Etiket: ekonomik kriz

  • Müteahhitler zenginleşirken, ekonomik kriz vatandaşı ezdi

    Müteahhitler zenginleşirken, ekonomik kriz vatandaşı ezdi

    CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, iktidarın her felakette vatandaştan fedakarlık beklediğini belirterek iktidarın vergi ve harç zamları altında vatandaşı ezdiğini söyledi. Bulut, bugün yaptığı yazılı açıklamada şunları ifade etti:

    “FEDAKARLIK YAPAN NEDEN HEP VATANDAŞ OLUYOR DA MÜTEAHHİTLER OLMUYOR?”

    “Vatandaşların bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartı borç bakiyesi 21-18 Temmuz haftasında 43,8 milyar lira artarak 2 trilyon 300 milyar lirayı aştı. Her felakette akla ilk gelen vatandaşın fedakârlık yapması oluyor. İktidar, sel oluyor, deprem oluyor, dayanışma kampanyası altında vatandaşa IBAN atıyor. Vurun abalıya misali ekonomik krizin ağır faturasını vatandaşa yüklüyor. Kamu özel iş birliği ile vatandaşın iliğini sömüren müteahhitlere ise vergi affı getiriliyor. Bu firmalara en az 128 kez vergi ve harç indirimi yapılmış, 5’li çeteye 18 yılda en az 220 milyar dolarlık ihale verilmiş. Fedakarlık yapan neden hep vatandaş oluyor da müteahhitler olmuyor? Neden hep ezilen dar gelirli oluyor?

    “İKTİDAR, TERCİHİNİ SERMAYEDEN YANA KULLANARAK VATANDAŞI İKİNCİ PLANA ATIYOR”

    Havalimanlarının, yolların, köprülerin inşaat maliyetlerini devletten aldıkları garantilerle çoktan çıkaran müteahhitlere verilen ‘dolar garantili’ sözleşmeler, neden Türk Lirası’na çevrilmiyor? Garantili projelere verilen yıllık sözleşmelerde neden indirime gidilmiyor? İktidar, tercihini sermayeden ve müteahhitlerden yana kullanarak vatandaşı ikinci plana itiyor. İktidarın nimetlerinden yararlanan müteahhitler iyice zenginleşirken vatandaş, ekonomik kriz altında ezildi.”

  • “Türkiye ekonomik krizi fırsata çeviren en başarılı ülke”

    “Türkiye ekonomik krizi fırsata çeviren en başarılı ülke”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da Türkiye Müteahhitler Birliği ev sahipliğinde düzenlenen “Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Ödülleri Töreni”ne katıldı.

    Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilindiği gibi ülkemiz dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhidi listesinde 48 firmasıyla iftihar verici bir yerde bulunuyor. Aynı şekilde dünyanın en büyük 225 uluslararası teknik müşavirler listesinde de 7 firma ile temsil ediliyoruz. Başbakanlığım ve Cumhurbaşkanlığım döneminde bu sayıların nasıl arttığını, firmalarımızın dünyanın dört bir yanındaki çalışmalarına bizzat şahit olarak da takip ettim. Küresel ekonomik krizin en çok etkilediği alanların başında müteahhitlik sektörü gelmesine rağmen firmalarımızın ülkemizi başarı ile temsil etmelerinden memnuniyet duyuyoruz. Tabi firma sayımızın nispi yüksekliğine rağmen, uluslararası müteahhitlik gelirlerinden aldığımız payın henüz arzu ettiğimiz seviyede olmadığının da altını çizmek istiyorum. Ülkemizin potansiyeli, firmalarımızın gücü, insanımızın kabiliyetleri, toplamda yılda 420 milyar doları geçen bu büyük pastadan çok daha fazla pay alabilmemize uygundur. Küresel krizin malzeme fiyatlarını artırması ve işçilik maliyetlerini yükseltmesi elbette zorluklara yol açmaktadır. Ancak salgın döneminde gelişmiş ülkelerin altyapılarının nasıl yetersiz ve eski olduğunun ortaya çıkmasını, önümüzdeki günlerde yapılacak devasa yatırımların habercisi olarak görüyorum. Uluslararası altyapı yatırımlarında ulaştırma, konut ve enerji başlıklarının ilk sıralarda yer alması ülkemizin bu alanlardaki tecrübesi dikkate alındığında bizim için önemli bir avantajdır” ifadelerini kullandı.

