Etiket: ekonomi

  • 1 milyon 988 bin dolarlık ihracat yapıldı

    1 milyon 988 bin dolarlık ihracat yapıldı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2023 yılı Kasım ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,2 artarak 22 milyar 999 milyon dolar, ithalat yüzde 5,7 azalarak 28 milyar 916 milyon dolar olarak gerçekleşti.

    Ocak-Kasım döneminde ihracat yüzde 0,7, ithalat yüzde 0,5 arttı

    Genel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,7 artarak 232 milyar 810 milyon dolar, ithalat yüzde 0,5 artarak 332 milyar 736 milyon dolar olarak gerçekleşti.

    Kasım ayında enerji ürünleri ve altın hariç ihracat yüzde 1,6, ithalat yüzde 6,7 arttı

    Enerji ürünleri ve nakdi olmayan altın hariç ihracat, 2023 Kasım ayında yüzde 1,6 artarak 20 milyar 451 milyon dolardan, 20 milyar 773 milyon dolara yükseldi.
    Kasım ayında enerji ürünleri ve nakdi olmayan altın hariç ithalat yüzde 6,7 artarak 20 milyar 294 milyon dolardan, 21 milyar 650 milyon dolara yükseldi. Enerji ürünleri ve nakdi olmayan altın hariç dış ticaret açığı Kasım ayında 877 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 4,1 artarak 42 milyar 423 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 96,0 oldu.

    Dış ticaret açığı Kasım ayında yüzde 32,6 azaldı

    Kasım ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32,6 azalarak 8 milyar 784 milyon dolardan, 5 milyar 918 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Kasım ayında yüzde 71,3 iken, 2023 Kasım ayında yüzde 79,5’e yükseldi.

    Dış ticaret açığı Ocak-Kasım döneminde yüzde 0,1 arttı

    Ocak-Kasım döneminde dış ticaret açığı yüzde 0,1 artarak 99 milyar 828 milyon dolardan, 99 milyar 926 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Kasım döneminde yüzde 69,8 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 70,0’a yükseldi.

    Kasım ayında imalat sanayinin toplam ihracattaki payı yüzde 93,3 oldu

    Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2023 Kasım ayında imalat sanayinin payı yüzde 93,3, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 4,8, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,3 oldu.
    Ocak-Kasım döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,4, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,7, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

    Kasım ayında ara mallarının toplam ithalattaki payı yüzde 67,6 oldu

    Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2023 Kasım ayında ara mallarının payı yüzde 67,6, sermaye mallarının payı yüzde 16,9 ve tüketim mallarının payı yüzde 15,4 oldu. İthalatta, 2023 Ocak-Kasım döneminde ara mallarının payı yüzde 72,5, sermaye mallarının payı yüzde 14,3 ve tüketim mallarının payı yüzde 13,0 oldu.

    Kasım ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu

    Kasım ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 750 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 365 milyon dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri, 1 milyar 285 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 262 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 103 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 29,4’ünü oluşturdu.
    Ocak-Kasım döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 19 milyar 415 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 13 milyar 519 milyon dolar ile ABD, 11 milyar 535 milyon dolar ile Irak, 11 milyar 359 milyon dolar ile İtalya ve 11 milyar 265 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,8’ini oluşturdu.

    İthalatta ilk sırayı Çin aldı

    İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Kasım ayında Çin’den yapılan ithalat 3 milyar 555 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 458 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 2 milyar 374 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 467 milyon dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri, 1 milyar 361 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 42,2’sini oluşturdu.
    Ocak-Kasım döneminde ithalatta ilk sırayı Çin aldı. Çin’den yapılan ithalat 41 milyar 711 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 41 milyar 395 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 26 milyar 170 milyon dolar ile Almanya, 18 milyar 815 milyon dolar ile İsviçre, 14 milyar 448 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 42,8’ini oluşturdu.

    Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat yüzde 0,7 arttı

    Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2023 Kasım ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 0,7 artarken, ithalat yüzde 3,1 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2023 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 5,4 artarken, ithalat yüzde 5,6 azaldı.

    Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı yüzde 4,0 oldu

    Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsıyor. Kasım ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 93,3 oldu. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 4 olarak kaydedildi. Ocak-Kasım döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,4, Ocak-Kasım döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,7 oldu.
    Kasım ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 81,1’dir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 12,6 oldu. Ocak-Kasım döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 80,9, Ocak-Kasım döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,5 oldu.

    Özel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Kasım ayında 21 milyar 9 milyon dolar oldu

    Özel ticaret sistemine göre, 2023 yılı Kasım ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,9 artarak 21 milyar 9 milyon dolar, ithalat yüzde 2,9 azalarak 27 milyar 475 milyon dolar olarak gerçekleşti.
    Kasım ayında dış ticaret açığı yüzde 21,8 azalarak 8 milyar 268 milyon dolardan, 6 milyar 467 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Kasım ayında yüzde 70,8 iken, 2023 Kasım ayında yüzde 76,5’e yükseldi.

    İhracat 2023 yılı Ocak-Kasım döneminde 211 milyar 647 milyon dolar oldu

    Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2023 yılı Ocak-Kasım döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,3 azalarak 211 milyar 647 milyon dolar, ithalat yüzde 0,1 artarak 311 milyar 739 milyon dolar olarak gerçekleşti.
    Ocak-Kasım döneminde dış ticaret açığı yüzde 3,2 artarak 96 milyar 992 milyon dolardan, 100 milyar 92 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Kasım döneminde yüzde 68,9 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 67,9’a geriledi.

