Etiket: Enfeksiyon

  • İdrar yolu enfeksiyonuna dikkat

    İdrar yolu enfeksiyonuna dikkat

    Sivas Devlet Hastanesi’nde Üroloji Polikliniğinde hastan kabul eden Dr. Eyüp Coşar yaz aylarında sıkça rastlanan idrar yolları enfeksiyonları ile ilgili uyarılarda bulundu.

    İdrar yolları enfeksiyonunun kadınlarda daha sık görüldüğünü belirten Op. Dr. Eyüp Coşar, “Yaz geldi, yaz mevsimi denilince bedenen ve zihnen dinlenme; yani tatil akla gelir. Ancak sıcak hava, hijyen şartlarındaki yetersizlikler ve terlemedeki artışlar gibi istemediğimiz durumlar bazı sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.

    Bunların başında da özellikle kadınlarda daha sık görülen Sistit olarak da adlandırdığımız İdrar yolu enfeksiyonları gelmektedir. İdrarı mesaneden dışarı taşıyan üretra adını verdiğimiz idrar kanalının kadınlarda erkeklere göre daha kısa olması nedeniyle kadınlarda idrar yolu enfeksiyonları daha sık görülmektedir. Havuz ve denize sıkça girilmesi nedeniyle bakterilere daha çok maruz kalınması sonucu yaz aylarında görülme sıklığı daha da artmaktadır” dedi.

    Hastalığın belirtilerini anlatan Coşar, “Bu enfeksiyon, idrar yaparken yanma, bazen endişe verici boyutlarda olabilen kanama, sık idrara çıkma isteği, karın alt bölgesinde ağrı ve rahatsızlık hissi, karında şişlik, bulanık ve kokulu idrar, bulantı, kusma ile ateş gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bu şikâyetler olduğunda doktora başvurmalıyız. Tanı konulması ve tedavisi kolay olan bu durumlar, ihmal edilmesi halinde ciddi böbrek enfeksiyonlarına yol açabilmektedir” dedi.

    “Klorlama yapılamayan havuzlara girmekten kaçının”
    İdrar yolları enfeksiyonlarından korunmak için öneriler sıralayan Op. Dr. Eyüp Coşar sözlerini şöyle tamamladı; “Kirli, kalabalık, klorlama yapılamayan havuzlara girmekten kaçınmak, ıslak ve kirli mayo ile suya girmemek, havuz öncesi ve sonrası mutlaka duş almak, susamayı beklemeden günde 2-2,5 litre su tüketmek, idrarı uzun süre tutmamak gibi basit önlemlerle rahat bir yaz tatili geçirmek mümkün olacaktır. Böbrek yetmezliği gibi veya daha başka kronik hastalığı olanların kendi doktorlarının önerdiği kadar su tüketmeleri uygun olacaktır.”

  • Madonna, enfeksiyon sonrası ilk kez görüntülendi

    Madonna, enfeksiyon sonrası ilk kez görüntülendi

    TANINMAMAK İÇİN KAMUFLE OLDU

    Geçirdiği zor günlerin ardından sağlığına kavuşan Madonna, New York sokaklarında dolaşırken Lauren Conlin adlı hayranı tarafından görüntülendi. Şarkıcının TikTok’ta paylaşılan görüntüde siyah şort, tişört, şapka ve gözlüklü kombini dikkat çekti.

    Ünlü şarkıcı, rahatsızlığından dolayı 15 Temmuz’da Kanada’nın Vancouver kentinde başlaması planlanan ve 35 şehri kapsayan dünya turnesini iptal etmişti.

  • Enfeksiyonla mücadelede

    Enfeksiyonla mücadelede

    Hastane enfeksiyonlarında kullanılmak üzere üretilen hijyenik LED lambalar enfeksiyon sayılarını azaltmada ön plana çıkarken, Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, gün ışığı teknolojisine sahip hijyenik LED ışığının gerek havada gerek ışığın vurduğu yüzeydeki mikroorganizmaları öldürdüğünü veya çoğalmalarını engellediğini ve böylece enfeksiyon sayılarının azaldığını belirtti.

