Etiket: ekonomi

  • Türk-İş: Yoksulluk sınırı 20 bin lirayı aştı

    Türk-İş: Yoksulluk sınırı 20 bin lirayı aştı

    Türk-İş, açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının 2022 haziran ayına ilişkin sonuçlarını yayımladı.

    Araştırma verilerine göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 6 bin 391 TL olarak hesaplanırken, yoksulluk sınırı 20 bin 818 TL olarak kayıtlara geçti.

    Haziranda bekar bir çalışanın “yaşama maliyeti” ise aylık 8 bin 313 TL’ye yükseldi. Yoksulluk sınırı ilk kez 20 bin TL’yi aşarken, gıda fiyatlarındaki artış ise yıllık yüzde 117 seviyesinde gerçekleşti.

    Türk-İş’ten yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    Ücretli, maaşlı, yevmiyeli çalışanlar ile esnaf, emekli ve öğrencilerin içinde yaşadığı fiili hayat pahalılığı, enflasyon bugün sıfırlansa bile gelirleri artmadığı sürece aynı kalacaktır. Üstelik fiyatlar hızla tırmanmaya devam ediyor.

    Hanelerde kullanılan doğalgaza bu ay yapılan %30’luk zamla birlikte yılbaşından bu yana toplam %75,5’lik zam yapılmış oldu. Elektrik üretiminde ve sanayide kullanılan doğalgaza da yapılan zamların yanında, sürekli artan benzin ve motorin fiyatları da üretici ve tüketici fiyatlarını arttıran en başat sürükleyici etkenlerdendir. Bu sebeple, önümüzdeki aylarda yüksek enflasyon ile yaşam mücadelesi verilmesi kaçınılmaz görülüyor. Haziran 2022 Tüketici Güven Endeksi’nin tarihinin en düşük seviyesinde olması fiyatlama davranışları bozulan tüketicilerin de bu öngörüye sahip olduğunu işaret ediyor.

    Resmi verilerle Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi’nin yıllık %155 (geçen yılın aynı ayında %20 idi) olması ve Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’nin %113’e çıkması milli ekonominin temeli olan tarımda, çiftçilerin girdi maliyetlerine yetişememesinin yanında maliyetlerini hesaplamakta bile zorlanmalarına neden olmaktadır. Üretici endişe ve fedakârlığa, tüketici yüksek fiyatlardan almaya mecbur kalmıştır.

  • İstanbul Finans Merkezi Kanunu yürürlükte

    İstanbul Finans Merkezi Kanunu yürürlükte

    İstanbul Finans Merkezi Kanunu, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanuna göre, İFM’nin alanı, yönetilmesine ve işletilmesine dair hükümler, İFM’de gerçekleştirilen faaliyetler ve bu faaliyetlere dair teşvik, indirim, istisna ve muafiyetler de düzenleniyor. Finansal faaliyetlere ilişkin tanımda ilgili kanunlara atıf yapılarak; bankacılık, sermaye piyasaları, sigortacılık, finansal kiralama, faktoring ve benzeri piyasalar altında yer alan menkul kıymetler, türev araçlar, ödeme sistemleri, elektronik para ve benzeri faaliyet, hizmet ve işlemlerin İFM’de finansal faaliyet olarak gerçekleştirilebileceği belirtiliyor. Yönetici şirket, “kanun kapsamında verilen görev ve yetkileri kullanmak üzere Türkiye Varlık Fonu tarafından kurulan ve özel hukuk hükümlerine tabi olarak faaliyet gösteren anonim şirket” şeklinde tanımlanıyor.

    Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından katılımcı belgesi verilecek

    İFM’de tüm altyapı ve üstyapının işletilmesi, yönetilmesi, bağımsız bölümlerin ve alanların kiralanması ile kamuya ait olan ve imar planında belirlenen fonksiyonlar doğrultusunda ilgili kurumlara tahsis edilmiş alanlar hariç olmak üzere umumi hizmetlere ayrılmış yol, meydan, yeşil alan, park ve benzeri yerlere dair her türlü yönetim faaliyeti 20 yıl süreyle yönetici şirket tarafından gerçekleştirilecek.

    Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında kat malikleri kurulu, ada temsilciler kurulu ve toplu yapı temsilciler kuruluna ait yetkiler İFM’de bulunan taşınmazlar açısından 20 yıl süreyle yönetici şirket tarafından kullanılacak. Ofis alanında faaliyet göstermek üzere katılımcılara Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından katılımcı belgesi verilecek. Katılımcı belgesi verilmesine, katılımcı belgesi muafiyet koşullarına, katılımcı belgesinin askıya alınması ve iptaline ilişkin hususlar dahil katılımcı belgesine dair usul ve esaslar uygulama yönetmeliğinde düzenlenecek.