    “Uluslararası müteahhitlik hizmetlerini tüm imkanlarımız ile desteklemeyi sürdüreceğiz”

    Türkiye’nin son 20 yılda, kara yolu, hava yolu ve demir yolu altyapısını büyük ölçüde yenilediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası müteahhitlik hizmetlerinin büyüklüğünün 2030’larda 750 milyar dolar seviyesine çıkacağı öngörülmektedir. Ülkemizin bu büyük pastadan aldığı payı ilk etapta yüzde 10’a yani 75 milyar dolara çıkarmayı beraberce hedeflemeliyiz. Bu hedefi 2053 vizyonumuzda da en az yüzde 15 olarak belirlememiz gerektiğine inanıyorum. Son yarım asırda dünyanın 131 farklı ülkesinde 460 milyar dolarlık proje yürüten müteahhitlerimiz için ülkemizin geldiği seviye dikkate alındığında bu hedefin gayet gerçekçi olduğundan şüphe duymuyorum. Bu projelerin yüzde 90’ının da özellikle son 20 yılda gerçekleştiğine özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Dövizden istihdama, teknoloji transferinden makine parkının geliştirilmesine kadar, pek çok alanda sayısız faydası olan uluslararası müteahhitlik hizmetlerini tüm imkanlarımız ile desteklemeyi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

    “Türkiye’yi hep birlikte büyütecek, güçlendirecek, hedeflerine ulaştıracak, 2053 vizyonuna hazırlayacağız”

    Uluslararası müteahhitlik hizmetlerinin gelişerek hedeflerine kararlılıkla yürümesini desteklediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle işçilerin yurtdışındaki sorunları ile alakalı olarak bazı avukatlık firmalarının alavere dalavere yapmak sureti ile onların güya haklarını alıp iade edecekmiş gibi oradan kendilerine imkan tevlid etme gayretleri noktasında başta Cumhurbaşkanı Yardımcım Fuat Bey olmak üzere, diğer bakan arkadaşlarıma da söylüyorum; hiç gecikmeden meclisin yeni döneminde yasal düzenleme ise yasal düzenleme, bunu yapmak suretiyle bu adımı atacağız. Diğer bir konuda vergi noktası bu konu ile ilgili olarak da Hazine ve Maliye Bakanımız hiç gecikmeden, onun için meclisin açılmasını bekleme gibi bir durum söz konusu değil, bunu bakanlık nezdinde süratle adımını atıp, bunun çıkışını da bakanlığımızın sağlaması gerekir. Biz bu çalışmaları yürütürken kimsenin kimliği ile meşrebi ile görüşü ile ilgilenmiyoruz. Bizim baktığımız tek husus ülkemize yaptığınız katkılardır. Türkiye’yi hep birlikte büyütecek, güçlendirecek, hedeflerine ulaştıracak, 2053 vizyonuna hazırlayacağız” diye konuştu.

    “Önümüzde öyle büyük bir hedef var ki, hiçbir bireysel, siyasi, ideolojik, sosyal ve ekonomik çıkar kaygısı bunun önüne geçemez”

    Son 20 yılda Türkiye’de birçok noktada atılan adımlara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzde öyle büyük bir hedef var ki, hiçbir bireysel, siyasi, ideolojik, sosyal ve ekonomik çıkar kaygısı bunun önüne geçemez. Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokmaktan, Türk milletini muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmaktan daha büyük bir ideal, daha büyük bir ülkü, daha büyük bir onur olabilir mi? Bizim mücadelemizin tek gayesi işte budur. Sizlerden bir ittifaka, bir partiye, bir isme değil, işte bu büyük vizyona, bu büyük hedeflere destek vermenizi istiyorum. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra başlatılan büyük atılımın önünün ilerleyen yıllarda nasıl kesildiğini, siyasette, ekonomide, sanayide, diplomaside nasıl adım adım kıskaca alındığımızı bugün daha iyi görüyoruz” açıklamasında bulundu.

