Etiket: “Enerji

  • BUSKİ arıtma tesislerine enerji teşviki

    BUSKİ arıtma tesislerine enerji teşviki

    Bursa Büyükşehir Belediyesi BUSKİ Genel Müdürlüğü, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ilgili yönetmeliği gereğince yükümlülüklerini yerine getirmesinden dolayı geçtiğimiz yıllarda ödenen elektrik bedellerinin bir bölümünü geri aldı. Böylelikle kurum 2022 yılında yaklaşık 16 milyon TL tutarında aldığı teşvik ile Atıksu Arıtma Tesislerindeki enerji maliyetlerini büyük oranda azaltmayı başarmış oldu.


    Adım adım tüm atıksu arıtma tesisleri için teşviklerden yararlanmak adına çalışmaların sürdürüldüğüne dikkat çeken Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “BUSKİ Genel Müdürlüğümüz, sağlıklı içme suyu sağlamanın yanı sıra çevre sağlığı için de yatırımlarını sürdürmekte, devreye alınan atıksu arıtma tesislerinin de çevreye duyarlı ve verimli bir şekilde işletilmesini sağlamaktadır” dedi.


    Başkan Aktaş, ”2021 yılı itibariyle Doğu ve Batı Atıksu Arıtma Tesislerine ek olarak BUSKİ sorumluluğunda işletmesi devam eden Küçükkumla, Kirazlı ve Kurşunlu Atıksu Arıtma Tesisleri’nin de başvuru dosyasına eklenmesiyle birlikte toplamda beş adet atıksu arıtma tesisimiz enerji teşviki geri ödemesinden yararlanmaya hak kazanmıştır” ifadelerini kullandı.

  • UEDAŞ’tan kesintisiz enerjiye kış bakımı

    UEDAŞ’tan kesintisiz enerjiye kış bakımı

    Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da 53 bin kilometrelik elektrik ağı, 28 bin trafosuyla kesintisiz enerjiyi sağlayan UEDAŞ, şebekesini zorlu kış koşullarına hazırladı. 12 bölgede planlı olarak bakım onarım sağlayan 140 kişilik ekip , hatlardaki salınımın kontrolü, topraklama ölçümleri, atmosferik koşullardan etkilenen izolatörlerin tespit edilerek onarılması,hasarlı direklerin tespiti gibi çalışmalarla adeta şebekenin röntgenini çekiyor.

    Sistem İşletme Direktörü Volkan Çelik, “Kesintisiz ve sürekli enerjiyi sunmak özellikle de kış yaklaşırken kolay olmamaktadır. Burada enerjinin kahramanları olan çalışanlarımıza çok iş düşmektedir. Tabi kış koşullarıyla alakalı bakımların yapılabilmesi için önce tespitlerin çok doğru yapılabilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda 2022 yılında şebekemizin yüzde 60’ının tabiri caizse röntgenini çekmiş bulunmaktayız. Bunun yanında ambar stoklarımızı devamlı kontrol ediyoruz. Öncelikle bulunması gerekli malzemelerin tedariki ve yedeklemesi yapılmakta, ilgili lokasyonlara dağıtılmakta. Araç parkurlarımızdaki araçlarımızın kalitesi ve yılı her geçen gün arttırılmakta. Bunların dışında karla mücadele için kar araçlarımız bulunmakta. Karda arıza yapmamak için güzel havalarda bakım yapmayı tercih ediyoruz. Kış koşulları enerji nakil hatlarında temel olarak 2 tane zorluğa sebebiyet vermekte. 1’incisi ulaşım. Yani çok basit bir arıza bile olsa yolu kapalı olduktan sonra ulaşım zor olmakta. Bu noktada kar araçlarımız devreye girmekte. İkincisi de yoğun kış koşullarında hatlarda buz yükü oluşması. Bu bağlamda da daha önce bahsettiğim üzere çürümüş, ekonomik ömrünü doldurmuş direklerimizin değişimleri yapılmakta. Tabi personellerimiz de vardiya sistemiyle zorlu çalışma şartlarında çalışmakta” diye konuştu.

  • EPDK’dan kış öncesi kritik hamle

    EPDK’dan kış öncesi kritik hamle

    Yaklaşan kış ayları öncesi başta İngiltere ve Almanya olmak üzere pek çok Avrupa ülkesi enerjide hem arz güvenliğini sağlamak hem de tüketicileri yüksek maliyet artışlarından koruyabilmek amacıyla yeni tedbirleri devreye sokuyor. Bu tedbirlerden biri de azami uzlaştırma fiyat mekanizması. 6 ay önce aldığı kararla bu mekanizmayı devreye alan EPDK, uygulamayı 6 ay daha uzatma kararı aldı.

    EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz yaptığı açıklamada, küresel enerji krizinin Avrupa ülkelerini yeni tedbirler almaya ittiğini hatırlattı. Azami uzlaştırma fiyat mekanizması ile arz güvenliğinin sağlanması ve maliyet artış ihtimallerinin tüketiciye yansıtılmamasının öncelikli hedef olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Hamdolsun ilk 6 aylık uygulamamız sonucunda hiçbir santral kapanmadı ve arz güvenliği sıkıntısı yaşamadık. Ancak tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Hem serbest piyasa yapısını koruyacağız hem de içinden geçtiğimiz dönemin doğasına uygun önlemleri almaya devam edeceğiz. Artan hammadde fiyatları sebebi ile yüksek maliyetle elektrik üreten santrallerin- ki büyük bir istihdam kaynağı bu santraller- kapanması Türkiye’nin arz güvenliğini sekteye uğratabilir. Bu durum tüketicilerimiz için hem maliyet yükü hem de olası kesintiler anlamına gelebilir. Buna izin veremeyiz. Azami uzlaştırma fiyat mekanizması ile piyasalarımızdaki dengeyi gözetmeye devam edeceğiz” dedi.

    İthal ürün maliyetlerindeki yüksekliğin piyasa fiyatlarını hala çok yüksek seviyede tuttuğunu kaydeden Yılmaz, kanunun verdiği yetki ile uygulanan bu kararın enerji piyasalarının adil ve rekabetçi yapısının korunmasına yönelik bir “emniyet sübabı” olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, “Küresel enerji krizi Avrupa’yı tehdit ediyor. Bizim 6 ay önce başladığımız bu geçici mekanizma başta İngiltere ve Almanya olmak üzere pek çok Avrupa ülkesi tarafından da uygulamaya alınıyor. Kurulumuzun aldığı kararla 6 ay daha özellikle kaynak maliyet artışı nedeniyle üretim yapamayan santrallerin arz güvenliğine katkısını sağlayacağız. Tüketicilerimizi de artan olağanüstü maliyet artışlarından korumayı hedefliyoruz. Kurum olarak girdi maliyetlerini yakından takip ediyoruz. Bu maliyetlerde yaşanan değişiklikleri azami uzlaştırma fiyatlarına da yansıttık. Örneğin ithal kömür fiyatında önemli bir değişiklik oldu ve bu yaşanan değişikliği de azami uzlaştırma fiyatlarını düşürme şeklinde yansıttık. Süreci titizlikle takip etmeye devam edeceğiz” dedi.

    EPDK tarafından alınan karar ile azami uzlaştırma fiyatları (MWh başına) doğal gaz santralleri için 4 bin 500 TL, ithal kömür santralleri için 2 bin 750 TL, yerli kömür santralleri için 2 bin 50 TL, yenilenebilir kaynaklar için bin 540 TL olarak belirlendi. Serbest piyasada oluşan bedeller ile azami uzlaştırma fiyatları arasındaki fark ‘destekleme bedeli’ olarak kaynak bazlı destekleme havuzunda toplanacak. Bu havuzda oluşan gelirin düzenlemeye tabi bütün tüketicilerin elektrik tüketimleri için kullanılarak, tüketicilerin piyasada oluşan artışlardan korunması hedefleniyor.

  • “Enerjimizi doğadan alıp, Bursa için harcıyoruz”

    “Enerjimizi doğadan alıp, Bursa için harcıyoruz”

    Küresel ısınmanın yol açtığı sonuçlar tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemi giderek artan sorunlar arasında yer alırken; iklim değişiklikleri, hava, su ve toprak kirliliği gibi çevresel faktörler sadece ülkelerin değil dünyanın ortak sorunu haline geldi. İstanbul’un ardından en fazla sanayi ihracatının gerçekleştiği Bursa da sanayileşmeye paralel olarak kirlilikten nasibini alırken; Büyükşehir Belediyesi, iklim değişikliğiyle mücadele çerçevesinde bir taraftan çevre yatırımlarına ağırlık verirken diğer taraftan enerji ihtiyacını rüzgar, su ve güneş gibi doğal kaynaklardan karşılamaya başladı.

