Etiket: enerji ve tabii kaynaklar bakanı

  • Bakanlar Tekin ve Bayraktar Hatay’da

    Bakanlar Tekin ve Bayraktar Hatay’da

    Hatay’ın Antakya ilçesinde AFAD kriz merkezinde koordinasyon toplantısına katılan Bakanlar Tekin ve Bayraktar, toplantının ardından açıklamalarda bulundu.

    Depremin yaralarını sarmak için çalışmalarını sürdüreceklerini belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Deprem üzerinden yaklaşık 4,5 ay geçti. Depremin hemen akabinde biz bu bölgede özellikle Hatay merkezde çok yoğun bir çalışma dönemi hem arama kurtarma döneminde hem daha sonra vatandaşlarımızın konaklamaları için çok ciddi bir çaba sarf ettik. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak buradaki altyapının tekrar toparlanması için bütün ekiplerimizi seferber ettik. Özellikle madencilerimiz, arama kurtarma faaliyetlerinde çok ciddi katkı koydular ve onların sayesinde belki birçok hayatı kurtarma şansımız oldu. Şimdi depremin yaralarını sarmak, tekrar bir inşa ve ihya faaliyeti içerisinde inşallah çalışmalarımızı yürüteceğiz. Yeni Cumhurbaşkanlığı kabinesi olarak sayın Cumhurbaşkanımızın bütün kabine toplantılarında ve bütün özel görüşmelerinde bize verdiği talimat özellikle depremle ilgili deprem bölgelerinde bu inşa ve ihya faaliyetlerinin hayatın tekrar normalleşmesi faaliyetlerinin büyük bir gayretle üzerine gitmek ve büyük bir gayretle bu faaliyetleri yerine getirmek.

    Bu anlamda bütün arkadaşlarımızla bu çabanın içerisindeyiz. Enerji sektöründe bütün vatandaşlarımızın kesintisiz enerjiye erişimi için, depremin olduğu günden bugüne kadar büyük bir gayret sarf ettik. Bundan sonra da yine şehirlerimizin yeniden inşasında, yeni kurulacak sahalarda ve yeni inşaat alanlarında, toplu konut alanlarında bu faaliyetlerimize devam edeceğiz. Ama tedbirlerimizi, şehirlerimizi bu çerçevede tasarlamamız ve hayata geçirmemiz önem arz ediyor. Biz bu bölgede özellikle vatandaşlarımız kalıcı konutlara kavuşuncaya kadar, gerek konteyner gerek çadır kentlerde epey çalışmalar yaptık. Binlerce çadırı ve konteyneri enerjilendirdik. Barınma ihtiyacını karşılamak üzere biliyorsunuz gemilerimiz İskenderun Limanı’na getirdik. Bölgede olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    “Eğitim öğretim sürecini sağlıklı bir şekilde başlatmış olacağız”

    Deprem bölgesinde görev yapan öğretmenlerin ihtiyaçlarını giderecek tedbirleri Eylül ayına kadar almış olacaklarını belirten Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise, “Biz de kabineye girdiğimiz andan itibaren sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda 6 Şubat’tan itibaren başlayan bütün bakanlıkların ilan ettiği seferberlik sürecinin bir parçası olacak şekilde bölgedeki eksiklikleri, bölgedeki yapılması gereken şeyleri hızla tamamlamaya gayret ediyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı olarak birazdan geldiğimiz noktayı buradaki arkadaşlarımızla tek tek okul bazlı, ilçe bazlı geldiğimiz noktayı analiz edeceğiz. Ortaya çıkan eksiklikleri gidermek için neler yapabileceğimizi göreceğiz. Burada biraz önce milletvekillerimiz konuşurken bir hususun altını çizdiler. Biz de öyle bir karar aldık zaten. Bakanlıkta sırf bu bölgeyle ilgilenmek üzere otuz kişilik bir koordinasyon ekibi oluşturduk.

    İnşaat Emlak Genel Müdürlüğümüz başta olmak üzere burada her ilde görevlendirdiğimiz bir arkadaşımız bakanlıkta işlerin hızlı yürümesi açısından bürokrasiye takılmaması açısından tedbirler alıyoruz. Ben huzurlarınızda Hatay halkına şunu taahhüt etmek istiyorum. Hiç kimsenin tereddüdü olmasın. Eylül ayı başladığında biz burada eğitim öğretim sürecini sağlıklı bir şekilde başlatmış olacağız. Hem bölgede çalışan öğretmen arkadaşlarımız açısından, hem de yeni tayin olarak ilimize gelecek öğretmen arkadaşların bütün ihtiyaçlarını giderebileceğimiz tedbirleri yine Eylül ayına kadar almış olacağız. Üçüncü başlığımızda malum bu süreç içerisinde hem öğretmen arkadaşlarımızın psikolojik desteğe ihtiyacı oldu. Hem öğrenci arkadaşlarımızın hem psikolojik hem de akademik eksiklikleri ortaya çıktı. Biz yaz aylarında bu eksikleri de giderecek yaz kursları, destek kursları, takviye kursları açarak bu eksiklikleri de gidermeye çaba sarf edeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • “Türkiye, başarısıyla güvenilirliğini kanıtlamıştır”