    “Enerjide Avrupa’nın adeta mide krampları geçirdiği bir kışa biz gayet rahat şekilde hazırlanıyoruz”

    Avrupa’daki enflasyonun ekonomik ve sosyal sonuçları ile Türkiye’deki enflasyonu etkilerinin aynı olmadığını, her kesimin gelir kaybını enflasyonun üzerindeki ücret artışları ile telafi ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:

    “Hiç şüphesiz küresel ekonomideki dengesizliklerin ülkemize olan etkilerinin farkındayız. Her ne kadar birileri felaket tellallığı yaparak milletimizin moralini bozmaya çalışsa da Türkiye, küresel ekonomik krizi fırsata çevirme konusunda en başarılı ülkedir. Enflasyon diye, faiz diye, kur diye sorunlarımız yok mu? Elbette var. Ama elimizdeki imkanlar ve önümüzdeki fırsatlar öylesine büyük ki sadece bunlara takılıp kalırsak ülkemize yazık ederiz. Türkiye ile ve ekonomimiz ile ilgili sözde değerlendirmeler yapanların tespitlerinden ziyade temennilerini dile getirmeleri gerideki asıl niyeti göstermektedir. Şimdi birileri diyor ki, ‘Türkiye’de üretim bitti. İşçisinden çiftçisine herkes perişan.’ Peki gerçek öyle mi? Tarımda hem çok iyi rekolte elde ettiğimiz hem de verdiğimiz alım fiyatları ile üreticinin yüzünü güldürdüğümüz bir dönem yaşıyoruz. Turizmde salgın döneminin kayıplarını telafi etmenin ötesinde kazançlar sağlayacak şekilde başarılı bir sezon geçiriyoruz. Enerjide Avrupa’nın adeta mide krampları geçirdiği bir kışa biz gayet rahat şekilde hazırlanıyoruz. Sanayide ülkemizin her yerinde fabrikalar harıl harıl çalışıyor. Kamyonlar, trenler, gemiler, uçaklar mal taşımaya yetişemiyor. Dış ticarette, ihracatta her ay rekor üzerine rekor kırıyoruz. İstihdamda 31 milyona yaklaşan çalışan sayısı ile tüm tarihimizin en yüksek seviyesine ulaşmış durumdayız. Hangi alanda ülkemizi Avrupa ile dünya ile karşılaştırırsanız karşılaştırın terazinin bizim bulunduğumuz kefesi ağır basıyor.”

    “Son dönemde banka kredileri konusunda yaşanan sıkıntıların kaynağı ekonomi programımız değil”

    Son dönemlerde banka kredileri konusunda yaşanan sıkıntılara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son dönemde banka kredileri konusunda yaşanan sıkıntıların kaynağı ekonomi programımız değil. Finans kesimi ile reel sektör arasındaki geçici bir yaklaşım farklılığıdır. Bu farklılığın en kısa sürede üretim ve istihdam odaklı büyümeyi destekleyecek şekilde kapsamlı bir uzlaşmaya dönüşeceğine inanıyorum. Görüldüğü gibi bakış açımızı genişlettiğimizde karşımıza birilerinin bize ısrarla dayattığı moral bozukluğu fotoğrafı yerine umutlarımızı güçlendiren bir tablo çıkıyor. Eksikleri tamamlayarak, hataları düzelterek, elimizdeki işleri hızla tamamlayarak, yeni projeler geliştirerek ülkemizi önce 2023’e ulaştıracak, ardından da 2053’e uzanan yola güvenle çıkacağız. Hep söylediğim gibi bunu da beraberce yapacağız” ifadelerini kullandı.