    İstasyonlar enerji deposu

    Tüketimin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması hedefiyle daha önce BUSKİ’ye ait arıtma tesisleri ve su depolarının üzerine yerleştirilen güneş panelleri ile elektrik enerjisi üreten Büyükşehir Belediyesi, Güneş Enerji Santrali (GES) projelerine kent içindeki metro duraklarını da ekledi. Büyükşehir Belediyesi ve TEK Enerji işbirliğinde, 30 Bursaray istasyonunun çatısına yıllık yaklaşık 2 megavat kapasiteli santral kuruldu. Kurulumun tamamlandığı 30 istasyonda da enerji üretimine başlandı. Santrallerin kurulumu, devreye alınması, UEDAŞ kabulü, 10 yıllık bakım-onarımı, sigortalanması, garantisi, sistem işletim bedeli, proje bedeli, başvuru bedelleri gibi ek masrafları yüklenici firma üstlenirken, sistem 10 yıl sonra tamamen Burulaş’a devredilecek. Burulaş’a sözleşme gereğince, 10 sene boyunca yapılan üretimden gelir paylaşımı modeli uygulanacak. Toplam 30 istasyonda güneşten elde edilen enerjiyle, istasyon iç ihtiyaçlarının yüzde 47’si güneş enerjisinden karşılanıyor. 10 yıllık süre baz alındığında, istasyonların 45 milyon kilovatsaat olan enerji ihtiyacının 21 milyon kilovatsaati güneşten karşılanacak ve böylelikle 17 milyon TL’lik tasarruf sağlanacak.

    Metro istasyonlarının yanı sıra proje çerçevesinde; Büyükşehir yeni hizmet binası çatısı ve açık otoparkı ile Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi ile Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi’nin çatısına toplam 4.4 megavat, Muradiye Su Fabrikası’nın çatısına da 1,8 megavatlık GES yatırımı kurulacak.
    Bursa’ya değer katacak yatırımları hizmete alırken, enerji kaynaklarının verimli kullanılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim konusunda da önemli çalışmaları hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, önemli bir mesafe kat etti. Yenikent katı atık depolama alanında 2012 faaliyete başlayan tesiste metan gazından elektrik üretimi yapılırken, saatte 9,8 megavat gücünde 47 bin konutun enerji ihtiyacına eşdeğer elektrik üretimi gerçekleştiriliyor. 2012 yılından bu yana yaklaşık 510.692.496 kilovat elektrik üretilerek, 254.322.100 metreküp gazın atmosfere karışmadan enerjiye dönüşümü sağlandı.

    Son olarak yap-işlet-devret modeliyle kente Doğu Bölgesi Entegre Katı Atık Tesisini kazandıran Büyükşehir Belediyesi, bu proje ile hem elektrik enerjisi üretiyor hem de sahaya giden atık miktarını yarı yarıya düşürüyor. Tesise gelen karışık belediye atıkları ‘cinslerine göre’ mekanik ayırma tesisinde tasnif edildikten sonra, organik atıklar biyogaz tesisine alınarak metan gazından elektrik üretiliyor. Bakiye atıklar düzenli depolama alanına, kalorifik değeri olan atıklar ‘atıktan türetilmiş’ yakıt hazırlama tesisine, geri kazanımı mümkün atıklar ise lisanslı firmalara gönderiliyor. Bu işlemler sayesinde, sahaya giden atık miktarında yüzde 50’lik azalma meydana geliyor. Biyogaz tesisinde ilk tankın devreye alınmasıyla, halen saatte yaklaşık 2 megawatt enerji üretiliyor. Yılsonuna kadar enerji üretim kapasitesi yaklaşık 10 megawatt/saate ulaşacak ve düzenli depolama sahasından elde edilen deponi gazı ile birlikte 12 megawatt /saat enerji üretimi gerçekleştirilerek, yaklaşık 75 bin konutun enerji ihtiyacı karşılanmış olacak.

    Atık çamuru enerjiye dönüşüyor

    BUSKİ tarafından projelendirilip Doğu Atıksu Arıtma Tesisinde inşa edilen ve 2018 yılında üretime başlayan çamur yakma tesisiyle de arıtmadan çıkan çamur enerjiye dönüştürülüyor. Günlük 400 ton kapasitesiyle Türkiye’de ilk olan yakma tesisinde Büyükşehir bünyesindeki 11 ileri arıtma tesisinden gelen çamur tamamıyla yakılıyor. Tesis devreye alındığından itibaren yaklaşık olarak 500 bin ton çamur bu sayede bertaraf edilirken, önemli bir çevre sorunu da ortadan kaldırılmış oldu. Tesiste geçtiğimiz yıl 101 bin 456 ton çamurun yakılmasıyla toplam 13 milyon 680 bin kilovat saat elektrik enerjisi üretilirken, bugüne kadar üretilen toplam elektrik enerjisi ise yaklaşık 60 milyon kilovat saati buldu. Bu üretimin 9.5 milyon kilovat saatini arıtma tesislerinde kullanarak yaklaşık 5.5 milyon TL kazanç sağladıklarını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “1 evin ayda ortalama 150 kilovat saat enerji harcadığını düşündüğümüzde, bu tesiste her gün 51 bin 689 hanenin tüketimine eşdeğer elektrik enerjisi üretiyoruz. Çevreyi atalarımızın mirası değil çocuklarımızın emaneti olarak görüyor ve emanete en iyi şekilde sahip çıkmak için canla başla çalışıyoruz” diye konuştu.

