Etiket: ekonomi

  • Azerbaycan’dan Denizli’ye ziyaret

    Azerbaycan’dan Denizli’ye ziyaret

    DTO yönetim kurulu üyeleri ile farklı sektörlerden iş insanlarının yer aldığı toplantının başında DTO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hasan Aracı, konuklarına Denizli, sanayi ve ticaret imkânları ile Denizli Ticaret Odası hakkında bilgi verdi. İki ülke ve Denizli ile Azerbaycan arasındaki ticaret ve iş birliğini artırmak için her fırsatı değerlendirdiklerini söyleyip bu toplantının da onlardan biri olduğuna dikkat çekti.

    Azerbaycan

    Aracı, “Denizli’miz, yabancı yatırımcıların gözdesi haline gelmiştir. Denizli’mizde Azerbaycan sermayeli şirket sayısı 6 tanedir. Yabancı ortaklı şirketler arasındaki payı yüzde 1’dir. Yabancı sermaye tutarı ise 1 milyon 40 bin TL. Denizli’den kardeş ülke Azerbaycan’a, 2022 yılında 7 milyon 557 bin 462 dolar olan ihracatımız, geçen yıl yaklaşık yüzde 40’lık bir artışla 12 milyon 543 bin 466 dolara ulaştı. Bu yılın ilk çeyreğinde ise 3 milyon 83 bin 682 dolar oldu. Yıl sonunda, en azından geçen yılki tutarı yakalamak istiyoruz. Yeni yatırımlar ve ticari iş birlikleri ile her iki ülkedeki ortak yatırımları ve iş birliğini daha da artırmak istiyoruz” dedi.

    Azerbaycan

    Taghiyev Denizlili İş İnsanlarını Azerbaycan’a davet etti

    Azerbaycan Türkiye Ticaret Temsilcisi Tamerlan Taghiyev ise konuşmasında öncelikle Başkan Vekili Aracı ile DTO’ya misafirperverliklerinden dolayı teşekkür etti. Azerbaycan ile Türkiye’nin kardeşliğinin yeni yatırımlarla daha pekişip güçleneceğini ifade etti. Zengezur Koridoru’nun bu manadaki önemine işaret ederek, iş birliği ve yeni yatırımlar için Denizlili iş insanlarını ülkelerine davet etti. Taghiyev, “Çin ve Arap ülkeleri, ülkemizi daha çok tercih ediyorlar ancak biz sizi de görmek isteriz, hatta daha sık görmek isteriz. Türkiye’den gelen yatırımcılar yeni fabrikalar kuruyorlar. Onlardan biri de siz olabilirsiniz. Bugün sizleri bu konuda bilgilendirmek üzere buradayız” dedi.

  • Uşak’tan ihracat rakamları

    Uşak’tan ihracat rakamları

    2024 yılının Nisan ayında, Türkiye’nin dış ticaret dengesinde, ithalatın daha hızlı bir tempo ile yükselirken, ihracatın hafif bir artış göstermesi dikkat çekti. Açıklanan verilere göre, ithalat yüzde 4’lük bir sıçrama ile 29 milyar 117 milyon dolar seviyesine çıkarken, ihracat yıllık bazda yüzde 0,1’lik bir artışla 19 milyar 254 milyon dolara ulaştı.

    Uşak ili özelinde 2024 yılının ilk 4 ayıyla ilgili açıklanan dış ticaret verilerine bakıldığında; Uşak’ta ihracatın Nisan 2024’te 24 milyon 421 bin dolar, ithalatın ise 12 milyon 473 bin dolar olduğu görüldü. 2024 yılının ilk 4 aynında Uşak’ın toplam ihracatı 111 milyon 296 bin dolar, toplam ithalatı ise 57 milyon 378 bin dolar olarak gerçekleşti.

    Uşak’ın ihracatında en yüksek rakam Ocak ayında 31 milyon 98 bin dolar ile gerçekleşirken, Şubat 2024 – 27 Milyon 746 bin dolar, Mart 2024 – 28 milyon 031 bin dolar ve nisan 2024’te ise 24 bin 421 dolar olarak yer alırken, ithalatta ise Ocak 2024’te 12 milyon 861, Şubat 2024’te 16 milyon 253, Mart 2024’te 15 bin 791 ve Nisan 024 ise 12 milyon 473 olarak izlenirken, Şubat ayında 16 milyon 253 bin dolar ile en yüksek seviyeye ulaştı.

