Etiket: “Enerji

  • Enerjisiyle Türkiye’yi aydınlatıyor

    Enerjisiyle Türkiye’yi aydınlatıyor

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, ülkemizin en hırçın akan nehri olan Çoruh Nehrine son 21 yılda 5 adet mavi gerdanlık takıldığını ve ülkemizin hidroelektrik enerji potansiyeline önemli ölçüde katkı sağlandığını söyledi. Balta ”Artvin’de son 21 yılda 5 baraj inşa ettik ve böylece 4 milyar 760 milyon metreküp depolama kapasitesine ulaştık. Bu 5 barajın kurulu gücü 1.975 MW olup; yıllık ortalama üretim kapasitesi de 6 milyar 515 milyon kilowatt saattir. Ayrıca Artvin’de taşkın riskini azaltmak için son 21 yılda tamamlanan 93 adet taşkın koruma tesisi ile Artvin şehir merkezi, 238 adet yerleşim yeri ve 7 bin 464 dekar arazinin taşkın kontrolü sağlanmıştır. 12 adet taşkın koruma tesisinin de inşaat çalışmaları devam etmektedir. Hayata geçirdiğimiz taşkın koruma tesisleri ile taşkın riskini azaltıyor, vatandaşlarımızı ve toprağımızı güvence altına alıyoruz” dedi.

    Türkiye’de 2 milyon 590 bin hanenin enerjisi Artvin’den karşılanıyor

    Artvin’de son 21 yılda 36 Adet Hidroelektrik Enerji (HES) Tesisi işletmeye alınarak yıllık 7 Milyar 770 Milyon kilowatt saat enerji üretim kapasitesine ulaşıldığını kaydeden Balta “Kurulu gücü 2.387 MW olan bu tesisler sayesinde milli ekonomimize, yalnızca enerji alanında yıllık 14 Milyar 607 Milyon TL katkı sunuyoruz. İnşaat safhasında olan 6 adet HES ile de ülkemizin enerjisine güç verecek olmanın heyecanını duyuyoruz. Kurulu gücü 226 MW olan bu tesisler tamamlandığında milli ekonomimize, yalnızca enerji alanında yıllık 996 Milyon kilowatt saat katkı sunacağız. Şuan planlama ve projelendirme safhasında olan 87 adet HES ile de ülkemizin enerjisine güç verecek olmaktan heyecan duyuyoruz. 31 Aralık 2023 tarihi itibariyle yaklaşık 2 milyon 590 bin hanenin enerji ihtiyacını Artvin’de kurulu HES’lerle karşılıyoruz” diye konuştu.

  • Rüzgardan elektrik üretiminde rekor

    Rüzgardan elektrik üretiminde rekor

    Bakan Bayraktar, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:

    “Her geçen gün artan yenilenebilir kurulu gücümüzle yeni rekorlara imza atıyoruz. 7 Ocak 2024’te rüzgarda yüzde 28 ile kayıtlara geçen en yüksek elektrik üretim oranına ulaştık.”

    https://twitter.com/aBayraktar1/status/1745023305793323071

     

    Türkiye’nin rüzgar enerjisinden elektrik üretimi 7 Ocak Pazar günü 218 gigavatsaatle tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşırken, rüzgarın toplam elektrik üretimindeki payı yüzde 28 oldu. Türkiye’de tüm kaynaklardan üretilen elektrik ise 778,5 gigavatsaat olarak gerçekleşti.

    Rüzgardan elektrik üretiminde son rekor ise 3 Nisan’da 203 bin 69 megavatsaat olarak kayıtlara geçmişti.

  • “Enerji tüketimimizi yüzde 16 azaltacağız”

    “Enerji tüketimimizi yüzde 16 azaltacağız”