    Türkiye’ye örnek HES’ler

    Büyükşehir Belediyesi, bunların yanında BUSKİ’nin Doğancı Barajı’ndan gelen suların Dobruca Arıtma Tesisleri’nde arıtıldıktan sonra aktarıldığı d0, d13 ve d12-2 su depoları girişinde HES’ler kurarak Türkiye’ye örnek model oluşturdu. Kente su getiren ana isale hatları içerisinde akan suyun gücünden faydalanarak elektrik enerjisi üreten Büyükşehir Belediyesi, sırasıyla d0, d13 ve d12-2 su depoları üzerinde HES’ler kurdu. Yine BUSKİ’ye ait batı arıtma, doğu arıtma ve d46, d12-2, su depolarının üzerine konuşlandırdığı GES yatırımları ile güneşten elektrik üretimi başladı. BUSKİ, ana isale hatları üzerinde kurduğu 3 adet HES ve 4 adet GES yatırımıyla yıllık enerji ihtiyacının yüzde 15’ini karşılar hale geldi. Bu santrallerde hizmete alındığı tarihten bugüne kadar 56.664.071 kwh’lık elektrik enerjisi üretildi. Önümüzde süreçte BUSKİ marifetiyle 5 adet HES ve 3 adet GES tesisi daha hayata geçirilecek.

    “Önemli adımlar atıyoruz”

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, enerji, sağlık, ulaşım ve haberleşme gibi yaşamsal ihtiyaçların karşılanmasında kaynakların verimli kullanımının hayati önem taşıdığını söyledi. Türkiye’nin cari açık nedenlerinden birinin enerji olduğunu ifade eden Başkan Aktaş, “Enerjide tam bağımsızlık için şehirlerimizin üzerine düşen çok büyük sorumluluklar var. Bursa olarak bu konuda çok önemli adımlar atıyoruz. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak güneş enerjisi, hidroelektrik ve rüzgar santralleri gibi farklı alternatifleri şehrimize uygulayıp, yenilenebilir enerji noktasında kurumsal adımlar atıyoruz. Metro istasyonlarına uyguladığımız güneş enerji santralleri ile istasyonlarda kullanılan iç tüketimin yüzde 47’sini güneşten karşılamış olacağız. İki istasyonumuzda üretim başladı, kalan 28 istasyonumuzda kurulum tamamlandı ve yakında üretim başlayacak” diye konuştu.

  • CHP Bursa’da enerji ve iklimi konuştu

    CHP Bursa’da enerji ve iklimi konuştu

    Partinin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi’ndeki etkinliğin açılışında, iklim kriziyle ilgili geçmişte neler kaybettiklerini düşündüklerinde durumun vehametini gördüklerini söyledi.

    Tüketimin arttığını dile getiren Torun, “Eskiden teknoloji bu kadar gelişmiş değildi. Bu kadar fazla tüketmiyorduk. Bu kadar elbise de tüketmiyorduk. Araçlar bu kadar fazla değildi yani doğayı kirletecek olan egzoz gazı da bu kadar yoktu. Düşündüğümüzde aslında eskiden daha da mutluyduk ama yaşam konforumuz arttıkça maalesef bedeli de sorumluluğu da daha fazla artmaya başladı.” dedi.

    Torun, tüm bu konuları ele alacakları bir tarım çalıştayı gerçekleştireceklerini ifade etti.

    Belediyelerinin temiz enerji üretmek için yoğun gayret gösterdiğini belirten Torun, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Geçtiğimiz yıl haziran ayında Parti Meclisimizde, Yerel Yönetimler Politika Belgemizi kabul ettik ve o belgemizde de sürdürülebilir yerel yönetim başlıklı bir rapor ortaya koyduk. Burada da aslında en önemli konulardan biri yerel yönetim hizmetlerinin sürdürülebilir kılınması maddesiydi. Üç maddeden biri buydu ve burada da üç alt başlıkta da bunu topladık. Çevre, yerel kalkınma ve akıllı şehirler, bu bizim vizyonumuz. Şu anda yeni bir yerel yönetimler yasası için de yoğun bir çalışma içindeyiz.”

