Etiket: ekonomi

  • Atıl arazi ekonomiye kazandırıldı

    Atıl arazi ekonomiye kazandırıldı

    Şehzadeler Belediyesi, geçtiğimiz yıl 200 kamyon moloz ve 10 kamyon taş toplayarak tarıma elverişli hale getirdiği Sancaklıbozköy Mahallesi’ndeki hazineden tahsisli 43 dönümlük tarlaya bu yıl ektiği buğdayın hasadını gerçekleştirdi. Geçtiğimiz yıl silajlık mısır eken ve elde ettiği ürünü besicilere ücretsiz olarak dağıtan Şehzadeler Belediyesi hasadın ardından yine silajlık mısır ekimi yaparak elde edeceği ürünü besicilere dağıtacak.
    Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik de hasat sırasında biçerdövere çıkarak hasada yardım etti.

    “Un da saman da ücretsiz dağıtılacak”

    Hasatla ilgili bilgi veren Başkan Çelik, “Hazineden belediyemize tahsisli olan 43 dönümlü arazimizde geçtiğimiz yıl ciddi bir temizlik çalışması yaptık. 200 kamyonun üzerinde çöp ve molozu temizledik. 10 kamyonun üzerinde taş topladık. Gerekli temizleme ve düzenlemeleri yaptıktan sonra da geçen buraya silajlık mısır ekmiştik. Ardından da hasat ederek üreticilerimize ücretsiz dağıtmıştık. Bu yıl da bu tarlaya önce buğday ektik. Şuan da buğdayın hasadını gerçekleştiriyoruz. Elde ettiğimiz buğdaylar hemen değirmene gidecek un haline getirilip ihtiyaç sahibi ailelere ve depremzede kardeşlerimize ücretsiz olarak dağıtacağız. Elde ettiğimiz samanı da yine besicilikle uğraşan hemşehrilerimize dağıtacağız. Birkaç gün içerisinde burayı ıslah ettikten sonra da yine silajlık mısır ekeceğiz. Elde ettiğimiz silajlık mısırları da yine besici vatandaşlarımıza dağıtacağız.” dedi.

    Veziroğlu’nda yonca yetiştirilecek

    Belediyeye ait Veziroğlu Mahallesi’ndeki 250 dönümlük bir alanda yine bir başka çalışmayı daha yürüttüklerini kaydeden Başkan Çelik, “Veziroğlu Mahallemizde de gerekli düzenleme çalışmalarımıza devam ediyoruz. Oraya da yonca ekiyoruz. Yoncayı da küçük baş hayvan besleyen üreticilerimize hasat ettikçe dağıtacağız” dedi.

    “Bir karış toprak boş kalmamalı”

    Bu çalışmaları üretimi ve hayvancılığı desteklemek için yaptıklarına dikkat çeken Başkan Çelik açıklamasını şöyle tamamladı: “Bir karış dahi toprak boş kalmamalı diyoruz. Herkes elinden gelen çaba ve gayreti sarf etmeli. Her tarafı ekmeli, yetiştirmeliyiz. Daha çok üretmeliyiz. Ülkemizin ekonomisine ve vatandaşlarımızın istihdamına katkıda bulunmalıyız diye düşünüyoruz. Çok şükür bir afete uğramadan buğday hasadımızı gerçekleştiriyoruz. Allah bereketli kılsın. Emeği geçen başta Başkan Yardımcımız Haşim Yener Bilir, Müdürümüz Erdoğan Yayla olmak üzere tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Üreticilerimize, Şehzadelerimize hayırlı olsun.”

  • Kabine ekonomi gündemiyle toplandı

    Kabine ekonomi gündemiyle toplandı

    Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, 3 haftalık aranın ardından  saat 15.20’de toplandı. Beştepe’deki toplantıya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlık edecek.

    Toplantının ana gündemi, ekonomideki gelişmeler olacak.

    Kabine üyeleri, enflasyon ve fahiş fiyatlarla mücadele noktasında alınacak ilave tedbirlerle ilgili değerlendirme yapacak.

    Memur ve emeklilerin gözü, hükümetten gelecek zam haberinde.

    Yakında Meclis’e gelecek düzenleme ile en düşük memur maaşı 22 bin liraya yükseltilecek. Diğer memurlar için görev, unvan, derece ve mesleki kariyer kriterlerine göre kademeli artış yapılacak. Zam oranları, 6 aylık enflasyona ek olarak refah payı ile belirlenecek.

    Ekonomi yönetiminin üzerinde çalıştığı teklif metni, Kabine toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulacak. Kanun teklifine son şekli verilecek.

    İsveç’teki provokasyonlar da ele alınacak

    Toplantıda Türkiye’den NATO vizesi bekleyen İsveç’te Kur’an-ı Kerim’in yakılması da ele alınacak. Ankara’nın bu saygısızlığa izin veren Stockholm yönetimine karşı atacağı diplomatik adımlar konuşulacak.