  • H-ÜFE yıllık yüzde 77,36 arttı

    H-ÜFE yıllık yüzde 77,36 arttı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayı Hizmet Üretici Fiyat Endeksi’ni açıkladı. Buna göre, H-ÜFE 2023 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 0,46, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 74,89, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 77,36 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 76,01 artış gösterdi.

    Ulaştırma ve depolama hizmetleri yıllık yüzde 65,01 arttı

    Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 65,01, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 92,00 bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 80,37, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 75,45, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 94,88, idari ve destek hizmetlerde yüzde 94,75 artış gerçekleşti.

    Ulaştırma ve depolama hizmetleri aylık yüzde 1,05 arttı

    Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 1,05 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 0,16 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 2,33 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 1,78 azalış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 0,12 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 1,23 azalış gerçekleşti.

    Yıllık H-ÜFE’ye göre 6 alt sektör daha düşük, 21 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi

    H-ÜFE sektörlerinden su yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 16,68, hava yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 42,35, depolama ve destek hizmetleri (taşımacılık için) yüzde 61,34 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık sinema filmi, video ve televizyon programı yapımcılık hizmetleri, ses kaydı ve müzik yayımlama yüzde 125,25, bina ve çevre düzenleme (peyzaj) hizmetleri yüzde 125,13, veterinerlik hizmetleri yüzde 111,98 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

    Aylık H-ÜFE’ye göre 12 alt sektör daha düşük, 15 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi

    H-ÜFE sektörlerinden konaklama hizmetleri yüzde 8,08, reklamcılık ve piyasa araştırması hizmetleri yüzde 5,33, seyahat acentesi, tur operatörü, diğer rezervasyon hizmetleri ve ilgili hizmetler yüzde 5,20 ile endekslerin en fazla azalış gösterdiği alt sektörler oldu. Buna karşılık veterinerlik hizmetleri yüzde 4,56, sinema filmi, video ve televizyon programı yapımcılık hizmetleri, ses kaydı ve müzik yayımlama yüzde 4,27, telekomünikasyon hizmetleri yüzde 4,09 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.
    (EFS-AA)

  • “Kurallara uymayan firmalara geçit vermeyeceğiz”

    “Kurallara uymayan firmalara geçit vermeyeceğiz”

    Türkiye’de dokuz farklı kamu kuruluşu tarafından yürütülen, 2011 yılında kurulan piyasa gözetimi ve denetimi (PGD) faaliyetleri Ticaret Bakanlığınca ulusal düzeyde koordine ediliyor. Koordinasyon görevinin önemli bir parçasını PGD kuruluşlarınca yürütülen denetimlere ait sayısal verilerin değerlendirilmesi amacıyla hazırlanan raporlar oluşturuyor. Her yıl düzenli olarak yayımlanan söz konusu raporlarla sistemde yıllar içerisinde görülen gelişmeler ortaya konularak sorunlar ve bu sorunların çözümüne yönelik öneriler sunuluyor.
    Söz konusu raporda yer alan veriler, geçmiş yılların değerlendirilmesinin ötesinde gelecek yıllarda gerçekleştirilecek faaliyetlerin daha etkin, verimli ve işlevsel bir hale getirilmesi için yapılan planlamalarda da yol gösterici oluyor.

    Rapor, Avrupa Birliği uygulamaları da göz önünde bulundurularak tespit edilen metodoloji çerçevesinde hazırlanarak, söz konusu yönteme uygun ve karşılaştırılabilecek formatta veri sağlayabilen kuruluşlar raporda ağırlıklı olarak ele alınıyor.
    Raporda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na ait veriler bir arada ele alınıp değerlendiriliyor.
    Bu kapsamda raporun 2022 yılına ait verilerin açıklaması amacıyla Ticaret Bakanlığı Söğütözü Yerleşkesi Turkuaz Salon’da Piyasa Gözetimi, Denetim ve Ürün Güvenliği Değerlendirme Kurulu Toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ev sahipliğinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile farklı kamu kuruluşundan bakan yardımcı, genel müdür, bürokrat ve temsilci yer aldı.

    “Kurallara uymayan, vatandaşın sağlığını tehlikeye atan, piyasada rekabeti bozan firmalara geçit vermedik, vermeyeceğiz”

    Bakan Bolat, burada yaptığı konuşmada, ürünlerin ilgili mevzuata uygun olarak, güvenli şekilde üretilmesinin ve ithal edilmesinin temel görevleri arasında geldiğini aktararak, “Başta imalatçılar ve ithalatçılar olmak üzere, iktisadi işletmeciler, kurallara uygun olarak ürünlerini piyasaya sunmak zorundadırlar. Kamu kuruluşları olarak bizler de hem iç piyasada hem de ithalat aşamasında denetimler yapıyoruz. Bu denetimlerle bir yandan vatandaşlarımızın güvenli ürün kullanmasını sağlıyor diğer yandan da kurallara uyan iktisadi işletmecileri haksız rekabete karşı koruyoruz. Kurallara uymayan, vatandaşın sağlığını tehlikeye atan, piyasada rekabeti bozan firmalara geçit vermedik, vermeyeceğiz” diye konuştu.
    Bolat, 2021 yılında yürürlüğe koyulan Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu’nun içeriğine dair şu bilgileri verdi:
    “İlk olarak üretici, yetkili temsilci, ithalatçı ve dağıtıcıların her birinin sorumluluklarını net olarak belirledik. Bunun yanında izlenebilirlik konusunu da Kanunumuza ekleyerek büyük bir boşluğu doldurduk. Bu düzenleme ile merdiven altı üretimle ve bunun yol açtığı sorunlarla daha etkin mücadele edebiliyoruz. Bir diğer önemli konu ise geri çağırma kavramı. Bu kanunla artık piyasada bulunan ürünlerin toplatılmasının yanı sıra kullanıcıların elindeki güvensiz ürünlerin de geri çağrılması, hukuki altyapıya kavuşturulmuş oldu. Diğer taraftan, yurt dışında ‘Türk Malı’ imajının önemini de dikkate alarak ihraç edilecek ürünlerin de güvenli olmasını sağlayacak hükümler getirilmiştir.”