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Kasım 2017’de 2017-2023 yılları arasını kapsayan 1. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nı devreye almıştı. Söz konusu plan, eylemlerin uygulama adımlarını, temel performans göstergelerini, nasıl uygulanacağını, çıktılarını ve muhtemel etkilerini ortaya koymayı amaçlıyordu. Planda, tanımlanan eylemlerin uygulanmasından ve sonuçlarının değerlendirilmesinden sorumlu olan kurum ve kuruluşlar arasında yakın bir iş birliği kurulmasının gerektiği vurgulanmıştı. Söz konusu koordinasyonun ve iş birliğinin sağlanması, eylem planının izlenmesi, raporlanması ve geçerliğinin onaylanması süreçlerini Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü yürütüyor.
    1. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı döneminin tamamlanması ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yeni eylem planı için harekete geçti. Bu çerçevede, 2024-2030 yıllarını kapsayan 2. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nın tanıtımı ve 2030 yılına kadar olan yol haritası için bakanlık binası E Blok’ta yer alan konferans salonunda bir toplantı düzenlendi. Türkiye’nin Enerji Verimliliği 2023 stratejisinin de ele alınacağı programda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve Danimarka’nın Ankara Büyükelçisi Danny Annan’ın yanı sıra çok sayıda kamu ve özel sektör yöneticileri katıldı.
    Bakan Bayraktar burada yaptığı konuşmada, 2017-2023 dönemini kapsayan ilk Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nın hedeflerine ulaştıklarını belirterek, “Üretimden nihai tüketime bütün sektörlerde yürütülen çalışmaların sonucu olarak bugün birincil enerji tüketimimiz yüzde 14 daha az gerçekleşti. Eylem planının uygulama döneminde toplamda 8,5 milyar dolar yatırım yaptık. Yaklaşık 70 milyon ton emisyon azaltımı sağladık. Bütün bunlar için de 45 bin yeni yeşil istihdam oluşturduk” diye konuştu.
    Türkiye’nin 2053 net sıfır iklim hedefleri doğrultusunda sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir enerji politikası gereği, enerjide arz güvenliğini güçlendirmek ve dışa olan bağımlılığı azaltmak için yeni bir Enerji Verimliliği Hareketi başlattıklarını aktaran Bayraktar, “Bu doğrultuda elde ettiğimiz kazanımları, Türkiye Yüzyılı’nda daha ileriye taşımak amacıyla Türkiye’nin Enerji Verimliliği 2030 Stratejisi ve 2024-2030 yılları arasında uygulanacak olan 2. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nı uygulamaya başlıyoruz” dedi.

    Bakan Bayraktar, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
    “Eylem planımızın hayata geçirilmesiyle birlikte 2030 yılına kadar enerji tüketimimizi yüzde 16 azaltacak ve 100 milyon ton emisyon azaltımına katkıda bulunacağız. Ortaya koyduğumuz bu hedeflere ulaşmak için kamu ve özel sektör birlikte 2030 yılına kadar 20 milyar dolarlık enerji verimliliği yatırımı gerçekleştireceğiz. Böylece hem enerji verimliliği alanında faaliyet gösteren firmaları destekleyerek yeni iş imkanı oluşturacak hem de bu yatırımlar sayesinde 2040 yılına kadar 46 milyar dolar değerinde enerji tasarrufu sağlamış olacağız.”
    Bayraktar, 61 eylem altında yer alan 265 faaliyet kapsamındaki hedeflere ulaşmak için enerji verimliliğini karar alma süreçlerinin tamamında dikkate alınan bir politika bileşeni haline getireceklerini kaydederek, 2030 yılına kadar kamu binalarında yüzde 30 enerji tasarrufu sağlamak için toplam 700 milyon dolar yatırım yapacaklarını söyledi.
    Bayraktar, mevcut konutların, yeni binaların ve kentsel dönüşüme giren bölgelerin daha verimli olması için 2030 yılına kadar toplamda 3 milyar doları aşan enerji verimliliği yatırımını gerçekleştireceklerini belirterek, sanayide geri ödeme süresi ortalama 2 yıl olan ve maliyeti toplamda 5 milyar lirayı aşan enerji verimliliği yatırımını ekonomiye kazandıracaklarını dile getirdi.

    Bakan Bayraktar, 2030 yılına kadar 1 milyonu aşacak elektrikli aracın yollarda olması için gerekli enerji ve şarj altyapısını vatandaşların hizmetine sunacaklarını aktararak, sulamada, tarımsal üretim ve depolarda, seralarda ısı kayıplarının önlenmesini, atık ısı geri kazanımını, enerji verimli ısıtma-soğutma-havalandırma uygulamalarını ve yenilenebilir enerji kullanımını yaygınlaştıracaklarını kaydetti.

    Bakan Bayraktar, konuşmasına şöyle devam etti:
    “Enerji maliyetlerinin ekonomimiz üzerindeki yükünün hafiflemesi, çevrenin korunması ve iklim değişikliği ile mücadele edilmesi için enerji verimliliği milletimizin tüm kesimlerince benimsenmelidir. Türkiye Yüzyılı’nda ortaya koyduğumuz hedeflere ulaşmak için tüm vatandaşlarımıza enerjiyi verimli kullanma çağrısı yapıyorum. Bu vesileyle bütün uluslararası finans kuruluşlarını birlikte çalışmaya, daha yeşil bir gelecek inşa etmek için Eylem Planımız çerçevesindeki hedeflerimize destek vermeye davet ediyorum.”
    Tanıtım toplantısının ardından bakanlık tarafından düzenlenen Sanayi ve Üniversiteler Arası Enerji Verimliliği Yarışmaları’nda dereceye giren şirketlerin yöneticilerine ve üniversitelerin rektörlerine ödülleri takdim edildi.

