Etiket: ekonomi

  • Bursa’dan 11 ayda 6 milyar dolarlık ihracat

    Bursa’dan 11 ayda 6 milyar dolarlık ihracat

    Bursa, ocak-kasım döneminde 142 ülke ve bölgeye yaptığı 6 milyar dolarlık ihracatla, Türkiye’nin otomotiv sektörüne en çok katkı veren il olma başarısını sürdürdü.

    TOFAŞ, Renault ve Karsan gibi büyük işletmelerin yanı sıra çok sayıda yan sanayi firması bulunan ve “otomotivin üssü” olarak nitelendirilen Bursa, 10 yıldır otomotiv sektöründe ihracatın lideri konumunda bulunuyor.

    Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerinden derlenen bilgilere göre, Bursa’dan ocak-kasım döneminde 142 ülke ve özerk bölgeye 6 milyar 79 milyon 645 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi.

    Bursa’yı 5 milyar 87 milyon 930 bin dolarla Kocaeli, 4 milyar 789 milyon 801 bin dolarla İstanbul ve 3 milyar 477 milyon 248 bin dolarla Sakarya izledi.

    Bursa, bu yılın ocak-kasım döneminde en çok otomotiv ihracatını 1 milyar 168 milyon dolarla Fransa’ya yaptı.

    Fransa’yı 925 milyon 493 bin dolarla Almanya, 768 milyon 874 bin dolarla İtalya, 382 milyon 306 bin dolarla Romanya izledi.

    Sıralamada İspanya 369 milyon 352 bin dolarla 5’inci, ABD 295 milyon 439 bin dolarla 6’ncı, Polonya 208 milyon 245 bin dolarla 7’nci, Fas 207 milyon 374 bin dolarla 8’inci, Birleşik Krallık 191 milyon 605 bin dolarla 9’uncu ve Slovenya 181 milyon 508 bin dolarla 10’uncu ülke olarak kayıtlara geçti.

    4 ülkeye yüzde 100’ün üzerinde ihracat artışı

    Milyon dolar ve üzeri ihracat yapılan ülkeler baz alındığında, Bursa’dan ocak-kasım döneminde, geçen yılın aynı aylarına kıyasla 4 ülkeye yüzde 100’ün üzerinde ihracat artışı yaşandı.

    Ocak-Kasım 2019’da 7 milyon 149 bin dolarlık ihracatın yapıldığı Japonya’ya, bu sene aynı dönemde yüzde 167 artışla 19 milyon 127 bin dolarlık dış satım gerçekleştirildi.

    Bursa’nın 11 aylık otomotiv ihracatında, geçen yılın aynı aylarına göre Uruguay’a yüzde 136 artışla 1 milyon 705 bin, Kazakistan’a yüzde 281 yükselişle 1 milyon 277 bin, Angola’ya da yüzde 152 artışla 1 milyon 252 bin dolarlık satışlara imza atıldı.

    Mısır’a geçen senenin 11 ayında 86 milyon 860 bin dolar olan ihracatın, Ocak-Kasım 2020’de yüzde 90 yükselişle 165 milyon 823 bin dolara çıkması da dikkati çekti.

  • Şili pazarı ve ticaret fırsatları webinarı gerçekleştirildi

    Şili pazarı ve ticaret fırsatları webinarı gerçekleştirildi

    Şili Santiago Ticaret Müşavir Yardımcısı Selda Nil Güner, dünya gayrisafi hasılasının yüzde 88’ini temsil eden 65 ülke ile 29 serbest ticaret anlaşması bulunan Şili’nin 5 milyar tüketiciye erişim imkanı sunduğunu söyledi.

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ve Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) iş birliğinde, Küresel Fuar Acentesi projesi kapsamında ‘Şili Pazarı ve Ticaret Fırsatları’ webinarı gerçekleştirildi. BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener’in moderatörlüğünde düzenlenen programa Şili Santiago Ticaret Müşavir Yardımcısı Selda Nil Güner, BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Yüksel Taşdemir ve UTİB Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Osman Nuri Canik katıldı. İhracatçı firmaların büyük ilgi gösterdiği webinarda Şili pazarındaki iş fırsatları ve yatırım imkanları değerlendirildi.

