Etiket: ekrem imamoğlu

  • “Türkçe bilmiyor, oy kullanıyor”

    “Türkçe bilmiyor, oy kullanıyor”

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çekmeköy’de semt pazarını gezdikten sonra vatandaşlara hitap etti. Pazarda 80 yaşında bir vatandaşın canı çektiği için aldığı 5 eriğe 5 lira ödediğini söyledikten sonra omzunda ağladığını anlatan İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Bunları anlat. Bunları konuş. Bunlara çözüm bul. Bulamıyorsun. Ama sana faydası olan terör gruplarının konuşmasını, kalkıyorsun bize isnat ederek, suçlamaya kalkıyorsun. Sana ne derim biliyor musun? Hadi oradan. Bunların her sözünü sen kullanıyorsun. Terör açıklamalarını alıp, milyonlarca insana, milyonlarca reklamlarla dağıtan sensin. Sana bu malzemeyi veren de onlar. Ya bu nasıl bir danışıklı dövüş? Biri konuşuyor, diğeri faydalanıyor. Bir değil, iki değil, üç değil… Olayla bizim alakamız yok. Hiç yok. Faydasını sana veriyorlar sana, bize değil. Onun için sen git, ilişkilerini gözden geçir kardeşim. Bu terör ilişkilerinden ekmek yemeye çalışan bir kişi var; o da sensin” diye seslendi.

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sabah saatlerinde Ümraniye Madenler Mahallesi’ndeki ‘Yuvamız İstanbul’u, ardından da Saray Mahallesi’nde bulunan Fatih Sultan Mehmet Sanayi Sitesi esnafını ziyaret etti. Esnafla, ekonomik kriz ve seçim gündemli sohbetler yapan İmamoğlu, İBB’nin Alemdağ Caddesi’nin çehresini değiştirecek çalışmalarını da yerinde inceledi. İnceleme alanı yakınındaki esnafı da ziyaret eden İmamoğlu, vatandaşların yoğun ilgisi altında Ataşehir’e geçti. Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi ve kalabalık bir vatandaş topluluğu tarafından karşılanan İmamoğlu, İBB bürokratlarından, İçerenköy Yüzme Havuzu inşaatıyla ilgili bilgi aldı.

    İmamoğlu’nun Anadolu Yakası’ndaki son adresi Çekmeköy oldu. Mehmet Akif Mahallesi’ndeki Çekmeköy İtfaiye Binası inşaatında incelemelerde bulunan İmamoğlu, Mimar Sinan Mahallesi’nde kurulan semt pazarında vatandaşlarla buluştu. İmamoğlu, Çekmeköy turunun sonunda Barış Yolu Caddesi üzerindeki Çamlık Doğa Park alanında vatandaşlarla buluştu. İmamoğlu, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

    “ARI GİBİ ÇALIŞIYORUZ, İŞ YAPIYORUZ, ÇÖZÜM ÜRETİYORUZ: Hepimiz 28 Mayıs seçimlerinin heyecanı yaşıyoruz. Tabii son dört yılda Çekmeköy’e güzel hizmetler sunduk. Burada İSKİ önemli altyapı çalışmaları yaptı. Arıtma tesisi yaptık, buranın içme suyunun daha nitelikli hale getirmek için yatırımlar yaptık. Anadolu Yakası’nın ilk kent ormanını olan Rahmi Demir Kent Ormanı’nı açtık. Bir kültür merkezi tamamladık Hamidiye’de. Yine metroda zemin altı otoparkımızı vatandaşlarımızın hizmetine açtık. Özellikle su baskınlarını gideren daha nitelikli bir su kanalizasyon altyapısı organize eden yatırımlar yaptık. ‘Çekmeköy’de olur mu’ demeyin ciddi bir tarım desteği sunduk. Özellikle Serindere Yaşam Vadisi çok güzel bir yer oldu. Orada çok nitelikli bir alanı sizlerle buluşturduk. Tabii önümüzdeki günlerde yeni proje ve tesisleri de sizlerle buluşturuyor olacağız. Dört yılda çok güzel işler yaptık. Tabii buraya güzel bir metro hattı hazırlıyoruz. O da özellikle Çekmeköy’den başlayarak Sancaktepe’ye, Sultanbeyli’ye devam eden süreci iz başlattık. O metro hattımız, inşallah bu sene içinde Sancaktepe’deki Şehir Hastanesi’ne kadar ulaşacak. Muhsin Yazıcıoğlu Kent Ormanı’nı hızla bitireceğiz. Orası da bizim için çok özel bir park olacak. Yeni itfaiye istasyonu, mahalle evleri derken arı gibi çalışıyoruz, iş yapıyoruz, çözüm üretiyoruz. Sizlere, İstanbullulara hizmet ederken de kimsenin partisine, siyasetine bakmıyoruz. Zaten siyaset, iş yapmaktır, çözüm üretmektir.

    BU İKTİDAR DÖNEMİ, BİZE BİRTAKIM DÜŞMANLIKLARI, BİRTAKIM KÖTÜLÜKLERİ ANLATIYOR: Biz bunları yapıyoruz fakat bu iktidar bize çözüm üretmeyi değil, ne yazık ki başka duyguları yaşatıyor. Bunları sizlerle paylaşmak beni üzüyor ama paylaşmak zorundayım. Bu iktidar dönemi, bize birtakım düşmanlıkları, birtakım kötülükleri anlatıyor. Akıllarını o kadar yitirdiler ki Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’na -25 milyon insan oy verdi neredeyse- oy verdi diye, teröre destek sunduğunu ifade edecek kadar içleri kötülük dolu. Ama bu iftiralarının, bu yalanlarının göreceksiniz artık zamanı bitmek üzere. Bunları gelip bizim yüzümüze de söylemeye cesaretleri yok. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu biliyorsunuz kaç kez davet etti? ‘Gel kardeşim, karşı karşıya oturalım, tartışalım’ dedi. Gelebildiler mi? Ne diyor Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanı Adayımız, ‘Gel kardeşim, bütün yalanlarını tek tek çürüteceğim’ diyor. Ama Sayın Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkmıyor. Yüzleşmekten çekiniyor. Yüzleşmekten kaçıyor. Çünkü söylediklerine kendileri bile inanmıyor. Bakın inançlı bir insanın, bir Müslüman’ın uzak durması gereken büyük günahlar vardır. Yalan konuşmak büyük günahtır. İftira atmak büyük günahtır. Gıybet yapmak büyük günahtır. Ama bunlar, bu günahları işliyorlar.

    MİLLET İTTİFAKI’NDA İŞLER ŞEFFAF YÜRÜYOR, CUMHUR İTTİFAKI’NDA GİZLİ:  14 Mayıs seçimlerinin iki net sonucu var sevgili hemşerilerim, unutmayın. Bir tanesi; hükümet, milletten güven oyu a-la-ma-mıştır. Nokta. İki; karşımızda yüzde 7’nin üzerinde oy kaybetmiş bir iktidar partisi vardır. Dolayısıyla, bugün her 100 kişinin yarısı bugünün iktidarına karşıdır. Doğru mu? Karşı. İstemiyor. Yüzde 49’lardan, 50’lerden, 30’lara düştüler. Onun için her gün erimektedir. İşte bu sebeple Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifak yapmak zorunda kaldığı siyasi partilerin kıskacının altına girmiştir. Dikkat edin; Millet İttifakı’nı oluşturan partiler arasındaki her uzlaşmanın metnini sayfalarında bulabilirsiniz. Mutabakat metnimiz var. Girin CHP’nin sayfasına, orada görürsünüz. Her şeyimiz kayıt altında. Milletimizle açıkça paylaştığımız mutabakat metnimiz var. Milletten gizlimiz, saklımız yok. Her şeyi oradan görebilirsiniz. Ama Cumhur İttifakı’nın oluşturduğu ittifak içerisinde, aralarındaki anlaşmalardan herhangi bir bilginiz var mı? Çünkü Erdoğan’la onu destekleyen parti liderleri arasında her şey gizli yapılıyor. Biz açık yapıyoruz, onlar gizli. Altı partiyle ortaklığımız var. Mutabakat metnimiz var. Her şeyimiz şeffaf. Ama onlar gizliyorlar. Dolayısıyla hangi çözüm önerileri, hangi konular, ne anlaştılar; hiçbir açıklamaları yok. Milletine açıklayamıyorlar yaptıklarını. Çünkü dışarıya başka görüntü veriyorlar, kendi içlerinde başka pazarlıkları yürütüyorlar. Bu gizli kapaklı siyaseti Türkiye’nin başına getirmeyeceğiz. Onlara, hep birlikte güle güle diyeceğiz.