    “Tek durak büro”

    Katılımcıların faaliyetlerine ilişkin izin, ruhsat, lisans ve benzeri onay başvuruları ile bunların çalışanlarına ve bu çalışanların bakmakla yükümlü olduğu kişilere ilişkin izin ve onay gibi başvurularının yapılabilmesi ve bu başvuru süreçlerinin hızlandırılması amacıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının ilgili birimlerinin görev alacağı “tek durak büro” oluşturulacak.

    Tek durak büroda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı temsilcileri ile bu bakanlıklarca gerekli görülmesi halinde bunların bağlı, ilgili, ilişkili kuruluşları veya bu bakanlıkların denetiminde olan kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ve ilgili ilçe belediyesi temsilcileri yer alacak.

    İFM’de gerçekleştirilecek iş ve işlemlerin tek elden takibini yapmak ve tek durak büroda yer alan kamu kurum ve kuruluşları arasındaki koordinasyonu sağlamak amacıyla tek durak büro, ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından sevk ve idare edilecek. İhtiyaç duyulması halinde farklı bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları da tek durak büroya dahil edilebilecek. Tek durak büronun işleyişine dair usul ve esaslar uygulama yönetmeliğinde düzenlenecek.

    Katılımcı belgesi alarak finansal faaliyet gösteren kuruluşların yurt dışında yerleşik kişilere sundukları finansal hizmetler, hizmetten nihai olarak yurt dışında faydalanılması koşuluyla finansal hizmet ihracatı olarak değerlendirilecek. Finansal kuruluşların kendi nam ve hesabına gerçekleştirdikleri türev işlemleri, portföylerine varlık alma veya portföylerinden varlık satma işlemleriyle yurt içinde yerleşik kişilerin tasarruflarını yurt dışına çıkaran faaliyetleri, hizmetleri ve işlemleri finansal hizmet ihracatı olarak değerlendirilmeyecek.

    Katılımcı belgesi almış finansal kuruluşlar tarafından İFM’de gerçekleştirilen finansal hizmet ihracatı niteliğindeki faaliyetler kapsamında elde edilen kazançların yüzde 75’i Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde, Kurumlar Vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirilecek. İşlemler ile bu işlemler nedeniyle lehe alınan paralar Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi’nden; faaliyetlere ilişkin işlemler her türlü harçtan, bu işlemlere ilişkin düzenlenen kağıtlar Damga Vergisi’nden istisna tutulacak.

    Katılımcı belgesi almış finansal kuruluşların İFM’de istihdam ettikleri personele ödenen aylık ücretin gerçek safi değerinin; yurt dışında en az 5 yıllık mesleki tecrübeye sahip kişilerde yüzde 60’ı, yurt dışında en az 10 yıllık mesleki tecrübeye sahip kişilerde ise yüzde 80’i Gelir Vergisi’nden istisna olacak. Bu kapsamda belirtilen istisna, İFM’de çalışmaya başlamadan önceki son 3 yılda Türkiye’de çalışmamış olan personelin ücret gelirlerine uygulanacak. İFM’de yer alan taşınmazların kiralanmasına dair işlemler her türlü harçtan ve bu işlemlere ilişkin düzenlenen kağıtlar Damga Vergisi’nden istisna olacak. En az 3 ülkede aktif olarak faaliyet gösteren katılımcıların bölgesel hazine ve finansal yönetim merkezleri hakkında da bu madde hükümleri uygulanacak.

    Hesap ve defterleri Türkçe tutma zorunluluğu olmayacak

    Katılımcıların tutmak zorunda oldukları defterler ile düzenleyecekleri belgelerin yabancı para birimiyle tutulabilmesi ve düzenlenebilmesine ilişkin Vergi Usul Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu hükümlerine bağlı olmaksızın düzenleme yapmaya Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili olacak. Katılımcılar, kendi aralarında ve İFM’de yürüttükleri faaliyetler kapsamında düzenlenen her nevi muamele, mukavele, muhabere, hesap ve defterlerini Türkçe tutmaya mecbur olmayacak.

