Etiket: enflasyon

  • TCMB’nin aldığı karar enflasyonu düşürmeye yönelik

    TCMB’nin aldığı karar enflasyonu düşürmeye yönelik

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TCMB’nin kredilere yönelik aldığı kararları değerlendirdi. Bakan Şimşek “Alınan kararlar enflasyonu düşürmeye yönelik” değerlendirmesini yaptı.

    Şimşek’in açıklaması şöyle;

    “Ülkemizin ödemeler dengesini iyileştirme, kamu açıklarını azaltma ve enflasyonu düşürme amacı doğrultusunda tedbir almaya ve uygulamaya devam ediyoruz. Merkez Bankası’nın bugün açıkladığı kararlar cari açığı azaltmaya ve enflasyonu orta vadede düşürmeye yöneliktir. Sınırlı kaynaklarımızı ihracata ve yatırımlara kanalize etmeye devam edeceğiz.”

    TCMB, dün gece açıkladığı kararlarla, seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kapsamında yeni adımlar attı. Buna göre, sıkılaşma sürecini destekleyen adımları tamamlayıcı olarak, kredi büyümesine göre menkul kıymet tesisi kapsamında yüzde 3 olan TL ticari krediler için aylık büyüme sınırının yüzde 2,5 olarak belirlenmesine karar verildi. Ayrıca, enflasyonun kontrolü ve iç talebin dengelenmesi kapsamında kredi kartı nakit kullanımlarına ve kredili mevduat hesaplarına uygulanan aylık azami faiz oranı yüzde 2,89’a yükseltildi.

  • Enflasyon beklentisi yüzde 43,82’ye çıktı

    Enflasyon beklentisi yüzde 43,82’ye çıktı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), temmuz ayına ilişkin Piyasa Katılımcıları Anketi’nin sonuçlarını bugün yayınladı. Buna göre, cari yıl sonu tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) beklentisi temmuz döneminde yüzde 43,82 oldu. Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 38,55 olmuştu.

    Katılımcıların yıl sonu dolar/TL beklentisi 28,46 TL’ye yükselirken 12 ay sonrası dolar/TL beklentisi de 28,99’dan 31,42 TL’ye yükseldi. Bir önceki anket döneminde 40,3 milyar dolar olan yıl sonu cari işlemler açığı beklentisi, bu dönemde 41,6 milyar dolara çıktı. Gelecek yıl için cari işlemler açığı beklentisi 28,6 milyar dolar oldu.

    BÜYÜME BEKLENTİSİ İSE GERİLEDİ

    Cari yıl için Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) artış beklentisi yüzde 3,8’den 3,7’ye, gelecek yıl büyüme beklentisi de yüzde 4,5’ten 4,3’e geriledi. TCMB’nin politika faizine ilişkin cari ay sonuna yönelik beklentiler yüzde 19,17 olurken 3 ay sonrasına yönelik beklentiler yüzde 24,79 olarak belirlendi. 12 ay sonrası için politika faizi beklentisi de yüzde 21,48 düzeyinde oluştu.

  • “Enflasyonu yine tek haneye indireceğiz”

    “Enflasyonu yine tek haneye indireceğiz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi sonrası uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vilnius’ta düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde Türkiye’nin çabaları sonucunda ittifak tarihinde ilk defa Terörizmle Mücadele Özel Koordinatörü atanması kararı alındığını belirterek, “Ukrayna’da devam eden savaşın etkilerinin bölgemizde ve küresel ölçekte hissedildiği bir dönemde gerçekleştirdiğimiz zirvemizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Vilnius, NATO’nun birlik ve insicamının sergilenmesi, ittifak dayanışmasının pekiştirilmesi için önemli bir merhaleyi teşkil etti. NATO’nun Avrupa Antik Bölgesi’nde savunma ve güvenlik konuları bakımından asli istişare forumu olduğunu bir kez daha teyit ettik. Müttefikler arasındaki yaptırım ve kısıtlamaların kaldırılması vaadini de içerecek şekilde yenilenen savunma yatırımları, özellikle bu tür taahhütlerin kabulü mahiyetindedir. Yine çabalarımız sonucunda ittifak tarihinde ilk defa Terörizmle Mücadele Özel Koordinatörü atanması kararı ilan edildi” ifadelerini kullandı.

    İsveç’in NATO üyeliği konusunun zirve bağlamında öne çıkarılan hususlardan biri olduğunu belirten Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
    “Bu konudaki ilkeli duruşumuz başından beri bellidir. Politikamızı burada da devam ettirdik. Zirve hitamında yaptığımız basın toplantısında meseleyi enine boyuna değerlendirdik. Kendilerine ifade ettiğimiz gibi İsveç’in katılım protokollerini onaylayacak merci Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Şu an işleyen bir süreç vardır. Meclisimiz atılan adımları takip edecek, ülkemizin çıkarları doğrultusunda en doğru kararı verecektir.“

    “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerini hızlandıracağız. Vize serbestisinde de mesafe alacağımıza inanıyorum”

    NATO zirvesi kapsamında birçok devlet ve hükümet başkanı ile görüşme gerçekleştirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Liderlerle görüşmelerimizde hem ikili meseleleri hem de NATO bağlamında iş birliğimizi ele aldık. Avrupa Birliği üyelik sürecimizin yeniden canlandırılması noktasında olumlu bir kanaat hâkim. Türk ekonomisine çarpan etki yapacak Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerini de hızlandıracağız. Vize serbestisinde de mesafe alacağımıza inanıyorum. Türkiye’nin savunma kabiliyetini güçlendirecek projelerle ilgili süreçler de ivme kazanacaktır. Muhataplarımızla olan görüşmelerimizde kendilerine İletişim Başkanlığımızın hazırladığı dört vizyon eseri takdim ettim. İnsani Yardımda Türkiye Modeli, Türkiye’nin NATO’ya Katkıları, Türkiye’nin Terörizmle Mücadelesi ve Lider Diplomasi başlıklı bu eserlerle tarihe not düştük. Zirvemizin ve yaptığımız görüşmelerin ülkemiz, milletimiz ve güvenliğimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerine yer verdi.