  • “Temel amacımız enflasyonu düşürmek

    “Temel amacımız enflasyonu düşürmek

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen “Türkiye’nin Gücü Ödülleri” programına katıldı. Yılmaz, programda yaptığı konuşmada Türkiye’nin ekonomik verileri ile enflasyonla mücadele gibi konularda açıklamalarda bulundu. Enflasyon ile mücadelenin öncelikleri olduğunu söyleyen Yılmaz, Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyledi. Yılmaz, “Ekonomide dengeli büyümeyi sağlarken kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz” dedi.

    Cevdet Yılmaz, konuşmasına İsrail’in Gazze saldırılarını hatırlatarak başladı. Yılmaz, “Gazze’de kimin nerede durduğu tarihe kaydedilecektir. Uluslararası sistemin çalışmadığını gösteren en büyük örnektir Gazze’de yaşananlar. Hangi dine mensup olursa olsun, hangi coğrafyada yaşıyorsa yaşasın bu zulme karşı duranları kutluyorum” ifadelerini kullandı.

    “Dünya ortalamasının üzerinde ekonomik büyüme performansı gösterdik”

    Küresel anlamda ekonomik olarak zor dönemlerden geçildiğini ifade eden Yılmaz, “Küresel ortama baktığımızda ekonomik anlamda çok olumlu bir dönemden geçmediğimizi görüyoruz. Bölgemizde de jeopolitik gerginlikler, savaşlar yaşanıyor. Bunun üzerine geçtiğimiz yıl depremi yaşadık. Dünyada talep daralmasına rağmen tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye geçen yılı yüzde 4,5 büyüme ile kapattı. Dünyanın ortalama büyümesi yüzde 3’tü. Dünya ortalamasının üzerinde bir ekonomik performans gösterdik” dedi.

    Milli gelir artışından da bahseden Yılmaz, “Geçen yıl ekonomimiz 1.1 trilyon doları aştı. Kişi başına düşen milli gelirimiz 13 bin doları aştı. Bu rakamlarla hacim olarak ekonomimiz dünyanın en büyük 17’inci ekonomisi olarak kayıtlara geçti. Son 20 yılda sadece rakamlarımız büyümedi. Niteliksel bir büyümeye de şahit olduk. Alt orta gelir gurubundan, üst orta gelir grubuna yükseldik. Şimdi yüksek gelirli ülkeler ligi eşiğindeyiz. Yüksek gelirli ülkeler liginde Dünya Bankası kriteri kişi başına düşen gelir 13 bin 845 dolar. Türkiye önümüzdeki dönemde bu eşiği atlayarak yüksek gelirli ülkeler ligine dahil olacaktır” diye konuştu.

    “Kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz”

    2024 yılında iç dış talebin dengelendiği bir yıl olmasının öngörüldüğünü belirten Yılmaz, “Ekonomide dengeli büyümeyi sağlarken, kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz. Tüketimi dengelememiz lazım, ihtiyacımız olmayan tüketimi azaltmalıyız. Tüketimden elde ettiğimiz tasarrufları üretken alanlara kanalize etmeliyiz. Kamuda ve özel sektörde daha fazla tasarruf yapmalı ve bu tasarrufu verimli alanlara aktarmalıyız. Bunu gerçekleştirme gayretindeyiz” dedi.

    “Cari işlemler açığı geriledi”

    Cari işlemler açığı ile ilgili de konuşan Yılmaz, “Cari işlemler açığımız geçen yılın ortalarında 60 milyar dolar seviyesine kadar yükseldi, yıl sonu ise 45 milyar dolara geriledi. Bugün geldiğimiz noktada Şubat ayı verisine göre cari işlemler açığımız 31.8 milyar dolara kadar geriledi. Kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Yatırımları azaltarak değil, tasarruflarımızı artırarak dengeyi sağlamalıyız. OVP’de bu sene için yüzde 3 cari açık öngörüyorduk. Gidişata göre yüzde 2,5’lar civarında bu yılı kapatacağız” dedi.

