Etiket: enerji bakanı

  • Bakan Dönmez’den Karadeniz gazı açıklaması

    Bakan Dönmez’den Karadeniz gazı açıklaması

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Karadeniz’deki rezerv için ilk fazın 10 kuyudan günde yaklaşık 10 milyon metreküp doğal gazı taşımayı hedeflediklerini dile getirerek, “Maksimum üretim seviyesine çıktığımızda ülkemizin ihtiyacının yaklaşık 3’te 1’lik kısmını Karadeniz sahasında sağlamış olacağız. Başka bir ifade ile meskenlerin, konutların doğal gaz ihtiyacının tamamını Sakarya gaz sahasından karşılar hale geleceğiz” dedi.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Bursa Uludağ Üniversitesi’nde ‘Bağımsız Enerji Güçlü Türkiye’ konulu konferansa katıldı.

    Karadeniz’de bulunan doğal gaz ile ilgili açıklamalarda bulunan Dönmez, “Yerli doğal gazda hedefimiz belli. 2023’e gazın ilk fazını sisteme vereceğiz. İlk faz için açılması planlanan yaklaşık 10 kuyudan, günde yaklaşık 10 milyon metreküp doğal gaz taşımayı hedefliyoruz. İkinci fazda artan kuyu miktarıyla birlikte karaya aktarılan doğal gaz miktarı günde yaklaşık 40 milyon metreküpe kadar çıkacak. Maksimum üretim seviyesine çıktığımızda ülkemizin ihtiyacının yaklaşık 3’te 1’lik kısmını Karadeniz sahasında sağlamış olacağız. Başka bir ifade ile meskenlerin, konutların doğal gaz ihtiyacının tamamını Sakarya gaz sahasından karşılar hale geleceğiz. Deniz tabanında yaklaşık 2 bin 200 kilometrekarelik bir alan içinde yaklaşık 40 adet üretim kuyusundan gelen doğal gazın toplanmasını ve boru hattına aktarılmasını sağlayacak bir şebeke kuracağız. Deniz tabanı üretim tesisini kara tesisine bağlayacak boru hattımız 169 kilometre olacak. Şu ana kadar, gerekli boruların yüzde 50’den fazlasının üretimi tamamlandı ve yüklemeye hazır durumda. İnşallah önümüzdeki yılın ortalarında Karadeniz’in tabanına boruları serip ilk kaynağı vuracağız” diye konuştu.

    “Türkiye’nin 20-30 yıl öncesine bakarsanız Türkiye’nin nereden nereye geldiğini daha iyi anlarsınız” diyen Bakan Dönmez, “O dönemi romantize ederek güzel göstermeye çalışanlar emin olun ki elindeki statükoyu, gücü kaybeden, kendini her zaman halkın üstünde görenlerdir. Yeni bir dönemin arifesindeyiz. Yeni bir doğumun sancılarını çekiyoruz. İnanıyorum ki büyük ve güçlü Türkiye yolunda çektiğimiz bütün bu sıkıntıların sonu aydınlıkla noktalanacak. Siz gençler, yaşanan her şeyi zahiriyle değil batınıyla, perde arkasıyla görmek zorundayız. Bugün burada bağımsız enerjiyi güçlü Türkiye’yi konuşmak için bir araya geldik. Ama öncesinde böyle bir girizgâhla bizleri geleceğe taşıyacak olan sizlerin ne kadar büyük bir sorumluluğa sahip olduğunuzu, hangi zorluklarla karşılaşabileceğinizi hatırlatmak istedim” dedi.

    “Karadeniz’deki doğal gaz keşfinden milletimiz memnun”

    Karada ve denizde bağımsız enerji idealine ulaşmak için gece gündüz çalıştıklarını dile getiren Dönmez, “Karadeniz’de 540 milyar metreküplük gaz keşfimizin milletimizi nasıl memnun ettiğini gittiğimiz her yerde görüyoruz. Akdeniz’i karış karış arıyoruz. Bizler Mavi Vatan stratejisiyle yeni bir vizyon ortaya koyarken, Türkiye’nin Akdeniz’de yürüttüğü mücadeleyi kötüleyen, bu gayreti ‘düşmanca ve saldırgan’ olarak niteleyen bazı mahfiller başkalarının adına bu süreci baltalamak istiyor. Düşmana hoş görünmek için kendi milletine düşmanlık eden böyle bir zihniyet geçmişte de var olmuştu bugün de zavallı halleriyle yine sahnedeler. Diğer yandan yerli ve yenilenebilir enerjiye yatırımlarımız bütün hızıyla devam ediyor. Yenilenebilir enerji kurulu gücün toplam kurulu gücün yüzde 53’üne ulaştı. 2020 yılı ve 2021 yılı ilk dokuz ayında devreye giren elektrik üretim santrallerinin neredeyse tamamının yenilenebilir enerji kaynaklarından oluştu. Türkiye, 2000’li yıllarda küresel yenilenebilir enerji istatistiklerinde ‘Diğer’ başlığı içinde iken, bugün sahip olduğumuz toplam yenilenebilir enerji kurulu gücüyle Avrupa’da beşinci dünyada on ikinci sırada yer alıyoruz. Sadece 2020 yılında devreye aldığımız yenilenebilir enerji kurulu gücü 24 Avrupa ülkesinin toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünden fazladır” ifadelerini kullandı.