    Bir gazetecinin “NATO zirvesi marjında ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığınız görüşmeye ilgili bilgi vermeniz mümkün mü? F-16 tedarik ve modernizasyonuyla ilgili gelişme beklemeli miyiz? Bundan sonraki Türk-Amerikan ilişkilerine dair beklentileriniz nelerdir?” sorusu üzerine Erdoğan, şu cevabı verdi:
    “Türkiye ile ABD, malum NATO müttefiki, stratejik ortaklığa sahip iki önemli ülkedir. 2021 yılında Sayın Biden ile kurulmasını kararlaştırdığımız stratejik mekanizma kapsamında kurumlarımız görüşmelerini sürdürmekte. Mekanizmayla aramızdaki diyalog kanallarına yeni bir dinamizm kazandırdık. Zirve kapsamındaki görüşmemiz de çok çok verimli geçti. Yaklaşık 1 saat 15 dakika bir görüşme oldu. F-16’ların satışıyla ilgili Biden ve yönetimi aslında ülkemiz lehine bir tutum sergiliyor. Şu anda gerek kendisi gerek Dışişleri Bakanı, ‘Biz bu işin üzerindeyiz, takipçisiyiz’ dediler. Tabii bizden de Dışişleri Bakanımız Hakan Bey, aynı şekilde İbrahim Bey her ikisi de muhataplarıyla görüşmek suretiyle bu sürecin, hatta Yaşar Paşamız da muhatabıyla görüşmek suretiyle bu sürecin lehe dönüştürülmesini inşallah temin edecekler.”

    “Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde yeni bir süreç, yeni bir açılım ihtimaline karşı ve beklenen vize kolaylığı, vize serbestliği ve Gümrük Birliği çerçevesinde güncellemeler, müzakerelerin devamına yönelik ilk adımlar nasıl atılacak? Nasıl bir takvim var önümüzde?” sorusuna Erdoğan, “Danışmanın Çağatay Bey’i Brüksel’e gönderdik. Yarın orada bu konularla ilgili görüşmeleri yapacaklar. Gerek Gümrük Birliği konusu gerekse vize serbestisi konularını görüşecek. Bunların Türkiye lehine olacağına inanıyorum. Bugün Ursula von der Leyen de bununla ilgili bize olumlu bazı şeyler de söyledi. Danışmanım Çağatay Bey de oradan olumlu gelişmelerle dönecektir diye düşünüyorum. Çünkü son Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesinde, yüksek temsilci ve komisyondan Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri hakkında rapor hazırlamasının istenmesi isabetli bir adım olmuştur. Raporun olumlu ve ileriye dönük biçimde hazırlanmasını bekliyorum. Öte yandan Türkiye olarak verdiğimiz sözlerin her zaman arkasında durduk, duruyoruz. Kazan-kazan ilkesiyle yürütülen müzakerelerin somut sonuçlarını en kısa zamanda görmek istiyoruz. Verilen sözlere dair somut adımlar öncelikle terör örgütlerinin faaliyetlerinin söz konusu ülkelerde sonlandırılması, teröristlerin iadesi. Avrupa Birliğinden göreceğimiz olumlu çalışmalar neticesinde biz de verdiğimiz sözleri hayata geçirmek için çalışmalara başlarız. Geçen yıl üzerinde mutabık kalınan konular hayata geçmediği için süreç bugüne geldi. Bundan sonra da verilen sözlerin hayata geçirilmesine göre biz de harekete geçeriz. Netliğimizi, bu konuda tavizsiz olduğumuzu muhataplarımıza anlattık” cevabını verdi.

    “Bütün parti genel başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı bir sistem bizi nereye götürürdü? Felakete götürürdü”

    Bir gazetecinin “AK Parti sizin liderliğinizde son 20 yılda 17 seçim kazandı. ‘14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri uzun yıllar konuşulmaya, üniversitelerde ders olarak okutulmaya devam edecektir. ‘Millet olarak nasıl bir badire atlattığımız, nasıl bir uçurumdan döndüğümüz zamanla anlaşılacaktır’ dediniz. Milletin iradesiyle ortaya çıkan bu son tabloda hangi riskleri aştı Türkiye? Gelecekle ilgili fırsatlar nelerdir? şeklindeki sorusu üzerine Erdoğan, “Buradaki en önemli risk, geçmişte biliyorsunuz biz Türkiye’de altı aylık hükümetler gördük. Bir yılı doldurmayan hükümetler gördük. Burada istikrar olur mu? Olmaz. Nitekim bu istikrarsızlığın neticesinde de Türkiye her yönden adeta bir çöküntüyle baş başa oldu.

    Bizim dönemimizde bu tür şeyleri yaşamıyoruz. Karar almaksa her tür kararı süratle, rahatlıkla alıyoruz. Yani burada savunma sanayiinden tutun eğitime, ulaşıma, altyapı ve üstyapıdaki aldığı mesafe Cumhuriyet tarihinde yok. Bölünmüş yol dediğin zaman 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmış, şimdi sadece bizim bu dönemde 28-29 bin kilometreye ulaştı. Eğer bu bir koalisyon hükümeti olsaydı, biz bu yolları, köprüleri yapabilir miydik? Şurada Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün ortasından da inşallah raylı sistemi yapacağız. Şu anda onun hazırlıkları içerisindeyiz. Raylı sistem onun üzerinden geçtiği zaman ki yaklaşık 110 kilometrelik bir sistem bu. Bu Türkiye’de değil, dünyada ayrı bir hava oluşturacak. Aynı şekilde şu anda Çanakkale Köprüsü, dünyada ilk üçün içerisinde, böyle bir köprü. Bunlarla biz iftihar ediyoruz. İstanbul-İzmir arasını 7,5 saatten 3 saat 15 dakikaya düşürmek, bunlar rastgele olaylar değil. İşte bütün bunlar şu andaki hükümet etme yapısının bize kazanımlarıdır. Yani bütün parti genel başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı bir sistem bizi nereye götürürdü?

