Etiket: ekonomi

  • Erdoğan’dan ekonomi mesajı

    Erdoğan’dan ekonomi mesajı

    AK Parti’nin Antalya’daki İlçe Aday Tanıtım Toplantısı, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla yapıldı.

    Expo 2016 Antalya Kongre ve Fuar Merkezi’ndeki toplantı için katılımcılar ve basın mensupları, erken saatlerden itibaren güvenlik kontrolü sonrası içeri alındı. Salona, “Antalya’nın altın çağı başlıyor”, “Anayız bacıyız, kadınız Antalya’nın Altın çağına hazırız kararlıyız”, “Türkiye’nin yüzyılı şehirleri için gerçek belediyecilik”, “Hazırız kararlıyız” yazılı afişler asıldığı görüldü.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada, Akdeniz’in incisi Türkiye’nin turizm başkenti, tarımın, ticaretin, sanayinin, diplomasinin lokomotif şehri Antalya’da olmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, “Antalya’yı özlemişiz. İlçe adaylarımızın da belirlenmesiyle artık tam saha pres yapacak şekilde çalışacağımız döneme giriyoruz. Bundan 30 yıl önce mahalli idarelerde ilk ke göreve geldiğimizde önümüze çıkan zorluklara rağmen şehirlerimize hizmet için aşkla çalıştık. Bahane aramadık, kolaya kalanlardan asla olmadık. Belediyenin kaynaklarını en doğru ve etkin şekilde kullanarak vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm ürettik. Bir önceki seçimle iş başına gelen CHP zihniyetinin ideolojik esareti altında boğulan tüm şehirlerimizi kısa sürede yaşanabilir hale getirdik. İstanbul, Ankara başta olmak üzere bizim hizmet ve eser siyasetimizle tanışan şehirlerimizi çeyrek asır boyunca adeta altın devirlerini yaşadılar” diye konuştu.

    “Her gün irtifa kaybediyor”

    Şehirlerin her alanda resmen seviye atladığını dile getiren Erdoğan, “Mahalli idarelerde hiç görülmemiş hizmetleri vatandaşlarımıza sunduk. Bir, beraber, iri, diri hep birlikte Türkiye olacağız. Şehirlerimizin nüfusunun artması ve şehirleşmenin artmasıyla birlikte vatandaşlarımızın belediyelerden beklentileri değişti çoğaldı. Belediyeler sadece çöp toplayan yol yapan, park yapan ulaşım hizmeti veren bir konumdan çok daha geniş görevler yapan bir konuma yükseltti. Bizde maşukumuz olana aziz milletimize daha iyi hizmet etmek için sadece kadrolarımızı değil belediyecilik vizyonumu yeniledik, geliştirdik. Bu anlayışla mahalli idarelerdeki 30 yıllık zengin tecrübemizi, iktidardaki 21 yılı aşan güçlü tecrübemizle yoğurduk. Şehirlerimizi Türkiye Yüzyılı vizyonuna hazırlayacak geniş bir yol haritası ortaya koyduk. Bunu 30 Ocak’ta Ankara’da gerçek belediyecilik temasıyla seçim beyannamemiz olarak paylaştık. Amacımız muhalefetin idaresi altında durumu giderek kötüleşen şehirlerimizi içine düştükleri girdaptan süratle çıkarıp hakettikleri yüksek standartta hizmetlere kavuşturmaktır. İstanbul harap oldu, Ankara harabe, İzmir zaten pert, Antalya harabe. Şimdi CHP zihniyetinin elinde her gün irtifa kaybeden şehirlerimizi gerçek belediyecilik anlayışıyla tekrar buluşturmaya kararlıyız” ifadelerine yer verdi.

    “5 sene daha kaybetmeye tahammülü yok”

    “Şehirlerimizi iş yapmak milletin sıkıntılarına çözüm bulmak yerine şov yapan kişisel kariyer peşinde koşan muhterislerin insafına bırakamayız” diyen Erdoğan, “Antalya’nın bir 5 sene daha kaybetmeye tahammülünün kalmadığını biliyoruz. 31 Mart’ta Antalya Cumhur İttifakı ile yeni bir döneme yelken açacaktır. Buna hazır mıyız? Kardeşimiz Hakan Tütüncü, bilgisiyle, tecrübesiyle, tevazuuyla, hizmete kendini adamış yetkin ekibiyle şehrinize hizmete hazırdır. İlçe belediye başkanlarımızla Antalya’nın altın çağının başlayacağına inanıyorum. Türkiye genelindeki tüm belediyelerde hayata geçireceğimiz politikaların temel unsurlarını hatırlatayım. Afetlere dayanıklı, dirençli ve sağlam yerleşim yerleri inşa edeceğiz. Şehirlerimizi iklim değişikliğiyle uyumlu hale getirecek yatırımlara öncelik vereceğiz. Akıllı uygulamalara yeni nesil dijital teknolojilere uyumlu alt yapıla kuracağız. Tüm toplumsal kesime karşı sosyal belediyecilik hizmetleri sunacağız. Cumhur İttifakı olarak Alanya gümbür gümbür geliyor. Yeşil kalkınmayı benimsemiş sıfır atık modelini uygulayan sürdürülebilir belediyeciliğe destek olacağız. Şehirlerimizi tarihi ve kültürel varlıkları kormuş, huzurlu güvenli yerleşim yeri haline getireceğiz. Herkesin doğup büyüdüğü yerde kalmasını teşvik ve temin edeceğiz. Belediyelerimizi etkin verimli, adil, şeffaf ve sorumlu anlayışa kavuşturacağız” ifadelerine yer verdi.

    “60 milyon ziyaretçi 60 milyar dolar gelir hedefi”

    Hep birlikte 31 Mart’a kadar çok çalışmaları gerektiğini dile getiren Erdoğan, “31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız, kararlı mıyız? Antalya’yı Türkiye Yüzyılı hizmetleriyle taçlandırıyor muyuz? Bunun için kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Seçim akşamı Türkiye haritasını Cumhur İttifakı haritasıyla boyamaya var mıyız? Kendimiz evlatlarımız için huzurlu, mutlu, müreffeh bir geleceğin kapısını açmaya var mıyız? Maşallah. Türkiye’yi geçtiğimiz 21 yılda asırlık demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla buluştururken, istisnasız her şehriyle büyüttük geliştirdik. Ülkemizi her alanda cumhuriyetimizin 100. yılına hazırladık. Bu süreçte içeride ve dışarıda verdiğimiz mücadelenin şahitleri sizlersiniz. Antalya’da doğru dürüst bile havalimanı bile yoktu. Bugünkü havalimanına Antalya’yı kimler hazırladı. Bugün bile VIP salonunun açışını yaptık. Devlet Konukevinin açılışını yaptık. Yurt dışından misafirlerimiz geldiği zaman farklı bir Antalya görsün. Çünkü biz dünyada farklıyız. Bu farkı ortaya koymalıyız. Milletimizle hedeflerimize doğru yürüdük. Ülkemize gelen turistin 16 milyonuna Antalya ev sahipliği yaptı. Antalya tek başına nüfusunun 6 katı turisti misafir etti. Antalya turist sayısında bir önceki yıla göre yüzde 19 artışla Türkiye’nin turizm başkenti unvanını korudu. Ülkemiz genelinde 2024 hedefimiz 60 milyon ziyaretçi, 60 milyar dolar turizm geliridir. Nereden nereye. Turist sayısını 2002 yılından 12 milyon seviyesinden nasıl 57 milyona çıkardıysak, 60 milyon hedefini de tutturacağız. Antalya’da dört bir yanına yaptığı gıda ihracatıyla öne çıkıyor” şeklinde konuştu.