    Enerji teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik son zamanlarda müthiş bir ilerleme yaşandığını kaydeden Bakan Dönmez, “Temel hedefimiz, Türkiye’nin enerji ithalatını azaltmak, elektriğimizi yerli kaynaklardan üretirken, enerji teknolojilerini de yerlileştirmektir. Burada genç yeteneklere büyük iş düşecektir. Güneşten hidroliğe, rüzgardan jeotermale kadar her alanda teknolojik dönüşümü yerli üretim, yerli insan kaynağı ve yerli Ar-Ge ile gerçekleştirmek istiyoruz. Bir diğer önemli başlığımız da enerji verimliliği. Son 4 yılda enerji verimliliğine yapılan yatırımlarla 1,2 milyar dolarlık yıllık tasarruf elde ettik. Diğer yan sektörleri de hesaba kattığımızda toplamda 3,6 milyar dolarlık büyük bir katma değer sağlıyor. Burada gençlerimize, sizlere büyük bir iş düşüyor. Biz enerji teknolojilerini sizler için dünyaya meydan okuyacağınız, dünya ile rekabete girebileceğiniz bir alan olarak tanımlıyoruz. Sizlere güveniyoruz. Sizlere inanıyoruz. Bilginize, heyecanınıza, düşüncelerinize, enerjinize ihtiyacımız var. Hep birlikte Türkiye’yi zirveye taşıyoruz” şeklinde konuştu.

    “Yarın lityum, kobalt, hidrojen ve değerli mineraller kullanılacak”

    ‘Gelecekte enerji nasıl olacak’ sorusunu değerlendiren Dönmez, “Enerji teknolojilerinin gelişimiyle birlikte enerjide bildiğimiz pek çok şey hızla değişime uğruyor. Uluslararası Enerji Ajansı raporuna göre bugün ki petrol-doğalgaz ticaretlerinin yerini yarın lityum, kobalt, hidrojen, değerli mineraller alabilir. Bu yeni hammadde döngüleri yeni çeşit bir jeopolitik sistem ve yeni bir enerji düzeni getirebilir. Bu sebeple bugünü düşündüğümüz kadar yarını da görmek ve anlamak zorundayız. Raporda belki de verilen mesajların en önemlisi enerji dönüşümünün öyle kolay, düzenli olmayacağı. Net sıfır baz yük anlamında iki grup var. Bir gruba göre yenilenebilir kaynaklar her şeye yeter. Ama eylül ayında İngiltere’de rüzgarın az esmesi sonucu fiyatlar arttı. Ya da bu yıl mevsim anormalitesi yüzünden HES’ler elektrik üretiminde önceki yıllara göre fazla rol alamadı. Temiz enerji kaynakları da iklim değişikliğinden etkileniyor. Şu anda iklim değişikliği görüşmelerinin yapıldığı Glasgow’da elektrik üretiminin 71’i nükleerden. Evet, bir hedef var ama oraya gidilmesi için yapılması gereken çok şey var” dedi.

    Elektrikli araba vurgusu

    Elektrikli arabaların gelişinin çok önemli olduğunun altını çizen Dönmez, “Fakat elektrikli arabalar sadece sessiz otomobiller değil. Bunlar aynı zamanda tekerlekli elektrik talebi. Örneğin bayram tatillerinde yapılan yolculukları düşünün. İstanbul’daki elektrik talebi, 2-3 gün içinde Muğla, İzmir, Antalya’ya kayıyor ve orada sadece 7-10 gün kalıyor ve geri dönüyor. Elektrikli arabalar şebekeye destek de verebilir. Bunu yapan modeller var. Fakat araba üreticileri için pil ömrü daha önemli olduğundan burada taviz vermek istemeyebilirler. Diğer taraftan ağır yük taşımacılığı yapan kamyonlar ne olacak? Uçaklar, gemiler diğer yanda. Bu sorulara tüm dünya cevap arıyor. Alternatif yakıtlar, elektriklenme, hibrit sistemler önemli hale geliyor. Açıkçası bizi geleceğe götürecek teknolojilerin sadece yüzde 50’si şu anda kendini ispatlamış durumda. Fakat üzerinde çalışılması gereken birçok enerji teknolojisi var. Hidrojen bunlardan bir tanesi. Belki füzyon bir diğeri olabilir. Bir diğer tarafta da dijitalleşme giderek önem kazanacak. Geleceğe dair en önemli senaryolardan biri elektriğin toplam enerji tüketimindeki oranının yüzde 25’ten yüzde 50’ye çıkması. Bu çıkış birçok fayda ve riski beraberinde getirecek. En önemlisi esneklik ihtiyacı olacak” diye konuştu.