    İHRACATTA PAZAR ÇEŞİTLENDİRMESİ ÖNEM KAZANDI

    BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener, Oda olarak üyelerinin yeni pazarlara ulaşmasını sağlamak ve mevcut pazarlardaki gücünü artırması hedefiyle çalışmalar gerçekleştirdiklerini aktardı. Pandemi nedeni ile dünya ekonomisinin ve küresel ticaretin zor bir dönemden geçtiğini ifade eden Şener, bu süreçte ihracatta pazar çeşitlendirmesinin daha fazla önem kazandığına vurgu yaptı. Cüneyt Şener, “Güney Amerika pazarı ve özellikle Şili, sunduğu fırsatlar ve güçlü potansiyeli ile dikkat çekiyor. Bölgesinin en hızlı büyüyen ekonomileri arasında yer alan Şili ile 2011 yılında yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşmamız bulunuyor. STA, Şili pazarında firmalarımıza büyük bir avantaj sağlıyor” ifadelerini kullandı. Bursa ile Şili arasındaki ticaret hacminin 20 milyon dolar seviyesinde bulunduğu bilgisini veren Şener, Şili ile ticareti geliştirmeyi ve çeşitlendirmeyi amaçladıklarını sözlerine ekledi.

    ‘ŞİLİ’NİN POTANSİYELİ YÜKSEK’

    UTİB Yönetim Kurulu Üyesi Osman Nuri Canik, Şili’nin Latin Amerika’nın refah seviyesi en yüksek ülkelerinden biri olduğunu söyledi. Şili’nin dış ticarete açık yapısının, ekonomik gelişmesinin temelinde yatan unsurların başında geldiğini ifade eden Canik, güçlü rakiplerine karşı Şili’nin bölgenin en gelişmiş ve liberal ülkelerinden biri olduğunu vurguladı. Türkiye ve Şili arasındaki ticarete ilişkin bilgiler veren Osman Nuri Canik, “2019 yılında tüm sektörlerde Şili’ye ihracatımız yüzde 11 azalışla 343 milyon dolar oldu. Şili ihracat pazarlarımız arasında 74. sırada yer aldı. UİB olarak ise geçen yıl Şili’ye 77,4 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Bu yıl ilk 11 ayda ise pandemiye bağlı olarak Şili’ye yaptığımız ihracatta yüzde 55 daralma yaşandı. Yürürlükte olan serbest ticaret anlaşmasının olumlu katkısıyla Türk ürünlerinin tanıtımına yönelik aktif bir stratejiyle bu ülkeye yönelik ihraç ürünlerinin çeşitlendirmesinin mümkün olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

    İHRACATÇILAR İÇİN DESTEK TALEBİ

    Osman Nuri Canik, STA’nın avantajıyla Şili’yi bir ihracat üssü gibi kullanmak isteyen Türk ihracatçıların bazı sorunlarla karşılaştığını belirterek, “Şili’nin Güney Amerika ülkeleri ile arasında MERCOSUR serbest ticaret anlaşması var. Sıfır veya sıfıra yakın gümrükle Şili’den diğer Latin Amerika ülkelerine ihracat yapabiliyorsunuz. Ancak menşe şahadetnamesi, ürünün Türkiye’de imal edildiğini gösterdiği zaman Brezilya veya diğer ülkelerde çok büyük gümrük vergileri ile karşılaşıyoruz. Bu problemi aşmak için bazı firmalar Şili’de üretiminin bir kısmını yapmayı düşünebilir ancak daha uygulanabilir bir mekanizma geliştirilmesi gerekiyor. Bu konuda ihracatçılarımız için destek talep ediyoruz” dedi.

    DÜNYANIN EN BÜYÜK ‘BEYAZ ALTIN’ REZERVİ

    Şili Santiago Ticaret Müşavir Yardımcısı Selda Nil Güner, Şili’nin uzak bir ülke olmasına rağmen barındırdığı potansiyel açısından Türkiye ve dünya için önemli bir ticaret partneri olduğunu söyledi. Kredi notunu 25 yıldır A düzeyinde tutmayı başaran tek Latin ülkesinin Şili olduğunu belirten Güner, “Şili, Latin Amerika’nın en dışa açık ülkesi konumunda. Dünya gayrisafi hasılasının yüzde 88’ini temsil eden 65 ülke ile 29 serbest ticaret anlaşması bulunan Şili, toplam 5 milyarlık tüketiciye erişim imkanı sunuyor. Ülke serbest ticaret anlaşmalarının da katkısıyla ihracatını istikrarlı bir şekilde artırıyor. Şili’nin ihracatının yüzde 40’ı madencilik sektörü kaynaklı. Özellikle bakır üretimiyle öne çıkan ülke son dönemde ise ‘beyaz altın’ olarak bilinen lityum rezervleri ile dikkati çekiyor. Şili, enerji üretiminde büyük değer kazanan lityumda 7,5 milyon tonla dünyanın en büyük rezervine sahip ülke konumunda” dedi.