    “Tek gündemleri kimin adamının nerede aday gösterileceğidir”

    Antalya’nın Türkiye’nin 21 yılda nereden nereye geldiğinin en çarpıcı örneği olduğunu işaret eden Erdoğan, “Enerjimizi şehirlerimizi Türkiye Yüzyılı’na hazırlayacak programlar, projeler planlar için harcıyoruz. Peki biz bu işlerle meşgulken ülkemizin ikinci büyük partisi CHP ve yöneticileri nelerle uğraşıyor. Aslında CHP’nin yapması gereken bizim karşımızda daha büyük daha iddialı daha iyi çalışılmış programlarla çıkmaktır. Öyle ya madem oy oranı itibariyle iktidardaki partiye en yakın sensin. Öyleyse yapman gereken ama bakıyorsunuz CHP yöneticilerinin gündeminde sırf laf olsun diye söyledikleri ipe sapa gelmez, yalan yanlış ifadeleri bir kenara bırakırsak, bunların hiçbiri yoktur. Ne ülkenin meseleleri, ne milletin sıkıntıları, ne de bölgemizde yaşanan krizler bunların umurunda değil. Türkiye’de neler olduğundan dünyanın nereye doğru evrildiğinden, insanlığın hangi sınamalarla karşılaştığından haberleri dahi yok. Eskisi yenisi ve perde arkasındakilerle birlikte CHP’yi yönetenlerin tek gündemi kimin adamının nerede aday gösterileceğinden ibarettir. Tüm mücadeleleri, tüm kavgaları, siyasetteki tek varlık gayeleri budur” dedi.

    “İçimizi acıtıyor”

    “Bunlar çantada keklik olarak gördükleri belediyeler için CHP’de tam anlamıyla belediyeler meydan muharebesi yaşanmaktadır” diyen Erdoğan, “CHP’nin acemi genel başkanı geçen ay aday belirlenme üzerinden aklınca bize laf atıyordu. ‘Karşımıza çıkaracak aday bulamıyorlar’ diyordu. Şimdi Özgür Efendi’nin sesi soluğu çıkmıyor. Biz Bay Kemal’le en azından açıktan ve aleni milletin gözü önünde cereyan eden siyasi bir mücadele yürütüyorduk. Kendisiyle çoğu zaman anlaşamasak da siyasette muhatabımızın kim olduğunu biliyorduk. İşte bu Bay Kemal’i sırtından hançerleyerek koltuğundan indirdiler, Ankara’da bir ofisin dört duvarı arasına vebalı gibi hapsettiler. Özgür Efendi’nin de dikkat etmesi lazım. Aynı hançer, her an kendi sırtına da inebilir. Gerçekten CHP bir alacakaranlık siyasetinin içine girmiş durumda. CHP’nin bünyesini kuşatan hançer ve ihanet üzerinde yükselen alacakaranlık siyasetinin ülkeye bulaştırılmasına izin veremeyiz. Demokrasinin önemli bir unsuru olan muhalefetin bu perişan hali içimizi acıtıyor. Gazi Mustafa Kemal’in hatırasına hürmetle bu partiye oy veren vatandaşlarımızın da bu tablodan rahatsız oldukları kanaatindeyim. İnşallah 31 Mart seçimleri bunu değiştirmek için bir fırsat teşkil etmektedir. Önümüzdeki seçimde şehirlerimizin gerçek belediyecilikle buluşması yanında CHP’de de taşların yerine oturmasına da yardımcı olacaktır. Tabii biz bunların hepsine siyasetin cilvesi diye bakıyor, asıl olarak işimize bakıyoruz. Hep söylediğimiz gibi bizim her alanda hayata geçirecek daha çok eserimiz milletimize kazandıracak daha çok hizmetimiz var” ifadelerine yer verdi.

    “Şehirlerimizi düşürdükleri durum ortadadır”

    Türkiye’yi dünyanın en büyük ve güçlü ülkeleri arasında seçkin bir yere ulaştırana kadar gece gündüz çalışacaklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör örgütlerini üzerimize salsalar da sinsi tuzaklarla önümüzü kesmeye kalksalar da bizi yolumuzdan döndüremeyecekler. Önümüze çıkan sorunları nasıl birer birer çözdüysek çalışanından emeklisine kadar vatandaşlarımızın bugünkü sıkıntılarını da biz hal yoluna koyacağız. Bu konuda bizimle yarışacak vizyonun, programın, projesi olan hiçbir parti hiçbir ekip yoktur. Önlerine 3 keçi katsalar, ellerine bir kasa portakal verseniz akşama hepsini kaybedip gelecek kifayetsizlere ne ülke ne şehirlerimiz emanet edilir. Gözü ve gönlü vatandaşa hizmet yerine sürekli başka yerlerde olanların, şehirlerimizi düşündüğü durum ortadadır” açıklamasında bulundu.

    Erdoğan konuşmasının ardından ilçe adaylarını tek tek sahneye alıp, kalabalığa tanıttı.

    “Seçime hazırız”

    AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin, yerelde yeni bir kalkınma başlatacaklarının altını çizerek, “31 Mart akşamına kadar aynı heyecanla durmadan çalışmaya devam edecektir. Büyükşehirde kaybedilen yılları beraber yaşadık. Antalya’mız büyükşehirde sınıfta kaldı. Bir yol alamayan, kaldırıma kilit taşı dahi döşeyemeyen, ulaşıma çözüm üretemeyen bu zihniyet Antalya’mızı beş yıl geriye götürmüştür. Biz hiçbir aman enkaz edebiyatı yapmadık. 1 Nisan’da hizmetler 19 ilçeye sağanak sağanak yağacak. Bu kadrolar Antalya’da yine rekorlar kıracak. Cumhur İttifakı olarak 31 Mart seçimine hazırız, yerel kalkınmayı başlatmaya hazırız” ifadelerine yer verdi.

    Hakan Tütüncü: “Antalya’nın altın çağını hep birlikte başlatacağız”

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hakan Tütüncü, 31 Mart’ın gerçek belediyeciliğin Antalya’da miladi olacağını belirterek, ” AK Parti belediyeciliğinde Antalya kalkındı, gelişti ve ileri gitti kendine ait müthiş bit özgüven yaşadı. Antalya’nın AK Partili yılları belediyecilik alanında Türkiye’de önemli uygulamalarla buluştu. 31 Mart 2024 günü tecelli edecek irade ile Antalya bu yolculuğuna bambaşka bir kararlıkla, azimle, inançla devam edecek. Antalya’nın altın çağını hep birlikte başlatacağız. Antalya’nın mimarı Antalyalılardır, teşkilatlarımızdır, yol arkadaşlarımızdır. Antalya’nın kangren olan sorunlarını çözmek için neler yapacağımızı çok iyi biliyoruz, dersimize iyi çalıştık. Türkiye Yüzyılı’nda Antalya markasını dünyaya çok farklı şekilde taşıyacağız. Belediyecilik bizim işimiz. Antalya’nın altın çağı bayram havasında başlayacak” diye konuştu.