  • Karadeniz’in tepeleri güneş enerji santralleri ile kaplanıyor

    Karadeniz’in tepeleri güneş enerji santralleri ile kaplanıyor

    Karadeniz Bölgesi’nin dik ve engebeli arazileri fırsata çevriliyor. Dünyada son yıllarda kurulum ve kullanım kolaylığı olmasının yanı sıra çevreyi kirletmemesi ve zararlı atık oluşturmaması gibi özellikleri ile ön plana çıkan güneş enerjisi santral talebi Türkiye’de de ilgi çekiyor. Son 10 yılda sayıları giderek artan GES sisteminin yenilebilir enerji kaynağı olan güneş ile karbondioksit salınımının da önüne geçiliyor. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde ilk olarak 2015 yılında Trabzon’un Tonya ilçesindeki Ruj Tepesindeki 16 dönümlük alanda kurulan 2 bin 500 panel ile ilçede enerji maliyetlerinde tasarruf sağlanırken, bölgede ilk kez yapılan enerji santrali diğer illere de örnek oldu.
    2015 yılından itibaren Karadeniz Bölgesi’nde 200’e yakın GES sistemi projelendirilirken, Giresun, Gümüşhane, Ordu ve Trabzon illerinde yapılan çalışmanın ardından hazırlanan raporda 2000 MW’ın üzerinde güneş santralinin kurulabilme imkanı bulunduğu belirlendi. Bu durum bölgede son 15 yıldır dereleri kuruttuğu ve ekolojik dengeyi bozduğu gerekçesiyle tartışmalara neden olan sayıları 250’nin üzerindeki Hidroelektrik Santralleri (HES) kurulumunun da artık 2. planda kalacağını gösteriyor.

    Belediyelerin enerjisi güneşten alınıyor

    Karadeniz Bölgesi’ndeki illerde kurulan güneş enerji santrallerinin (GES) devreye girmesiyle milyarlarca lira kasada kalırken, özellikle belediyeler GES yatırımlarına ağırlık veriyor. Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulum çalışmaları süren toplam 67.7 MW’lık 3 güneş enerji santralinin (GES) devreye alınmasıyla belediyenin tüm enerji giderlerinin buralardan karşılanacak. Şehirde yılda enerjiye harcanan 420 milyon TL’nin de belediyenin kasasında kalacak. Ordu’da ise Akkuş Belediyesi tarafından kendi enerjisini üretmek ve belediye ekonomisine katkı sağlamak amacıyla Gökçebayır Mahallesi’nde 13 bin 500 metrekarelik alana 2 bin 376 panel kullanarak kurulan güneş enerji santrali üretime devam ediyor. Akkuş Belediyesi’nin kendi enerjisini üretmek ve belediye bütçesine katkı sağlamak amacıyla kurduğu güneş enerji santrali bir yılda 860 megavat enerji üretirken belediye bütçesine de 1.8 milyon TL katkı sağladı. Bölgede son olarak Trabzon’un Ortahisar ilçesindeki Geçit mahallesinde hayata geçirilen Güneş Enerjisi Santralinin (GES) panel montajı tamamlandı. 5 bin 688 panelin bulunduğu GES sistemi ile yılda 3 milyon kilo watt saat enerji üretilecek. “Tükettiğimizin üç katı kadar elektrik üreteceğiz” diyen Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, “Her yıl parklarımız, projelerimiz artıyor. Dolayısıyla aydınlatma ve enerji giderlerimiz de artıyor. Tüketimimiz her geçen gün arttığı için GES projesi çok rantabl bir proje ve 4 yıl gibi bir sürede kendini amorti edecek” ifadelerini kullandı.

    OSB’de “Yeşil Dönüşüm” projesi

    Avrupa Birliği’nin (AB) sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasının 1 Ekim 2023’ten itibaren işleyeceğini duyurmasının ardından Trabzon Organize Sanayi Bölgesi (TOSB) geçtiğimiz aylarda harekete geçti. TOSB ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) tarafından başlatılan ‘Yeşil Dönüşüm’ projesi ile firmalarda güneş enerji üretimine başlandı. Firmaların çatılarına kurulan GES sistemleri ile enerjinin yüzde 19-20 üretiliyor. Arsin Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Ali Sakarya, yenilenebilir enerjinin başlı başına ciddi bir konu olduğunu belirterek, “Burada var olan bütün çatılarımız kurulsa dahi toplam enerjimizin en fazla yüzde 40-50’sini karşılayabiliyoruz. Zaten sistem içerisinde yüzde 100’lük gibi bir dönüşüm beklentimiz de yok. Tabii ne kadar enerjide dışa bağımlılığımızı azaltırsak ve enerji maliyetleri arttığında var olan üreticiler ve fabrikalar bundan ne kadar çok katma değer elde ederse ülkemize o kadar faydalı olacak” diye konuştu.