    Yılmaz, ihracat rakamlarına ilişkin de “Geçen yıl 256 milyar doları bulan bir ihracatımız oldu. Özellikle Avrupa’daki daralmaya rağmen büyük bir ihracat yapıldı. Bu yılda ihracatımız iyi gidiyor. Nisan ayı itibariyle yıllıklandırılmış ihracat rakamımız 258 milyar dolar civarında. Dış ticaret açığımız geriliyor. Mal ticaretinde biraz açık veriyoruz. Hizmet ticaretinde daha iyiyiz. Geçen yıl 100 milyar dolara varan hizmet ticaret hacmimiz oldu. Burada turizmin önemli rolü var. 54 milyar dolar geçen yıl turizmde performansımız oldu. Yılsonu itibariyle 60 milyon turist 60 milyar dolar turizm gelirine ulaşacağız” ifadelerini kullandı.

    İstihdam oranları

    İstihdamda olumlu gelişmeler olduğuna da dikkat çeken Yılmaz, “Geçen yıl sonu itibariyle 31.6 milyon kişi istihdam yapılmış. Bu 20 yıl önce 19 milyonlar civarındaydı. Şubat ayında istihdam rakamımız 32.4 milyon kişiye ulaşılmış. OVP’de 10.1 işsizlik oranı öngörüyorduk. Geçen yılı 9,4 ile kapattık. Şubat ayında istihdam oranımız daha da iyileşerek, yüzde 8,7’ye kadar geriledi” diye konuştu.

    Önceliğin enflasyonla mücadele olduğunu da dile getiren Yılmaz, “Reel tarafta iyiyiz, büyümemiz iyi, istihdamımız iyi, bütçe dengemiz iyi, ihracatımız iyi, turizmimiz iyi. Esas sorunumuz enflasyon. En temel önceliğimiz enflasyonla mücadele. Para politikasıyla, mali politikalarla ve yapısal reformlarla enflasyon sorununu çözme irademizi ortaya koyduk” dedi.

    “Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamak”

    Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyleyen Yılmaz, “Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamaktır. Enflasyon adaletsiz bir yapı ortaya koyuyor. Enflasyon sabit gelirlileri daha fazla olumsuz etkiliyor. Enflasyonu düşürmeye odaklandık. Birçok denge içinde enflasyonu düşürme durumundayız. Büyüme, istihdam gibi alanları düşünmezsek daha hızlı enflasyon düşer. Bu çok büyük maliyetler doğurur. Biz aşama aşama ne yaptığımızı bilerek bu süreci yönetiyoruz. Merkez Bankamız açıkladı, yıl sonu itibariyle enflasyonun yüzde 38’e düşmesi öngörülüyor” dedi.

    “Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz”

    Yılmaz, “Gelecek yıl enflasyonun yüzde 20’nin altına düşmesini öngörüyoruz. Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz. Yapısal reformlarla, para politikalarıyla, mali politikalarla bunu adım adım gerçekleştireceğiz. Yıllık bazda etki göremedik ama aylık bazda etkileri görüyoruz. Yıllık etkiyi Mayıs itibariyle göreceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Baz etkisi ile enflasyon düşüyor diyorlar, esas olan program etkisi”

    OVP programının etkisiyle enflasyonun düştüğünü ifade eden Yılmaz, “Baz etkisi ile enflasyon düşüyor diyorlar, esas olan program etkisi. Program yok ise enflasyonu düşürmezseniz baz etkisi diye bir şey de kalmaz. Baz etkisini ortaya çıkaran programımızın enflasyonu düşürücü etkisidir. Baz etkisi var ama esas etkiyi yapan programdır. Siyasi ve sosyal sahiplenme ile yürüyen programımız var. Bunun etkisini önümüzdeki dönemlerde daha hızlı göreceğiz” dedi.

    Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kredi risk primimiz CDS ciddi anlamda geriledi. Geçen yıl ortalarında 700 baz puan civarındaydı. Bugün CDS 300 baz puanın altına indi. Yurt dışından finansman temini artık çok daha elverişli şartlarda. Döviz sorunundan artık bahsetmiyoruz. Seçimlerden önce halkı döviz almaya yönlendirenler oldu. Herkesin yatırım tercihine saygılıyız. Bunu sistematik olarak yapanlara karşı da sesimizi yükseltmemiz lazım. Spekülatif çabalar tam tersine döndü. Seçim sonrası dövizin geldiği yer ortada. Merkez Bankası rezervlerinde toparlanma sağlandı. Kur oynaklığı azaldı. Uluslararası finans koşullarına erişim iyileşmiş durumda.”