    STA İLE TİCARET İVME KAZANDI

    Şili ile Türkiye arasında 2009 yılında imzalanan serbest ticaret anlaşmasının 2011 yılında yürürlüğe girdiğini ifade eden Ticaret Müşavir Yardımcısı Selda Nil Güner, anlaşma sayesinde iki ülke ilişkilerinin önemli bir ivme kazandığına dikkati çekti. STA ile sanayi ürünlerinin neredeyse tamamında gümrük vergilerinin sıfırlandığını belirten Güner, “Özellikle 2018 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacminde büyük bir sıçrama yaşandı. Pandemi nedeni ile bu yıl artış ivmesi yavaşlasa da uzun vadede Şili ile ekonomik ilişkilerimizin daha da gelişeceğine inanıyoruz” diye konuştu.

  • Bakan Elvan’dan reform mesajı

    Bakan Elvan’dan reform mesajı

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, sürdürülebilir ve kaliteli büyümeyle istihdamı artırmayı ve vatandaşların refah seviyesini yükseltmeyi amaçladıklarını belirterek, “Makroekonomik istikrarı korumak suretiyle enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdürecek, salgının küresel çapta getirdiği belirsizliklere rağmen ekonomik aktivitenin sürekliliğini sağlayacak, yatırım ortamını güçlendirecek; şeffaf, öngörülebilir ve hesap verilebilir bir yapı içinde yeni reformlarımıza hız kazandıracağız” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, TBMM Genel Kurulunda, bakanlık ve bağlı kuruluşların 2021 bütçesi üzerine konuştu. Elvan, ülkelerin istihdam, üretim, ticaret, turizm ve borçluluk gibi pek çok alanı etkileyen bir süreçte kapsamlı ve zorunlu bir mücadele içine girdiğini, yaşanan olağanüstü şartların, normal zamanlarda görülmeyen tedbirlerin gündeme gelmesine neden olduğunu söyledi. Elvan, ülkelerin toplam borçlarının milli gelirine oranlarının, Japonya’da yüzde 632, İngiltere’de yüzde 500, ABD’de yüzde 383, Çin’de yüzde 337, Almanya’da yüzde 268, Türkiye’de ise yüzde 167 olduğunu kaydetti.

    ‘DÜNYA ORTALAMASININ OLDUKÇA ALTINDA BİR BORÇLULUK ORANINA SAHİBİZ’

    Dünyada son 1 yılda küresel düzeyde borçluluk oranının yüzde 43 oranında arttığını dile getiren Elvan, gelişmiş ülkelerin borcunun yine son 1 yılda yüzde 52 oranında arttığını belirterek, “Türkiye’de ise son 1 yılda borçluluğumuzdaki artış oranı yüzde 30’dur. Dünya ortalamasının oldukça altında bir borçluluk oranına sahibiz” dedi.

    Elvan, aşı konusunda son dönemdeki gelişmelerin umut verici olduğunu belirterek, “Koronavirüse karşı yaygın kullanımı olan bir aşı ya da tedavinin hayata geçmesiyle küresel aktivitede hızlı bir toparlanma yaşanacağına inanıyoruz. Buradan hareketle 2021’in aşılamanın da başlamasıyla küresel gelirde, ticarette ve istihdamda 2020’nin telafi edildiği bir dönem olması bekleniyor. Bununla birlikte küresel arz zincirlerinin güvenliği, istihdam piyasalarının dezavantajlı gruplar aleyhine hızla bozulması, teknoloji altyapısının artan önemi, sektörel bağımlılıkların oluşturduğu kırılganlıklar gibi hususlar, salgın sonrası dönemin küresel ekonomi gündeminin en üst sıralarında yer almaya devam edeceği görünüyor” açıklamasında bulundu.

    2021 bütçesini, koronavirüs salgınının ekonomik ve sosyal hayatı olumsuz etkilediği ortamda hazırladıklarını belirten Bakan Elvan, “Ekonomimiz, hükümetlerimiz döneminde maruz kaldığı şokları elde edilen kazanımlar sayesinde her defasında başarılı şekilde atlattı. Ekonomimizi daha dayanıklı kılmaya ve sürdürülebilir büyümeyi temin etmeye yönelik makroekonomik politikaları hayata geçirmeye devam ediyoruz” dedi.

    ‘YENİ REFORMLARIMIZA HIZ KAZANDIRACAĞIZ’

    Türkiye ekonomisinin, rekabete dayalı piyasa ekonomisi geleneğine sahip olduğunu vurgulayan Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Ekonomi politikalarımızı bu anlayışı merkeze alarak oluşturuyoruz. Önümüzdeki dönemde sürdürülebilir ve kaliteli bir büyümeyle istihdamı artırmayı ve vatandaşlarımızın refah seviyesini yükseltmeyi amaçlıyoruz. Makroekonomik istikrarı korumak suretiyle enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdürecek, salgının küresel çapta getirdiği belirsizliklere rağmen ekonomik aktivitenin sürekliliğini sağlayacak, yatırım ortamını güçlendirecek; şeffaf, öngörülebilir ve hesap verilebilir bir yapı içinde yeni reformlarımıza hız kazandıracağız. Geçmişte birçok kez gösterdiğimiz gibi ülkemizin dünyanın zor şartlarından en az etkilenerek çıkmasını sağlayacağız.”