    Doğa Hakları ve Çevreden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç ise dünyada yaşanan gıda krizinin de iklim kaynaklı bir kriz olduğunu vurguladı.

    Orman yangınlarının iklim krizi nedeniyle arttığına dikkati çeken Öztunç, “Orman yangınları büyük oranda insan eliyle yaşanıyor ama son iki yıldır, özellikle geçtiğimiz yıl Antalya’da ve Marmaris’te yaşanan yangınların Akdeniz çanağında bulunan ülkemizde küresel ısınmadan kaynaklandığı, kuru hava, nemsiz hava, sıcaklar bundan kaynaklandığı bilim insanları tarafından da anlatılıyor. Tüm bunlar insanoğlunun yaşamını olumsuz etkiliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Öztunç, iktidara gelmeleri halinde çevre, iklim değişikliği ve şehir konularında ayrı bakanlıklar kuracaklarını, tarım ve ormanı da birbirinden ayıracaklarını kaydetti.

    Kahramanmaraşlı olduğunu hatırlatan Öztunç, “Afşin-Elbistan Termik Santrali var Elbistan’da. Bildiğiniz insanoğlunun üzerine zehir saçılıyor. Bildiğiniz kül yağıyor. Dünyanın hiçbir yerinde yoktur siyah kar ama Afşin’de kar siyah yağar. Bu da iklim krizinin sebeplerinden biridir işte. İnşallah iktidara geldiğimizde Türkiye’de çevre sorunlarının çözüme ulaşacağını öngörüyoruz.” sözlerini sarf etti.

    “Üniversite-sanayi iş birliği de son derece önemli”

    Enerji ve Altyapı Projelerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın da dünyanın enerji ve iklim konularını tartıştığını belirtti.

    Nilüfer ilçesinde enerji kooperatifi kurduklarını aktaran Akın, şunları dile getirdi:

    “Türkiye’de hem büyük bir enerji krizi hem de iklim krizi ve pahalılıkla karşı karşıyayız. Tabii yaşanabilir bir dünya için hem enerjide hem de tarımda sürdürülebilirlik şart. Bunu da nasıl yapıyoruz? Cumhuriyet Halk Partisinin sürdürülebilir politikalarıyla. Size şunu net olarak söyleyeyim. Temiz, yenilenebilir enerjiyle, gıdayla, tarımla ve iklim krizinden kurtulan bir Türkiye’yi oluşturmak için biz arkadaşlarımızla birlikte hazırız. Şu anda Rusya ve Ukrayna arasında bir savaş var maalesef. Fakat buna rağmen bütün dünya ülkeleri özellikle Avrupa ülkeleri Avrupa Yeşil Mutabakatı’na sahip çıkıyor.”

    Enerji verimliliği konusunda çalışmalar yaptıklarını bildiren Akın, bu konuda kendi belediyelerinin projeler ürettiğini anlattı.

    Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık ise kalkınma stratejileri konusunda çalışmaları olduğu bilgisini verdi.

    Sürdürülebilirliğin en önemli aşamasında temiz enerji ve iklim eylemleri konularına yer verdiklerine değinen Karabıyık, “Bu süreç içinde Cumhuriyet Halk Partili belediyelerimizin çok büyük sorumlulukları var ve bu sorumlulukların farkında olarak belediyelerimiz son derece önemli çalışmalar yapıyor. Üniversite-sanayi iş birliği de son derece önemli. Çalışmalara ışık tutulacaksa hem yerel yönetimler hem de üniversiteler bu çalışmalara katkı koymak durumundalar.” diye konuştu.

    CHP Bursa milletvekillerinin de katılımcılara seslendiği program, belediye başkanlarının sunumlarına yer verilen oturumlarla devam etti.

  • İngiltere Başbakanı Truss’tan enerji planı

    İngiltere Başbakanı Truss’tan enerji planı

    İngiltere Başbakanı Liz Truss, Avam Kamarası’nda yaptığı konuşmada enerji fiyatlarının artmasıyla ilgili yönetiminin aldığı önlem planını açıkladı. Truss, 1 Ekim’den itibaren İngiltere’deki tüm hanelerin yıllık enerji faturalarının üst limitinin 2 bin 500 sterlin ile sabitleneceğini söyledi.