    İlçe adayları ise şöyle: “Akseki – İbrahim Özkan, Aksu – Durmuş Kaan Şahin, Döşemealtı – Bekir Kıvrım, Elmalı – Ali Gökçe, Gündoğmuş – Ali Gülen, İbradı – Hatice Sekmen, Kaş – Mutlu Ulutaş, Kemer – Rahman Şeker, Kepez – Rıza Sümer, Konyaaltı – Durali Kolpak, Kumluca – Hüseyin Orhantekin, Manavgat – Süleyman Okudan, Muratpaşa – Özdemir Manavoğlu, Serik – Veli Vural, Alanya – Adem Murat Yücel (MHP), Demre – İbrahim Oğuz (MHP), Finike – Cenk Şimşek (MHP), Gazipaşa – Mustafa Aksoy (MHP), Korkuteli – Sadık Önal (MHP)”

     

  • En düşük çay fiyatı 9 TL oldu

    En düşük çay fiyatı 9 TL oldu

    Günlük yaşantının vazgeçilmezlerinden olan çaya bu hafta itibariyle yeni bir zam geldi. Aydın’ın Efeler ilçesinde Kahveciler Odası tarafından hazırlanan yeni fiyat listesi çay ocağı ve kahvehane işletmelerine teslim edildi. Geçtiğimiz Haziran ayından bu yana çay ocaklarında 6,5 TL’ye satılan çay, 9 TL, kahvehanelerde 7 TL’ye satılan çay ise 10 TL oldu. Yine vazgeçilmez lezzetlerden olan Türk Kahvesi ise çay ocaklarında 20 TL, kahvehanelerde ise 25 TL oldu.

    Yapılan zamların kendilerini sevindirse de tüketici açısından hoş karşılanmadığını ifade eden çay ocağı işletmecisi Halil Tülü; “Her geçen gün artan maliyetler dolayısıyla çay ve kahve fiyatlarında da artış yaşandı. Bugün itibariyle hazırlanan yeni fiyat listesi bizlere gönderildi. Çay ocaklarında 6,5 TL olan çay 9 TL’ye, kahvehanelerde de 7 TL’den 10 TL’ye yükseldi. Bizler her ne kadar çay fiyatlarına zam yapmak istemesek de artan girdi maliyetlerine ayak uydurmak ve işletmelerimizi döndürmek durumundayız. Sonuçta buradan evimizin rızkını kazanıyoruz” dedi.

  • Yıllık enflasyon Ocak’ta yüzde 64,86 oldu

    Yıllık enflasyon Ocak’ta yüzde 64,86 oldu

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ocak ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre, TÜFE’deki değişim 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6,70, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 6,70, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 64,86 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 54,72 olarak gerçekleşti.
    Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 40,62 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 92,27 ile lokanta ve oteller oldu.
    Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde -1,61 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 17,68 ile sağlık oldu.
    Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2024 yılı Ocak ayı itibarıyla, 8 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 131 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

    Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık yüzde 67,68, aylık yüzde 6,85 oldu

    İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6,85, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 6,85, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,68 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,60 olarak gerçekleşti.

    Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 44,20, aylık yüzde 4,14 arttı

    Yİ-ÜFE 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 4,14, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 4,14, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 44,20 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 47,35 artış gösterdi.

    Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık yüzde 53,80 arttı

    Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 65,03 artış, imalatta yüzde 53,80 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 32,00 azalış, ve su temininde yüzde 66,35 artış olarak gerçekleşti.
    Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 49,76 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 56,63 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 60,81 artış, enerjide yüzde 4,06 azalış ve sermaye malında yüzde 64,94 artış olarak gerçekleşti.

    Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde aylık yüzde 5,21 arttı

    Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 5,72 artış, imalatta yüzde 5,21 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 6,32 azalış ve su temininde yüzde 1,77 artış olarak gerçekleşti.
    Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 4,89 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 5,04 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 5,85 artış, enerjide yüzde 3,04 azalış ve sermaye malında yüzde 6,21 artış olarak gerçekleşti.

  • Aydın’da bir yılda 1 milyar dolar ihracat yapıldı

    Aydın’da bir yılda 1 milyar dolar ihracat yapıldı

    İncir, zeytin ve zeytinyağı gibi önemli ihracat ürünlerine sahip olan Aydın’da 2023 yılının ihracat rakamları belli oldu. Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) tarafından açıklanan rakamlara göre Aydın’ın 2023 yılındaki ihracatı 1 milyar 661 milyon dolar oldu. Ege Bölgesi illerinden olan Aydın, 12 aylık performansıyla 2023 yılı sonunda 1 milyar dolar sınırını geçen iller arasında yer aldı. İklimlendirme, madencilik, otomotiv yan sanayi ve tarım sektörlerinin ihracatını karşılayan Aydın, 2023 yılını 1 milyar 661 milyon dolarlık ihracat tutarıyla geride bırakırken, aynı yıl 638 milyon dolar ithalat yaptı.

    “1 ayda 135 milyon dolar”

    Öte yandan Ticaret Bakanlığı faaliyet illerine göre 2024 yılı Ocak ayı ihracat rakamlarını da paylaştı. Buna göre Ege Bölgesi’nin ihracatı yüzde 2’lik artışla 3 milyar 240 milyon dolardan 3 milyar 305 milyon dolara ulaştı. İzmir, Manisa, Balıkesir, Aydın, Muğla, Kütahya ve Uşak 2023 yılı Ocak ayına göre ihracatlarını artırırken, Denizli ve Afyonkarahisar 2023 yılı Ocak ayı performanslarının gerisinde kaldı. Aydın’ın Ocak 2024 ihracatı ise 135,4 milyon dolar oldu.

  • Kurduğu tesisi ile mantar ihtiyacını karşılıyor

    Kurduğu tesisi ile mantar ihtiyacını karşılıyor

    Tatvan ilçesine bağlı Benekli köyünde bin 150 metrekare kapalı alanda kültür mantarı üretmeye başlayan Tatvanlı Girişimci Orhan Kaçmaz, ayda 6 tona yakın mantar üretimi gerçekleştiriyor. Kurduğu tesiste şu an için dörtte birlik kapasitesiyle üretim yapan Kaçmaz, tesiste yaklaşık 40 gün önce ekilen ürünlerin hasadını yapmaya başladı. İlçede ürettiği mantarları Bitlis ve ilçelerinin yanı sıra Muş ve Van gibi bölge illerine de gönderen Kaçmaz, tam kapasite üretime geçerek aylık 20 tonluk üretim hedefliyor. Yerel ekonomiye olumlu katkı sağlamayı hedefleyen Kaçmaz, bölgeye istihdam da yapmayı amaçlıyor.

    Kurmuş oldukları tesisin aylık 20 tonluk bir üretim kapasitesine sahip olduğunu belirten Orhan Kaçmaz, tesiste aile bireyleriyle birlikte ürettikleri mantarlarla bölgenin ihtiyacını karşıladıklarını söyledi. Uzun yıllardır sektörde çalıştıklarını, kısa bir süre önce de üretime daha geniş bir tesiste başladıklarını kaydeden Kaçmaz, “Üretim tesisimizin bin 150 metrekare kapalı alanı bulunuyor. Bu alan içerisinde oluşturduğumuz alanlarda kültür mantarı üretimi gerçekleştiriyoruz. Bugün de 40 gün önce ekimini gerçekleştirdiğimiz mantarlarımızın ilk hasadını yapmaya başladık. Şu an halihazırda ayda 6 – 7 ton arasında bir üretim gerçekleştiriyoruz. Bu da tesisimizin ortalama dörtte birlik üretim kapasitesine denk geliyor. Burada ürettiğimiz mantarlar Tatvan iç piyasasıyla sınırlı kalmayıp, ilimizin diğer ilçeleri ve bölge illerine de gönderiyoruz.