    Hastanenin özellikli servislerinde, hijyenik LED ışık kullandıklarını ve hastaların enfeksiyon oranlarında düşüş gördüklerini kaydeden Yılmaz, gün ışığı teknolojisine sahip Hijyenik LED ışığının gerek havada gerek ışığın vurduğu yüzeydeki mikroorganizmaları öldüren veya çoğalmalarını engelleyen bir ışık olduğunu söyledi. Yılmaz, “Işık teknolojisi nispeten yeni ama eskiden beri tedavi amaçlı olarak kullanılan bir yöntem. Eski Mısırlılar’ın, hastalarını gün ışığına çıkararak tedavi ettiklerini, yine eskiden özellikle tüberkülozlu hastaların güneşe çıkartılarak gün ışığından faydalanılarak tedavi edildiğini biliyoruz. Işığın insan sağlığına ve hijyene katkı sağladığı muhakkaktır. Işık, açıkça, dünya üzerindeki yaşamın anahtarıdır. Işık, insan da dahil olmak üzere çok sayıda türün yaşamlarını değişen dış veya çevresel koşullara göre ayarlamasına izin veren içsel saatleri ayarlayarak etki yapar. Onlarca yıl önce dile getirilen öneriler doğrultusunda, ışık, işlevsel olarak bir ilaç eşdeğeri olarak düşünülmelidir.

    Bu bağlamda, ışığa maruz kalmanın zamanlaması, kalitesi (dalga boyu) ve miktarı (doz) insan sağlığı ve hastalığı için kritik derecede önemli olabilir. 2017 Nobel Tıp Ödülü, ışığın renk sıcaklığından ve yoğunluğundan etkilenen sirkadiyen ritim üzerine yapılan araştırmalara verildi. Işık aslında bir hayat, bunun için bilim insanları son dönemlerde ışık teknolojisiyle mikroorganizmaları nasıl yok ederiz? diye düşünmeye başladılar. Özellikle antibiyotiklere dirençli mikroorganizmalar bilim insanlarını mikroorganizmalarla mücadelede doğal yolların araştırılmasına yol açtı. Ultraviyole ışıklar ve mavi ışığın canlıların olduğu ortamda kullanılamaması nedeniyle gün ışığı teknolojisinin mikroorganizmalar üzerindeki etkisi araştırılması gündeme gelmiş ve gün ışığındaki gerek frekans gerek dalga boylarının ayarlanmasıyla mikroorganizmaları öldürücü düzeylerde ışın sağlanarak ışığın etkinliği ispatlanmıştır. Bu konuda dünyada birçok çalışması yürütülmekte olup ülkemizdeki çalışmalar sonucunda elde edilen ürünün etkinliği laboratuvar şartlarında kanıtlanmıştır” dedi.

    “Evlerde özellikle kişilerin bir arada oldukları oturma odaları, lavobalar, yatak odalarında kullanılmasını öneriyoruz”

    “Ülkemizde yapılmış teknolojilerden birini üniversite olarak hem aydınlatma amaçlı hem de dezenfeksiyon amaçlı hastanemizin riskli ünitelerinde kullanmaktayız” diyen Gürdal “Gerek havadaki mikroorganizmaları yok etmesi (özellikle salgın döneminde damlacıkla bulaşan enfeksiyonları önlemek) gerekse de ışığın vurduğu yüzeydeki temasla bulaşan mikroorganizmaları yok etmesi bu ışığın kullanımındaki en önemli avantajları oluşturmaktadır. Bu teknolojiyi Rektörlüğümüz ve Başhekimliğimizin katkılarıyla geçen yılın Temmuz ayında itibaren hastanemizin özellikli servislerinde, enfeksiyon ve yoğun bakım ünitelerinde kullanıyoruz. Bu teknolojiyle birlikte başta damlacıkla bulaşan solunum yolu enfeksiyonları, kateter enfeksiyonları ve cilt-yumuşak doku enfeksiyonlarının azaldığını tespit ettik. Bu ışık teknolojisi ileride belki daha da iyi geliştirilerek daha etkin halde kullanılacaktır. Ayrıca bunun ampul formları da var. LED ampulleri tekrarlayan enfeksiyon hastalıkları olan kişilere öneriyoruz. Bu kişiler bu ampulleri evlerinde kullanmaktalar ve bu kişilerde enfeksiyon tekrarlama sayısının azaldığına şahit oluyoruz. Bu konuda klinik çalışmalar devam ediyor. Evlerde özellikle kişilerin bir arada oldukları oturma odaları, lavobalar, yatak odalarında kullanılmasını öneriyoruz. Tekrarlayan enfeksiyonu olan hastalar, kanser hastaları ve yatalak durumda olan hastalarda yeni enfeksiyonların gelişimini önlemek çok önemlidir” şeklinde konuştu.