    Uygulamanın 2 yıl boyunca devam edeceğini duyuran Truss, plan ile yıllık enerji faturalarında yaklaşık bin sterlin tasarruf sağlayacağını söyledi. Truss yaptığı konuşmada, “Bu haftanın başlarında, Birleşik Krallık’taki ailelerin ve işletmelerin karşılaştığı yükselen enerji fiyatlarıyla ilgileneceğime dair söz verdim. Bugün bu sözü yerine getiriyorum. Bu hükümet, insanlara enerji faturalarında kesinlik sağlayacak yeni bir enerji fiyat garantisi sunmak için derhal harekete geçiyor. Enflasyonu frenleyecek ve büyümeyi hızlandıracağız. Ekim ayının ilk gününden itibaren ve hanelerin önümüzdeki 2 yıl boyunca yılda 2 bin 500 sterlinden fazla fatura ödememelerini sağlayacağız” dedi.

    Planın, İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda’da dahil olacağını söyleyen Truss ayrıca daha önce eski Başbakan Boris Johnson yönetiminde duyurulan 400 sterlinlik fatura yardımının da ayrıca geçerli olacağını söyledi. Truss, planın nasıl finanse edileceği konusunda Maliye Bakanı olarak atanan Kwasi Kwarteg’in daha fazla ayrıntı sağlayacağını sözlerine ekledi. Truss yaptığı konuşmada, enerji maliyetlerini düşürmek için uluslararası tedarikçilerle sözleşmeler yapmak üzere bir enerji tedarik görev gücü kurulacağını aktardı. Enerji şirketlerinin uzun vadeli enerji sözleşmeleri satın almasına izin vermek için 40 milyar sterlin değerinde yeni bir plan oluşturulacağını aktaran Truss, “İngiltere’nin enerji güvenliği ve arzına yönelik kısa vadeli yaklaşımı sona erdireceğim” dedi.

    Truss, Kuzey Denizi gazı için yeni bir lisans turu yapılacağını ve 100’den fazla lisans beklendiğini söyledi. Yeşil enerjiye de yatırım yapılacağını belirten Truss, “Elektrik fiyatlarının marjinal gaz fiyatı tarafından belirlendiği durumu sona erdireceğiz. Güvenli enerji arzı büyümek ve refah için hayati önem taşıyor, ancak çok uzun süredir göz ardı ediliyor. Bu daha güçlü, daha dayanıklı bir Birleşik Krallık inşa etmemize yardımcı olacak” şeklinde konuştu.

  • İngiltere’de enerji tavan fiyatı yüzde 80 artacak

    İngiltere’de enerji tavan fiyatı yüzde 80 artacak

    Rusya-Ukrayna savaşı ve Covid 19 salgını dünya ekonomisine darbe vurdu. İngiltere’de yıllık enflasyon oranında yaşanan artış, enerji fiyatlarını da etkiledi. Ülkenin enerji piyasası düzenleme ve denetleme kurumu Ofgem, enerji maliyeti üst sınırının yüzde 80 yükseldiğini açıkladı. Buna göre tedarikçilerle sabit bir anlaşması olmayan tüketiciler için elektrik ve doğal gaz tavan fiyatı, 1 Ekim itibarıyla yıllık bin 971 sterlinden 3 bin 549 sterline yükselecek.

    Ofgem CEO’su Jonathan Brearley, zamların Rusya’nın Avrupa’ya gaz tedarikini azaltması sonucu toptan fiyatların rekor seviyelere yükselmesinin bir yansıması olduğunu söyledi.

    Ofgem’in Ocak ayında tavan fiyatını 5 bin sterlin üzerinden yükselteceği tahmin ediliyor.
    Enflasyonun 1982’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştığı İngiltere’de, enflasyonun gelecek aylarda yüzde 13’e ulaşması bekleniyor.

  • Bursa’da enerji timi kadınlara tasarrufu anlattı

    Bursa’da enerji timi kadınlara tasarrufu anlattı

    Geçtiğimiz yıllarda Enerji Danışmanım Projesiyle vatandaşları bilinçlendirmeye başlayan Uludağ Elektrik, enerji tasarruf ve verimliliğini farklı hedef kitlelere yaygınlaştırmak hedefiyle çalışmalarına devam ediyor.

    Şirket, tasarrufu aynı zamanda gelecek nesiller için kazanılması gereken bir alışkanlık olarak görerek, bu bilinci aileden başlayıp topluma yayacak en önemli halkalardan biri olan kadınlara yönelik etkinlikler gerçekleştirmeye devam ediyor. Mikro olarak kadın bireylerden başlayan bilinçlendirme çalışmasıyla, makro düzeyde topluma bu alışkanlığı kazandırmak hedefleniyor.