    11-12 Temmuz’da Litvanya’da düzenlenecek ve Erdoğan’ın da katılacağı NATO liderler zirvesinin hazırlıkları görüşülecek.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklama yapacak

    Kabine toplantısında, Fransa’daki sokak olayları ile Türkiye’nin hem yurt içi hem de sınır ötesinde yürüttüğü terörle mücadele operasyonları da değerlendirilecek.

    Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklama yapacak.

  • Gezide gördükleri lavanta hayatlarına renk kattı

    Gezide gördükleri lavanta hayatlarına renk kattı

    Özel sektörde çalışan Özgül çifti, 3 yıl önce geziye gittikleri Isparta’da gördükleri lavanta bahçelerini çok beğendikleri için lavanta yetiştiriciliği yapmaya karar verdi.

    Çift, yaptıkları araştırmaların ardından Köseilyas Mahallesi’nde bulunan 5 dönümlük alanda lavanta tarlası oluşturdu.

    Özenle bakımını yaptıkları tarlalarındaki lavantaların her yıl mor renge bürünmesini bekleyen çift, lavantadan elde ettiği doğal ürünlerin satışını da yapıyor.

    Çift ayrıca bu yıl bahçeyi ziyarete açarak sundukları çeşitli konseptler ile il içinden ve dışından gelen misafirlerini ağırlıyor.

    Özgül çifti her gün iş çıkışı lavanta bahçesine giderek hem iş streslerini atıyor hem de huzurlu vakit geçiriyor.

    “3 yıldır lavanta üreticisiyiz”

    Fatih Özgül, lavantanın hem hayatlarına hem de tarlalarına renk kattığını söyledi.

    Lavanta ile 3 sene önce tanıştıklarını anlatan Özgül, “Eşimle Isparta’ya geziye gittiğimiz sırada orada gördükten sonra çok beğendik, biz de denemek istedik ve böyle bir alan oluşturduk. 3 yıldır lavanta üreticisiyiz. Bizim için çok keyifli bir iş oldu.” dedi.

    Özgül, lavantanın insana ayrı bir huzur verdiğini, o nedenle boş zamanlarını genelde lavanta bahçesinde geçirdiklerini söyledi.

    “Her sene açmalarını heyecanla bekliyoruz”

    Lavantaların çiçek açmasıyla adeta görsel şölen sunduğunu, bunun çok keyif verici olduğunu vurgulayan Özgül, konuşmasına şöyle devam etti:

    “2 yıldır bahçemiz ziyarete açık değildi bu yıl ziyarete açtık ve insanların buraya ilgi göstermesi bizim için ayrı bir mutluluk oldu. İnsanlara dokunabilmek, yeni insanlarla tanışmak onların mutluluğunu görmek, onlardan güzel sözler duymak burasını bizim için daha keyifli hale getirdi.”

    Hande Özgül de lavanta ile hayatlarının daha eğlenceli hale geldiğini dile getirdi.

    Toprakla uğraşmanın kendilerini iş hayatının stresinden uzaklaştırdığını belirten Özgül, “Bu işe başladığımızda bu kadar güzel olacağını, bu kadar ilgi çekeceğini, bu kadar seveceğimizi düşünmemiştik. Şimdi her sene onların açmasını heyecanla bekliyoruz. Onların uyanışını izlemek çok güzel. Lavantaların mor hale gelmeleri hem bizim hayatımıza hem de bahçemize renk kattı.” diye konuştu.

    Özgül, hobi olarak başladıkları lavanta ekiminden kendi markalarıyla çeşitli ürünler de ürettiklerini sözlerine ekledi.

  • “Süreç kademeli olarak yönetilecektir”

    “Süreç kademeli olarak yönetilecektir”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Ekonomi politikalarımız kısa vadede fiyat istikrarını ve makro finansal istikrarı hedeflemektedir. Bu hedeflere ulaşmada kararlıyız.

    Merkez Bankası’ının dünkü açıklamasında da belirtildiği gibi bu bir süreçtir. Bu süreç kararlılıkla ve kademeli olarak yönetilecektir” ifadelerini kullandı.

  • Araç sayısı 46 bin 766’yı buldu

    Araç sayısı 46 bin 766’yı buldu

    Kars genelinde bütün cadde ve sokaklar otopark haline gelirken, merkez nüfusu 117 bin 235 olan kent, araç sayısıyla da dikkati çekti.
    Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) Kars Bölge Müdürlüğü verilerine göre, Bölge Müdürlüğü’ne bağlı illerden Ağrı’da Mayıs ayı itibariyle trafiğe kayıtlı araç sayısı 30 bin 912, Kars’ta 46 bin 766, Iğdır’da 30 bin 166 ve Ardahan’da Mayıs ayı itibariyle trafiğe kayıtlı araç sayısı 19 bin 094’ü buldu. Türkiye’de ise Mayıs ayında 223 bin 541 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı.