    ÇOK KİRLİ, YALAN VE İFTİRA ÜZERİNE KURULU BİR SEÇİM DÖNEMİNİ YAŞATTILAR: 28 Mayıs’ta buna ‘Dur’ demezsek, daha büyük sıkıntılar bizi bulacak. Çok kirli, yalan ve iftira üzerine kurulu bir seçim dönemini bize yaşattılar. Benim içimi yakıyor. Niye biliyor musunuz? Millet İttifakı’na ve bizlere yapılan ‘terörle iş birliği’ suçlaması… Her gün konuştular. Uydurma filmler hazırladılar. Bu ne biliyor musunuz? Bunun adı; çaresizlik. Bunun adı; kıskançlık. Bu iftira kampanyası çok acı. Niye biliyor musunuz? Bu tür konulara girerek, insanlara atılan iftiralar; insanları bölen, milletimizin arasına atılmış dinamit gibidir. Yazık, günah. Allah hiçbir insanı iftirayla yüzleşmeye mecbur bırakmasın. Biz, onların yaptığı gibi iftirayla, yalanla konuşmayacağız. Biz bunlara net olacağız. Seçim dönemi ne zaman başladı, terör grupları hemen açıklama yapmaya başladılar. Bütün terör odakları, yaptıkları her açıklamaya bir video çekiyorlar, yayınlıyorlar. Bir bakıyorsun ki kime yarıyor? Ne tesadüf, Erdoğan’a yarıyor. Bak sen. Allah aşkına, her seçim aynı şeyi yaptılar. İlk seçim bitti. Bunun zararı ortada. Ama yine durmuyorlar, hala devam ediyorlar. Bunların son sözü acaba niye Erdoğan’ın işine yarıyor? Hiç düşündünüz mü? Bunlar hala konuşmaya devam ediyorlar. Ama Erdoğan’ın işine yaramasına rağmen, Sayın Cumhurbaşkanı çıkıyor diyor ki, ‘Bak bunlar Kılıçdaroğlu’nu istiyor.’ Yahu bu kadar kirli, bu kadar kötü bir süreci bu milletin başına siz bela ediyorsunuz.

    5 LİRAYA 5 TANE ERİK ALMIŞ, ‘YAVRUM CANIM ÇEKTİ’ DİYOR: Pazarda, Çekmeköy’de, bugün bir teyzem, bana 5 liraya aldığı bir avuç erik gösterdi. Beş tane erik yok. Ne dedi biliyor musunuz 80 küsur yaşında emekli teyzem? Bana sarıldı, bu omzumda ağladı. İçimi yaktı. Ne dedi biliyor musunuz? ‘Yavrum canım çekti, ne yapayım’ dedi. Tanesi 1 lira. 5 liraya 5 tane erik almış! Bunları anlat. Bunları konuş. Bunlara çözüm bul. Bulamıyorsun. Ama sana faydası olan terör gruplarının konuşmasını, kalkıyorsun bize isnat ederek, suçlamaya kalkıyorsun. Sana ne derim biliyor musun? Hadi oradan. Hadi oradan. Hadi oradan. Bunların her sözünü sen kullanıyorsun. Terör açıklamalarını alıp, milyonlarca insana, milyonlarca reklamlarla dağıtan sensin. Sana bu malzemeyi veren de onlar. Ya bu nasıl bir danışıklı dövüş? Biri konuşuyor, diğeri faydalanıyor. Bir değil, iki değil, üç değil… Olayla bizim alakamız yok. Hiç yok. Ama sonra faturayı, benim masum, aldatılan insanlarımız bize kesmeye çalışıyor. Hala da buna devam ediyorlar. Faydasını sana veriyorlar sana, bize değil. Onun için sen git, ilişkilerini gözden geçir kardeşim. Bu terör ilişkilerinden ekmek yemeye çalışan bir kişi var; o da sensin.

    TEK KELİME TÜRKÇE BİLMİYOR, OY KULLANIYOR: Ben nasıl bakıyorum biliyor musunuz bu memleketin 85-86 milyon insanına? Allah şahit, Allah benim kalbimi biliyor. Bir kişisine farklı bakıyorsam, namerdim. Hangi inançtan, hangi etnik kökenden, hangi inanıştan olursa olsun, benim canım vatandaşım, benim evladım, benim genç kızım, benim genç oğullarım, hanımefendiler, beyefendiler, büyüklerim. Kimse kimseden fazla vatansever değil. Hepimiz bu toprakların evladıyız. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, yürekten vatanseverdir. Nokta. Bunu unutmayın. Aksini düşünmek bu milleti bölmektir. ‘Bu toprakların evladı’ kısmını bilerek vurguladım sevgili hemşerilerim görüyorsunuz. Yurt dışında oy kullananların filmlerini gördünüz değil mi? Türkiye’de sudan ucuz emlakları alıp, Türkiye Cumhuriyet vatandaşı olan… Tek cümle Türkçe bilmeyen yabancılar bir ev alıyor… Kimsenin bu ülkeden ev almasına karşı değilim. Alsınlar. Memleket cennet. Onlar da gelsin, ev alsın. Ama benim canım vatanımın vatandaşlığını satamazsınız. Şimdi oy kullanıyorlar. Hangi bilinçle oy kullanıyorlar? Ne biliyorlar benim vatanımla ilgili? Benim memleketimin insanıyla ilgili ne biliyorlar? Yabancılar bir bakıyorsun oy kullanıyorlar. Baba oy kullanıyor. Eşi oy kullanıyor. Çocuğu oy kullanıyor. Bu garabet, garabet. Seksen altı milyon vatansever, size söylüyorum. Ne yapacaksınız? Buna son vereceksiniz.

    EKONOMİK KRİZİN DAHA BAŞINDAYIZ, UÇURUMUN KIYISINDA GEZİYORUZ: Buraya gelmişken, ekonomik krizden bahsetmek zorundayız. Bu krizin daha başındayız. Sevgili hemşerilerim, benim güzel komşularım; uçurumun kıyısında geziyoruz. Ama hala kurtulma şansımız var. Şimdi önlem alırsak, hep birlikte bu canım ülkeyi düze çıkartırız. Ekonomiyi bu hale getirenlerden bir an önce kurtulmalıyız. Bir güne bile tahammülümüz yok. Krizden de kurtuluruz, bütün sıkıntılardan da kurtuluruz. Ekonomiyi batıranları da bu görevden uzaklaştırmanın tek yolu var. 28 Mayıs’ta görevimizi yerine getireceğiz.

    SORGUSUZ, SUALSİZ 10 MİLYONA YAKIN SIĞINMACI OLDU: Bu ülkeyi sorgusuz, sualsiz sığınmacılarla doldurdular. Öyle değil mi? Yahu sığınmacıların bir ülkeye girişi, bir sistemle olur. Uluslararası hukuk vardır. Bu hukuka uygun bir süreç yönetirsiniz. Bunlar ne yaptılar? Hatırlayın 7-8-10 sene önceyi. ‘Biz büyük devletiz. Bunlar bizim kardeşimiz. Gelin, gelin, gelin…’ Ne oldu? Sorgusuz, sualsiz 10 milyona yakın sığınmacı oldu. Bizim dini bayramlarımızda, milli bayramlarımızda biliyorsunuz ulaşım ücretsiz. Tramvayın kapısında binlerce sığınmacı. Tramvaya binemiyor insanlarımız. Ne tesadüf ki bu binlerce sığınmacının da tamamı erkek. Nasıl bir sığınmacı bu? Milletine, memleketine gitsin, orada çalışsın, mücadele versin. Bu ülkeye çalışmaya gelen her başka ülke vatandaşına kapımız açık. Onun kuralı var, kaidesi var, izni var; gelirsin çalışırsın. Burası büyük ülke, başımızın üstünde yerleri var. Ama sorgusuz, sualsiz olmaz, olamaz. Onun için bütün bunlardan, ekonomik sorunlardan, sığınmacı sorunundan, aynı zamanda milletimizi bölen bu akıldan kurtarmanın günü, 28 Mayıs’tır. Doğru mu? Hazır mıyız 28 Mayıs’a. Herkes hazır mı? Size söz. Her şey çok güzel olacak.”

  • “Bir oyun bile boşa gitmesine müsaade etmeyeceğiz”

    “Bir oyun bile boşa gitmesine müsaade etmeyeceğiz”

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 28 Mayıs’ta sandık başında olacak görevlilerle bugün Maltepe’deki ‘Demokrasi Neferleri Toplantısı’nda buluştu. Herkesi oy vermek üzere sandığa çağıran İmamoğlu, şunları söyledi:

    SİZLER, DEMOKRASİ NEFERLERİSİNİZ:

    Sandık görevlileri, müşahitler, Türkiye Gönüllüleri, Oy ve Ötesi ve bütün bu sorumluluk üstlenen değerli kardeşlerim, hemşerilerim, yol arkadaşlarım; sizler, demokrasi neferlerisiniz. Sizler, bu sürecin en öndeki kahramanlarısınız. Pazar günü buraya gelişimizin amacı var. Seçimlerin hukuka uygun yapılacağına, oyların dürüstçe sayılacağına olan inanç, pratik düzenin en güçlü temelini oluşturur. Bu inanç sarsılırsa ülkeyi ayakta tutan bütün sistem ne yazık ki sarsılır. 28 Mayıs günü sizler, görev alan o demokrasi neferleri, demokrasimizin sağlam ve ayakta kalmasını sağlayacaksınız. Onun için iyi ki varsınız. Buradan ayrılırken her birinizin, sadece 28 Mayıs Pazar gününün sorumluluğu değil, aynı zamanda ‘O güne kadar mahallemde ne yapmalıyım, hangi hemşerimin elini sıkmalıyım, hangi komşumun kapısını çalıp bir isteğiniz var mı diye sormalıyım’ bilinciyle buradan ayrılarak evlerinize, mahallelerinize gitmenizi istiyorum.