    “Türkiye, başarısıyla güvenilirliğini kanıtlamıştır”

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, resmi temasları kapsamında geldiği Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Güney Gaz Koridoru Danışma Kurulu 9. Bakanlar ve Yeşil Enerji Danışma Konseyi 1. Bakanlar Toplantısı’na katıldı. Güney Gaz Koridoru Danışma Konseyi 8. Bakanlar Toplantısı’nın ardından birçok değişiklik yaşandığını belirten Bakan Dönmez, “Dünya değişti ve enerji güvenliği konuları her ülke için daha önemli hale geldi. Romanya Cumhurbaşkanı’nın bugünkü toplantıya katılımı, enerji güvenliği konularına büyük önem verdiğimizi bir kez daha gösteriyor. Bundan sonraki ortak adımlarımız iki ülke ilişkilerine göre atılacak. Biz stratejik ortağız” dedi.

    “Yeşil ekonomiye yönelik politikalarımız daha iddialı ve gerçekçi olacaktır”

    Yeşil enerjiye geçişin büyük bir önem taşıdığını ifade eden Bakan Dönmez, “Sonuç olarak, bugün görüşülen konular Güney Gaz Koridoru’nun yeni enerji pazarlarına ve kaynaklarına doğru genişletilmesi, kapasitesinin artırılması ve yeşil enerji koridoruna dönüştürülmesidir. Bu görüşmeler, uluslararası iş birliği için iyi bir örnek teşkil edecek, hidrojen gibi yeşil enerjinin taşınması ihtimalleri bizlere daha fazla iş birliği için yeni fırsatlar sağlayacaktır. Kaynakları ve güzergahları çeşitlendirerek uzun vadeli enerji arz güvenliğini sağladığımızda, yeşil ekonomiye yönelik politikalarımız daha iddialı ve gerçekçi olacaktır. Güney Gaz Koridoru’nun uzun vadeli enerji arz güvenliğinin sağlanmasındaki kritik rolü konusunda değerli katılımcılar arasında ortak bir anlayış olduğuna inanıyorum” diye konuştu.

    “Türkiye bu çerçevede her türlü ortaklığa ve iş birliğine hazırdır”

    Yaşanan son küresel gelişmelerin, bölgesel enerji güvenliği için bölgesel iş birliğinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu söyleyen Dönmez, “Bu çerçevede, Türkiye ve Azerbaycan’ın siyasi desteği olmasaydı Güney Gaz Koridoru konseptinin gerçekleşemeyeceğini bu yıl bir kez daha belirtmekte fayda görüyorum. Türkiye, bu açıdan, AB’nin arz güvenliğinin artırılması için en uygun güzergâh ve en güvenilir liman konumundadır. Türkiye, altyapı yatırımları ve uluslararası projelerdeki başarısıyla güvenilirliğini kanıtlamıştır. Güney Gaz Koridoru’nun hayata geçirilmesi ve ticari gazın Avrupa’ya akışının sağlanması özellikle bu hedefe ulaşmada önemli bir adımdır. Gaz hacmini artırmak için ek rezervlere ve ek kaynak ülkelere ihtiyacımız vardır. Bu çerçevede bölgemizin refahı için Azerbaycan ve Türkmenistan ile iş birliğimizi geliştirmeye hazırız. Başarılı bir şekilde uygulanan uluslararası bir proje olarak, bu koridoru hidrojen gibi yeşil enerjinin taşınabileceği yeşil bir koridora dönüştürebilmek adına bir adım daha ileri gitme fırsatına sahibiz. Türkiye bu çerçevede her türlü ortaklığa ve iş birliğine hazırdır” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye, yeşil enerjinin taşınması için yeni ortaklıklara ve projelere hazırdır”

    Türkiye’nin arz güvenliğini güçlendirme yolunda attığı önemli adımlardan birinin de yerli kaynakların maksimum düzeyde kullanılması olduğunu belirten Dönmez, “Bu çerçevede, bünyemize kattığımız 4 sondaj ve 2 sismik araştırma gemisi ile karada ve denizde arama faaliyetlerimizi yoğun bir şekilde sürdürmekteyiz. Karadeniz’deki çalışmalarımız toplamda 710 milyar metreküp doğal gaz keşfiyle sonuçlanmıştır. Ülkemizin ve bölgemizin arz güvenliğine katkı sağlayacak ilk gaz akışını birkaç ay içinde şebekemize vermeyi planlıyoruz. Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin uluslararası bir gaz ticaret merkezi olabilmesi için gerekli ve yeterli fiziksel altyapıya, düzenleyici çerçeveye ve piyasa olgunluğuna sahip olduğunu göstermektedir. Bu kapsamda, çalışmalara şimdiden başladık. Bu koridorun ortaklarının bu ticaret merkezinin önemli ortakları ve oyuncuları olacağına da inanıyoruz. Türkiye sadece doğal gaz taşımacılığı için değil, elektrik iletimi için de en uygun rotadır. Azerbaycan, Gürcistan, Bulgaristan ve Yunanistan ile elektrik bağlantılarına sahip olan Türkiye, yeşil enerjinin taşınması için yeni ortaklıklara ve projelere hazırdır” açıklamasında bulundu.