    Katılımcılar kendi aralarında İFM’de yürüttükleri faaliyetler kapsamında, faaliyetlerinin tabi olduğu mevzuata aykırı olmaması kaydıyla, özel hukuka tabi olarak yaptıkları her nevi işlem ve sözleşmelerde serbestçe hukuk seçimi yapabilecek. En az 3 ülkede aktif olarak faaliyet gösteren katılımcıların bölgesel hazine ve finansal yönetim merkezleri hakkında da bu hükümler uygulanacak.

    Yabancı personel istihdamı

    İFM’de faaliyet gösterecek katılımcılar ile en az 3 ülkede aktif olarak faaliyet gösteren katılımcıların bölgesel hazine ve finansal yönetim merkezleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından Uluslararası İşgücü Kanunu uyarınca düzenlenen çalışma izniyle yabancı uyruklu personel çalıştırabilecek. Bu kapsamda yapılacak çalışma izni başvuruları istisnai olarak değerlendirilecek. İFM’de bulunan taşınmazlar, yalnızca projesinde ve yönetim planında belirlenen amaçlar doğrultusunda kullanılabilecek. İFM’de her tür ve ölçekteki, mekansal plan, parselasyon planı, arsa ve arazi düzenlemesi, jeolojik ve jeoteknik etüt, mikro bölgeleme, harita ve kentsel tasarım projeleri yapmaya, yaptırmaya ve onaylamaya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkili olacak. İFM yönetim planı ve işletme projesi, yönetici şirket tarafından hazırlanarak resen tescil ettirilecek. Katılımcı belgesinin herhangi bir sebeple iptal edilmesi durumunda, katılımcıların İFM’de faaliyette bulunmak üzere yaptıkları kira sözleşmesi de kendiliğinden sona erecek. Kira sözleşmesi tapuya şerh edilmişse yönetici şirketin talebiyle şerh terkin edilecek. Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususlar Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılan uygulama yönetmeliğinde düzenlenecek.

    Kurumlar Vergisi ve harçlara ilişkin muafiyet

    İFM’nin faaliyete geçtiği ilk dönemde, taşınmaları teşvik etmek ve İFM’yi küresel ölçekte rekabetçi kılmak amacıyla katılımcı belgesi almış finansal faaliyet gösteren kuruluşlar tarafından İFM’de gerçekleştirilen finansal hizmet ihracatı niteliğindeki faaliyetlerden 2022-2031 yılları arasında elde edilen kazançlar için Kurumlar Vergisi indirim oranı yüzde 100 olarak uygulanacak. Katılımcı belgesi almış finansal kuruluşların İFM’de bulunan merkez ve şubelerinden alınması gereken finansal faaliyet harçları, kanunun yürürlük tarihinden itibaren 5 yıl süreyle alınmayacak.

  • Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanıyor

    Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanıyor

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçi kesimini temsil eden TÜRK-İŞ’i ve işveren kesimini temsil eden Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nu (TİSK) 29 Haziran Çarşamba günü toplantıya davet etti. İşçi, işveren ve hükümetten 5’er temsilci olmak üzere 15 kişiden oluşan komisyon, 2022’nin ikinci altı ayında asgari ücrete yapılacak artış için toplanacak.

  • TİSK’ten asgari ücret açıklaması

    TİSK’ten asgari ücret açıklaması

    Asgari ücret dahil, emekli ve memur maaşları ile birlikte milyonlarca kişinin gelirini artıracak temmuz zammı için geri sayım başladı. TİSK’ten de asgari ücret görüşmelerine ilişkin açıklama yapıldı.

    Yapılan açıklamada, “Ülkemiz de tüm dünya gibi olağanüstü ekonomik şartların küresel boyutta yaşandığı bir dönemden geçiyor. Artan emtia fiyatları, enerji ve taşıma maliyetlerinin yanı sıra Rusya-Ukrayna krizi gibi küresel sorunlar ve yüksek belirsizlik ortamı birçok sektörü olumsuz etkilemeye devam ediyor. Yapılacak değerlendirmelerde bu belirsizlik ortamının göz önünde bulundurulmasının kritik öneme sahip olduğunu düşünüyoruz” denildi.

    İşletmelere değer katacak her türlü kararın destekçisi olacakları belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:

    “Tüm taraflara çözüm olacak formüller için iş birliğine açığız. İşverenler olarak her zaman tüm sorumluluklarımızı tam ve eksiksiz olarak yerine getirmenin bilinci içinde davrandık. Elimizi taşın altına koymaktan hiçbir zaman kaçınmadık. Bugüne kadar olduğu gibi bu süreçte de devletimizin yanında olduğumuzun altını bir kez daha çizeriz.

