Etiket: ekonomi

  • Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre, Merkez Bankası toplam rezervleri 11 Ağustos ile biten haftada 728 milyon dolar artarak 116 milyar 319 milyon dolar oldu.

    Brüt döviz rezervleri 872 milyon dolar artarak 74 milyar 229 milyon dolardan 75 milyar 101 milyon dolara yükseldi. Altın rezervleri ise 11 Ağustos haftasında 144 milyon dolar azalarak 41 milyar 362 milyon dolardan 41 milyar 218 milyon dolara indi.

  • 1 günde ne kadar harcıyorsunuz?

    1 günde ne kadar harcıyorsunuz?

    Enflasyon, döviz kurundaki artış, piyasalardaki dalgalanmalar derken günlük harcanan maliyetlerde arttı.Temel gıda ihtiyaçlarından, tekstil ve ulaşım birçok sektöre zam üstüne zam geldi. Haliyle vatandaşın cüzdanın çıkan paranın rakamını da değişti.

    Line tv mikrofonuna konuşan Bursalılar günlük harcanan maliyetlerinin daha çok yemeğe ve ulaşıma gittiğini dile getirdi. Tabi bu rakam 500-1000 lira arasında değişkenlik gösteriyor.

    Aynı zamanda et fiyatlarındaki yükseliş esnafın kabusu oldu. Mart ayından sonra yüzde 50 artan kırmızı et cep yakıyor. Dolayısıyla menüde de fiyatlar sürekli güncelleniyor.
    Tarihi Kapalı Çarşı’da esnaf lokantası olan Murat Maden son süreci değerlendirdi.

    Maden, vatandaşlar fiyatların yükselmesine olan tepkilerin çok normal olduğunu söyledi. Maden, konuşmasına şöyle devam etti.

    “Küçük bir işletmeci olsak bile giderlerimiz arttı. Bu yüzden fiyatları arttırmak zorunda kalıyoruz ifadelerini kullandı. Geçen sene 80 ve 100 lira arasındaydı rakamlar, bu yıl ise 140 liradan başlıyor. Yüzde yüz artış oldu. Geçen sene aldığımız dana kuşbaşı 170-180 liraydı, bu yıl 380-400 oldu. Şekerin çuvalı pandemiyle artmıştı. Ayçiçek yağı en uygun kullanabilir 18 litrelik teneke fiyatı 550 lira. Müştelerimize bunu söylüyoruz. Ancak tepkileri daha farklı oluyor” dedi.

    Fiyat artışı tekstilde de görüldü. Satış Sorumlusu Serkan Dumanay ise geçen sene gelen müşteriler 300-400’e aldığı ürünler 1000-1200 liraya yükseldi. Bunun sebebi de aldığımız ürünü aynı fiyatı alamıyoruz. Ama rakamları en dipte tutmaya çalışıyoruz. Her gün fiyatları değiştiği için dengeyi korurken biz de zorlanıyoruz dedi.

  • Gözler yeni zam teklifinde

    Gözler yeni zam teklifinde

    Memur ve memur emeklisinin iki yıllık zam pazarlığında, gözler üçüncü toplantıda. Kamu İşveren Heyeti’nin, ikinci teklifini sunması bekleniyor. Taraflar arasındaki üçüncü toplantı saat 14.00’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapılacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, toplantı öncesi açıklama yaptı.  Bakan Işıkhan, yürüttükleri toplu sözleşme görüşmelerinin kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını ilgilendiren oldukça geniş ve kapsamlı içeriğe sahip karar süreçleri olduğunu söyledi.