    Bakan Dönmez sözlerine şöyle devam etti: “Esneklik ihtiyacının belki en kolay karşılanabileceği yerlerden biri de tüketici ama elektronik olarak. Mesela rüzgar esmediğinde buzdolapları yarı güç modunda çalışsa ya da ev aletlerinin kontrol edilebilen değişik güç modları olsa. Örneğin cep telefonlarındaki güç ayalarını biliyorsunuz. Pil bitmeye yakın bunları en az tüketecekleri noktaya çekiyoruz, ekranı kısıyoruz. Aslında bir enerji yönetimi yapıyoruz. Bir kısım telefon otomatik yapıyor bunu. Pil belirli bir oranın altına düşünce aydınlığı azaltıyor ve bunu belli algoritmalarla yapıyor.”

    “Kripto para için harcanan elektrikle Afrika’da milyonlarca insanın hayatı değişebilir”

    Kripto para için harcanan elektrikle Afrika’da milyonlarca insanın hayatı değişebileceğini söyleyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Bugün yapay zekâ algoritmaları, çok başarılı ama inanılmaz elektrik tüketiyor. Aslında ev aletlerinin yerini algoritmalar da alıyor diyebiliriz. Fakat bu algoritmaların akıllı tasarlanması büyük bir alan açabilir. Yani şebekeden gelen sinyallere göre artan ya da azalan enerji tüketimi ya da ısıtma-soğutma sistemlerinin genel sisteme destek olması önemli. Belki enerji dönüşümünün en kritik noktası sanayinin karbonsuzlaşması. Bir örnek verecek olursak hidrojenden sıfır emisyonlu çelik üretilmesi gibi. Çimento sektörü çok daha ilginç çünkü ısı çok kullanılıyor ve süreç içinde kimyasal tepkimeden dolayı emisyon çıkıyor. Kimyasal üretimi, plastikler diğer birçok ürününün üretilmesi için inanılmaz enerji harcanıyor ve emisyon üretiliyor karşılığında. Bir tişört üretilmesi 3 bin litre su ihtiyacına mal oluyor. 2 kilowatt saat da elektrik gerekiyor. Bu enerji ve kaynak tüketimini azaltacak teknolojilere acil ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

    “Üniversiteler sürecin daha fazla içinde yer alacak”

    “1970’lerde araçlar 100 kilometrede 20-23 litre yakıt kullanımı ile çalışıyordu. 50 yılda bu oran üçte bir dörtte bir oranına kadar düştü. 100 watt ile aydınlatan ampuller şimdi 12 wattlara kadar düştü” diyerek sözlerine devam eden Dönmez, “Son 15 yılda, Edison’dan, Tesla’dan beri aynı olan aydınlatmalar, çip teknolojisiyle aynı olan LED sistemlere kaydı. 15 yılda 6-7 misli enerji verimliliği oldu. Belki önümüzdeki dönemde ısı pompaları önemli olacak. 50 yılda enerji sektörü büyük bir değişim yaşadı. Şimdi bir diğer soru da şu. Sonraki 50 yılı nasıl hayal ediyoruz? Sonraki 50 yıla hangi hazırlıklarla, hangi öngörülerle giriyoruz? İnsan kaynağımızı, bilgi ve tecrübemizi hangi alana kanalize ediyoruz? Burada üniversitelerimiz özellikle entelektüel sermayenin yetiştirildiği, Ar-Ge ve inovasyon yapıldığı bilgi ve teknoloji merkezleri olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki yıllarda üniversiteler daha fazla bu sürecin içerisinde yer alacaklar. O nedenle geleceği bugünden kurmak, dünya ile nitelikli teknolojilerde rekabet edebilmek ve kendi öz markalarımızı, patentlerimizi, teknolojilerimizi çıkarmak adına üniversitelerimiz daha fazla sorumluluk yüklenecek. Türkiye, bu süreçte ciddi bir bilgi ve tecrübe birikimiyle eminim ki bu süreçte yıldızı parlayan ülkelerden biri olacak” dedi.

  • Dönmez: Faturaların bir kısmını bütçeden karşılıyoruz

    Dönmez: Faturaların bir kısmını bütçeden karşılıyoruz

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, elektrik ve doğal gaz faturalarındaki artışla ilgili sıkıntının Türkiye’ye özgü değil, küresel bir kriz olduğunu belirterek, “Fiyat konusunda ortaya çıkan artışların doğrudan vatandaşlarımıza yansımasını önlemek adına gerekli her adımı atıyoruz. Faturaların önemli bir kısmını bütçeden karşılıyoruz” dedi.