    Bu vesile ile asgari ücretin değerlendirilmesine dair yapılacak muhtemel bir toplantıda işveren tarafını temsilen mutlaka masada olacağımızı ve toplam fayda odaklı çalışmalarımız ile muhtemel bir değerlendirmeye olumlu yaklaşacağımızı ifade etmek isteriz.

    ‘Birlikte Mümkün’ anlayışı ile bu dönemi yine işçi, işveren ve hükümetimizle birlikte açık diyalog ve dayanışma yoluyla en iyi şekilde aşacağımıza inanıyoruz. Geleceğimize, çalışanlarımıza, işletmelerimize ve işimize katkı sağlayacak her türlü karara destek vermeye hazırız.”

  • “Sanayici üretim heyecanını kaybetmemeli”

    “Sanayici üretim heyecanını kaybetmemeli”

    Çevikel, BDDK’nın son kararının üretici ve ihracatçıları zor duruma düşüreceğine dikkat çekerek, Türkiye’nin üretim gücünü artırması gerekirken, bu tür kararların sanayicileri başka alternatifler arayabileceğini bildirdi. Çevikel, bunlar içinde en kötüsünün ise yatırımın başka ülkelere kaydırılması olduğunu vurguladı.

    Türkiye Genç iş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Genel Başkanı Nilüfer Çevikel, sanayicinin tüm olumsuz gelişmelere rağmen üretim heyecanı ve ihracatı artırma çabasını sürdürdüğünü belirterek, “Ekonomik kriz dünyada birçok ülkeyi etkiliyor ancak, başta yüksek enerji maliyetleri olmak üzere sanayicinin çözüm beklediği sorunlara bir an önce el atılmalı” dedi.

    TÜGİAD’ın ‘Geleneksel Ege Buluşmaları çerçevesinde bölgedeki üyeleriyle İzmir’de buluşan Genel Başkan Nilüfer Çevikel, toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

    TÜGİAD Ege Şubesi Başkanı Melih Sebastien Durmuş ile birlikte soruları yanıtlayan Çevikel, Türkiye’nin ilk ulusal ve tek uluslararası genç iş insanları derneği olan TÜGİAD’ın 60’dan fazla sektörü temsil eden 900’ü aşkın üyesi ile 100 den fazla ülkede, 58 milyar dolarlık hacme sahip olduğunu ve yılda 15 milyar doların üzerinde katma değer sağladığına dikkat çekti. Türkiye genelinde üyelerle yapılan istişare toplantılarında sorunların ve beklentilerin masaya yatırıldığını söyledi.

    Dünyayı etkisi altına alan pandeminin yanı sıra jeopolitik risklerin tüm küresel piyasalarda köklü değişimlere yol açtığını ve ihracat odaklı büyüme yolunda bazı zorlukları ortaya çıkardığını kaydeden Çevikel, “Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, enerji başta olmak üzere zincirleme fiyat artışına neden olurken, yıllık yüzde 132’yi aşan üretici enflasyonu da iş dünyamızın rekabetçilik gücünü zayıflatan yüksek maliyet tablosunu gözler önüne seriyor. Ocak-Mayıs döneminde ihracat artışımız yüzde 20.4 artarak 102.5 milyar dolar oldu. 12 aylık ihracatımız ise yüzde 25.6 artarak 242.5 milyar dolara ulaştı. Bu rakamlar bize yüksek girdi maliyetleri ve iç piyasadaki dengesizliklere rağmen iş dünyasının istikrarlı bir şekilde ihracat odaklı üretime devam ettiğini gösteriyor. Ancak, bunun sürdürülebilir olması gerekli” diye konuştu.

    “BDDK kararı üretici ve ihracatçıyı sıkıntıya sokacaktır”

