Deprem bölgelerinde bulunan çocukları unutmayan İznik’te ki ev hanımları sosyal medyadan organize olup bir araya geldi. 500 kişiden oluşan grup İznik Süleyman Paşa Medresesi’nde toplanarak kazak, bere, eldiven, atkı ve çorap örmeye başladı. Ev hanımlarını sosyal medyadan toplayan Damla Özbaş, “İznik halkına çok büyük teşekkür ediyorum. 4 günde 500 kişiye ulaştık. Sadece burada değil evlerde köylerde ev hanımları aralıksız çalışıyor örgü örüyorlar. Bunları günlük olarak depremzedelere gönderiyoruz” dedi.
Daha önce Ronaldo, Messi, Mbappe gibi dünyaca ünlü birçok futbolcunun formasını açık artırma ile satarak gelirini depremzedelere bağışlayan milli oyuncu Merih Demiral, sosyal medya hesabından, İtalyan kaleci Gianluigi Buffon’un eldivenlerinin de bu kapsamda satılacağını duyurdu. Merih, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Son adam Gianluigi Buffon. Tarihin en iyisi Gianluigi Buffon imzalı eldivenleri ile destek oluyor. Efsanenin eldivenlerini açık artırmayla satışa çıkarıyoruz” ifadelerini kullandı.
Buffon’un eldivenlerinden elde edilen gelir yine deprem bölgesindeki afetzedeler için kullanılacak.
Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi (GATA) Yoğun Bakım ve İç Hastalıkları Uzmanı ve Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel, marketlerde alışveriş arabalarının salgın açısından risk olduğunu söyleyerek, uyarılarda bulundu.
Prof. Dr. Yamanel, bulaşı engellemede bu arabaların dezenfeksiyonun önemli olduğunu belirterek, “Öncelikle her zaman dediğimiz gibi bu virüse karşı el hijyeni çok önemli. Marketlerdeki alışveriş arabaları da çok sık dokunulan ve elden ele dolaşan araçlar. O nedenle bunların özellikle tutulan yerlerinin sık sık su ve deterjanla temizlenmesi ve daha sonra belki çamaşır suyu çözeltisiyle silinmesi çok önemli. Arabalar ile temastan sonra mutlaka el hijyenine dikkat etmemiz gerekiyor. Alışveriş bitiminde ulaşabiliyorsak su ve sabunla en az 20 saniye iyice ovarak ellerimizi temizlememiz gerekiyor. Eğer su ve sabuna ulaşamazsak el dezenfektanı ya da kolonyanın da mutlaka kullanılması lazım” diye konuştu.
MARKET ARABASI İÇİN DEZENFEKTAN KABİNİ
İşletmeler de alışveriş arabalarının temizliği için farklı yöntemler kullanıyor. Kimi marketlerde arabalar suyla yakınıp, silinerek temizlenirken, kimisinde de özel dezenfektan kabinleri kullanılıyor. Özel üretilen kabinde dakikada 50 market arabası aynı anda dezenfekte edilebiliyor. Üretici firma yöneticisi Tunca Çıplak, market arabası dezenfeksiyon cihazı ile ilgili bilgi verdi. Çıplak, “Proje ve imalat kısmı tamamen yerli olan bir ürün ortaya koymaya çalıştık. Marketler temel ihtiyaçların karşılandığı ve bulaşıcı zincirinin olduğu bir nokta. Ve bulaş zincirinin kritik noktası da market arabalarının temas yeri. Bu cihaz ile dakikada 50 market arabasını dezenfekte edebiliyoruz. Cihaz maksimum 38 litre ilaçlı su kapasitesine sahip. Bununla 6 bin alışveriş arabasını dezenfekte edebiliyoruz. Sağlık Bakanlığı?nın onay verdiği herhangi bir dezenfektan maddeyi de bu cihazda kullanabiliyoruz. Dezenfektan maddenin temas ettiği yüzeylerde virüsle ilgili hiçbir kalıntı kalmıyor” ifadelerini kullandı.