    Bir bakıma bölgenin mantar ihtiyacını karşılamış oluyoruz. Ürünlerin durumuna göre 3 günde bir hasat gerçekleştiriyoruz. Hedefimiz tam kapasitede üretime ulaşmaktır. Bu kapasiteye ulaştığımızda aylık ortalama 20 tona yakın bir üretim miktarına ulaşmış olacağımız anlamına geliyor. İnşallah kısa sürede de bu hedefimize ulaşarak hem üretime hem de istihdama katkı sağlayacağız” şeklinde konuştu.

  • ”Ekonomi programımızın sonuçlarını alıyoruz”

    ”Ekonomi programımızın sonuçlarını alıyoruz”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İSO’nun olağan meclis toplantısına katıldı. Şimşek, küresel ekonomi, Türkiye’de uygulamaya konan yeni ekonomi programı ve beklentilere ilişkin sunum yaptı.
    Küresel büyümenin yavaş seyrettiğini belirten Mehmet Şimşek, Dünya Bankası tahminlerine göre küresel büyümenin bu sene yüzde 2,6, IMF’ye göre yüzde 3,1 civarında olacağını belirtti. Şimşek, “İçinde büyük finansal kriz ve pandeminin olduğu 2002-2020 yılı dönem ortalaması yüzde 3,6. Küresel büyümenin yavaş seyrettiği bir dönemdeyiz. Büyüme zayıf fakat 2024’te bir miktar yükselecek. Bu sene yüzde 1 yakın bir büyüme söz konusu olacak. Küresel ticarette canlanma başlaması öngörülüyor. Yüzde 2-3 arası bir büyüme değerli olacak” dedi.
    Dezenflasyonun dünyada devam ettiğini aktaran Şimşek, “Küresel olarak enflasyonun yüzde 8,1’e düşmesi öngörülüyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında klasik fark var. Bizim için önemli olan gelişmiş ülkelerdeki enflasyon trendidir. Burada enflasyonun yüzde 2.6’ya düşmesi öngörülüyor bu da finansal koşullarda iyileşmeyi içeriyor” dedi.

    Fed ve ECB için faiz indirim beklentileri

    Küresel enflasyonun iniyor olmasıyla 2024 ve 2025’te Fed ve Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimi yapacağı beklentisini arttığını ifade den Şimşek, “2024 yılında Fed için 140 baz puan, Avrupa Merkez Bankası için 130 baz puan faiz indirimi bekleniyor” diye belirtti.
    Küresel ticarette korumacı politikaların yoğunlaştığını anlatan Şimşek, “Artık korumacılık yeni normale döndü. Dost ülkelerden tedarik önemli bir trende dönüşmüş durumda. Jeopolitik olarak uzak olan ülkelerden tedarik azalıyor. Yakın ülkelerden tedarik güçlü bir şekilde artıyor. Türkiye’nin bu konularda avantajları var” şeklinde konuştu.

    “Kalıcı ve yüksek büyümenin tek koşulu; fiyat istikrarıdır”

    Orta Vadeli Programla ilgili değerlendirmede bulunan Şimşek, “Programı oluştururken hedeflerimizi belirledik. Biz tekerleği yeniden keşfetmeyeceğiz. Kurala dayalı olacak ve şeffaf olacak. Bu programın temel hedefleri var. Ana hedef fiyat istikrarıdır. Fiyat istikrarının olmadığı bir yerde öngörülebilirlikten bahsedemezsiniz. Bunu sağlayamazsanız arzuladığınız tarzda nitelikli sürdürülebilir ve rekabetçi bir sanayi asla olmaz, sadece geçici ve dönemsel kazanımlar olur. Kalıcı ve yüksek büyümenin tek koşulu; fiyat istikrarıdır. Enflasyonun kalıcı bir şekilde düşük tek haneye indirilmesini başardığında Türkiye, hiçbir müdahale gerektirmeden çözülmüş olacak. Makul maliyetler nitelik değiştirmenize sürdürülebilir bir çerçevede yolunuza devam etmenize zemin hazırlayacak ekosistem oluşmuş olacak” dedi.

    “Tüketerek büyümeyi sürdürmek mümkün değil”

    Sadece içeride dış kaynakla tüketerek büyümenin mümkün olmadığını belirten Şimşek, “Sürdürülebilir bir cari açık hedefliyoruz, dış borcun milli gelire oranını artırmayacak bir düzeyde tutmak önemli. Büyümede bir dengelenme ihtiyacı var. Sadece içeride ve dış kaynakla tüketerek büyümeyi sürdürmek mümkün değildir. Yapısal reformlar bu programın olmazsa olmazıdır. Programımızın temel çerçevesi budur” diye konuştu.

    “Tekerleği yeniden keşfetmeyeceğiz”

    “Daha adil gelir dağılımı açısından da fiyat istikrarı olmazsa olmazdır” diyen Şimşek, “Dezenflasyon programının çerçevesi basittir. Tekerleği yeniden keşfetme çabası yoktur. Uluslararası normlar nasılsa odur. Fed ve AB enflasyonu nasıl indirdiyse biz de öyle yapıyoruz. Enflasyonun yerçekim gücüne karşı mücadele edeceğine inanmıyorum, düşecektirç Bu program sabırla ve kararlılıkla uygulanacaktır. Siyasi sahipliği olan bir programdır, geçici bir heves değildir. Önümüzdeki dönemde dezenflasyonu sınırlamaya devam edeceğiz. (Aralık ayındaki harcama), harcamalar peyderpey oluyor biz o kaynağı ilgili kuruluşa aktarmaya devam ettik. Biz o kaynağı geri almadık. Dolayısıyla deprem hariç geçen sene bütçe açığı yüzde 1,7’dir. Deprem geçici bir şoktur bizimle beraber bir süreliğine harcamaları yapacağız. Ama kalıcı değildir. Maliye politikası ayağında bir kaygıya gerek yoktur” ifadelerini kullandı.
    Mehmet Şimşek, Türkiye’nin geçici bir deprem şokuyla karşı karşıya kaldığını, bunun getirdiği borç yüküne katlanabileceğini söyleyerek “Türkiye’nin bütün borçluluğunun milli gelire oranı bize benzer ülkelerdekinin yarısının altındadır” dedi. Şimşek, “Verginin tabanını genişleteceğiz. Verginin hakkıyla alınmadı alanlarda çaba göstereceğiz” dedi.