    Kurlardaki oynaklığın, üreticinin en büyük gider kalemlerinden olan enerji ve hammadde fiyatlarında kaçınılmaz bir yükselişe neden olduğunu hatırlatan Çevikel, “Halen devam eden tedarik zincirindeki bozulmalar, lojistik maliyetlerindeki artışlar, hammadde teminindeki problemlerin olumsuz etkilerine rağmen kararlılıkla üretim yapmaya devam ediyoruz. Ekonomi yönetimi, enflasyon ve döviz kurlarındaki dalgalanmayı kontrol altına alabilmek için bir dizi uygulamayı yürürlüğe koyuyor. Son olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) Türk Lirası kredi kullanımı için döviz varlığı sınırı koyması oldu. Buna göre 15 milyon TL üzerinde döviz varlığı olan şirketler, kredi kullanamayacak. 15 milyonun altında olanlar ise bu oranı aşmama sözü verecek. Birçok etkenlerden ötürü zaten sıkıntıda olan ihracatçı firmalar bu karardan olumsuz etkilenecekler. Çünkü, ihracat yapabilmek için aramalı kullanan firmalar mecburen döviz bulundurmak zorunda. Günümüzde işletme sermayesi kullanan ya da ihracat için TL kredi kullanmadan iş yapan şirket sayısı çok az. Alınan bu karar ise firmalara neredeyse döviz alımını yasaklar nitelikte.
    Bugün ortalama bir daire fiyatının 2-3 milyon TL olduğu ortamda, 15 milyon TL sınırlama olması ise ayrı bir konu. Türkiye’nin birçok ilindeki üyelerimiz ile konuşuyoruz sorunlarımız aynı. Ülkemizin üretime, istihdama, ihracata ihtiyacı var. Bizler de bunu sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Ancak, alınan bu kararların ve kısıtlamaların ardından şirketler alternatif çözüm arayışına girebilirler. Hatta, yatırımlarını yurt dışına taşımak isteyenler olabilir. Biz ülkemize inanıyoruz ve bu ülkede katma değer üretmek için çaba sarf ediyoruz. Büyümek için yurtdışında yeni yatırım yapmak olumlu bir gelişme ancak, sorunlara çözüm bulmak için yatırımını yurt dışına taşımak hepimiz için sıkıntı yaşatacağı gibi, üretmekten başka bir seçeneği bulunmayan Türkiye’nin ekonomik performansını olumsuz etkiler” şeklinde konuştu.

    Enerji maliyetleri ve kur yeni yatırımlar için risk oluşturuyor

    Türkiye’nin ekonomik anlamda sağlıklı büyümesi için yeni yatırımlara ihtiyaç duyulduğunu ifade eden TÜGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel, Başta enerji olmak üzere üretim maliyetlerinin, kur dalgalanmalarının ve finansmana erişim imkanlarının yaşattığı birtakım olumsuzlukların yeni yatırımlar için de risk oluşturduğunu ve reel sektörün kararlarında belirleyici olduğunu söyledi. Çevikel, enflasyon konusunda ise “Yurt içinde belirsizliği artıran, ara mallardaki yüksek fiyat artışları kanalıyla üretimde aksamalara yol açan enflasyon, uluslararası piyasalarda rekabet gücümüzü aşındıran etkileriyle, hâlihazırda reel sektörün karşı karşıya kaldığı zorlukların derecesini de artırmaya devam edecek gibi görünüyor. Üretim, yatırım, istihdam ve ihracat cephelerinde sürdürülebilir başarı için tüm gücümüzle enflasyonla mücadeleye odaklanmalıyız” diye konuştu.

    Enerjide dışa bağımlılığı azaltmalıyız

    Sanayinin en önemli girdilerinden olan elektrik fiyatlarındaki astronomik yükselişin, doğal olarak üretim bandından çıkan her üründe fiyat yükselmesi anlamına geldiğini kaydeden Nilüfer Çevikel, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu çerçevede elektrikte dışa bağımlı yapıdan uzaklaşarak, sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynaklarının üretim ve yatırımının teşvik edilmesi, daha uygun koşul ve fiyatlardan enerji maliyetlerinin sağlanması öncelikli hedefimiz olmalı. Sanayicinin kendi elektriğini üretmesi konusunda bakanlıklara sunduğumuz raporun dikkate alınması sevindirici bir gelişme. Yer darlığı çeken Organize sanayi bölgelerimizin dışında da kurulacak Güneş Enerji Santralleri (GES), sanayicilerimizin enerji ihtiyacını karşılayacağı gibi, oluşturulacak GES tarlalarında gerçekleştirilecek olan yenilenebilir enerji üretimi aynı zamanda yeşil dönüşüm yolcuğunun da önemli bir dinamo taşı olacak. Bu şekilde, Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumluluk sürecimizi de hızlandıracağız. Çünkü, İhracat pazarımızın büyük bir bölümünü oluşturan Avrupa Birliği ülkelerinin şart koştuğu Avrupa Yeşil Mutabakatı ve iklim kriziyle mücadele çerçevesinde ortaya çıkan Paris İklim Anlaşması’na taraf olmamız, temiz üretim dönüşümünün alternatif değil zorunluluk olduğunu bize gösterdi.”