    “Doğu Karadeniz Bölgesi’nin güneşten elektrik üretme kabiliyeti Almanya’nın en iyi yerlerinden daha iyi konumda”

    Elektrik Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve KTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fatih Mehmet Nuroğlu ise Doğu Karadeniz Bölgesi’nin güneşten elektrik üretme kabiliyetinin güneşten yoğun olarak elektrik üreten Almanya’dan daha iyi durumda olduğunu söyledi. Nuroğlu “Trabzon’un ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nin elektrik üretme kabiliyeti Almanya’nın en iyi yerlerinden daha iyi konumda veya eşdeğer diyebiliriz ki Almanya’nın güneyi daha iyi ancak kuzey tarafı Trabzon’dan daha kötü. Almanya’da güneşte 80 bin megavatlık kurulu güç var. Bölgemizde Arsin Organize Sanayii Bölgesi buna en güzel örnek. Bir çok firmanın ve evlerin çatısı güneş paneliyle kaplı” dedi.

    “Karadeniz’de 4 ilden üretilebilecek yıllık elektrik miktarı Keban Barajı üretiminin yaklaşık yüzde 55’ine denk geliyor”

    Bölgede GES kurulumu yapan North Enerji şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Gül ise Giresun, Gümüşhane, Ordu ve Trabzon illerinde güneşten üretilebilecek yıllık elektrik miktarının 3.5 Milyar KW/h’ten fazla olduğunu ve bu değerin Keban Barajı’nın yıllık elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 55’ine tekabül ettiğine dikkat çekti. Oktay Gül, “2015 yıllarında Karadeniz’de güneş ve güneşten elektrik üretme fikri pek yan yana gelmiyordu özellikle Organize Sanayi Bölgeleri ve buralardaki elektrik tüketimi yüksek işletmelerle yaptığımız toplantılarda kısmen güneşten elektrik üretilip bunu da işletmelerinde verimli şekilde kullanabileceklerini anlatmayı başardık. Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu ile yaptığımız bir çalışmada özelde Giresun güney bölgesi potansiyeli ve genelde de Karadeniz Bölgesi’nin güneş santralinden elektrik üretim kapasitesini değerlendirme fırsatı bulduk. Bölge için hazırlanan raporlardan yola çıkarak diyebiliriz ki Giresun, Gümüşhane, Ordu ve Trabzon kırsalında arazi GES olarak 2000 MW’ın üzerinde güneş santralinin kurulabilme imkanı bulunmaktadır. Bu illerin kırsalında sürekli çalışan biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki sadece bu illerde güneşten üretilebilecek yıllık elektrik miktarı 3.5 Milyar KW/h ten fazladır. Bu değer ise Keban Barajı’nın yıllık elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 55’ine tekabül etmektedir. Üstelik bu üretimin içinde sanayi tesislerinin çatı GES’leri ve konutlarda kurulacak küçük çatı GES’lerin üretimi hariç tutulmuştur” açıklamasında bulundu.

    “Kurulumunu tamamladığımız tesislerden yıllık yaklaşık 70 milyon kWh elektrik üretimi sağlanmaktadır”

    Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 2015 yılından bu yana irili ufaklı 200’e yakın güneş santrali projelendirildiğini ve bir çoğunun kurulumunun tamamlandığını dile getiren Gül, “Çoğunluğu çatı GES olan bu projelerin toplam kurulu güçleri de 150Mwı geçmiş durumdadır. Bu GES projelerinin 49 tanesi şirketimiz tarafından projelendirmiş ve yine 34 tanesinin kurulumunu tamamlamıştır. Tamamlanan projelerin kurulu gücü 35mw büyüklüğündedir. Halen de yaklaşık 20 MW’lık projede kurulum ve projelendirme çalışmalarımız devam etmektedir. Kurulumunu tamamladığımız tesislerden yıllık yaklaşık 70 milyon kWh elektrik üretimi sağlanmaktadır. Bu günkü ortalama perakende elektrik fiyatıyla da yıllık 200 milyon liralık elektrik güneşten elde edilmektedir” şeklinde konuştu.