    “Türkiye enerji projelerinde kilit rol oynamaya devam ediyor”

    Çok kısa bir süre önce iki önemli belgenin duyurusunu yaptıklarını ifade eden Bakan Dönmez, “Türkiye’nin Yeni Ulusal Enerji Planı ve Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası. Planımıza göre, toplam kurulu güçte yenilenebilir kaynakların payını yüzde 55’ten yüzde 65’e çıkarmayı hedefliyoruz. Hidrojen konusunda hedefimiz, gaz şebekemize yüzde 3,5 oranında hidrojen katmak ve elektroliz kapasitemizi 2035 yılına kadar 5 gigawatta (GW), 2035 yılına kadar ise yüzde 5’e çıkarmaktır. Ayrıca, baz yük ihtiyacımızı artan yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılayabilmek için nükleer enerjiyi, enerji karışımımıza dahil ederek 2035 yılına kadar 7,2 gigawatt nükleer kurulu güce sahip olmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin Doğu ile Batı arasındaki eşsiz konumuyla bölgedeki enerji projelerinde kilit rol oynamaya devam ettiğini ve Güney Gaz Koridoru’na tam desteğini vermeyi sürdüreceğini belirtmek isterim. İş birliği ve dayanışma, enerji arz güvenliğimizi güçlendirmek ve uluslarımızın zenginliği ve refahını artırmak için kullanabileceğimiz benzersiz araçlardır. Ayrıca, bu tarz zorlu süreçleri ülkelerin tek başlarına atlatması kolay olmaz, işbirliği yapmalıyız” dedi.

  • Bakan Dönmez Adana’daki petrol kuyularını inceledi

    Bakan Dönmez Adana’daki petrol kuyularını inceledi

    Ceyhan’a bağlı Soysalı Mahallesi’nde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) bağlı ‘Çukurova 1 ve Çukurova 2’ araştırma sahasında çalışmalar sonucu petrol bulundu. Petrolün yapılan araştırmalardan sonra yüksek kalitede olduğu öğrenilirken, alanda çalışmalar genişletildi.

    Cumhurbaşkanı müjdeyi verdi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise geçen hafta kabine toplantısı sonrası petrol müjdesini vererek, “Adana’da petrol arama çalışması yaptığımız iki kuyuda yüksek kaliteli petrol bulduk. Petrolün rezerv değeri yaklaşık 1 milyar dolar olarak hesaplanmıştır” ifadelerini kullandı.
    Petrolün bulunduğu sahada çalışmalar sürerken bölgede 8 yeni kuyunun da açılması kararlaştırıldı. Bu kuyulardan ilkinin de çalışması başladı.

    Bakan Dönmez inceleme yaptı

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Mersin’deki ‘Abdülhamid Han’ gemisindeki incelemelerin ardından petrol bulunan Ceyhan’ın Soysalı Mahallesine geldi. Bakan Dönmez’e Vali Süleyman Elban, TPAO Genel Müdürü Melih Han Bilgin, AK Parti İl Başkanı Mehmet Ay ve yetkililer eşlik etti.

    “Türkiye’nin en sığ kuyusu”

    İncelemelerin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, petrolün kalitesinin Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu söyledi. Bakan Dönmez, “Geçen Eylül 2021’de sondajı tamamlayıp deneme için üretimlerine başlamıştık. Şu anda üzerinde bulunduğumuz Çukurova-1 kuyusu, yaklaşık 430 metre civarında bir sığlıkta yer alan kuyu. Çukurova-2 ise 358 metreden. Bu kuyu, bu derinlikle Türkiye’de şimdiye kadar petrol çıkartılan en sığ kuyu özelliğini kazanmış oldu. Sığ kuyularda daha çabuk hedefe ulaşıyoruz, üretim maliyetleri ve yatırım maliyetleri oldukça düşük oluyor. Dolayısıyla burada son derece ekonomik bir petrol bulduğumuzu ifade edebilirim” diye konuştu.

    “Toplam 10 kuyuya ulaşacağız”

    ‘Çukurova 1 ve Çukurova 2’ kuyularından günlük ortalama 100-120 varil petrol üretildiğini aktaran Bakan Dönmez, “İnşallah yıl sonuna kadar burada 8 kuyu daha açıp toplam 10 kuyuya ulaşacağız. Bu bölgedeki üretilebilir petrol rezervi de yaklaşık 7 buçuk 8 milyon varil. Bunun da 1 milyar dolar ekonomik büyüklük ifade ettiğini söyleyebiliriz” dedi.