    Yılmaz, “Geçen yıl Mayıs ayında Merkez Bankası rezervlerimiz 98,5 milyar dolardı. Şu an 3 Mayıs itibariyle 127 milyar doları buldu. KKM’ı üçte bir oranında azalttık. Finansal istikrarımızı güçlendirirken, reel ekonomiyi ihmal etmiyoruz. Seçici kredi programlarıyla ihracatı, üretimi, istihdamı koruma gayretindeyiz. Reeskont kredilerinde uygun koşullu kredileri ihracatçılarımıza kullandırıyoruz. Yatırımlarda yatırım taahhütlü avans kredisini hayata geçiriyoruz. Burada da proje teklifleri toplanıyor. Teknolojik seviyemizi yükseltecek, katma değeri artıracak projelere uzun vadeli elverişli krediler sağlıyoruz” dedi.

  • Fındığın ekonomik değeri artacak

    Fındığın ekonomik değeri artacak

    Düzce’de üretimi yapılan fındıkların çiftçiler tarafından mikro işletmeye dönüştürülmesi için Düzce Ticaret ve Sanayi Odası, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ve Düzce Üniversitesi işbirliğinde bir proje hazırlandı. Proje çerçevesinde üreticilere kırma, ayıklama, kavurma, ambalajlama ve fındık ezmesi yapılabilecek mikro işletmeler konusunda bilgilendirmelerde bulunulacak. Ayrıca Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi’nde proje çerçevesinde Fındık Dönüşüm Merkezi açıldı.

    “Yüksek katma değer elde edebiliriz”
    Fındık üreticileri için önemli bir proje olduğunu vurgulayan Düzce Valisi Selçuk Aslan, “Bugün ilk adımını atacağımız fındık dönüşüm merkezi Düzce’mizde fındık işi ile uğraşan, fındık ticareti ile uğraşan hemen herkes açısından inanıyorum ki yeni bir pencere, yeni bir vizyon açacaktır. Fındığı dalından topladığımız hali ile değerlendirirsek 50 lira, kavurursak 150 lira, endüstriyel olarak işlersek 550 lira. Hesap böyle. Bu anlamda çiftçimizi işletme haline döndürebildiğimiz ölçüde daha müreffeh kılabiliriz, memleketimiz açısından daha yüksek katma değer elde edebiliriz. Bu mikro ölçekte ilk adım olacaktır. Buradan alacağımız zemin, buradan yakalayacağımız fırsatlar belki tüm çiftçilerimiz tarafından fabrikatör olma, işletmeye dönme imkanı vermese de işlerinde kendilerini farklılaştırabilen, o vizyonu yakalayabilen, dünyaya açılma müteşebbis ruhlu insanlar açısından oldukça güzel bir modeli oluşturacaktır” dedi.

    “Model fabrika kuruyoruz”
    Projeyi Düzceli çiftçiler için hazırladıklarını dile getiren Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erdoğan Bıyık da, “Kurmuş olduğumuz model fabrikamızda fındık kırma, ayıklama, kavurma, ambalajlama ve fındık ezmesine dönüştürme işlevlerini yapabilecek 12 makine bulunuyor. Bu model fabrika ile üreticiler, büyük emeklerle ürettikleri fındıklarını katma değerli ürünlere dönüştürebilecek. Burada model fabrika kuruyoruz” şeklinde konuştu.
    Konuşmaların ardından Fındık Dönüşüm Merkezi hizmete açıldı. Merkezde bulunan makineler ve fındığa dair araştırmaların yapılacağı laboratuvarda incelemelerde bulunuldu.

  • Ekonomiye güven geriledi

    Ekonomiye güven geriledi

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan ayı Ekonomik Güven Endeksi’ni açıkladı. Buna göre, ekonomik güven endeksi Mart ayında 100,0 iken, Nisan ayında yüzde 1,0 oranında azalarak 99,0 değerini aldı.

    Bir önceki aya göre Nisan ayında tüketici güven endeksi yüzde 1,4 oranında artarak 80,5 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi aynı düzeyde kalarak 103,5 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 2,8 oranında azalarak 117,1 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,9 oranında artarak 115,5 değerini, inşaat sektörü güven endeksi aynı düzeyde kalarak 88,6 değerini aldı.