  • “Odağımızda sadece ekonomi var”

    “Odağımızda sadece ekonomi var”

    31. yılını geride bırakan GESİAD ailesi, geleneksel hale getirdiği ‘Yaza merhaba’ etkinliğinde buluşmaya devam ediyor. Her yıl düzenli olarak organize edilen etkinliğe;  GESİAD Başkanı Murat Kaya, GESİAD’ın geçmiş dönem başkanları M. Orhan Efe ve Ramazan Kaya’nın yanı sıra dernek üyeleri ve eşleri katıldı.

    Geçit’te yer alan dernek merkezinde düzenlenen etkinlikte konuşan GESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kaya, “Pandemi süreci ile birlikte yaşadığımız bazı kısıtlamalar,  global ekonomik gelişmeler, hemen kuzeyimizdeki savaş derken son olarak ülkemizdeki seçim sürecini de atlattık. Şimdi ekonomik meseleler birinci önceliğimiz. İş insanları olarak odağımızda sadece ekonomi var. Geçen sene yaşadığımız ve taraf olduğumuz TÜGİK seçimlerindeki haklılığımız da mahkeme kararıyla onaylandı. Bunlar yaşanırken her ne kadar sinerji toplantılarımızı düzenlemeye gayret etmiş olsak da eğlenmeye zaman bulamamıştık. Bu akşam hep birlikte eğleneceğiz” dedi.

    Başkan Kaya’nın konuşmasının ardından GESİAD’a yeni katılan üyelere, üyelik sertifikası ve rozetleri takdim edildi.

  • Dolar kuru bugün ne kadar?

    Dolar kuru bugün ne kadar?

    20 Haziran 2023 sabahında dolar 23,6 lira bandının üzerinde işlem görüyor.

    Spot piyasada güncel döviz satış fiyatları:

    Dolar 23,6205 lira

    Euro 25,8078 lira

    Sterlin 30,2860 lira

    Ruble 0,2805 lira

    İsviçre Frangı 26,3357 liradan el değiştiriyor.

  • Beştepe’de Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplandı

    Beştepe’de Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplandı

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplandı.

    Toplantıya; Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel katıldı.

    Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan da kurul üyesi olmamasına rağmen davet edildiği toplantıya katıldı.

    Öncelikli başlığın enflasyonla mücadele olduğu toplantıda, ekonomi ile ilgili yeni yol haritası masaya yatırıldı.

    Cevdet Yılmaz toplantının ardından açıklamalarda bulundu. Toplantıda yeni döneme ilişkin kapsamlı değerlendirmeler yapıldığını söyleyen Yılmaz, ilgili kurumların sunumları sonrasında makro ekonomik görünüm ile bütçe görünümünün detaylı şekilde değerlendirildiğini  belirtti.

    TOPLANTI SONRASI AÇIKLAMA

    Yılmaz, yeni dönemde para politikasının yanı sıra maliye politikası ve yapısal reformlar ile Türkiye’nin finansal istikrarını pekiştireceğini ve insan odaklı kalkınmasını sürdüreceğini vurguladı.

    “Serbest piyasa kuralları içinde ekonomimizin rekabet gücünü ve verimliliğini arttırmaya dönük adımlara kararlılıkla devam edeceğiz.” diyen Yılmaz, temel hedefin istikrar ve güven içinde istihdamı ve büyümeyi artırmak, geliri adaletle paylaşmak olduğunu söyledi.

    Yılmaz, “Bu amaçlara dönük olarak yatırım, istihdam, üretim ve ihracat hedeflerimizi gerçekleştirirken, cari açığı sürdürülebilir büyümenin önünde bir engel olmaktan çıkarmaya kararlıyız.” dedi.

    ENFLASYONLA MÜCADELEDE KARARLILIK MESAJI

    Bu doğrultuda teknolojik atılımlarımızı devam ettirerek katma değeri yüksek ürün ve hizmetlerle ihracat ve turizm gelirlerinin artırılacağını belirten Yılmaz, şöyle devam etti:

    “Dünyanın ve bölgemizin çeşitli meydan okumalarla karşı karşıya olduğu, zorluklar kadar fırsatların da ortaya çıktığı bir dönemdeyiz. İstikrar ve güven içinde, güçlü liderlik ve tutarlı bir politikalar setiyle zorlukları aşacak, fırsatları ülkemizin menfaatleri doğrultusunda değerlendireceğiz. Seçim beyannamemizde ortaya konan politikaları ve vaatleri plan program ve eylem planları ile belli bir takvim dahilinde hayata geçirecek, bir yandan yaşadığımız depremlerin yaralarını sararken, diğer yandan temel sorun olarak gördüğümüz enflasyonla mücadele konusunda etkin ve kararlı adımlar atacağız.”

    ORTA VADELİ PROGRAM EYLÜL’DE AÇIKLANACAK

    Yılmaz, 12’nci Kalkınma Planını ekim ayında TBMM’nin takdirine sunmayı planladıklarını anlatarak, “Eylül ayında kamuoyu ile paylaşacağımız Orta Vadeli Program’la kamu politikaları ve uygulamalarını gözden geçirecek ve kaynak tahsisini bu çerçevede yönlendireceğiz.” dedi.