  • Sri Lanka’nın yeni başbakanı belli oldu

    Sri Lanka’nın yeni başbakanı belli oldu

    Ekonomik ve siyasi krizin sürdüğü Sri Lanka’da yapılan oylamada ülkenin yeni devlet başkanı seçilen Ranil Wickremesinghe dün yapılan törende yemin ederek göreve başladı. Wickremesinghe göreve başlamasının ardından ülkede Su Temini ve Drenaj, Eğitim ve Dışişleri Bakanı olarak görev yapmış olan Dinesh Gunawardena’yı Sri Lanka’nın yeni başbakanı olarak atadı.

    En kötü ekonomik kriz dönemi yaşanıyor

    1948’de İngiltere’den bağımsızlığını kazanmasından bu yana en kötü ekonomik krizin görüldüğü ülkede hükümetin yeterli dövize sahip olmaması nedeniyle gıda, akaryakıt sıkıntısı ve günde 13 saate varan elektrik kesintileri yaşanıyor. Temel ihtiyaç maddelerine erişemeyen halk, krizden ülke yönetimini sorumlu tutuyor.

  • Sri Lanka’da göstericiler hükümet binasını bastı!

    Sri Lanka’da göstericiler hükümet binasını bastı!

    Sri Lanka Başbakanı Mahinda Rajapaksa’nın parlamentoda ülke ekonomisinin çöktüğünü açıklamasının ardından Sri Lanka’da sokaklar karıştı. Ekonomik krizin günden güne daha da derinleştiği ülkede protestocular sokaklara indi. Bir araya gelen binlerce kişi, Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa’nın başkanlık konutu önünde toplandı.

    Protestocuları dağıtmak için havaya ateş açan ve göz yaşartıcı gaz kullanan polisin tüm müdahalelerine rağmen slogan atarak ilerlemeye devam eden göstericiler, polis bariyerlerini aşarak Rajapaksa’nın başkanlık konutunu bastı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde bazı protestocuların Rajapaksa’nın başkanlık konutunda bulunan havuza girdiği görüldü.

    Savunma Bakanlığı kaynakları, bugün yapılması planlanan gösteriler öncesinde Devlet Başkanı Rajapaksa’nın dün konutundan çıkarıldığını bildirdi. Devlet Başkanı Rajapaksa’nın başkanlık konutunu basan protestocuların ardından bir grup da Maliye Bakanlığı’nın kapılarını kırarak içeriye girdi.

    39 kişi yaralandı

    Güvenlik güçleri ve göstericiler arasında yaşanan arbedede 2’si polis 39 kişi yaralandı. Colombo Ulusal Hastanesi tarafından yapılan açıklamada, yaralılar arasında bulunan 2 kişinin hayati tehlikesinin bulunduğu, diğerlerinin ise hafif yaralara sahip olduğu aktarıldı.

    Göstericiler Devlet Başkanı Rajapaksa’nın istifasını istiyor

    1948’de İngiltere’den bağımsızlığını kazanmasından bu yana en kötü ekonomik krizin görüldüğü Sri Lanka’da hükümetin yeterli dövize sahip olmaması nedeniyle gıda, akaryakıt sıkıntısı ve günde 13 saate varan elektrik kesintileri yaşanıyor. Temel ihtiyaç maddelerine erişemeyen ve ekonomik krizi protesto eden göstericiler, ekonomiyi iyi yönetemediği gerekçesiyle Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa’nın istifasını talep ediyor. Rajapaksa ise istifa etmeyi reddediyor.

    Gösterilerin şiddet olaylarına dönüşmesi nedeniyle muhalefetin artan baskısının ardından 9 Mayıs’ta Başbakan Mahinda Rajapaksa istifa etmişti. Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa, boşalan başbakanlık koltuğuna Wickremesinghe’yi atamıştı. Sokağa çıkma yasağı ilan edilen edilen ülkede orduya kanunları çiğneyenlerin, yağma ve vandallık yapanların görüldüğü yerde vurulması emri verilmişti.