    Bölgede 4-5 sahanın daha olduğunu ve araştırmaları sürdürdüklerini kaydeden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, daha sonra şunları söyledi:

    “Benzer formasyona, potansiyellere sahip 4-5 saha daha var. Oradaki çalışmalarımıza da hız verdik. Önce 2 ve 3 boyutlu sismik araştırmalarımızı tamamlayacağız. Ardından da yine burada olduğu gibi keşif ve keşifte yakalarsa üretim amaçlı kuyularımızı açmış olacağız. Belki buradaki toplam keşif miktarımızı 8-10 kata kadar arttırmış olacağız. Son yıllarda Türkiye Petrolleri olarak hem karada hem de denizde araştırma çalışmalarımıza yoğunluk vermiştik.

    Biliyorsunuz ilk keşfimizi Karadeniz’de yaptık ve 540 milyar metreküplük doğal gaz bulduk. Orada geceli, gündüzlü bir çalışma var. İnşallah Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında o gazı milletimizle buluşturacağız. Onun yanında karada da keşiflerimiz var. Keşfin büyüklüğüne bakmaksızın, az yada çok demeksizin enerjide dışa bağımlılığımızı azaltacak her bir varile ihtiyacımız var. 4-5 sene önce Türkiye Petrollerinin günlük petrol üretimi 37 bin varil iken bugün itibariyle 60 bin varili geçmiş durumda. Son 4-5 yılda ilave keşiflerle birlikte toplam rezervimize 70 milyon varillik bir miktarı daha eklemiş olduk.

    Ülkemiz maalesef enerjide dışa bağımlı. Petrolün neredeyse yüzde 92’sini, doğal gazımızın yüzde 99’unu ithal ediyoruz. Bugünlerde kamuoyunun, dünyada herkesin fiyatlardan şikayetçi olduğu bir dönemde bu tip keşifler yüreğimize su serpiyor. Yöre halkı bu keşiften son derece memnun. Belki bu ülke ileride Batman ve Adıyaman’da olduğu gibi üretim merkezi haline dönüşmüş olacak.”

    Açıklamaların ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, bölgede oturan vatandaşlarla görüştü.

  • Bakan Dönmez, Türkiye’nin yeni enerji üssünü açıkladı

    Bakan Dönmez, Türkiye’nin yeni enerji üssünü açıkladı

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Filyos, Türkiye’nin yeni enerji üssü olacak. Fatih’in keşfettiği 405 milyar metreküplük doğalgaz rezervimiz Filyos’ta karaya çıkacak ve buradan ana şebekeye bağlanacak” dedi.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Karaelmas Maden Şehitleri Müzesi Açılış Töreni’ne video konferans yöntemiyle katıldı.

    Zonguldak’ın Türkiye’de kömür denince akla ilk gelen şehir olduğunu ifade eden Dönmez, şunları kaydetti:

    “Zonguldak’ın şehir tarihi aslında Cumhuriyet’imizin ilk dönemlerine ve sonrasında yaşanan tüm gelişmelere ışık tutuyor. Şehrin tarihi, ülke tarihiyle öylesine iç içe geçmiş ki bu endüstri tarihinin kültüre dönüşmesi, tam olarak anlaşılması ve kömürün bir şehrin damarlarında nasıl aktığının anlatılması için şehrin geçmişini yansıtan bir müzeye ihtiyaç vardı.

    Batı Karadeniz Kalkınma Ajansımızın desteğiyle Zonguldak kömür havzası tarihine tanıklık eden Üzülmez Müdür Lojmanı’nın müzeye dönüştürülmesi fikri işte bu ihtiyaçtan doğdu. Şehrin merkezinde kalan tarihi yapının korunması ve şehrin hafızasını yansıtacak müze olarak yeniden açılması için 2018’de projemize başladık.”

    Müze için uzun araştırmalar yapıldığını, tarihi eser niteliğindeki nadide endüstri malzemeleri ve dokümanların büyük bir titizlikle belirlendiğini ifade eden Dönmez, “Karaelmas Maden Şehitleri Müzemiz, iç kısımda Sergi Salonu, Harita ve Plan Odası, Belgesel Odası, Sanat- Sosyal Odası, Toplantı Salonu ve Sanal Gerçeklik Odası bölümleri ve dış kısımda 200 yıllık tarihi belgelerle geçmişe ışık tutan bir bahçeden oluşuyor.” diye konuştu.

    KEŞFEDİLEN GAZ İÇİN FİLYOS MÜJDESİ

    Dönmez, müzenin bundan sonra yapılacak kültürel çalışmaların da merkezinde yer alacağının altını çizerek, Zonguldak için verecekleri bir diğer müjdeli haberin de Filyos’taki enerji yatırımlarıyla alakalı olduğunu açıkladı.