    Belirlenecek mali ve sosyal hakların yaklaşık 6 milyon kişiyi ve ailesini yakından ilgilendirdiğini belirten Işıkhan, şöyle konuştu:
    “Böylesine önemli bir süreci hassasiyetle yürütmemiz gerekiyor. Bilindiği gibi, 2024-2025 yıllarını kapsayan 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşme görüşmelerini 1 Ağustos itibarıyla başlatmıştık. Sürecin başında sendika ve konfederasyonlarımız, Kamu İşveren Heyetimize kamu çalışanlarımızın mali ve sosyal haklarını içeren 936 talep ilettiler. Çalışma takvimi doğrultusunda 11 hizmet koluna ait tekliflerin tasnifiyle ilerleyen görüşmelerde kamu görevlilerinin geneline ilişkin tekliflerin ön müzakeresi de yapıldı. Tüm tekliflerin tasnif ve ön müzakerelerinin tamamlanmasıyla görüşmelerde büyük önem taşıyan müzakere aşamasına geçilmiş oldu. Şu anda müzakereleri sürdürüyoruz.”

    Görüşmelerde yetkili konfederasyon olarak yer alan Memur-Sen’in üçer aylık dönemlik artışlarla 2024-2025 yıllarında toplam yüzde 110 zam talebinde bulunduğunu anımsatan Işıkhan, şunları kaydetti: “Kamu İşveren Heyeti olarak ilk teklifimiz 2024’ün ilk altı ayı için yüzde 14, ikinci altı ay için yüzde 9, 2025 ilk altı ayı için yüzde 6, ikinci altı ay için yüzde 5 şeklinde oldu. Ancak teklifimizin, Memur-Sen tarafından revize edilmesi talep edildi. Bu sebeple çalışma takvimimiz doğrultusunda, bugün yeni teklifimizi sunmak üzere yeniden bir araya gelmeyi planlıyoruz. Yine çalışma takvimimize uygun olarak tüm paydaşların son teklifini 22 Ağustos itibarıyla vermesi gerekiyor.”

    “UZLAŞMAYLA NETİCELENECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”

    Işıkhan, görüşmelerde anlaşma sağlanamaması halinde sürecin Kamu Görevlileri Hakem Kurulu tarafından sonuçlandırılacağını anlatarak, şu ifadeleri kullandı: “Tabii hangi şartlarda olursa olsun amacımız süreci en kısa sürede karara bağlamak. Ancak ben görüşmelerin uzlaşmayla neticeleneceğini düşünüyorum, umuyorum. Aslında bugüne kadarki görüşmelerimizin, sağduyunun, anlayışın ve nezaketin hakim olduğu bir ortamda gerçekleşmesi bunun bir işaretidir. Elbette bu bir pazarlık sürecidir. Teklifler sunulur, uygun bulunur ya da bulunmaz. Bu gayet doğal bir seyirdir. İnşallah süreç tüm paydaşları memnun edecek şekilde, sağduyu, ortak akıl ve uzlaşma içerisinde karara bağlanacak. Ben şimdiden ülkemiz ve çalışma hayatımız adına hayırlı olmasını diliyorum.”

    BAKAN IŞIKHAN, SENDİKA BAŞKANLARIYLA GÖRÜŞTÜ

    Bakan Işıkhan, toplantı öncesi Memur-Sen’e bağlı yetkili sendikaların genel başkanlarıyla bir araya geldi. Görüşmede, sendikaların hizmet kollarına ilişkin talepler de ele alındı. Bakan Işıkhan’ın taleplerin birçoğuna olumlu yaklaştığı belirtiliyor. Beklenti, hizmet kollarının taleplerinin önemli bir kısmının kabul edilmesi. İlk teklif 14 Ağustos Pazartesi günü açıklandı ancak memurun beklentisini karşılamadı.