    Felakete götürürdü. Yani duvarlara çarpa çarpa giden bir araç düşünün, ondan bir şey olur mu? Olmaz. Pert olur. Ama maalesef bunlar pert araç kullanmaya alışmışlar. Şu an itibariyle yoğun bir şekilde inşallah yatırımlarımızı devam ettireceğiz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla inşallah büyümeyi sağlayacağız. Bu anca şu andaki yapıyla olur. Bunların mantığıyla olmaz. Ne oldu, hesap uzmanı çok başarılıydı, iyi hesap yapıyordu? Ama gelin görün ki hesap, kitap tutmadı. 38 tane milletvekilliğini beraber seçime girdiği ve toplamı yüzde 1’i bile bulmayan ortaklarına dağıttı. Kendisi de zafiyete düştü. Şimdi ‘kalayım mı kalmayım mı’ devamlı bunun hesabı yapılıyor. Ve önümüzdeki haftalarda, aylarda kalır mı kalmaz mı bu görülecek. Ama bu bizim işimiz değil. Bizim işimiz farklı. 3 gündür buradayız. NATO zirvesinde toplantılarımızı yapıyoruz. Ve bütün liderlerin Türkiye’ye bakışı çok farklı. Dünya liderleri bize bu gözle bakarken, Türkiye’nin terörizmle mücadelesi NATO tarafından kabul görürken, bizim muhalefetimiz ne yazık ki teröristlerle yol yürümeye çalıştı.

    Feraset sahibi milletimiz teröristlerle kol kola yol yürünmeyeceğini, ortaklıklar kurulmayacağını anlattı. Umut ediyorum ki muhalefet bu dersi almıştır. Ülkemiz için en büyük risklerden birini de terör örgütleriyle bir araya gelen siyasi partiler oluşturdu. Bu ülke, 2023 seçimlerinde terör örgütlerinin güdümüne giren, onların çizdiği yol haritasını kullanan siyasileri gördü. Terör örgütlerine verdikleri sözleri hayata geçirmek için çırpınan siyasiler gördük. Ekonomide yaşanan sıkıntılar öne çıkartılarak, terör örgütlerine alan açılmak istendi. Ülkemize ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonunu çizdik. Bu vizyonumuz doğrultusunda çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Türkiye’nin önünde çok büyük fırsatlar var. Beşerî sermayemizi öne çıkartarak, bu fırsatları ülkemiz lehine, vatandaşlarımızın refahına kullanacağız. 21 yılda her alanda sağlam temellere oturan altyapıyı inşa ettik. Şimdi bu altyapı üzerine kurduğumuz yapıyla Türkiye Yüzyılını hayata geçireceğiz” açıklamalarında bulundu.

    “Vatandaşlarımız müsterih olsun, enflasyonu yine tek haneye indireceğiz”

    Bir gazetecinin “Genel yaklaşımınızda yatırım, üretim, istihdam, ihracat, doğal olarak büyüme ve cari fazla ana başlıklar. Gerek ekonomi yönetiminde gerekse Merkez Bankası yönetimindeki yenilemeyle birlikte önceki dönemi değerlendirip, farklılaşan, mali sıkılaştırma diyebileceğimiz karar süreci, kamu maliyesini güçlendirecek ek gelir önlemleri devreye girdi. Bu hamleleri siz özellikle enflasyonun tek haneye düşürülmesi noktasında nasıl bir takvim öngörüyorsunuz? Bu arada önümüzdeki hafta bir Körfez ziyaretiniz olacak. Körfezden Türkiye’ye farklı yol ve yöntemlerle kaynak girişimleri oldu geçmişte. Daha kapsamlı, daha sürdürülebilir bir çerçeve anlaşmasıyla bu süreci destekleyecek farklı ve yeni bir dönemin kapısı aralanabilir mi?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan şu cevabı verdi:
    “Bu ziyarette umutlarımız var. Arkadaşlarımı önceden gönderdim. Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri buraları dolaştılar. Biz de bir heyetle gideceğiz. Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’ni dolaşarak onlarla aramızdaki her türlü ilişkileri daha da güçlendirelim istiyoruz. Hatta bugün Muhammed bin Zayed aradı. Merak ediyorlar. Ne oldu, nasıl gitti falan. Dedik ki ‘Nasıl olsa çarşamba günü sizdeyiz.