    “Yıllık 1 milyon 800 bin kW/h yaklaşan üretimler elde edilmektedir”

    GES üretim maliyetleri ile ilgili bilgiler veren Gül “MW başına arazilerde 680-800 bin USD aralığında iken çatı GES’lerde bu rakam 400-550 bin USD aralığında değişmektedir” dedi. Karadeniz Bölgesi’nin kıyı kesimleri hariç özellikle Doğu Karadeniz Dağlarının güney bölgesinde çok yüksek verim değerlerine ulaşıldığını belirten Gül, “Özellikle işletmesini yaptığımız santrallerden edindiğimiz verileri iletmek gerekirse yıllık 1.800.000 kW/h’ye yaklaşan üretimler elde edilmektedir. Sahil kesimlerde ise bu değer yüzde 35 oranında düşmektedir. Çatı GES’lerde ise bulunduğu bölgeye göre yüzde 25-28 oranında eksi değerler alınmaktadır” ifadelerini kullandı.

    “Birçok yatırımcı uygun araziyi bulamamakta karaborsadan ya da başka yollarla tarım arazilerini GES için kullanmaktadır”

    Sektörün önündeki en büyük sorunun kurumlar arasındaki koordinasyonsuzluk olduğunu kaydeden Gül, “Dövize endeksli bir yatırım olan güneş santralinde, karar verdiğiniz andan kuruluma başlayana kadar geçen 5-6 aylık süre ve kurulum süresi sizi daha başlamadan ciddi zarara uğratabilmekte. Yatırımcıların büyük çoğunluğu bu uzun süreci göze alamadığı için yatırım fikrinden vazgeçmektedir. Ayrıca yüksek faizler finansman ulaşımı engellemekte dolayısıyla güneşe olan ilgi artsa da erişim zorlaşmaktadırÖte yandan güneş santrali kurmak isteyen birçok yatırımcı uygun araziyi bulamamakta karaborsadan ya da başka yollarla tarım arazilerini GES için kullanmaktadır. Bunun yanında ülkemizin bir çok yerinde gerekli teknik inceleme ve değerlendirme yapılmadan hazine arazileri mera yada orman olarak ayrılmış durumdadır. Yerinde müşahede ettiğimiz birçok arazi kayalık ve kıraç olmasına rağmen orman veya mera olarak tescil edilmiştir. Bu arazilerin komple elden geçirilerek güneş santrali kurulabilecek düzeyde verimsiz kıraç orman mera alanların yetkili teknik bir komisyonca elden geçirilip GES kriterine uygun alanların tespit edilmesi ve bu alanlara gerekli enerji nakil hattı altyapısının kamu marifetiyle yerine getirilmesi gerekmektedir” dedi.

  • 3. Mimarlık ve Enerji Çalıştayı

    3. Mimarlık ve Enerji Çalıştayı

    İlki 2018 yılında Balıkesir Üniversitesi düzenlenen Mimarlık ve Enerji Çalıştayı’nın 3.sü Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Şenkal Sezer koordinatörlüğünde BUÜ Mimarlık Fakültesi’nde gerçekleştirildi.
    Akdeniz Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi, Bursa Uludağ Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Eskişehir Teknik Üniversitesi, İstanbul Gelişim Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi ve Trakya Üniversitesi olmak üzere 10 farklı üniversiteden 24 akademisyen ve farklı üniversitelerden 60 öğrencinin katılımıyla düzenlenen çalıştayda mimarlık ve enerjinin geleceği konuşuldu.

    MİMARİ VE ENERJİNİN ORTAK GELİŞİMİ KONUŞULDU

    Çalıştay hakkında bilgi veren BUÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülin Vural Arslan, programın ilk günü uzman konuklar tarafından mimarlık ve enerji konularında sunumların yapıldığını, ikinci gün de 4 yürütücü eşliğinde 10 öğrenciden oluşan 6 ekip tarafından enerji verimliliği hedefleyen karbon nötr kitap kafe tasarımlarının gerçekleştiğini söyledi. Dekan Prof. Dr. Tülin Vural Arslan; “Etkinliğimizde karbon nötr binaların; gelecekte enerji ile mimarinin entegrasyonu; güneş, rüzgar ve jeotermal gibi enerji kaynaklarının binalar ile birlikte tasarımı; binalarda pasif ve aktif enerji sistemlerinin kullanımı gibi konular hakkında projeler geliştirildi. Organizasyonda öğrencilerin mimarlık ve enerji alanına dair farkındalık kazanmaları hedeflendi” dedi.
    Dekan Arslan; çalıştayda görev alan akademisyenlere, Bursa Mimarlar Odası’na, ana sponsor Daikin olmak üzere Reynaers ve Sunvital firmaları ile katılım sağlayan tüm öğrencilere teşekkür etti.