    Sri Lanka hükümeti mayıs ayında Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) yardım talep etmişti. Ülke yönetimi, IMF ile kurtarma paketine ilişkin yürütülen müzakerelerin sonucunu bekleyene kadar bu yıl geri ödenmesi gereken milyarlarca dolarlık dış borcun ödemesini askıya aldığını duyurmuştu. Ülkenin 2026 yılına kadar yıllık ortalama 5 milyar dolar ödeme yapması gerekiyor.

  • Yunanistan’da 11.5 milyar euroluk borç krizi

    Yunanistan’da 11.5 milyar euroluk borç krizi

    Ekonomik dar boğazda olmasına rağmen silahlananan Yunanistan’ın Dünya Bankası ve Avrupalı kreditörlerle imzaladığı ilk mutabakat muhtırasından geri kalan 11,5 milyar eurokluk borcun, bu yılki ödemesi Atina Yönetimi’ni kara kara düşündürüyor.

    Doğu Akdeniz ve Ege’deki gerilimin gölgesindeki Atina yönetimi, yıllardır içinde olduğu mali zorluklar, kemer sıkma politikaları ve Avrupa Birliği’nin (AB) desteği sayesinde zorlukla ayakta durabilen ülkenin Dünya Bankası ve Avrupalı kreditörlerle imzaladığı ilk mutabakat muhtırasından geri kalan 11,5 milyar euro borcu 2021 yılında ödeyecek.

    2021 YILINDA 11.5 MİLYAR EUROLUK ÖDEME

    2021 yılında ödenmesi gereken kredilerin içinde Dünya Bankası’na 1 milyar 869 milyon euroluk borç ödenmesi beklenen Yunanistan çıkış arıyor. Ülkedeki ekonomi uzmanları 2021 yılının zorlu bir yıl olacağına dikkat çektiği analizinde, Atina yönetiminin birkaç yıl içinde uluslararası piyasalardan 12 milyar euro borçlanmak zorunda kalacağı ifade edildi.

    “5 YIL KEMERLER DAHA ÇOK SIKILACAK”

    Uzmanlar, Yunanistan’ın silahlanmaya ayırdığı son yılların en kabarık bütçesi, olduğunun altını çizerek, ” Yunanistan’da vergi mükellefi vatandaşları gelecek 5 yıl zarfında oldukça yorarak yıpratacağa benziyor. Vatandaşların 5 yıl boyunca kemeri daha fazla sıkmak zorunda kalacağı kesin” ifadelerine yer verdi.

    ATİNA SİLAHLANMA PAYINI 5 KAT ARTTIRDI

    Öte yandan, Yunanistan 2021 savunma bütçesi kapsamındaki silahlanma payını, geçen yıla göre 5 kat artırarak 2,5 milyar euroya yükseltti. Yunanistan Parlamentosunda yapılan oylama oturumunda, savunma bütçesinin de yer aldığı 2021 devlet bütçesi kabul edilmişti. Ülkenin savunma bütçesi, 5,49 milyar euroya yükseltilirken, savunma bütçesi dahilindeki silahlanma harcamaları için ayrılan pay ise 2,5 milyar euroya çıkartılmıştı. Atina yönetimi, gelecek 10 yılda 10 milyar dolarlık silahlanma harcaması yapacağını açıklamıştı.

  • İYİ Parti ekonomi paketi açıklamaya hazırlanıyor

    İYİ Parti ekonomi paketi açıklamaya hazırlanıyor

    İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Cihan Paçacı, “İYİ Partinin hazırladığı ve Genel Başkanımız Meral Akşener’in yakın bir zamanda açıklayacağı program ile ekonomideki kronik problemler çözülecek ve Türk ekonomisi teknolojik gelişmelere paralel olarak sağlam bir temele oturtulacaktır.” dedi.

    Paçacı, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, devleti oluşturan tüm kurumlarda kriz yaşandığını öne sürdü.

    Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayısında son günlerde ciddi artışlar yaşandığına işaret eden Paçacı, Sağlık Bakanlığının açıkladığı günlük verilerle “adeta TÜİK’le alay eder” hale geldiğini söyledi. Paçacı, “Son yıllarda TÜİK’in en önemli özelliği açıkladığı verilerin gerçekleri yansıtmamasıdır. Maalesef Sağlık Bakanlığının da açıkladığı veriler, gerçeklerden uzaktır. Türk Tabipler Birliğinin açıklamaları ve illerden gelen bilgiler doğrultusunda gerek hasta sayısının gerekse hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısının çok daha fazla olduğu anlaşılmaktadır.” ifadelerini kullandı.

    Salgının kontrolden çıktığını öne süren Paçacı, “Gerekli önlemler alınmadığı takdirde hastalığın tedavisinde sadece sağlık sistemi değil mali boyut itibarıyla da bir çöküntü yaşanması kaçınılmazdır.” diye konuştu.

    Karadeniz’de bulunan 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervi

    Karadeniz’de 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervinin bulunduğunun açıklandığını anımsatan Paçacı, bunun herkesi sevindirdiğini ancak hükümetin abartılı ve doğru olmayan değerlendirmeler yaptığını öne sürdü.

    Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ifadelerinin aksine bulunan gazın tek başına Türkiye’nin cari işlemler açığını kapatacak boyutta olmadığını iddia eden Paçacı, şunları söyledi:

    “Türkiye’nin yıllık cari işlemler açığı ortalama 40 milyar dolar civarındadır. Bu yıl 7. ay itibarıyla cari açık 20 milyar doları bulmuştur. Bulunan gazın ekonomik değeri ise ortalama 32 milyar dolardır. Türkiye’nin doğal gaz tüketimi ise yıllık 50 milyar metreküptür. Bulunan gaz rezervi, Türkiye’nin ancak 6 yıllık ihtiyacını karşılayabilecektir.

    Gazın tüketime hazır hale getirilmesine kadarki maliyeti de düşüldükten sonra gazın 6 yıl süresince cari açığa olumlu katkısı yıllık 4,5 milyar dolar civarında olmaktadır. Diğer bir deyimle cari açığa katkısı 6 yıl süresince cari açığın ancak yüzde 10’u kadar olabilecektir. Bunun dışındaki söylemler yanlış ve abartılıdır.”

     “Teknoloji yoğun ürün üretimi ve ihracatı teşvik edilmeli”

    İYİ Parti olarak cari açığın nasıl kapatılacağına ilişkin önerileri olduğunu ifade eden Paçacı, şöyle konuştu:

    “Yüksek katma değerli, teknoloji yoğun ürün üretimi ve ihracat teşvik edilmelidir. Üretimde dövize dayalı ara mal girdileri azaltılmalı, yerli üretim teşvik edilmelidir. Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelinmeli ve teşvik edilmelidir. Turizm sektörü ciddi biçimde teşvik edilmeli, desteklenmelidir. Ülkemize doğrudan yabancı yatırım çekmek için uygun ortam oluşturulmalıdır. Gereksiz döviz harcamalarından kaçınılmalıdır. Bu tavsiyelerimiz dinlenir ve uygulanırsa cari işlemler açığı ortadan kalkabilir.”

    Hükümetin bu tavsiyelerin tam tersini uyguladığını iddia eden Paçacı, ekonomide alınan yanlış kararların krizin derinleşmesine sebep olduğunu, Merkez Bankası politika faizinin 8,25’e kadar düşürülmesi ve negatif reel faiz oluşmasının dolarizasyonu ve kuru tetikleyen unsurların başında geldiğini anlattı.

    Bankaların batık kredilerinin de hızla arttığını öne süren Paçacı, “Bugün bankalardaki sorunlu kredilerin toplam kredilere oranı yüzde 25’lere yaklaşmıştır.” dedi.