  • Finans ve Ekonomide Sürdürülebilirlik

    Finans ve Ekonomide Sürdürülebilirlik

    Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), Kırklareli Üniversitesi ve Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) ortaklığında düzenlenen ‘2. Uluslararası Finans Ekonomi ve Sürdürülebilir Politikalar Kongresi’nin açılışı, BTÜ Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da yapıldı. 24-27 Nisan tarihleri arasında yüzyüze ve çevrimiçi gerçekleştirilen kongrede finans ve ekonomi alanında; dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm yönetimi, girişimcilik ve inovasyon, iklim değişikliği, sürdürülebilir şehirler, yapay zekâ, endüstri 4.0, toplum 5.0 gibi konular ele alındı. 150’ye yakın akademisyen kongrede, ekonomik anlamda sürdürülebilir gelecek adına fikirlerini sunarak, sorunların çözümüne yardımcı oldu. Kongrenin açılış konuşmasını yapan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “Yenilikçi üniversite vizyonumuza uygun olarak; üniversitemiz çatısı altında Bursa’mızın, bölgemizin ve ülkemizin problemlerinin çözümüne yönelik kongrelere ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.

    BTÜ dönüşmede de öncü

    BTÜ olarak; bilgi üretmekle birlikte, bilgiyi yayma, toplumla paylaşma ve uygulamaya dönüştürme sorumluluğuna büyük önem verdiklerini kaydeden Rektör Çağlar, “Düzenlediğimiz kongrelerle, sadece akademik camiaya değil, aynı zamanda iş dünyasına, kamu kurumlarına ve tüm topluma ışık tutacak değerli bilgiler sunuyoruz. Günümüz dünyasında, ekonomik, teknolojik ve çevresel değişimler çok büyük bir hızla yaşanıyor. Üniversiteler olarak, iş dünyası ve toplumun bu değişimlere uygun dönüşümünü sağlayacak yöntemler geliştirmek ve tedbirler almak durumundayız. Kongremiz, sadece akademik alanda değil, aynı zamanda küresel düzeydeki değişim ve dönüşümleri anlamak ve yönlendirmek açısından da önemli bir misyon üstlenmektedir” diye konuştu.

    16 partner üniversite 150’ye yakın akademisyen

    Kırklareli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ünal Çağlar, kongrenin günümüz sorunlarının çözümü noktasında önemli çıktılara ev sahipliği yapacağına inandığını söyledi. Gürsu Kaymakamı Naif Yavuz ise BTÜ’nün her kesimin yararına olacak pek çok etkinliğe ev sahipliği yaptığını ifade etti. Kongre hakkında bilgi veren Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Rengin Ak, “İlkini 2023 yılında Üsküp’te gerçekleştirdiğimiz kongremizin ikincisini BTÜ ev sahipliğinde düzenliyoruz. Bu yıl ‘Döngüsel Ekonomi ve Dijitalleşme Sürdürülebilir Gelecek’ ana temasıyla düzenlediğimiz kongremize, yerli ve yabancı 16 partner üniversite, 14 farklı ülkeden 150’ye yakın yoğun bir akademisyen katılımı söz konusu. Kongrede amacımız, ulusal ve küresel boyuttaki güncel ekonomik gelişmelerin değerlendirilmesidir. Bizler bilim insanları olarak yaşadığımız dünyada küresel problemlere dikkat çekip, buna çözüm üretmeye odaklandık” ifadelerini kullandı.

    “Kongrenin Bursa’da gerçekleştirilmesi anlamlı”

    BTÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Zeki Ünal, “Sürdürülemez hale gelen dünyanın sorunlarına, bu kongrede güzel öneriler geleceğini düşünüyorum” dedi. SUBÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Esen, doğal kaynakların sınırlı olduğu bu iklimde, döngüsel ekonominin önemine dikkat çekerek, “Bu kongrenin Bursa’da, bu temayla gerçekleştirilmesinin özel bir anlamı var. Bursa bir sanayi şehri ve Türkiye’nin ihracatta rekabetçi olabilmesi için verimli ekonomiyi merkeze alması gerekiyor. Döngüsel ekonomi, Türkiye’nin ihracat gücü için önemli bir konudur. Kongrede elde edilecek sonuçların,akademisyenlere ve iş dünyasına önemli çıktılar sağlamasını ümit ediyorum” diye konuştu.
    Kongre Düzenleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Kaya da “BTÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi İşletme Bölümü olarak organize ettiğimiz bu etkinliğin düzenlenmesinde ciddi bir ekip işi söz konusu. Kongremizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

  • Evliliklerden 500 milyarlık ekonomik beklenti

    Evliliklerden 500 milyarlık ekonomik beklenti

    TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken düğün sezonunun başlamasıyla birlikte evliliklerin ekonomiye olan yansımasını değerlendirdi.