    Hijyenik LED ışıkların İstanbul, Ankara ve İzmir’de birkaç merkezde kullanıldığını hatırlatan Yılmaz, “Ülkemizde çeşitli merkezlerde bulunduğunu biliyoruz. Biz yoğun bakımlarda ve kliniklerde kullanarak klinik çalışmasını yapan ilk merkeziz diyebiliriz. Klinik çalışma yapan birkaç merkez daha var, ancak bizim çalışmamız büyük çaplı bir klinik çalışma ve önümüzdeki ay sonunda çalışmayı sonlandıracağız. Temmuz ayı itibariyle de 12 aylık sonuçlarımızı rapor olarak düzenleyeceğiz. Özellikle ciltten bulaşan enfeksiyonlar, kateter enfeksiyonlar için belirgin bir azalma olduğunu söyleyebiliriz. Solunum yoluyla bulaşan enfeksiyonlarda ışığın kullanıldığı servislerde enfeksiyonlar daha az karşımıza çıkıyor. Hem aydınlatma amaçlı hem de dezenfeksiyon amaçlı kullanılabilecek güzel bir ürün olarak düşünüyoruz. Yaygınlaşma noktasında dünyada yaygınlaşmaya başladığı haberlerini alıyoruz. Çeşitli ülkelerde bu teknolojinin kullanıldığı bilgileri var ve biz de bu konuda ki ilk klinik çalışmayı yayınlamayı planlamaktayız” ifadelerini kullandı.

  • Deprem bölgesinde risk artıyor

    Deprem bölgesinde risk artıyor

    Kahramanmaraş’ta 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremler 10 ilde yıkıcı etkilere neden oldu. Depremin ardından yol kenarlarında biriken çöpler, içme suyuna erişimde yaşanan zorluk ve beraberinde gelen hijyen sorunu en büyük problemler arasında yer alıyor. Depremlerin vurduğu 10 il için yeni salgın riski kapıda…

    Uzmanlara göre, büyük afetlerin ardından beslenme, hijyen, ve sağlıklı içme suyuna erişimde yaşanan sıkıntılar salgına zemin hazırlayabilir.

    Üst solunum yolu enfeksiyonu

    Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, hava sıcaklığının eksi derecelerde olması nedeniyle üst solunum yolu enfeksiyonları ve depremde kirli yaralanmalar sonucu çıkacabilecek enfeksiyonlara karşı uyardı.

    Kahramanmaraş Belediye Başkanı Hayrettin Güngör, temizlikle ilgili problem olduğunu ancak belediye ekiplerinin temizlik için sahaya çıktıklarını dile getirdi. Güngör, “Temizlik hizmetini yoğun şekilde yerine getiriyorlar.” dedi.

    İshal vakaları artmıştı

    Pakistan’da 2005 yılında gerçekleşen 7.6 büyüklüğündeki deprem sonrası ishal vakaları yüzde 42 arttı.

    Japonya’da 2011’deki 9 büyüklüğündeki depremden sonra ise influenza ve norovirus salgınları tespit edildi.

    Bakan Koca: Kuduz ve tetenoz aşısı sevk edildi

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca,, enfeksiyon riskine karşı bir dizi önlem alındığı açıkladı.

    Koca, “Deprem sonrası ortaya çıkabilecek enfeksiyonlara karşı gerekli tedbirler alınıyor. Bölgeye kuduz ve tetenoz aşısı sevk edildi. Halk sağlığı merkezlerinde hijjen malzemeleri desteği sağlamaktadır.” diye konuştu.

