısını gerçekleştirdi. Aynı yerde kalmak için bile çok hızla koşmaya mecbur olduklarını ifade eden EBS Bursa 1 No’lu Şube Başkanı Ramazan Acar, “Mevcut ile yetinmeyip zirveden yeni ufuklara yelken açmaya devam edeceğiz. Tehdit dili değil, tenkit ve teklif dili kullanan bir sendikacılık yapıyoruz. Ülke ve toplum yararına olan her konuda elini taşın altına koymaya hazırız. Yeni dört yıllık refakat dönemimizde sadece sesimizi değil, sözümüzü de yükseltmeye devam edeceğiz. Eğitimin verimliliğinin ve niteliğinin, eğitim çalışanlarının hak ettiği değeri görmesi, özlük hakları boyutuyla da emeklerinin karşılığının verilmesiyle mümkündür. Öğretmenin başarısını artıracak unsurlar, rahat çalışma ortamına, mesleği cazip hâle getirecek hak ve imkânlara bağlıdır. Bu sebeple, eğitimcilerin maddi kazanım ve imkânları artırılmalı, meslek kanunu öğretmenlerin beklentilerini karşılayacak bir içeriğe kavuşturulmalıdır. Sendika olarak, bunun gerçekleşmesi için çalışıyor, mücadele veriyoruz” dedi.

    Hak, emek, özgürlük mücadelesi veren bir sendika olduklarını vurgulayan Başkan Acar, “30 yıldır süren mücadelemizle yüz binlerin sesi, çözümlerin adresi olduk. Harcadığımız çaba, verdiğimiz mücadeleyle angaryaya son verilerek nöbete ücret ödenmesini, sınav ücretlerinde adaletsizliğin son bulmasını, kariyer basamaklarının yeniden hayata geçirilmesini, 3600 ek göstergenin çıkmasını, birçok eksiğine rağmen öğretmenlik mesleğini düzenleyen müstakil bir kanun beklentisini karşılama yönünde olumlu bir adım olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun hayata geçirilmesini sağladık. Ülkemizin bugün ulaştığı demokratik birçok kazanımda, yeni hakların kazanılmasında, yasakların kaldırılmasında, özgürlük alanlarının genişletilmesinde örgütlü mücadelemizin payı büyüktür” şeklinde konuştu.

    Uzun süredir eğitim çalışanlarının gündemini meşgul eden Öğretmenlik Meslek Kanunu’na da değinen Başkan Acar, kariyer basamaklarının yeniden hayata geçirilmesi, uzman ve başöğretmenlere ücret ve ilave derece artışı getirilmesi, adaylık sürecindeki yazılı sınavın kaldırılması, öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi gibi önemli özlük hakları ihtiva eden kanunun içeriğinin zenginleştirilmesi için çalıştıklarını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü;
    “Kanun, mevcut hâliyle öğretmenlerimizin beklentilerini ve toplu sözleşme masasına taşıdığımız talepleri karşılamamaktadır. Meslek kanununun adına yakışır şekilde bir içeriğe kavuşturulması için mücadelemiz devam edecek. Sendika olarak, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi istihdam biçimlerine karşıyız. Bu tür uygulamalara son verilerek atamalar kadrolu yapılmalıdır. İstihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere zorunlu hizmet gibi dayatmalar sona erdirilmeli, söz konusu bölgelerde görev yapan eğitimcilere ilave teşvikler verilmeli; öğretmenleri motive ve teşvik edecek, imkânlar, fırsatlar ve artırımlı haklarla ödüllendirecek bir sistem hayata geçirilmelidir.”