    Orada etraflıca bunları görüşürüz.’ Katar’dan oraya gideceğiz, Suudi Arabistan’a, Katar’a geçeceğiz ve umutluyum. Ön ziyaretlerde arkadaşlarımız belli bilgilendirmeleri yaptılar. Yapacağımız ziyarette de Türkiye’ye verecekleri destekleri bizzat görme, yaşama imkânımız olacak. Daha önce yaptığım görüşmelerde kendileri söyledi. ‘Türkiye’ye ciddi yatırımlar yapmaya biz hazırız.’ Bunu bu ziyaretle birlikte de inşallah noktalamış olacağız. Bu yatırımlar belki bizde olacak, belki Suudi Arabistan’da, Katar’da, Birleşik Arap Emirlikleri’nde olacak.“

    Yeni dönemde de ehil kadroların elinde olduğunun vurgusunu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkede enflasyonu tek haneye daha önce kim indirdi? AK Parti kadroları. Vatandaşlarımız müsterih olsun, enflasyonu yine tek haneye indireceğiz. Ekonomiyi güçlendirecek, Türkiye’yi büyütecek adımları attık, atıyoruz. Yapılan çalışmaların, göreve getirilen ekibin olumlu yansımalarını da almaya başladık. 26 Mayıs’ta 98.5 milyar dolar olan Merkez Bankası rezervleri, 30 Haziran’da 108.6 milyar dolar seviyesine çıktı. Bu 1 aylık dönemde net rezervler ise 14.2 milyar dolar iyileşme gösterdi. Bu rakamlar ekonomi, finans, ticaret çevrelerine de güven ve cesaret veriyor. Ekonomi programımızı, belirlediğimiz hedeflerimiz doğrultusunda tavizsiz uygulayacağız. Uluslararası rezerv birikimini artırmak için rasyonel politikaları hayata geçiriyor, uluslararası yatırımları ülkeye çekmek için çalışıyoruz. Türkiye’nin büyümesi, vatandaşımızın refahı için gereken adımları atmaktan geri durmayacağız. Gerekli tüm altyapı, üstyapı çalışmalarını yaptıktan sonra düşme eğilimindeki enflasyon da kendi seyrinde tek haneye düşecektir. İnanıyorum ki tek haneli enflasyon rakamlarını kısa zamanda göreceğiz” dedi.

    “Yangınlarla ilgili daha yeni 100 milyonluk bir yatırım yaptık”

    Afet Bakanlığı kurulmasına ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karadeniz başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yoğun yağıştan kaynaklı sel, heyelan olayları yaşandı. Bu afetlerden etkilenen tüm vatandaşlarıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. İlgili bakanlarımız hemen afet bölgelerine geçerek, çalışmaları koordine etti. Can ve mal kayıplarını en aza indirmek için ne gerekiyorsa yapıldı, yapılıyor. Şu anda Afet Bakanlığı’nın yapacağı işi AFAD yapıyor zaten. Bütün donanımlarıyla, her şeyiyle AFAD’ın Türkiye genelinde her yerde, her noktada belirli hazırlıkları var. Bizim AFAD’la oturmuş bir kurumumuz var ve bu kurumumuzla beraber de bu işleri yürütüyoruz. Mesela yangınlarla ilgili daha yeni 100 milyonluk bir yatırım yaptık. Helikopterler aldık, uçaklar aldık vesaire. Şimdi bunu daha da takviye edeceğiz. İnşallah Sayın Putin ile bir araya geldiğimizde onların amfibik uçakları var, onlardan belki birkaç tane almayı düşünüyoruz. Çünkü yangın söndürmede çok etkin bu uçaklar. Denize dalıyor, oradan suyunu alıyor ve ondan sonra bakıyorsun hemen birkaç dakika içerisinde yangın mahalline ulaşıp oraya suyu döküyor. Bunlar tabii bizim için çok çok önemli. Yani bunlardan iki, üç tane takviye yaparsak, mevcut şu andaki filomuzdan çok daha etkin olacak” ifadelerini kullandı.

    “Yapılan çalışmalarla kısa zamanda düzensiz göçmenler konusunda gözle görünür değişiklikleri vatandaşımız hissedecek”

    “Türkiye, düzensiz göçmenler konusunda farklı bir döneme mi giriyor?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Düzensiz göçle mücadele hiçbir zaman sekteye uğramadı, uğrayamaz. Bunun detayı dediğimiz zaman uygulamada birçok adımlar atılacak. Bunlar kah polisiyedir, kah o sınırlardaki uygulamalarımızdır. Türkiye’ye bu göçmen girişlerinin engellenmesi ve yakalananların sığınma evleri veya göçmen evlerine alınması önemli. Atılacak adımlarla da bu işi daha da sınırlamak ve yerinden özellikle Suriye’nin kuzeyinden olacak göçleri yerinde engellemek önemli. Şu anda buna yönelik çalışmalarımız var. Kaçak göçmenler yakalanır yakalanmaz hemen Geri Gönderme Merkezlerine gönderilerek, orada gerekli olanlar yapılıyor. Bunlar ülkelerine gönderiliyor ve bununla beraber halkımızdaki endişe, korku, bunları da gidermiş oluyoruz. Yapılan çalışmalarla kısa zamanda düzensiz göçmenler konusunda gözle görünür değişiklikleri vatandaşımız hissedecek. Güvenlik güçlerimiz, önlemleri ve çalışmalarını vatandaşlarımızın rahatı ve huzuru için sıkılaştırdı. Ancak çalışmalar da hiçbir insanın onuruna aykırı şekilde yapılmayacak. Medeniyetimizin, değerlerimizin gerektirdiği adımları atacağız. Göçmen kaçakçılarına da göz açtırmıyoruz. Jandarma, emniyet ve ilgili güvenlik güçlerimiz kaçakçılık organizatörlüğü yapan kişilere karşı başarılı operasyonlar gerçekleştiriyor. Geçtiğimiz aylarda Van-İran sınır hattında göçmen kaçakçılığı suçunu organize olarak işleyen suç örgütlerine yönelik eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Bu operasyonlarda 300’e yakın göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalanırken, bunlardan 168’i tutuklandı. Düzensiz göçmenlerle, ülkemize sığınmış, misafir ettiğimiz mültecileri de birbirine karıştırmamalıyız. Mültecilerin onurlu, gönüllü ve güvenli şekilde ülkelerine dönmeleri için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.