    Bursa’ya gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Mimar ve Mühendisler Grubu ile istişare toplantısı yaptı. Toplantı sonrası açıklama yapan Bakan Dönmez, elektrik ve doğal gaz faturalarındaki artışa değindi. Sıkıntının Türkiye’ye özgü değil, küresel bir kriz olduğunu söyleyen Dönmez, “Fiyat konusunda ortaya çıkan artışların doğrudan vatandaşlarımıza yansımasını önlemek adına gerekli her adımı atıyoruz. Faturaların önemli bir kısmını bütçeden karşılıyoruz” dedi. Hedeflerinin, enerji alanında ‘Milli Bağımsızlık’ olduğunu açıklayan Bakan Dönmez, şöyle konuştu:

    “Bakanlık olarak yerli ve milli enerji temelinde attığımız adımların yaşanan bu enerji krizinde ne denli doğru hamleler olduğunu gördük. Milli Enerji ve Maden Politikamız çerçevesinde nihai amacımız enerji alanında, ‘Milli Bağımsızlık’ hedefine ulaşmaktır. Bu politikalar bizim millileşme ve yerlileşme konularında rehberimiz olmuştur. Enerjide kendi kendine yeten ülke olma vizyonuyla çalışmalarımızı planlıyor ve yürütüyoruz. 20 yıl önce hidroelektrik ağırlıklı bir yenilenebilir enerji portföyümüz varken bugün rüzgâr, güneş, biyokütle ve jeotermal kaynakların da ağırlığını artırmasıyla daha dengeli bir yenilenebilir enerji portföyüne ulaştık. 2023 yılı itibariyle ilk ünitesi devreye alınacak Akkuyu Nükleer Santrali ile nükleer enerji de bu çeşitliliğe katkı sağlayacak önemli kaynaklardan biri olacak inşallah. Yaptığımız yoğun çalışmalarla kurulu gücümüz 100 bin megavata yaklaştı. Yenilenebilir enerjideki kurulu gücümüz 52 bin megavatın üzerinde. Bir başka ifadeyle, kurulu gücümüzün yüzde 53’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşuyor.”

    ‘JEOTERMAL ENERJİDE AVRUPA’DA BİRİNCİYİZ’

    Enerji konusunda dışa bağımlılığın Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) modelleriyle aşıldığını söyleyen Dönmez, “Türkiye’de son 15 yıl ortalamalarına baktığınız zaman her yıl yaklaşık 5 milyar dolarlık elektrik üretimi yapılıyor. Ama kullanılan ekipmanların maalesef yarısından çoğu ithal ediliyor. Bakıyorsunuz çok kritik malzemeler, yatırım tutarının yarısından çoğu ithal ediliyor. Bir yerde doğal, temiz, kendi yerli kaynağımız güneş suya bedel ödemiyorsunuz ama onu elektriğe dönüştüren kaynaklara bedel ödüyorsunuz. YEKA modelleriyle bunu tersine çevirdik. Bugün yüzde 60- 70 yerli programlara sahip ekipmanlarımız var. 20 yıl önce 19 megavat olan rüzgâr enerjisi kurulu gücümüzü 526 kat artırarak 10 bin megavat düzeyine çıkardık. Avrupa’da hidroelektrikte ikinci, jeotermal enerjide birinci sıradayız. Güneş enerjisi özellikle yüzde 92’ye varan lisanssız üretimle tabana en fazla yaydığımız enerji kaynağı oldu. Diyoruz ki kendi elektriğini, kendi enerjini kendin üretebilirsin” diye konuştu.

    ‘540 MİLYAR METREKÜPLÜK DOĞAL GAZ KEŞFİ YAPTIK’

    Fatih Sondaj Gemisi’nin çalışmalarına da değinen Dönmez, çalışmaların takvime uygun bir şekilde ilerlediğini, 2023 yılında gazın sisteme bağlanmasını hedeflediklerini söyledi. Dönmez, 2027 yılında ise rezervlerin Türkiye’nin yıllık iç tüketiminin üçte birini karşılar hale geleceğini belirterek, “Ülkemizi dünya enerji liginde birkaç basamak atlatıp üst seviyelere çıkaracak çalışmaların en başında Karadeniz’deki gaz keşfimiz gelmektedir. Fatih Sondaj Gemimizle, 2020 yılı temmuz ayında Karadeniz’deki ilk gaz keşfimiz ve akabinde devam eden çalışmalar sonucu toplam 540 milyar metreküplük doğal gaz keşfi yaptık. Buradaki çalışmalarımız takvime uygun bir şekilde ilerliyor. Hedefimiz gazın 2023 yılında sisteme bağlanması ve ilk faz gaz akışının sağlanması. Bu rezerv, 2027 yılında en yüksek üretim kapasitesine ulaştığında, Türkiye’nin yıllık iç tüketiminin üçte birini karşılar hale gelecek” dedi.