  • Okula yeni başlayan çocuklar için enfeksiyon uyarısı

    Okula yeni başlayan çocuklar için enfeksiyon uyarısı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Arıca, uyum haftasıyla birlikte ilkokul 1 ve anaokullarının açıldığını hatırlattı. Arıca, kış ayları ile enfeksiyonların artacağını belirterek, “Özellikle okula yeni başlayanları bekleyen büyük bir tehlike enfeksiyonlar. Sık enfeksiyonlar özellikle bir yıl içinde kış döneminde ilk yıl okula başlayan çocuklarda 8 ile 10 kez enfeksiyon bekleniyor. Önümüzdeki aylarda bir enfeksiyon bitmeden diğer bir enfeksiyon başlayabiliyor” ifadesini kullandı.

    Enfeksiyon geçiren çocuğu 72 saat okula gönderilmemeli

    Viral, virüs, rhinovirüs enfeksiyonlarının yanı sıra influenza gibi soğuk algınlığı ve grip virüslerinin çocukları etkilediğini anlatan Arıca, ailelere şu uyarılarda bulundu:

    “Eğer çocuğunuz bir enfeksiyon geçiriyor ise en az 72 saat ailenin okula veya kreşe göndermemesi, evde dinlendirmesi gerekiyor. En azından diğer çocuklara olan bulaş sayısı azalıyor. En önemli önlem bu olması gerekiyor. En az 72 saat çocukları okula göndermeyelim, evde dinlendirelim. Düzenli beslenmelerini yapalım. Karbonhidrat, yağ veya proteinleri düzenli verelim. Bol sıvı takviyesi verelim. Bu dönemlerde 72 saati ilaçsız, sadece ateş düşürücülerle geçirebiliriz. Antibiyotik kullanımı bu dönemlerde özelikle viral enfeksiyonlarda, sık çocuk enfeksiyonlarında çok önermiyoruz. Hekim kontrolü veya hekim tavsiyesi olmadan antibiyotik çocuklarda önerilmez. Hekim önermedikçe antibiyotik kullanmayalım. Özellikle ilk yıl okula başlayanlar en az 10 kez enfeksiyona maruz kalabilir.”

    Kahvaltı yapmadan çocuklarınızı okula göndermeyin

    Eğitime başlayan çocukların ailelerine beslenme önerilerinde bulunan Prof. Dr. Arıca, kahvaltının önemine dikkati çekti. Düzenli kahvaltı yapılmasına vurgu yapan Arıca, ailelerin çocuklarını özendirmek için birlikte kahvaltı sonrasına oturması gerektiğini söyledi. Kahvaltı yapılmamasının olumsuz etkilerine de değinen Arıca, “Kahvaltısız çocuklar okula gittikleri zaman özellikle konsantrasyon bozuklukları, öğrenme güçlükleri yaşayabilir, dersi tamamlayamayabilirler. Mutlaka yanlarından da bir şişe su olması gerekiyor. Plastik şişe demiyorum. Cam şişede yanlarında götürsünler. Sıvı takviyesi önemli. Bol sıvı takviyesi almadıkları takdirinde, ara ara sıvı takviyesi almadıkları takdirde çocuklarda baş ağrıları, görme bozuklukları, mide bulantıları görülebilir. Bol bol ve aralıklı bir şekilde okulda su içmeleri gerekiyor” diye konuştu.

    “Özellikle yağda kızartılmış hazır ürünlerden uzak durmalılar”

    Çocukların kantin ve market alışverişleri konusunda da önerilerde bulunan Arıca, “Özellikle çocuklar okula gittikleri zaman kantinden veya marketlerden alışveriş yapabilirler. Yaptıklarında dikkat edecekleri en önemli nokta, özellikle yağda kızartılmış hazır ürünlerden uzak durmalılar. Evde ailenin yaptığı haşlanmış bir takım ürünlere önem vermeliler. Bunlara özelikle kuru üzüm, kuru kaysı, kuru erik gibi bir takım kuru meyveleri yanlarında taşıyarak bunlarla ara ara beslenmeleri gerekiyor” dedi.

  • Geçirdiği ameliyat sonrası ikiz kızlarını göremeden öldü

    Geçirdiği ameliyat sonrası ikiz kızlarını göremeden öldü

    Antalya’nın Kaş ilçesinde Muhammet Kolak (25) kalp kapakçığı ameliyatı sonrası gelişen enfeksiyon nedeniyle yaşamını yitirdi. Kolak, hamile eşinin 8 Mart’ta sezaryenle dünyaya getireceği ikiz kızlarını göremedi.