    Bakan Işıkhan, ”Kamu İşveren Heyeti olarak 2024 yılı ilk 6 ay için yüzde 14, ikinci 6 ay için yüzde 9. 2025 yılı ilk 6 ay için yüzde 6, ikinci altı ay için yüzde 5 olarak teklifimizi açıklıyorum. Merkez Bankamızın 2023 yılı enflasyon tahmini dikkate alındığında kamu görevlilerimize dönem zammına ilave olarak Ocak 2024’te yüzde 25 civarında enflasyon farkı vereceğimizi de öngörüyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da ”Bunu kabul etmek mümkün değil. Tavsiyemiz hiç vakit kaybetmeden teklifi revize etmek.” açıklamasını yapmıştı. Memur-Sen, 2024’te toplam yüzde 70, 2025’te ise toplam yüzde 40’lık zam talebiyle masaya oturmuştu. Kira desteği, bayram ikramiyesi ve memura yapılan seyyanen zammın emekliye de yansıtılması talepler arasındaydı. 3. toplantı öncesi Memur-Sen, teklifin neden revize edilmesi gerektiğine ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklamada, Merkez Bankası’nın 2023 için yüzde 58, 2024 için yüzde 33’lük enflasyon tahminleri hatırlatıldı. Hükümetin zam teklifinin “piyasa gerçeklerinden uzak” olduğu savunuldu. Zam pazarlığında anlaşma için son tarih 22 Ağustos.

    Uzlaşma olmazsa kamu hakem heyeti devreye girecek ve 30 Ağustos’a kadar son karar verilecek.

  • İhracatta tarihi rekor

    İhracatta tarihi rekor

    Ticaret Bakanlığı’nın temmuz ayına ilişkin geçici dış ticaret istatistiklerinden oluşan veri bülteni yayımlandı.

    GTS esas alınarak hazırlanan verilere göre, ihracat, temmuzda geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 8,4 yükselerek 20 milyar 93 milyon dolar, ithalat yüzde 11,1 artışla 32 milyar 476 milyon dolar oldu.

    Geçen ay dış ticaret hacmi yüzde 10 artarak 52 milyar 569 milyon dolara yükseldi. Dış ticaret açığı bu dönemde yüzde 15,7 artışla 12 milyar 383 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

    İhracatın ithalatı karşılama oranı, temmuzda yıllık bazda 1,5 puan azalışla yüzde 61,9, enerji verileri hariç tutulduğunda 9,7 puan düşüşle yüzde 68,8, enerji ve altın verileri hariç tutulduğunda ise 9,6 puan gerilemeyle yüzde 75,5 olarak hesaplandı.

    Ocak-temmuz döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre ihracat yüzde 0,6 azalışla 143 milyar 435 milyon dolara düştü. İthalat ise yüzde 5,1 artışla 217 milyar 52 milyon dolar olarak belirlendi.

    Söz konusu dönemde dış ticaret hacmi yüzde 2,8 artışla 360 milyar 487 milyon dolara ulaştı. Dış ticaret açığı ocak-temmuz döneminde yüzde 18,2 artarak 73 milyar 618 milyon dolar oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı aynı dönemde yüzde 66,1 olarak hesaplandı.

    Ürün, ülke ve ülke gruplarına göre ihracat

    Geçen ay en çok ihracat yüzde 1,2 artış ve 10 milyar 313 milyon dolarla “ham madde (ara mallar)” grubunda gerçekleşti. Bu grubu yüzde 8 artış ve 6 milyar 762 milyon dolarla “tüketim malları”, yüzde 29,3 artış ve 2 milyar 448 milyon dolarla “yatırım (sermaye) malları” takip etti.

    Söz konusu ayda sektörlere göre ihracatın payı, imalat sanayisinde yüzde 92,9 (18 milyar 676 milyon dolar), tarım, ormancılık ve balıkçılıkta yüzde 5 (1 milyar 10 milyon dolar), madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 1,6 (314 milyon dolar) olarak gerçekleşti.

    Temmuz’da en fazla ihracat yapılan ülke 1 milyar 677 milyon dolarla Almanya oldu. Bu ülkenin ardından 1 milyar 103 milyon dolarla İtalya ve 1 milyar 101 milyon dolarla ABD geldi.

    İhracatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ihracat içindeki payı yüzde 48 olarak kaydedildi.

    Temmuzda en fazla ihracat yapılan ülke grupları, 8 milyar 627 milyon dolarla Avrupa Birliği, 3 milyar 398 milyon dolarla Yakın ve Orta Doğu ülkeleri, 3 milyar 30 milyon dolarla diğer Avrupa ülkeleri olarak kayıtlara geçti.

    İthalat verileri

    Geçen ay en çok ithalat yüzde 3,9 azalış ve 22 milyar 622 milyon dolarla “ham madde (ara mallar)” grubunda gerçekleştirildi. Bu grubu, yüzde 54,7 artış ve 5 milyar 124 milyon dolarla “yatırım (sermaye) malları”, yüzde 99,7 artış ve 4 milyar 715 milyon dolarla “tüketim malları” izledi.

    Sektörlere göre ithalatın payı yüzde 84,5 ile imalat sanayisi (27 milyar 447 milyon dolar), yüzde 9,2 ile madencilik ve taş ocakçılığı (2 milyar 995 milyon dolar), yüzde 3,5 ile tarım, ormancılık ve balıkçılık (1 milyar 123 milyon dolar) olarak belirlendi.

    Temmuz’da en fazla ithalat yapılan ülkeler, 4 milyar 602 milyon dolarla Çin, 3 milyar 736 milyon dolarla Rusya ve 2 milyar 841 milyon dolarla Almanya oldu.

    İthalatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ithalat içindeki payı yüzde 62,4 olarak kayıtlara geçti.

    Söz konusu ayda en fazla ithalat yapılan ülke grupları, 10 milyar 29 milyon dolarla Avrupa Birliği, 8 milyar 648 milyon dolarla Asya ülkeleri ve 7 milyar 348 milyon dolarla diğer Avrupa ülkeleri olarak hesaplandı.

  • “Ülkemizde depolarımız dolu”

    “Ülkemizde depolarımız dolu”

    TÜRİB Genel Müdürü Kırali, Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneğince (TAGYAD) TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen toplantıda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Burada TÜRİB’in çalışmalarına ilişkin bilgiler veren Kırali, buğday, arpa ve mısır başta olmak üzere 17 üründe işlem gerçekleştirdiklerini, bu üç ürünün TÜRİB’deki işlemlerin yüzde 90’ını oluşturduğunu aktardı. Elektronik ürün senedi (ELÜS) yatırımcı sayısının 200 bine ulaşmasında lisanslı depoların kapasitesinin 4 yılda 2 katına çıkmasının etkili olduğuna vurgu yapan Kırali, “TÜRİB teorik olarak ülkedeki hububat ticaretinin dörtte birinin döndüğü bir borsa” dedi.

    Kırali, TÜRİB’in borsadaki işlem hacmine ilişkin, “Sene sonunda çok daha yukarıda bir hedefimiz var. Bu sene 95 milyar liralık işlem hacmini hedefliyoruz. Borsamızda 4 yılda 133 milyar liralık işlem hacmi gerçekleşti. 33 milyon ton ürün el değiştirdi ve 835 bin işlem yapıldı” açıklamasında bulundu.

    TÜRİB, İslami ürünler piyasası oluşturacak

    “TÜRİB Teverruk Piyasası” adı altında İslami ürünler piyasası açacakları bilgisini veren Kırali, şöyle devam etti:
    “Bu neye yarayacak? Katılım bankalarımızın kendi aralarındaki para piyasasının onların standartları gereği ürün üzerinden yapılması gerekiyor. Şu anda Londra Metal Borsası ve Malezya Palmiya Borsası’nda yapılıyor. Bunun finansal güvenlik açısından çok önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. İki tarafı da Türk bankası olan fon alışverişlerinde işlemler Londra ve Malezya’daki piyasalarda yapılıyor. Lisanslı depolarda malın varlığının ispatlandığı bir altyapı bugüne kadar ülkemizde yoktu. Lisanslı depolar ve TÜRİB’le bu altyapı açıldı. Bizim altyapı yatırımıyla bu piyasayı açmamızla inşallah bu işlemleri Türkiye’ye çekiyor olacağız.”