    KAMUDA TASARRUF 

    Bütçe sürecinde öncelikleri detaylı şekilde ortaya koyacaklarını ve Türkiye Yüzyılı vizyonu ile ekonomik yapıyı daha da güçlendireceklerini dile getiren Yılmaz, “Mali disiplin ve kamuda tasarruf anlayışı içinde hareket edecek, mali alanımızı sosyal harcamalar ve nitelikli yatırımlar için kullanacağız.” diye konuştu.

    “ORTAK AKILLA HAREKET EDECEĞİZ”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ilgili taraflarla istişare içinde ve ortak akılla hareket edeceklerini vurgulayarak, STK’ların, iş dünyasının, akademinin ve sektördeki diğer paydaşların da katkı vereceği şekilde, yeni yönetim sisteminin sunduğu hızlı ve etkin çalışma imkanlarından da en üst düzeyde yararlanarak devam edeceklerini kaydetti.

    YILIN İLK TOPLANTISI

    Kurul son toplantısını geçen yıl 27 Aralık’ta yapmıştı. Son toplantı yeni dönemin ilk toplantısı oldu.

  • Borsa güne yükselişle başladı

    Borsa güne yükselişle başladı

    Borsa İstanbul 100 (BIST) endeksi güne yüzde 0,69’luk yükselişle başladı. Endeks, 36,98 puanlık artışla 5.397,75 puan oldu. Açılışta bankacılık endeksi yüzde 1,50, holding endeksi yüzde 0,38 değer kazandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ekonomi mesajları

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ekonomi mesajları

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından ilk resmi ziyaretlerini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Azerbaycan’a yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretlerin dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    NTV Genel Yayın Yönetmeni Nermin Yurteri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajlarını aktardı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorulara verdiği yanıtlar şöyle…

    Seçimin tamamlanması ve kabinenin kurulmasıyla Türkiye Yüzyılı resmen başladı. Peki dış politikada yansımalarını nasıl göreceğiz? Türkiye’nin yeni dönemdeki ekseni batı odaklı mı olacak, yoksa diğer coğrafyalarda da etkisini sürdürerek denge politikasıyla zirveye taşıyacağı bir döneme kapı mı aralayacak?  

    Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü idrak ettiğimiz bu yılda özellikle “doğu mu batı mı” gibi bir ayrıştırmaya gitmek, bir defa bizim ilkelerimizin arasında yer almıyor. Biz batıya ne kadar yakınsak doğuya da en az o kadar yakınız. Bizim derdimiz özellikle bu yüzyılda dünyadaki tüm ülkelerle aynı anlayışla bir arada olmak… Hepsiyle tüm görüşmelerimizi en ideal şekilde sürdürmenin gayreti içerisinde olacağız. Tüm dünyayla şu ana kadar sürdürdüğümüz ilişkilerimizi bundan sonraki süreçte de rahat ve ilkeli şekilde yürütmeye devam edeceğiz. Diyalog ve diplomasiyi öncelikli olarak kullanarak inisiyatif almayı, bölgemizde ve dünyada barışın ve istikrarın egemenliği için ne gerekiyorsa onu yapmayı inşallah temenni ediyoruz ve bunu yapmaya da çalışacağız. Tabii bu temelde milletimizin hakkıyla beraber tüm insanlığın hakkını, hukukunu, ortak menfaatlerini savunmak da bizim asli sorumluluğumuz olacaktır.

    İRAN’A ZENGEZUR KORİDORU TEPKİSİ: BİZİ VE AZERBAYCAN’I ÜZÜYOR

    Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ı Göreve Başlama Töreni’nize davet ettiniz ve katıldı. Akşam da bir görüşmeniz oldu. Az önce de Ermenistan-Azerbaycan normalleşmesine vurgu yaptınız. Türkiye-Ermenistan ilişkileri ve Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri ve bu barış anlaşmasıyla ilgili biraz daha detay verir misiniz? Çünkü bu barış anlaşması Türkiye’nin de bir nevi garantörlüğü altında yürüyor benim anlayabildiğim kadarıyla. Bir de Paşinyan’ı sürekli Ermenistan’da “Türk dostu Paşinyan” ifadeleriyle eleştiriyorlar. Bir de Zengezur Koridoru’nda hangi aşamadayız? Biz burayı hem demir yolu hem kara yolu olarak ne zaman açacağız? 

    Tabii özellikle Paşinyan’ın bizim davetimize icabet etmesi önemli bir adımdı. Yani bu noktada Paşinyan birçok engelleri aşarak, ülkesindeki muhalif anlayışları da aşarak bizim bu davetimize icabet etti. Başbakan Paşinyan’la bu törende ancak ayaküstü bir görüşme yapabildik. Bu ayaküstü görüşmede kendisinin bu davetimize icabeti sebebiyle teşekkürlerimizi ifade ettik. Bunun yanında son olarak da Karabağ dahil Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıyabileceklerine ilişkin ifadeleri bu anlamda önemliydi. Tabii bunu tanımaları önemli bir gelişme. Ama az önce ifade ettiğiniz gibi Ermenistan’da da Paşinyan’a karşı takınılan tavır, bu da çok çok önemli. Şu ana kadar Paşinyan bu konuda geri adım atmadı.