    “2023’te toplam 233 bin ürün partisi denetlenmiş ve bu ürünlerin 10 bin 881 partisi uygunsuz bulunmuştur”

    Piyasada ve ithalatta yürüttükleri denetimin en büyük etkisinin caydırıcılık olduğunu savunan Bolat, “. Tamamlamakta olduğumuz 2023 yılında, iç piyasada gıda, makine, tekstil, beyaz eşya, yapı malzemesi gibi pek çok ürün grubuna yönelik toplam 233 bin ürün partisi denetlenmiş ve bu ürünlerin 10 bin 881 partisi uygunsuz bulunmuştur. Mevzuatlara uygun olmayan ürünler, taşıdıkları risklere göre piyasadan toplatılmış, geri çağırılmış veya imha edilmiştir. Ayrıca, ilgili taraflara da ağır idari para cezaları da uygulanmıştır” diye konuştu.
    “Eylem Planını bugün burada kabul ederek 2024 yılında uygulamaya başlayacağız”
    Bugün düzenlenen toplantının önemli olduğunu söylediği sonuçlarından birinin de 2024-2025 dönemi çalışmalarının temelini oluşturacak olan yeni Ulusal Piyasa Gözetim ve Denetim Eylem Planı’nın kabul edilmesi olacağını belirten Bolat, “Eylem Planını bugün burada kabul ederek 2024 yılında uygulamaya başlayacağız” ifadesine yer verdi.

    “E-Ticarette Ürün Güvenliği Projesi ile uzaktan iletişim araçları yoluyla piyasaya arz edilen ürünlerin denetimleri için yetkili kuruluşlarımızın teknik altyapılarının güçlendirilmesine de katkı vereceğiz”

    İlerleyen süreçte ürün güvenliği ile piyasa gözetimi ve denetimi alanlarındaki hukuki altyapıları geliştirmeye devam edeceklerinin bilgisini paylaşan Bakan Bolat, “Bu kapsamda ilk etapta uzaktan iletişim araçları yoluyla piyasaya arz edilen ürünlerin piyasa gözetimi ve denetimine ilişkin hususları düzenleyen Yönetmeliği yakında yayımlayacağız. Bu alanda ayrıca finansmanı Avrupa Birliği tarafından sağlanan ve kısa süre içinde hayata geçireceğimiz E-Ticarette Ürün Güvenliği Projesi ile uzaktan iletişim araçları yoluyla piyasaya arz edilen ürünlerin denetimleri için yetkili kuruluşlarımızın teknik altyapılarının güçlendirilmesine de katkı vereceğiz” değerlendirmesini yaptı.
    Bolat, 2024-2025 dönemini kapsayacak Eylem Planı kapsamında eğilecekleri bir diğer konunun piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinin daha etkin ve verimli yürütülebilmesi için yetkili kuruluşların idari ve mali altyapılarını güçlendirmesine katkı verilmesi olduğunu kaydetti.
    Bolat, ürünlerde siber güvenlik gerekleri, yapay zeka ve yeşil ve dijital dönüşüm gibi güncel konulara da ilerleyen dönemde ağırlık vereceklerini dile getirdi.

    “Üreticimizde, ithalatçımızda ve özellikle de tüketicilerimizde belli bir farkındalık seviyesi oluşturulması, çalışmalarımızdan istediğimiz sonucu almak açısından büyük önem taşımaktadır”

    Bolat, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Bu hedeflere yönelik bizler PGD sisteminin kamu ayağını temsil eden kuruluşlar olarak çalışmalarımızı gayretle yürüteceğiz. Ancak, ürün güvenliğinin bir diğer önemli ayağını da, özel sektör ve tüketiciler oluşturmaktadır. Bu noktada; üreticimizde, ithalatçımızda ve özellikle de tüketicilerimizde belli bir farkındalık seviyesi oluşturulması, çalışmalarımızdan istediğimiz sonucu almak açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle en önemli stratejik amaçlarımızdan biri de ürün güvenliği konusunda bilgi seviyesinin ve farkındalığın artırılmasıdır.”
    Toplantı, 9 kurum ve kuruluşa ait veriler bir arada ele alınıp değerlendirildiği ve 024-2025 dönemi çalışmalarının temelini oluşturacak olan yeni Ulusal Piyasa Gözetim ve Denetim Eylem Planı’nın kabul edileceği basına kapalı görüşme ile devam etti.

  • Ekonomik güven endeksi 96,4 oldu.

    Ekonomik güven endeksi 96,4 oldu.

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı ekonomik güven endeksini açıkladı. Buna göre, Ekonomik güven endeksi Kasım ayında 95,3 iken, Aralık ayında yüzde 1,1 oranında artarak 96,4 değerini aldı.
    Bir önceki aya göre Aralık ayında tüketici güven endeksi yüzde 2,6 oranında artarak 77,4 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 0,5 oranında azalarak 103,4 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 1,2 oranında artarak 112,3 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 4,5 oranında artarak 116,8 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 3,3 oranında azalarak 88,0 değerini aldı.