    ‘GÜVENİN EN ÖNEMLİ TEMİNATI HİÇ KUŞKUSUZ HUKUKTUR’

    Hukuku ekonomiden ayrı düşünmenin mümkün olmadığını, iyi işleyen bir ekonomik yapının olmazsa olmazının güven olduğunu ifade eden Elvan, “Bu güvenin en önemli teminatı hiç kuşkusuz hukuktur” ifadesini kullandı.

  • Eylül ayı işsizlik rakamları açıklandı

    Eylül ayı işsizlik rakamları açıklandı

    Türkiye İstatistik Kurumu eylül dönemine ilişkin işsizlik rakamlarını açıkladı. Türkiye’de işsizlik oranı Eylül döneminde yüzde 12,7 oldu.

    Türkiye’de işsizlik oranı, eylülde geçen yılın aynı ayına göre 1,1 puan azalarak yüzde 12,7 oldu. Söz konusu dönemde işsiz sayısı 550 bin kişi azalarak 4 milyon 16 bin kişiye geriledi.

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), eylül ayına ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı.

    Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı, eylülde geçen yılın aynı dönemine göre 550 bin kişi azalarak 4 milyon 16 bin kişi olarak kayıtlara geçti. Aynı dönemde işsizlik oranı 1,1 puanlık azalışla yüzde 12,7 seviyesinde gerçekleşti.

    Tarım dışı işsizlik oranı ise 1,5 puanlık azalışla 14,9 olarak hesaplandı.

    Söz konusu ayda 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 1,8 puan azalarak yüzde 24,3 oldu. İşsizlik oranı 15-64 yaş grubunda da 1,2 puan düşüşle yüzde 12,9 olarak belirlendi.

  • Borsa günü rekorlar tamamladı

    Borsa günü rekorlar tamamladı

    Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, yüzde 0,78 değer kazanarak günü 1.350,32 puandan tamamlayarak tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirirken, 1.360,63 puanla da rekor seviyeyi gördü.

    BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 10,43 puan artarken, toplam işlem hacmi 37,1 milyar lira seviyesinde gerçekleşti.

    Bankacılık endeksi yüzde 2,55 ve holding endeksi yüzde 1,33 değer kazandı. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran bankacılık, en çok kaybettiren ise yüzde 1,36 ile turizm oldu.

    BIST 100 endeksi, bankacılık hisselerinin öncülüğünde yüzde 0,78 değer kazanarak günü 1.350,32 puandan tamamlayarak tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirirken, 1.360,63 puanla da rekor seviyeyi gördü. BIST Sınai endeksi ise rekorlarını devam ettirdi.

    Analistler, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısı ile ilgili gelişmeler, küresel ölçekte ekonomiyi destekleme adımları, Brexit görüşmeleri ve ABD ile Çin arasında artan gerilimin yatırımcıların odağındaki yerini koruduğunu belirtti.

    ABD Temsilciler Meclisi’nde, Türkiye’ye bazı yaptırımları da içeren Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa Tasarısı’nın kabul edilmesine karşın sürecin devam ettiğini vurgulayan analistler, tasarının yasalaşması için önce Senato’da kabul edilmesi, ardından da Başkan Donald Trump tarafından onaylanması gerektiğini söyledi.

    Analistler, yarın yurt içinde işgücü istatistikleri, yurt dışında ise Avrupa Merkez Bankası faiz kararı ve ABD’de enflasyon başta olmak üzere veri gündeminin takip edileceğini dile getirerek teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.360 seviyesinin direnç, 1.290 puanın destek olarak öne çıkabileceğini kaydetti.

  • Emekliye güzel haber

    Emekliye güzel haber

    Emekliye zam dışında da ödeme yapılacak. Milyonlarca emeklinin gözü kulağı ocak zammında. Herkes maaşının ne kadar yükseleceğini, zam oranın kaç olacağını merak ediyor. Emeklileri ocak ayında yapılacak zam dışında ek ödemeler de bekliyor. 2021’de emekli vatandaşlara iki kez zam yapılacak. 2 defa da bin lira ikramiye ödemesi olacak. Bunlar dışında banka taahhüdü dolanlar ve yeni aylık bağlananlar promosyondan yararlanacak. Peki, yeni yılda SSK ve Bağ-kur emeklilerinin güncel emekli maaşı ne kadar olacak? Zam ile birlikte emekli maaşlarında ne kadar artış görülecek? İşte emeklilerin merak ettiği tüm detaylar…

    Yeni yıl yaklaşırken, emeklilerin gözü 2021 kazançlarına çevrildi.