    Zengezur Koridoru’na gelince; bu Ermenistan’la ilgili bir sorun değil. Zengezur Koridoru, İran’la ilgili bir sorun. Yani halkının kahir ekseriyeti Müslüman olan iki ülke. Burada İran’ın böyle bir tavır içerisinde olması gerek Azerbaycan’ı gerekse bizi üzüyor. Aslında onları da üzmesi lazım. Bir de burada vagon başına alınan ücretler filan da ne yazık ki çok çok yüksek. Temenni ederim ki bu sıkıntıyı da kısa zamanda aşarız. Buna olumlu yaklaşmış olsalar bugün gerek kara yolu gerek demir yoluyla burada Türkiye-Azerbaycan-İran birbiriyle bütünleşmiş olur ve belki de “Pekin-Londra hattı” da açılmış olur.

    Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyası sırasında çizdiği bir koridor vardı Azerbaycan’ı dışarda tutan… 

    Kılıçdaroğlu tren yolu, kara yolu filan bu işlerden anlamaz. Biz bu İpek Yolu’nu Çin ile kaç yıl önce konuştuk. Biliyorsunuz Çin’in İpek Yolu Projesi var. O davete ben de icabet etmiştim ve o hala devam eden bir şey. Bu da bir yerden duymuştur. Bunu söylersem herhalde buradan bana biraz oy gelir diye düşünmüştür. Ne geldiği ortada.

    İSVEÇ’E TEPKİ: EL BEBEK GÜL BEBEK DİYEMEYİZ 

    Önümüzdeki ay bir NATO Zirvesi var. İsveç’in de Türkiye’nin, NATO üyeliği konusundaki tavrıyla ilgili olumlu yaklaşması konusunda beklentisi var. Türkiye’nin İsveç’ten bu konuda atmasını istediği somut adımlar vardı. Bu konudaki son durum nedir? O adımlar tam olarak nelerdir? 

    Bu NATO Zirvesi Vilnius’ta yapılacak. İnşallah fevkalade bir durum olmadığı takdirde ben de katılacağım. İsveç’in bu beklentileri, bizim bu beklentilere uyacağımız anlamına gelmez. Bizim bu beklentilere uymamız için, her şeyden önce İsveç üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım. Geçenlerde biliyorsunuz NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg İstanbul’da Dolmabahçe’de misafirimdi. Orada kendisiyle de görüştüm. Kendisine söylediğimiz şey şu oldu; eğer bizim İsveç’in beklentilerine illa cevap vermemizi bekliyorsanız, her şeyden önce İsveç bu terör örgütünün yaptıklarını bir defa yok etmesi lazım. Bunları bize Stoltenberg ifade ederken, tam o esnada maalesef yine İsveç’te teröristler caddelerde gösteri yapıyorlardı. Daha sonra bizim İbrahim Bey o görüntüleri de muhatabına gönderdi. “Stoltenberg’le şu anda Cumhurbaşkanımız görüşme yapıyor fakat teröristler yine İsveç’te gösteriler yapıyor.” dedi. Bunun neresinden tutacağız, neresinden ele alacağız ki Vilnius’ta “Tamam, hakikaten siz bu işi yoluna koydunuz ve bu teröristlere caddelerde gösteri yapma imkânı vermediniz. Dolayısıyla biz de iyi niyetle buna yaklaşalım.” diyelim. Şimdi biz bu tablo içerisinde bu işe olumlu yaklaşamayız. Kaldı ki bu anayasa işi değil, yasa işi de değil. Bu ne işi? Kolluk kuvvetleri ne işe yarar? Kolluk kuvvetlerinin yapması gereken iş, işte bunların önünü kesmektir. Biz Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Dereler’de bu teröristlerin inine anayasayla mı girdik? Yasayla mı girdik? Yok. Zaten yasalarda da anayasalarda da kolluk kuvvetlerine verilmiş olan haklar var. Kullan bu hakları. Sen bu hakları kullanmayacaksın, bize “Gel İsveç’i NATO’ya al” diyeceksin. O zaman NATO’nun terörle mücadele ayağı nerede? NATO bunu bir defa halletmesi lazım. Bunu halletmedikten sonra Vilnius’ta filan biz kalkıp da el bebek gül bebek diyemeyiz. Yarın (çarşamba) Başdanışmanım Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç İsveç, Finlandiya, NATO heyetiyle Daimi Ortak Mekanizmanın dördüncü toplantısını yapacak. Onlara da şimdiden bu mesajı verecek; “Yani Cumhurbaşkanımızın kanaati budur, kesinlikle Vilnius’ta çok daha farklı bir şey beklemeyin.”