    FATURALARA BÜTÇE DESTEĞİ

    Elektrik ve doğal gaz faturalarına da değinen Bakan Dönmez, fiyat artışındaki sıkıntının Türkiye’ye özgü değil, küresel bir kriz olduğunu söyledi. Dönmez, “Enerji sektöründeki bir diğer önemli husus da arz güvenliği ve fiyatlar. Başta da bahsettiğim gibi küresel piyasalarda büyük bir kriz yaşanıyor. Türkiye olarak ihtiyacımız olan gaz temini hususunda sorunumuz olmamakla birlikte, yaptığımız görüşmeler sonucu ilave kaynaklardan temin imkânları da oluşturduk. Diğer taraftan fiyat konusunda ortaya çıkan artışların doğrudan vatandaşlarımıza yansımasını önlemek adına gerekli her adımı atıyoruz. Faturaların önemli bir kısmını bütçeden karşılıyoruz” diye konuştu.

  • Bakan Dönmez’den enerji fiyatları açıklaması

    Bakan Dönmez’den enerji fiyatları açıklaması

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, artan enerji fiyatlarına ilişkin “Yıllık ortalamaya baktığımızda faturanın yarısını neredeyse hükümetimiz Hazine’den karşılar hale geldi. Biz adını ‘kara kış fonu’ koymadık ama aslında kaynağında fonlayarak yansıtıyoruz vatandaşımıza. Belki daha iyi anlaşılması içi şöyle mi demek gerekir; elektriğe bu ay 150 lira ödediniz ama bir bu kadarlık kısmını da devlet kendi bütçesinden karşıladı.Doğalgazda da aynı durum söz konusu” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Turkuvaz Medya tarafından düzenlenen Türkiye 2023 Zirvesi’ne katıldı.

    Eyüpsultan’da bulunan medya binasında gerçekleştirilen zirveye telekonferans yöntemiyle katılarak bir konuşma yapan Bakan Dönmez, enerji fiyatlarının dünya genelinde yükselmesi konusunda, “Kimsenin, piyasalar dahil beklemediği bir durumla karşı karşıyayız. Nedir bu beklemediği durumu? Hızlı bir küresel toparlanma, akabinde de hem enerjiye olana talebin, enerji ürünlerine olan talebin, hem de emtia piyasalarına olan hammaddeyi kastediyorum, özellikle talebi artırdı ve arz tarafı, üretimi yapan sektörlerde bu ani artış talebini karşılayamadığı için fiyatlarda ciddi sıçramalar oldu. Geçtiğimiz yıla baktığımızda petrol fiyatlarının 40 doların altına indiği dönemleri yaşadık. Doğalgaz fiyatları spot piyasalarda bin metreküp için 100-150 dolarları gördü. Kömür fiyatları yine 40-45 dolarlarda. Bu üç ürünün bugün geldiği noktaya baktığımızda hakikaten arada ciddi bir uçurum var. Petrol fiyatları 80 doları geçti. Doğalgaz fiyatları, biz Avrupa ile daha entegre çalışıyoruz, oraya baktığımızda bin metreküpü bin doların üzerine çıktı. Hatta bazı günler 1200-1300 dolarla telaffuz edildi. Bunun anlamı şu; 1 metreküpü için minimum 1 dolar para ödüyorsunuz. Bugünkü rakamlarla yaklaşık 10 liradan bahsediyorum. Kömürde yine anormal fiyat sıçramaları oldu. 40-50 dolarlık fiyatlar 250-270 dolarları gördü. Doğal olarak bu tüm ülkelerde ciddi bir sıkıntı oluşturdu” diye konuştu.

    “BİZ ADINI KARA KIŞ FONU KOYMADIK AMA ASLINDA KAYNAĞINDA FONLAYARAK YANSITIYORUZ VATANDAŞIMIZA”

    Dönmez, fiyat artışlarının vatandaşa yansıması konusunda ise “Bir yandan enerji ürünleri sadece sanayinin değil, insanlarında günlük yaşamına o kadar girmiş ki, elektriksiz, doğalgazsız bir hayat düşünmeniz mümkün değil. Bunlarda kısıntıya gitmenizde söz konusu değil. Bu fiyat artışları da faturalara kadar yansıdı. Ama bu fiyat artışlarının özellikle de Türkiye açısından baktığımızda hane halkına yani konutlara en az yansıtan ülkelerden birisiyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade etti, biz birkaç defa ifade ettik. Yıllık ortalamaya baktığımızda neredeyse faturanın yarısını neredeyse hükümetimiz Hazine’den karşılar hale geldi. Biz adını ‘kara kış fonu’ koymadık ama aslında kaynağında fonlayarak yansıtıyoruz vatandaşımıza. Belki daha iyi anlaşılması içi şöyle mi demek gerekir; ‘Elektriğe bu ay 150 lira ödediniz ama bir bu kadarlık kısmını da devlet kendi bütçesinden karşıladı’. Doğalgazda da aynı durum söz konusu. Akaryakıta gelince; ham petrol fiyatlarındaki artış yılbaşından bu zamana yüzde 117 oldu ama bunun çok az bir kısmını biz yansıtmış olduk, yüzde 18-20’ler mertebesinde. Orada da yaklaşık bu eşel mobil uygulamasından kaynaklanan 50 il 60 milyar arasında ÖTV vergisini Hazinemiz almamış oldu. Yani vergi almamak suretiyle vatandaşa bir anlamda ciddi bir destek atmış oldu. Bununla alakalı bir çok alada hükümetimizin destekleri devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Dönmez Türkiye’nin taş kömür rezerv kaynağını açıkladı