    Bursa Kent Konseyi Kadın Meclisi iş birliğiyle daha önce kadın muhtarlara tasarrufu anlatan şirket, bu sefer de kadın kooperatiflerine bilgi aktardı. Düzenlenen etkinlikte pandemiden sonra evlerde yükselen elektrik tüketimlerinin nedenleri, hanelerde tasarruf ve verimlilik sağlatacak enerjik ipuçları, enerjiyi verimli kullanmanın aile bütçesinin korunmasındaki önemi gibi konular hakkında bilgiler verildi. Etkinlikte, katılımcıların sorularına da yanıt verilirken, bilinçlendirici kitap ve broşürler de dağıtıldı.

    Şirket düzenlenen etkinlikle birlikte tasarruf uygulamalarının daha fazla kişiye ulaşmasını hedefliyor. Her hedef kitleye özel proje yürüten şirketin Enerji Danışmanım Projesi çerçevesinde oluşturulan Enerji Danışmanı Timi ile evler ve iş yerleri ziyaret edilerek, tasarruf ve verimlilik konusunda bilinçlendirme yapılıyor. Ziyaret sırasında elektrikli aletlerin, aydınlatmaların, ısıtma ve soğutma sistemlerinin enerji tüketimleri incelenerek, bu cihazların nasıl kullanılması ve konumlandırılması gerektiği de anlatılıyor.

    Aynı zamanda kullanıcılara özel olarak sunulan tasarruf ve verimlilik tavsiyeleri ile hem enerji tüketiminde hem de fatura tutarlarında nasıl düşüş sağlayacakları gösteriliyor. Kullanıcılar, bu enerjik tüyolarla faturalarında yüzde 20’ye varan tasarruf sağlayabiliyorlar. Tüketiciler, şirketin Enerji Danışmanım sayfasına ‘www.uludagelektrik.com.tr’ adresi üzerinden de ulaşabiliyor. Evlerinde kullandıkları cihazları adet, cihaz gücü, haftalık kullanım süresi ve sayısını kendi kullanım alışkanlıklarına göre belirlediklerinde, oluşacak enerji tüketimini ‘kWh’ cinsinden hesaplayabiliyor ve faturalarına etki edecek tutarı görebiliyorlar. Buzdolabı, fırın, çamaşır makinesi gibi beyaz eşyaların, televizyon gibi elektronik eşyaların enerji tasarrufunun nasıl yapılacağı gibi konular hakkında detaylı bilgiye de ulaşabiliyorlar.

  • Çevre dostu teknoloji duyuruldu

    Çevre dostu teknoloji duyuruldu

    Blokzinciri teknolojisinin yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan ve ilk örneği Bitcoin olan kripto paralar, yüksek enerji tüketimi sebebiyle ilk günden itibaren çevre aktivistleri tarafından eleştirildi. Cambridge Üniversitesi tarafından hazırlanan Bitcoin Elektrik Tüketimi Endeksi’ne göre, yalnızca Bitcoin’in yıllık küresel elektrik tüketimindeki payı yüzde 0,63 olurken, Bitcoin madenciliği için bir yılda harcanan elektrik miktarının, Norveç’in tükettiği elektrikten daha fazla olduğuna dikkat çekildi. Merkeziyetsiz finans (DeFi) teknolojilerinin geleceğine inanan ve blokzinciri ekosistemini sürdürülebilir kılma amacını taşıyan bir kripto platformu ise Bitcoin madenciliğindeki enerji ihtiyacını yarı yarıya azaltan yeni teknolojiyi duyurdu.

    Merkeziyetsiz pazaryeri ve zincir ağı Parex’in Kurucusu Liam Anthony, “Kripto para madenciliği yapmak için çeşitli yazılımları kullanmayı bilmek ve oldukça güçlü donanımlar tercih etmek gerekiyor. Grafik işlemciler üzerinde çalışan geleneksel kripto madenciliği programları hem küresel anlamda önemli bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor, hem de yüksek maliyetler yaratıyor. Dexchain tarafından hayata geçirilen Parex ise bu süreçleri merkeziyetsiz platformlar üzerindeki sabit disklerde yürütüyor. Bu sayede çevresel olarak sürdürülebilir bir madencilik yöntemi ortaya çıkıyor ve Bitcoin üretimindeki elektrik ihtiyacı yarı yarıya düşüyor” dedi.