  • Akdağmadeni Belediyesi güneş enerji santrali kuracak

    Akdağmadeni Belediyesi güneş enerji santrali kuracak

    Akdağmadeni Belediye Başkanı Nezih Yalçın, 24 bin metrekare alana kurulacak ve 1.2 MW (megawatt) gücünde enerji üretimi yapacak olan Güneş Enerji Santrali inşa çalışmalarının önümüzdeki hafta başlayacağını açıkladı.
    İhale süreci tamamlandıktan sonra yüklenici firmayla imzaların atıldığını belirten Başkan Yalçın, her alanda üretim kültürünü tesis etmek için önemli adımlar attıklarını belirtirken, çevreye duyarlı, yenilenebilir enerji üretimi ile ilçeye ve Akdağmadeni Belediyesi’ne güç katacak dev projenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu.

    “Enerji gideri karşılanacak, artı gelir sağlanacak”

    Akdağmadeni Belediye Başkanı Nezih Yalçın yapmış olduğu açıklamasında, “Göreve geldiğimiz günden itibaren ilçemize kazandırdığımız en büyük yatırımların başında olacak projede kurulum çalışmalarımıza başlıyoruz. Akdağmadeni Belediyesi olarak uzun zamandır planlamasını yaptığımız proje ile kendi enerjisini kendi üreten bir belediye konumuna geliyoruz. Böylelikle en büyük giderlerimizden olan enerji maliyetlerini düşüreceğiz. Ayrıca fazla üretilen elektriği satarak Belediyemize gelir sağlayacağız” dedi.

    “Kalıcı işlere imza attık”

    Göreve geldikleri günden itibaren ilçede kalıcı ve büyük işlerin altına imza attıklarını söyleyen Başkan Yalçın, “Akdağmadeni’nin geleceğe güvenle bakabilmesi ve örnek bir kent olabilmesi yolunda, bölgesinde tek lisanslı sıfır atık tesisi ile geri dönüştürülebilir kaynakları ekonomiye kazandırdık. İçme suyu barajının yapılması için göstermiş olduğumuz büyük gayret, ilçemizi geleceğe taşıyan alt yapı ve üst yapı çalışmalarımıza son olarak Güneş Enerji Santrali’mizi de ekliyoruz. Sorunların kenarından dolaşmadık, şahsi menfaat gözetmedik, ilçemizin ve halkımızın menfaati için sorunun köküne indik. Bizlere her zaman destek olan kıymetli vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyor, Akdağmadeni Güneş Enerji Santrali’nin ilçemize ve halkımıza hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

  • Yeni yıla günler kala fındık fiyatı 100 TL

    Yeni yıla günler kala fındık fiyatı 100 TL

    Giresunlu üreticiler tarafından sezon başında fındık fiyatının 110 TL’ye çıkmasının ardından 120 lira seviyelerinde olması yönündeki beklentiler 2023 yılının tamamlanmasına kısa bir süre kala gerçekleşmeyeceği görüldü.

    Yeni yıla günler kala fındığın fiyat istikrarını koruduğunu ifade eden Keşap Ziraat Odası Başkanı Abdullah Şahin, “Toprak Mahsulleri Ofisi sezon başında Giresun için 84 TL, levant için 82,50 TL, Sivri fındık içinde 80 TL’den fındık almaya başlamasıyla rekoltenin azlığıyla birlikte serbest piyasada bir ara 110 liranın üzerine çıkan fiyatlar daha sonra 90-94 lira arasında gidip gelmeye başladı. Serbest piyasada kasım ayının son haftalarında yeniden yükselişe geçen fındık fiyatı yılbaşına günler kala 100 TL’lik fiyat istikrarını sürdürüyor” dedi.

  • Efeler’in ürünleri dünya pazarına açıldı

    Efeler’in ürünleri dünya pazarına açıldı

    Başkan Atay’ın kentin tarım ürünlerine katma değer kazandırıp kadın istihdamını desteklediği Yüzde 100 Kadın Emeği Tarımsal Üretim Fabrikası, Türkiye’nin dört bir yanına lezzet ve kalite sunmayı sürdürüyor.
    Otomasyondan paketlemeye, barkotlamadan yönetim kademesine kadar her aşamasında kadınların istihdam edildiği fabrikada tüketime hazır hale getirilen ürünler, 3 konteyner halinde Yunanistan’a gönderildi. Dünyanın çeşitli yerlerindeki sofralara lezzet katan gıda maddeleri, daha önce de Amerika Birleşik Devletleri’ne ihraç edilmişti.
    Ürünler, ilçedeki Efe Bakkal raflarının yanı sıra www.efelerpazari.com adresli internet sitesinden de çevrimiçi satışa sunuluyor.
    Başkan Atay, “İhracatlarımız kadın emeğinin uluslararası arenada kabul gördüğü bir zaferdir”

    Yüzde 100 Kadın Emeği Tarımsal Ürün Fabrikası’nın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha kanıtladığını ifade eden Başkan Atay, “Bu fabrika sadece tarımsal ürünlerin üretildiği bir mekân değil. Yaptığımız ihracatlar kadınlarımızın gücünün ve emeğinin uluslararası alanda kabul gördüğü bir zaferdir. Fabrikamızda çalışan değerli kadın emekçilerimize teşekkür ediyorum. Onların azmi ve emeği sayesinde, Efeler ilçemizin adı sadece yerel değil, uluslararası düzeyde de yankı buluyor. Üretimdeki başarılarımız ekonomimize katkı sağlamakla kalmıyor, toplumsal kalkınmamıza da büyük bir ivme kazandırıyor. Efeler Belediyesi olarak temel belediyecilik sorumluluklarımızı sürdürürken, kadın istihdamını desteklemeye, üretmeye ve kentimizin değerlerini dünya ile buluşturmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

  • “Fiyatları Birlikler belirlemeli”

    “Fiyatları Birlikler belirlemeli”