  • Ay’da yaşamayı sağlayacak enerji kaynağı

    Ay’da yaşamayı sağlayacak enerji kaynağı

    NASA’nın Artemis Programı kapsamında 2030 civarında Ay’da bir üs kurulması hedefleniyor.

    Galler’deki Bangor Üniversitesi’nden bilim insanları, üste yaşamı mümkün kılmak için haşhaş tohumu kadar küçük nükleer hücreler geliştirdi.

    Projede yer alan Prof. Simon Middlebrugh, bunun zorlu fakat eğlenceli bir süreç olduğunu söyledi.

    Üniversitenin Rolls Royce, İngiltere Uzay Ajansı ve ABD’deki Los Alamos Ulusal Laboratuvarı ortaklığında geliştirdiği teknoloji, bütün nükleer enerji santralinin bir araba boyutunda olmasını sağlıyor.

    Mars’a yolculukta da bir durak olarak kullanılabilecek Ay, modern teknolojiler için gerekli pek çok kaynağa sahip.

    Bu kaynakların yerinde kullanımı, oradan diğer gezegenlere gitmeyi daha kolay kılabilir.

    Prof. Middleburgh, önümüzdeki aylarda nükleer yakıtı her yönden testlere tabi tutacaklarını söyledi.

    Ay’da atmosfer olmadığı için hava sıcaklığı -248 dereceye kadar düşüyor.

    Üniversitenin geliştirdiği ve Trisofuel adlı nükleer yakıt, Rolls Royce’un üreteceği mikro nükleer santralde kullanılacak.

    Prof. Middleburgh, bu santralin bir rokete yüklenerek Ay’a götürülmesinin mümkün olduğunu söyledi.

    Santralin uzay yolcuğundaki basınç, sarsıntı ve ivme etkilerinden nasıl etkileneceği, önümüzdeki süreçte yapılan testlerle anlaşılacak. Fakat Prof. Middleburgh, tasarımlarından umutlu:

    “Bunlar uzay yolculuğunun ardından Ay’a indikten sonra güvenle çalışabilecek yapılar.”Hindistan’ın uzay aracı geçen ay Ay’ın güney kutbuna iniş yapan ilk araç olmuştu.

    Bu bölgede su buzu arayacak Hindistan, bunu başarabilirse Ay yolculuklarının geleceği değişebilir.

    Prof. Middleburgh, geliştirdikleri teknolojinin elektriği kesilen afet bölgelerinde de kullanılabileceğini söyledi. Bangor Üniversitesi’nden başka bir ekip ise uzay roketleri için nükleer itki kaynakları geliştiriyor.

    Ekibin başındaki Dr. Phylis Makurunje, yeni sistemlerinin çok güçlü bir itki sağladığını ve mevcut teknolojilerle 9 aydan uzun olan Mars yolculuğunun böylece 6 aya ineceğini açıkladı.

    2030’larda Ay üsleri

    Jeopolitik üzerine çalışan gazeteci ve yazar Tim Marshall’a göre yakıt konusundaki gelişmeler, Ay’ın güney kutbuna gidiş yarışını etkiledi.

    Marshall, 2030’larda Ay’da bir Çin üssü bir de ABD liderliğinde bir üs olmasını bekliyor: “Bundan emin sayılırım çünkü büyük güçler bu yarışın dışında kalmayı göze alamaz.

    “Çinliler ilk tuğlayı 2028’de koyarak bunu yapan ilk ülke olmayı hedefliyorlar. 2030’ların başında muhtemelen Çin’inki de ABD liderliğinde yapılan da tamamlanmış olacaktır.

    “21. yüzyıl teknolojileri için gerekli olan Titanyum, lityum, silikon, demir ve başka minerallerin de Ay’da bulunduğunu tahmin ediliyor.

    “Tam miktarları bilinmese de şirketler bunları ekonomik olarak işlenebilir görüyor.

    “Fakat uzayın ticarileşmesi, işleri daha karışık hale getirebilir.

    “Uzayın kullanımına ait Uzay Anlaşması 1967’de yazıldı.

    “Hâlâ bir taslağa benziyor ve üzerinden 50 yıl geçtikten sonra çağ dışı kaldı.

    “O zamanlar modern teknoloji yoktu ve uzay yarışı günümüzdeki gibi şirketler arasında değil devletler arasında yapılıyordu.