    “Doğal gaz, bunun yanında petrolden gelirin belli bir bölümünü Aile ve Gençlik Bankası kapsamına aktaracağız”

    Bir gazetecinin dul maaşının gelen zamlara rağmen düşük kaldığı sözleri üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de aileye ve kadına Cumhuriyet tarihinde en fazla değer ve sosyal yardım AK Parti hükümetleri döneminde verilmiştir. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz çerçevesinde hiçbir vatandaşımızın mağduriyet yaşamasına izin vermeyeceğiz, topyekûn bir kalkınmayı hedefledik ve hedefimize ulaşacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Sosyal hizmet modellerimizle düşük gelirli bireyleri ve aileleri ihtiyaçları doğrultusunda hep destekledik, hep destekleyeceğiz. Bunun adımları atıyoruz. Aile ve Gençlik Bankamız da bunun en somut adımı olacak. Türkiye Aile Destek Programı kapsamındaki ödemelerimiz de başladı. Bir yıl daha sürecek bu programımızın başlangıcından bu yana yaklaşık 4 milyon haneye sağlanan destek tutarı 40 milyar lirayı buldu. Fakat sosyal hizmet modelleri kapsamındaki yaşlı aylığını 1997 liradan 2 bin 348 liraya, yüzde 40-69 arası engelli oranına sahip olan vatandaşların aylığının bin 594 liradan bin874 liraya, yüzde 70 ve üzeri engelli raporu bulunan vatandaşların aylığını 2 bin 392 liradan 2 bin 811 liraya yükselttik. Şimdi yeni bir adım atıyoruz. O da Aile ve Gençlik Bankasını kurmak. Bizim doğal gaz, bunun yanında petrolden gelirin belli bir bölümünü biz bu Aile ve Gençlik Bankası kapsamına aktaracağız. Oradan da bu tür hanımlara ve gençlere bunu tahsis edeceğiz. Bu işin en güzel örneği veren ülke de Norveç’tir. Norveç bu işi başarıyla sürdürüyor. Onun bütün petrol gelirlerinin belli bir kısmı rezerv olarak tamamen gençlere ayrılır. Gelecek kuşaklara ayrılır. Şimdi bunun bir benzerini de inşallah Aile ve Gençlik Bankasıyla ülkemizde yapacağız. Dezavantajlı durumdaki bireylerin çeşitli hizmet ve sosyal yardım modellerinden yararlanması için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın çalışmaları devam ediyor” dedi.

  • ABD’de kritik enflasyon verisi açıklandı

    ABD’de kritik enflasyon verisi açıklandı

    ABD Çalışma Bakanlığı, haziran ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı.

    Buna göre, Amerikalı tüketicilerin yaşam maliyeti haziranda bir önceki aya kıyasla yüzde 0,2 arttı. Piyasa beklentileri, haziranda aylık enflasyonun yüzde 0,3 olması yönündeydi. TÜFE, mayısta aylık bazda yüzde 0,1 artmıştı.

    Ülkede TÜFE, haziranda yıllık bazda ise yüzde 3 artış gösterirken, enflasyon art arda 12 ayda yavaşladı. Beklentiler, TÜFE’nin bu dönemde yıllık bazda yüzde 3,1 artması yönündeydi. Mart 2021’den bu yana en düşük seviyesine gerileyen yıllık enflasyon, mayısta yüzde 4 olmuştu.

    BARINMA MALİYETLERİ ENFLASYONUN İTİCİ GÜCÜ OLMAYA DEVAM ETTİ

    Söz konusu dönemde barınma fiyatlarındaki artış, enflasyondaki aylık yükselişte en etkili kalem olmayı sürdürdü. Barınma endeksi, haziranda aylık bazda yüzde 0,4 ve yıllık bazda yüzde 7,8 arttı.

    Enerji endeksi de haziranda aylık yüzde 0,6 artış kaydederken, yıllık yüzde 16,7 düştü. Gıda endeksi bu dönemde aylık bazda yüzde 0,1, yıllık bazda yüzde 5,7 yükseldi.

    ÇEKİRDEK ENFLASYON DA BEKLENRİLERİN ALTINDA GELDİ

    Değişken enerji ve gıda fiyatlarını içermeyen çekirdek TÜFE, haziranda aylık yüzde 0,2 artış gösterdi. Yıllık yüzde 4,8 yükseliş kaydeden çekirdek enflasyon, Ekim 2021’den bu yana en düşük seviyeye indi.

    Söz konusu dönemde çekirdek enflasyonun, aylık bazda yüzde 0,3 ve yıllık bazda yüzde 5 olması öngörülüyordu. Çekirdek TÜFE, mayısta aylık yüzde 0,4 ve yıllık yüzde 5,3 artmıştı.

    ABD’de enflasyon, Haziran 2022’de yüzde 9,1 ile Kasım 1981’den bu yana en yüksek seviyesine ulaşmıştı.

  • Enflasyonla mücadele mesajı

    Enflasyonla mücadele mesajı

    Bakan Şimşek, “Cari açığı azaltacak adımları atarak ülkemizin risk primini de düşüreceğiz.” dedi. Sosyal medya hesabından paylaşım yaptı.

    “2023 yılında 15,9 milyon emeklimizi ve 4,9 milyon kamu çalışanımızı etkileyen önemli iyileştirmeler yaptık. Aylık ve ücretlerinde enflasyonun oldukça üzerinde artışlar yaparak refah seviyelerini yükselttik. 2022 yıl sonuna göre en düşük memur maaşını yüzde %141,8, en düşük emekli aylığını ise %114,3 oranında artırdık.

    Önümüzdeki dönemde bütçe açığını kontrol altına alarak mali disiplini yeniden tesis etmek suretiyle kamu maliyesi göstergelerinde kalıcı bozulmalara geçit vermeyeceğiz. Bunun için gerekli tedbirleri alıyoruz. Para politikası ile maliye politikası arasındaki uyumu pekiştirerek Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadelesine destek vereceğiz. Cari açığı azaltacak adımları atarak ülkemizin risk primini de düşüreceğiz.”