    Bakan Dönmez Türkiye’nin taş kömür rezerv kaynağını açıkladı

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 67 kömür santralinin faaliyetlerine devam ettiğini belirterek, “Son yıllarda yapılan çalışmalar neticesinde toplam linyit rezervimiz 19,3 milyar tona, taş kömürü kaynağımız ise 1,5 milyar tona yükseldi” dedi.

    Bakan Dönmez, video konferans yöntemi ile Türkiye Kömür Üreticileri Derneği’nin düzenlediği sektör toplantısına katıldı. Milli Enerji ve maden politikalarının önemli bir ayağını madencilik sektörünün oluşturduğunu, cari açığı azaltmak için potansiyeli yüksek olan altın, bor ve kömür gibi yerli kaynakların aranması, geliştirilmesi ve işletilmesi için sürekli gayret gösterdiklerini belirtti. Bu bağlamda özel teşebbüslerin katkılarını önemsediklerini kaydeden Dönmez, “Yatırımları teşvik etmek için bugüne kadar gerekli projeleri ve yasal düzenlemeleri hayata geçirdik. Özel teşebbüsün önünü açtık, bundan sonra da açmaya devam edeceğiz inşallah. ‘Yer Altı Kömür İşletmeleri’nde İşçi Maliyetlerine Uygulanacak Desteğe İlişkin Tebliğ’ kapsamında 27 işletmecimize destek ödemesi yaptık. Geçtiğimiz haziran ayında yapılan değişiklikle destek ödemesi yapılan işletmeci sayısını 44’e çıkardık. 2016 yılından bugüne kadar toplam 223 milyon TL destek ödemesi yaptık” dedi.

    ‘TAŞ KÖMÜRÜ KAYNAĞIMIZ İSE 1,5 MİLYAR TONA YÜKSELDİ’

    Bakan Dönmez, 2020 Ekim sonu itibariyle elektrik üretiminin yüzde 34’ünü kömürden karşıladıklarını belirterek, “2019 yılında Türkiye’deki toplam 91.431 MW’lik kurulu gücümüzün yüzde 12,4’ünü yerli linyit ve taşkömürü santralleri, yüzde 10’unu ise ithal kömür santralleri oluşturuyor. Bugün 47’si linyit, 4’ü taş kömürü, 1’i asfaltit ve 15’i ithal kömür olmak üzere 67 adet kömür santralimiz faaliyetlerine devam ediyor. Son yıllarda yapılan çalışmalar neticesinde toplam linyit rezervimiz 19,3 milyar tona, taş kömürü kaynağımız ise 1,5 milyar tona yükseldi. Herkesin malumu olduğu üzere küresel enerji sektörü yenilenebilir enerji merkezli büyüme eğiliminde. Ancak kömür yakıtlı termik santraller baz yük santralleri olması nedeniyle önemini sürdürmeye devam edecek. Uluslararası Enerji Ajansı küresel kömür talebinin 2040 yılına kadar günümüz taleplerine benzer eğilimde seyredeceğini belirtiyor. Bunun yanı sıra dijitalleşme, yapay zekâ, blockchain, otonom teknolojiler, elektrikli araçlar gibi kullanımı artan üst düzey teknolojilerle birlikte her alanda elektrik enerjisine ihtiyaç daha da artıyor. Böylesi bir dönemde yerli kaynaklardan elektrik üretimine olan talebin artacağını öngörmek zor değil. Mümkün olan en iyi ve en gelişmiş teknolojilerin kullanılarak yerli kaynaklarımıza dayalı temiz kömür santrallerinin kurulması bu kapsamda önemli yatırım fırsatlarından biri olacak” diye konuştu.

    ‘2020’DE 4 BİN 662 MADEN RUHSAT SAHASINI DENETLEDİK’

    Bakan Dönmez, madencilikte asla taviz vermeyecekleri kırmızı çizgilerinin bulunduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

    “Bu çizgilerimiz aslında, madencilik denilince kamuoyunda, çok sayıda olumlu gelişmeye karşın akla gelen iki kavram: Kazalar ve Çevre. Sektörümüzün güvenli ve insan odaklı madenciliği bir iş kültürü haline getirmesini istiyoruz. Biz bu konuda gerekli düzenlemeleri hayata geçirdik. Denetimlerimizi artırdık. 2017 yılında 6 bin 517, 2018 yılında 8 bin 88, 2019 yılında ise 8 bin 602 madeni yerinde denetledik. 2019 yılındaki denetim sayımız bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz en yüksek sayı oldu. 2020 yılında ise bugüne kadar 4 bin 662 maden ruhsat sahasını denetledik. Şehirleşme ve çevresel etkileri dikkate alarak madencilik faaliyetlerinde çevre ve insan sağlığına zarar verildiğini tespit edersek, gerekli önlemler alınıncaya kadar madencilik faaliyetlerini kısıtlıyoruz ya da durduruyoruz.”