    Emekliler, 2021’de 2 kez zam, 2 kez bayram ikramiyesi alacak. Ayrıca bazı emekliler için promosyon imkanı da olacak. Emekliler, ilk kazancı Ocak’ta elde edecek.

    SSK ve Bağ-Kur’lulara 2020’nin ikinci yarısında gerçekleşen enflasyon oranında zam yapılacak.

    Memur emeklilerine ise yüzde 3 zam ve 2020’nin ikinci yarısındaki enflasyonun yüzde 4’ü aşan kısmı kadar fark verilecek.

    Temmuz’da ise SSK ve Bağ-Kur emeklilerine ilk 6 aylık enflasyon oranında zam yapılırken, memur emeklilerine yüzde 3 artış ve Ocak-Haziran’da TÜFE yüzde 3’ü aşarsa fark yansıtılacak.

    Emeklilere 2021’de de iki kez 1.000’er lira bayram ikramiyesi ödenecek.

    Ramazan Bayramı ikramiyesinin 10-12 Mayıs, Kurban Bayramı ikramiyesinin 12-16 Temmuz arasında ödenmesi bekleniyor.

    Ayrıca bazı emekliler için 2021 promosyon yılı olacak.

    3 yıllık taahhüt süresi dolanlar ve emekli aylığı bağlananlar promosyon alabilecek.

    En az promosyon maaşa göre 500, 625, 750 lira olacak.

    EN DÜŞÜK MEMUR EMEKLİSİ AYLIĞI 2 BİN 983 LİRA

    Şu ana kadar gerçekleşen yüzde 6.02’lik zam oranına göre, en düşük memur maaşı 3 bin 719 liradan 3 bin 943 liraya, en düşük memur emeklisi aylığı da 2 bin 814 liradan 2 bin 983 liraya çıkacak.

    Memurların aile yardımı da artacak. 6 yaş altı 2 çocuğu olan, eşi çalışmayan memur aylık 505,55 lira alıyorken, bu tutar 535,98 liraya ulaşacak.

    OCAK’TA MAAŞLAR ARTIYOR

    • 1-5 OCAK: Memur emeklilerine maaş, ay içinde zam farkı
    • 4 OCAK: Zam oranları belli olacak
    • 18-26 OCAK: SSK emeklilerine zamlı maaş
    • 25-28 OCAK: Bağ-Kur emeklilerine zamlı maaş

    İLK İKRAMİYE MAYISTA

    • 10-12 Mayıs: Ramazan Bayramı ikramiyesi

    TEMMUZDA ÇİFTE KAZANÇ

    • 1-6 TEMMUZ: Memur emeklilerine maaş, ay içinde zam farkı
    • 2 TEMMUZ: Zam oranları belli olacak
    • 12-16 TEMMUZ: Kurban Bayramı ikramiyesi
    • 16-26 TEMMUZ: SSK emeklilerine zamlı maaş
    • 26-28 TEMMUZ: Bağ-Kur emeklilerine zamlı maaş

    PROMOSYON

    • 3 yıllık taahhüt süresi dolanlar ve yeni emekliler promosyon başvurusu yapılabilecek.

    (TAKVİM)

  • KOBİ’ler için yeni destek paketi

    KOBİ’ler için yeni destek paketi

    Kredi Garanti Fonu, KOBİ’ler için yeni destek paketi açıkladı. KOBİ’lere 7.5 milyar TL kredi sağlanacak.

    Kredi Garanti Fonu (KGF), KOBİ’ler için yeni bir destek paketi hazırladı.

    KGF’nin Avrupa Yatırım Fonu’ndan sağladığı 300 milyon TL’lik hibe ve kendi özkaynaklarından sağladığı 300 Milyon TL’lik destek ile oluşan fon sayesinde KOBİ’lere 6 milyar lira tutarında kefalet sağlanacak.

    “İşletmelerin ve KOBİ’lerin Rekabet Edebilirliği Programı” (COSME) kapsamında, KGF ve AYF iş birliği ile hayata geçirilen proje ile KOBİ’ler yüzde 80 KGF kefaletiyle 1 milyon 125 bin liraya kadar kredi kullanabilecek.

    1 YILI ÖDEMESİZ

    KOBİ’lerin 1 yıl ödemesiz, 60 aya kadar vadeyle yararlanabileceği kredinin faizi ise piyasa şartlarına bağlı olarak bankalar tarafından belirlenecek. Proje kapsamında bankalar tarafından KOBİ’lere yaklaşık 7,5 milyar lira tutarında kredi kullandırılması bekleniyor.