    Cari açık konusuna değinen Şimşek, “Makro finansal istikrarın önemli bir bileşimi dünyayla olan dengemizin sürdürülebilir bir patikada olması gerekir. Dış borcun sürdürülebilir bir düzeyde şekilde olması lazım. Türkiye’nin kırılganlığı azaltmak için rezerv biriktirmesini önceliklendirdiğini belirten Şimşek, “Sıkı para ve maliye politikası, altın ithalatının normalleşmesi, enerjide dışa bağımlılığının azaltılması, sanayide dönüşümün artırılmasıyla bunu sağlayacağız. Buna ilişkin programlar var, ilave çalışmalar da yapılacak. İdeal olarak cari açığı milli gelirin yüzde 2,5 ve altına çekeceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Yatırım ortamının iyileştirilmesinde hukuk devleti olmak kritik öneme sahiptir”

    Türkiye’nin temelde büyüme sorununun bulunmadığını belirten Şimşek, “Son 20 yılda yüzde 5,4 büyüme olmuştur. Çin hariç uzun soluklu makul düzeyde büyüyen nadir ülkelerdeniz. Kalıcı bir patikaya oturmayı hedefliyoruz. Yapısal reformlar; beşeri sermayenin güçlendirilmesi, nüfusu bir bütün olarak eğitimde kaliteden sanayi-üniversite işbirliğinden tutun ihtiyaç duyulan alanlardaki nitelikli insan kaynağına kadar tamamını beşeri sermayenin güçlendirmesi başlığında kapsıyoruz. Yatırımın ortamının iyileştirilmesi de önemli. Doğru uygulamalarla yapılır, keyfi değil. O nedenle hukuk devleti burada kritik öneme sahiptir” dedi.

    “Aylık sonuçları almaya başladık”

    Türkiye sorun yaşamadan yüksek büyüme patikasında devam edeceğini söyleyen Şimşek, “Programlar bir süreçtir. Aylık bazda sonuçları almaya başladık. İlk yıl geçiş dönemidir. Şu anda geçiş dönemindeyiz. Ülkenin risk primi düştü. Ortalama 600-700 aralığından 300 civarına indi. Getiri farkları azaldı. Kur oynaklığı azalıyor. TL’de opsiyonların ima ettiği kur oynaklığı şu anda nispeten istikrarlı ülkelere benzer şekilde gidiyor. KKM’den çıkışı hedefliyor. Dezenflasyonla mücadeleyi zorlaştırıyor, parasal aktarım mekanizmasını bozuyor, kamunun üzerinde bir yük, piyasaları bozmadan çıkacağız. Sabırla ve zamanla bundan çıkacağız. Ekonomide dengelenme başladı. Dış talebin negatif etkisi yavaşlıyor. Cari açık mayıs ayında ayında 60 milyar dolarla zirveye çıkmıştı. Önce 40 sonra 30 milyar dolara doğru inecek. Dış ticaret açığı aşağı yönlü trendle devam edecek. Enflasyon beklentilerinde iyileşme var. Ekim 2023’e göre enflasyon beklentilerinde 6 puanlık iyileşme var. Piyasalarda 12 ay sonrası enflasyon beklentisi yüzde 39. Hedefimize yakınsamaya başladı. Merkez Bankamızın brüt rezerv birikimi Mayısa göre ciddi bir düzeyde. Rezerv birikimi önemli hedeflerimizden bir tanesi. Not görünümünde iyileşme var. Not artışları peyderpey gelecek” şeklinde konuştu.

    “Eximbank 50 milyar dolarlık destek verecek, yetmez”

    Sanayide nihai hedefin nitelikli yatırım, istihdam, üretim ve en önemlisi daha çok ihracat olduğunu vurgulayan Şimşek, “Dolayısıyla ihracat bizim bu zincirde en temel önceliğimizdir. İhracat desteklerinin yetersiz olduğu husus gündeme geldi. Bu sene Eximbank 50 milyar dolarlık destek verecek, yetmez bizim bunu daha da artırmamız lazım. Reeskont kredileri 10’a katlandı. Gerekiyorsa daha da katlayacağız. Sanayi sektöründe bütçeden çok ciddi destekler veriyoruz. Ar-Ge, prim ve benzeri teşvikler 299 milyar lira olacak. Yatırım teşvikleri 530 milyar topladığınızda milli gelirin yüzde 2’si kadar sanayiye destek vereceğiz” ifadelerini kullandı.
    İstihdama ve üretime bütçeden 2 trilyon lira destek verileceğini belirten Şimşek, “Milli gelirin yüzde 4,9’una denk geliyor. Biz üreticinin yanındayız. Yüksek teknoloji yatırımlarını önceliklendireceğiz. Merkez Bankamız YTAK, ileride bütçede imkan oluşturup bütçenin içine alacağız. Belirlediğimiz alanlarda şeffaf bir şekilde dağıtacağız” diye konuştu.
    “Türkiye yapay zekaya hazırlık noktasında gelişmiş ülkelere yakın durumda” diyen Şimşek, “Sanayimizin bu huşulara dikkat etmesi lazım. Yapay zekaya hazırlık endeksinde Türkiye gelişmekte olan ülkelerden daha iyi durumda. Gelişmiş ülkelere yakınız. Uluslararası çalışmalara göre yeşil ürünlerde rekabet potansiyelimiz çok yüksek. En rekabetçi gelişmekte olan ülkelerdeniz. Ekiplerinizle çalışmalara bakacaksınız” ifadelerini kullandı.
    OSB’leri demiryoluyla limanlara bağlanması
    Şimşek, “Demiryoluna önümüzdeki 30 yılda 70-80 milyar dolar yatırım yapacağız. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından ‘OSB’leri demir yoluyla limana bağlayalım’ talebinde bulundum. Konteynerleri trene yükleyip limana göndereceksiniz. Türkiye’nin fiziki altyapısı güçlü. Bu dönüşümü sağlayamazsak Afrika dönemi geliyor. O ülkeler rekabete soyunacak. Dönüşüm için her türlü desteğe hazırız” şeklinde konuştu.
    Şimşek son olarak “Bazı sektörlerde sıkıntılar her zaman olur önemli olan kalıcı çözümler peşinde koşmaktır. Geçici çözümler pansuman çözümlerden sonuç alınamıyor. Size tamamen köklü bir şekilde dönüşüm nasıl olur makro finansman istikrar nasıl kalıcı hale getirilir bu hususları konuşma fırsatı bulduk” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Mehmet Şimşek: ”Ekonomi programımızın sonuçlarını alıyoruz”

    Bakan Mehmet Şimşek: ”Ekonomi programımızın sonuçlarını alıyoruz”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İSO’nun olağan meclis toplantısına katıldı. Şimşek, küresel ekonomi, Türkiye’de uygulamaya konan yeni ekonomi programı ve beklentilere ilişkin sunum yaptı.

    Küresel büyümenin yavaş seyrettiğini belirten Mehmet Şimşek, Dünya Bankası tahminlerine göre küresel büyümenin bu sene yüzde 2,6, IMF’ye göre yüzde 3,1 civarında olacağını belirtti. Şimşek, “İçinde büyük finansal kriz ve pandeminin olduğu 2002-2020 yılı dönem ortalaması yüzde 3,6. Küresel büyümenin yavaş seyrettiği bir dönemdeyiz. Büyüme zayıf fakat 2024’te bir miktar yükselecek. Bu sene yüzde 1 yakın bir büyüme söz konusu olacak. Küresel ticarette canlanma başlaması öngörülüyor. Yüzde 2-3 arası bir büyüme değerli olacak” dedi.

    Dezenflasyonun dünyada devam ettiğini aktaran Şimşek, “Küresel olarak enflasyonun yüzde 8,1’e düşmesi öngörülüyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında klasik fark var. Bizim için önemli olan gelişmiş ülkelerdeki enflasyon trendidir. Burada enflasyonun yüzde 2.6’ya düşmesi öngörülüyor bu da finansal koşullarda iyileşmeyi içeriyor” dedi.