    “Ülkemiz bolluk, ürünlerin çokluğu, depoların doluluğu anlamında çok rahat bir noktada”

    TÜRİB Genel Müdürü Kırali, korona virüs ve Rusya-Ukrayna savaşı ile arka arkaya ekstrem iki yıl yaşandığını vurgulayarak, “Rusya-Ukrayna savaşı ile Toprak Mahsulleri Ofisi piyasaya ağırlığını koydu. Ülkemiz bolluk, ürünlerin çokluğu, depoların doluluğu anlamında çok rahat bir noktada. Bu nedenle tahıl koridorunda yaşanan kriz, iç piyasayı çok az etkiliyor. Kısa vadede ülke olarak rahatız. Ben bu krizin uzamayacağını tahmin ediyorum. Çünkü Rusya’da da bereketli bir hasat oldu, onların da ürünü oradan çıkarması lazım. İnşallah bu gerilim kısa zamanda nihayete erecektir” değerlendirmesinde bulundu.

    Tahıl koridorunda yaşanan sorunun uzamasının tahıl üretimi az olan ülkelerde kriz çıkarabileceğini söyleyen Kırali, hububatın altın değerinde bir ürün olduğunu kaydederek, “Çok zorlukla, dalgalı şartlarda üretiliyor. Bunca zorluktan sonra bu ürünü nereye koymak istiyoruz. Çünkü bunu saklamak da önemli. Bu kadar değerli bir üründe fireyi minimuma indirmemiz gerekiyor. Hububat rekoltesinin dörtte birinin saklanabilmesi, gelinen 10 yılda çok önemli bir kapasite ama bunu daha da yukarıya götürmemiz gerekiyor” diye konuştu.

  • Ayçiçeğinde sevindiren gelişme

    Ayçiçeğinde sevindiren gelişme

    İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, “Geçtiğimiz yıl zararlı olan çayır tırtılı bu yıl görülmedi. 50 kişilik ekibimizle konuyu takip ediyoruz” dedi.

    Samsun’un farklı ilçelerinde açan ayçiçeği ile birlikte tarlalar sarıya boyadı. Samsun’da geçen yıl 213 bin dekar alanda üretilen ayçiçeği bu yılda da yaklaşık 210 bin dekar alanda ekildi. Türkiye’nin sıvı yağ ve kuruyemiş ihtiyacının yüzde 4’ünü karşılayan Samsun, iller arasında 11. sırada yer alıyor.
    2022 yılında birçok ayçiçeğine zarar veren çayır tırtılına karşı teyakkuzda olduklarını ifade eden İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, “Yağlık ayçiçeği üretiminde geçtiğimiz 2022 yılında toplam 213 bin dekar alanda 55 bin 900 ton rekoltemiz gerçekleşmişti. Bu ekilen alanlar karşılığında çiftçilerimize mazotta 88 TL, gübrede 21 TL ve fark ödemesi de olmak üzere toplam 33 milyon 500 bin TL destek vermiştik. Bu yıl da 210 bin dekar bir alanda ayçiçeği ekildi. Rekoltemizi de hasat sonunda bildireceğiz. Yağ biliyorsunuz sofralarımızda büyük bir oranda tüketilen bir üründür.

    Geçtiğimiz 2022 yılı içerisinde 600 paket 2023 yılı içerisinde ise 500 paket çiftçilerimize Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğümüzün destekleriyle tohumunun yazlık ekim olarak teslimlerini yapmıştık. Şu ana kadar verimler ve yağışlar yağlık ayçiçeği ile ilgili çok güzel geçti. 2022 yılı içerisinde biliyorsunuz çayır tırtılı büyük bir zarar vermişti. Biz bu konuyu takip ediyoruz. Şu anda 50 kişilik teknik personelimiz bu konuyu takip ediyor. Bu çayır tırtılın ilimizde görülmediği hatta ülkemizde görülmediği biliyoruz” diye konuştu.