    Çelik, yetiştiricilerin ürettikleri ürünlerin fiyatlarını kendilerinin belirleyemediğine dikkat çekerek, “Yetiştiricilerimiz ürettiği ürünleri ya da yetiştirdiği hayvanlarını fiyat olarak belirleyemiyor. Üretiyor, yetiştiriyor ama fiyatları başkaları belirliyor. Başkaları kazanıyor ama üreten kazanamıyor. Yemin hammaddeleri çoğunlukla ithal edilirken burada da yetiştiriciler üzerinden ithalatçı kazanıyor ama yetiştirici kazanamıyor. Kasaplık hayvan veya et ithal eden kazanıyor bizim yetiştirici zararda. Sütte de durum farklı değil. Süt fiyatlarını da üretici değil sanayici belirliyor. Bizim talebimiz ette de sütte de fiyatların Yetiştirici ve Üretici Birlikleri tarafından belirlenmesidir. Yetiştirici Birlikleri pazarda, fiyat belirlemede etkin olarak rol almalıdır. Bu sağlanırsa üretici hak ettiği değerden kazanır ve kazandıkça da üretmeye daha bir şevkle devam eder. Üretim arttıkça sonuçta bunun faydasını tüketici görür. Uygun fiyatlardan bolca et ve süt tüketir. Üreticinin kazancı ile maliyetleri arasındaki dengeyi oluşturamazsak yıllar geçse de değişen bir şey olmaz kaybeden yine üretici ve tüketici, kazanan ise yine başkaları olur“ ifadelerini kullandı.

    5 Yıllık Eylem planımız acilen uygulamaya konulmalı

    Hayvancılıkta üretimin artırılması ile et ve süt fiyatlarında istikrarın yakalanacağına vurgu yapan Çelik “ Hayvancılıkta üretim yapan yetiştiriciler yaptığı işten para kazanırsa üretime devam eder kazanamazsa bir süre sonra bu işten çekilir. Dolayısıyla anaç hayvanlar kesime gider ki bugün büyükbaşta yaşanan durumun nedenlerinden birisi budur. Ana olmadan yavru olmayacağına göre anaç hayvanlardaki azalma hayvancılığı oldukça zora sokar ve bunun telafisi için ancak 8-10 yıl gerekir. Bu duruma düşmemek için günü birlik ithalat politikalarına göre değil yetiştiriciyi koruyup kollayacak, genç nüfusu hayvancılığa yöneltecek politikaların öncelikle hayata geçirilmesi gerekir. Bu doğrultuda ülkemiz kırmızı et açığını kapatarak insanlarımızın bolca et tüketimini sağlamak için acil ve ciddi eylem planlarına ihtiyacımız var. Bu manada Merkez Birliği olarak 32 maddeden oluşan ve 2023-2028 yıllarını kapsayan beş yıllık eylem planı hazırlayarak Bakanlığımıza sunmuştuk. Dolayısıyla Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı’nın nezdinde Hayvancılık Genel Müdürlüğümüzden beklentimiz 5 yıllık eylem planımızın artısıyla eksisiyle değerlendirilerek biran önce uygulamaya konulmasıdır“ değerlendirmesini yaptı.

    Çözüm küçükbaş hayvancılıkta, 2024 yılı küçükbaşta hamle yılı olmalı

    Genel başkan Çelik, kırmızı et probleminde çözüm adresinin küçükbaş hayvancılık olduğunu belirterek şunları kaydetti:
    “Bugün gerek kırmızı et üretiminde ve gerekse fiyat artışlarının tüketiciye olumsuz yansıması hususunda yaşanılan problemlerin çözüm adresi bellidir. Çözüm küçükbaş hayvancılıktadır. Çözümün formülü ise küçükbaş hayvan sayısı ile birlikte hayvanların verimlerinin artırılmasıdır. Kuzu eti en etkili ilaçlardan bile değerlidir. Onun için de kuzu etini değerli kılacak tedbirler hayata geçirilmeli, bunun için de sürekli olarak dile getirdiğimiz gibi meralardan kaba yem üretimine, çoban sorunundan girdi maliyetlerinin düşürülmesine ve daha da önemlisi küçükbaş eti tüketiminin özendirilmesi ve teşvik edilmesine kadar birçok konuya olduğundan çok daha fazla önem ve ağırlık verilmesi kırmızı ette yaşanılan sorunları en aza indirebilecektir. Dolayısıyla 2024 yılının küçükbaş hayvancılığın hamle yılı olması yolunda yoğun bir şekilde çalışmalara ağırlık verilmelidir.”

  • İsrail-Filistin savaşı tekstil sektörünü etkiledi

    İsrail-Filistin savaşı tekstil sektörünü etkiledi

    Pamuk diyarı Adana’da tekstil sektörü önemli bir yeri tutuyor. Kentte faaliyet gösteren onlarca büyük fabrikanın yanında merkez Seyhan ilçesine bağlı Kocavezir Mahallesi’nde yüzlerce konfeksiyon atölyesinde 7 gün 24 saat üretim sürüyor.

    Üreticiler, yaptıkları binlerce farklı ürünü yurt dışına ihraç ederek ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Adana ihracatın yüzde 20’den fazlası ise tekstil sektöründen karşılandı.
    Savaş ihracatı etkiledi

    Ancak İsrail’in Filistin’e saldırması sonucunda birçok sektör olduğu gibi tekstil sektörü de etkilendi. Birçok firmanın Orta Doğu ülkelerine yapacağı ihracat iptal edilirken Filistin ve İsrail’e ise yapılan ihracatlar tamamen durdu.