    Fed ve ECB için faiz indirim beklentileri

    Küresel enflasyonun iniyor olmasıyla 2024 ve 2025’te Fed ve Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimi yapacağı beklentisini arttığını ifade den Şimşek, “2024 yılında Fed için 140 baz puan, Avrupa Merkez Bankası için 130 baz puan faiz indirimi bekleniyor” diye belirtti.

    Küresel ticarette korumacı politikaların yoğunlaştığını anlatan Şimşek, “Artık korumacılık yeni normale döndü. Dost ülkelerden tedarik önemli bir trende dönüşmüş durumda. Jeopolitik olarak uzak olan ülkelerden tedarik azalıyor. Yakın ülkelerden tedarik güçlü bir şekilde artıyor. Türkiye’nin bu konularda avantajları var” şeklinde konuştu.

    “Kalıcı ve yüksek büyümenin tek koşulu; fiyat istikrarıdır”

    Orta Vadeli Programla ilgili değerlendirmede bulunan Şimşek, “Programı oluştururken hedeflerimizi belirledik. Biz tekerleği yeniden keşfetmeyeceğiz. Kurala dayalı olacak ve şeffaf olacak. Bu programın temel hedefleri var. Ana hedef fiyat istikrarıdır. Fiyat istikrarının olmadığı bir yerde öngörülebilirlikten bahsedemezsiniz. Bunu sağlayamazsanız arzuladığınız tarzda nitelikli sürdürülebilir ve rekabetçi bir sanayi asla olmaz, sadece geçici ve dönemsel kazanımlar olur. Kalıcı ve yüksek büyümenin tek koşulu; fiyat istikrarıdır. Enflasyonun kalıcı bir şekilde düşük tek haneye indirilmesini başardığında Türkiye, hiçbir müdahale gerektirmeden çözülmüş olacak. Makul maliyetler nitelik değiştirmenize sürdürülebilir bir çerçevede yolunuza devam etmenize zemin hazırlayacak ekosistem oluşmuş olacak” dedi.

    “Tüketerek büyümeyi sürdürmek mümkün değil”

    Sadece içeride dış kaynakla tüketerek büyümenin mümkün olmadığını belirten Şimşek, “Sürdürülebilir bir cari açık hedefliyoruz, dış borcun milli gelire oranını artırmayacak bir düzeyde tutmak önemli. Büyümede bir dengelenme ihtiyacı var. Sadece içeride ve dış kaynakla tüketerek büyümeyi sürdürmek mümkün değildir. Yapısal reformlar bu programın olmazsa olmazıdır. Programımızın temel çerçevesi budur” diye konuştu.

    “Tekerleği yeniden keşfetmeyeceğiz”

    “Daha adil gelir dağılımı açısından da fiyat istikrarı olmazsa olmazdır” diyen Şimşek, “Dezenflasyon programının çerçevesi basittir. Tekerleği yeniden keşfetme çabası yoktur. Uluslararası normlar nasılsa odur. Fed ve AB enflasyonu nasıl indirdiyse biz de öyle yapıyoruz. Enflasyonun yerçekim gücüne karşı mücadele edeceğine inanmıyorum, düşecektirç Bu program sabırla ve kararlılıkla uygulanacaktır. Siyasi sahipliği olan bir programdır, geçici bir heves değildir. Önümüzdeki dönemde dezenflasyonu sınırlamaya devam edeceğiz. (Aralık ayındaki harcama), harcamalar peyderpey oluyor biz o kaynağı ilgili kuruluşa aktarmaya devam ettik. Biz o kaynağı geri almadık. Dolayısıyla deprem hariç geçen sene bütçe açığı yüzde 1,7’dir. Deprem geçici bir şoktur bizimle beraber bir süreliğine harcamaları yapacağız. Ama kalıcı değildir. Maliye politikası ayağında bir kaygıya gerek yoktur” ifadelerini kullandı.

    Mehmet Şimşek, Türkiye’nin geçici bir deprem şokuyla karşı karşıya kaldığını, bunun getirdiği borç yüküne katlanabileceğini söyleyerek “Türkiye’nin bütün borçluluğunun milli gelire oranı bize benzer ülkelerdekinin yarısının altındadır” dedi.

    Cari açık konusuna değinen Şimşek, “Makro finansal istikrarın önemli bir bileşimi dünyayla olan dengemizin sürdürülebilir bir patikada olması gerekir. Dış borcun sürdürülebilir bir düzeyde şekilde olması lazım. Türkiye’nin kırılganlığı azaltmak için rezerv biriktirmesini önceliklendirdiğini belirten Şimşek, “Sıkı para ve maliye politikası, altın ithalatının normalleşmesi, enerjide dışa bağımlılığının azaltılması, sanayide dönüşümün artırılmasıyla bunu sağlayacağız. Buna ilişkin programlar var, ilave çalışmalar da yapılacak. İdeal olarak cari açığı milli gelirin yüzde 2,5 ve altına çekeceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Yatırım ortamının iyileştirilmesinde hukuk devleti olmak kritik öneme sahiptir”

    Türkiye’nin temelde büyüme sorununun bulunmadığını belirten Şimşek, “Son 20 yılda yüzde 5,4 büyüme olmuştur. Çin hariç uzun soluklu makul düzeyde büyüyen nadir ülkelerdeniz. Kalıcı bir patikaya oturmayı hedefliyoruz. Yapısal reformlar; beşeri sermayenin güçlendirilmesi, nüfusu bir bütün olarak eğitimde kaliteden sanayi-üniversite işbirliğinden tutun ihtiyaç duyulan alanlardaki nitelikli insan kaynağına kadar tamamını beşeri sermayenin güçlendirmesi başlığında kapsıyoruz. Yatırımın ortamının iyileştirilmesi de önemli. Doğru uygulamalarla yapılır, keyfi değil. O nedenle hukuk devleti burada kritik öneme sahiptir” dedi.

    “Aylık sonuçları almaya başladık”

    Türkiye sorun yaşamadan yüksek büyüme patikasında devam edeceğini söyleyen Şimşek, “Programlar bir süreçtir. Aylık bazda sonuçları almaya başladık. İlk yıl geçiş dönemidir. Şu anda geçiş dönemindeyiz. Ülkenin risk primi düştü. Ortalama 600-700 aralığından 300 civarına indi. Getiri farkları azaldı. Kur oynaklığı azalıyor. TL’de opsiyonların ima ettiği kur oynaklığı şu anda nispeten istikrarlı ülkelere benzer şekilde gidiyor. KKM’den çıkışı hedefliyor. Dezenflasyonla mücadeleyi zorlaştırıyor, parasal aktarım mekanizmasını bozuyor, kamunun üzerinde bir yük, piyasaları bozmadan çıkacağız. Sabırla ve zamanla bundan çıkacağız. Ekonomide dengelenme başladı. Dış talebin negatif etkisi yavaşlıyor. Cari açık mayıs ayında ayında 60 milyar dolarla zirveye çıkmıştı. Önce 40 sonra 30 milyar dolara doğru inecek. Dış ticaret açığı aşağı yönlü trendle devam edecek. Enflasyon beklentilerinde iyileşme var. Ekim 2023’e göre enflasyon beklentilerinde 6 puanlık iyileşme var. Piyasalarda 12 ay sonrası enflasyon beklentisi yüzde 39. Hedefimize yakınsamaya başladı. Merkez Bankamızın brüt rezerv birikimi Mayısa göre ciddi bir düzeyde. Rezerv birikimi önemli hedeflerimizden bir tanesi. Not görünümünde iyileşme var. Not artışları peyderpey gelecek” şeklinde konuştu

    “Eximbank 50 milyar dolarlık destek verecek, yetmez”

    Sanayide nihai hedefin nitelikli yatırım, istihdam, üretim ve en önemlisi daha çok ihracat olduğunu vurgulayan Şimşek, “Dolayısıyla ihracat bizim bu zincirde en temel önceliğimizdir. İhracat desteklerinin yetersiz olduğu husus gündeme geldi. Bu sene Eximbank 50 milyar dolarlık destek verecek, yetmez bizim bunu daha da artırmamız lazım. Reeskont kredileri 10’a katlandı. Gerekiyorsa daha da katlayacağız. Sanayi sektöründe bütçeden çok ciddi destekler veriyoruz. Ar-Ge, prim ve benzeri teşvikler 299 milyar lira olacak. Yatırım teşvikleri 530 milyar topladığınızda milli gelirin yüzde 2’si kadar sanayiye destek vereceğiz” ifadelerini kullandı.