    14 MAYIS’IN ÇOK NET BİR SONUCU VAR. BU HÜKÜMET, MİLLETİMİZDEN GÜVEN OYU ALAMAMIŞTIR:

    14 Mayıs seçimlerinin çok net bir sonucu var. Bu hükümet, milletimizden güven oyu alamamıştır. Bu seçmen; iktidara, bütün kullandığı imkanlarına rağmen, bütün baskıcı tavrına rağmen; iftiralarına, yalanlarına rağmen ‘Dur bakalım’ dedi. ‘Dur, seni seçmiyorum’ dedi. Özetle ilk tur, bir çeşit yarı final maçı gibiydi. Şimdi elenenler elendi. Finale iki kişi kaldı. Finalde bu iki liderin yarıştığı ortamda, ben diyorum ki bu iki liderin yanı sıra bir süreç sorgulanacak. Bir sistem sorgulanacak ve o sistemin gidişini isteyenler, bu süreçte Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verecek.

    28 MAYIS’A 0-0 BAŞLAYACAĞIZ:

    Önümüzdeki önemli final maçında kim ne yapmış, ne etmiş, hiç önemi yok. Kim kaç puan almış, onun dönemi yok. Bu; yepyeni, sıfırdan bir maç. 28 Mayıs’a 0-0 başlayacağız. Vatandaşlarımız, o gün ortaya koyacağı ve şu son bir haftada ortaya koyacağı performansa göre değerlendirme yapacak, asıl kararını 28 Mayıs’ta verecek. Milletimiz, iktidarı kime vereceği konusunda yeni ve çok önemli bir değerlendirme yapacak. İkinci turun anlamı budur. Yani asıl seçim haftaya. 28 Mayıs, 14 Mayıs’ın devamı değildir. Dünyanın hiçbir yerinde seçmenler, ikinci turda, ilkiyle aynı kararı vermiş değil. Tercihler değişebiliyor. Tercihler farklı sonuçlar verebiliyor. Onun için bir kere daha düşünmek önemli.

    BİR YALAN VE İFTİRA POLİTİKASI UYGULANMIŞTIR:

    İlk tura bakarak ‘Öndeyiz kazandık’ ya da ‘Eyvah gerideyiz, kaybettik’ demek yanlıştır. Bir kirletme politikası uygulanmıştır. Bir yalan ve iftira politikası uygulanmıştır. Ve bu politikaya karşı edebimizle, ahlakımızla evet biraz suskun kalmışız ama bizler, onların yaptığı gibi yalanı, iftirayı konuşmayacağız. Bizim ahlakımız ona müsaade etmez. Ama onların yalanlarına, iftiralarına net cevapları vereceğiz. Onlara haddini bildireceğiz. Onun için, 28 Mayıs’ta unutmayın, çok daha güçlü gidiyoruz. Bu çerçevede en önemli görevlerimizden biri, sandık hakimiyetini sağlamak. Çok nemli konu. Bakın, oylara sahip çıkmaktan söz ediyorum, sandık hakimiyeti diyorum, bu önemli. Bu çok daha önemli, çok daha geniş boyutlu bir kavram. Sandığa hakim olmak, seçimden önce başlayan bir süreçtir. Her dakikası mühimdir. Sizler, aynı zamanda, az önce ifade ettiğim gibi mahallelerinizdeki sorumlu insanlarsınız. Seçim gününe kadar yürütülecek göreviniz olduğunu lütfen unutmayın. Bu görevlerinizi en iyi şekilde yaptığınız zaman sandık hakimiyetini bugünden kurmaya başlamışsınız demektir. Bu hakimiyeti devam ettirebilmek için, seçim sabahı herkesten önce hazır, uykusunu almış, morali yüksek, güler yüzlü şekilde sandık başında olmak demektir. Sandık kurulunun oluşumunda varlığımızı, ağırlığımızı, sürece olan hakimiyetimizi, kurallara olan hakimiyetimizi orada hissettireceğiz. Sandık kurulu üyemizle, yedek üyemizle, müşahitlerimizle okulun önünde, bilişim sorumlularımızla, hukuk sorumlularımızla bir takım edasıyla, demokrasi neferi edasıyla en erken biz olacağız. Alanlar gibi diri ve hazır, umutlu ve inançlı olacağız. En erken ve en güçlü biçimde sandığın başında olacağız ki sıkı tutulduğunu görüp anlasınlar. Varsa bir avuç kötü niyetli insan, onlara asla fırsat vermeyeceğimizi, asla müsaade etmeyeceğimizi net olarak görsünler.

    BİR OYUN BİLE BOŞA GİTMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ:

    Tek bir oyun bile boşa gitmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Çünkü onların bildiği gibi değil konu, bizim bildiğimiz gibi. Unutmayın, seçim bir oyla bile kazanılır, bir oy. Bir oya gözünüz gibi bakacaksınız. Her bir oyun, bize seçimi kazandıracak o kritik oy olduğunu bilerek hareket edeceğiz. Ülkenin demokratları ve vatanseverleri olarak asla vazgeçmeyeceğiz. Biz; onların, o bir avuç insanın ciğerlerini biliyoruz. O bir avuç insanın sandık başı numaralarını da biliyoruz. Onların Anadolu Ajansı numaralarını da biliyoruz. Onlar bize sökmez. Sandıklara sahip çıkmak ne demekmiş, çuvallar üzerinde nasıl uyunurmuş, her türlü hileye rağmen seçim nasıl kazanılırmış onlara gösterdik. Yine göstereceğiz. Seçimi kazandığımızda göreceksiniz, bu millet rahat bir nefes alacak. Hepimiz yeni bir geleceğe adım atacağız. Bu iktidardan kurtulmak zorundayız. Bu bir avuç dışında herkes mutlu olacak, göreceksiniz. 28 Mayıs gecesi seçimi kazandığımızda millet kazanacak.

    28 MAYIS’TA PROTESTO ETMENİN, SANDIĞA GİTMEMENİN MALİYETİ ÇOK YÜKSEK OLACAK:

    28 Mayıs’ta sandığı protesto etmenin, sandığa gitmemenin ve evde kalmanın maliyeti çok yüksek olacak. Asla tereddüt etmeyin, sandıklara gidin, oyunuzu kullanın. Oy verirken çok derin düşünün. Karar verirken sadece kendinizi değil, çocuklarınızı düşünün. Çocuklarınızın sesinin kısılmasını istemiyorsanız, geleceğe umutla bakmasını istiyorsanız, bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güçlü bir şekilde, milletin evlatlarıyla geleceğe yürümesini istiyorsanız bu seçimde karar vermek çok kolay. Ya büyük bir değişime imza atıp bu ülkenin eşit ve onurlu evlatları olarak hep birlikte demokrasi içinde huzurla, refah içinde yaşayacağız ya da bu iktidarın kalmasına müsaade ederek ülke olarak hep birlikte içinden çıkılmaz ekonomik, sosyal, eğitim, her türlü girdaba sürükleneceğiz. Uzun yıllar büyük bir karanlığa mahkum olacağız. Onun için asla tereddüt etmeyelim. 28 Mayıs’ta sandıkları dolduralım. Değişimin lideri, Türkiye’nin akil ve demokrat lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verelim.”

  • “İlk turda kazanan yok”

    “İlk turda kazanan yok”

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Semt Pazarı’nda, esnaf ve vatandaşlarla buluştu. İmamoğlu, “Daha işimiz bitmedi. İlk turda kazanan yok. İkinci turda kazanacağız inşallah. Onların demesine bakma. ‘Adam kazanamadı’ yani. İkinci turda bakacağız” dedi. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da pazarda yanıtlayan İmamoğlu, “Ekonominin sorumlusu, bu ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı ve onun hükümeti. Ve başarısızlar” dedi.

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adnan Kahveci Mahallesi’ndeki Beylikdüzü Kapalı Semt Pazarı’nda, esnaf ve vatandaşlarla buluştu. İmamoğlu’na pazar ziyaretinde Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık da eşlik etti. Yoğun ilgi altında gerçekleştirilen ziyaretin ana gündem maddesi ikinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu.