  • “Enflasyonla mücadele sürecek”

    “Enflasyonla mücadele sürecek”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bayburt’taki toplu açılış töreninde vatandaşlara seslendi.

    Erdoğan ekonomiye ilişkin mesajlar verdi.

    EMEKLİLERE YAPILACAK ZAM

    2023 yılının ilk 6 ayında TÜFE oranının yüzde 19,77 olarak gerçekleştiğine işaret eden Erdoğan, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarına, refah payıyla birlikte yüzde 25’lik artış yapılacağını söyledi.

    ENFLASYONLA MÜCADELE SÜRECEK

    Enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini dile getiren Erdoğan, “Üç kuruş fazla kazanmak isteyen kirli ellere müsaade etmeyeceğiz.” dedi.

    DEPREM FELAKETİNİN EKONOMİYE YANSIMALARI

    Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin Türk ekonomisine maliyetinin 104 milyar dollar olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bütün bunların altından biz kalkıyoruz, biz kalkacağız. Gelişmiş ülkeler dahil böyle bir yükün altından rahatça kalkamaz.” şeklinde konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

    “Bayburt’u, bahçesiyle, bağıyla ırmağıyla, dağıyla adeta cennet bahçelerinden bir bahçeyi andıran Bayburt’tu, nice hak ve halk aşığının hikmet bahçelerinden gül devşiren Bayburt’u, sevdasında, davasında zirvelerin şehri Bayburt’u bugün bir kez daha aşkla, şükranla selamlıyorum.

    “BAYBURT’A TEŞEKKÜR EDİYORUM”

    Bayburt dünyada eşi benzeri olmadığını son seçimlerde bir kez daha gösterdi. 14 Mayıs’ta yüzde 78,86 oy oranıyla şahsımıza destek veren Bayburt, iki hafta sonra bunu yüzde 82,45’e yükseltti. 28 Mayıs’ta yüzde 82,45 oy oranıyla yine rekor kıran, birinciliği kimseye kaptırmayan Bayburt’a teşekkür ediyorum. Sandıkları patlatan tüm Bayburtlu kardeşlerime teşekkür ediyorum. Gösterdiğiniz güçlü irade için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

    “31 MART SEÇİMLERİNDE REKOR DESTEK BEKLİYORUM”

    Bayburt, şahsıma gösterdiği bu teveccühle sadece bize değil, Türkiye’nin geleceğine de sahip çıktı. Bayburtlu kadeşlerimiz ‘Türkiye’nin Yüzyılı inşasında biz de varız’ dedi. İnşallah 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimlerinde sizlerden tüm Türkiye’ye örnek olacak rekor bir destek bekliyorum.

    Bayburt Tarım İl Kampüsü yanında, göletlerden, taşkın koruma projelerine pek çok yatırımın açılışını gerçekleştiriyoruz. Böylece 7 farklı alanda her biri şehirimize değer katan 36 projemizin resmi açılışını bugün yapıyoruz. Toplam yatırım bedeli 2 milyar 689 milyon lirayı aşan bu eser, hizmet ve projelerin şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu eserlerin Bayburt’a kazanırılmasında emeği geçen bakanlıklarımızı ve kurumlarımızı tebrik ediyorum.

    “TÜRK SİYASİ TARİHİNİN EN ÖNEMLİ SEÇİMLERİNDEN BİRİNİ GERİDE BIRAKTIK”

    Sevgili Bayburtlular, her şeyden önce sizin bize bu ilginiz ve alakamız bizim sorumluluğumuzu daha da arıtıyor. Emniyete sordum; dedim ki ‘Bu meydanda kaç kişi var?’ Dediler ki, ’40 bin kişi var.’ Ama şimdi bir tane pankart gördüm, orada da diyor ki; “Yüzde 82,30. Az oldu ama olsun” diyor. İnşallah 31 Mart’ta olay daha farklı olacak.”

    Türk siyasi tarihinin en önemli seçimlerinden birini 28 Mayıs günü itibariyla geride bıraktık. Aziz milletimizin takdiriyle 5 yıl daha ülkemize hizmet etme imkanına kavuştuk. Süratle kabinemizi oluşturduktan sonra, milletimizin taleplerini, ülkemizin sorunlarını çözmeye başladı. Asgari ücretle çalışanlardan, memurlarımıza, çiftçilerimizden, gençlerimize, toplumumuzun farklı kesimlerine yönelik pek çok farklı müjde verdik.

    EMEKLİ MAAŞLARINA REFAH PAYI İLE YÜZDE 25 ZAM

    Son olarak dün emeklilerimizin maaşlarıyla ilgili düzenlemeyi Meclisimizin onayına sunduk. 2023 yılının ilk 6 ayında TÜFE oranı yüzde 19,77 olarak gerçekleşti. SSK ve Bağ-Kur emeklilerimize enflasyon zammına ilave refah payı verilerek zam oranını yüzde 25’e yükseltiyoruz. Memur emeklisi kardeşlerimiz için toplu sözleşme hükümleri gereğince ön görülen zam oranı yüzde 17,55 olacaktı. Buna ilaveten refah payı verilerek zam oranını yüzde 25’e çıkarıyoruz. Böylece SSK, Bağ-Kur ve emekli sandığı emeklilerimize aynı oranda zam yapıyoruz.

    “EMEKLİLERİMİZİ ENFLASYONA EZDİRMEYECEĞİZ”

    Enflasyonun üzerinde yaptığımız artışlarla emeklilerimizi enflasyona ezdirmeme sözümüzü tutuyoruz. Emeklilerle ilgili düzenlenen bu adım tekrar hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Enflasyonla mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz. Fırsatçılara ve aç gözlülere kesinlikle müsahade etmeyeceğiz.”