    “Birleşmiş Milletler’de kabul edilecek yeni kurallar olmazsa, herkes uzayda istediğini yapabilir ve bu da tehlikeli durumlara yol açabilir.”

  • Enerjisini güneşten alan tesis

    Enerjisini güneşten alan tesis

    İnegöl Belediyesi, şehirdeki çiftçileri tek çatı altında topladığı Üreten Çiftçiler Kooperatifini teknoloji ile donatarak hem üreticilerin maliyetini düşürüyor hem de enerji tasarrufu gerçekleştiriyor. Bu çerçevede Deydinler Mahallesinde kurulan Üreten Çiftçiler Kooperatifi soğuk hava deposunda güneş enerji sistemi kurulumu 2023 yılı ilk çeyreğinde tamamlanmıştı. En büyük gider kalemi olan elektriği karşılamak adına TKDK’nın yüzde 65 desteği ile 3 milyon 650 bin liralık yatırımla soğuk hava deposunun çatısında 558 adet güneş enerji paneli kuruldu. Hayata geçirilen proje sayesinde ilk 3 ayda 182 bin kilovat enerji üretilerek, 275 bin lira değerinde elektrik tasarrufu sağlanmış oldu.


    İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, her alanda teknolojinin imkanlarından faydalanmak adına adımlar attıklarını hatırlattı. Bu minvalde özellikle enerji sarfiyatının yüksek olduğu iş kollarında yenilenebilir enerji kaynaklarının büyük bir fırsat oluşturduğunu dile getiren Başkan Taban, “Göreve geldiğimiz ilk günlerde Üreten Çiftçiler Kooperatifimizi kurduk. Ardından TKDK desteği ile kooperatifimize ait soğuk hava deposunu hayata geçirerek hizmete açtık. Devam eden süreçte en büyük gider kalemimiz olan elektrik enerjisini tolere edebilmek adına da Güneş Enerji Sistemi kurma kararı aldık. Bu projenin maliyeti 3 milyon 650 bin TL idi. Bunun da yüzde 65’ini TKDK sağladı. Biz burada yaptığımız yatırımla elektrik maliyetimizi üretilen enerji ile başa baş hale getirmiş olmayı hedefledik. Enerji maliyetini de üreticilerimizin üzerinden alarak bu sayede tolere etmiş oluyoruz” dedi.


    Başkan Taban, toplamda 558 panelin soğuk hava deposu çatısında kurulduğunu hatırlatarak, “Güneş enerjisi doğal kaynaktır. Bugüne kadar kullanmıyorduk ancak bundan sonra elektrik ihtiyacımızı bu kaynaktan karşılıyor olacağız. Yatırım da kısa bir zamanda kendisini geriye döndürüyor olacak. Güneş alma açısı ve yönüyle zengin olan ülkemizde de bu sistemin giderek yaygınlaştığını görüyoruz. Bizler de ilk 3 aylık sürede 182 bin kilovat enerji üreterek 275 bin TL tasarruf sağlamış olduk. Üreticilerimiz ciddi bir maliyetten kurtuldu bu sayede. Dolayısıyla maliyetlerdeki bu düşüşle birlikte üreticimizin piyasa ile rekabet gücünün de artmasına katkı sunmuş olduk” diye konuştu.

  • Tükettiği enerjiden fazlasını üretti

    Tükettiği enerjiden fazlasını üretti

    Sivas’ın Şarkışla ilçesinde Bekir Özkan isimli girişimci, 2016 yılında bir süt çiftliği kurdu. Çiftliğin yüksek elektrik tüketimini karşılamak için 2023 yılında Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun (TKDK) vermiş olduğu destek programına başvurdu. Başvurusu olumlu karşılanan işletme sahibi, buradan aldığı hibe ile tesisin çatısına güneş enerjisi sistemi kurdu. Kurulumu yapılan bin 8 güneş enerjisi paneliyle günde 3 bin kilowatt elektrik üretirken, yılda ortama 600- 700 bin kilowatt elektrik elde etti.

    Tükettiğinden fazla elektrik üretti, fazlasını verecek yer bulamadı

    Çiftlik sahibi Beşir Özkan, günde 3 bin kilowatt elektrik ürettiğini belirterek, “2016 yılında süt işletmesi olarak tesisimizi kurduk. Bu tesiste 60 baş süt ineğimiz var ve burada süt üretiyoruz. Bu yıl güneş enerjisi sistemine başvuru yaptık. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından hibemiz onaylandı ve yatırımı Mart ayında yaptık. Burada bin 8 adet 400 wattlık güneş panelimiz mevcut. İznimiz saatte 360 kilowatt elektrik üretiyoruz. Burada yaz kış ortalaması yıl bazında 600 bin kilowatt-700 bin kilowatt elektrik üretiyor. Şu anda günlük 3 bin kilowatt elektrik üretiliyor. Ürettiğimiz elektriği biz tüketebildiğimiz kadar tüketiyoruz gerisi boşa gidiyor” dedi.