    “BU PAZARDAKİ PAHALILIK NE” DİYEN VATANDAŞA İMAMOĞLU’NUN YANITI: “PAHALILIK; O HÜKÜMETİN İŞİ”

    İmamoğlu, pazarı gezerken bir vatandaştan gelen, “Kazanacağız değil mi ikinci turda” sorusuna, “Çalışacağız ve kazanacağız” yanıtını verdi. Bir başka vatandaş da İmamoğlu’na, “Burada kazandığınızda, seni seçtik. Çok memnun kaldık. Fakat bu pazardaki pahalılık ne” sorusunu yöneltti. İmamoğlu bu soruyu, “Pahalılık; o hükümetin işi. Bizim işimiz değil. Hükümeti yollayacağız” şeklinde yanıtladı. Bu yanıt üzerine araya giren vatandaş, İmamoğlu’na, “Siz de karışacaksınız” karşılığını verdi. “Hükümet olunca karışacağız” diyen İmamoğlu, vatandaşın, “Ne zaman ucuzlayacak” sorusunu, “Bunları yollayınca. Daha işimiz bitmedi. İlk turda kazanan yok. İkinci turda kazanacağız inşallah” şeklinde yanıtladı. İmamoğlu, aynı vatandaşın, “Adam bir şey konuştu, hepsi…” diye sözlerini sürdürmesi üzerine de “Onların demesine bakma. ‘Adam kazanamadı’ yani. İkinci turda bakacağız” karşılığını verdi.

    “İLK TURUN KAZANANI YOK. MAÇA 0-0 BAŞLAYACAĞIZ”

    Ekrem İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da pazar ziyaretinin sonunda yanıtladı. İmamoğlu, seçime kadarki süreçte nasıl bir çalışma öngördüklerine ilişkin soruya şu karşığını verdi:

    “Zaten büyük oranda Türkiye’nin her noktasına güçlü mesajlarımızı verdik. Tabii ikinci tura kaldı. Neticede ilk turun kazananı yok. Bu yeni hükümet sisteminin kazananı olmak için, 50+1 oy almak lazım. Dolayısıyla maça 0-0 başlayacağız. Artı 1 alan da seçimi kazanacak. Bu bakımdan yoğun bir mücadele dönemi, kararlılıkla, son ana kadar… Bir kere; herkesin yine sandığa gitmesini arzu ediyoruz. İki; büyük oranda İstanbul’daki hemşerilerimle birlikte dolaşacağım, gezeceğim, herkesle süreci paylaşacağım. Onlara, yanlış anlaşılmış bir şey var ise onların izahını yapacağım.

    “HÜKÜMET, NE YAZIK Kİ YİNE ARZU ETTİĞİ BİR BİÇİMDE İNANILMAZ BİR BİLGİ KİRLİLİĞİ YARATTI”

    Çünkü hükümet, ne yazık ki yine arzu ettiği bir biçimde inanılmaz bir bilgi kirliliği yarattı. İnsanların üzerine leke atmaya gayret etti. Gerçekleri saptırdı. Yine insanları ne yazık ki inançlı, inançsız, dinsiz, imanlı, imansız, ‘milliyetçi değil, vatan haini, terörist’ gibi kavramlarla bertaraf etme gayreti içinde oldu. Memleketin insanına o kadar kalıcı zararlar veren bir hükümetle karşı karşıyayız ki. İnsanına hizmetini anlat, başımızın üstünde yerin var. Hizmetini anlatırken, yapamadığın varsa, ‘Daha iyisini yapacağım’ de. Başımızın üstünde yerin var. Ama bırak milletin inancını, dinini, imanını. Bu senin işin değil. Haddin de değil.

    BUNLARI ANLATACAĞIZ, İNSANLARIMIZLA PAYLAŞACAĞIZ”

    Bunu anlatacağız, insanlarımızla paylaşacağız. Medyanın gücü, devletin gücü; birçok noktada insanlara bu anlatımla etkili olmuş olabilirler. Kandırılmış olabilir halkımız. Siyasi taraftarlıktan bahsetmiyorum. Masum halkımızdan bahsediyorum. Bunların hepsini tane tane anlatacağım. Vatandaşımızı dinleyeceğim. İstanbul’da ama pazarlarda yapacağım bunu ama gençlerle buluşacağım ama emeklilerle buluşacağım. Bazen bir kahvehanede olacağım. İlçe ilçe dolaşacağım. Bugün, Beylikdüzü’nde çok merak ettiğim iki üç şantiyemiz vardı, onları ziyaret ettik Belediye Başkanımızla. Şimdi de bir pazar ziyareti. Sonrasında yine günlük takvimimiz devam edecek.”

    “ABLACIĞIM; TARLADAKİ TRAKTÖRÜN MAZOTUNU BEN PAHALILAŞTIRMIYORUM”

    İBB Başkanı İmamoğlu, “8,5 milyon oy kullanmayan kişinin, kafası karışık olan seçmen kitlesi olduğunu mu düşünüyorsunuz” sorusu üzerine de şunları dile getirdi:

    “Türkiye’de her zaman bir oy kullanmayan kesim var. Bu bazı seçimlerde yüzde 20’ye kadar çıkmıştır. Bu seçimde, yüzde 10’un biraz üzerinde kullanmayan seçmen var. Bu acaba her zaman oy kullanmayan mı? Kafası karışık olan mı? Bunlara bakacağız. Analiz ediyoruz. Araştırmalarımız var. Sesimizin ulaşmadığı kitleler olduğunun farkındayız, özellikle ev kadınları konusunda… İşte az önce hemşerimiz anlatıyor. Diyor ki, ‘Geçen pazarda karşılaştık bir kadınla, ‘Tezgahtaki pahalılığın nedeni Büyükşehir Belediye Başkanı’ diye anlatıyor. ‘Anlatıyoruz ona, ama anlamıyor. ‘Hayır’ diyor ‘Bu tezgahtaki pahalılığın sebebi Büyükşehir Belediye Başkanı.’ İşte bunu kim diyor onlara? Onların izlediği ekran. Ablacığım, tarladaki traktörün mazotunu ben pahalılaştırmıyorum. Traktör euroyla, dolarla bu ülkede imal edilip satılıyor. Dövizi ben çıkartmıyorum. Yüzde 100 enflasyonla, milletin cebindeki parayı ben pul etmiyorum. Bütün bunlar hükümetin işi. Ekonomik istikrarsızlık hükümetin işi. Milletin bu ekonominin, enflasyonun altında ezilmesinin sebebi, hükümet. Biz değiliz. Bunları anlatıyoruz, ama demek ki yeterli anlatamamışız. Daha çok anlatacağız. Onları aldatanların esas ekonominin sorumlusu, onları aldatanların esas fakirliğin, yoksulluğun sebebi olduğunu anlatacağız.

    “BİZ, YOKSULLUĞU NASIL HAFİFLETEBİLİRİZ MÜCADELESİNDEYİZ”

    Aksine biz, yoksulluğu nasıl hafifletebiliriz mücadelesindeyiz. Az önce bir anne-çocuk gördüm. ‘Anne kartımızı kullanıyor musunuz’ dedim. ‘Evet’ dedi. Hatta Büyükçekmece’de oturuyormuş. Demek ki buraya, çocuğunu yanına aldı, ücretsiz geldi. Belki de o kartı olmasaydı, bu pazara gelemeyecekti. Şimdi alışverişini yaptı. Ben onu, nereden baksan 20-30 liradan kurtardım. Belki 30 lirayla evine bir kilo daha meyve alacak, iki kilo daha sebze alacak. Ben, bunu yapabiliyorum. Büyükşehir Belediyesi olarak yoksula yardım… Ki bunu 5 kat artırdım. Ya da yoksulun cebinden bir şeyleri eksiltme. Ne yapıyorum? Farkında değiller; 75 bin öğrencisine burs veriyorum. O burs verdiğim kadar para, anne-babanın cebinde kalıyor. Belki onun çocuğunun başka bir ihtiyacı için, sağlığı için kullanıyor. O bakımdan biz bunu yapabiliyoruz. Ama ekonominin sorumlusu, bu ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı ve onun hükümeti. Ve başarısızlar. Yani ilk defa bu kadar fakir, yoksul bir Türkiye… Ama şunu söyleyeyim: Bu saatten sonra, bir; herkesin oy kullanması için herkese anlatacağız. Oy, bu insanların namusudur. Oyun kullanılması lazım. Bu oy hesabının, mutlaka ve mutlaka sandık günü takip edilmesi lazım. Ki gerçekten güçlü seviyede ettiğimizi düşünüyorum. Eksiklerimiz var. Onları çek ediyoruz. Zaten o konuda açıklamalar bugün yapıldı diye biliyorum.”

    “SANDIKTA OYUMUZU HEP BERABER KOLLAYACAĞIZ”

    “Herkes sizden açıklama bekliyordu. Oylara sahip çıkıldı mı” soru üzerine de İmamoğlu, şöyle konuştu:

    “Öncü desteklerimiz oldu. An be an takip ettik. O gece aldığımız verileri paylaştık. Karşı taraf, ‘Efendim, sen yanlış paylaştın’ diyor karşı taraf. Biz, anlık veriyi paylaştık. Dedik ki, ‘Şu anda 1,5 puan öndeyiz.’ Dedik ki, ‘Şu an 1 puan gerideyiz.’ Bunları anlattık. Ama şunu demedik Anadolu Ajansı’nın gösterdiği gibi: 60’a 40 göstermedik ekranı. Bizim anlattığımız bu. Milleti aldatmadık. Elimizde ne varsa, onu söyledik. Sonuçlandı. Şimdi bakıyoruz; kazanan yok. Herkes, bir kişiyi ikna edecek, sandığa getirecek. Herkes, mutlaka oyunu kullanacak. Mutlaka yine görev alıp, sandıkta oyumuzu hep beraber kollayacağız. Kimse şüphe duymasın.”