    Büyükşehir Belediyesi Kaş Hizmet Birimi’nde görev yapan Muhammet Kolak, bir süre önce Antalya’daki bir hastanede kalp kapakçığı ameliyatı oldu. Ancak Muhammet Kolak, taburcu olduktan sonra tekrar rahatsızlandı. Bu kez yakınları tarafından Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Hastanesi’ne götürülen Muhammet Kolak, kalp kapakçığında enfeksiyon oluştuğu belirlenerek, tekrar ameliyata alındı. Ameliyattan çıkamayan Muhammet Kolak, yaşamını yitirdi. Kolak, doğum yeri olan Kaş’a bağlı Kınık Mahallesi Göçebeler Mezarlığı’nda toprağa verildi.

    Bir yıldan fazladır evli olan Muhammet Kolak’ın eşi Esranur Kolak’ın hamile olduğu, 8 Mart Pazartesi günü Antalya’da sezaryenle ikiz kızlarını dünyaya getirmeye hazırlandığı belirtildi. Esranur Kolak, eşinin cenazesine katılamazken, Kolak’ın küçük yaştan beri kalp kapakçılarında sorun olduğu öğrenildi.

     

  • Göz ağrısının nedenleri nelerdir? Göz ağrısı nasıl tedavi edilir?

    Göz ağrısının nedenleri nelerdir? Göz ağrısı nasıl tedavi edilir?

    Göz yüzeyinde gözlenen ağrılar, çizilme, yanma veya kaşıntı şeklinde hissedilebilir. Oküler ağrılar genellikle yabancı bir cisim, enfeksiyon veya travmadan kaynaklanan tahriş nedeniyle oluşur. Bu tür göz ağrıları çoğu zaman, göz damlası veya dinlenme ile kolayca tedavi edilir.

    Gözün derinliklerinde ortaya çıkan göz ağrıları (orbital ağrılar) ise bıçaklama veya zonklama şeklinde hissedilir. Bu tür göz ağrıları, sebebine bağlı olarak daha derinlemesine tedavi gerektirebilir.

    Göz ağrısı, görme kaybı ile birlikte gözlenirse acil bir tıbbi sorunun belirtisi olabilir. Göz ağrısı yaşarken görüşünüzü kaybetmeye başlarsanız, göz doktorunuzu hemen aramanız gerekmektedir.

    GÖZ AĞRISININ NEDENLERİ NELERDİR?

    Yabancı nesne kaçması: Göz ağrısının en sık gözlenen nedeni, göze yabancı bir nesne kaçmasıdır. Kirpik, toz veya makyaj kalıntıları gibi yabancı maddeler gözde tahrişe, kızarıklığa, acıya ve ağrıya neden olabilir.

    Konjonktivit: Konjonktiva, gözün önünü ve göz kapağının altını kaplayan dokudur. Bu dokuda alerji ya da bir bakteri veya virüs kaynaklı enfeksiyon gözlenebilir. Ağrı genellikle hafif olsa da, iltihap gözde kaşıntı, kızarıklık ve akıntıya neden olur.

    Kontakt lens tahrişi: Gece boyunca kontakt lens kullanan veya lenslerini düzgün şekilde dezenfekte etmeyen kişiler, tahriş veya enfeksiyonun neden olduğu göz ağrısına daha duyarlıdır.

    Korneal aşınma: Gözü kaplayan şeffaf yüzey olan kornea, yaralanmalara karşı hassastır. Kornea aşınması olduğunda, gözünüzde bir şey varmış gibi hissedersiniz fakat gözünüzdeki yabancı maddeyi çıkartmak için suyla yıkamak gibi tedaviler işe yaramaz ve ağrıyı gidermez.

    Hasar: Kimyasal yanıklar ya da kıvılcım sıçraması gibi parlama yanıkları, gözde ciddi ağrılara neden olabilir. Bu yanıklar genellikle çamaşır suyu gibi tahriş edici madde kullanımı, güneşte ya da bronzlaşma kabinlerinde aşırı kalma veya kaynak makineleri kullanımı sonrasında gerçekleşebilir.