  • Enkazdan çıkarılan demirler yeniden kazandırılıyor

    Enkazdan çıkarılan demirler yeniden kazandırılıyor

    Deprem bölgesinde enkazlardan çıkarılan demirler, Hatay’da bulunan demir çelik fabrikalarında işlenerek yeniden ekonomiye kazandırılıyor. Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ilde birçok binanın hasar almasına neden olmuştu. Deprem bölgesinde hasarlı binaların yıkımı ekiplerin çalışmalarıyla aralıksız devam ediyor. Enkazdan çıkarılan demirler Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan demir çelik fabrikalarında işlenerek yeniden ekonomiye kazandırılıyor. Yoğunluk nedeniyle fabrika önlerinde demir yüklü tırlar sırada bekliyor.

    “Fabrikalarda çok fazla yoğunluk var”
    Kahramanmaraş’tan dönüşüm için demir getirdiğini dile getiren Mahmut Karabudak, “Kahramanmaraş’tan geldik. Depremden dolayı yıkılan inşaatlardan sökülen demirler bunlar. Fabrikalarda çok fazla yoğunluk var. Bizde ekiplerin enkazlardan çıkardıkları demirleri fabrikaya getiriyoruz” dedi. Yıkılan binalardan çıkarılan demirleri getirdiklerini dile getiren Aykut Gölge, “Hatay’dan geliyorum. Yıkılan binalardan demir getiriyoruz. Fabrikaya getiriyoruz buradan dönüştürülerek yeniden çıkıyor. Fabrikaların önünde bekliyoruz. Yoğunluk var ben dün akşam geldim” şeklinde konuştu.

  • Bakan Şimşek’ten Ekonomi açıklaması

    Bakan Şimşek’ten Ekonomi açıklaması

    Sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunan Bakan Şimşek;

    “Rasyonel politikalar meyvelerini vermeye devam ediyor… Mayıs ayında 700 baz puana yükselen CDS’ler (risk primi – Türkiye’nin dolar cinsinden kredi iflas riskini gösteren beş yıllık kredi temerrüt takası) bugün 400 baz puanın altını gördü.” dedi

  • Deve gülü ekmek kapısı oldu

    Deve gülü ekmek kapısı oldu

    Denizli’de yol kenarlarında ve tarlalarda kendiliğinden yetişen ve halk arasında deve gülü çiçeği olarak bilinen hatmi çiçeğinin, soğuk algınlığı, grip gibi pek çok hastalığa iyi geldiği belirtiliyor. Kış aylarında vatandaşların rağbet ettiği şifalı bir bitki olan hatmi çiçeği, bazı yörelerde, “Devegülü”, “Silindir Çiçeği”, “Gülhatmi” olarak da biliniyor. Beyaz, pembe, mor, sarı, kırmızı çiçekleri çizgili ya da lekeli de olabilen çiçek; güneşli, rüzgâr almayan yerlerde iyi gelişiyor. Honaz ilçesine bağlı Kaklık Mahallesi’nde, ayva bahçesinin içine ikinci ürün olarak diktiği hatmi çiçeklerinin hasadına devam eden Muzaffer Gök, “Mart ayında hatmi çiçeği tohumunu ektik, Nisan ayında üç dönümlük ayva bahçemizin içine ikinci ürün olarak hatmi çiçeklerinin fidanlarını diktik. Can suyu veriyoruz, Haziran ayında ilk hasada başladık. Gölgede kurutuyoruz, burası 3 dekar, aşağı yukarı 500 kilo kuru hatmi çiçeği hasadı yapmayı hedefliyorum. Türkiye’nin birçok ilindeki aktarlara buradan satış yapıyorum. Kilosu 90 TL’den gönderiyoruz. Günlük sabah akşam toplanması gerekiyor. Aynı darı patlağı gibi patlıyor. Dağa bayıra gitmiyoruz, kendimiz yetiştiriyoruz ve organik olarak yetiştiriyoruz. Günlük toplanması gerekir. Toplamazsan dökülür, havalar iyi olursa verim oluyor. Ama havalar kötü olursa verim düşüyor. Yaz aylarında güneşi ne kadar çok görürse o kadar çok açıyor. Havalar soğumaya başlayana kadar hasat devam eder. Yağmur çok olursa boyu çok uzar. Sularsan daha güzel verim alınıyor” dedi.