  • Bakan Kirişci’den Yavaş ve İmamoğlu’na tepki

    Bakan Kirişci’den Yavaş ve İmamoğlu’na tepki

    Bakan Kirişci, Devlet Su İşleri (DSİ) misafirhanesinde konaklayan depremzede vatandaşlarla DSİ 5. Bölge Müdürlüğü’nde düzenlenen programda bir araya geldi. Burada bir konuşma yapan Kirişci, depremlerden etkilenen bölgelerde devlet olarak tüm imkanların seferber edildiğini belirterek, bakanlık olarak deprem bölgesine verdikleri destekte hiçbir şeyin hesabını yapmadıklarını dile getirdi. 14 Mayıs’ta gerçekleşen Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nin ardından deprem bölgesinden çıkan sonuçlarla ilgili sosyal medyada yer alan paylaşımları eleştiren Kirişci, “Şu son günlerde, bilhassa seçim sonrası seçimde kaybettikleri gibi milletten de nasıl koptuklarını bir kez daha tescilledikleri bu paylaşımları beni çok üzdü. Ben eminim sizleri çok daha fazla üzmüştür. Kendilerine yönelik siyasi bir tercihte bulunulmadı diye ağza alınmayacak hakaretler, sözde bunlar sanatçı, sözde bu toplumun entelektüelleri, sözde bu toplumun aydınları. Ama gerçekten bu insan müsveddeleriyle aynı ülkede olmak ve her birinin bu ülkenin vatandaşı olması beni çok incitmiştir” ifadelerini kullandı.

    Kirişci’den Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’ne tepki

    Bakan Kirişci, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin kentteki bir tesiste misafir ettiği depremzedelere konaklama hizmetine son verme kararını da eleştirerek şunları söyledi:

    “Dışarıdan bize yapılan saldırıları, cumhurbaşkanımızı ve ülkemizi aşağılayıcı, küçük düşürücü o manşetlere, dergi, gazete kapaklarına alıştık. Ama içerideki bu uzantılarının bu yaptıkları yenilir yutulur gibi değil. Yani ne olur bir iki hafta, beş, altı ay, bir yıl daha kalsa ne olur, ne kaybederiz? Burada bizim altı tane misafirhanemiz var. Altı misafirhanemizde sizlere kimsenin ‘öte gidin, beri gelin’ demesi mümkün değildir. Çünkü buralar sizin vergilerinizle yapılmış yerlerdir. Sosyal devlet tam da budur. Depremzedeye nasıl olur da siz bu cümleleri kurarsınız. Bir büyükşehir belediye başkanı oradaki bir avuç kadar sayıda depremzedeyi çıkarmanın gayreti içinde oluyor ve bunu seçimin akabinde yapıyor. Allah her şeyin hayırlısını versin ama muhalefetin de hayırlısını, akıllısını versin. Yazık oluyor bu ülkeye.”


    “YSK kararını açıklamadan size ne oluyor”

    “Biz bunlarla birlikte milletvekilliği yapacağız. Düşünüyorum bu insanlarla ülkenin hangi ortak meselesini konuşacağım. Gerçekten üzüntü, esef verici, akıl tutulması” diyen Bakan Kirişci, 14 Mayıs’ta Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun seçim sonuçlarına ilişkin yaptıkları açıklamaya tepki göstererek, “13 kez toplandılar, bir aday çıkardılar. Daha seçimin akşamı sandıklar açılmış, iki büyükşehir belediye başkanı oturmuş, sanki televizyon programcısı beyefendiler ve 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu adına çıkıp konuştuklarını söylüyorlar. Bu nasıl demokrasi, bu nasıl millet iradesine saygı. Sandıklar açılsın, sayım yapılsın, tutanaklar tutulsun, YSK kararını açıklamadan size ne oluyor? Ülkemiz adına üzülüyorum, o insanlar ülkenin de vatandaşları maalesef” dedi.
    Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci tura kaldığını hatırlatan Kirişci, “Sizlerden istirhamım vatandaş olarak tekrar illerimize dönelim oylarımızı kullanalım, demokratik tercihlerimizi ortaya koyalım. Ülkemiz için hayırlara vesile olur. Şundan eminiz; ikinci turda millet zaten hür iradesiyle bu tercihini ortaya koyacak ve daha güçlü bir sesle Türkiye Yüzyılı’nın kapısını arkasına açacak ve hepimizin bu yolda yürümesini sağlayacaktır” dedi.

  • ‘İmamoğlu ve Yavaş milletimize özür borçlular’

    ‘İmamoğlu ve Yavaş milletimize özür borçlular’

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) sonrası AK Parti Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Seçimlerin sorunsuz bir şekilde geçtiğini belirterek, millete hayırlı olmasını dileyen Çelik, “Tüm sonuçları kapsamlı bir biçimde değerlendirdik. Önümüzdeki dönemde yine milletimizin huzurunda aynı siyasi değerlerle, aynı zamanda bir tecrübeye sahip olan kampanyamızı yürüteceğiz ve sonuç olarak da bu siyasi irade net bir şekilde sonucu kaydedecek. Tabii bütün bu dönem içerisinde bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşen Türkiye’nin büyük demokrasi tecrübesi olmuştur. Vatandaşlarımızın demokrasiye olan inançları, demokrasiyi koruma konusundaki hassasiyetleri bütün dünyanın gözlerinin önünde gerçekleşmiş ve Türkiye gıptayla bakan bir ülke olmuştur. Aynı şekilde sandığın kurulması bütün vatandaşlarımızın hangi partiye oy vermiş olurlarsa olsunlar, hangi düşünceye sahip olurlarsa olsunlar sandıklara sahip çıkıyor olması son derece kıymetli olmuştur. Bu da Türkiye’de yönetimin sandık yoluyla belirlenmesi prensibinin ne kadar kökleştiğini ve kurumsallaştığını göstermiştir. Aslında bir bakıma da Türkiye’deki siyasi mücadelenin ve siyasi tarihinin esas konusu budur. Vatandaşlarımız ülke yönetiminin sandıkla belirlenmesi konusunda irade ortaya koymuştur çok partili hayata geçtiğimizden beri. Ama vatandaşlarımızın bu iradesi darbelerle, muhtıralarla, askeri yargı vesayeti, baskılarıyla sürekli olarak engellenmiştir. Vatandaşlarımız bütün bu baskı, engellemeler, iç ve dış provokasyonlar karşısında güçlü bir şekilde sandık iradesini koruyarak geleceğe sürekli olarak demokrasi yoluyla bakmış, demokrasiyi kurumsallaştırmaya büyük bir önem vermiştir. Şimdi gelinen noktada da görülmektedir ki yüzde 90’a yakın bir katılım dünyada çok önemli bir yere sahiptir. Bu demokrasimizin ne kadar kökleştiğini, her bir insanımızın birer siyasi özne olarak ne kadar büyük bir katkı verdiğini bir kere daha göstermiştir. Aynı şekilde sandıklara sahip çıkılması hususunda hangi partiden, hangi kesimden olursa olsun tüm arkadaşlarımızın gösterdiği hassasiyet, Türkiye’nin demokratik değerlere verdiği önemi göstermesi bakımından da son derece dikkat çekici olmuştur. Bu demokrasi kazanımlarımıza destek veren, kazanımlarımızı zenginleştiren her bir vatandaşımıza bir kere daha şükranlarımızı arz ediyoruz” diye konuştu.