  • Bakan Kacır, CW Enerji tesislerinde

    Bakan Kacır, CW Enerji tesislerinde

    CW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Sarvan ve CEO Volkan Yılmaz’ın bulunduğu ziyarette; yerli ve milli üretim hamlesinin önemi, Türkiye’nin ve CW Enerji’nin yenilenebilir enerji alanında attığı adımlar konuşuldu.

    Ziyaret hakkında açıklamalarda bulunan CW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Sarvan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın fabrikayı gezerek üretimi yerinde gördüğünü dile getirdi. Sarvan, Kacır ile karşılıklı sohbet ortamında oldukça güzel bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, “Sayın Bakanımızla fabrikamızı gezerek, çalışma arkadaşlarımızla bir araya geldik. Kendisine çalışmalarımız hakkında detaylı bilgi verdik ve firmamızın kuruluşundan bu yana gerçekleştirdiği başarılı çalışmaları anlattık” dedi.
    Sarvan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’a CW Enerji’nin yenilikçi ürünlerini ayrıntılı bir şekilde aktardıklarını da kaydetti.

    İnovatif ürünler hakkında detaylı bilgiler aktarıldı

    Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren CW Enerji CEO’su Volkan Yılmaz da, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın fabrika ziyaretinde ham madde girişinden güneş panellerin sevkine kadar geçen tüm süreç hakkında detaylı bir şekilde bilgilendirildiğini dile getirdi.
    Birlikte üretim bandını ve üretilen güneş panellerini incelediklerini belirten Yılmaz, “Bakan Kacır’a inovatif ürünlerimiz hakkında detaylı bilgiler aktardık. Ayrıca güneş enerji sistemleri üreten teknoloji firması olarak, savunma sanayinin ihtiyacı olan enerjiye köklü çözümler sunma amacıyla geliştirdiğimiz ürünlerimiz hakkında da bilgiler verdik” diye konuştu.

  • Çöpten enerji elde ediyor

    Çöpten enerji elde ediyor

    2021 yılında faaliyetlerine başlayan ve Düzce’de vahşi depolamanın sona erdirilmesini sağlayan, ayrıca elde edilen atıklardan enerji ve gübre olarak geri dönüşüm sağlayarak hem de ülke ekonomisine katkı sağlayan Katı Atık Ayrıştırma, İşleme ve Enerji Üretim Tesisi, 2023 yılının ilk 6 aylık periyodunu da başarılı şekilde tamamladı.

    Başkan Faruk Özlü, tesisin faaliyete geçirilmesinin ardından ekstra takviyelerle son teknolojiye uygun hale getirilen, çatısına yerleştirilen güneş enerji panelleriyle kendi elektriğini üreterek ayrı bir katma değere sahip olan işletmenin 2023 yılı ilk 6 aylık dönemine ait istatistikleri paylaştı.

    2021 yılından bu yana kuruluş amacı yönünde çalışmasını sürdüren ve 2023 yılında da aynı çalışmayı gerçekleştiren tesiste ilk 6 aylık periyotta 48 bin 595 ton atıktan 3 Milyon 503 bin 828 metreküp biyogazın yanı sıra 5 bin 734,38 megaWatt elektrik üretimi gerçekleştirildi.


    CO2 salınımına engel olarak hava kirliliği ile mücadeleye önemli katkılar sağlayan tesisin, birçok açıdan Düzce’ye hizmet verdiğini ifade eden Başkan Özlü, “Yaklaşık 2 yıldır faaliyette olan tesis ile gerek vahşi depolamanın tarihe karşımasına gerekse de ekonomiye büyük katkılar sağladık. 2023 yılı itibariyle tesise giren 48 bin tonun üzerindeki atıktan 4 bin 588 hanemizin 6 aylık elektrik ihtiyacını karşılayacak elektriğin üretilmesini sağladık.

    Tesis, ‘Temiz Şehir Düzce’ mottomuza verdiği destekle 2 Milyon 546 Bin kilogram CO2 salınımını engellerken, bin 819 aracın trafikten çekilmesine eş değer karbon yayılımını ve 819 Bin 197 kilogram kömür tüketimine de engel olmuştur. Attığımız her adım Düzce için, geleceğimiz için. Çalışmaya devam edeceğiz” dedi.