    Yüksek katma değerli üretime ağırlık verilmeli

    İhracat odaklı büyüme hedefleyen ülke ekonomimizin sürdürülebilirliği için kapasite artırıcı yatırımların devreye alınması ve katma değeri yüksek ürünlere ağırlık verilmesi gerektiğini savunan TÜGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel, ”Son dönemde mal ticaretinde yaşanan küresel değişim ve dönüşüm, ülkelerin ekonomi ve ihracat hacimlerinde de köklü değişimlere neden oldu. İleri teknoloji, Ar-Ge bazlı ve fark yaşatan ve sürdürülebilir ürünler dünya pazarlarında daha fazla tercih edilmeye başlandı. Bu süreçle birlikte ihracatın niteliği güçlenirken, ülkelere yeni pazarların kapısı da aralandı. Ülke olarak bu konuda önemli yol aldık. Oluşan bu fırsatı değerlendirmek için daha iye organize olmalı ve hiç zaman kaybetmemeliyiz” şeklinde görüş bildirdi.

    Kadın girişimcilerin sayısı artırılmalı

    TÜGİAD ve Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (DOSABSİAD) tarihlerindeki ilk kadın Başkanı olan Nilüfer Çevikel, iş dünyasında kadına hak ettiği değerin verilmemesine dikkat çekti. Çevikel, “Avrupa’da, nüfusun yüzde 52’si kadın olmasına rağmen, kendi işletmesinde çalışanların yüzde 34,4’ünü ve Start-Up girişimcilerinin yüzde 30’unu kadınlar oluşturuyor. Yaklaşık 1.4 milyon girişimciye sahip olan Türkiye’de ise kadın girişimci sayımız, son beş yılda yüzde 40 artmasına rağmen 100 bin sınırına anca ulaştı. Bizim de temel stratejimiz, hayatın her alanında olduğu gibi iş dünyamızda da kadınlarımızın daha etkin ve güçlü bir şekilde yer almasını sağlamak olmalı. Başkanı olduğum TÜGİAD ve DOSABSİAD’da ilk işim isimlerindeki ‘İş Adamları’ ibaresini değiştirerek ‘İş İnsanları’ yapmak oldu. TÜGİAD’da Yönetim Kurulumuzun yarısının kadınlardan oluşmasını sağladık. Kadın üye sayımızı da artırıyoruz. Burada cinsiyetçi yaklaşmıyoruz. Başarılı olması, bu işe gönül vermesi, vizyoner olması, sektöründe kuvvetli olması gibi özellikler bizim tercih sebeplerimiz. Devlet destekleriyle kadınları cesaretlendirmek ve kendi işletmelerini kurarak hem aile ekonomilerine hem de ülke ekonomisine katkıda bulunmalarını sağlamak amacıyla kadın girişimcilere özel önem verilmelidir. Ayrıca Ulusal ve bölgesel düzeyde kadın girişimcilerin desteklenmesi ve teşvik edilmesi, sürdürülebilir kalkınma için vazgeçilmez olmalıdır” dedi.

  • Dolar/TL haftaya sert düşüşle başladı

    Dolar/TL haftaya sert düşüşle başladı

    Haftaya 17,30 sınırının üzerinde başlayan Dolar/TL, hafta içinde 17,54 seviyesine kadar yükselirken, Euro/TL 18,60 sınırını test etti. Ancak Cuma günü piyasalar için çok kritik bir adım atıldı ve BDDK TL ticari krediler için şirketlere döviz sınırlaması getirmesi piyasayı ve döviz kurlarını sarstı.

    BDDK’nın açıkladığı yeni karar sonrası dolar, Türk lirası karşısında yüzde 4’ün üzerinde değer kaybı yaşadı. Kur 17,38 lira seviyesinden 16,48 lira seviyesine kadar indi.

    Kur bu sabah Cuma günkü kapanışa göre yüzde 4,5 ekside 16,12 lira seviyelerinde güne başladı. Euro/TL kuru da aynı dakikalarda 17,05 liradan değerleniyor.

    ALTINDAKİ DÜŞÜŞ YÜZDE 3’Ü GEÇTİ

    Dolardaki düşüşe bağlı olarak altın fiyatlarında da geri çekilme yaşanıyor. Gram altın 992 liradan 950 liraya kadar geriledi.

    MERKEZ’İN FAİZ KARARI

    TCMB, Haziran ayı PPK toplantısında beklentilere paralel politika faizini yüzde 14 seviyesinde sabit bıraktı. Karar metninde, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağının öngörüldüğü belirtildi.