    Piyasanın canlanmak için düğün sezonunu beklediğini belirten Palandöken, ortalama düşün yapmanın maliyetini anlattı. Beyaz eşyadan oturma grubuna, düğün salonundan ziynet eşyalarına kadar yapılan harcamaların 500 bin liradan başladığını kaydeden Palandöken, “Döviz kurlarındaki artış ve yüksek enflasyona bağlı olarak tüm ürün ve hizmetlerde çok ciddi fiyat artışları var. Düğünlerin vazgeçilmezi altının fiyatı son 1 yılda yüzde 100’e yakın arttı. Eskiden gelin damada gelen altınlar düğün maliyetini önemli ölçüde karşılardı şimdi o da hayal oldu. Öte yandan düğün salonu kiralarındaki astronomik artış, beyaz eşya ve elektronik eşyalardaki fiyat artışları hesaba katıldığında gençlerimiz işsizlik ve ekonomik nedenler yüzünden evliliği geciktirebiliyor.

    Devletimiz gençleri evliliğe teşvik etmek için elinden geleni yapıyor. Birtakım teşvik ve destekler var ancak tüm çiftler için sıfır faizli destek kredilerinden yararlanma imkanlarının sağlanması çok önemli. Bu hem çiftlerin düğün masraflarına katkı hem de kuracakları yuvalarla ekonomiye katkıları bakımından çok önemli olacak” diye konuştu.

    “Geçtiğimiz yıl düğünler piyasaya 300 milyar lira katkı sağladı”

    Gençlerin dünya evine girmesi ve piyasaların canlanmasında düğünlerin önemli bir yeri olduğuna değinen Palandöken, “Geçtiğimiz yılın TÜİK verilerine göre düğün sektörü piyasaya 300 milyar TL’lik ekonomik katkı sağladı. İğneden ipliğe yapılan düğün alışverişleri ise emlakçıdan taksiciye, matbaacıdan organizasyoncuya kadar çok sayıda sektöre doğrudan kazanç kapısı oluyor. Bu yıl dünya evine girecek gençlerimizin mağdur olmaması için firmalar elini taşın altına koyarak yeni evlenecek çiftlere özel kampanya ve indirimler yapmalı. Öte yandan bu düğün sezonunda alışveriş yapacak vatandaşlarımız güven, memnuniyet, garanti ve kayıt dışılığı önlemek adına bir sıkıntı yaşamamak için bildiği ve güvendiği esnafı tercih etmeli” şeklinde konuştu.

  • Kent ekonomisine 1milyar gelir bekleniyor

    Kent ekonomisine 1milyar gelir bekleniyor

    Büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin yaygın yapıldığı Muş’ta kesime gönderilecek 250 bin erkek kuzudan kent ekonomisine yaklaşık olarak 1 milyar lira katkı bekleniyor. Kuzu satışlarından kent ekonomisine 1 milyar TL katkı sağlanacağını söyleyen Muş İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nimet Salkım, “5 ay zorlu bir kışı geride bıraktık. İlimizde 1 milyon 200 bin küçükbaş hayvandan yılda ortalama 550 bin kuzu doğumu gerçekleşiyor.

    Doğan kuzulardan erkek olan 250 bin kuzuyu kesime göndererek kent ekonomisine yaklaşık 1 milyar lira katkı sağlıyoruz. İşimiz çok zor olmasına rağmen, biz bunu severek yapıyoruz. Zaten severek yapılmayan bir işten başarı elde etmek mümkün değil. Bu yıl yetiştiricilerimiz sektörden para kazanıyor. Devletimizin de sektöre vermiş olduğu destekler var. Bu açıdan devletimize teşekkür ederiz” dedi.

    Hayvanların Muş Ovası’nda farklı bitki türlerinden faydalandığını ifade eden Salkım, “Besicilerimiz hayvancılık sektöründen çok iyi para kazanıyor. Çünkü önümüzde devasa bir ovamız var. Çetin kış şartlarına rağmen yine de hayvancılık sektörü ilimizde çok iyidir. Hayvancılığın merkezi diyebiliriz. Farklı farklı bitki türü bulunuyor.