    Filyos’un Türkiye’nin ilk mega endüstri bölgesi olacağına dikkati çeken Dönmez, şöyle konuştu:

    “Filyos, Türkiye’nin yeni enerji üssü olacak. Fatih’in keşfettiği 405 milyar metreküplük doğalgaz rezervimiz Filyos’ta karaya çıkacak ve buradan ana şebekeye bağlanacak. Taşkömürünün bölgede üretimi, demir-çelik başta olmak üzere yeni bir endüstrinin doğuşunu sağlamıştı. Şimdi de doğalgazın üretimiyle, Zonguldak ve Batı Karadeniz yeni endüstri bölgemiz olacak. Bölgeye çok güçlü bir ulaşım ve lojistik ağı kuruluyor. Halen devam eden Filyos Vadisi Projesi’yle birlikte de orta ve yüksek teknoloji endüstri Filyos’ta kümelenecek.”

    “52 YERLİ KÖMÜR SANTRALİMİZ FAALİYETLERİNİ SÜRDÜRÜYOR”

    Bakan Dönmez, yerli kömürü enerji bağımsızlığı açısından kritik gördüklerini belirterek, son yıllarda yapılan yoğun çalışmalarla toplam kömür rezervinin artmaya devam ettiğini dile getirdi.

    2016’da 45,5 milyon ton, 2017’de 87,9 milyon ton, 2018’de 101,5 milyon ton ve 2019’da 97,3 milyon ton yerli kömür üretimi yapıldığını kaydeden Dönmez, 2018’de de Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığını anımsattı.

    Dönmez, bu yıl sonu itibarıyla da 100 milyon ton seviyelerinin korunacağını vurgulayarak, toplam 20 milyar tonluk kömür rezervinin 1,5 milyar tonunu taş kömürünün oluşturduğunu söyledi.

    Sektörün büyümesi ve dışa bağımlılığın azaltılması için yüksek rezerv ve daha geniş alanlara yayılmış sahalarda üretim yapılması gerektiğine işaret eden Dönmez, şöyle devam etti:

    “Bugün 52 yerli kömür santralimiz faaliyetlerini sürdürüyor. Toplam 11 bin 350 megavat düzeyinde yerli kömür kurulu gücümüz var ve toplam kurulu gücümüz içerisinde yüzde 12’lik bir paya sahip. Kasım 2020 itibarıyla toplam elektrik üretimimizin yüzde 14,3’ünü yerli kömürden karşılıyoruz. 24 saatlik elektrik tüketimi olarak düşündüğümüzde ortalama 4,1 saati yani günlük elektrik tüketimimizin altıda birini yerli kömürden karşılıyoruz.”

    Dönmez, yer altı kömür işletmelerinde işçi maliyetlerine uygulanacak destek kapsamında bu yıl 247 milyon liralık ödeme yapıldığını belirterek, son 5 yılda bu rakamın toplamda 360 milyon liraya yaklaştığı bilgisini verdi.

    Madenler ve kömür üretiminin bazı çevreler tarafından muhalefet aracı olarak kullanıldığına dikkati çeken Dönmez, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Türkiye’nin yer altı kaynaklarını ekonomiye kazandırma gayreti sürekli olarak mesnetsiz, yalan ve yanlış bilgilerle baltalanmaya çalışılıyor. Enerji bağımsızlığı bizim için ne kadar önemliyse maden bağımsızlığımız da bir o kadar önemli. Kömür sektörü bugün teknolojiye yaptığı yoğun yatırımlarla hem çevresel kriterlerin sağlandığı hem de verimliliğin artırıldığı bir yapıyı hayata geçirmeye başladı. Kömür artık daha çevreci kriterlerle üretiliyor ve elektrik enerjisine dönüşüyor.

    Bizler ‘milletimizin kaynaklarını her ne pahasına olursa olsun çıkaralım’ anlayışına karşıyız. Kaynaklarımızı ekolojik dengeyi bozmadan, çevresel sürdürülebilirlik kriterleri çerçevesinde gün yüzüne çıkaracağız. Çevrecilik adı altında kamu malına zarar veren, halkı kışkırtan, kökü dışarıda kendi içeride olan yapılar bize akıl vermeye kalkmasın. Ne hikmetse onların çevreciliği Türkiye’nin çıkarları, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı söz konusu olunca ortaya çıkıyor. Milletimizin kaynaklarını milletimizin hizmetine sunmakta kararlıyız.”

  • Yurt dışından Türkiye’ye sondaj teklifi

    Yurt dışından Türkiye’ye sondaj teklifi

    Enerjive Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Sakarya Gaz Sahası keşfi sonrası pek çok ülke kendi karasularında arama ve sondaj yapmamızı istedi. Şu anda önceliğimiz yurt içi olduğu için bu teklifleri geri çevirdik” dedi.

    Bakan Dönmez, video konferans yöntemi ile ‘Arama ve Üretim Sektörü 12’nci İstişare Toplantısı’na katıldı. Burada konuşan Dönmez, son yıllarda petrol arama ve sondajcılığında önemli başarılara imza attıklarını, özellikle denizlerde yeni bir dönemin kapılarını araladıklarını söyledi. Türkiye’nin derin deniz arama ve sondajcılığında farklı bir noktaya geldiğini kaydeden Dönmez, “Derin deniz aramalarının yüzde 40’ını son iki yılda yaptık. 2016- 2017 dönemine göre deniz alanlarında son iki yılda yapılan üç boyutlu sismik veri toplama faaliyetlerinde yüzde 43, iki boyutlu sismik veri toplama faaliyetlerinde yüzde 300 artış sağladık. Denizlerimizdeki 50 yıllık arama ve sondaj faaliyetlerimizin, bu çabanın, uğraşın, emeğin karşılığını Sakarya Gaz Sahası kuyusunda aldık. İnşallah hem Karadeniz’de hem de Akdeniz’de keşiflerimizin devamı gelecek” dedi.