    HEDEF İSTİHDAM VE REKABET

    Konuyla ilgili açıklama yapan KGF Genel Müdürü Kasım Akdeniz, şunları kaydetti:

    “Bu destek paketi KOBİ’lerin rekabet gücünün arttırılması amacıyla Avrupa Komisyonu tarafından sağlanan bütçe kapsamında Avrupa Yatırım Fonu aracılığıyla yürütülen COSME Programı içerisinde imzalanan protokolün devamı niteliğindedir. Bu destek paketi kapsamında vereceğimiz kefaletler ile KOBİ’lerin finansmana erişimlerini kolaylaştırarak üretim, istihdam ve rekabet güçlerini artırmayı hedefliyoruz. Özellikle içinde bulunduğumuz salgın döneminde, nakit akışının, üretimin ve istihdamın sürdürülebilirliği açısından finansmana erişimin ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Mümkün olduğu ölçüde yaygın ve katma değerli alanlarda kullanmayı hedeflediğimiz bu destek paketinin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.”

    Projeye başvurular bugün itibarıyla başlıyor.

  • “Türkiye’ye yatırım yapanlar daha fazlasını kazanacak”

    “Türkiye’ye yatırım yapanlar daha fazlasını kazanacak”

    Sanayive Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Türkiye’ye güvenip yatırım yapanların beklediğinden daha fazlasını kazanacağı yeni bir döneme giriyoruz. Bizim için yabancı yatırımcı yoktur, müteşebbis vardır. Gelin Türk misafirperverliğiyle tanışın, Türkiye’ye yatırım yapın” dedi.

    Türkiye-Macaristan Karma Ekonomik Komisyon (KEK) 7’nci Dönem Toplantısı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanı Peter Szijjarto’nun katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde yapıldı. Bakan Varank ve Bakan Szijjarto baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Koronavirüs salgınının tüm dünyada zirve yaptığı bir dönemde, toplantıyı gerçekleştirmenin iki ülkenin de iş birliğine verdiği önemi gösterdiğini belirterek, bu iş birliği sayesinde; 2001 yılında yalnızca 356 milyon dolar olan ticaret hacminin, 7 kattan fazla artarak bugün 2.6 milyar dolar seviyelerine getirildiğini bildirdi.

    ‘BİRLİĞİN GELECEĞİNİ BU ADALETSİZ TAVRA FEDA ETMEYECEKLERİNE İNANIYORUZ’

    Bakan Varank, terörle mücadelede Barış Pınarı Harekatı’ndan, Avrupa Birliği üyelik sürecine, Gümrük Birliği’ndeki sorunlardan Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelere kadar tüm zorlu süreçlerde Macaristan’ın, Türkiye’nin yanında olduğunu ifade ederek, “Türkiye, bölgede yaptıklarıyla; gerilimden değil barıştan yana olduğunu, tek taraflı adımları değil iş birliğini tercih ettiğini her seferinde göstermiştir. Ama Türkiye’nin dostluk eli her defasında havada bırakılmıştır. Türkiye’yi dışlayıcı tavrını sürdüren kimi Avrupa Birliği liderlerinin, Türkiye düşmanlığını İslam düşmanlığına çevirdiğini üzülerek izliyoruz. Yaptırım ve tehdit dili, problemleri çözmek yerine daha da derinleştirecektir. Türkiye olarak; Avrupa Birliği ülkelerinin, Birliğin geleceğini bu adaletsiz tavra feda etmeyeceklerine inanıyoruz” dedi.

    ‘TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPANIN KAZANACAĞI BİR DÖNEMİ GİRİYORUZ’

    18 yılda yapılan reformlarla Türkiye’nin, tüm dünyadan yatırımlar için bir cazibe merkezi haline geldiğini söyleyen Varank, bu süreçte Türkiye’ye gelen 220 milyar dolar değerindeki doğrudan yatırımın bunun en büyük göstergesi olduğunu ifade etti. Bakan Varank, “Türkiye’ye güvenip yatırım yapanların beklediğinden daha fazlasını kazanacağı yeni bir döneme giriyoruz. Bizim için yabancı yatırımcı yoktur, müteşebbis vardır. Gelin Türk misafirperverliğiyle tanışın. Türkiye’ye yatırım yapın. Yakın süreçte, medikal sektöründe faaliyet gösteren iki Macar firma, Türkiye’ye yatırım yapma kararı aldı. İmzalayacağımız 7’nci Dönem KEK Mutabakat Zaptı da iş birliğine büyük bir ivme kazandıracak. 7’nci Dönem KEK Toplantımız, ikili ticari ve ekonomik ilişkilerimizi geliştirmede tarihi bir adım olacak” dedi.