    Blefarit veya arpacık: Blefarit, göz kapağının kenarındaki yağ bezlerinin enfeksiyonu veya iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Blefarit enfeksiyonu, göz kapağı üzerinde bir nodül ya da kabarıklık yaratırsa arpacık olarak adlandırılır. Arpacık çok acı verici olabilir. Ayrıca, çevresindeki doku genellikle hassas ve dokunmaya duyarlıdır.
    Gözün içinde hissedilen orbital ağrılara aşağıdaki koşullar neden olabilir:

    Göz bozukluğu: Miyop ya da hipermetrop olan kişilerde sıklıkla göz ağrısı şikayeti bulunur. Bu tip görme kusurlarında, göz muayenesi sonrasında belirlenen uygun bir gözlük, ağrılarınızı giderecektir.

    Glokom: Glokom, göz içi basıncı yüksekliği ile seyreden bir hastalıktır. Glokomun neden olduğu ek semptomlar arasında mide bulantısı, baş ağrısı ve görme kaybı bulunur. Akut açı kapanması glokomu adı verilen göz içi basıncındaki ani yükseliş ciddi bir durumdur ve kalıcı görme kaybını önlemek için acil tedavi gerektirir.

    Optik nörit: Göz küresinin arkasının beyinle bağlantısı olan optik sinir iltihaplanırsa, görme kaybı eşliğinde göz ağrısı yaşayabilirsiniz. Otoimmün bir hastalık veya viral ya da bakteriyel bir enfeksiyon burada iltihaplanmaya neden olabilir.

    Sinüzit: Sinüslerin enfeksiyonu, gözlerin arkasındaki basıncın artmasına neden olabilir. Bu ağrı bazen tek taraflı hissedilebileceği gibi bazen iki gözde de hissedilir.

    Migren: Göz ağrısı, migren tipi baş ağrılarının sık görülen bir yan etkisidir. Bu hastalık da, sinüzit gibi tek taraflı ağrılara yol açabilir.

    İritis: Nadir gözlenen bu durum, irisin iltihaplanması sonucunda gözde ağrıya neden olur.

    GÖZ AĞRISI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

    Evde bakım: Göz ağrısına neden olan birçok durumu tedavi etmenin en iyi yolu, gözlerinizin dinlenmesini sağlamaktır. Bir bilgisayar ekranına veya televizyona bakmak göz yorgunluğuna neden olabilir. Bu nedenle doktorunuz bir gün veya daha uzun süre kapalı gözlerle dinlenmenizi isteyebilir.

    Gözlük: Sık sık kontakt lens takıyorsanız, ara sıra gözlük kullanıp kornealarınızın dinlenmesini sağlamalısınız.

    Sıcak kompres: Doktorlar blefarit veya arpacık olan insanlara, gözlerine ılık ve nemli havlular koyma tavsiyesi verebilir. Bu uygulama tıkanmış yağ bezlerini temizlemeye yardımcı olacaktır.

    Göz banyosu yapmak: Yabancı bir cisim veya kimyasal bir madde gözünüze temas ederse, tahriş eden maddeyi gözünüzden uzaklaştırmak için suyla veya serum fizyolojik çözeltisiyle yıkamalısınız.

    Antibiyotikler: Antibakteriyel damlalar ve oral antibiyotikler, konjonktivit ve kornea sıyrıkları dahil olmak üzere, ağrıya neden olan göz enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılabilir.

    Antihistaminikler: Göz damlaları ve oral ilaçlar, gözlerdeki alerjilerle ilişkili ağrıyı hafifletmeye yardımcı olabilir.

    Göz damlaları: Glokomu olan insanlar gözlerindeki basınç oluşumunu azaltmak için ilaçlı damlalar kullanabilir.

    Kortikosteroidler: Optik nörit ve iritis gibi daha ciddi enfeksiyonlar için doktorunuz size kortikosteroid reçeteleyebilir.

    Ağrı kesici ilaçlar: Ağrı şiddetliyse ve günlük yaşamınıza engelliyorsa, doktorunuz altta yatan durum tedavi edilinceye kadar ağrıyı hafifletmek için bir ağrı kesici ilaç tavsiye edebilir.

    Cerrahi müdahale: Yabancı bir cisim veya yanık nedeniyle oluşan hasarı onarmak için nadiren ameliyat gerekir.