    YUNANİSTAN’A ÇAĞRI: ŞU SİLAHLANMAYI BİRAKIN ARTIK

    Türkiye gibi Yunanistan da bir seçim sürecinden geçti, hala geçiyor. Miçotakis’in partisi çoğunluğu sağlayamadığı için yeniden seçim kararı alındı. 25 Haziran’da komşuda yeniden seçim var. Miçotakis eğer seçilirse sizinle NATO’da görüşmek için fırsat arayacağını söyledi. Siz yeni dönemde Yunanistan’la ilişkiler konusunda nasıl bir öngörüde bulunuyorsunuz?  

    Bizim seçimden sonra Miçotakis aradı, tebrik etti. Böyle bir süreç oldu. Dolayısıyla şu anda Vilnius’ta böyle bir şey olması halinde biz görüşmekten çekinmeyiz. İki komşu ülkeyiz. Yeter ki zaman zaman ileri geri verilen mesajlar olmadıktan sonra, biz düşmanlıkları çoğaltmanın değil azaltmanın peşindeyiz. Dolayısıyla onunla da orada bunları konuşuruz. Tabii burada bir şey var. Söyleyeceğimiz şeyler belli. Nedir o? “Sayın Başbakan, bu silahlanmayı bırakın artık. Yani bu silahlanmayla nereye varacaksınız? Durmadan Amerika size bol bol silah veriyor. Bedava verdiği için mi alıyorsunuz, yoksa para pul istemiyor da böyle mi alıyorsunuz?” Herhalde bunları bir konuşuruz. Şunu da bilin ki biz düşmanlarımızı çoğaltmak için değil, azaltmak için varız. Türkiye budur, Erdoğan budur.

    Türk dünyası fikri ne kadar eski fikir olsa da sizinle birlikte fiili olarak sonuç vermeye başladı. Bütün adımlarınız, eylemleriniz coğrafyanın tamamında halk tarafından olağanüstü karşılık görüyor. Ben bunun kendi ülkemdeki bürokratlara, siyasilere, STK’lere yansımasını da izliyorum. Bu Türk Dünyası Birliği, Avrupa Birliği gibi bir model söz konusu olabilir mi Türkiye Yüzyılında. Kendine has, Avrupa Birliği’ne benzer kriterler söz konusu olabilir mi? Bir de her konuda örnek oluyorsunuz, özellikle Türkistan coğrafyasında demokrasi ve özgürlükler konusunda da telkinleriniz söz konusu olabilir mi?  

    Şu anda tabii özellikle bu Türk Devletleri Teşkilatı noktasında atılmış bir adımımız var. Bunu geliştirmek, daha da güçlendirmek için bazı adımları atmak mümkün. Önümüzde Kazakistan Türkistanında bir zirve olacak. Bu liderler zirvesine fevkalade bir durum olmazsa ben de katılmayı arzu ediyorum. Dün de Tokayev tekrar hatırlattı. Ben de fevkalade bir durum olmazsa geleceğim dedim. Bugün İlham Aliyev kardeşimle de görüştük. Onların da bir programı var. Eğer o programın tarihiyle değiştirirsem orada da beraber oluruz dedi. Yani Türk cumhuriyetleri orada bir araya gelirsek bu veya buna benzer konuları görüşmek isabetli olur. Bunları ele almakta faydalar muhakkak var. Çünkü Demokrasi ve Özgürlükler Adasında Türk Devletleri Teşkilatı adımını attık. Bunu bizim geliştirmemiz lazım. Bu adımı atıp oraya bir virgül koyarsak olmaz. Ne yapıp yapıp buna noktayı koymak lazım ve ondan sonra da bunu işlemek lazım. Şu an itibarıyla da Türk Devletleri Teşkilatında gelişmelerin olması bizi çok daha süratle güçlü hale getirecektir. Türk Devletleri Teşkilatının da bu güce ihtiyacı var.

    “AVRUPA BİRLİĞİ DÜRÜST DEĞİL”

    Kıbrıs’ta yeni bir görüşme trafiği söz konusu olabilir mi? Özellikle Rumlardan veya başka çevrelerden bu doğrultuda bir talep var mı?  

    Şu an itibarıyla Rum kesiminde mevcut yönetim öncekilere kıyasla daha barışçı bir havanın içerisinde. Eğer bu barışçı havayı devam ettirirlerse ve başta Avrupa Birliği olmak üzere bazı tahriklere kapılmadan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemen eşitlikteki haklarını korumaya “evet” derlerse biz de “niye olmasın” deriz. Ama Kuzey Kıbrıs’ın egemen eşitlik haklarını tanımaları lazım, tanımadıktan sonra bu olmaz. Ben hep anlatıyorum, yani bu işin ilk başı İsviçre Bürgenstock’tur. Orada Yunanistan Başbakanlarıyla, ben Başbakanım o zaman, bizler görüşmeyi yaptık ve o zaman bize söz verdiler, dediler ki “referanduma gitmek suretiyle çıkacak, neticede biz Avrupa Birliği olarak yanınızda olacağız.” Ama bunlar maalesef Kuzey Kıbrıs’ın yanında olmadıkları gibi hemen Güney’i Avrupa Birliği’ne dahil ettiler, Kuzey Kıbrıs’ı ise dışarıda bıraktılar. O gün bugündür bu böyle geliyor, Avrupa Birliği dürüst değil. Biz de 50 seneyi devirdik, hala bu Avrupa Birliği aynı noktada, değişen bir şey yok. Şöyle bir masaya yatıracağız bu işleri. Bizim de bunu gözden geçirmemiz gerekir.