    ‘TEKLİFLERİ GERİ ÇEVİRDİK’

    Bakan Dönmez, Türkiye’nin bu faaliyetleri kendi imkanları ve insan kaynağı ile yaptığının altını çizerek, “Çok değil, 10 yıl öncesine kadar uluslararası ortaklıklarla yürüttüğümüz bu işlerde, bugün yerli üretimin de gücüyle önemli bir know-how, bilgi ve tecrübe kazandık. Sakarya Gaz Sahası keşfi sonrası pek çok ülke kendi karasularında arama ve sondaj yapmamızı istedi. Şu anda önceliğimiz yurt içi olduğu için bu teklifleri geri çevirdik. Artık yerli derin deniz sondaj ekibimiz ve becerilerimiz küresel bir oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Sadece denizlerde değil, karalarda da önemli bir ivme yakaladık. Son 18 yılda yeni keşiflerle birlikte 321 milyon varil ham petrol ve 11,8 milyar metreküp doğal gaz üretimi gerçekleştirdik. Bugünün fiyatlarını baz alırsak eğer, 14,5 milyar dolarlık yerli ham petrol üretimi; 2,1 milyar dolarlık yerli gaz üretimi gerçekleştirdik. Böylece son 18 yılda toplamda 16,6 milyar dolarlık petrol ve gaz ithalatının önüne geçerek bu alandaki cari açığın kapanmasına katkı sağladık” diye konuştu.

    ‘BULMAYA, ÜRETMEYE DEVAM EDECEĞİZ’

    Özellikle doğal gazda pandemi döneminde pek çok fabrikanın üretim kısıntısına gitmesinden dolayı geçen yıla kıyasla düşüş yaşadıklarını aktaran Dönmez, “Ancak son aylardaki toparlanmayla birlikte üretimde büyük ihtimalle 2019 rakamlarını yakalayacağız. Elbette bu rakamlar Türkiye’nin ihtiyacını karşılamaktan çok uzak. Ancak üzerinde her zaman durduğumuz bir nokta var ki; o da rezervin az ya da çok olmasından öte bu rezervlerin üretilebilir hale gelmesi ve ülke ekonomisine kazandırılmasıdır. Bulduğumuz her bir rezerv cari açığımızın nispeten de olsa düşüşünü sağlamaktadır. Az ya da çok demeden nerede ne varsa bulmaya, üretmeye devam edeceğiz. İnanıyorum ki bu inanç ve azim bizlere yeni Sakarya Gaz Sahalarının kapısını aralayacaktır” ifadesini kullandı.

    ‘2020’NİN İLK 10 AYINDA 84 KUYU AÇILDI’

    Dönmez, son 18 yılda petrol arama ve üretim faaliyetlerine 12 milyar dolar yatırım yaptıklarını söyleyerek, şöyle konuştu:

    “Bu yatırımların yüzde 57’si Türkiye Petrolleri, yüzde 43’ü ise yerli ve yabancı yatırımcılar tarafından yapıldı. 2020 Ekim sonu itibariyle 27’si yerli, 12’si yabancı toplam 39 şirket arama-üretim faaliyetinde bulundu. Covid-19 salgını nedeniyle petrol sektörümüz de bu süreçten etkilendi. Şirketlerimiz yine de sahadaki çalışmalarına azami ölçüde devam ettiler. 2020’de petrol fiyatları eksi değerlere kadar düştü. Buna mukabil petrolün yoğun olarak kullanıldığı sektörler de pandemi nedeniyle duraklama dönemine girdi. Yine de yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen 2016 yılında ham petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte 44 kuyu açılırken, 2020’nin ilk 10 ayında 84 kuyu açıldı. Toplamda 201 bin 728 metre sondaj yaptık. Yıl sonu itibariyle bu rakamın daha da artmasını bekliyoruz. Yeni teknolojilerin ve yöntemlerin devreye alınmasıyla mevcut ham petrol üretim sahalarımızdaki üretilebilirlik oranının yüzde 19’lardan daha yukarı seviyelere çıkartmayı hedefliyoruz.”

    Bakan Dönmez ayrıca, sektörün her konudaki öneri ve taleplerine açık olduklarını, üzerlerine düşeni yerine getirmek için sektörle sürekli iletişim halinde olduklarını söyledi.