    ‘DESTEĞİMİZ SÜRECEK’

    Yerli kömür üretimini enerji bağımsızlığı ve istihdam açısından kritik gördüklerini belirten Dönmez, “2016 yılında 45,5 milyon ton, 2017’de 87,9 milyon ton, 2018’de 101,5 milyon ton, 2019’da 97,3 milyon ton yerli kömür üretimi gerçekleştirdik. 2018 yılında Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırarak en yüksek yerli kömür üretimine ulaştık. Kömür rezervlerimizi sonuna kadar kullanmak ve kullanım payını ithal kömüre karşı sürekli arttırmak istiyoruz. Ülkemizde bugün, 85’i yer altı işletmesi, 250’si açık işletme, 60 adedi de hem açık hem yer altı işletmesi olmak üzere toplam 395 kömür ruhsatı mevcut. Cari açığımızın kapanmasında yerli kömürün katkısı çok büyük. Madencilik sektörüne her fırsatta desteğimiz sürecek. Kovid-19 döneminde madenciliğimizin mevcut şartlardan asgari ölçüde etkilenmesi için çeşitli destek mekanizmalarını devreye aldık” ifadesini kullandı.

  • “Artık cari açığı değil, cari fazlayı konuşacağız”

    “Artık cari açığı değil, cari fazlayı konuşacağız”

    Hazine ve Maliye Berat Albayrak, Karadeniz’de gerçekleştirilen doğal gaz keşfine ilişkin, “Buradaki bu potansiyelle birlikte cari açığı değil, cari fazlayı konuşacağımız, döviz fazlasını konuşacağımız yeni dönemin de başladığını, yeni bir sürece girdiğimizi görmüş oldum.” dedi.

    Bakan Albayrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Karadeniz’de 320 milyar metreküple ülke tarihinin en büyük doğal gaz rezervinin bulunmasına yönelik müjdesinin ardından, keşfi yapan Fatih Sondaj Gemisi’nden açıklamada bulundu.

    Bugün ülkenin milli enerji politikaları ve ekonomisi açısından tarihi bir günün yaşandığını belirten Albayrak, “Türkiye olarak bu yüzyılın kaderinin şekillendiği bugünlerde ülkemizin geleceği açısından çok önemli bir sürece şahitlik ediyoruz. Bugünün bizim için şöyle bir anlamı var, milletimizin tarihinde ağustos zaferler ayı. Malazgirt’ten Mohaç’a, Büyük Taarruz’dan Sakarya’ya kadar hakikaten ağustos ayında çok büyük şanlı zaferlere imza atmışız. Bugün yine bir ağustos ayında, on yıllardır süre gelen, özellikle enerji alanında ülkemizin makus talihini tarihe gömdüğümüz büyük şanlı bir zafere imza attığımız bir sürece şahitlik ediyoruz. Bu da bizim için çok büyük bir övünç kaynağı.” diye konuştu.

    – “Yeni bir sürece doğru gidiyoruz”

    Albayrak, ülkenin enerji ve ekonomi başta olmak üzere birçok alandaki tam bağımsızlık yolculuğunda büyük bir adımın atıldığına dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:

    “Bu süreç ülkemizi, 83 milyon vatandaşımızı yarınlara çok daha ümitli taşıyacak. Bugün burada ifade edilen keşif ve gazla, ülkemizin dört bir tarafındaki Hakkari’den Edirne’ye, Artvin’den Muğla’ya, Trabzon’dan Hatay’a 83 milyon vatandaşımızın her birinin övünçle, gururla, büyük bir sevinç yaşayacağı büyük adım atılıyor. İşin ekonomik boyutu itibarıyla burada gemideki arkadaşlarla teknik süreci değerlendirdikten sonra, çok net şunu ifade edebilirim ki hakikaten buradaki mevcut keşif ve potansiyelle birlikte inşallah ülkemizin gündeminden cari açık konusunu artık kaldıracağız. Çünkü son 10 yıl ortalaması 40 milyar dolarlık enerji ithalatı yapan bir ülke Türkiye. Bugün buradaki bu potansiyelle birlikte cari açığı değil, cari fazlayı konuşacağımız, döviz fazlasını konuşacağımız yeni dönemin de başladığını, yeni bir sürece girdiğimizi görmüş oldum.”