    Vergi muafiyetinin uzun zamandır gündemde tuttukları bir konu olduğunun altını çizen Başkan Acar, “Kamu çalışanlarına asgari ücret miktarı vergi muafiyeti gelmesi kamu çalışanlarını bir nebze rahatlattı. Ancak, eğitim çalışanlarının vergi yükü matrah artırımları sebebiyle ikinci 6 aylık zamdan istifade edemeyecek konumdadır. Onun için vergi dilimi ya yüzde 15 olarak sabitlensin veya maaş dışı ek ödemeler emeklilikte sayılmadığı gibi vergi diliminden de sayılmasın önerimizde ısrarcıyız. Yeni dönemde bu talebimizin tam karşılık bulması için mücadelemizi sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

    Okul bazlı bütçe çağrılarının kısmen de olsa karşılık bulduğunu hatırlatan Başkan Ramazan Acar, “Okulların öğrenci sayıları, nitelikleri gibi parametrelerden oluşan bir bütçe planlaması yapılabilir. Okul müdürlerinin en önemli meşguliyetlerinden olduğu, okul yöneticilerinin bu konularda harcadığı enerjiyi, eğitim konularına odaklanarak harcamaları halinde eğitim öğretim niteliğinin artacağı bilinen bir gerçektir. Bu sene ilk defa temel eğitim okullarına da ödenek gönderildi. Başlangıç açısından olumlu bir adımdır. Ama yetersizdir. Talebimiz kısmen de olsa karşılık bulmuştur, geliştirilip artırılmalıdır. Her öğrenciye okullarımızda öğle yemeği verilebilir. Bunun mümkün olduğunu ve birçok kamusal yarar taşıdığını biliyoruz” diye konuştu.

    Bundan sonra, örgütlü yapının yapması gereken neyse onu yapacaklarını vurgulayan Acar, “Şimdi düşünme, planlama, yenilenme, azim ve kararlılıkla çalışma zamanıdır. Örgütlü yapının yapması gereken neyse onu yapacağız. Daha önce sözü verilen taleplerimizin yasalaşmasının takipçisi olacağız, gelir vergisindeki adaletsiz uygulamanın giderilmesi, enflasyon farkı oluştuğu aydan itibaren ödenmesi, eğitimciye yönelik şiddet konusunun bir an önce çözüme kavuşturulması, çalışanlarımızın özlük haklarını ve özgürlük alanlarını koruma kanunlarında sendikal mücadelemizi sürdüreceğiz. Ayrıca geçen yıllarda gençlik, aile, yönetici, öğretmen ve eğitim çalışanlarına yönelik hayata geçirdiğimiz projeleri ve proje ortaklıklarımızı sürdüreceğiz; çünkü bizim bu topluma ve bu toplumun geleceğine sahip çıkmak gibi bir borcumuz var. Sorunların çözümü için ter akıtacağız, haksızlığa uğrayanların yanında olacağız” ifadelerini kullandı.
    Programda önceki dönemde görev almış ilçe başkanlarına teşekkür edilerek plaket takdimi yapıldı.

  • Öğrenciler okulda çamurdan eşya yapıyor

    Öğrenciler okulda çamurdan eşya yapıyor

    Yıldırım ilçesinde faaliyet gösteren özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde eğitim gören öğrenciler, okulda kurulan çömlek atölyesinde kendi vazo, kalemlik ve bardaklarını kendi el beceriyle yapıyor. Öğrenciler el becerilerini geliştirirken aynı zamanda kendi eşyalarını kendi yapmış oluyor. Öğrenim güçlüğü çeken gençlerin eğitim aldığı okulda öğrenciler, ustalara taş çıkartan becerileriyle ortaya çamurdan muhteşem eserler çıkartıyor. Öğrenciler yaptıkları bu eserleri kendileri kullanıyor ve çevresine hediye ediyor.

    Okullarında çamurdan eşyalar yapmaktan büyük keyif aldıklarını ifade eden öğrenciler, “Burada kurulan atölyede çamurdan ürünler yapıyoruz. Bardak, vazo kalemlik, bunları kendimiz ve hediye etmek için üretiyoruz. Yaparken büyük keyif alıyoruz” dedi.

    Okulun Müdürü Yavuz Ali Aslan ise “Burada çömlek atölyesi kurduk. Burada öğrenciler el becerilerini geliştirirken çamurdan eşyalar yapmayı öğreniyor. Hem büyük keyif alıyorlar hem de kendi ürünlerini üretmiş oluyorlar, Burada eğitim gören öğrenciler öğrenim güçlüğü çeken öğrenciler, bu gibi faaliyetler onların becerilerini geliştirmiş oluyoruz” şeklinde konuştu.