  • Bakan Dönmez duyurdu! Bu yıl dünyadaki en büyük keşif

    Bakan Dönmez duyurdu! Bu yıl dünyadaki en büyük keşif

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Karadeniz Sakarya Gaz Sahası’ndaki Tuna-1 kuyusunda 405 milyar metreküplük rezerve ulaştıklarını belirtti. Dönmez, “Türkiye tarihinin en büyük keşfi ve 2020 yılı itibarıyla baktığımızda dünyada denizlerdeki en büyük keşfi açıklamış olduk. İnşallah 2023’te cumhuriyetimizin 100’üncü yılında kendi gazımızı, Karadeniz’den ürettiğimiz gazımızı vatandaşımızla buluşturacağız” dedi.

    Bakan Dönmez, katıldığı televizyon programında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulunup, soruları cevapladı. ‘Fatih’ sondaj gemisinin Karadeniz’de 20 Temmuz’da çalışmalara başladığını, aradan 1 ay geçmeden 320 milyar metreküp doğal gaz rezervini kamuoyu ile paylaştıklarını belirten Dönmez, “Yine o gün aşağıda iki katmanımız daha olduğunu, benzer yapılar içerdiğini söylemiştik ve çalışmalarımızın bu kuyuda devam edeceğini ifade etmiştik. Cumartesi günü Sayın Cumhurbaşkanı’mız ilave 85 milyar metreküplük keşif miktarını açıklamış oldu. Böylece Sakarya Gaz Sahası’ndaki Tuna kuyusunda yani ilk keşif kuyumuzda 405 milyar metreküplük bir rezerve ulaşmış olduk. Türkiye tarihinin en büyük keşfi ve 2020 yılı itibarıyla baktığımızda dünyada denizlerdeki en büyük keşfi açıklamış olduk. Karaları da dahil ettiğimizde sıralama ikinci oluyor. Dolayısıyla gayet büyük bir keşiften rahatlıkla bahsedebiliriz” dedi.

    ‘TÜRKALİ-1′ ADINI VERDİĞİMİZ LOKASYONA GİDECEĞİZ’

    Bakan Dönmez, Tuna-1’deki arama kuyusunun bittiğini söyleyerek, “Bu kuyuyla alakalı olarak tamamlama çalışmaları yapılacak. Onu bir başka gemiyle yapacağız. Şimdi Türkali-1 adını verdiğimiz lokasyona gideceğiz. Yaklaşık Tuna-1’e 4-5 kilometre mesafede bir kuyu. Yine aynı sahadayız, yani Sakarya Gaz Sahası’ndayız. Bu sahanın büyüklüğü yaklaşık 225 kilometrekare. Biz burada 40’a yakın üretim kuyusu planlıyoruz önümüzdeki yıllarda. Bu şu anlama geliyor. Bundan sonra hemen hemen belki her 2 ayda bir kuyu açarak üretim amacımıza dönük olarak bu hazırlıklarımızı tamamlamış olacağız” diye konuştu.

    ‘2023’TE VATANDAŞIMIZLA BULUŞTURACAĞIZ’

    Bakan Dönmez, doğal gazı 2023’e yetiştirmek için çalıştıklarını belirterek, şöyle konuştu:

    “Kronometre başladı, Türkiye Petrolleri çalışanlarımız geriye sayıma başladılar. İnşallah 2023’te cumhuriyetimizin 100’üncü yılında kendi gazımızı, Karadeniz’den ürettiğimiz gazımızı vatandaşımızla buluşturacağız. Bu şekilde ön mühendislik çalışmaları başladı, detay mühendislik çalışmaları için de görüşmeler, çalışmalar devam ediyor. Bu 2-3 tane tespit kuyusu açacağımızı ifade etmiştik. Bunlarla birlikte önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde detay mühendislik çalışmaları da sonlandırılmış olacak. Çünkü burada deniz üstünde bir platform düşünmüyoruz. Çünkü derin denizden bahsediyoruz. Yaklaşık 2000 metrelik bir derinlikten bahsediyoruz. Yani suyun üstünde hiç kimse bir şey görmeyecek o sahada, kıyıda göreceğiz. Orada kuyu başında bazı valf vana kontrol sistemlerimiz olacak. Komünikasyon için bazı teçhizatı oraya yerleştireceğiz ve burada toplanan gazı da kıyıya getireceğiz. En yakın mesafede olan nokta şu anda Filyos gözüküyor ama değişik çalışmalar da var, oraya getireceğiz. Orada da yine karadaki ayrıştırma tesislerini yapacağız. Çünkü gelen gazın içerisinde istenmeyen partiküller olabilir. Onlar ayrıştırılacak ilgili teknik standartlara göre. Uygun basınca getirilecek ve sonra da bizim ulusal iletim sistemimize yani BOTAŞ’ın ana iletim sistemine bağlanmış olacak. Hedefimiz, tamamen bu şekilde belirlenmiş durumda. 2023’te inşallah vatandaşımızı kendi yerli gazımızla buluşturmayı hedefliyoruz.”