    İstihdama ve üretime bütçeden 2 trilyon lira destek verileceğini belirten Şimşek, “Milli gelirin yüzde 4,9’una denk geliyor. Biz üreticinin yanındayız. Yüksek teknoloji yatırımlarını önceliklendireceğiz. Merkez Bankamız YTAK, ileride bütçede imkan oluşturup bütçenin içine alacağız. Belirlediğimiz alanlarda şeffaf bir şekilde dağıtacağız” diye konuştu.

    “Türkiye yapay zekaya hazırlık noktasında gelişmiş ülkelere yakın durumda” diyen Şimşek, “Sanayimizin bu huşulara dikkat etmesi lazım. Yapay zekaya hazırlık endeksinde Türkiye gelişmekte olan ülkelerden daha iyi durumda. Gelişmiş ülkelere yakınız. Uluslararası çalışmalara göre yeşil ürünlerde rekabet potansiyelimiz çok yüksek. En rekabetçi gelişmekte olan ülkelerdeniz. Ekiplerinizle çalışmalara bakacaksınız” ifadelerini kullandı.

    OSB’leri demiryoluyla limanlara bağlanması

    Şimşek, “Demiryoluna önümüzdeki 30 yılda 70-80 milyar dolar yatırım yapacağız. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından ‘OSB’leri demir yoluyla limana bağlayalım’ talebinde bulundum. Konteynerleri trene yükleyip limana göndereceksiniz. Türkiye’nin fiziki altyapısı güçlü. Bu dönüşümü sağlayamazsak Afrika dönemi geliyor. O ülkeler rekabete soyunacak. Dönüşüm için her türlü desteğe hazırız” şeklinde konuştu.

    Şimşek son olarak “Bazı sektörlerde sıkıntılar her zaman olur önemli olan kalıcı çözümler peşinde koşmaktır. Geçici çözümler pansuman çözümlerden sonuç alınamıyor. Size tamamen köklü bir şekilde dönüşüm nasıl olur makro finansman istikrar nasıl kalıcı hale getirilir bu hususları konuşma fırsatı bulduk” ifadelerini kullandı.

  • 2023 yılında turizm rekoru kırıldı

    2023 yılında turizm rekoru kırıldı

    Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 2023 yılı turizm rakamlarını ve turizmde yeni hedefleri açıkladı. 2023 yılında turizm geliri yüzde 17’lik artışla 54,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. 56,7 milyon ziyaretçi, 99 dolar dolar kişi başı gecelik gelir, 54,3 milyar dolar toplam gelirle 2023, turizmde rekor yıl oldu. Kişi başı gecelik harcama 2022 yılında 89 dolardan 2023 yılında 99 dolara çıktı. Geçen seneye göre yüzde 12 arttı. Kişi başı gelir 2023’te 952 dolara çıktı.

    İlk sırada Ruslar var

    “2023 yılı verilerinde rekorlara imza attığımız yıl olarak gerçekleşti” diyen Bakan Ersoy, ”2023 yılında 56,7 milyon ziyaretçi sayısına ulaşıldı. Ziyaretçi sayılarında 6,3 milyon ziyaretçiyle Rusya Federasyonu, 6,2 milyonla Almanya, 3,8 milyon rakamla Birleşik Krallık sıralaması oluştu. İngiltere pandemide önceliklendirdiğimiz hedef destinasyonlarımız arasındaydı. Pandemi öncesi 2,5 milyon rakamlarında olan İngiltere pazarını pandemi sonrasında 3,8 milyon sayısına ulaştırdık” dedi.

    Ortalama kalış süresinin 2023 yılında yüzde 5 azalışla 9,8 gece olarak gerçekleştiğini açıklayan Bakan Ersoy, “2023’deki ortalama kalış süresi pandemi öncesi kalış süresine geri geldiğimizi gösterdi. Pandemi sonrası dünyadaki ekonomik gelişmelerle birlikte alım gücü düştü. Bundan dolayı seyahat eden turist seyahat isteğinden vazgeçmeyip ortalama kalış süresini azaltıyor. Yurt dışı yerleşik Türk vatandaşlarının pasta payı azalıyor. Yurt dışı yerleşik Türkler 20 gün ve üzeri konaklama, yabancılar 8,5 ila 9,5 ortalama konaklama yaptıkları için yabancının payı arttıkça ortalama kalış süresinde hafif bir gevşeme oluyor” şeklinde konuştu.

    Kısa süreli konaklama ürünlerinin geceleme sürelerine etki ettiğini anlatan Ersoy, “2018 yılı itibariyle strateji değiştirmiştik, bu çalışmaların yansımaları oluyor. Deniz, kum, güneş ağırlıklı turizm yapıyorduk, artık kısa süreli konaklama ürünlerini oluşturduk. Ortalama kalış sürelerinin gerilemesinin nedenlerinden biri de bu. Konaklamalarda bir gevşeme olabilir önümüzdeki dönemlerde 9,8’lik geceleme bir parça daha aşağı gidebilir, bu sağlıklı bir gelişmedir. Sezonun 12 aya yayılması konusunda doğru çalışmalar yapıldığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.

    “2024’te 60 milyon ziyaretçi, 60 milyar dolar gelir hedefliyoruz”

    Bakan Ersoy, toplam gelirlerde geçen yıl 46,5 milyar dolar rekor bir gelir elde edildiğini anımsatarak, “2023 yılında turizm geliri yüzde 17’lik artışla 54,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. 56,7 milyon ziyaretçi, 99 dolar dolar kişi başı gecelik gelir, 54,3 milyar dolar toplam gelirle 2023, turizmde rekor yıl oldu. 2024 yılında yeni rekorlara imza atacağız. 2024’te 60 milyar dolar gelir hedefliyoruz. OVP’de 59,6 milyar dolar gelir hedeflenmişti. Kişi başı gecelik harcamalarda 2024 yılında 106 doları hedefliyoruz. Ortalama kalış süresinde 9,7 geceleme ile 2024 yılını tamamlamayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

    Bakan Ersoy, Türkiye’nin krizlere bağışıklı hale gelerek turizm hedeflerini yakaladığının altını çizerek, “Geçen seneki bir çok olumsuzluğa rağmen turizmde artış sağladığımızı düşünecek olursak, bu sene yeni bir sürpriz bir krizle karşılaşmazsak hedeflerimizi tutturacağımızı öngörüyorum” dedi.