    “Cumhurbaşkanımız büyük bir teveccühle her zaman olduğu gibi milletimizin büyük bir desteğiyle önde bitirmiştir” diyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “İkinci tura kalmasına rağmen seçim aynı şekilde Cumhur İttifakı ve AK Parti Mecliste güçlü bir çoğunluk elde etmiştir. Cumhurbaşkanımıza gösterilen teveccüh ve cumhurbaşkanımıza verilen bu destek, cumhurbaşkanımızın siyasi hayatında yeni bir rekor daha göstermektedir. İnşallah milletimizin huzuruna giderek bu süreci ikinci turda tamamlayarak sonuca ulaştırmış olacağız. Tabii dünden beri, oyların sayımına başlanmasından beri bir kampanyayla karşı karşıyayız. Aslında seçim döneminde de bu devam etmişti. Bir şekilde CHP lastiğiyle önümüze getirildi. Oldu bittiyle bir aday ilan ediliyor. Hemen arkasından ‘Ezici alacağız’ diyerekten bir propaganda aygıtı çalıştırılmaya başlanıyor. Arkasından buna karşı çıkan her kesime karşı bir dayatma, hatta aday olan insanlara karşı bir sindirme kampanyası şeklinde antidemokratik faaliyet bu şekilde yürütülüyor. Daha vatandaşın huzuruna gidilmemiş, oy verilmemiş, buna rağmen sonuçlar ilan ediliyor. Ve hangi bürokratların görevden alınacağına dair bir takım listeler yayınlamaya başlıyorlar. Bütün antidemokrasi refleksleri sergiliyorlar. Dün çıktılar ekranlara ve ‘Anadolu Ajansı’nın bazı partilerdeki verilerinin manipülasyon olduğu’nu iddia ettiler. CHP adına iki büyükşehir belediye başkanı Sayın Yavaş ve Sayın İmamoğlu konuştu. Konuşmaya başlarken şöyle bir cümle kullandılar; ‘13. Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu adına konuşuyoruz’ dediler. Yani sandık sayımı devam ediyor, vatandaşımızın iradesi tecelli etmemiş ama onlar çıkıyorlar, milli iradeye karşı yakışıksız bir biçimde cumhurbaşkanının kim olduğunu ilan etmeye çalışıyorlar. Üstelik de cumhurbaşkanı ilan ettikten sonra kendilerine bir yetki atfederek, onun adına konuştuklarını söylüyorlar. Dün ilk açıklamamızda bunu da söyledik. Bu yapılan milli iradeye yönelik bir yetki gaspıdır. Sandık tecelli etmeden bu durumun ortaya koyulması, milli iradeye yönelik değerler ve demokrasi ahlakı açısından son derece yanlış dedik. Bunun neticesinde en azından ‘yanlış yaptık’ demelerini bekliyorduk. Fakat daha sonraki açıklamalarda da bunu aynen devam ettirdiler. Bu siyasi tarihimize milletin iradesine saygısızlığın en çarpıcı örneklerinden biri olarak geçmiştir. Daha sonra yaptıkları yanlışı bir şekilde esnetmek için ‘Biz temennimizi ifade ettik’ gibisinden bir cümle söylediler. Ama esasında dört beş kere üstüne basa basa ‘Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu adına konuşuyoruz’ diyorlar. Dün sadece ve sadece herkes elindeki verileri doğru bir biçimde paylaşmaya çalıştı. Onlar saldırırken herkes gördü ki aslında manipülasyonun olduğu yer, yani veri akışı Sayın İmamoğlu ve ortaya koyduğu değerlendirmeler. Dolayısıyla manipülasyon bu iddiayı ortaya sürenler tarafından yapılmıştır. Dün söyledikleri şeylerin tamamı yanlış çıkmıştır. Dün itibarıyla başkalarına saldırarak tek yönlü olarak kendi verilerini dayatmak, kendi verilerini herkesin kabul etmesi gereken mutlak bir gerçekmiş gibi yaklaşımları tamamen çökmesine rağmen bugün yine her zamanki gibi hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyorlar. O sebeple şunun altını çizmek gerekir. Dün manipülasyon yapılan tek yer Sayın İmamoğlu ve Sayın Yavaş’ın açıklamalarıdır. Milletimize karşı yalan beyanda bulunmuşlardır. Bunun karşısında milletimize özür borçları vardır. O nedenle başkalarını suçlamadan önce son derece dikkatli davranılması gerektiğiyle ilgili bir örnek olarak da o siyasi hayatımızın hafızasına geçmiştir. Birtakım terör örgütlerinden Batılı basın yayın organlarına kadar milletimizin büyük demokrasi duyarlılığı karşısında bunu manipüle edebilecekler, yönlendirebilecekler diye düşündüler. Ama netice itibarıyla milletimizin büyük demokrasi tecrübesi bütün bu etkileri bir kenara iterek kendi yolunda ilerledi. Biz cumhurbaşkanımız açık ara önde olmasına rağmen, Cumhur İttifakı açık ara önde olmasına rağmen bütün bu süre boyunca hep şunu söyledik; ‘tam olarak tabloyu görünceye kadar, sandıkların yüzde yüzü açılıncaya kadar herhangi bir şekilde sonuç şudur, herkesin kabul etmesi gereken bir veridir’ gibi bir açıklama yapmayacağız. Sürece saygı duyanlar olarak sonuca da saygı duyalım dedik. Neticede Türkiye seçimlere tüm dünyada siyasal katılımın zayıfladığı, siyasal katılım oranlarının çok aşağılara düştüğü bir dönemde sandığı kurarak, çok yüksek bir siyasal katılımla dünya demokrasileri içerisinde pozitif bir ayrışma içerisinde olduğunu, son derece olumlu değerlere sahip olduğunu bir kere daha göstermiştir. Bu tabii demokrasimizin de gücünü göstermektedir. Çünkü büyük milletimiz bu demokrasimizi korurken ve demokratik kazanımları elde ederken büyük bedeller ödemiştir. O sebeple hangi partiden olursa olsun sandığa gider. Oy kullanan, bu büyük siyasal katılımı ortaya çıkaran bütün vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Tabii ki sandıkları koruyan tüm vatandaşlarımıza da teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu demokratik değerlerimizin zenginleşmesi bakımından son derece kayda değer bir nokta olmuştur” şeklinde konuştu.

    “Biz ikinci tur için de çalışmalarımızı aynı güçle, aynı şekilde yapacağız”

    İkinci tur için çalışmalarını aynı güçle aynı şekilde yapacaklarını vurgulayan Çelik, “Bütün teşkilatlarımızla birlikte yine milletimizin huzuruna çıkacağız. Milli iradeye saygı konusunda Türkiye’de bir sürü dış etki üretilmeye çalışılmasına rağmen son derece güçlü bir bağışıklık sistemi olduğu da net bir şekilde görüldü. Aynı şekilde birtakım sanki sokağa şiddet hakimmiş, sokakta şiddet yoluyla sandık manipüle edilebilecekmiş gibisinden bir takım atmosfer oluşturulmasına karşı da emniyet güçleri, jandarma, bütün güvenlik demokratik değerler içerisinde, hukuk devletinin kuralları içerisinde bütün bu süreci son derece sağlıklı bir şekilde geçirebilmemiz için çok değerli katkılar sağladılar. Ve bu katkıların neticesi olarak da Türkiye güvenli bir şekilde seçime gitmiş, sandığın iradesini ortaya çıkarabilmiştir. Biliyorsunuz bu kampanya başladığı günden bugüne kadar iki tane sembol ortaya çıktı. Bir tanesi karşımızdaki ittifakın genel başkanlarından biri kampanya sürecinin sağa sola mermi atarak başlatmıştı. Haftalardır önümüze sürekli olarak şunu getirdiler; siz eğer seçim sonucu olarak arzu etmediğiniz bir tablo ortaya çıkarsa buna saygılı olacak mısınız diye. Defalarca bize soruldu. Halbuki şunu söyleyeyim ki bizim geçmişimizde sandık sonucunu tanımamak ya da seçim sonucunu tanımama gibi bir leke yok. Ama karşımızdakilerin geçmişinde bunlar var. Sandık sonuçlarını maalesef demokrasi dışı bir takım girişimlerle yok etmeye dönük olarak da siyasi tarihlerinde birçok olay var. Dolayısıyla bu bize sorulduğu zaman biz kurumsal geleneğimiz itibariyle her zaman olduğu gibi ‘bizi millet getirir bizi millet götürür’ ilkesine sıkı bağlı olduğumuzu ifade ettik” dedi.

    Çelik, “Vatandaşımızı doğru okuyamayan, vatandaşımızın taleplerini doğru bir biçimde konumlandıramayan pek çok kesim çok erken kendilerini konumlandırmışlardır. Bunların hepsi boşa çıktı. Cumhurbaşkanımıza dönük olarak yapılan kirli kampanyanın hepsi boşa çıktığı zaman, hepsinin milletimiz tarafından bir kenara itildiği görüldü. Şunu net bir şekilde söylemek isterim. Tek bir vatandaşımız yoktur ve olmayacaktır. Şimdi zaman zaman bazı yorumlar görüyoruz. Böyle karamsarlık yaymaya çalışan, işte seçim sonuçlarına dönük olarak kendilerince ülkemizle ilgili olarak karamsar bir tablo çizmeye çalışan bazı kesimler görüyoruz. Bunların hiçbirinin karamsarlığının ya da Türkiye’nin yeri geldiğinde kara propagandasının bir önemi yoktur. Önemli olan demokrasinin gücüdür. Sandığın gücüdür. Defalarca seçim yaptık. Yine seçim yoluyla bu süreci belirleyeceğiz, ortaya çıkacak. Kimliklerimiz farklı olabilir. Partilerimiz farklı olabilir. Ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye’de ikinci sınıf vatandaş yoktur. Herkes birinci sınıf vatandaştır. Bu anlayış çerçeve sonuçta biz seçim yapıyoruz. Siyaset alanı bir rekabet alanıdır. Bir husumet alanı değildir. Birbirimizin hasmı değiliz. Sadece siyasi partiler arasında bir rekabet. Hepimiz kardeşiz, komşuyuz, akrabayız, maneviyiz, hemşehriyiz. Bu duyguyla bu seçim sürecini yürüttük ve bundan sonrasında da böyle gideceğiz” dedi.