    DOĞAL GAZ KONTRATLARI

    Bakan Dönmez, 1-2 yıl içinde yaklaşık 16 milyar metreküplük doğal gaz kontratının sonlanacağını anımsatarak, “Rusya’yla sonlanan kontratımız var, Azerbaycan’la ilk kontratımız sonlanıyor. Keza LNG aldığımız yani sıvı doğal gaz aldığımız üniteler var Nijerya gibi onlarla da sonlanacak. Bizim birinci önceliğimiz arz güvenliği. Bir taraftan da kendi yerli kaynaklarımızı sisteme dâhil etikçe yurt dışına bağımlılığımız azalacak. Ama çok kısa süre içinde, kısa vadede bütün kontratlarımızın yerine yerli doğal gazı ikame edeceğiz sözü doğru olmaz. Ama zaman içinde sürekli yerli kaynağın daha fazla oranda kullanıldığı bir piyasaya doğru ilerleyeceğiz” dedi.

    ‘KAŞİF’ SU ALTI ROBOTU

    Bakan Dönmez, ‘Fatih’ sondaj gemisinde görevine başlayan yerli su altı robotu ‘Kaşif’ ile ilgili ise şu bilgileri verdi:

    “Sağ olsunlar, Türkiye’deki bir girişimci bu robotu yapabileceğini ifade etti. Biz de her türlü teknik desteği kendisine verdik. Ve şu anda daha önce yurt dışından temin etmiş olduğumuz robotun bire bir aynı özelliklerine sahip ama farklı dizaynda milli yazılımı yapılmış bir robotumuz var. O robot bize kuyuyla alakalı bazı video görüntülerini yukarıya aktarıyor, bunun yanı sıra yukarıdan operatör vasıtasıyla oradaki bazı mekanik işlemleri yapabilir hale geliyoruz. Çünkü orada bir somonun sıkılması, gevşetilmesi veya herhangi bir olumsuz durumda müdahale edilmesi gereken işler varsa onu biz o robotla yapıyoruz. Çünkü o derinlikte bizim bir dalgıç oraya indirmemiz mümkün değil yani 2 bin metre derinlikten bahsediyoruz ki yaklaşık 200 atmosferlik yüksek bir basınçtan bahsediyoruz. Biz denemelerini, testlerini de yaptık bu arada, sadece 2 bin metre de değil, 3 bin metreye kadar çalışabilecek bir robotumuz var artık. Bunu diğer gemilerimize de aynı şekilde entegre etmeyi planlıyoruz. O robot sayesinde bu su altında işlemleri rahatlıkla yapabilir hale geliyoruz.”

    ‘BİZİM KİMSENİN MALINDA GÖZÜMÜZ YOK’

    ‘Oruç Reis’in sismik araştırma yaptığı bölgenin Antalya’nın Kaş ilçesinin güneyinde, Türkiye’nin kıta sahanlığında olduğunu belirten Bakan Dönmez, “Bundan yıllarca önce ruhsatını verdiğimiz alanlar bunlar. Orada şu anda iki boyutlu sismik atıyor sismik araştırma gemimiz ‘Oruç Reis’. Tahmin ediyorum 1-2 ay içinde tamamlayabiliriz, sonrasında üç boyutlu sismik atmaya başlayacağız aynı bölgede. Değerlendirmelerden sonra orada da potansiyeli yüksek bir alan görürsek sondaj gemimizi gönderip ilk keşif amaçlı sondajımızı da yapmış olacağız. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın defaatle ifade ettiği bizim kimsenin hakkında, hukukunda, malında, mülkünde gözümüz yok ama herkes de bizim hakkımıza, hukukumuza saygılı olsun ifadesini bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Uluslararası hukuka uygun, milli hak ve menfaatlerimiz neyi gerektiriyorsa, orada o çalışmaları yapmaya devam edeceğiz” dedi.

  • Bakan Dönmez’den doğalgaz fiyatı açıklaması

    Bakan Dönmez’den doğalgaz fiyatı açıklaması

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Fatih Sultan Mehmet’in türbesini ziyaret ettiği sırada gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Türkiye’nin Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz bulmasını Cuma günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasının ardından Bakan Dönmez, Karadeniz’de doğal gaz rezervi keşfi ile birlikte ithalatımızda ciddi azalma bekliyoruz.” dedi.

    Dönmez, merak edilen bir diğer konu olan doğal gaz fiyatı hakkında ise, “Doğal gazı vatandaşlarımızın çok daha ekonomik fiyatlarla kullanabileceği altyapıyı oluşturmuş oluyoruz” diye açıklamalarda bulundu.

    “MALIN BOL OLDUĞU YERDE FİYATLARIN DÜŞMESİ KAÇINILMAZ”

    Bakan Dönmez konuşmasının devamında, “Önümüzde 6 bin kilometrekarelik yeni bir alan daha var. Uzmanlarımız değerlendirmesi, benzer yapıların orada da önümüze çıkabileceği yönünde. Malın bol olduğu yerde fiyatların düşmesi kaçınılmaz. Her halükarda kendi üreteceğimiz gazın ithal edeceğimiz gaza göre daha ekonomik olacağını bugünden söyleyebiliriz. Vatandaşlarımız o konuda müsterih olsunlar.”