    “Keşke savaşlar olmasa”

    Ufuk Doyuran, “2023 yılının ilk 6 ayında çok güzel ihracat gerçekleştirdik. Bu yıl rekorlara koşacağız derken önce Ukrayna-Rusya ardından da İsrail-Filistin savaşı bizleri çok etkiledi. Özellikle Ukrayna’dan, Filistin’den birçok sipariş iptal oldu. Keşke savaşlar olmasa bizde ihracat yapmasak. Adana’dan Filistin’e, İsrail’e ve Ukrayna’ya birçok ürün gönderiyoruz. Kot dediğimiz ürünleri Ukrayna’ya bizler yolluyorduk ama hepsi iptal oldu” dedi.

    “Pek alıcı yok”

    Tekstil sektörünün kalbi tabir edilen İstanbul’da da ihracatın etkilendiğini anlatan Doyuran, “Genel olarak ihracatın yüzde 80’i etkilendi. Piyasada yaklaşık 4 aydır neredeyse yabancı müşteri yok. Sadece iç piyasada alıcı var. İç piyasada da ancak pek bir hareketlilik yok. Bizim tekstilin yüzde 50’si yurt dışına ihraç ediliyor onu zaten yapamıyoruz. Kalan yüzde 50 içinde pek bir alıcı yok. 6 aydır tekstil piyasası durma noktasında” ifadelerini kullandı.

    “Adana’dan Dubai’ye erkek montu gönderdik”

    Bazı ürünlerin satışının yurt dışına yapıldığını aktaran Ufuk Doyuran, “Dubai’ye geçtiğimiz hafta Adana’dan erkek montu gönderdik. Ancak Filistin ve İsrail’e de Adana’dan kumaş, kot pantolon, ceket gibi birçok ürün yolluyorduk. Onların hepsi iptal oldu” şeklinde konuştu.

  • Bakan Şimşek: “Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok”

    Bakan Şimşek: “Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçelerinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerine bir sunum yaparak, soruları cevapladı.

    Bakan Şimşek yaptığı konuşmada, Orta Vadeli Program’ın (OVP) ana hedefinin, enflasyonda kalıcı düşüşü sağlamak olduğunu belirterek, “Çünkü enflasyonu düşürmeden, Türkiye’de sürdürülebilir yüksek büyümeyi ve kalıcı refahı sağlayamayız. Büyümede dengelenme yani iç talebin daha ılımlı, dış talebin olumlu katkı verdiği, cari açıkta iyileşme, mali disiplinin yeniden tesisi, rezerv birikimi ve Kur Korumalı Mevduat hesaplarından çıkış OVP’nin diğer öncelikli hedefleridir. Bu hedeflere ulaşmak için haziran ayından bu yana önemli mesafe kat ettik. Daha uygulamaya koyacağımız reformlar var. Bütün bunlar makro finansal riskleri azaltmıştır. Makro finansal istikrarımız güçleniyor” dedi.

    “Makro finansal istikrarımız güçleniyor”

    Kararlı olduklarını dile getiren Bakan Şimşek, “Enflasyonu kalıcı olarak düşüreceğiz. Bu OVP’nin en öncelikli hedefidir. Bu amaçla başlatılan parasal sıkılaştırma süreci devam ediyor. Seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma adımları ile parasal sıkılaştırmayı destekliyoruz. Para, maliye ve gelirler politikaları arasındaki eş güdüm güçlendirilirken önümüzdeki dönemde verimlilik artışı odaklı yapısal dönüşümü önceliklendireceğiz. Ekonomideki dengelenme, Türk lirası varlıklara artan ilgi, rezervlerdeki artış ve kurun istikrarlı seyri, enflasyonla mücadeleyi desteklemektedir” ifadelerini kullandı.

    “Enflasyonu önümüzdeki yıl sonunda yüzde 36’ya, 2026 yılında ise tek haneli seviyelere düşürmeyi hedefliyoruz”

    Ağustostan itibaren aylık enflasyonun düşüş trendine girdiğini hatırlatan Şimşek, “Çekirdek enflasyondaki düşüş, çok daha belirgindir. Eylül ayında çekirdek enflasyon yüzde 5,3’tü. Ekim’de yüzde 3,7, kasımda yüzde 2 civarına gerilemiştir. Yani enflasyondaki ivme kaybı çok net bir şekilde ortadadır. 2024 yılı hedeflerimizle uyumlu bir patikaya doğru evrilmiştir. Nitekim 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerine bakarsanız son 2 ayda 5 puan gerilemiş ve hedeflerimize yakınsamıştır. Yıllık enflasyon düşüşü 2024’ün ikinci yarısında kendisini gösterecektir. Enflasyonu önümüzdeki yıl sonunda yüzde 36’ya, 2026 yılında ise tek haneli seviyelere düşürmeyi hedefliyoruz” değerlendirmesini yaptı.

    “Hiç kimseden para istemedik. Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok”

    Bakan Şimşek, “Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için yerli ve yenilebilir enerji noktasında kapasitemizi artırma çabamızı artıracağız. Özellikle önümüzdeki dönemde yeşil ve dijital dönüşümü hızlandırıyoruz. Seyahatlerimin hemen hemen hepsinde ana gündem maddelerinden bir tanesi yeşil ve dijital dönüşüm olmuştur. Biz hiç kimseden kaynak istemedik. Hiç kimseden para istemedik. Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok” diye konuştu.