  • Yavaş ve İmamoğlu’ndan basın açıklaması

    Yavaş ve İmamoğlu’ndan basın açıklaması

    Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Yavaş, ” Sayın Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu öndedir. Bize güvenin bize inanın…. Kendi işlerine gelen sandıkların akışını yapıp bunu da Anadolu Ajansı bir şekilde bütün milletimize yayıyor. Şu andaki Anadolu Ajansı’nın verilerine göre gerideyiz ancak yüzde 23,87 İstanbul’da ve Ankara’da öndeyiz bunu bütün halkımızın bilmesi lazım. ” dedi.

    Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte saat 19.30’da CHP Genel Merkezinde basın açıklaması yaptı.

    “SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ KEMAL KILIÇDAROĞLU ÖNDEDİR. BİZE GÜVENİN BİZE İNANIN”

    Yavaş şunları söyledi:

    “Değerli basın mensupları Sayın Başkanımızın söylediği gibi hatırlarsanız 31 Mart seçimlerinde de rakibimi yüzde 83 ile başlatmışlardı. Şu anda biraz önce başkanımın da söylediği gibi yüksek çıkan sandıklara itiraz etmek suretiyle kesinleşmedi diye. Kendi işlerine gelen sandıkların akışını yapıp bunu da Anadolu Ajansı bir şekilde bütün milletimize yayıyor. Güvenilir hiçbir tarafı yoktur. Mahcup da olmuyorlar. Çünkü 2014 seçimlerinde de aynı şekilde o zamanki Anadolu Ajansı genel müdürü AK Parti genel merkezinden televizyonları arayarak sadece bizim verdiğimiz sonuçları yayınlayın diğerlerini yayınlamayın diye talimat vermişti. İtiraz ettiler hayır falan dediler ama daha sonra o zamanki Anadolu Ajansı genel müdürü de geçerken bir uğramıştım demek durumunda kaldı. Artık Anadolu Ajansı gerçekten işlevini yerine getirmiyor. Bizim elimizdeki verilere göre tam sonuç vermeyeceğim ama yüzde 23,87 net gelen sonuçlara göre şu anda Sayın Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu öndedir. Bize güvenin bize inanın. İnşallah daha sonuçlar geldikçe zaman zaman başkanla gelip sizi bilgilendireceğiz. Doğru bilgi buradadır. Yanlış bilgi verirsek mahcup olan biziz. Biz de mahcup olmak istemiyoruz. Anadolu Ajansı’nın durumuna düşmek istemiyoruz. Başka bir sorun çıkarsa mutlaka onu da sizinle paylaşacağız. Özellikle başkanımın söylediği gibi sandıklarda duran arkadaşlarımızın veya bizi izleyen bütün milletimizin moralleri yüksek olsun şu anda net rakamlar olarak konuşuyoruz biz öndeyiz. İnşallah birinci turda tamamlayacağız. Tahmin  ediyorum veriler çoğaldıkça yüzde 50’ye yaklaşırken tekrar ayrıca bir bilgilendirmesini yapacağız.”

    “ŞU ANDAKİ ANADOLU AJANSI’NIN VERİLERİNE GÖRE GERİDEYİZ ANCAK YÜZDE 23,87 İSTANBUL’DA VE ANKARA’DA ÖNDEYİZ BUNU BÜTÜN HALKIMIZIN BİLMESİ LAZIM”

    Yavaş, “23,87 doğudan gelen sandık mı” sorusu üzerine, “Türkiye’nin her yerinde, İstanbul ve Ankara’da da öndeyiz o kadarını söyleyeyim. Şu andaki Anadolu Ajansı’nın verilerine göre gerideyiz ancak yüzde 23,87 İstanbul’da ve Ankara’da öndeyiz bunu bütün halkımızın bilmesi lazım” yanıtını verdi.

  • Ekrem İmamoğlu’dan ‘giderayak’ uyarısı

    Ekrem İmamoğlu’dan ‘giderayak’ uyarısı

    Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gaziosmanpaşa’da yurttaşlarla buluştu.

    “TARİHİ BİR SEÇİM”

    İmamoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

    “Sevgi ile kardeşlikle birbirimize sımsıkı kenetleneceğiz. Kavga ile gürültü ile işi olanlara bu seçimde tersini seçip diyeceğiz ki; ‘Bizim sizinle işimiz olmaz kardeşim. Hadi evinize gidin’. Sevgide, barışta, kardeşlikte birleşeceğiz. Şehirlerimizi kalkındıracağız. Memleketin bütün sorunlarına hep birlikte yol alıp çözüm bulacağız. Bütün bunları yaparken birleşeceğiz. Hizmette birleşeceğiz. Çocuklarımızın geleceği için çok çalışacağız. İstanbul’da yaptık şimdi bütün Türkiye’de yapacağız. Hep birlikte çok özenli çalışma zorunluluğumuz var. Yarınki seçim tarihi bir seçim. Bu seçimin iki önemli kitlesi var. Bir tanesi gençler. Gençler, bu seçimde vereceği kararla 20 – 25 yıllarının ya önünü açacak, ya önünü kapatacak. Memleketin gençleri artık hayallerini yurt dışı için kuruyor. Memleketin gençleri, işsizlikle, eğitimdeki kalitesizlik ile boğuşuyor.

    GENÇLERE SESLENDİ: “BU İŞİ YARIN BİTİRİN”

    Gençler bu seçimde diyecek ki ‘Ben bu duruma kendilerini düşüren akılla mı yola devam ediyorum ya da gençlere özgürlük vaat eden, onların hakkını hukukunu koruyan liyakatiyle arzu ettikleri makama taşıyan bir süreci mi tercih edecekler’. Yol ayrımı bu kadar net. Bu seçimdeki kararınız hayat boyu sizinle olacak. Biz diyoruz ki; kendinize güvenin, kendinize dönük kararları kendini alın. Doğruya ‘doğru’, yanlışa ‘yanlış’ deyin. Bu seçimde ikinci tur vs. yok. Mutlaka ve mutlaka bu işi yarın bitirin. Sevgili gençler bu kararlığı ortaya koyduğunuzda göreceksiniz sizin hayatınız değişecek. Pazartesi sabahı yüzünüz gülecek. Üniversiteler özgürleşecek. Bir twit attınız diye kimse sizi gözaltına almayacak. Hapse atmaya kalkmayacak. Düşüncenizi kimse yargılamayacak. İşte biz gençlere özgürlük vaat ediyoruz.

    “BEN ONLARIN KARARINA RAZIYIM”

    Bu seçim bir de çocuklar için çok önemli. Çocukların anne ve babaları oy kullanacak. Çocukların iyi eğitim almaları, sınav mahkûmu olmamaları, özgür yetişmeleri, eğitimdeki eşitsizliğin ortadan kalkması, aç diye okulda beslenme çantasında yemek olmadığının kalktığı bir dönem istiyorsanız, o beslenme çantasının sorumluluğunu devletin üstüne aldığı bir dönem istiyorsanız, iyi bir gelecek, çocuklarınızı ötekileştiren değil bu memleketin evladı kabul eden bir süreç istiyorsanız; bana sormayın anneler babalar çocuklarınıza sorun onların kararına göre oy kullanın. Ben onların kararına razıyım.

    Bu seçim adalet, hak, hukuk için önemli. Adamına, partisine, kişiye yakınlığına göre adaletin bittiği memleketin her insanına adaletin eşit uygulandığı bir dönemin başlangıcı için önemli. Hak, hukuk, adaletin simgesi devlet insanı, bu memleketin her kuruşuna gözü gibi bakacak. Millet İttifakı’nın bir araya gelmesinin mimarı Kemal Kılıçdaroğlu’na hep beraber oy vereceğiz.

    ERDOĞAN YANIT: “HADİ ORADAN”

    Bir ülkenin Cumhurbaşkanı bana, Cumhurbaşkanı adayımıza ‘terörist’ diyor. O kadar üzücü, o kadar acı ki. Ben birkaç şey hatırlatacağım. Çocukluktan beri birkaç kural öğrendik; yalan konuşmayacaksın, iftira atmayacaksın. Bunlar inancımızda da en büyük günahlar. Yalan konuşmayacaksın. Milletin gözüne baka baka yalan konuşmayacaksın. Milletine ‘terörist’ diyenden bu ülkeye hayır gelmez. Bir oy için milletine ‘terörist’ diyen, seçim için yalan konuşandan, iftira atandan bu millete hayır gelmez. Üzücü olan, buna aldanan insanlar var. Onların kalbini köreltiyor. Milleti birbirine düşürüyor.

    Sen kimsin de milli bilincimi ölçeceksin. Sen kimsin de vatan sevdamı ölçeceksin. Sen kimsin de benim millete olan tutkumu ölçeceksin. Sen kimsin de benim vatana, bayrağa, millete, Atatürk’e olan  sevgimi ölçeceksin. Hadi oradan! Bu milletin geçmişiyle, Atatürk ile sıkıntısı olanla benim işim olmaz. Seçime bir gün kala kırmızı bültenle aranan insanı devletin televizyonuna çıkarıp bildiri okutacaksın, bana terörist diyeceksin. Hadi oradan iftiracı seni. Millet senin bu iftiralarına aldanmadı aldanmaz. Bir oy için sen her şeyi yaparsın. Millet sana da senin gibi düşünenlere de dersini verecek.