    Eşiyle birlikte topluyor

    Tarlada dikili hatmi çiçeklerini sabah akşam eşi ile birlikte topladıklarını anlatan Ayşe Gök’te, boş vakitlerde de ekilmeyen tarlalardan dağlardan hatmi çiçeği topladıklarına dikkat çekti. Ayşe Gök, “Dağlarda ve bahçemize ektiğimiz hatmi çiçeklerini topluyoruz. Her gün sabah ve akşam olmak üzere iki kere topluyoruz. Topladığımız hatmi çiçeklerini temiz bir bezin üzerine serip gölgede kurutarak çuvalla aktara satıyoruz. İnşallah yağış olursa Haziran ayından Aralık ayına kadar toplamaya devam edeceğiz. Toplanan hatmi çiçekleri temiz bezlerin üzerinde gölgede bir haftada kurutuluyor” diye konuştu.

    Hatmi çiçeğinin faydaları

    Yüz yıllardır, çeşitli tedavilerde kullanılan bu şifalı bitkinin pek çok sağlık sorununa karşı etkili olduğu biliniyor. Özellikle kış aylarında rastlanan ve halk arasında “kuru öksürük” olarak adlandırılan inatçı öksürüklerle mücadelede oldukça yararlı olduğu gözlemlenmiş. Hatmi çiçeği, gastrit, ülser, reflü gibi mide rahatsızlıklarına karşı etkili bir bitki olarak biliniyor. Enfeksiyonlara karşı iyi bir savaşçı olan hatmi çiçeği, özellikle soğuk algınlığında ve gripte etkili. Sakinleştirici etkisi de olan hatmi çiçeği, bünyesinde barındırdığı uçucu yağlar sayesinde çay olarak tüketildiğinde uyku problemi yaşayanlarda faydalı oluyor. Hatmi çiçeği sağlıklı kalmak için yardımcı olmakta ve hastalıklara karşı vücut direncini yükseltiyor. Böbrek iltihaplarına iyi gelen bu bitki ayrıca iyi bir idrar söktürücü. İltihaplara karşı oldukça etkili olduğu bilinen hatmi çiçeği; prostat, sinüzit, zona, mide ve bağırsak iltihaplarına iyi geliyor.

  • Siyez mercek altına alındı

    Siyez mercek altına alındı

    Kastamonu’da tarihi 12 bin yıl öncesine dayanan ve “Hitit buğdayı” olarak bilinen coğrafi işaretli ürün siyez mercek altına alındı. İhsangazi ilçesinde yaklaşık 12 bin dekar alanda ekilen ve buğdayın atası olarak bilinen siyez, Ordu’dan gelen heyet tarafından incelemeye alındı. Ordu Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Üretim Şube Müdürü Mustafa Kahveci ve ekibi, siyez üreticisi Yasin Ciğerci’yi ziyaret etti. Siyez buğday tarlasını ve değirmendeki bulgura dönüşüm halini inceleyen Kahveci ve ekibi, Tarım ve Orman İlçe Müdürü Engin Bıyıklı ile genç çiftçi Ciğerci’den üretim ve pazarlama hakkında bilgi aldı. Siyez buğdayının tohumu, Tarım ve Orman Bakanlığınca “Mergüze” ve “Ata” isimleriyle de daha önceden tescillenmişti.