‘TEDİRGİN OLUYORUZ’
Alışveriş yapan vatandaşlar da market arabalarını kullanırken tedirgin olduklarını söyledi. Aziz İmrenk (60) “Biz bu arabayı aslında eldivenle de kullanabiliriz; ama bilim adamları eldiven kullanmanın sakıncalı olduğunu söylediği için eldiven kullanmadan alışveriş arabasının buralarından tutmak zorunda kalıyoruz. Tutmadan önce çantamdan ıslak mendilimi çıkarıp tutacağım yerleri siliyorum. Çünkü bu yerlere akşama kadar kimler değiyor ve o kişilerin mikrop taşıyıp taşımadığını bilemeyiz. Onu da götürüp çöpe atıyorum. İşim bittikten sonra da hemen ellerimi dezenfekte ediyorum” diye konuştu.
İstanbul ve çevresinde 3 yıldır dalış yapan dalgıç İsa Şahintürk, korona virüs ile mücadele döneminde İstanbul Boğazı’na daldı. Boğazın derinliklerini koronavirüs döneminde ilk defa görüntüleyen Şahintürk, denize atılan maske ve eldivenlere dikkat çekti.
3 yıldır İstanbul ve çevresinde serbest dalış yaparak incelemeler yapıp o anları videoya çeken dalgıç İsa Şahintürk, korona virüs ile mücadele günlerinde İstanbul Boğazı’na daldı.
Boğazın derinliklerini korona virüs döneminde ilk defa görüntüleyen Şahintürk, İstanbul’un sularının derinliklerini çektiği videolarla anlatıyor. Galata Kulesi’nden Ortaköy Cami’ne Kız Kulesi’ne kadar kentin birçok noktasında dalan Şahintürk, boğazın altında ilginç görüntülere de şahit olduğunu söylüyor. Hafta sonları oltayla balık avlayarak başladığı bu serüvene zıpkınla dalarak devam eden Şahintürk, daha sonra zıpkını bırakarak ilginç balık sürülerini takip ederek o anları videoya çekiyor. Korona virüs ile mücadele kapsamında insanların sokağa çıkmadıkları dönemlerde su kirliliğinde bir değişim olmadığını aktaran Şahintürk, denize atılan maske, eldiven ve atık çöplerle gündemi deniz altından takip edebildiklerini söylüyor.
“Gündemi denizin altında takip edebiliyoruz”
İnsanların korona virüs tedbirleri kapsamında kullandığı eldiven ve maskeleri denize attığını söyleyen 3 yıldır İstanbul ve çevresinde dalış yapan dalgıç İsa Şahintürk, “İnsanlar kullandığı maskeleri, eldivenleri, pet şişeleri yerlere attığı için bu çöpler denizi de kirletti. Gündemi bir nevi denizin altında takip edebiliyoruz. Maske ve eldivenleri suyun altında görmek çok üzücü. Küresel anlamda zaten deniz kirliliğinin sebebi atık sulardır. Atık sularda hala denize akmaya devam ettiği için suyun kirlilik oranında bu süreçte bir değişim yok. Tüm dalışlarda bunu çok rahat anlayabiliyoruz. Yasaklar bitip dalış yaptığımızda suyun temizliğinde bir değişim olacağını düşünmüyorum. Sadece kıyıdan sahillerde piknik yapanların attığı çöpler biraz daha az olduğu için zeminde çöp azalır fakat su kirliliği aynı şekilde devam edeceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“Su kirliliği hala devam ediyor”
Korona virüs tedbirleri kapsamında insanların sokağa çıkmadıkları bugünlerde de su kirliliğin hala devam ettiğini söyleyen Şahintürk, “Yunusların şuan sık görülme sebebi de deniz trafiğinin olmayışıdır. Yunuslar boğazda her zaman var. Şimdi deniz trafiği olmadığı için daha rahat yüzeye çıkabiliyorlar. Deniz popülasyonunu etkileyen asıl sorun ticari avcılıktaki küçük balıkların avlanmasıdır. Çünkü küçük balıklar henüz yumurtlama imkanı bulamadan avlanıyor. Bu nedenle zamanla nesli azalıyor. İnsanların korona virüs nedeniyle dışarıda olmayışı illaki bir etki yapıyor. Yalnızca asıl büyük sorun su kirliliğinin hala devam etmesidir. Buna çözüm olarak da insanların bilinçli olması gerekiyor. Deniz kirliliğinin en etkin sebeplerinden ikincisi de atık çöplerdir” ifadelerini kullandı.