    MUHALEFETE ELEŞTİRİ

    İnsanları kapı dışarı eden bu muhalefetin ülkeye de millete de faydası olmaz. Seçim kazanmak uğruna terör örgütleriyle bile işbirliği yapanlardan bu millete hiçbir fayda gelmez. Bunların siyaset sahnesinde niçin bulunduklarını sizler de görüyorsunuz di mi? Sabah akşam kavgalarını izlemekten millete artık gına geldi. Düne kadar birbirlerine serenat yapıyorlardı, bugün hakaret ediyorlar. Düne kadar ülkenin başına getirmeye çalıştıkları adaylarını, ‘mandacı’, ‘tek adam’, ‘diktatör’ diyerek bugün göndermeye çalışıyorlar. Her gün kavga her gün didişme… Koltuklarını korumak dışında hiçbir gündemleri yok.”

  • Küresel ısınma gıda enflasyonunu artırabilir

    Küresel ısınma gıda enflasyonunu artırabilir

    İnsan hayatı ve çevreyi etkilediği kadar ekonomiler üzerindeki etkisi de giderek artan küresel ısınmanın gıda enflasyonunu 2035’e kadar dünyada her yıl yüzde 3, manşet enflasyonu ise yüzde 1’in üzerinde artırabileceği hesaplanıyor.

    Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü’nün iklim değişikliğinin makroekonomik etkilerindeki hızlı değişimi incelediği araştırması, küresel ısınma ve enflasyon arasındaki ilişkiyi ortaya koydu.

    Araştırmanın bulgularını değerlendiren Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü Araştırmacısı Maximilian Kotz, küresel ısınmanın enflasyon üzerindeki etkilerinin geçen yıl Avrupa’daki sıcak hava dalgalarının ardından ekonomistlerin daha çok dikkatini çekmeye başladığını söyledi.

    Avrupa’da 2022’deki aşırı sıcak hava dalgaları ve kuraklık nedeniyle tarımsal üretimde düşüş görüldüğünü ve bunun gıda fiyatlarını yükselttiğini ifade eden Kotz, şunları kaydetti:

    “121 farklı ülkede son 30 yılda iklim ve enflasyonda görülen değişimleri inceledik ve iklim değişikliğinin artan etkilerinin enflasyonu ve özellikle gıda enflasyonunu da artırdığını gördük. Örneğin, Avrupa’da geçen yılki aşırı sıcak hava dalgaları gıda enflasyonundaki artışa 0,7 puanlık katkı yaptı. Yüzde 10 seviyesindeki gıda enflasyonunun hepsi iklim değişikliğinden kaynaklanmadı elbette. Salgın ve Ukrayna’daki savaş gibi faktörler daha yüksek enflasyona yol açtı ancak küresel ısınma şiddetlendikçe enflasyondaki etkisi de artıyor.”

    Kotz, küresel ısınmanın 2035’e kadar enflasyonu nasıl etkileyeceğine ilişkin de “İklim değişikliğinin giderek daha kötü hale geldiğini görüyoruz. Şiddetlenen küresel ısınmanın, dünyada 2035’e kadar özellikle gıda enflasyonunu artıracağını öngörüyoruz. Küresel ısınma, 2035’e kadar her yıl yüzde 1 ila 3 arasında daha yüksek gıda enflasyonuna yol açabilir. Bu oranlar yüksek görünmüyor olabilir ancak iklim değişikliğinin gıda enflasyonu üzerindeki etkisi ısrarcı hale geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Göç ve gelecekteki iş fırsatları, iklim değişikliği baskısı altında

    Küresel ısınmanın enflasyonun yanı sıra istihdam ve büyüme oranlarını da etkileyeceğini ifade eden Kotz, makroekonomik büyüme oranlarının ve üretimin iklim değişikliği nedeniyle giderek azalacağına yönelik güçlü işaretler olduğunu söyledi.

    Bilim insanlarının iklim değişikliğinin makroekonomi ve iş gücü üzerindeki etkilerini incelediğini belirten Kotz, “İklim değişikliği nedeniyle çok yüksek ihtimalle gelecekte daha az iş fırsatları olacak. Tabii ki bu etkilerin ne kadar geniş çaplı olacağı fosil yakıtlar nedeniyle emisyonların ne kadar artacağına ve emisyonlardaki artışın küresel ısınmayı ne kadar şiddetlendireceğine bağlı.” değerlendirmesinde bulundu.

    Küresel ısınma nedeniyle dünyanın özellikle bazı bölgelerinin yaşanamaz hale geldiğini ve bunun da iklim göçüne yol açtığını vurgulayan Kotz, kuraklık ve aşırı sıcak hava dalgalarının sıklığındaki artışın özellikle Sahra Altı Afrika’daki topluluklar için risk oluşturduğunu söyledi.

    Kotz, bu bölgelerde yaşayan insanların yerli tarımsal üretimle geçimini sağladığını belirterek, “Şu anda bu bölgelerdeki tarımsal üretimin azalmasına karşı bu toplulukları destekleyecek güçlü bir altyapı yok. Bunun muhtemel sonucu da iklim göçündeki artış… Bu konuda bilimsel olarak yeterli veri yok ancak iklim göçünün giderek daha büyük bir konu haline geleceğini görebiliyoruz. Sadece şu an bunun ne boyutta olacağını kestirmek bilimsel açıdan zor.” dedi.