    Türkiye’nin artık yeni bir döneme girdiğini vurgulayan Albayrak, “Artık ‘ne doğu ne batı, yeni eksen Türkiye’ söyleminde yeni bir sürece doğru gidiyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Albayrak, bu süreçteki çalışmaları nedeniyle başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez olmak üzere, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı yöneticileri, Fatih Sondaj Gemisi’ndeki mühendisler ve tüm ekibe teşekkür ederek, şunları kaydetti:

    “Ailelerinden, çocuklarından, eşlerinden feragat ederek bu süreci ortaya koydular. Sayın Cumhurbaşkanımız, en başta size ilk günden itibaren bize inanarak arkamızda durduğunuz için şükranlarımı sunuyorum. Her şeyin ötesinde Cenabı Allah’a hamd ediyorum ki bizi başta sizlere ve milletimize mahcup etmediği için. Bugün bir kez daha şuna inanç ve imanla şahitlik ettim ki Cenabı Allah hiçbir emeği zayi etmiyor. İnanıyorsanız, çalışıyorsanız ve en önemlisi bir amaç, dava uğruna mücadele ediyorsanız Cenabı Allah her işin sonunu hayra tevdi ediyor. 2020’lerin Türkiye’sinde kalpten ilk günden beri inandığım bu sürecin, Cenabı Allah’ın nasibiyle bugün yeni çağı açtığına inanıyorum.”

    Enerji Bakanı: Bulunan gazın kalitesi çok iyi

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Karadeniz’de büyük keşfin yapıldığı sahada yeni tespit kuyularının en kısa sürede açılacağını belirterek, “Bu çalışmalarımızı daha da netleştireceğiz. İnşallah Cumhuriyetimizin 100. yılında vatandaşımızla kendi gazımızı buluşturacağız.” dedi.

    Dönmez, Fatih sondaj gemisinde yaptığı açıklamada, bugünün Türkiye ve Türk milleti açısından tarihi dönüm noktalarından biri olduğunu söyledi.

    1970’li yıllarda İngiltere’nin 150, Norveç’in 30. denemesinde keşif yaptığını anımsatan Dönmez, “Bunu Cumhurbaşkanımıza söylediğimde ‘Milletimiz çok bekledi, o kadar vaktimiz yok, elini çabuk tut Fatih’ demişti. Türkiye Petrolleri’ndeki (TP) arkadaşlarımızla bir araya geldik ve potansiyeli en yüksek olan lokasyona ağırlık vereceğiz, dedik. İlk 10 sondajda 1 keşif yakalama hedefi koyduk. Burası 9. derin deniz sondajımız.” diye konuştu.

    Söz konusu bölgedeki sismik çalışmalara 14 ay önce başlandığını kaydeden Dönmez, bu kapsamda yaklaşık 2 bin kilometrekare alanın “röntgen filminin çekildiğini” ifade etti.

    Bakan Dönmez, verilerin TP uzmanları ve mühendisleri tarafından detaylı analiz edildikten sonra Tuna-1 lokasyonunda ilk sondaja karar verildiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

    “Fatih gemimizi Akdeniz’den önce İstanbul’a kule sökümü için çektik. Haydarpaşa’dan 29 Mayıs’ta Karadeniz’e uğurladık. Trabzon’da limanda montaj devam etti. 15 Temmuz’da oradan yola çıktı, 20 Temmuz’da matkap ilk defa dönmeye başladı. Şu an deniz seviyesinden 3 bin 500 metre aşağıdayız, buradaki denizin derinliği 2 bin 100 metre. Yaklaşık 1400 metre de karada ilerledik. İki önemli gaz kaynağı adını verdiğimiz rezervi kestik. 500 metrelik bu rezervde gazla buluştuk. Sondaja 1 hafta-10 gün ara verdik, sürekli olarak testleri yapıldı.”

    Test, analiz ve detaylı mühendislik çalışmalarından sonra uzmanlar ve yetkililerin rezerv miktarını tespit ettiklerini aktaran Dönmez, “İşlerimiz henüz bitmedi. Bin metre daha derine ineceğiz. Sismik veriler bize aşağıda benzer yapıda 2 katmanın daha olduğunu, dolayısıyla inşallah oralarda da gaz kaynağına ulaşacağımızı gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Dönmez, gaz keşfi yapılan sahanın yaklaşık 250 kilometrekare olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

    “Yine bu bölgede en kısa sürede yeni tespit kuyularımızı açacağız ve bu çalışmalarımızı daha da netleştireceğiz. İnşallah Cumhuriyetimizin 100. yılında vatandaşımızla kendi gazımızı buluşturacağız. Yapılan test ve analizlerden sonra gazın kalitesi de son derece iyi görünüyor. Maliyet açısından son derece olumlu yansıyacak. 6 bin kilometrekare daha sismik çalışma yapacağız bu bölgede. Arkadaşlarımız son derece umutlu. Biz her zaman inandık, büyük bir sabır, inanç ve tevekkülle bu yola çıktık. Her fırsatta kararlılığımızı belirterek ‘Varsa mutlaka bulacağız’ dedik. Cumhurbaşkanımız da ‘Ancak arayanlar bulur’ dedi. Aradık ve bulduk.”