    “Kur Korumalı Mevduat stoku, Ağustos’ta 3.4 trilyon lirayla zirveyi bulmuştu. 8 Aralık itibarıyla 2.7 trilyona düşmüştür”

    OVP’nin bir başka hedefinin rezerv birikimi olduğu bilgisini paylaşan Şimşek, “8 Aralık itibarıyla rezervlerimiz mayıs sonuna göre 43 milyar dolar artarak tarihin en yüksek seviyesi olan 141.4 milyar dolara ulaşmıştır. Net rezervi de sorabilirsiniz. Net rezervler de 43.9 milyar dolar artarak 38.2 milyar dolara yükselmiştir. SWAP meselesine gelecek olursak: döviz kredi talebi az olduğu için yerel bankalar, Merkez Bankası ile SWAP yapıyorlar. Yerel bankalar ile yapılan SWAP’lar çok rutin bir iştir. Ama yabancı ülkelerle yapılan SWAP’ları dahi çıkarsanız rezervlerimiz artıdır, esas olan da o hesaplamadır. Rezervlerimizdeki artış, ülkemizin kırılganlığını azaltmaktadır. Finansal istikrarı güçlendirmiştir. Yine finansal piyasalardaki istikrarı gözeterek, OVP’nin diğer önemli bir hedefi olan Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış için gerekli adımları attık, atıyoruz. Kur Korumalı Mevduat stoku, ağustosta 3.4 trilyon lirayla zirveyi bulmuştu. 8 Aralık itibarıyla 2.7 trilyona düşmüştür. Önümüzdeki dönemde Kur Korumalı Mevduatı şirketler ve bireyler nezdinde cazip kılan vergi düzenlemelerini de gözden geçireceğiz” dedi.

    “Mayıs ayında 700 baz puanın üzerine çıkan risk primi, bugün itibarıyla 290 puanın altına düşmüştür”

    OVP’nin çalışıp çalışmadığı sorusuna cevap veren Şimşek, “İlk olarak ülkemizin risk primi (CDS) önemli ölçüde düşmüştür. Mayıs ayında 700 baz puanın üzerine çıkan risk primi, bugün itibarıyla 290 puanın altına düşmüştür. Borçlanma maliyetlerimiz gerilemiştir. Kısacası program çalışıyor. Bundan mutlu olmamız lazım. Borçlanma maliyetlerimiz gerilemiş” diye konuştu.
    Bu esnada Şimşek, konuşmasına muhalefet sıralarından müdahale olduğu gerekçesiyle milletvekillerine tepki gösterdi. Şimşek, “Yakışıyor mu size? Ben sabahtan beri sizi dinledim. Size yakışıyor mu?” ifadelerini kullandı.

    “Ekonomimiz büyüdükçe, refahımız arttıkça daha adil bir şekilde paylaşacağız”

    “2023 yılında çalışanlarımızın aylık ücretlerinde enflasyonun çok üzerinde artışlar yaparak alım güçlerini destekledik” diyen Bakan Şimşek, “2023 yılı sonu enflasyon gerçekleşme tahmini yaklaşık yüzde 65. En düşük memur maaşı yüzde 142 arttı. Ortalama memur maaşı yüzde 129 arttı. Asgari ücret yüzde 107 arttı. En düşük emekli aylığı yüzde 114 arttı. Bakın, enflasyon tahmini yüzde 65, bütün artışlar yüzde 100’ün üzerinde. Emeklilerimizin bayram ikramiyelerini neredeyse iki katına çıkardık. Emeklilerimize tek sefere mahsus 5 bin lira ilave ödeme yapıyoruz. Sadece bu sene değil, son 21 yıldır çalışanlarımızı, emeklilerimizi enflasyon ezdirmedik. Son 21 yılda en düşük memur maaşında reel artış, yüzde 174. Ortalama memur maaş artışı da yüzde 111. Bunlar reel artışlar. Asgari ücrette bu artış yüzde 201. (Muhalefet sıralarından enflasyona ezildi ifadesi üzerine) Reel, reel, enflasyon konuşulmaz burada. Reelden bahsediyorum. En düşük emekli aylığında reel artış ise yüzde 455. Sonuç olarak çalışanlarımızı, emeklilerimizi hiçbir dönemde enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Ekonomimiz büyüdükçe, refahımız arttıkça daha adil bir şekilde paylaşacağız” değerlendirmesini yaptı.

    “Vergi vermeyenlerin, kayıt dışı faaliyet gösterenlerin üzerine gideceğiz”

    Vergi tabanını büyüteceklerini aktaran Şimşek, “Bunu söyledim diye eleştiriliyorum. Benim kastım şu: Vergi vermeyenlerin, kayıt dışı faaliyet gösterenlerin üzerine gideceğiz. Yoksa biz zaten asgari ücretliden vergi almıyoruz ki” dedi.

    “Etkin, basit ve daha adil bir vergi sistemi oluşturmak için çalışacağız”

    Bakan Şimşek, vergi uygulamaları ile ilgili fazlaca eleştiri geldiğini kaydederek, “Eleştirileriniz yol gösterici. Memnun oluyorum. Ben hiç gücenmiyorum. Eksiğimiz varsa düzeltelim. Eleştirilerin özetini söyleyeyim: Vergilerin dar gelirli vatandaşlarımıza yüklendiği, vergi adaletinin sağlanamadığı, dolaylı vergilerin ve vergi yüklerinin yüksek olduğu konularda yoğun eleştiri aldım. Öncelikle şunun altını net olarak çizmek istiyorum: Vergi mevzuatımızda reform ihtiyacı açıktır. Bu konuda da yoğun bir çalışma içinde olacağız. Bugüne kadar tabii ki makrofinansal istikrarı sağlamak için yoğun bir çaba içine girdik. Bir miktar rahatlamış durumdayız. Şimdi oturup, tabiri caizse çok daha kalıcı düzenlemeler üzerine yoğunlaşacağız. Şunları yapacağız: Etkin, basit ve daha adil bir vergi sistemi oluşturmak için çalışacağız. Doğrudan vergilerin payını artıracağız. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı teşvik etmeye devam edeceğiz. Sürdürülebilir büyümeyi bu çerçevede destekleyeceğiz. Kamu finansı açığının sağlıklı kaynaklarla finanse edilmesi için ilave çaba göstereceğiz. Etkin olmayan istisna ve indirimlerin kaldırılması için bir çaba içine gireceğiz. Sadece yurt dışı kaynak, özellikle kalıcı kaynak girişini sağlamak için birtakım istisnalar noktasında elimiz rahat olacak. Ben o istisnaları geçici olarak doğru buluyorum. Ama onun dışındakileri gözden geçireceğiz” diye konuştu.