    ECB ve Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü’nün araştırmasına göre, iklim değişikliğine karşı adaptasyon uygulamalarının yetersiz şekilde devam etmesi durumunda küresel ısınma gıda enflasyonunda 2035’e kadar yüzde 0,92 ila yüzde 3,23 arasında, manşet enflasyonda ise yüzde 0,32 ila yüzde 1,18 arasında artışa yol açarken, enflasyonda görülen mevsimsel dinamikleri de değiştirecek.

    Küresel ısınmanın enflasyon üzerindeki etkisi “Küresel Güney” olarak ifade edilen, iklim değişikliğinde katkısı az olmasına rağmen bunun etkilerine karşı en kırılgan konumda olan gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek olacak.

    Sıcaklık artışı gelecek 5 yılda 1,5 derece limitini aşabilir

    Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) verilerine göre, küresel sıcaklık artışı, 2022’de sanayi öncesi döneme göre 1,15 dereceye ulaştı.

    Birleşmiş Milletler’in (BM), sıcaklık artışında yaşanabilir son sınır olarak belirlediği 1,5 derecenin aşılması ihtimali ise son yıllarda hızlandı. WMO’ya göre, 2023 ila 2027 yılları arasında sıcaklık artışı 1850-1900 dönemine göre 1,1 ila 1,8 derece arasında daha yüksek olacak.

    Gelecek 5 yıldan en az birinin, dünyadaki en sıcak yıl ve 2023-2027’nin bir bütün olarak en sıcak yıllar olma ihtimali yüzde 98 iken, bu yıllar arasında 1,5 derece limitini aşma olasılığı da yüzde 66 olarak hesaplandı.

  • Haziran ayı enflasyon beklentisi

    Haziran ayı enflasyon beklentisi

    AA Finans’ın, TÜİK tarafından 5 Temmuz Çarşamba günü açıklanacak haziran ayı enflasyon verilerine ilişkin beklenti anketi, 10 ekonomistin katılımıyla sonuçlandı.

    Ankete göre, ekonomistlerin haziran ayı enflasyon beklentilerinin ortalaması yüzde 3,91 oldu. Ankete katılan ekonomistlerin haziran ayı için enflasyon beklentileri, en düşük yüzde 2,25 ve en yüksek yüzde 4,85 aralığında yer aldı.

    Ekonomistlerin haziran ayı enflasyon beklentilerinin ortalamasına (yüzde 3,91) göre bir önceki ay yüzde 39,59 olan yıllık enflasyonun yüzde 38,20’ye ineceği hesaplanıyor.

    Öte yandan, ekonomistlerin 2023 sonu enflasyon beklentisi haziranda yüzde 47,32’den 42,07’ye geriledi.

    Tüketici Fiyat Endeksi, mayısta bir önceki aya göre yüzde 0,04 artış göstermişti.

  • Haziran enflasyonu belli oldu

    Haziran enflasyonu belli oldu

    İstanbul Ticaret Odası (İTO) Haziran ayı toptan ve perakende fiyatlardaki değişim verilerini açıkladı. Buna göre, 2023 Haziran ayında İstanbul’da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre yüzde 3,46, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 4,32 oranında arttı.

    2022 Haziran ayına göre 2023 Haziran ayında yaşanan fiyat değişimlerini gösteren bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksinde yüzde 55,19, Toptan Eşya Fiyatları İndeksinde ise yüzde 64,27 olarak gerçekleşti.

    En çok artış kültür, eğitim ve eğlence harcamalarında

    Haziran 2023’te perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; kültür eğitim ve eğlence harcamalarında yüzde 6,99, ulaştırma ve haberleşme harcamalarında yüzde 5,11, konut harcamalarında yüzde 3,75, ev eşyası harcamalarında yüzde 3,39, gıda harcamalarında yüzde 3,37, giyim harcamalarında yüzde 3,20, sağlık ve kişisel bakım harcamalarında yüzde 0,08 artış, diğer harcamalar grubunda yüzde -0,85 azalış izlendi.
    Haziran 2023’te Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; yakacak ve enerji maddeleri grubunda yüzde 8,36, inşaat malzemeleri grubunda yüzde 5,71, işlenmemiş maddeler grubunda yüzde 4,21, gıda maddeleri grubunda yüzde 3,93, mensucat grubunda yüzde 3,30, madenler grubunda yüzde 2,21 artış, kimyevi maddeler grubunda yüzde -1,36 azalış izlendi.

  • Gözler enflasyon verilerinde

    Gözler enflasyon verilerinde

    Memur ve memur emeklilerinin maaş zammı, her yıl iki kez toplu sözleşme zammına ek olarak 6 aylık enflasyon farkıyla belirleniyor.

    SSK ve Bağ-Kur emeklileri ise 6 aylık enflasyon kadar zam alıyor.

    Haziran ayı enflasyon verilerinin belli olmasıyla birlikte yılın ikinci zam oranı da ortaya çıkmış olacak.

    Memur ve emeklilerin zam oranı 5 Temmuz’da açıklanacak enflasyon rakamlarının ardından netleşecek.

    Memurlar yılın ilk 6 ayı için yüzde 8 sözleşme zammı almıştı. Bu oranı aşan fark kadar memurlara enflasyon farkı verilecek. 5 aylık rakamlara bakılınca memur ve memur emeklilerine en az yüzde 7,13’lük enflasyon farkı imkanı doğdu. 5 aylık verilere göre SSK ve Bağkur emeklilerinin zammı şimdiden yüzde 15,26 oldu.

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, memur ve emekli maaşı zammına ilişkin düzenlemeyle ilgili konuştu.

    Bakan Işıkhan, düzenlemenin temmuzda Meclis’ten geçeceğini, en düşük memur maaşının 22 bin TL olacağını söyledi.

    Memur ve emekliler için enflasyona göre belli olacak zam oranının refah payıyla yükselmesi bekleniyor.