    “Uzak pazarlarda büyüyeceğiz”

    2024’te klasik pazarlardaki büyümenin süreceğini belirten Bakan Ersoy, “Yeni pazarlara da odaklanacağız” ifadesini kullandı. Bakan Ersoy, “2024 yılında geliştireceğimiz destinasyonlarımız var. İskandinav pazarlarından büyüme hedefliyoruz. Yeni destinasyonlarımız da var. ABD pazarında yüzde 31’lik, Kuzey Amerika yüzde 33’lik büyüme, Kanada yüzde 41’lik büyüme Hindistan yüzde 64’lük, Çin’de yüzde 102, Avustralya’da yüzde 30 büyüme hedefliyoruz. Avustralya destinasyonunda yeni uçuş programıyla daha hızlı bir büyümeyi hedefliyoruz. Uzak destinasyonlar turizmin gelişmesi açısından çok önemlidir. Ortalama kalış süresinin uzaması, ürün çeşitliliği konusunda önem arz ediyor” diye konuştu.

    “Sürdürülebilirlik programında Türkiye öne çıkıyor”

    Sürdürülebilirlik programını kapsamında toplam 15 bin 178 tesisin Ocak ayı itibariyle birinci aşama sertifkasyon sürecinin başarıyla tamamladığını açıklayan Bakan Ersoy, “Yıl sonuna kadar 21 bini aşmasını ve sektörün tamamını kaplamasını bekliyoruz. Türkiye geriden gelerek bu süreci en iyi ve en hızlı yöneten ülke oldu. Bütün tesisler program dahiline alındı” dedi.

    Sürdürülebilirlik programının öneminden bahseden Bakan Ersoy, “Eğer hedef destinasyonlarımızdan yolcu almayı planlıyorsanız bu programı tamamlamanız gerekiyor. Tamamlamayan ülkelere bir süre yolcu veren ülkeler tarafından vergi uygulanacak. Yatırımlarla ilgili de bir süreci var, bir süre sonra programı tamamlamayan ülkelerin kredi maliyetleri yükselecek. Bu nedenlerden dolayı sürdürülebilirlik çok önemli” şeklinde konuştu.

    “Rekor sayıda arkeolojik kazı yapıyoruz”

    Bakan Ersoy, tarihi korumak ve keşfetmek açısından önemli olan arkeoloji çalışmaları hakkında da bilgi verdi. Ersoy, “2023’te yıllık arkeolojik çalışma sayısı 720’ye çıkardık. 2024’te bu rakamı 750’ye 2026’de 800’e çıkarmayı planlıyoruz. 720 rakamı dünyada rekordur. Son 60 yılda yapılanlar kadar, gelecek 4 yılda çalışma yapılacak. Rekor sayıda arkeolojik çalışma yapıyoruz. Kazı projesine aktarılan ödenek 2023 yılında 1,1 milyar liraya ulaştı. 160 yıldan fazla süredir Türkiye’de arkeolojik çalışmalar yapılıyor. Yabancı kazı başkanlıkların tamamına Türk koordinatör kazı başkanı atadık. Milli ve yerli süreci kazı başkanlıklarında da tamamladık” şeklinde konuştu.

    “Gece müzeciliğiyle turizmi tüm paydaşlara yayacağız”

    Gece müzeciliği çalışmalarına değinen Bakan Ersoy, “Gece müzeciliği turizm bölgelerinde ürün çeşitliliği açısından önemli. Turisti otelin dışına çıkarmamız gerekiyor. Turizm bölgelerinde gece müzeciliğini başlatılıyoruz. Gece 12’ye kadar müzelerimizi açık tutacağız. Turizm gelirlerinden alınan payı şehir paydaşlarına yayacağız. Uzak destinasyonlardan turist getirebilmesine destek veriyor” ifadelerini kullandı.

    “2024’te ilave 6 yeni halk plajı hizmete sunulacak”

    Halk plajları projesini yaymaya devam ettiklerini anlatan Bakan Ersoy, “Halk plajları projesi 15 ücretsiz girişli halk plajına ek, 2024 sezonunda 6 yeni plaj daha hizmete girecek. 5 yıldız konforunda halk plajı hizmete alıyoruz. Turizmin yoğun olduğu noktaları halk plajını sayısını artıracağız. Çeşme Ovacık, Bodrum Yalıkavak, Manavgat Ilıca, Kemer Tekirova plajları gelecek, Adana’da Karataş ve Giresun’da halk plajları ilave olarak eklenecek” açıklamasını yaptı.

  • Kadınlar deriyi işleyip ev ekonomisine katkı sağlıyorlar

    Kadınlar deriyi işleyip ev ekonomisine katkı sağlıyorlar

    Yozgat Halk Eğitim Merkezi tarafından kadınlara yönelik açılan deri işlemeciliği kursu ile kadınlar ev ekonomilerine katkı sağlıyorlar. Kendi imkanları ile getirdikleri tabakalar halindeki derileri işleyerek kemer, cüzdan, çanta ve birçok süs eşyası yapan kadınlar üretimini yaptıkları eşyaları satarak para kazanıyorlar. Yozgat Halk Eğitim Merkezi Deri İşleme Sanatı Usta Öğreticisi Neslihan Sargın, kursa devam eden kadın kursiyerlerin derileri kendi imkanları ile getirdiklerini ve işledikleri derileri yine kendi imkanları ile satarak para kazandıklarını söyledi.

    “Kurstan mezun olanlar atölye açabiliyorlar”

    Halk Eğitim Merkezi’nde usta öğretici olarak 15 yıldır çalıştığını dile getiren Sargın, “Kurslarımızda birçok öğrenci yetiştirdik. Şu anda deri kursu vermekteyim. Bu deri kursuna yediden yetmişe herkes gelmektedir. Herkes kendi payına bir şeyler öğrenmekte, kurslarımızda ekonomiye katkıda bulunmaktayız. Ev hanımları kendilerine yönelik ürünler çıkartmakta, iş sahibi olmak isteyenler iş sahibi oluyorlar. Bizim gibi usta öğretici olarak yetiştirdiğimiz çok öğrencilerimiz bulunmakta. Çanta, cüzdan, kemer, her alanda evimizin birçok kullanım yerlerinde deri kullanmaktayız. Abajur, çay altlığı gibi birçok ürün de kullanmaktayız. Kurstan mezun olanlar atölye açabiliyorlar, kendileri açıyorlar. Ekonomiye katkıda bulunmak için her şeyi öğretiyoruz. Şu anda 18 kursiyerimiz var. Günlük ev durumlarına göre gelebilenler oluyor, gelemeyenler oluyor. Hepsine de elimizden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum. Ürettiklerimizi satışa sunuyoruz. Satmak isteyen satıyor, kendi kullanmak isteyen özel olarak kullanıyor. Satacak yerleri de araştırıyoruz. Öğrencilerimiz malzemelerini kendileri alıyorlar. Biz sadece dövme aşamasındaki kullanılan malzemeleri temin ediyoruz. Ve bu aldıkları malzemeleri ürüne dönüştürüp, kendileri satabiliyorlar’’ dedi.

  • Borsa güne yükselişle başladı

    Borsa güne yükselişle başladı

    Borsa İstanbul 100 (BIST) endeksi güne yüzde 0,24’lük yükselişle başladı. Endeks, 19,10 puanlık artışla 8.063,12 puan oldu. Açılışta bankacılık endeksi yüzde 0,27, holding endeksi yüzde 0,29 değer kazandı.