    “Asgari ücreti vergiden muaf tutarak, 595 milyar lira vergiden vazgeçtik”

    Vergi sisteminin adil olmadığı eleştirilere cevap veren Bakan Şimşek, “Önemli adımlar atmışız. Mesela, asgari ücreti vergi dışı bırakmışız. Sadece asgari ücretliler yararlanmıyor. Bütün çalışanlar, asgari ücrete kadar vergi vermiyor. 2024 yılında bu olmasaydı ne kadar gelir elde edecektik? 595 milyar lira. Yani biz, 595 milyar lira -asgari ücrete kadar ücretleri vergi dışı tuttuğumuz için- vergiden vazgeçtik. Evet, bu bir vergi harcamasıdır ama doğru bir vergi harcamasıdır” dedi.

    “Çok kazananın vergi oranını artırmışız, az kazanandan azaltmışız”

    Gelir vergisi tarifesini ele alan Bakan Şimşek, “Evet, hemen hemen birçok ülkede olduğu gibi artan oranlı yani çok kazanandan çok almayı amaçlayan bir tarife var. Hükumetlerimiz döneminde vergi adaletini güçlendirmek için en düşük gelir vergisi dilimi yüzde 22’yken biz 15’e indirmişiz. Peki en üst dilim neymiş? Yüzde 35’miş. Kaça çıkarmışız? Yüzde 40’a çıkarmışız. Artırmışız. Yani çok kazananın vergi oranını artırmışız, az kazanandan azaltmışız” değerlendirmesini yaptı.

    “Suriyeliler vergi vermek zorunda ve veriyorlar”

    Gelir vergisi yükünün 2022 yılında Türkiye’de yüzde 11,2, 2002 yılında ise yüzde 15’in üzerinde olduğu bilgisini veren Şimşek, “Dolayısıyla çalışanlar üzerinde vergi yükü düşmüş. İndirilebilir mi? Tarifeler düzenlenebilir mi? Bunlar tartışabiliriz. Ama çok net bir şekilde AK Parti hükumetleri döneminde vergide adaleti bu bağlamda sağlamaya yönelik çok önemli adımlar atılmış ve gelir vergisi yükü 4 puan düşürülmüştür. Evde üretilen ürünleri internet üzerinden satan esnafı muaf hale getirmişiz. Hükumetlerimiz döneminde esnaf muafiyetinin kapsamını genişletmişiz. Basit usulde vergilendirilen 850 bin esnaftan sıfır vergi alıyoruz. Bu arada, ‘Suriyeliler vergi vermiyor’ diye bir eleştiri geldi. Ülkemizde bulunan yabancılar, şirket kurarlarsa kurumlar vergisine, işletme açarak şahsi faaliyette bulunuyorlarsa gelir vergisine tabidir. Ülkemizde bulunan Suriyeliler veya başka bir ülke uyruklarına herhangi bir özel vergi istisnası yoktur. Suriyeliler vergi vermek zorunda ve veriyorlar” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘vergi yükünün yüksek olduğu’ eleştirilerine şöyle yanıt verdi:

    “Genel vergi yükü sıralamasında Türkiye, yüzde 20.8 ile 38 OECD ülkesi arasından en düşük vergi yüküne sahip 3. Ülkedir. OECD vergi yükü ortalaması, Avrupa Birliği ortalaması yüzde 41,2. Türkiye peki? Yüzde 20,8. ‘Dolaylı vergilerin yüksek olduğu’ eleştirilerine gelirsek: Evet, oranlasanız yüksek görünüyor. Kabul ediyorum ama vergide temel sorunumuz dolaylı vergi yükünün yüksekliği değil, dolaysız vergi gelirlerinin yeterli düzeyde olmamasıdır. Ülkemizde gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerin milli gelir içindeki payı, yüzde 5,8. OECD ortalaması yüzde 12,3. Gördüğünüz gibi OECD ortalamasının yarısından az. O nedenle bu yılki milli gelirimizle değerlendirirsek 1 trilyon 650 milyar liraya tekabül eden bir fark var. Peki dolaysız vergiler neden yetersiz? İki temel sebebi var. Birincisi, gelir ve kurumlar vergisinde ciddi istisna ve muafiyetler var. Çiftçimiz için, asgari ücretli için, esnafımız için. Onları topladığınız zaman, zaten aradaki farkı önemli ölçüde açıklıyor. İkincisi de kayıt dışılıktır.”

    “Kara parayla mücadelede İçişleri Bakanlığımızın en büyük destekçisi Hazine ve Maliye Bakanlığıdır”

    Kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanı ile mücadeleyi kararlılıkla yürüttüklerini savunan Bakan Şimşek, “2023 yılında, 4 bin 624 dosya kapsamında 14 bin 525 kişi hakkında rapor ve bilgi hazırlanarak adli makamlar, kolluk ve istihbarat birimleri ile ilgili kamu idareleri ile bunları paylaştık, destek verdik ve kara parayla mücadele ediyoruz. Bu konuda İçişleri Bakanlığımızın en büyük destekçisi Hazine ve Maliye Bakanlığıdır” değerlendirmesini yaptı.