    “ŞİMŞEK’İN ADIMLARI ATMASINI KABULLENDİK”

    Kazandığınız seçim zaferiyle büyük ölçüde yenilenmiş bir Meclis grubu ve yepyeni bir kabineyle ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak nitelendirdiğiniz yeni bir yolculuğa başladınız. Bu dönem için tıpkı diğer dönemlerde olduğu gibi, özellikle ekonomide ve dış politikada atacağınız adımlar merakla bekleniyor. Sayın Şimşek’i ekonominin başına getirerek önemli bir adım attınız, ekonomi politikalarında bu yeni dönemde öncelikler neler olacak? Asgari ücretle ilgili bir beklenti var, onunla ilgili toplantılar yapılıyor, kafanızda net bir rakam var mı? Bir de en düşük memur maaşı 22 bin lira olacak demiştiniz, temmuz ayı itibarıyla bu gerçekleşecek mi? Bize biraz ekonomi yönetiminin yeni dönemine ilişkin mesajlar, ayrıntılar verir misiniz? 

    Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de şüphesiz ki ekonomi her zamanki o güçlendirme beklentisini yine aynen devam ettiriyor. Yani burada ekonomiyi bir kenara koyalım diyemezsiniz. Her ülkenin ilk işi ekonomidir.  Ve burada da atılacak olan adımda, özellikle gerek Hazine ve Maliye Bakanımızın şu andaki görevi gerek Merkez Bankasındaki değişiklik gerek BDDK’da attığımız adım, bütün bunlarla beraber ekonomiyle ilgisi olan Bakanlarımız yani Ticaret Bakanımızdan Sanayi ve Teknoloji Bakanımıza, savunma sanayiine varıncaya kadar hepsi bu işle ilgili. Tabii ulaştırma önem arz ediyor. Gıda, tarım, hayvancılık en önemli adımlardan bir tanesi. Çünkü onun üzerinden de bizi vurmaya kalkıyorlar. Biz bunlara prim vermeden altyapı ve üstyapıda bütün çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu konularla ilgili olarak bir taraftan da tabii finans sektörümüzü güçlendirmenin gayreti içerisinde olacağız. Finans sektöründe kaynak arayışlarını devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Bizim bankalar noktasında sıkıntımız yok. Bizim bankacılık sektörümüz zaten güçlüdür. Fakat bütün mesele şimdi finans yönetimini daha güçlü hale getirelim ve finans yönetimini güçlü hale getirmek suretiyle bir defa enflasyondaki düşüşü de daha aşağı indirelim…

    Tabii bazı arkadaşlar “Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor” gibi bir yanılgının içine düşmesin. Ben burada aynıyım. Ama Hazine ve Maliye Bakanımızın şu andaki düşüncesi noktasında, biz tabii kendisine burada atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankası’yla beraber atmasını kabullendik, “hayırlı olsun” dedik ve bu şekilde de enflasyonu tek haneye düşürmekteki kararlılığımızı da bildirdik. Bunu neye dayanarak söylüyoruz? Biliyorsunuz Başbakanlığım döneminde biz (enflasyonu) tek haneye düşürdüğümüzde faiz 4,6’ydı, enflasyon da 6,2’ydi. O zaman yine tabii bu işleri beraber yaptık ve şimdi de Sayın Bakanımıza bunları söyledik, aynı şekilde bunu birlikte yapmalıyız. Biz o zaman “düşük faiz, düşük enflasyon” teorisiyle çalıştık. Şimdi de aynı anlayışla çalışıyorum, aynı düşüncedeyim ve bu şekilde bunu başarabiliriz diye inanıyorum.

    Asgari ücret konusuna gelince… Asgari ücret noktasında da biz kesinlikle işçimizi yine enflasyona ezdirmeyeceğiz. Asgari ücrette de elimizden gelen gayreti göstereceğiz. İşçimiz bu noktada rahat olsun, huzurlu olsun. Şu anda çalışmalar yapılıyor, bir an önce de inşallah kararı vereceğiz. Memur maaşlarına ilişkin adım da zaten temmuz ayındaki görüşmelerde atılacak.

    “HAFİZE GAYE ERKAN TEKLİFİNİ BANA ŞİMŞEK GETİRDİ”

    Merkez Bankası Başkanlığına Hafize Gaye Erkan atandı. Sizin keşfiniz midir kendisi? Genç bir kadının Türkiye’nin önemli bir kurumunun başına getirilmesi açısından bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Merkez Bankası açısından bir deneyim eksikliği olabilir mi? Mehmet Şimşek Bey de bu kararınızda hemfikir mi?  