    ‘TRANSİT KOTASI 2021 YILI İÇİN 110 BİNE ÇIKARILDI’

    Türk karayolu taşımacılarının Macaristan’da karşılaştığı kota sorunuyla ilgili de müjdeli bir haber paylaşan Bakan Varank, şöyle konuştu:

    “Türk karayolu taşımacılık sektörü, uzun yıllardan beri ikili ve transit geçişlerde Macaristan’dan bir kolaylaştırma adımı bekliyordu. Macar dostlarımızla toplantılarımızda bu kota meselesi en önemli gündem maddelerinden biri oluyordu. Burada yapıcı bir çözüme ulaştık. Macaristan, 36 bin olan toplam transit kotasını 2021 yılı için 110 bine çıkardı. Sektör bundan çok memnun. Biz Macaristan’ın yapıcı tutumuna müteşekkiriz. Hem ikili hem de diğer AB ülkeleriyle olan ticaretimiz artık çok daha kolay gerçekleşecek.”

    Konuşmaların ardından iki bakan 7’nci Dönem KEK protokolünü imzaladı.

  • Bakan Elvan’dan küresel markalara çağrı

    Bakan Elvan’dan küresel markalara çağrı

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye’nin yeni ve güvenilir limanlar arayan yatırımcılar için çok cazip imkanlar sunduğunu belirterek, “Türkiye’yi yatırımlarda cazibe merkezi yapmak adına ekonomi ve hukuk alanında yeni bir seferberlik başlattık.” dedi.

    Elvan, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) tarafından düzenlenen Uluslararası Yatırımcılar Zirvesi’ne katılarak konuşma yaptı.

    Hiç kimsenin geçen yıl bu zamanlarda 2020 yılının böyle geçeceğini tahmin etmediğini ifade eden Elvan, daha önce bir benzeri yaşanmamış olağanüstü dönemlerden geçildiğini söyledi.

    Elvan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının, tüm dünyada dengeleri sarstığına işaret ederek, bu yıl küresel ticaretin yüzde 9,2 ve uluslararası doğrudan yatırımların yüzde 40 daralmasının beklendiğini bildirdi. Turizm ve hizmetler sektörünün çok ciddi darbeler aldığını vurgulayan Elvan, “Tüm bunların sonucu olarak 2020’de global küçülmenin yüzde 4,4 olması bekleniyor. Tabii bu görünüm, salgının seyri ve aşı-ilaç alanında katedilecek mesafeye göre hızlı bir iyileşme ve canlanma sürecine de girebilir. Dolayısıyla pandemi sonrası dönem, aslında pek çok fırsatı beraberinde getiriyor.” diye konuştu.

    Elvan, bu noktada iki hususun altını çizmek istediğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

    “Bunlardan ilki, küresel değer zincirlerinde başlayan dönüşüm. Pandemiyle birlikte çok uluslu şirketler, üretimde tek bir tedarikçiye bağlı kalmanın dezavantajlarını bizzat yaşayıp, acı bir şekilde tecrübe ettiler. Önümüzdeki dönemde küresel ekonomide, muhtemelen yeni üretim lokasyonları ortaya çıkacak ve üretimin ağırlık merkezi dünya geneline daha dengeli yayılacak. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirebilen ülkeler de yeni dönemin kazananları olacak. Değinmek istediğim ikinci husus ise şu an hem tüketim hem de yatırım cephesinde ertelenmiş bir talep olduğu gerçeği. Piyasalar normale döndüğü an bu talebi karşılayabilecek kapasite ve donanıma sahip ülkeler, rakiplerini geride bırakma şansına erişecekler ve ekonomilerini hızla büyütebilecekler. Böylesine bir konjonktürde Türkiye, kendilerine yeni ve güvenilir limanlar arayan yatırımcılar için çok cazip imkanlar sunuyor.”

    “Güçlü bir tedarik altyapımız var”