    “Siyez buğdayına yönelik çok fazla üretim eğilimi var”

    Ordu Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Üretim Şube Müdürü Mustafa Kahveci, siyez buğdayının ata tohumu olarak bilindiğini ifade ederek, “Bizler, Ordu’dan Kastamonu’nun İhsangazi ilçesindeki siyez buğdayı üretim alanları ile imalathanelerini görmek için geldik. İhsangazi’de genç çiftçi Yasin Ciğerci’den siyez tarlaları ve siyezin işlendiği değirmenler hakkında bilgiler aldık, bir takım görüşmelerde bulunduk. Siyez buğdayı, bilindiği üzere ata tohumu olarak biliniyor. Çok eskiden beri genetiği değişmemiş ve orijinal halini günümüze kadar korumuş bir tohum olarak ön plana çıkıyor. Aynı zamanda da besin içeriği çok yüksek bir buğday türü. Son zamanlarda da siyez buğdayına yönelik çok fazla üretim eğilimi var” dedi.

    “Siyez buğdayını işleyerek un haline getiriyor”

    Ordu’nun yüksek rakımlı ilçelerinde de siyez buğdayıyla ilgili çalışmalarının bulunduğunu anlatan Kahveci, “Bu manada bizler de yüksek rakımlı ilçelerimizde siyezle ilgili bir takım çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Yasin kardeşimizin İhsangazi’de değirmenini gördük. Değirmenin hemen yanında harman bulunuyor. Harmanda ürününü ortaya çıkartıp, değirmendeki havuzda siyez ürününü ayırıyor. Değirmende siyez buğdayını işleyerek un haline getiriyor. Ürettiği siyez unundan da çok çeşitli erişte, makarna, un, tarhana, ekmek gibi katma değeri yüksek olan ürünler elde ediyor. Aklınıza gelebilecek her türlü ürünü burada yapabiliyorlar” diye konuştu.

    “Taleplerin artacağını düşünüyoruz”

    Tarım olarak güzel işlerin yapıldığını kaydeden Kahveci, “Gerçekten bizler burada çok güzel işler yapıldığını gördük. İnşallah bundan sonrasında da gerek sosyal medya aracılığıyla gerekse internet aracılığıyla siyez buğdayıyla ilgili taleplerin artacağını düşünüyoruz. Siyez buğdayının da buna bağlı olarak üretiminin artacağını değerlendiriyoruz. Bizler de elimizden geldiğince siyez buğdayını sadece ülkemizde değil, yurt dışında da tanıtarak hak ettiği yeri almasını sağlayacağız. Bunun için de elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.

    “İhsangazi’nin tarihine ve kültürel değerlerine önemli bir katkı sağlıyor”

    Siyezin 12 bin yıllık geçmişi olduğunu belirten çiftçi Yasin Ciğerci ise, “Siyez buğdayı, sağlıklı beslenmeye katkı sağlayan değerli bir tahıl türüdür. İhsangazi’de 12 bin yıllık genetiği değişmeyen ata tohumu siyez buğdayı geleneksel tarım yöntemleriyle yetiştirilerek kalitesini korumaktadır. Tarımsal Üretim Şube Müdürü Mustafa Kahveci ve ekibi, bu özel tahılı inceleyerek bilgi almak için İhsangazi’ye kadar gelerek bizleri ziyaret etmişlerdir. Siyez buğdayının nasıl işlendiğini ve değirmende nasıl kullanıldığını gözlemleyerek, kendilerine önemli bilgiler aktardık” dedi.
    Ciğerci, siyezin İhsangazi tarihine ve kültürel değerlerine önemli bir katkı sağladığını ve bölgenin kalbi olarak kabul edildiğini sözlerine ekledi.