    “KULAĞIMIZA BİR ŞEYLER GELİYOR”

    Bir havalimanının hesabını veremediğin için gündemi değiştiriyorsun. Bunlar giderayak İstanbul Havalimanı’nı da satarsa şaşırmayın. Hem de yabancılara satarlar. Kulağımıza bir şeyler geliyor. Giderayak onu da yaparlar.”

  • ‘Yarının kombini belli oldu’

    ‘Yarının kombini belli oldu’

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Esenyurt’ta yurttaşlarla buluştu.

    “HALK NE DERSE O”

    İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

    “Sizden söz almak istiyorum; yarının kombini belli oldu. Bütün hanımefendiler de dahil bunu yapabilirler. Kolları kıvrılmış bir gömlekle sandıkların başında, okulların önünde, canım Türk bayraklarıyla caddelerde, sokaklarda memleketi demokrasi şölenine çevirmeye hazır mıyız? Tamam, anlaştık mı? Halk ne derse o. ‘Ben bilirim’, ‘Ben her şeyin doğrusunu bilirim’ diyen akıl, ‘ben’ dönemi bitecek; ‘biz’ dönemi başlayacak.

    “EKONOMİYİ BATIRDILAR, CEBİNİZDEKİ PARAYI PUL ETTİLER”

    Güçlü bir ittifakımız var. İçinde 6 siyasi parti ve kadroları var, ama daha önemlisi içine milletin evlatları var. Sizlerle birlikte bu süreci başaracağız. Memleketin altını üstüne getirdiler, ekonomisini batırdılar. Cebimizdeki parayı pul ettiler. Fakirlik, yoksulluk, işsizlik umutsuzluk Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bu kadar insanları ezdi.

    Yarın Türkiye Cumhuriyeti tarihine geçecek ‘demokrasi bayramı’ ilan edeceğiz. Bugün itibarıyla 24 saat kaldı. Bu pırlanta gibi geçlerimize bir çift sözüm var; bu seçim sizin önünüzdeki 25-30 yılın düzeninin, rejiminin, sisteminin seçimi. Hayatınızın en önemli kararlarından birini vereceksiniz. 1 oy eksiltmeden sandığa gidin.

    “DOĞRUYA ‘DOĞRU’, YANLIŞA ‘YANLIŞ’ DEME SEÇİMİ”

    Bu seçim sadece geçmişten bu ana gelen siyasi alışkanlıklarınızın seçimi değil. Doğruya doğru, yanlışa yanlış deme seçimi.

    Sevgili büyükler bir de çocuklarınıza fikirlerini sorun. Aslında onlar için oy kullanacaksınız. Çocuklarınızın geleceğinin, bu milletin barışının, huzurunun korunması, teminatı olması için Millet İttifakı’na oy verin, Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verin.

    4 yılda bizi engellemelerine rağmen yaptıklarımızı düşünün, bir de iktidar olduğumuzda bu memleketi, ki onlar gibi yapmayacağız. Bütün kurumları kucaklayacağız. Siyasi parti vesaire bakmadan her kuruma değerini vereceğiz. Size söz bu memleketi ayağa kaldıracağız, kalkındıracağız. Size söz devletin kurumlarında hangi partizan akıl varsa söküp atacağız.

    “BİR KİŞİNİN DEĞİL MİLLETİN GÖNLÜNE GİRMEK ESASTIR”

    Yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemin son görevine bir gün kaldı. Yarın sandıklara sahip çıkacağız. Sandıklarda görev alacağız. Ben eminim, sandıkta görev alan devlet memuru, ilçe seçim kurulları, il seçim kurulları, yüksek seçim kurulu, güvenlik görevlileri milletine layık işler yapacaklar. Onlar milletin namusuna sahip çıkacaklar. Benim kamu görevlilerim hakkını verecek. Çünkü onlar biliyor bir kişinin değil milletin gönlüne girmek esastır.

    “YARIN DEMOKRASİ BAYRAMI YAPACAĞIZ”

    Bunlar iki gündür milleti tehdit etmeye çalışıyorlar. Bunlar zannediyorlar ki kendilerini ‘kazananlar kulübü’, kazananlar kulübü artık millet. Bir avuç insanın dönemi artık bitti. Biz onu 2019’da sandığa gömdük.

    80’i aşan yerde milletimle buluşmanın onurunu yaşıyorum. 15 Mayıs’tan sonra her yere hizmet için koşa koşa, coşa coşa gideceğim.”

  • İmamoğlu, saldırıda yaralananlarla Rize’de buluştu

    İmamoğlu, saldırıda yaralananlarla Rize’de buluştu

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Erzurum’da düzenlediği mitinge yapılan taşlı saldırıda yaralanan bazı vatandaşlarla Rize’de kahvaltıda buluştu. Zamanında iktidar kanadında siyaset yaptığını belirten yaralı Tülay Gıcırkan’ın buluşmada sarf ettiği “Beni üzen şey; başıma gelen taş değil de benim bayrağıma atılan taş ve bana hastaneye giderken ikinci sınıf muamelesi yapılmasıydı” sözleri dikkat çekti. İmamoğlu, “Erzurum’a yolunuz düşerse, bekleriz” diyen yaralılar ve yakınlarına, “Geleceğim. 15 Mayıs’tan sonra, ilk ziyaretlerimden birini Erzurum’a yapacağım” yanıtını verdi.

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Erzurum’da düzenlediği mitinge yapılan taşlı saldırıda yaralanan Erzurumlu vatandaşlardan bazılarıyla Rize’de buluştu. Kahvaltılı buluşmaya, saldırıda yaralanan Tülay Gıcırkan, Burak Değer ve Talip Bingöl aile fertleriyle birlikte katıldı. Eşi Dr. Dilek İmamoğlu ile birlikte misafirlerini ağırlayan İmamoğlu, yaralılarla olay günü görüntülü olarak da konuştuklarını belirterek, aile fertleriyle tek tek tanıştı.

    Yaralılara bir kez daha geçmiş olsun dileklerini ileten İmamoğlu, “Geçmiş olsun. Hiç yakışmayan bir işti” dedi. Bu sırada araya giren yaralı Bingöl, duygularını, “Otobüsün üzerinde o taşlar size geldi ya, öyle benim zoruma gitti. İçimden kan gitti Başkanım” sözleriyle dile getirdi. İmamoğlu’nun Bingöl’e yanıt, “Güzel kalbinle var ol. Bu olan işin ne Erzurum’la bir ilişkisi var ne bizim insanımızla. Böyle kışkırtılan, tabiri caizse azmettirilen bir insan grubunun yaptığı bir ayıptır. Acı bir şey, ama yapacak bir şey yok. Allah beterinden korudu o gün” oldu.

    “BİR DE UTANMADAN, ‘EKREM YAPTIRDI’YA GETİRDİLER İŞİ”

    Yaralılardan Gıcırkan da Erzurumlu Alvarlı Efe’nin, “Allah’a emanet olsun Erzurum” sözünden alıntı yaparak, yaşananlardan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Yaralı genç Burak’ın annesi Gülsüm Çelik de İmamoğlu’nun, mitinge katılan vatandaşlara saldırganlara yanıt vermemeleri yönündeki çağrısının değerli olduğunu belirtti. İmamoğlu, “Çünkü benim oğlum delikanlı, karşılık verse, Allah muhafaza yani” diyen Çelik’e, “Tabii tabii heyecan yapar, uçar gider. Yazık ya. Bizim insanımız. Aynı milletiz. Bu memleketin insanı yani. En doğusundan en batısına kurban olurum. Ayıptır, yazıktır” yanıtını verdi.

    İmamoğlu, Burak’ın babası Fikret Çelik’in, “Biraz önce onu söylüyorduk. Diyoruz ki; aynı camiye gidiyoruz, aynı aile hekimine gidiyoruz belki. Aynı kaptan yemek yiyoruz. Biri birini taşlıyor. Böyle saçma sapan bir şey olur mu. Bu ayıptır” sözlerine, “Bir de utanmadan, ‘Ekrem yaptırdı’ya getirdiler işi” katkısını verdi.

    Yaralı Gıcırkan’ın yeğeni Serap Gıcırkan da söz alarak, “Maalesef Başkanım, en üzüldüğümüz oydu. İnsan hakikaten önce bir özür bekliyor” şeklinde konuştu. İmamoğlu da yeğen Gıcırkan’a, “İnsan der ki ‘Bir eksiğimiz mi var, gediğimiz mi var? Onu nasıl kapatırız? Bunu demiyor. ‘Onlar kendi kendilerini taşladılar’ diyor. Yani ben ağabeyime taş attım yukarıdan yani. Olacak iş değil ya” karılığını verdi.

  • İmamoğlu provokasyonunda 13 gözaltı

    İmamoğlu provokasyonunda 13 gözaltı

    Alınan bilgiye göre; emniyet güçlerince olaylara karışan 16 kişiyi tespit edildi ve 13 kişi gözaltına alındı.

    Ayrıca, olaylarda yaralanan 12 kişinin hastanelerde yapılan tedavileri sonucu taburcu edildikleri bildirildi.