    Türkiye’nin avantajlarına dikkati çeken Elvan, “Son derece gelişmiş üretim ve Ar-Ge altyapılarımız var. Türk sanayisi, hemen hemen her ürünü geliştirip üretebiliyor. Emsallerimize göre, çok daha çeşitli bir ürün gamına, ürün uzayına sahibiz. Sahip olduğumuz kabiliyetler, sektörler arasında birlikte iş yapma kültürünü besliyor. İmalat sanayisinde, kusursuz işleyen ve değişen koşullara hızla adapte olabilen bir tedarikçi altyapımız var. Fintek, biyoteknoloji ve oyun sektörü başta olmak üzere her geçen gün güçlenen dinamik bir start-up atmosferi oluşuyor. Lojistik imkanların çeşitliliği, sunduğumuz teşvikler, hepsinden önemlisi dinamik ve nitelikli iş gücümüz, Türkiye’ye yatırım yapan müteşebbislerin karını ve verimliliğini artırıyor.” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin, sahip olduğu bu özelliklerle başta Avrupa pazarı olmak üzere, dünyanın her yerinden yatırımcılar için eşsiz bir potansiyel taşıdığını belirten Elvan, “İşte biz bu potansiyeli, çok daha ileri götürmek ve Türkiye’yi yatırımlarda cazibe merkezi yapmak adına ekonomi ve hukuk alanında yeni bir seferberlik başlattık. Yatırımcının gelecek dönem ufkunu öngörülebilir kılacak reformları kararlılıkla hayata geçireceğiz.” dedi.

    “Küresel markaları ülkemize davet ediyorum”

    Ekonomi yönetiminde tam bir koordinasyon ve ekip ruhuyla hareket ettiklerini vurgulayan Elvan, makroekonomik istikrar, finansal istikrar ve fiyat istikrarını sağlamak adına çok yoğun çalışma içinde olduklarını dile getirdi. Bakan Elvan, şunları kaydetti:

    “Karşımızdaki her problemi, piyasa ekonomisinin kuralları çerçevesinde şeffaf, hesap verebilir, rasyonel ve öngörülebilir bir şekilde çözeceğiz. İç ve dış yatırımcılar için kredibiliteyi en üst seviyelere çekecek politikalar uygulayacağız, kimsenin aklında soru işareti de kalmayacak. Enflasyonla mücadelede çok kararlıyız, altını özellikle çizeyim, Merkez Bankamız her türlü araç bağımsızlığına sahip. Para ve maliye politikalarımız eş güdüm içinde olacak. Yapısal politikalar ve mikro reformlarla da rekabet gücümüzü ve toplam faktör verimliliğimizi artıracak adımlar atacağız. Bu noktada doğrudan yabancı yatırımların taşıdığı önemin ve ekonomi üzerindeki dönüştürücü gücün fazlasıyla farkındayız. Ülkemizdeki mevcut doğrudan yatırımların kapasite artışına gitmesini arzuluyoruz. Firmalar, üretim tesislerini genişletebilecekleri gibi, pekala Ar-Ge faaliyetlerini de ülkemize taşıyabilir. Bununla birlikte, daha önce Türkiye’de yatırım fırsatlarını hiçbir şekilde değerlendirmemiş küresel markaları da ülkemize davet ediyorum. İnanıyorum ki bu markalar sunduğumuz ekosistemde güçlü bir büyüme potansiyeline sahip olacak.”

  • Erdoğan’dan reform ve ekonomi mesajı

    Erdoğan’dan reform ve ekonomi mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Covid-19 salgınında birçok ülke ekonomik bakımdan durgunluk yaşarken, Türk ekonomisi hamdolsun toparlama sürecini başarıyla yürütüyor. Dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılara ‘gelin, Türk misafirperverliğinin farkına varın’ diyorum” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Yatırım Derneği tarafından düzenlenen zirveye videomesaj gönderdi.

    Cumhubaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları;

    Covid-19 salgınında birçok ülke ekonomik bakımdan durgunluk yaşarken, Türk ekonomisi hamdolsun toparlama sürecini başarıyla yürütüyor.

    Üçüncü çeyrekte elde ettiğimiz güçlü büyüme oranını, ülkemizin bu süreçteki başarısının bir tescili olarak değerlendiriyoruz.

    Ülkemizin, özellikle Asya merkezli üretim ağına alternatif arayışındaki uluslararası yatırımcılara önemli avantajlar sunduğuna inanıyorum.

    Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi 2020 sıralamasında sadece son iki yılda 27 basamak ilerleme kaydettik.

    2002’den bu yana çektiğimiz 220 milyar dolarlık doğrudan yatırımı, uluslararası girişimcilerin Türkiye’ye güveninin tezahürü olarak görüyoruz.

    Önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğimiz ilave reformlarla yatırım ortamını daha da iyileştireceğiz.

    Altını çizerek ifade etmek isterim ki 18 yılda uluslararası müteşebbisleri asla ‘yabancı’ yatırımcı olarak görmedik, görmüyoruz.

    Dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılara ‘gelin, Türk misafirperverliğinin farkına varın’ diyorum.

    Hukuk, demokrasi ve ekonomide yeni bir reform seferberliği başlattık. En geniş zeminde, en kapsamlı mutabakatla kimseyi dışlamadan bu süreci yönetmeyi arzu ediyoruz.