    Hafize hanımı Mehmet Bey tanıyordu ve kendisi bu teklifi bana getirdi. Biliyorsunuz ben kadro hareketine inanırım. Yani ben bir göreve geldim; ne yapıyorum, kadromla geliyorum; yani Bakan arkadaşlarımı seçiyorum, inceliyorum ve bununla da kalmıyorum, farklı bazı isimler varsa bunlar üzerinde de çalışmalar yürütüyorum ve buna göre de kabinemi oluşturuyorum. Bu kabineyi oluştururken şu anda benim bütün Bakan arkadaşlarım kendi Bakan Yardımcılarını benim önüme getirmişlerdir ve o Bakan Yardımcılarını ben kendilerinden aldıktan sonra ayrıca istihbaratla da onlar üzerinde bir çalışma yapmışımdır.  Nasıldır, ne var ne yok filan… Ve aynı şekilde yurt içinde, yurt dışında… Eğer yurt dışındaysa orada da kimdir, nedir, nasıl birisidir” bütün bunların hepsini soruşturuyoruz. Tabii maalesef çok garip ataklar var. Bu ataklarda da bakıyorsunuz, aman ya Rabbi neler uyduruyorlar neler… Biz tabii artık yani iğnenin deliğinden çok geçtik, bunları pek yutmuyoruz ama çalışıyoruz, ediyoruz. Ve bu kardeşimizin de başarılarını bizlere ilettiler, söylediler. Yani Goldman Sachs’tan tut da oradaki bankacılık, finans sektöründeki çalışmalarına varıncaya kadar bu durumları söylediler. Ve Merkez Bankası’nda bir de bayan yöneticimiz olsun diye düşündük. Bu adımı hayırlısıyla attık. Tabii kendisine de gerekli olan beklentilerimizi söyledik. Ve inşallah bu adımlarla birlikte de gerek Hazine ve Maliye Bakanımız gerek Merkez Bankası Başkanımız bizi mahcup etmeyecekler ve hayırlısıyla güzel neticeleri de alacağız diye düşünüyorum.

    “KILIÇDAROĞLU GEMİYİ ÇOK KÖTÜ ÇARPTI”

    CHP’de seçimden sonra bazı değişim tartışmaları var. Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel de değişim talebini seslendirdi. Bir de Sayın Kılıçdaroğlu’nun bir açıklaması var, “Ben kaptan olarak gemiyi limana yanaştıracağım ama değişim taleplerinin de önünü açacağım” diyor. Siz nasıl buluyorsunuz bu talep ve tartışmaları?  

    O partinin ne kaptanıyım ne güverte lostromosuyum. Ben AK Parti’nin kaptanıyım, bana AK Parti’yi sorun. Onu da Kılıçdaroğlu’nu yakaladığınızda ona sorun. Yani onlarda kaptan ne yaptıysa yaptı zaten, gemi şu anda bordasından çok kötü çarptı. Her şey ortada. Kiminle yarışıyor, kiminle ne yapıyor, bizi hiç ilgilendirmez. Biz şu anda seçimi elhamdülillah başarılı bir şekilde tamamladık, bitirdik. Onlarda ise altılı masa, dokuzlu masa, on birli masa; ortada masa kalmadı zaten, dağıldı iyice… Şimdi bunu bana sorarsan bu olmaz. Milletim en güzel kararı verdi. Hayırlısı olsun.

    ANAYASA MESAJI: MUHALEFET ‘EVET’ DER Mİ, İYİMSER DEĞİLİZ

    Hem seçim sürecinde hem de balkon konuşmanızda yeni Anayasa sürecinden bahsettiniz. Şu anki Meclis aritmetiği içerisinde bu nasıl işleyebilir? İkincisi, bu seçim yenilgisinin ardından muhalefet partileri “parlamenter sistem” ısrarından vazgeçip Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne uygun yeni bir Anayasa’ya destek verirler mi?  

    Masa etrafındakilere bakıp konuşacak olursak, vermezler diye düşünüyorum. Ama bizim grubumuzun görevi nedir? Vereceklermiş gibi gidip kendileriyle görüşmektir. Arkadaşlarımıza ben görevi veririm, arkadaşlarımız grup başkanlarıyla veya başkan vekilleriyle görüşmelerini yaparlar. “Böyle bir anayasa değişikliği için ne dersiniz?” diye sorarlar. Eğer böyle bir anayasa değişikliğine “evet” derlerse biz de muhalefetle niçin anayasa değişikliğine gitmeyelim. Ki bunların içerisinde de en önemli maddemiz ailedir. Aile konusuna biz hassasiyetle eğiliyoruz. İki, Aile ve Gençlik Bankası çok çok önemli. Bu konuyu yine aynı şekilde kendilerine taşırız. Eğer buna olumlu yaklaşırlarsa bununla da ilgili adım atarız. Yani bunların bazıları anayasa değişikliği gerektirir, bazıları ise yasal düzenleme gerektirir. Ve şu anda anayasa değişikliği gerektiren konularda muhalefet bu işe “evet” der mi sorusunun cevabına gelince, maalesef orada çok çok iyimser değiliz.