  • Gözler kritik toplantıda! Kabine bugün toplanıyor

    Gözler kritik toplantıda! Kabine bugün toplanıyor

    Gözler, bugün gerçekleşecek kabine toplantısında olacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapılacak toplantının gündemi ekonomi ağırlıklı. Asgari ücrete yapılması planlanan zam, Kurban Bayramı tatili  ve memur ve emekli maaşları masada yer alan konular arasında. Alınan kararları Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısı sonrasında kamuoyuyla paylaşacak.

    KURBAN BAYRAMI TATİLİ KAÇ GÜN OLACAK?

    Haziran ayının son kabine toplantısı bugün Beştepe’de Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yapılacak. Kabinede birçok konu yer alırken ‘Kurban Bayramı tatili 9 gün olacak mı?’ sorusunun da bugün netlik kazanması bekleniyor.

    Kurban Bayramının normal şartlarda 4 gün olarak idrak edilmesine karşın Arefe gününün 8 Temmuz’a denk gelmesi ve bayramın son günü ile yine resmi tatil olan 15 Temmuz arasında sadece 2 günün olması gözleri 9 günlük tatil ihtimaline çevirdi. 13 ve 14 Temmuz tarihlerinde memurların idari izinli olmasına yönelik bir karar çıkarsa bayram izni 9 güne çıkarılmış olacak.

    ASGARİ ÜCRETE ZAM OLACAK MI?

    Toplantıda asgari ücrette ara zam yapılıp yapılmayacağının kesinlik kazanması bekleniyor. Taraflarla görüşmelerini sürdüren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in, konuya ilişkin bir sunum yapması beklentiler arasında.

    ENFLASYONLA MÜCADELE VE DÖVİZ KURU

    Ekonomi ve enflasyonla mücadele de yine kabine toplantısında masada olacak ve geçtiğimiz hafta altın, dolar ve Euro başta olmak üzere dövize karşı TL’ye değer kazandıran BDDK hamlesinin etkileri ve bundan sonraki adımlar da değerlendirilecek. Konuyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin bir sunum yapması bekleniyor.

    MADRİD’DEKİ NATO ZİRVESİ

    İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği tartışmaları devam ederken 28-30 Haziran’da İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenecek NATO zirvesi öncesinde yapılan hazırlıklar da son kez masada olacak.

    ALINAN KARARLARI ERDOĞAN DUYURACAK

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısı sonrasında alınan kararları kamuoyuyla paylaşacak.

  • Asgari ücret trafiği hızlandı, görüşmeler yoğunlaştı

    Asgari ücret trafiği hızlandı, görüşmeler yoğunlaştı

    Asgari ücrette artışın gündeme gelmesi üzerine Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun tarafları olan işçi, işveren ve hükümet temsilcileri arasında görüşmeler yoğunlaşırken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in ilk kabine toplantısında asgari ücret konusunda bir sunum yapması bekleniyor.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay’ı 16 Haziran’da AK Parti Genel Merkezi’nde kabulünün ardından gündeme yerleşen asgari ücrette artış beklentisi çalışma hayatını hareketlendirdi.

    Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işverenleri temsil eden Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonunun (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, dün gerçekleştirdiği temaslar kapsamında ilk olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’i ziyaret etti.

    Bu ziyaretin ardından Komisyonda işçi kesimini temsil eden TÜRK-İŞ’e geçen Akkol, Genel Başkan Atalay ile asgari ücret başta olmak üzere çalışma hayatının gündemindeki konuları görüştü. Atalay ve Akkol, karşılıklı olarak asgari ücret konusundaki görüş, tutum ve hassasiyetlerini dile getirdi.
    İşçi ve işveren temsilcileriyle görüşen Bakan Bilgin’in hafta başı yapılması öngörülen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nda asgari ücretle ilgili bir sunum yapması ve bu doğrultuda gelecek hafta asgari ücret konusunda gelişmeler yaşanması bekleniyor.

    Komisyonun toplanması gerekiyor

    Asgari ücret, bir kişinin çalıştırılabileceği en düşük ücreti ifade ediyor. 2015 yılına kadar altı aylık dilimler şeklinde belirlenen asgari ücrette, 2016 yılındaki değişiklikle yılın tamamında geçerli olan tek bir rakama geçildi.

    Yasaya göre, asgari ücrette yapılacak artış için işçi, işveren ve hükümetten 5’er temsilciden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplanması gerekiyor.

    Mevzuat gereği Komisyonun aldığı zam kararı, Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihi takip eden ayın başında uygulamaya giriyor.