    Bütçe açığının 7. ayda 140 milyar liraya ulaştığını, hazinenin nakit açığı ve kamu borçlanmasının da sürekli arttığını söyleyen Paçacı, Bakan Albayrak’ın doğru rakamları açıklamadığını ve görevi bırakması gerektiğini öne sürdü.

    2019’da faiz harcamalarının yüzde 93 artarak 99,9 milyar liraya yükseldiğini, 2020’nin 7 aylık döneminde ise faiz harcamalarının 79,4 milyar lira olduğunu kaydeden Cihan Paçacı, “Ekonomi yönetimi maalesef yanlış uygulamalarını inatla sürdürmeye devam etmektedir. İYİ Partinin hazırladığı ve Genel Başkanımız Meral Akşener’in yakın bir zamanda açıklayacağı program ile ekonomideki kronik problemler çözülecek ve Türk ekonomisi teknolojik gelişmelere paralel olarak sağlam bir temele oturtulacaktır.”

  • Çiftçilerin 2020 kabusu

    Çiftçilerin 2020 kabusu

    Hasat zamanı Covid-19’un maliyetini göğüsleyen çiftçi, yaz ayları yaklaşırken iklim kriziyle mücadele ediyor. Ziraat Odaları raporlarına göre 46 ilde hava olayları yüzünden tarımsal üretim zarar gördü.

    Covid-19 salgını nedeniyle tedarik zinciri bozulan, ihracat kanalları tıkanan tarım sektörünü 2020’nin yaz aylarında iklim krizi vurdu. Mayısın sonunda Denizli’ye kar yağarken, narenciyenin başkenti Adana’da sıcaklıklar 50 dereceyi gördü. Bir çok ilde, fırtına, hortum, dolu gibi hava olayları afet ölçeğinde yaşanırken, sert hava değişimleri de gözlendi. Ülkenin dört bir yanında Ziraat Odaları açıklamalar yayımlıyor. Hükümet ise henüz bir kriz yokmuş gibi davranıyor.

    Konuya ilişkin Habertürk’ten İrfan Donat imzasıyla yayımlanan yazı çarpıcı gerçeği bir kez daha ortaya koydu. Buna göre Türkiye’de 46 ilde hava olayları nedeniyle tarımsal üretim zarar gördü.

    Ziraat Odaları aracılığıyla elde edilen bilgiye göre yaklaşık 30 farklı üründe zarar söz konusu. Bunların başında narenciye ürünleri dikkat çekiyor. Özellikle erkenci limon, mandalina, portakal ve bazı orta erkenci mandalina çeşitlerinde yaklaşık yüzde 80’in üzerinde meyve döküm zararı yaşandığı dile getiriliyor. Enflasyonu en fazla belirleyen gıdada yaşanan bu kriz gelecek aylarda yüksek fiyat artışlarına dönüşebilir.

    46 İLDE TARIMSAL ÜRETİM ZARAR GÖRDÜ

    Ziraat Odalarının rapor ettiği tarımsal üretimde zarar gören 46 il şunlar: Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Aksaray, Ankara, Antalya, Ardahan, Aydın, Batman, Bilecik, Bingöl, Bolu, Burdur, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Elazığ, Eskişehir, Gaziantep, Hakkari, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Kars, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Kütahya, Mersin, Muğla, Muş, Niğde, Rize, Sakarya, Sinop, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tunceli, Uşak, Van, Yozgat.

    EN BÜYÜK HASAR NARENCİYEDE

    Ziraat Odaları’nın raporlarına göre zarar gören ürünler şünlar: Narenciye (portakal, limon, mandalina, greyfurt), mısır, patates, buğday, zeytin, kayısı, badem, erik, armut, elma, şekerpancarı, kekik, lavanta, adaçayı, tütün, bağ, kavun, karpuz, antepfıstığı, pamuk, nar, çay, yağlık gül, haşhaş, çilek, kiraz, vişne, kabak, fındık, yonca, ayçiçeği ve kanola.