    HEM KRİPTO BORSASI HEM MADENCİLİK PLATFORMU

    Bitcoin üretimindeki elektrik ihtiyacının madenciliğin temelinde yer alan “iş kanıtı” yönteminden kaynaklandığını belirten Liam Anthony, “DRC-16 protokolü üzerinde, ‘birlikte çalışabilirlik kanıtı’ yöntemini kullanan Parex üretim ağı, Bitcoin gibi kripto paraları merkeziyetsiz hale getirmeye yarayan node’ları, kripto para pazaryerlerine entegre ederek aracıları ortadan kaldırıyor. Bir başka deyişle Parex’te yatırım için gerekli olan her şey, platform ve yatırımcı arasında anonim olarak tamamlanıyor. Bu da daha kısa işlem süreleri, daha düşük maliyetler ve üst düzey verimlilik anlamına geliyor. Hem bir kripto borsası olan hem de madencilik platformu sunan Parex’te blokzinciri, ERC20, TRC20, TRON ve MyDexChain tabanlı kripto paralar ve stablecoin’ler listelenebiliyor. Parex ayrıca, platform özelinde geliştirilmiş birlikte çalışabilir token PRX ile sunuluyor. PRX, Parex Market aracılığıyla Polygon, BEP20, Ethereum, Polkadot ve Avax gibi ağlar arasında düşük maliyetler ve yüksek verimlilikle transfer edilebiliyor” ifadelerini kullandı.

    “ANONİM, GÜVENLİ, ESNEK, ERİŞİLEBİLİR, TOPLULUK ODAKLI BİR YATIRIM ORTAMI”

    Parex’in geleneksel tokenizasyon, transfer ve madencilik süreçlerini Web3 bakış açısıyla modernleştirdiğini belirten Parex Kurucusu Liam Anthony, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:

    “Parex’ten önce, önemli düzeyde mühendislik bilgisi ve donanım kaynağı gerektiren teknolojiler kullanılıyordu. ‘Yakma’ adı verilen çağdaş bir yöntem tercih ederek madencilik sektörünü sürdürülebilirliğin zorunlu olduğu günümüz koşullarına uyarlayan Parex, algoritmasıyla uzun vadede sürdürülebilir ve çevre dostu kripto para alışverişlerinin ve merkeziyetsiz finansın önünü açıyor. Ayrıca, diğer merkeziyetsiz borsalara kıyasla Parex’te token madenciliği ve transferi, tamamen topluluk tarafından yönetiliyor. Aracıları ortadan kaldırarak güvenlik, tüm söz hakkını topluluğa vererek merkeziyetsiz, birlikte çalışabilirlik özelliğiyle esnek, kolay arayüzüyle erişilebilir olan Parex, gerçek anlamıyla DeFi çağının önündeki tüm engelleri kaldırmayı vaat ediyor. Şirket olarak bizi farklı kılan tüm bu özelliklerimizin yanı sıra, blokzinciri ekosistemine katkıda bulunmak için DeFi, metaverse, Web3 projelerine 75 milyon dolar değerinde bir fon sağlıyoruz.”

  • İsveç’ten daha fazla enerji tüketiyor

    İsveç’ten daha fazla enerji tüketiyor

    Greenpeace ile Çevresel Çalışma Grubu ortaklığında başlatılan ‘Kodunu değiştir, İklimi değil’ adlı kampanyayla Bitcoin’e çağrıda bulunarak yazılım kodunu değiştirmesi istendi. Çevreci gruplar, Cambridge Üniversitesi verilerine dayanarak Bitcoin üretiminde tüketilen enerjinin İsveç’ten fazla olduğu belirtildi. Sadece yazılım kodunun değişmesiyle Bitcoin üretiminde yüzde 99.9 daha az enerji tüketileceği ifade edildi. .

    GEZEGEN 2 DERECEDEN FAZLA ISINABİLİR

    Kampanya çerçevesinde verilen bazı bilgilere göre; eğer Bitcoin yaygın olarak benimsenirse, Bitcoin üretmek için gerekli enerjinin ortaya çıkartacağı karbondioksit emisyonunun gezegeni 2 santigrat derece ısıtabileceği ileri sürüldü.

    Kampanya açıklamasında “Bitcoin o kadar çok güç gerektiriyor ki ‘madenciler’ ABD kömür santrallerini satın almaya başladı” ifadelerini kullanarak Teksas’ta petrol endüstrisiyle anlaşmalar yapılmaya başlandığı vurgulandı. Bitcoin üretiminde sadece bir yazılım kodunun değiştirilmesiyle enerji kullanımının yüzde 99,9 oranında azalabileceği ifade edilerek Ethereum’un bu değişikliği yaptığı belirtildi.