    Mevcut asgari ücret net 4 bin 253 lira

    2021’de brüt 3 bin 577 lira, net 2 bin 825 lira olarak uygulanan asgari ücret yüzde 50’lik artışla 2022 yılı için brüt 5 bin 4 lira, net 4 bin 253 lira olarak belirlenmişti.

    Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 5 bin 879 lira 70 kuruş düzeyinde. Bunun 5 bin 4 lirasını brüt asgari ücret, 775 lira 62 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 100 lira 8 kuruşunu ise işveren işsizlik sigorta fonu kalemi oluşturuyor.

  • BDDK’dan konut kredisi düzenlemesi

    BDDK’dan konut kredisi düzenlemesi

    BDDK bugün aldığı karar ile, 9 Haziran 2022 tarihinde Finansal İstikrarın Güçlendirilmesine Yönelik Tedbirler kapsamında BDDK web sitesinden kamuoyuna duyurulduğu üzere konut kredilerinde kredi değer oranını tutar bazlı farklılaştırdı. Alınan Karar ile 1. el ve 2. el konutlar için de konut kredilerinde kredi değer oranını tutar bazlı farklılaştırdı.

    Buna göre; Enerji sınıfı1 A olan 1. el konutlar için kredi değer oranı; konut değeri 2 milyon TL’nin altında olan konutlar için %90, konut değeri 2 milyon TL ile 5 milyon TL arasında olan konutlar için %70, konut değeri 5 milyon TL ile 10 milyon TL arasında olan konutlar için azami 3,5 milyon TL, konut değeri 10 milyon TL üzerinde olan konutlar için ise konut kredisi imkanı bulunmamaktadır.

    Enerji sınıfı A olan 2. el konutlar için kredi değer oranı; konut değeri 500 bin TL’nin altında olan konutlar için %90, konut değeri 500 bin TL ile 2 milyon TL arasında olan konutlar için %70, konut değeri 2 milyon TL ile 5 milyon TL arasında olan konutlar için %50, konut değeri 5 milyon TL ile 10 milyon TL arasında olan konutlar için azami 2,5 milyon TL oldu.
    Konut değeri 10 milyon TL üzerinde olan konutlar için ise konut kredisi imkanı bulunmamaktadır.

  • Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) merakla beklenen faiz kararını açıkladı. Halihazırda Eylül-Aralık arasında faizlerde 500 baz puan indirim yaparak 5 aydır faizleri yüzde 14’te sabit tutan Merkez Bankası bu ayı da pas geçerek faizi sabit bıraktı.

    SON ALTI TOPLANTIDA KARAR AYNI

    TCMB, 2021 yılı eylül, ekim, kasım ve aralık aylarında gösterge faizde toplam 500 baz puan indirim kararı alarak, yüzde 14 seviyesine çekmişti.

    Banka, ocak, şubat, mart, nisan, mayıs ve haziran aylarında beklentilere paralel olarak faizde herhangi bir değişikliğe gitmedi.

    Bankadan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Etkisi artarak sürmekte olan jeopolitik riskler yılın ilk yarısında olumsuz yönde gerçekleşmiş, dünyada iktisadi faaliyetin zayıflamasına sebep olmuştur. Önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmektedir.

    Küresel gıda güvenliğindeki ticaret yasakları ile artan belirsizlikler, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, temel gıda ve enerji başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının sürmesi ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviye uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açmaktadır.

    Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar.

    Bu çerçevede, ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma artmaktadır.

    Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin arttığı gözlenmektedir.

    Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yılın başındaki güçlü büyümenin dış talebin de olumlu etkisiyle ikinci çeyrekte sürdüğüne işaret etmektedir.

    Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinde turizm kaynaklı iyileşmelerin yanında enerji fiyatlarından kaynaklanan riskler devam etmektedir.

    Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir.

    EKONOMİDE YENİ İLAVE TEDBİRLER ALINMAYA DEVAM EDECEK

    Kurul, güçlendirdiği makroihtiyati politika setini kararlılıkla uygulayarak gerekmesi durumunda ilave tedbirleri uygulamaya alacaktır.

    Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam etmektedir.

    KÜRESEL BARIŞ VE BAZ ETKİSİ İLE ENFLASYONDA DÜŞÜŞ BAŞLAYACAK

    Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir.

    Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir.

    Değerlendirme süreçleri tamamlanan teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir.

    ENFLASYONDA KALICI DÜŞÜŞE KADAR LİRALAŞMA STRATEJİSİ SÜRECEK

    TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

    Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir.

    Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.”