    Hayvanlarımız bu farklı bitki türünden çok iyi bir şekilde faydalanıyor. Bu açıdan hayvancılık sektörü bu bölgede genleşmektedir. Şu an kuzularımızı anneleriyle ovada ve yeşeren meralarda otlatıyoruz. Besicilerimiz keyifli bir yaz sezonu geçirecektir. Devasa bir ovamız var. Çetin kış şartlarına rağmen yine hayvancılık sektörü ilimizde çok iyi bir durumdadır. İlimiz, hayvancılık merkezi diyebiliriz. Çünkü çok farklı bitki türü yeşermektedir” ifadelerini kullandı.

  • “Hedefimiz 110 milyar dolar

    “Hedefimiz 110 milyar dolar

    Sakarya’nın Sapanca ilçesinde bulunan bir otelde düzenlenen ‘Hizmet İhracatı Strateji Çalıştay’ının açılış programı, Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat ve Sakarya Valisi Yaşar Karadeniz’in katılımıyla gerçekleştirildi. Hizmet İhracatçıları Birliği (HİB) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) temsilcilerinin buluştuğu çalıştayda, sektördeki gelişmeler ele alındı.

    “2024 yılında da aynı başarıları devam ettirmek niyetindeyiz”

    Gerçekleştirilen çalıştay ile alakalı sosyal medya hesabı üzerinden paylaşım yapan Bolat, “Zengin doğal kaynakları, tarihi ve kültürel mirası, gelişmiş sanayisi, bereketli topraklarıyla öne çıkan dinamik şehrimiz Sakarya’da iş dünyamızın kıymetli temsilcileri ile Hizmet İhracatı Strateji Konferansı’nı gerçekleştirdik. Hizmet ihracatı özellikle son yıllarda küresel anlamda hızlı bir büyüme kaydetmekte ve ürettiği ekonomik değer bakımından ülke ekonomilerinde hayatî bir yer tutmaktadır. Dünya ticaretindeki yeri gün geçtikçe artan hizmetler sektörü, bugün küresel hasılanın üçte ikisini ve istihdamın yüzde 50’sini oluşturmaktadır. Bizler de ülkemizi bu yarışta en ileriye taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. 2024 yılında da aynı başarıları devam ettirmek niyetindeyiz. Bu ivmeyle, yıl sonu hedefimiz olan 110 milyar dolar hizmet ihracatına ulaşmayı, bu vesileyle cari açığın kapatılmasına yine önemli bir katkı sağlayacağımızı düşünüyoruz. Ülkemiz ekonomisinin dünyanın en büyük ekonomilerinden biri yapmak ve vatandaşlarımızın refahını artırmak için Ticaret Bakanlığı olarak üzerimize düşen sorumluluğu her alanda layıkıyla taşımaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

  • En çok külçe altın kazandırdı

    En çok külçe altın kazandırdı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Mart ayına ilişkin Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları verisini açıkladı. Buna göre, aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 11,43, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 11,57 oranlarıyla külçe altında gerçekleşti.
    Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından Euro yüzde 1,42 ve Amerikan Doları yüzde 0,72 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; mevduat faizi (brüt) yüzde 0,48, BIST 100 endeksi yüzde 4,46 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 5,04 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; Euro yüzde 1,55 ve Amerikan Doları yüzde 0,84 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; mevduat faizi (brüt) yüzde 0,36, BIST 100 endeksi yüzde 4,34 ve DİBS yüzde 4,92 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.
    Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 9,21, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 5,92 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 11,32, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 13,99 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
    Altı aylık değerlendirmeye göre külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 19,47, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 11,69 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 16,00, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 21,47 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

    Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri külçe altında gerçekleşti

    Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 32,98, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 19,54 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.
    Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından BIST 100 endeksi yüzde 15,14, Euro yüzde 12,91 ve Amerikan Doları yüzde 11,24 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; mevduat faizi (brüt) yüzde 24,46 ve DİBS yüzde 49,38 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde BIST 100 endeksi yüzde 3,50 ve Euro yüzde 1,50 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken, Amerikan Doları yüzde 0,01, mevduat faizi (brüt) yüzde 32,09 ve DİBS yüzde 54,50 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.